iktisadi kalkınma vakfı ticaret ve ihracat konularında iki seminer

advertisement
ĐKTĐSADĐ KALKINMA VAKFI TĐCARET VE ĐHRACAT KONULARINDA ĐKĐ
SEMĐNER DÜZENLEDĐ
4 Şubat 2010 tarihinde TOBB Hizmet Binası’nda
gerçekleştirilen “Dünya Ticaret Sistemi ve Türkiye’nin
Đhracatına Etkileri” konulu seminer ĐKV ile Dış Ekonomik
Đlişkiler Kuırulu (DEĐK) ve Türkiye Đhracatçılar Meclisi
(TĐM) işbirliğinde düzenlendi. Seminerde Dünya ticaret
sistemi ve Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kapsamında
meydana gelen son gelişmeler, Avrupa Birliği (AB) Türkiye
gümrük birliği ve Türkiye’nin ihracatına etkileri konuları ele
alındı.
DEĐK Đcra Kurulu üyesi ve Türk-Đspanyol Đş Konseyi Başkanı Dr. Zeynel Abidin Erdem
yaptığı açış konuşmasında son dönemde artan serbest ticaret anlaşmaları ve bölgeselleşme
eğilimleri nedeniyle Türkiye’nin dünya ekonomisi içindeki rekabet gücü, ihracat ve pazara
girişi imkanlarının ve istihdam olanaklarının geliştirilmesi gereğini vurguladı. Erdem, küresel
ekonomik kriz ertesinde gelişmekte olan ülkeler başta olmak üzere bütün ülkelerin
ekonomilerini genişletebilmeleri için ticari ilişkilerin adil rekabet ile somut kurallarla
temellendirilebilmesi, ve çok uluslu ticari ilişkilerin geliştirilebilmesi için güçlü bir
konsensüsün oluşması gerektiğini belirtti.
Đkinci olarak TĐM adına açış konuşmasını yapan Başkan Vekili Mustafa Çıkrıkçıoğlu, küresel
krizin Türkiye ekonomisi ve ihracatı üzerindeki olumsuz etkilerini vurguladıktan sonra,
Türkiye’nin krizden çıkmak için en önemli çözüm ortağının ihracat olduğunu belirtti.
Türkiye’nin dünya ekonomisinin bir parçası olduğunu ve dolayısıyla ihracatın da büyüme
beklentisi içinde olduğunu ifade eden Çıkrıkçıoğlu, 2023 yılı için 500 milyar dolar ihracatın
hedeflendiğini belirtti.
Son olarak ĐKV adına açış konuşmasını yapan Başkan Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu ise, dünya
ticaretinde yaşanan sorunların, büyük ölçüde çok taraflı ticaret görüşmelerinin kritik bir
aşamaya gelmesi ve fikri mülkiyet hakları, çevre ve sosyal standartlar, tarım sübvansiyonları,
devlet yardımları ve teknik engeller gibi konuların özellikle gelişmiş ve kalkınmakta olan
ülkeler arasında daha çok tartışmaya yol açmasından kaynaklandığını ifade etti.
Türkiye-AB gümrük birliğinin Türkiye’nin ticaretindeki önemli payını vurgulayan
Kabaalioğlu, gümrük birliğinin kazanımlarının yanında, uygulamadan kaynaklanan bazı
sorunlar olduğunu sözlerine ekledi. Özellikle AB’nin üçüncü ülkeler ile akdettiği serbest
ticaret anlaşmalarının müzakeresi sırasında Türkiye’nin sürece katılmadığını ve AB ile
anlaşma imzalayan üçüncü ülkelerden bir kısmının da aynı anlaşmayı Türkiye ile de
imzalamaktan kaçındığını ifade etti. Kabaalioğlu bu anlaşmaların Türkiye ile de aynı anda
müzakere edilmesi ve aynı anda yürürlüğe girmesinin tam olarak işleyen bir gümrük birliği
için gerekli olduğunu sözlerine ekledi.
Türkiye’nin DTÖ Nezdindeki Büyükelçisi Bozkurt Aran seminere onur konuşmacısı olarak
katıldı. Aran, DTÖ’nün serbest ticaret rejimi olmanın ötesinde dünya ticaretine ortak
kurallar ve ortak bir denetim ve gözetim mekanizması getiren kurumsal yanına dikkat
çekti. DTÖ sisteminin tarım ürünleri, tarım dışı ürünler ve hizmetler olmak üzere 3 boyutta
ele alınması gerektiğini vurgulayan Aran, kimi zaman ülkelerin ulusal çıkarlarını ortak çıkarın
üzerinde tutmaları nedeniyle uzlaşma zemini bulmanın zorlaştığını belirtti. Türkiye’nin
“yükselen bir Pazar” olarak görüldüğünü ifade ettikten sonra, Türkiye’de tarım kesiminin
özellikle istihdam yaratmaktaki önemini ifade etti. Büyükelçi Aran, dünya ticaretindeki
bölgeselleşme eğilimi ve artan serbest ticaret anlaşmalarının DTÖ çerçevesindeki global bir
rejimini yerini alamayacağını vurguladı.
Belçika Gent Üniversitesi AB Hukuku Enstitüsü öğretim üyesi Dr. Krystin Inglis, AB tarımgıda güvenliği konusu ve AB’ye yeni katılan ülkelerin üzerlerine düşen uyum
zorunluluğundan söz etti. Dr. Inglis, AB’de 1990’lı yıllarda yaşanan Deli Dana (BSE)
hastalığının bu alandaki girişimlerde bir milat oluşturduğunu ifade etti. Đngiltere’de ortaya
çıkan bu hastalık sonrasında AB’nin ilgili mevzuat ve kurumsal yapısını geliştirdiğini belirtti.
AB’nin gıda güvenliği ve tüketicinin korunması alanında “çiftlikten çatala” kadar kontrollü ve
denetimli bir yaklaşımı benimsediğini belirten Inglis, AB mevzuatının Türkiye gibi üyeliğe
hazırlanan ülkeler için de önemli bir uyum yükümlülüğü getirdiğini vurguladı.
Marmara Üniversitesi AB Enstitüsü öğretim üyesi ve TEPAV uzmanı Yard. Doç. Dr. Sait
Akman, DTÖ mekanizmasını ve kurallarını anlattığı konuşmasında Doha Turu sürecinde
dünya ekonomisinde tektonik kaymalar yaşandığını ve çoktaraflılığın erozyona uğradığını
belirtti. DTÖ yapısına yönelik eleştirileri de değinen Akman, çok kutuplu bir dünya
ekonomisini yönetmenin güçlüklerini vurguladı.
Dış Ticaret Müsteşarlığı Anlaşmalar Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Nurdan Çamlıbel
Aydın, DTÖ kapsamında anlaşmazlıkların halli mekanizmalarını detaylı bir şekilde ele aldı ve
Türkiye’nin taraf olduğu davalardan örnekler verdi. Avrupa Birliği Genel Sekreterliği Tek
Pazar ve Rekabet Dairesi Başkanı Erkan Çakıroğlu ise, AB-Türkiye gümrük birliğinin
uygulanması ve karar alma mekanizmalarından söz ederek, eleştirilere rağmen gümrük
birliğinin Türk ekonomisinin rekabet gücüne ve Avrupa pazarına açılmaktaki katkılarını
vurguladı.
Son olarak söz alan ĐKV uzmanları Mahir Ilgaz ve Özgür Bozçağa, DTÖ-AB kesişiminde
çevre ve gıda güvenliği alanındaki son gelişmeleri masaya yatırdı. Kopenhag Zirvesi
sonrasında iklim değişikliği konusundaki rejimin geleceğinin belirsiz olduğuna dikkat çeken
Ilgaz, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında yaşanan kamplaşmaya dikkat çekti.
Türkiye’nin gerek DTÖ ve özellikle AB sürecinde çevre standartlarını yükseltmesi gereğini
vurgulayan Ilgaz, bunun sanayiciye ek bir maliyet getireceğini ama gerek global gelişmeler
gerekse vatandaşın refahı dikkate alındığında bu maliyetin kaçınılmaz olduğunu dile getirdi.
Son olarak Bozçağa, DTÖ Sağlık ve Bitki Sağlığı Önlemleri Anlaşması’nın (SPS) bu alanda
global kriterler getirdiğini vurguladı ve Türkiye’nin de, tarımını GSYĐH’sının yüzde 11’ini
oluşturduğu bir ülke olarak bu alandaki gelişmeleri izlemek ve uyum sağlamak durumunda
olduğunu ifade etti. Bozçağa ihracatçıya da büyük ölçüde yansıyan sorunlar arasında, yetersiz
uzmanlaşma ve SPS komitesi eksikliği ve AB ile mevzuat uyumsuzluğundan kaynaklanan
sorunlara dikkat çekti.
5 Şubat tarihinde gerçekleştirilen “Dünya Ticaret Sistemi, Dünya Ticaret Örgütü Kuralları ve
Türkiye” isimli seminer ise Bursa’da Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) ile birlikte
düzenlendi. Açış konuşmalarını BTSO Başkanı Celal Sönmez ile ĐKV Başkanı Prof. Dr.
Haluk Kabaalioğlu’nun yaptığı seminerde, Türkiye’nin DTÖ Nezdindeki Daimi Temsilcisi
Büyükelçi Bozkurt Aran, Belçika Gent Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Krystin Inglis,
Marmara Üniversitesi AB Enstitüsü öğretim üyesi ve TEPAV uzmanı Yard. Doç. Dr. Sait
Akman, Dış Ticaret Müsteşarlığı Anlaşmalar Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Nurdan
Çamlıbel Aydın, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği Tek Pazar ve Rekabet Dairesi Başkanı
Erkan Çakıroğlu ile ĐKV uzmanları Mahir Ilgaz ve Özgür Bozçağa konuyu BTSO üyelerine
ve ilgili misafirlere detaylı bir şekilde anlattılar.
Download