İMAMINIZ NEREDE? Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hz.’nin 11 Aralık 2011 Sohbeti, Bismillahirrahmanirrahim. Fatiha. Hoşgeldiniz. Allahu Ekber Allahu Ekber. La İlahe İlla'Allah. Hu Allahu Ekber Allahu Ekber Velillah İlhamd. Elfu Salat, Elfu Selam Evvelin ve Ahirin Efendisi'ne. Habibu Rabbil Alemin Efendimiz Muhammed (sav)’in Aline ve Ashabine de selam olsun. Ve Sairi Enbiya ve Mürselin'e. Ve onlara Yevmid Din'e kadar tabi olanlar izniniz ile. "Tarikatımız sohbettir ve cemiyette hayır vardır." Subhan Allahul Aliyyul Azim. "Din nasihattir." Öyle değil mi? Biz Euzubillahimineşşeytanirracim, Bismillahirrahmanirrahim diyoruz. Ve biz bu iş için ehil değiliz. Ama Hak Celle ve Ala'nın emriyle "Hatırlatmak muminlere yarar." Emri çerçevesine uyarak. Bizim bildiğimiz şeyi anlatırız. Allah hiçbir nefse kaldıramayacağı yükü vermez. Biz birşey biliyoruz diye iddia etmiyoruz. Ama Allah'ın emri mucibince, "Hatırlat, hatırlatmak muminlere yarar" Ayet-i Kerimesi ile. Subhan Allahul Aliyyul Azim. Peygamberimiz (sav) dedi ki: "Din nasihattir." Din nasihattir. Sizin Ümmetiniz, hayra davet edip, iyiliği emreden ve kötülüğü nehyeden olsun. Öyle değil mi Seyyid? Bununla ilk olarak mükellef olan, Arap Müslüman kardeşlerimizdir. Bu emirden onlar mükelleftir. Çünkü onların konuştukları diller, Peygamberimiz'in (sav) dilidir. Ve Kur'an-ı Kerim'in dili de Arapça'dır. Bu onlar için bir şereftir. Biz ta ki birşey öğrenene kadar, bizim için en azından bir on sene veya yirmi sene lazımdır. Veya otuz sene, veya kırk sene. Ta ki birşey öğrenip bilelim. Arapça, Arap dilinden birşey öğrenelim. Bu onlar için bir şereftir. Bizim çok gayret etmemiz lazım, çok uğraşmamız lazım ki ta o dili öğrenelim. Kırk senede yine bilmeyiz. Bu şeref, Araplar'a verilmiştir. Allah Celle ve Ala onlara ikram etti. Arap bir Peygamber ikram etti. Nebiyyun Arabi, Arap Peygamber ile. Ey Araplar neredesiniz? Doğu ve Batı arasındaki Araplar. Ve siz ilk tasdik eden, Ahir Zaman Nebi'sine, Peygamberi'ne ilk iman edenlersiniz. Ve Doğu'ya ve Batı'ya, her yere sizden İslam nimeti ulaştı. Ve nasıl ki biz dedik; biz Arapça'yı öğrenene kadar kırk sene isteriz. Yine de Araplar gibi anlamıyoruz, ana dilimiz gibi değildir. Çünkü biz bu durumlarda; şimdi bulunduğumuz bu durumda, özellikle İslam aleminde bu esef verici bir şeydir. Esef verici birşey. Peygamberler'i (sav) bıraktılar. Ve Kur'an-ı Kerim'in usülünü, manalarını; Allah'ın kitabı olan Kur'an-ı Kerim'i bırakmışsınız. Kafirlerin ve facirlerin arkasından koşturuyorsunuz. Gayri Müslimler, Müslüman olmayanlar hem kafirdir hem de facirdirler. Bunda birşey var mıdır? Ve şimdi biz, bizim durumumuz çok sıkıntılıdır. Çok sıkıntılı bir durumdayız. İslam alemi, Belki iki milyar insandır. İki milyar Müslüman vardır. İsimleri Müslüman. Ama başkan, başkanlık makamı Araplar'ındır. Bu hak onlarındır. Onların bunu bilip, onu tebliğ etmeleri gerekir. Bizim zamanımız Kıyamet Günü'ne daha yakındır. www.saltanat.org Page 1 Peygamberimiz (sav) dedi ki: "Ümmet'im doğru yolda olsa bir günü var ve doğru yoldan sapınca yarım günü vardır." Rasulullah (sav) Ayet-i Kerime'yi okudu: "Rabbi'nin yanında bir gün bin sene kadardır." Onlar doğru yolda olsalar bin seneleri vardır. Doğru yoldan ayrılınca yarım günleri vardır. Yarım gün beş yüz senedir. Şimdi biz 1433 yılındayız. Kaç sene kaldı? Bu müddetten ne kadar zaman kaldı? Altmış yedi sene kaldı, altmış yedi sene. Subhan Allahul Aliyyul Azim. Subhan Allahul Aliyyul Azim. Bu bilinmiştir ve ünlüdür; kitaplarda zikrolunmuştur. Alimler onu yazdılar, kaydettiler. Neyi bekliyorsunuz? "Ümmetlerim yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır." Öyle değil mi? Bir tanesinin haricinde hepsi ateştedir. Doğru mu ey Araplar? Ben Acemi'yim. Arap değilim. Arap olmayan herkes Acemi'dir. Araplar siz Araplar'sınız. Bundan ne anlıyorsunuz? Ne kadar oldu? Altmış yedi. Altmış yedi sene. Ümmet'in vaktinin bitmesi için altmış yedi sene kaldı. Ve zuhur etti. Kıyamet'in şartları geldi. Kur'an-ı Kerim'de zikrolunmuştur. Kadir gecesinde vahiy; Peygamberimiz Allah'ın sevgilisine vahiy inmeye başladığında Melaikeler titredi. Sordular. Çünkü, öyle bir hal vardı ki; o gece fevkalade bir hal vardı. Gökyüzünde fevkalade bir durum vardı. Çünkü gökyüzünün ehli bunu tahmin etmediler veya bunu bilmiyorlardı. Hepsi, bütün semaların ahalisi titrediler. Ve Cebrail (as)'a, vahiy sahibi olana sordular. Bu nedir, bu nedir diye ona sordular. Daha önce hiç böyle olmadı. Çünkü bu gece Kur'an-ı Azimuşşan'ın, indirilmeye başladığı gündür. Semavi kitapların en sonuncusu ve Ahir Zaman Peygamberi'ne indirilmeye başladı. Ahir Zaman Peygamberi'ne. Onun için Melaikeler titredi ve korkudan düştüler. Kıyamet yaklaştı diye korktular. Ey Araplar neredesiniz? Bu doğru mu yanlış mı? Ey Arap alimleri biz Acemiler'iz, yabancıyız. Biz bilmiyoruz. Sizden öğrendik. Niye bunu söylemiyorsunuz? Niye Habibin Ümmeti'ne Kıyamet'in yaklaştığını hatırlatmıyorsunuz? Melaikeler Kıyamet'in yaklaştığını duydular ve korkudan düşüp bayıldılar. Kur'an-ı Kerim'in inmesi büyük, Azametli bir olaydır. Sen Arapça bilmiyor musun? Biz bilmiyoruz. Kıyamet günü, Acemi cemaatini çağırırlar, Arap olanları, benim gibi olanları çağırırlar.Sen din hakkında ne bilirsin? Biz biliyoruz ki diyelim: "Eşhedu En La İlahe İlla'Allah Ve Eşhedu en La Seyyidina Muhammedun Rasulullah, Habibullah, Nebiullah." Hadi başka ne biliyorsunuz? Başka birşey bilmiyoruz. Arapça bilmiyoruz. Bundan başkasını bilmiyoruz. Hadi gelin buraya bakalım Şeyh Nebil. Sen Arap'sın. Evet. Sen Arap mısın? Şeyh Haydar durun. Onları durdurun. Onlar sorguya çekilecektir. Ayet-i Kerime: "Onları durdurunuz." Bu hitaptan dolayı Melaikeler ayakta duramaz. Buraya gel. Sorguya çekiliyor. "Onları durdurun onlar sorguya çekilecekler." Sen Arap mısın? Evet. Ne öğrendin? Ne öğrendiniz? Biz mektepte bize öğrettiklerini öğrendik. Başkası yok. Siz ne öğrendiniz? Biz La İlahe İll'Allah Muhammedun Rasulullah öğrendik. Başka ne öğrendiniz? Biz Arapça bilmiyoruz. Biz geçeriz. Siz ey www.saltanat.org Page 2 Araplar! Ey Araplar! Arap kralları, Arap başkanları! Gelin buraya bakalım. "Durdurun onları sorguya çekeceğiz." Sizde ne vardı? Mezhebiniz neydi? İnsanlar ihtilafa düştüklerinde onların mezhepleri neydi? Söyleyin. Hakk'ı konuşun. Biz insanları demokrasiye çağırıyorduk. Haa. Tuh size. Ve demokrasinize tuh. Söz meclisten dışarı. Değil mi? Bu Kur'an-ı Kerim'i hiç okumadınız mı? Allah'ın Şeriatı'nı bıraktınız ve kafirlerin, facirlerin, demokrasinin arkasından koşturdunuz. Ve insanları demokrasiye davet ettiniz, çağırdınız. Ey Müslüman kardeşler, Selefiler, başkanlar, Krallar! Ne yaptınız? Parlemento yaptık. Ayet-i Kerime'de parlemento yapmanız yazıyor muydu? Gelin bakayım buraya. Gösterin bakayım. Melaikeler onları hesaba çeker. Müslüman kardeşler partisi. Sizde utanma yok mudur ki insanları demokrasiye çağırıyorsunuz? Kur'an-ı Kerim size yetmedi mi? Tuh size. Vurun. Melaikeler onlara vurmaya başlar. İhvanı Müslimin. Müslüman kardeşler yoktur, Selefi yoktur. Müslümanlar ve Muminler vardır. Allah'ına, Resulüne iman edenler vardır. Ve biz Rabbimiz'e şükrediyoruz ki Müslüman ve mumin olduğumuz için. Ve biz Acemi olarak istiyoruz ki Araplar'ın, Allah'ın Şeriatı ile hükmetmesini istiyoruz. Onlara tabi olalım diye. Onları ateşe alın. Ey Araplar! Oyun oynamayın. Ey İman edenler! "Allah ve Resulü'ne iman edin. Ve Resulü'ne indirdiği kitaba iman edin." Ayet-i Kerime. Bu hitap kimin içindir? Ey iman edenler! İman edin. Nasıl bu iş? Eğer onlar iman etmişlerse, niye Melaikeler onlara iman edin diyecek? Bunun manası sizin imanınız, iman değildir. Hakiki imana gelin. Siz muminsiniz. Ondan sonra Gayri Müslümler'e ittiba ediyorsunuz. Yahudiler'in ve Hristayanlar'ın arkasından gidiyorsunuz. Ve diyorsunuz ki biz demokrasi istiyoruz. Alın, bağlayın, ateşe atın. Onların yemekleri katrandandır ve bütün yüzlerini ateş tutar. Ey Araplar, ey Krallar! Bugün buradasınız. Yarın Allah'ın yanındasınız. Allah'ın Şeriatı'nı atarsınız ve onun yerine biz Müslüman kardeşleriz diyorsunuz. Siz Müslümanlar'ın kardeşleri değilsiniz, şeytanların kardeşlerisiniz. Nasıl dersiniz ki biz, Demokrasi istiyoruz? Bu nasıl iştir? Nasıl Müslüman kardeşleriz diye iddia ediyorsunuz? Siz şeytanın kardeşlerisiniz, siz delalettesiniz ve insanları delalete götürüyorsunuz. Siz hem yolu şaşırmışsınız ve hem de şaşırtıyorsunuz. "Ateşe alın." Mahşer gününde onlara öyle söyleyecekler. “Ümmetim istikamet üzere olursa bir günü vardır, istikamet üzere olmazsa yarım günü vardır.” İşte bu. İmamınız nerede? Müslümanlar'a onların İmamları olması emrolundu. İmamlar'ın hizmetleri, İmamsız kabul olunmayacaktır. Veya Onların Müslümanlıkları da kabul olunmaz. İmamınız'ı bıraktığınızda şeytan size İmam oldu. Allah Allah. Tövbe Ya Rabbi. Tövbe Estağfirullah. İmamınız sizdendir. İmamınız sizdendir. Onlar ki Batılılar'ı, Hristiyanlar'ı İslam düşmanlarını kendilerine önder aldılarsa, onları örnek aldılarsa; onlara nasıl Müslüman denir? Siz bugün buradasınız ama yarın Rabbiniz'in yanında olacaksınız. Biz La İlahe İlla'Allah Muhammedun Rasulullah diyoruz. Bize yeter. Ama size İmamınız nerede diye size sorulacak. www.saltanat.org Page 3 Yolu şaşırtan ve şaşırttıran oldunuz. Son Halife'yi kabul etmediniz. Ve başınıza gelen geldi. Halinizin nasıl olduğunu görüyorsunuz. İmamınız nerede? İki İmam olsa, bir tanesinin ölmesi lazımdır ki Müslümanlar'ın başında bir tek İmam olması lazımdır.Bu Allah'ın Şeriatı'dır. Onlara söylüyorum ve onlara hatırlatıyorum. "Hatırlat, muminlere hatırlatmak yarar." "Hatırlat. Çünkü hatırlatmak muminlere yarar." Doğu'ya ve Batı'ya her şeye hükmeden İmam getiriniz başınıza. Şimdi Rusya'da üç yüz milyon kişi vardır. Onlara bir kişi hükmediyor. Niye Müslümanlar'ın başında tek bir İmam olmasın? Niye Kur'an-ı Azimuşşan ile hükmetmesin, Allah'ın hükmü ile hükmetmesin? Niye başınıza İmam getirmediniz? Ey Araplar! El Arab, daha fazla küfür ve nifak sahibidirler. Elif Lam size işaret ediyor. El Arab. Dediler ki: "El Arab çölde olanlardır." Hayır, onlar şimdi bulunan kavimdir. El Arab; daha şiddetli küfür ve nifak sahipleridirler. Kur'an devamlı yaşayandır. Bin beş yüz sene önce Allah Subhanehu ve Teala dedi ki: "El Arab daha şiddetli küfür ve nifak sahipleridirler." Bunlar kimdirler? Develeriyle beraber olan beş kişi mi bunlar? Onlar mı? Bunlar mı o Arab; daha fazla küfür ve nifak sahipleri olanlar? Ne kadar küfretseler, ne kadar münafık olsalar onların ne zararları vardır? Şimdi zarar olan El Arab. Elif Lam tarif içindir. Son zamanda gelecek Arapları tarif ediyor. Dini yıkıp, Allah'ın Şeriatı'nı bırakanlardır. İşte onlardır bunlar. Daha şiddetli küfür ve münafık olanlar onlardı. İşte bunlar. Allah beni affetsin. Allah beni affetsin. "Hatırlat. Çünkü muminlere hatırlatmak yarar." Bu Hak bir meseledir. Onun için söylediğimi söylüyorum. Bu hitap, benim dilimi konuşturttular. Doğu ve Batı arasındaki Müslümanlar'a hatırlatmak içindir. Onların İslam'a dönmeleri için. Yoksa mahvolacaklar, kahrolacaklar. Dünya'da ve Ahiret'te zelil olacaklardır. Allah Allah. Fatiha. Araplar'a teklif lazım. Onlar mecburdurlar. Tabi ki Araplar'a. Biz La İlahe İlla'Allah diyoruz. Biz cennete giriyoruz. Araplar gelin bakalım. Hitapları uzun. Ne yapalım ey Seyyid. Şeriat ehlini kovdular. Yemen ahalisinin başlarına bela geldi. Şam'da da kovdular, Bağdat'ta kovdular, Kahire'de kovdular, Libya'da kovdular. Kralları'nı kovdular. Şeytanlar onların başlarına geldi. Türkler'de. Türkler zaten cahlillerdir. Halife'yi kovdular. Asithaneden Araplar'a geldi. Araplar da dedi ki: "Hilafet'i bize verin, biz de sizi koruyalım." Hadis-i Şerif'i bilmiyorlar mı? Tövbe Ya Rabbi. Tövbe Estağfirullah. Fatiha. Allah Celle ve Ala, ve Habibi benim gibi Arapça'sı az olanı Araplar'a hitap etmeye koydu. Ben utanıyorum ama bana emir vardır; onlara konuş ve hatırlat "Çünkü hatırlatmak muminlere yarar." Bu emirdir. İlahi emirdir. Ne demokrasisi? Demokrasi ile konuşan, son nefesinde Şehadet kelimesi getiremez. İman ile gidemez.Neuzubillah. Fatiha. Video Link: http://saltanat.org/Blog/tabid/271/PostID/493/-Where-Is-Your-Imam-Imam-n-z-Neredear.aspx www.saltanat.org Page 4