Cem Kaplan Yeni Dünya Düzeni II Kissinger ABD Başkanı Obama’yı bir satranç oyuncusu olarak görmekte. Her ne kadar ABD dünyanın 130 ülkesinde 900 askeri üsse sahip olsa da barışın getiricisi rolünü kimseye bırakma niyetinde değil. Bush’un Westpoint’te vurguladığı kabilden barış, ABD elitlerinin isteği ve öngörüsü dolayısı ile hedeflenmektedir. Kimyasal silahların, barutun, laboratuvarlarda yaratılan hastalıkların yayılması ve radikal dinci örgütlerin silahlandırılarak masumları katletme gelmesi hedeflenen bir barış! Der Spiegel’in Kissinger ile yaptığı bir röpörtajın satır aralarındaki mesajlara göz gezdirince durum daha anlaşılır olmakta. Yakın zamanda 100. Yıl anması yapılan I. Dünya Savaşı ve Versay Anlaşması’na dair sözlerin altında yatanlar çok önemli: “SPIEGEL: I. Dünya Savaşı’nın sonunda Versay Anlaşması imzalandı. Sizce bu anlaşma o döneme kadar olan gelişmelerin sonu anlamına mı geliyordu yoksa günümüz politikalarını etkilemeye devam ettiği söylenebilir mi? Kissinger: Bilinen Avrupa haritası bu anlaşma sonucunda ortaya çıkmıştır. Anlaşmayı imzalayan tarafların hiç biri, anlaşma sonrasında ortaya çıkan durumu tam olarak anlayamamışlardır. Geçmişin hatalarından geleceğe dersler çıkarmak isteyen herkes o dönemde olanları okumayı çok iyi bilmelidir. SPIEGEL: Wilson’ın asıl hedefi Versay’ı yazarken bütün savaşları bitirmekti. Ancak üzerinden yirmi yıl geçmesine rağmen daha büyük bir savaş patlak verdi. Nedeni ne olabilir? Kissinger: Uluslararası ilişkiler iki anahtar elemente ihtiyaç duyar. Birincisi gücün dengeli olmasına dayanan sistemi devirmenin zorluğu ve pahalılığıdır. Diğeri ise her şeyi yasal bir zemine oturtmuş olmasıdır. Devletlerin uluslararası sisteme inanmasının önemi buradadır. Versay bu iki temelde başarısız oldu. Anlaşma Rusya ve Almanya gibi aktörleri dışarıda bırakarak imzalandı. Tarafların uluslararası sistemin değişimlerinden ve savaşlardan zarar görmeyecek bir üçüncü oyuncunun koruyucu rolüne inanmaları gerekir. Sadece bir tarafın çıkarına vurgu yapan bir anlaşmaya tarafların inançları kalmadığı için Versay dengeleyici ve yasal olmaktan uzakta kalmıştır. SPIEGEL : Paris’te iki dış politika prensibinin çarpışmasını gördük. Wilson anlaşmaya taraf olarak Avrupa politikalarının devamını gerçekleştirdi. Güçlünün güçsüzü ezdiği kanunu genele kabul ettirme amacını taşıdı. Amerika’nın hatası neydi? halkının istekleri doğrultusunda hareket eden kurumlardır. İnsanların savaşların karşısında oldukları varsayılır. Fakat tarihte bu yönde bir delil yoktur. SPIEGEL: ABD’nin barışı sağlamaya çalışırken savaşlara neden olduğunu söyleyebilir miyiz? Kissinger: Savaşın temel nedeni Hitler’di. Versay Anlaşmasının ortaya çıkardığı sistemin ilave etkisi olmuştur. Versay görüşmelerinin II. Dünya Savaşı’na giden yolda başlangıcı getiren Amerikan ideallerini tetiklemiştir. Wilson’ın devletlerin kendi geleceklerine karar verme hakkını vurgulayan fikirleri Avrupa’da bazı küçük devletlerin büyük devletlerden ayrılmalarına neden olmuştur. Yüzyıllar boyunca bir arada yaşamış olan devletler birbirinden ayırmış ve birbirine yakın kültürdeki yapıları parçalara bölmüştür. Ancak kendisinden ayrılan devletler olmalarına rağmen ortaya stratejik açıdan I. Dünya Savaşındakinden daha güçlü bir Almanya çıkmıştır. SPIEGEL: Neden? Almanya askeri açıdan silahsızlandırıldı ve coğrafi açıdan küçüldü. Kissinger: Bölgesel genişleme ve güç birbiriyle alakalıdır. Almanya küçüldü ancak daha güçlendi. I. Dünya Savaşından önce sınırlarında 3 büyük ülke ile karşı karşıya idi. Rusya, Fransa ve İngiltere. Versay sonrası doğu sınırlarında küçük devletlerle karşı karşıya kaldı. Her biri belirli büyüklükte ve birlikte güç oluşturabilecek devletçikler. Ancak hiç birisi tek başına Almanya ile başa çıkabilecek güçte değillerdi. Fransa’nın bu devletçiklere yardım ediyor olması bile dengede pek bir değişikliğe neden olmadı. Bu açıdan Versay Anlaşması Almanya’yı silahsız bırakma dışında istenen sonucu veremedi. Alman İmparatorluğunu uluslararası sisteme dahil ederek hareket etmek daha doğru olacakken anlaşmanın diğer tarafları sadece Almanya’yı silahsızlandırma yönünde tercih yaptılar.’’ Amerikan dış politikasının yönlendiricileri başkanları veya halkı değildir. Demokrasi aslen medyatik bir grup soytarının gündelik tiyatrolarla halkın gözünü boyamalarından ibarettir. Kissinger oyununun yönlendiricilerinden biri olarak Rusya ve Almanya’ya vurgu yapmıştır. Savaşın kaybedenlerini de sistemin içinde kullanma vurgusu okunmaktadır. Rusya’ya değişik şekillerde darbelerle müdahaleye çalışan ABD ve Avrupa, Almanya’nın konumunu iki ülkenin birbirine karşı kozu olarak kullanma amacında. Snowden belgeleriyle telefon konuşmalarının dinlendiği ortaya çıkan Merkel’in durumu ABD’nin dost veya düşmandan çok kendi çıkarına yakın olana verdiği değerle herkese eşit mesafede yaklaştığına son kanıt. Kissinger: Amerika’nın yaptığı normaldi. Barış sağlandığından emin olabilmek için uluslararası sistem düzenleme aygıtlarının her yerde olduğundan emin olmalıdır. Aygıtlar o ülkenin http://www.mgkmedya.com Pazar, Aralık 7, 2014 - Sayfa 1 / 1