21 EKİM 1984 y: BAŞLARKEN RMENİ terörizminin bazı başkentlerde, politika kulislerin­ de, hatta parlamentolarla seçim arenalarında zaman zaman yandaşlar bulması, kuşkusuz tarihî gerçeklerin saptırılma­ sından veya gözler önüne gerektiği gibi serilmemesinden doğmak­ tadır. Bu yandaşlık son yıllarda, sonuçsuz da kalsa, politik ve ekono­ mik şantajlara dönüşmeye başlamıştır. Sorunların tarihî gelişimi incelendiğinde, bu ilginin temelinde 150 yıl öncesinin Amerikan misyonerliği ve kapitülasyonlardan ce­ saret alan Amerikan tüccarı ile Ermeni komisyoncusunun, işbirli­ ğinin yattığı görülecektir. Okuyucularımızın dikkatine sunduğumuz bu yazı dizimimde, 1797 yılında İzm ir’e gelen ilk Amerikan ticaret gemisinden başla­ yan “ Tehlikeli Alâkalar” ın bugünkü boyutlarına nasıl ve niçin gelindiği anlatılmaktadır. “ 150 Yıllık Kin", Ermeni terörizminin kökleriyle ilgili bir araş­ tırmadır ve bugün bazı ülkelerde görülen politik - ekonomik dav­ ranışların çözümünde anahtar görevini yapacaktır. İlgi ile okuyacağınızı umuyoruz. E E m en i terörizminin kökleriyle ilgili dev bir araştım a: IS O ■ 0 .: S; v. \ malların toplanmasına Rumlar’ın elleri yetişmiyordu. Bur­ sa ipeğini, Ankara, Kayseri tiftik yününü, Kayseri, Sivas halılarını v.b. toplayacak olan­ lar Ermenilerdi. Anadolu Ermenisine geniş bir İş alanı açıldı. Giderek, Amerika’dan alı­ nan ve Amerika’ya satılan mallar çeşitlendi. AmerikanTürk ticaret hacmi arttı. Bu çeşitlenmeye ve büyümeye göre, Amerikalılarla İşbirliği yapan Türkiye Ermenilerinin sayısı da durmadan arttı. Türkiye’de, Amerikan tücca­ rıyla iş yapan oldukça geniş bir Ermeni aracı, komisyoncu, toptancı, perakendeci, simsar zümresi doğdu. Bu Zümre, za­ manla, palazlanmaya başladı. Amerikan kanadı altında, elle­ ri para gören Ermeniler, Ame­ rikan tüccarına ortak olmaya, Amerikan tüccarının kazan­ cından daha fazla pay almaya başladılar. • ER M EN İLER , A M E R İK A N VATAND AŞI O LU YO R MERİKA’da Ermeni propagandasının tari­ hi, Türk-Amerikan İliş­ kilerinin ilk dönemlerine kad&r uzanır. Bu propaganda önce tacirlerden, misyoner­ lerden, konsoloslardan kay­ naklanmıştır. Propagandanın kökenleri ise epey derindir. Türk-Amerikan ilişkileri önce tacirler ve misyonerler­ le başladı. Amerika’dan Tür­ kiye’ye ilk gelenler, tacirler ve misyonerler oldu. Bunlar, ABD’nln bir çeşit öncüleriydi. Amerikan konsolosları ve dip­ lomatları, sonradan onları iz­ lediler. Demek, Amerika’nın önce girişken ve atak vatan­ daşları Türkiye’ye gelmiş, ka­ mu görevlileri veya devlet, sonradan onları İzlemiştir. Amerikan ticaret gemile­ ri1, XVIII. yüzyıl sonlarında ilk kez İzmir Limanı’nda göründpler. Az sonra Amerikan tüc­ carı İzmir’de sürekli iş tuttu, ilk Amerikan misyonerleri, 1820'lerde, yani Yunan ayak­ lanması günlerinde İzmir’e çıktılar. Oradan Anadolu içle­ rinde Ermenileri keşfe yollan­ dılar. 1830’larda Amerika, tüc­ carı, misyoneri, diplomatı ve konsolosu ile Türkiye’ye yer­ leşti. Ermenilerle Amerikalıla­ rın ilk ilişkileri o yıllarda başladı. Amerikalılar arasında Ermeni propagandasının kö­ kenleri de o döneme kadar uzanır. A • A M E R İK A N TÜ C C ARININ GELİŞİ Daha Amerikan Bağımsız­ Amerikan bayrağı taşıyan ilk ticaret gemisi 1797 yılında İzmir Limam'na geldi. Amerika-Ermeni ilişkisinin baş­ lık Savaşı günlerinde, 1780’ langıç tarihi sayılabilecek bu dönemin Padişahı III. Selim. Amerika devleti ile yakın ilişkiler kurulması yanlısı idi. lerde, Amerikan gazeteleri, İz­ mir incirinin ve diğer Anado­ sanlık yaptıkları yıllarda da lu ürünlerinin reklamını yapı­ Amerikan gemileri hiç durma­ » A m e r ik a 'd a k i E r m e n i p r o p a g a n d a s ın ın yorlardı. 1797 yılında, Ameri­ dan İzmir ile Boston arasında k ö k e n in d e A m e r ik a lı m is y o n e r le r v e kan bayrağı taşıyan ilk Ame­ mekik dokudular ve İzmir’e rikan gemisi, İzmir Limanı’n- gelen Amerikan gemilerinin tü c c a r la r y a t a r da göründü. Bengal'den mal sayısı yıldan yıla arttı. 1823 yı­ yükleyip İzmir’e getirmişti. lında İzmir’e 18 Amerikan ge­ » A m e r ik a n b a y r a ğ ı ta ş ıy a n ilk g e m i Türkiye ile Amerika arasında misi gelmişti ve bunların 1 7 9 7 y ılın d a İ z m ir L im a n ı n d a g ö r ü n d ü henüz bir ticaret anlaşması 12’si, Boston Limam’na bağ­ a m a ,d a h a 1 7 8 0 ’ le rd e A m e r ik a n veya resmî ilişki bulunmadı­ lıydı. ğından ilk Amerikan gemile­ • 1830 A N LA Ş M A S I VE g a z e t e le r in d e İ z m ir in c iri v e T ü r k ri Türkiye'de Ingiliz Levant ü r ü n le r in in r e k la m ı v a r d ı ER M EN İLER Company gemilerine tanınan 1830 yılında Türkiye ile haklardan ve ayrıcalıklardan ) T ü r k iy e ile A m e r ik a a ra s ın d a h iç b ir yararlandılar. Sanki Ingiliz ge­ Amerika arasında ilk ticaret a n la ş m a y o k k e n b ile A m e r ik a lıla r 33 mileriymiş gibi kabul edildiler anlaşması yapıldı. Mora Yave hiçbir güçlükle karşılaşma­ rımadası’nın Osmanlı Devle­ yıl k a p itü la s y o n la r d a n y a r a r la n d ı dılar. İzmir’deki İngiliz Konso- tinden koparılması, Yunanis­ tan’ın bağımsız bir devlet losluğu'nca korundular. i A m e r ik a lı tü c c a r v e m is y o n e r le r , 1802 yılında William Ste­ olarak tarih sahnesine çıkma­ sı ve Rus Savaşinda Osman­ E r m e n ile r a ra c ılığ ıy la A n a d o lu 'y u wart adında bir Amerikalı, konsolos olarak İzmir’e gön­ lI Devletinin yenilmesinin t a n ıd ıla r v e E r m e n ile r e A t l a n t i k ’ in derildi. Ama Türkiye ile Ame­ hemen arkasından yapılan bu ö te s in d e y e n i b ir u f u k a ç tıla r anlaşma ile Amerika’ya “en rika arasında henüz bir anlaşma olmadığından kon­ çok kayırdan ülke” veya eski ) E r m e n ile r , A m e r ik a lı tü c c a r v e solos, T«rk makamlarınca deyimle “en ziyade müsaade­ resmen tanınmadı. İzmir’de ye mazhar devlet” statüsü ta­ m is y o n e r le r in T ü r k iy e ’d e k i g ö z ü v e nındı. Bu, Amerika’ya da ihcelemelerde bulunduktan k u la ğ ı,e li v e a y a ğ ı o ld u kapitülasyon haklarının ve ay­ ve Türkiye İle Amerika arasın­ da ticaretin nasıl geliştirilece­ rıcalıklarının tanınması de­ ği konusunda raporlar yazdık­ mekti. Hem de en geniş ölçü­ M 8 6 8 'd e İs ta n b u l'd a k i A m e r ik a n de, Türkiye’de kapitülasyon tan sonra İzmir'den ayrıldı. K o n s o lo s lu ğ u lis te s in d e A m e r ik a n haklarından en geniş ölçüde Stewart, "Bizim girişken tüc­ v a ta n d a ş lığ ın a g e ç m iş 2 2 T ü r k iy e yararlanan, diyelim Ingiltere carımız bu ticarete kuşkusuz E r m e n is i v a r d ı gereken önemi verecektir” di­ ise, Amerika da, o ölçüde ay­ nı haklardan yararlanacaktı. yordu. ) A m e r i k a ’y a g ö ç e b a ş la y a n E r m e n ile r , Gerçekten Amerikan ge­ Fransa, İngiltere gibi devlet­ mileri, İzmir ile Amerikan li­ ler, üç yüzyıl boyunca, parça b u ü lk e y e T ü r k halı v e k ilim le riy le parça Türkiye’de kapitülas­ manları, özellikle Boston b ir lik te T ü r k d ü ş m a n lığ ın ı da yon ayrıcalıkları elde etmiş­ Lamanı arasında mekik doku­ g ö t ü r d ü le r lerdi. Çok uzun bir tarih maya başlamışlardı. Örneğin, Aralık 1804 ile Kasım 1805 ta­ dönemi içinde bu hakları ka­ zanmışlardı. Amerika, bir çır­ rihleri arasında altı Amerikan pıda bu hakları ve ayrıcalık­ ticaret gemisi İzmir’e mal ge­ tirmiş ve İzmir'den mal yükle­ ları kazanmış oluyordu. En ğumda çeşitli milletler arasın­ dolu içlerinde Amerikalı yok­ çok kayrılan ülke statüsü de­ da bir çeşit işbölümü vardı. tu henüz. Ama Ermeni boldu. yip gitmişti. mek, Türkiye'de kapitülasyon Türkler, asker, çiftçi, kamu Kıyılarda’bu işleri Rum sim­ haklarından en çok yararla­ görevlisi ve devlet yöneticisi sarlar yapabiliyorlardı. Anado­ • İZM İR 'D EK İ İLK nan ülkelerden daha az hak­ idiler. lu içlerine uzanınca iş, ErmeA M E R İK A N ŞİRKETİ ni’nin tekelinde kalıyordu. 1811 yılında “Woodman lara sahip olmayacak demek­ • ER M EN İLER E Amerikan mallarının Türkiye and Offley” adlı Amerikan şir­ ti. 1830 Anlaşması, en geniş A M ER İK A U FK U içinde dağıtımında ve pazarketi, İzmir’e yerleşti. Türkiye’ ölçüde Türkiye piyasasını 1830 Türk-Amerikan Tica­ lanmasında olduğu gibi, Türk de açılan ilk Amerikan ticaret­ Amerikan tüccarına açtı. Aynı anlaşmanın üçüncü ret Anlaşması, Amerikan tüc­ mallarının çeşitli yurt köşele­ hanesi budur. Bu şirketin or­ tağı David Offley, aynı maddesine göre, Amerikan carına Türkiye pazarını açar­ rinden toplanıp, jz m ir’de zamanda Amerika’nın İzmir tüccarı Türkiye’de simsarlar ken, aynı zamanda Türkiye Er- Amerikan gemisine yüklenme­ Konsolosluğu görevini de kullanabilecekti. Simsarlar, menisine Amerika ufkunu sine kadar da çok sayıda Er­ meni simsar kullanmak ge­ yüklendi. Gerçi, Türkiye ile her milletten ve dinden olabi­ açıyordu. rekiyordu. Amerika, Türkiye’ Türk-Amerikan ticaretinin Amerika arasında resmî iliş­ lecekti. Bunların Amerikan den, incir, kuru üzüm, zeytin­ kiler kuruluncaya kadar kon­ tüccarı tarafından çalıştırıl­ özelliği de çok sayıda aracı, solosluk sıfatı, Türk makam­ masına, kullanılmasına Os­ simsar kullanmayı gerektiri­ yağı, yün, tiftik yünü, halı, ki­ larınca tanınmadı. Ama Offley manlI makamlarınca karışıl­ yordu. Amerikan gemisinin İz­ lim, deri, meyan kökü v.b. gibi mallar alıyordu. Bu malları ve oğlu, yıllarca İzmir’de kon­ mayacaktı. Yani simsarlar, ra­ mir Limam’na boşaltacağı hatça iş görebileceklerdi. kahve, şeker, baharat, boya toplamak için yurdun uzak kö­ solosluk görevi yaptılar. ' İzmir ile Boston limanları İşte bu noktada Türkiye gibi malları oradan alıp, tâ şelerine, köylerine, hatta tar­ lalarına ve tezgâhlarına kadar Ermenisi işin içine karıştı. Harput’taki, Erzurum’daki, arasında ticaret sürekli arttı. 1824 yılında İzmir’deki Ame­ Simsar denince akla Rumlar Van’daki Ermeni bakkalına uzanmak gerekiyordu, incir, rikan şirketlerinin sayısı dör­ ve Ermeniler geliyordu. O dö­ kadar ulaştıracak uzun yolda üzüm gibi ürünleri Ege bölge­ sinden Rumlar toplayıp, İz ­ de yükseldi. Mora ayaklanma­ nemde Türkler, simsarlık, ti­ bir dizi toptancı, perakende­ mir’de Amerikan tüccarına sı sırasında, âsi Yunan gemi­ caret gibi işlerle uğraşmıyor­ ci, aracı, komisyoncu, simsar ulaştırabilirlerdi. Ama öteki lerinin Ege Denizi’nde kor­ lardı. Osmanlı imparatorlu­ çalıştırmak gerekiyordu. Ana­ Bu işbirlikçi İstanbul ve Anadolu Ermenileri yavaş ya­ vaş Amerikan vatandaşlığına geçtiler. XIX. yüzyıl ortalarına doğru, İstanbul ve İzmir gibi ticaret merkezlerinde 100-200 kişilik birer Amerikan koloni­ si oluştu. Bu koloninin içinde birer-iklşer Amerikan vatan­ daşlığına geçmiş Ermeniler de yer almaya başladı. İstan­ bul Amerikan Konsolosluğu’ na kayıtlı Amerikan vatandaş­ ları listesinde 1850’lerden sonra giderek artan Türkiye Ermenileri de görülür. 1857 yı­ lında İstanbul’da oturan 149 Amerikan vatandaşının ara­ sında Azaryan, Garabedyan, Seropyan, Maçaduryan v.b. gibi Ermeni aileleri de yer alı­ yordu. Bunlar son yıllarda Amerikan vatandaşlığına geç­ miş Türkiye Ermenileriydi. Hepsinin Amerikalılarla işle­ ri vardı. Hepsi Amerika’ya gi­ dip gelmişlerdi. Hepsi Ameri­ ka'da bulundukları sırada Amerikan vatandaşlığına geç­ mişlerdi. Amerikan pasapor­ tu ile Türkiye’ye dönmüşler, Türkiye’de iş yapıyorlardı. Aynca Amerikan Konsolosluğu’ nun listesinde görünmeyen Amerikan vatandaşı Ermeni­ ler de az değildi. Amerikan va­ tandaşlarının konsolosluğa adlarını kaydettirme zorunlu­ luğu yoktu. Birçok Ermeni, Amerikan vatandaşlığına geç­ tiği halde, bunu Türk makam­ larından gizlemek için Ameri­ kan Konsolosluğu’nun liste­ sine adlarını yazdırmıyordu. Türk vatandaşıymış gibi dav­ ranıyor, Türkiye’de işini yürü­ tüyordu. Ama cebindeki Amerikan pasaportunu da hep hazır tutuyordu. Başı dar­ da kalınca veya Atlantik öte­ sinde işini ayarlayınca Ame­ rikan vatandaşı olarak ortaya çıkıveriyordu. • 22 TÜ R K İYE ERM ENİSİ 1868 yılında İstanbul Amerikan Konsolosluğu liste­ sinde, Amerikan vatandaşlığı­ na geçmiş 22 Türkiye Erme­ nisi görülüyordu. Beş yıl son­ raki listede Amerikan vatan­ daşlığına geçmiş Ermenilerin sayısı 32 idi. Bunların içlerin­ de yalnız İstanbul doğumlular değil, Anadolu'nun çeşitli ka­ sabalarında doğmuş Ermeni­ ler de görülüyordu. Örneğin, karşılarında şöyle kayıtlar var­ dır: Aristakes Azaryan: 48 ya­ şında, İstanbul doğumlu, ta­ cir, 1855 yılında Boston’da ABD vatandaşlığına geçmiş­ tir. Eşi de ABD vatandaşıdır. Serkis Haçaduryan: 40 yaşın­ da, İstanbul doğumlu. 1856 yı­ lında Boston'da ABD vatan­ daşlığına geçmiştir. Eşi ve çocukları da ABD vatandaşı­ dırlar. Sonra Diyarbakır, Trab­ zon, Eğin vs. doğumlu Erme­ niler görülür. Listeler sürüp gider. Yıldan yıla değişmeler olur. Bazı Ermeniler birkaç yıl sonra Amerika’ya göçerler ve İstanbul’da oturan Amerikan vatandaşları listesinden çı­ karlar. Bunlann yerlerini faz­ lasıyla yeni Amerikan vatan­ daşlığına geçen başka Erme­ niler doldururlar. Amasya do­ ğumlu Mardiras Hagopyan, Sivas doğumlu Paskal Hazaduryan vs. vs. 1889’da İstan­ bul’da ABD vatandaşı 62 Er­ meni görünüyordu. • V E ERM ENİ ZÜ M RESİ D O Ğ U Y O R Görülür ki, Amerikan tüccannın ve misyonerinin kana­ dı altında Amerikanlaşan bir Ermeni zümresi doğmuştur. Bunların birer ayağı Amerika Bunların birer ayağı Türki­ ye’de öteki ayağı Amerika’ da, Boston’da, New York’tadır. Amerikan tüccarıyla sıkı işbirliği ve iş ortaklığı içinde olan bu genç Ermeni tüccar zümresi, Amerika’da Ermeni propagandasının veya Türk düşmanlığının ilk kaynakla­ rından birini oluşturmuştur. Ermeni tüccarı, Anadolu’dan Amerika’ya yalnız halı, kilim götürmekle kalmamış, Türk düşmanlığını da götürmüştür. Gerçi bunların içinde ticaret­ ten başka şey düşünmeyen­ ler yok değildi. Ama sadece işiyle-gücüyle uğraşan Erme­ ni tacirlerinin sayısı parmak­ la gösterilecek kadar azdı. Geri kalanların çoğu Atlantik'i aşınca koyu birer Türk düş­ manı kesilivermiştir. Hele Anadolu’da Ermeni işinin alevlendiği dönemlerde bun­ lar, ağızlarını açıp gümbür gümbür Türk düşmanlığı yap­ mışlar ve bu düşmanlığı tica­ rî reklam aracı olarak da kullanmışlardır. Başka bir de­ yimle, Ermeni propagandası­ nın arkasında sermaye vardı. Bu propagandanın kışkırtıcı­ larından biri tüccar takımıydı. —YARIN— AMERİKALI TÜCCARLAR, TÜRKİYE'DE İÇİŞLERİNE KARIŞIYOR Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi