On5yirmi5.com 'Annem İçin'... Yayın Tarihi : 15 Mayıs 2009 Cuma (oluşturma : 10/10/2017) İhtilal günlerinin kasvetinde, kasım sonunda kederli bir cumartesi... Bir telefon... "Annem ağırlaştı, sokağa çıkma yasağı biter bitmez Mühürdar'a gel..." Bir gün hepimiz böyle bir telefon alırız, almaktan korkarız. Anneler hastalanınca, hayat başka türlü akmaya başlar. Dünya bütün çekiciliğini yitirir artık, anlamsızlaşır. Ölmüş bir anneyi anlatmak, sonsuz bir hüznün içinden geçmektir. Selim İleri , "Annem İçin"de bu hüznü hem yaşar hem de yaşatır. Pek az kitap, beni Selim İleri'nin o hakikaten naif, acı dolu ve aynı zamanda sonsuz sevme ihtiyacı hissettiren kitabı "Annem İçin" kadar tesiri altına almıştır. "...belki de bütün yaşamı boyunca söyleyemediği, dile getiremediği, dışa vurmadığı- acılar çekmiş" bir annenin adım adım ölüme gidişini, kendisinin bu zor zamanlardan geçerken yaşadıklarını ve ille de anıların solgun resimlerinde çocukluğunu anlatır Selim İleri "Annem İçin"de. Sanırım, edebiyatımızda 'anne' üzerine yazılmış en güzel, en incelikli metindir bu kitap. Alzheimer hastası annenin ölüme gidişi karşısında duyulan çaresizlik kitabın omurgasıdır elbette. Ama biz, İleri'nin hemen her kitabında olduğu gibi, bu en 'özel' metinde bile bir zamanların hayat tarzını, Kadıköyü'nü, Cihangir'i, İstanbul'da mimarinin yozlaşmasını, sinema filmlerini, tiyatro oyunlarını, romanları, şiirleri görürüz. Bu, bir yazarın hayatla edebiyatı, kültürü ve sanatı iç içe geçirebilme becerisi olmalıdır. Selim İleri'nin annesi, aslında Türk kadınının bir dönemdeki prototipidir. "Bütün o ömürlere biraz şaşırarak bakarım. O zamanın insanları duygulardan, isteklerden, sevgilerden uzak yaşamışlardır. Bana öyle gelir. Bu insanlar sorunlarını, duygulanımlarını konuşamazlar. Bu yüzden en şiddetli fırtınalar bile içte yaşanır. Hisleri söylemek bile yasaklanmıştır." Bu kitapta her okuyanın kendi annesini görmesi biraz da bundan değil midir? Selim İleri, annesinin hikâyesinde, bir çağın bütün suskun kadınlarını anlatıyor. "Annem İçin"i okurken yazarın acısını içselleştirir ve onunla sokaklarda, hastane bahçesinde, bir cami avlusunda çaresiz, suskun, öylece kalakalırsınız. Burada artık olayın kendisini, 'çocukluğunda da hüzünlü' bir annenin amansız bir hastalığın elinde gün gün soluşunu izlerken, durup kendi annenizi düşündüğünüzü, onun için endişelendiğinizi/ yahut kaybetmişseniz, ona ağlamaya durduğunuzu fark edersiniz. İnsan, başkalarının acısına ağlarken bile kendisine bakıyordur çünkü, kendi kederine, kendi ölülerine... "Annem İçin"in yeni basımı Everest Yayınları'ndan çıktı. Bugüne kadar okuyamamış olanlara tavsiye ederim. Annelerini daha çok sevmeleri için... Bir müzenin kitabı Kaynak Yayınları, Kutsal Emanetler ve Topkapı Sarayı gibi prestij kitaplardan sonra şimdi de Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nin kitabını yayımladı. Bu tür kitaplar, hep bazı cesur yayıncıları bekler. Emevilerden Osmanlılara yüzyılların kültürel varlığını saklayan bir müzenin içeriğinin bir kitapla taşınır ve okunur hale gelmesi sevindirici. 1914 yılında Süleymaniye külliyesinin imaretinde Evkaf-ı İslâmiye Müzesi adıyla kurulan Türk ve İslam Eserleri Müzesi, 1983 yılında şimdiki yerine, Sultanahmet Meydanı'ndaki İbrahim Paşa Sarayı'na taşındı. Bugün, adı pek fazla duyulmasına rağmen yerini çok az kişinin bildiği ve ziyaret ettiği müze, aslında mensubu olduğumuz uygarlığın canlı bir galerisi hükmünde. Bu bilinçle yapılacak geziler, aslında bize uzak hatıraların, bugün özlemini duyduğumuz pek çok inceliği yaşatıp durduğunu gösterecektir. Aynı zamanda, zengin bir tarihî birikimden ne kadar ayrı düştüğümüzü de... "Türk ve İslâm Eserleri Müzesi / Emevilerden Osmanlılara 13 Asırlık İhtişam" adıyla yayımlanan kitapta, Emevi, Abbasi, Fatımî, Büyük Selçuklu, Zengi, Eyyubi, Kuzey Afrika ve İspanya Müslüman devletleri, Artuklu, Anadolu Selçukluları, Anadolu Beylikleri, Memlük, İlhanlı, Timurlu, Türkmen, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Osmanlı, Safevi ve Kaçar devirlerine ait eserler kronolojik olarak inceleniyor ve kısa tarihî bilgilerle o eserleri ortaya çıkaran dönem göz önüne getiriliyor. Halen müzenin müdürlüğünü yapmakta olan Seracettin Şahin'in hazırladığı kitapta, metinler Cüneyt Kaymaz'ın çektiği nefis fotoğraflarla görünürlük kazanmış. Müzeyi görmemiş, görme şansı da olmayan bir okur, bu kitapla İslam ve Türk uygarlığının maddi varlıkları hakkında genel bir bilgiye sahip olabilir. Kitap, müze gezmeyi tetikleyen bir vesile de olursa ne âlâ!.. *** HAFTANIN KiTAPLARI 1. Hayatım - Agatha Christie (Altın Kitaplar) 2. Bozkır Çiçekleri - Selçuk Baran (YKY) 3. Dünya Vatandaşı - O. Henry (Can Yayınları) 4. Osmanlı Padişahları - Salih Gülen (Yitik Hazine) 5. İslâm'ın Klasik Çağında ve Hıristiyan Batı'da Beşeri Bilimler - George Makdisi (Klasik) Zaman Bu dökümanı orjinal adreste göster 'Annem İçin'...