T. B. M. M. 29 . 12 . 1987 B: 5 rak fevkalade düşüktür. Ücretlilerin sa­ tın alma gücü yüzde 50 civarında düş­ müştür. Bugünkü asgarî ücret ayda 50 dolar, yılda 6CÖ dolar sınırındadır ki, bu­ na asgarî ücret değil, sefalet ücreti demek daha doğru olur. (DYP sıralarından «Bra­ vo» sesleri, alkışlar). İktidarın, ekonomik politikasında işçi­ lik maliyetlerini mümkün olduğu kadar küçülterek, emek kullanımını yabancı ser­ maye için cazip hale getirmesi, ciddî bir yanılgıdır. Zira, demokratik ve sendikal hakların yerleştiği ülkelerde, ücretlerin sürekli baskı altında tutulması mümkün değildir. Düşük ücretler, siyasî ve sosyal istikrar açısından, yatırımcılara cesaret değil ürküntü vermektedir. Türkiye, Ko­ re değildir sayın milletvekilleri; Kore de­ mokrasisine özen ilmesi de yanlış olur. Ayrıca, dünya piyasalarında rekabet gücü, artık, emek ucuzluğuna değil, tek­ nolojik üstünlüğe dayanmaktadır. Yatı­ rımcılar, vasıflı emeği, vasıfsız ve ucuz emeğe tercih etmektedirler. Sayın milletvekilleri, emeği ve alın te­ riyle geçinenler, büyük çaresizlik ve ümit­ sizlik içine itilmişlerdir. Karın doyur­ mak, Türkiye'de mesele haline gelmiştir. Yiyecek, giyecek, okul ve tedavi masraf­ ları ile, kültürel ve sosyal ihtiyaçların karşılanması, bir ortadirek ailesi için ha­ yal olmuştur. Kötü beşlenme ve ona 'bağ­ lı olumsuz gelişmeler, ailenin ufkunu ka­ rartmaktadır. Bu politika ile, yakın gele­ cekte gıda maddelerinin fiyatlarına yapıl­ ması mukadder olan büyük zamlar ve bu maddelere Katma Değer Vergisi uygulan­ ması bir yana, belki de, devletin, özel bir destek politikası getirmesi gerekecektir. Belki, yeni bir fon (gıda fonu) uygulama­ sıyla karşı karşıya kalabileceğiz. Bugün, devlet memurlarının maaşları, aldıkları sosyal yardım zarcılarından daha 0: 1 azdır. Devlet memuru âdeta ianeye muh­ taç hale getirilmiştir. Yapılan küçük kat­ sayı artışları hayat pahalılığını karşılarnaya yetmemekte, sosyal yardım zammına dayanan hükümet, memurunu yine iane ile yaşatmaya çalışmaktadır. Bu nasıl sos­ yal devlet anlayışıdır, bu nasıl sosyal ada­ let anlayışıdır; işte, bunu anlamak da mümkün değildir sayın milletvekilleri. Geçici bütçe diyebileceğimiz bütçe, dört ay için hazırlanmaktadır. Bu süre, geçici bütçe için uzun bir süredir. Seçim sebebiyle kaybedilen süre bu kadar mı ki 'böyle bir süreye ihtiyaç duyulmuştur? Yoksa, asıl maksat, bütçe müzakereleri dolayısıyla yapılacak eleştirilerden - bir müddet için de olsa - kaçmak mıdır? Personel için istenen ödenekler geçen yıla nazaran yüzde 25 fazladır; yani onikide bir yerine, sekizde bir istenmektedir. Transfer harcamaları için yüzde 100 ar­ tış faydalıdır; bu da, ödenecek borçların ilk aylara yığılmasıyla ilgilidir. Diğer ter­ tipler için ise, yüzde 20'lik bir fazlalık öngörülmektedir. Böylece hükümet, ra­ hat harcama yapabilmek için yetki iste­ mektedir. Geçici bütçenin gelirleri için, ek ola­ rak, fon hâsılatlarının yüzde 30'unun. büt­ çeye aktarılması öngörülmektedir; bu da, bütçenin normal gelirlerinin, bu dönem­ de yapılacak harcamalara yetmeyeceğini göstermektedir. Devletin normal gelirleri, fon uygulamalarıyla, önce fonlara nak­ ledilmekte, şimdi de devletin normal har­ camaları için bu fonlardan nakil yapıl­ maktadır. Bu da, fon uygulamasının ne kadar sakıncalı olduğununun yeni ve ba­ riz bir delilidir. Sayın milletvekilleri, tasarıda, kanun uygulamasından doğacak aksaklıkları gi­ dermek konusunda, Maliye ve Gümrük Bakanlığına yetki verilmektedir. Şümulü — 236 —