1.Uluslararası Balkanlarda Tarih ve Kültür Kongresi BALKANLARDA TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI Cevdet ŞANLI 1 Ergin JABLE 2 ÖZET Bu çalışmada, Balkanlarda Türk Dili’nin ve dolayısı ile de Türk Edebiyatı’nın tarihi gelişimi, bu gelişim çerçevesinde de Balkanlar’da ouşan dil yadigarları ve temsilcileri üzerinde durulacaktır. Çalışmamızda Türkler’in Balkanlar’da oluşturdukları tarihi sürece paralel olarak meydana gelen Türk Dili ve Edebiyatı ürünleri, özellikle Osmanlı’nın 1353 yılından itibaren Balkanlar’da meydana getirdiği medeniyet kapsamında ele alınarak, gözler önüne serilmeye çalışılacaktır. Çalışmamızda tarihi süreç, Osmanlı Öncesi, Osmanlı Dönemi ve Osmanlı Sonrası dönem olmak üzere üç ana başlıkta ele alınmaya çalışılacaktır. Çalışmamızda Bugün ayrı devletler ya da özerk bölgeler halinde olan ülkelerdeki Türk Dili ve Edebiyatı dil yadigarları ele alınacaktır. Böylece Bu bölgede oluşan edebiyatın Türk edebiyatının bir kolu olduğu eserleri ile ortaya konulmuş olacaktır. Bir başka ifade ile Balkanlar’daki Türk dili ve Edebiyatı, Genel Türk dili ve Edebiyatı’nın devamıdır. Anahtar kelimeler: Balkanlar, Türk Dili, Türk Edebiyatı, Osmanlı, Makedonya, Kosova, Yunanistan, Bulgaristan 1. GİRİŞ Coğrafi Durum: Avrupa kıtasının güneydoğusunu oluşturan topraklara Balkanlar ya da Balkan Yarımadası denir. Bu bölge Avrupa kıtasının en yoksul ve geri kalmış yerlerinden birisidir. Bu sebepten günümüzde sanki kıta Avrupasının dışında bir yer olarak algılanmaktadır. Balkanlar, adını bölgede bulunan Balkan dağlarından alır. Balkan adı, 19. yüzyıl başlarından beri kullanılagelmekte ve “sık ormanlarla kaplı sıradağ ya da çalılıklarla kaplı engebeli arazi” anlamlarına gelmektedir. Balkanlar, aynı zamanda Güneydoğu Avrupa olarak da adlandırılır. Yarımadanın doğusunda Adalar (Ege) Denizi, Marmara Denizi, Karadeniz, güneyinde Akdeniz ve batısında Adriyatik Denizi vardır. Kuzeyden Tuna nehri ve onun kolu 1 Yrd.Doç.,SAU,Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü 2 SAÜ Fen – Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Doktora öğrencisi 41 Cevdet Şanlı – Ergin Jable olan Sava ırmağı esas alınmaktadır. Osmanlı dönemi sınırlama ise Avrupa’daki Hıristiyan dünyası ile çizilen sınırdır ki bu da 1 milyon km2 yi bulmaktadır. Balkan adının Türkçe bir kelime olduğu ve bu adın Türkler tarafından verildiği göz önünde tutulursa, son görüş en geçerli bir ayrım olarak kabul edilir. Balkan yarımadasının dikkat çekici ilk özelliği, dağlık oluşudur. Balkan yarımadasının hemen her yerinde dağlara rastlamak mümkündür. Dinar dağları, Karpatlar, Balkanblar ve Rodoplar olmak üzere dört ana dağ kütlesinde bahsetmek mümkündür. Tarihi Durum: Balkanlarda insan varlığı çok erken süreçlere çıkmakta olup, günümüz insanından öncesinin aşamalarına rastlanmaktadır. Aşağı, orta ve üst Paleolitik süreölere ait kalıntılara bir çok Balkan ülkesinde rastlanmaktadır. EpiPaleolitik veya Mezolitik Dönem de önemli buluntularla temsil edilmektedir. Günümüzden 8000 yıl öncesine tarihlenen bir insan varlığından bahsetmek mümkündür. Balkanlarda erken Neolitik dönemin ve dolayısıyla da en erken tarımın başlangıcı güney bölgelerde olmuştur. Bu da M.Ö. 7000 lere dayanmaktadır. İlirlerin, Dardanların, Keltlerin, İskitlerin, Makedonların, Yunanlıların ve daha bir çok kavmin uğrak yeri olan Balkanlar, ortaçağda Hun akınlarına maruz olması Balkanlardaki Türk varlığı için en önemli dönemi oluşturmaktadır. XI. Ve XII. yüzyıllarda ise Peçenek, Kuman ve Uz Türklerinin Balkanlar’a gelip yerleşmeleri, XIII. yüzyılda Moğol istilasından kaçan Sarı Saltuk ile sonradan onun adıyla anılan Türkmen aşiretinin Balkanlara geçerek Dobruca dolaylarında ilk Müslüman Türk cemaatini meydana getirmiştir. IV. yüzyıldan itibaren Balkanlara gelen Türk kavimleri hem uzun bir süre bu toprakların sahibi olmuşlar; hem de Balkan milletlerinin teşekkülünde önemli rol oynamışlardır. Balkanlarda Türk varlığı Avrupa Hunlarının bu toprakları ele geçirmesiyle başlar, Osmanlı ile de devam eder. Nitekim Avrupa Hunları, Avarlar, Sabarlar, Peçenekler, Uzlar ve Kuman-Kıpçaklar bu topraklarda varlıklarını XIV.yüzyıla kadar sürdürmüşlerdir. Uzun süreci kapsayan Balkanlardaki Türk varlığı, tabakalaşarak, karışarak da olsa halihazır Balkan ülkelerinde diliyle, edebiyatıyla, sosyo-kültürel yapısıyla varlığını devam ettirmektedir. Balkanlarda asıl uzun süreli ve kalıcı ilişkiler Osmanlılar zamanında başlamış ve günümüzde de halen devam etmektedir. Son yüz elli yıllık tarihi süreçte Balkanlarda meydana gelen hadiseler, buradaki Türk varlığını olumsuz etkilese de hemen hemen bütün Balkan ülkelerinde Türkçenin etkin bir dil olarak kullanılmasını engelleyememiştir. Türkçenin bu direnci özellikle Osmanlı döneminde etkin olarak kullanılışı, 42 Balkanlarda Türk dili ile meydana Balkanlarda Türk Dili ve Edebiyatı getirilen zengin bir edebi varlık ortaya koymuştur. Etnik olarak Türk olmayan şair ve yazarlar da Osmanlı döneminden başlayarak Türk dili ve edebiyatına katkıda bulunmuşlardır. Balkanlarda Dil ve Edebiyat: M.Ö. ve M.S. çok farklı kavimlerin hakimiyetinde bulunan Balkanlar, aynı zamanda dil ve edebiyat açısından da farklı kültürleri bağrında barındırmaktadır. Yunanca, Makedonca, Hırvatça, Sırpça, Boşnakça, Arnavutça, Bulgarca, Pomakça vb. dil ve lehçelerin kullanıldığı bu coğrafyada bütün bu dillere etki eden söz varlığı, hatta söz dizimi veren Türkçe olmuştur. 1350’li yıllardan itibaren Balkanlarda kullanılmaya başlayan Türkçe kesintisiz olarak günümüze kadar eserlerini vermiştir. Balkanlardaki uzun süreli Türk hakimiyeti aynı zamanda uzun süreli bir barış sürecini başlatmış, bu süreçte bilim, kültür ve sanat alanında da çok güzel gelişmeler ortaya çıkmıştır. Balkanlarda bugün de mevcut pek çok merkezi yerleşim yerleri Osmanlı Türkleri zamanında oluşturulmuş; buna bağlı olarak da hangi menşeden gelirse gelsin insanlarda bir “şehirlilik” kültürü oluşmuştur. Hatta Balkanlıların bugün hala Türkçe bilenleri “şehirli” (kasabali) Türkçe bilmeyenleri ise “köylü”(çüyli) adlandırmaları hep bu yüksek kültürün tesirinden olsa gerek. Osmanlı Dönemi: Osmanlı kültür coğrafyasında edebiyat tarihimizde önemli yere sahip bir çok şairin Balkan şehirlerinde doğduğu, büyük bölümünün Rumeli’de yetiştiği görülmektedir. Başta Edirne olmak üzere Gelibolu, Bosna, Serez, Vardar Yenicesi, Üsküp, Manastır, Filibe, Selanik, Sofya, Belgrat, Prizren, Priştine vb. şehirler Türk Dili ve Edebiyatı sahasında yüzyıllarca meşhur şahsiyetlere mekan olmuşlardır. Şuara tezkirelerinde isimleri zikredilen yüzlerce şairin bugünkü Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Kosova, Arnavutluk, Romanya, Sırbistan, Karadağ, BosnaHersek, Macaristan topraklarında eserler verdiklerini görürüz. Osmanlı sonrası ortaya çıkan bugünkü Balkan devletleri sınırları içerisinde yetişen şairleri ele alacak olursak, bugünkü Türkiye sınırına komşu olan Bulgaristan’da Osmanlı döneminde sekseni aşkın şairin yetişmesi ve bunların Bulgaristan doğumlu olduğu şuara tezkirelerinde bilgi olarak verilmektedir. Mehmed isimli mahlası Şuhî olan Aydıncık doğumlu şair. Hem şair hem de müderris olan Aydonat doğumlu Nizamî, Balçık doğumlu olup aynı zamanda kadılık yapan Gayurî, Filibeli Ali Çelebi (ö.1543), Aşkî, Avnî (ö.1579), Bezmî(ö.1580), Cefayî, Fanî, Nalişî, Nazmî, Şakî, Ruhî, Riyazî, Rızayî(ö.1579), Revnakî(ö.1563), Tabibî, Vecdî, ve Zakirî (ö.1685). Kızanlık doğumlu Ümidî, Niğbolulu Ahî, Beyanî, Emanî, Fasihî, Rızayî, ve Şehabî, Novabırdolu (bugünkü Kosova’da bir kasaba) Mestî ve Meylî, Pravadili Sadrî, 43 Cevdet Şanlı – Ergin Jable Razgrad doğumlu Behçetî, Rusçuklu Beyanî, Emanî, Fethî ve Resâ ; Silistreli Şîrî (ö.1593), Sofyalı Cenânî, Fethî, Himmetî, hazanî, Nazirî, Rasih, Resmî, Rüsuhî, Şükrî, vahid, vaslî, Visalî, Vuslatî ve Zühdî, Şumnulu Akif Yusuf, Dürrî, Fazlî, Fenayî, ve Şerif. Tatarpazarlı Ferrî, Baharî, Cevanî, Nazif, Rumuzî, ve Salahî önemli kültür merkezlerinden biri olan Tırhala’dandır. Vidin doğumlu Tarikî ve Zarifî önemli şahsiyetler arasında yer almaktadır.Yanbolu, edebiyat tarihimize katkı sağlayan önemli merkezlerden biridir. Yanbolulu Beyanî, ve Dânâ şairler arasında yer alır. Hacıoğlupazarından Vahdî de Bulgaristan sınırları içinde yetişmiş şairlerdendir. Bugünkü komşumuz Yunanistan sınırları içinde Serez, Vardar Yenicesi, Selanik ve Girit Osmanlı döneminde çok sayıda şair yetiştirmiş önemli kültür merkezlerindendir. Dimatokalı Abdülvasî Çelebi (ö.1538) , Eğribozlu Samî(ö.1813), İzzet(ö.1712), Ragıb (ö.1685) Ferecikli Hadidî ve Rasim (ö.1778) Florinalı Kebirî, Giritli İzzet (ö.1814), Fehmî, Resmî (ö.1783) ve Racî, İnebahtılı Derviş, Hısalî, Halimî (ö. 1595) Kavalalı Arifî, Midillili Hıtabî, Selman, Şeyhî, Moralı Ahmed Paşa (ö.1757), Ali (ö.1689), Firdevsî, Hilmî (ö.1605) Namık, Penah, Zühdî, Sakızlı Faik (ö.1784) ile Nevres (ö.1836) Yanyalı Sırrî, ve Zihnî de önemli şahsiyetlerdendir. Selanikli Ahmed (ö. 1701), Bakî, Behçet, Es’ad (ö.1620), Emin (ö.1712) Mu’în (ö.1653), Necîb (ö.1674) Necatî, Necahî, Meşhurî, Ma’nevî (ö.1572), Şairî, Sun’î, Yümnî (ö.1672) Tab’î (ö.1666) Serezli Adnî (ö.1684) Hafız Hasan (ö.1612), Kandî, Kabulî, Rahmetî (ö.1620) Niyazî, Nisarî, Muhlis (ö.1843), Mehd , Mekamî, Sühayî, (ö.1534), Senayî, Sehabî, Safî(ö.1785) Saffî(ö.1688),Sa’dî, Zinetî (ö.1556), Zeynî, Vasfî, Vardar Yeniceli Abdülganî, Agehî (ö.1577), Aşkî (ö.1592) Derunî (ö.1650), Garibî (ö.1547), Günahî (ö.1617), Hayretî, (ö.1535), Hayalî (ö.1557), İlahî, Mehmed, Razî (ö.1617) Sıdkî Selman (ö.1564), Sırrî (ö.1585), Şanî, Tabî, Usulî (ö.1538) Yusuf-Sineçak (ö.1564) Zarî( ö.1617), Yenişehir Fenerli Arifî, Ata, Belig(ö.1759), Emin, İzzet Efendi (ö.1822), Nakid, Nigahî(ö.1693) Subhî(ö.1669) ve Sailî yetişmiştir. Bugünkü Makedonya sınırları içerisinde yer alan Debreli Vechî (ö.1670), Dramalı Arif Mehmed, Gevgelili Balî, İştipli Aklî(ö.1688), Sadrî (ö.1585), Talibî (ö.1717) ve Tab’î, Kalkandelenli Sucudî, Fakirî ve Tulu’î önemli eserler vermişlerdir. Ayrıca Üsküp ve Manastır da öenmli kültür merkezlerinden olup, bir çok şairin yetişmesine katkılarda bulunmuştur. Manastırlı Ayanî, Celal Bey, Firdevsî (ö.1564),Hafız, Haver (ö.1565), Katib, Keşfî, Mehmed, Merdî, Sabayî, Samî, Sezayî, Sinan, Vahyî (ö.1546), Veznî(ö.1578) ve Zuhurî.Üsküplü Atâ, Dürrî, Fennî, Feridî, Hakî, Hemdemî, Hevesî, İshak çelebi, İzarî, La‘lî, Mîrî, Mu‘dî, Nâm, Niyâzî, Özrî (ö.1523), Riyazî (ö.1546), Sıhrî, Valihî(ö.1599), Vusul (ö.1592) ve Zârî’dir. 44 Balkanlarda Türk Dili ve Edebiyatı Eski Yugoslavya sınırları içinde yer alan Alacahisarlı Adnî, mahlaslı Ahmed Paşa (ö.1474) Semendireli Cenanî (ö.1592), Sünnî(ö.1572) ve Tarikî meşhurdur. Ujice Sabit (ö.1713), Zikrî (ö.1698), Vuslatî (ö.1688) ve Zarî’dir. Yenipazarlı Arşî (ö.1570), Hulusî, Ni’metî (ö.1603), Valî (ö.1598) ve Vahdetî’dir. Belgradlı Halis (ö.1747), Kamil Paşa, Muhterem, Nâşid (ö.1766), Nasib(ö.1705) Negamî, Nurî, Sadık (ö.1595), Sa’îd (ö.1727), Şehriyâr ve Vâlihî’dir. Aşık Çelebi (ö.1572) Baharî (ö.1551), Mü’min, Neharî, Suzî, Şem’î (ö.1530) ve Tecellî Prizrenli’dir. Azmî, Hatifî, Levhî, Mesihî (ö.1512), Mustafa Çelebi (ö.1565) ve Nuhî, Priştineli’dirler. Bosna-Hersek’in 1463 de Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmesi ile beraber bu bölge de Müslüman Türk kültürüne dahil olmuştur. Bura insanı köken itibarı ile Türk olmasa da birleştirici unsur İslam’ın etkisi ile Türkçe buralarda “ortak dil” olarak halen kullanılmaktadır. Bu da Bosnalıların Türkçe eser vermesine zemin oluşturmuştur. XV. Yüzyıl itibarıyle burada Türkçe eser verenlerin başında II. Bayezid’in de veziri olan Derviş Yakup Paşa’yı saymak mümkündür. XVI. Yüzyılda Taşlıcalı Yahya, Fevrî, Vasfî, Muhammed Cengiç, Sîrî, Mostarlı Ziyayî, Vusulî, Edayî, Arşî, Ubeydî, Vahdetî Derviş Paşa, Gayb, Nihadî, Gayretî, Yazıcıoğlu Ahmed, Kemterî, Lâmekânî, Şânî ile Sabuhî Osmanlı Türk edebiyatına Bosnalı olarak katkıda bulunmuşlardır. Ayrıca XVI. Yüzyılda nesir ustaları arasında yer alan Matrakçı Nasuh da önemli şahsiyetlerdendir. XVII. yüzyıla baktığımızda Ağa Dede, Mecaz , Süleyman, Varvarlı Ali Paşa, Turab , Selman, Hevayî, Ahmed Çelebi, Nergisî, Derviş, Hüsamî, Ali Alaeddin, Habibî, Fevzî, Mîrî, Sami’î, Mezakî, Sükkerî, Bezmî, Talib, Katibî, Kaimî, Gaibî, Zarî, Rüşdî, Vuslatî, Zikrî, Valî, Nâbî, adlı şairler ile Ahmed Sudî, İbrahim Peçuyî, Abdî, İbrahim, Yusuf, Hacı Mustafa ve Ömer adlı nesir ustalarını görmekteyiz. XVIII. yüzyılda Abdullah Mahir, Sabit ve Mehmed Reşid’i görmekteyiz. Rıfkî, Safî, Hürremî, Begzadeoğlu, Ledünnî, Bülbülî, Ebubekir, Muhlisî, Şehdî, Ahmed Hatem, Kudsî, Mailî, Vaiz Ali, Meylî, Gurbî, Abdullah Kantemir, Nazarî, rahmî, Cudî, İlhamî, Vehbî, Abdülvehhab Kara Hoca ile Nuri’yi görüyoruz. Nesirde de Hacı Nesimzade, Ahmed, Ömer, Abdullah, İbrahim Münib, Hüseyin, Muzaffer, Şevkî Başeski ve Muhammed Emin vardır. XIX. yüzyılda Fadıl Paşa, Leskofçalı Galib, Hüseyin Avnî, Kazım paşa, Seyf , Habiba Rıdvanbegzade, Muhammed Şakir, Ahmed Hamdi, Abdülkerim Zühdî, Bosnavî Baba ile Hersekli Arif Hikmet’i görebilmekteyiz. Ayrıca Avusturya hakimiyetinde bu bölgede Türkçe şiir yazanlar arasında Fehmî, Esad, Hamza ve Mustafa, Firakî, Molla Muhammed, Ahmed, Mehmed Refik, İbrahim Zikrî, Muhammed Tevfik, Salih Sıdkî Muvakkit, Hüseyin Enverî Kadiç, Muhammed Kamil, Yunus, Remzî, Mehmed Şakir 45 Cevdet Şanlı – Ergin Jable ve Muhammed Kadri’yi saymak mümkündür. Ayrıca İşkodralı Nihalî, Elbasanlı Derviş ve Hızrî’yi de ele alırsak Osmanlı döneminde yetişen şair ve nasirlerin önemli bir bölümünün de Balkanlar’da yetiştikleri aşikârdır. Osmanlı Sonrası Balkanlarda Türk Dili ve Edebiyatı: 1789 Fransız İhtilali ile ortaya çıkan fikir akımları ve bu akımların Osmanlı topraklarına yansımaları doğru tahlil edilmeden, Osmanlı Türkçesi ve edebiyatının Osmanlı coğrafyasındaki macerasını gözler önüne sermek mümkün olmaz. Fransız İhtilalinden elli yıl sonra Batılıların baskısı ile Osmanlıda “Tanzimat Fermanı” yayınlanır. Bu aynı zamanda Osmanlı sosyo-kültürel yapısını derinden etkileyecek bir fermandır. Hatta 1839 da Fermanın yayınlanmasından sonra gelişen edebiyata da daha sonra edebiyat tarihçileri tarafından “Tanzimat Edebiyatı” adı verilecektir. 1856 da yine Tanzimat fermanını hatırlatan “Islahat Fermanı” yayınlanır. 1876 da Kanun-ı esasi ilan edilir; ancak 1 yıl geçmeden 1877-78 Osmanlı-Rus savaşı (Halk arasındaki tabiri ile 93 Harbi) patlak verir ve Meclis-i Mebusan lağvedilerek 33 yıllık Sultan Abdülhamid Han dönemi başlar. Bu dönem bir çok kalem erbabı tarafından “istibdat” dönemi olarak algılanır ve Servet-i Fünun dergisi etrafında toplanan gençler “Servet-i Fünun” edebiyatı adını verdikleri edebi akımı oluştururlar. 1905 yılına gelindiğinde Fecr-i Ati dönemi başlar. Ancak 1911-13 yılları arasında yaşanan hadiseler, Osmanlı coğrafyasında millî kimliklerin ön plana çıkarılması Devlet-i Aliye’nin parçalanmasını hızlandırmış; Balkanlar da tabiatiyle bu parçalanmadan nasibini almıştır. 1908 II. Meşrutiyetin ilanı dahi kötü gidişatı durduramamış; 1909 yılı İttihat ve Terakki Partisinin yönetime gelmesi ile 33 yıllık Abdülhamid dönemini sona erdirmiştir.19.-20. yüzyılda gelişen hadiseler hem Türk tarihi hem de dünya tarihi açısından önem arz etmektedir. Bir buçuk asra yakın olan bu süreçte Osmanlı Devleti Balkanlar başta olmak üzere bir çok yerde toprak kaybetmiştir. 1911 yılı Tanzimat’tan beri tartışıla gelen dil ve edebiyat meseleleri için de bir dönüm noktası olur. Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp, Ali Canip Yöntem başta olmak üzere bir çok şair ve yazar bir araya gelerek Selanik’te “Genç Kalemler” dergisini çıkarırlar. Bu aynı zamanda “Millî Edebiyat” ın başlangıcı kabul edilmektedir; daha doğrusu milliyetçi bir edebiyat. Osmanlı döneminde ortaya çıkan fikir hareketlerinden “Osmanlıcılık”, “İslamcılık” ve “Türkçülük” birbirlerinden sonra ortaya adeta bir reçete olarak atılmış; en sonuncusu olan “Türkçülük” yeni cumhuriyetin de temelini teşkilde önemli rol oynamıştır. 1912-13 Balkan Savaşları, ardından 1914 I. Cihan harbi, ardından 1918-1922 İstiklal harbi, Türk dili ve Edebiyatı açısından da önem arz etmiştir. Edebiyatımız millî heyecanı haykıran şiir, hikaye ve romanlarla dolmuştur. Bütün bu süreç yaşanırken Balkanlar da bundan etkilenmiş; düne kadar hakim unsur olan Türkler ve diğer Müslüman unsurlar akıl almaz işkencelere maruz 46 Balkanlarda Türk Dili ve Edebiyatı kalarak payitahtın (İstanbul) olduğu yere göç etmek zorunda kalmışlardır. 20. yüzyılın ortalarına kadar Balkanların ortak dili olan Türkçe bu topraklardan çekilmek zorunda kalmış; ya da azınlık durumuna düşmüştür. 1917 Rus Bolşevik İhtilali özellikle Balkanları tesiri altına almış; Rusya’nın emperyalist emelleri ile oluşturduğu Varşova Paktı Balkanlarda komünizmi en şedid şekilde yaşatmıştır. Ancak 19391945 yılları arasında patlak veren II. Dünya savaşı sonucu ortaya çıkan Balkan coğrafyasında Rusya’nın etki alanında kalmayan Yugoslav Federasyonun oluşturulması bura halklarına bir nebze de olsa nefes aldırmıştır. Özellikle Tito dönemi Yugoslavya’sında II.Dünya savaşının sürdüğü sıralarda 1944-45 eğitimöğretim yılında Üsküp’te “Tefeyyüz İlkokulu”nda Türkçe eğitim-öğretim için ilk adım atılmıştır. Soğuk savaş dönemi Balkanlarda Türk dili ve Edebiyatı eserlerine baktığımızda ağırlıklı olarak Marksist-komünist-sosyalist ideolojisinin yansımalarını görürüz. 1951 yılı Türk dili ve edebiyatı açısından da bir milat sayılır. Azınlıklara kendi dilinde eğitim-öğretim hakkı tanıyan kanunla birlikte Türkçe ve Türk Edebiyatı bu topraklarda içeriği sosyalist olsa da neşv ü neva bulmuştur. Makedonya’da Türk Dili ve Edebiyatı: Osmanlı öncesi ve sonrası yüzyıllarca Türkçeye ev sahipliği yapmış olan Makedonya’da Üsküplü Zârî başta olmak üzere Yahya Kemal Beyatlı’ya kadar bir çok edip ve şair yetişmiştir. Ancak 93 Harbi ve Balkan Savaşları sonucunda ortaya çıkan vahim durum hatta soykırım hadiseleri Makedonya Türk edebiyatını olumsuz etkilemiştir. Üsküplü İkinci Şeyh Sadeddin Efendi ve Manastırlı İzzet Basri Efendi’yi saymazsak, 1970’li yıllara kadar Makedonya Türk edebiyatının suskunluğunu bozmadığını söyleyebiliriz. Osmanlı Dönemi, Balkan Savaşları Sonrası ve Çağdaş Dönem diyebileceğimiz 3 dönemde Makedonya Türk edebiyatını ayırt etmek mümkündür. Osmanlı Döneminde bir çok edip ve şaire ev sahipliği yapmış olan Makedonya’da maalesef Balkan Savaşlarından sonra Türk edebiyatı büyük darbe almıştır. Hatta bu döneme ait halk edebiyatı ürünlerini çok azını bulmak veya derlemek mümkün olmuştur. 1949 Mayısında neşredilen Yeni Kadın Dergisi, Birlik gazetesinden sonra en önemli edebi araçlardan biri olmuştur. Şükrü Ramo ve Necati Zekeriya gibi rejimin güvenini kazanmış Türk yazarlarının şiirlerine yer veren “Makedonya Genç Türk Yazarlarının Eserleri” adlı kitap ayrıca Mustafa Karahasan’ın “Şaban Hoca” adlı dramına yer vermiştir. 1950 yılına gelindiğinde önemli adımların atıldığını görüyoruz. Birlik gazetesi haftalık olarak yayınlanır. Azınlıklar Tiyatrosunun içerisinde Türk Dramı kurulmuştur. Türkçe kitapları saysı artar.Sadece o yıl dört kitap yayınlanır. Çocuk dergisi olan ve daha sonra Sevinç adı verilen “Pioner Gazetesi” aylık yayın hayatına başlar. Bu arada da 47 Cevdet Şanlı – Ergin Jable Makedonya Türk Yazarlar Cemiyeti kurulur. Şükrü Ramo, Mustafa Karahasan, Necati Zekeriya, Mahmut Kıartlı, Şevki Vardar, İlhami Emin, Enver Tuzcu, Hüseyin Süleyman, Süreyya Yusuf ve Abdülkerim Sait 50’li yılların yazar ve şairler kuşağını oluşturmuşlardır. 1957 yılında yine çocuk dergisi olan “Tomurcuk” yayınlanır. 1960’lı yıllara gelindiğinde 50’li kuşakta yer alanlardan bazılarının Türkiye’ye göç ettiğini görmekteyiz. Nusret Dişo Ülkü, Hasan Mercan, Nimetullah Hafız ve Naim Şaban 60’lı kuşağın önde gelen temsilcileridir. Son ikisi aslında Kosovalıdır. 70’li kuşağın edebiyata girişi “Sesler” dergisi ile olmuştur. Daha önceki iki kuşağın da tecrübelerinden istifade eden bu kuşak içerisinde Avni Engüllü, Yusuf Edip, Alaattin Tahir, Sabahattin Sezair, Fahri Ali, Fahri Kaya, Avni Abdullah, Suat Engüllü ve İrfan Bellür yer almaktadır. 80’li yıllarda Makedonya Çağdaş Türk edebiyatında durgunluk yaşanır; 90’lı yılların başında Semra Samet, Biba İsmail, Maber Hüseyin, Nizam Reşit ve Sevim Zeynullah gibi isimler edebiyat sahnesine çıkarlar. Son yirmi yıllık süreç içerisinde Makedonya Çağdaş Türk Edebiyatının, Türkiye ile olan münasebetler ve bilişim teknolojilerinin gelişmesi ile beraber (TV, Radyo, İnternet vb.) özellikle Türklerin yoğun olarak yaşadıkları Üsküp, Gostivar, Struga vb. kültür merkezlerinde gerek dernekleşmeleri, gerekse yayın hayatına kendi imkanları ile kazandırdıkları edebî ve ilmî dergilerle önemli kazanımlar elde ettiğini söylemek mümkündür. Köprü, Hikmet gibi dergileri bu bağlamda saymak mümkündür. Son yıllarda Türkiye’nin Makedonya ile olan diplomatik ve ekonomik ilişkileri ora Türklerinin de bundan istifade etmesine zemin hazırlamış; özellikle Türkiye’de yüksek öğrenim gören Makedonya Türk gençlerinin Makedonya’ya dönmeleri ile Çağdaş Makedonya Türk Edebiyatının da gelişeceğini vurgulamak gerekmektedir. Batılılaşma dönemi Türk edebiyatında gördüğümüz edebî çeşitlilik Makedonya Çağdaş Türk Edebiyatında da görülmektedir. Şiirden tiyatroya, romana ve hikayeye kadar bir çok türde eser verilmiştir. Kosova’da Türk Dili ve Edebiyatı: Kosova Eski Yugoslav Federe Cumhuriyeti içerisinde cumhuriyet statüsü kazanamamış iki yerden biridir. Kosova “özerk” bölge statüsünde kalmış; tabiatiyle de bu Kosova’nın ekonomik ve kültürel anlamda gelişmesine engel olmuştur. 1951 yılı itibarı ile Türkçenin eğitim-öğretim hakkının verilmesi ile birlikte Kosova’da Sanatlar 1951 yılında kurulan “Doğruyol Kültür ve Güzel Derneği” Kosova Türk dili ve edebiyatına en önemli katkıları oluşturan yarım asrı geçkin bir Türk enstitüsü olmuştur. 1951 yılı Haziranında Priştine Radyosunda Türkçe haber programını Türk sanat musikisi orkestrası 48 izler. 1969 Balkanlarda Türk Dili ve Edebiyatı yılında Priştine’de “Tan Gazetesi” yayın hayatına başlar. 1973 yılında Tan Gazetesinin yayını olarak toplum, sanat ve bilim dergisi olarak “Çevren” yayın hayatına başlamıştır. 1979 yılın “Kuş” çocuk dergisi yayın hayatına girer. Ayrıca Prizren’de “Esin” kültür ve sanat dergisinin yayınlanması Kosovalı Türkler açısından önem arz etmektedir. 1978 yılında Prizren Kültürevi, amatör Türk Tiyatrosunu kendi çatısı altına almıştır. 1979 yılında Kosova’nın %99 u Türk olan Mamuşa Köyünde de “Aşık Ferki” Kültür ve Güzel sanatlar Derneği kurulmuştur. Osmanlı döneminde birçok şair ve edip yetiştiren Kosova Balkan savaşları sonrasında modern dönemde tasavvufi şiirler yazan Hacı Ömer Lütfi’yi zikretmek gerekir. Ayrıca 1930’lu yıllarda Prizren Gayret Derneği’nde oynanan tiyatro oyunları yazan Durmiş Selina’yı burada anmak gerekir. Çağdaş Kosova Türk Edebiyatının başlangıcını 1950’li yıllarda saymak mümkündür. Bu yılların başında Türk Dili ve Edebiyatı ile her bakımdan ilgilenen Süreyya Yusuf’u burada anmak gerekir. Ardından Naim Şaban, Nusret Dişo Ülkü ve Nimetullah Hafız’ı saymak mümkündür. Sonraları Hasan Mercan ve Enver Baki de bu kervana katılır. Bu isimlerin bazıları Makedonya Çağdaş Türk edebiyatına da katkıda bulunan isimlerdir. Enver Baki aynı zamanda bir öykü yazarıdır. Bu kuşak 60’lı kuşağı oluşturur. 70’li yılların başında özellikle Tan gazetesi Kosova Çağdaş Türk Edebiyatı açısından önemli rol üstlenir. Sadık Tanyol, Faif Vırmiça, Agim Rifat Yeşeren, Hüseyin Kazaz, Özbeyin Aksoy, Melahat Kaçamak, Fahri Mermer, Şükrü Mazrek, İsmet Jable, Semiha Şen, Mehmet Bütüç, Ethem Baymak, Osman Baymak, Zeynel Beksaç, Arif Bozacı, Aziz Buş, Fahriye Çerkez, Vahit Ergin, Reşit Hanadan (Kosova Türk romancısı) , Bayram İbrahim (Rogovalı) Ahmet S. İğciler, Raif Kırkul, Şecaettin Koka, Nuhi Mazrek, İskender Muzbeg (Şefikoğlu), Altay Suroy (Recepoğlu), Burhan Sait, Orhan Sait, Refika Sulçevsi, Aziz Serbest, Özcan Micalar, Alaettin M. İsmail, Fikri Şişko, Cemali Tunalıgil, Hayrettin Volkan, Rezzan Zborça, bestekâr ve söz yazarı Aluş Nuş gibi isimleri saymak mümkündür. Prof. Dr. İrfan Morina’nın Priştineli Mesihi çalışması, Prof. Dr. Nimetullah Hafız’ın antolojileri, Prof. Dr. Tacide Hafız, Doç. Dr. Suzan D.Canhasi ile yüksek lisans öğrencileri Enis Kervan, Taner Güçlütürk, Ergin Jable ve Nebahat Safçı’nın akademik çalışmaları Kosova Türk dili ve edebiyatı açısından önem arz etmektedir. Bulgaristan’da Türk Dili ve Edebiyatı: Asırlar içerisinde Türk mimarî eserleriyle, Türk kültür ve sanatıyla, Türk'ün güzel Türkçesiyle, Türk gelenek ve görenekleriyle, inançlarıyla bezenmiş, bu bölgenin ayrılmaz unsurları olmuşlardır. Bulgaristan Türklerinin edebiyatı, aslında Türklerin Rumeli'ne geçişleri kadar eskiye dayanır. Bu, 49 Cevdet Şanlı – Ergin Jable o kadar eskidir ki, bugünkü Bulgarca'da, Osmanlı Türklerinin bu dile hediye ettiği 45 bin civarında kelime yaşamaktadır. Hatta Benö Tsonev,"Bulgar Dili'nin Tarihi" başlıklı eserinde Türkçenin Bulgarca üzerindeki etkisinden bahsederken, bu etkinin sadece kelimelerden ibaret olmadığını, Bulgarca'da birçok Türkçe deyimin, atasözünün, özlü sözlerin de kullanıldığını vurgulamakta ve bir hayli de örnek vermektedir. Bu nedenle, Çağdaş Bulgaristan Türk Edebiyatı bir bakıma eski Rumeli Türk edebiyatının bir devamıdır. Yazılı ve sözlü olarak yaşayan bu edebî geleneğin yakın dönemlerde zaman zaman kesintilere uğradığı ya da durgunlaştığı görülür. Böyle bir ortamda ve böyle bir süreçte soyut anlatımın en kurtarıcı yolu olan şiir, edebiyatta diğer bütün ifade tarzlarının önüne geçmiştir. Buna göre Çağdaş Bulgaristan Türk şiirinin başlangıcını Sofyalı Âşık Hıfzî'nin; "Plevne Muharebesi Destanı" adlı manzumesi oluşturur. İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle Bulgaristan Türklerinin sosyal ve kültürel hayatında köklü değişmeler oldu. Özellikle çocuk edebiyatında şiir türü ön plâna çıkar. Komünist rejimin baskıları günden güne artarken Türk kültürü adına ne varsa ortadan kaldırılmaya, insanların isimleri değiştirilmeye, hatta Türkçe konuşmanın yasaklanmasına kadar gider bu baskılar... Kaynağını zengin halk kültüründen alan Bulgaristan Türk şairleri, şiirlerinde aruzun yanı sıra, heceyi ve serbest nazım tarzlarını benimsemişlerdir. Bu manzumelerde yer yer Rumeli şîvesinin izlerine rastlansa da esas itibariyle dil her zaman Anadolu Türkçesi olmuştur. Çağdaş Bulgaristan Türk şiirinin önemli simaları arasında yer alan ilk isim Mehmet Müzekkâ Con(1885-1974)'dur. Con, Bulgaristan Türkleri edebiyatının İkinci Dünya Savaşı öncesi dönemiyle sonraki dönemini birbirine bağlayan sanatçılardandır. 1890'lı yıllarda Vidin'de doğan Mustafa Şerif Alyanak ve 1896 yılında Nevrokop/Satovça'da doğan Mehmet Behçet Perim(ö.1965) 1930'lu yıllarda Türkiye'ye gelen şairler arasındadır. Mehmet Fikri (1908-1941), bugün Omurtag olarak bilinen Osmanpazarı'ndan idi. Hayatı boyunca din, adalet, ahlâk ve fazilet için savaştı. Şiirlerinin asıl teması Bulgaristan Türkleri ve Bulgaristan'ın doğal güzellikleridir. 1890 yılında Kırcaali'de doğan İzzet Dinç(ö.1965) de şiirlerinde benzer temaları işledi. Deliorman şairlerinden Ahmet Şerifov 1926 yılında Razgrat'da dünyaya geldi. Şairin ilk şiir kitabı olan Müjde 1960 yılında yayınlandı. Şair, Bursa'da çıkan Balkanlarda Türk Kültürü dergisinin başında bulunmakta ve sanat hayatını sürdürmektedir. Paris'te yaşamını sürdürmüş olan Mefküre Mollova 1927 yılında Dobriç (Hacıoğlupazarcık)'te doğdu. Akademisyen şairlerden olan Mollova'nın Şiirler'i 1964 yılında yayınlandı. Şumnulu şairlerden Mülazım Çavuşev (1927-1995) basit, sade Türkçeyle yazdığı şiirlerinde vatan sevgisini ve tabiat konularını işledi. 1927 yılında Eskicuma (Targovişte)'da doğan Niyazi Hüseyinov (Bahtiyar), ilk şiir kitabını 1964 yılında Köy Yankıları adıyla yayınladı. 1989 göçünde 50 Balkanlarda Türk Dili ve Edebiyatı Türkiye'ye gelen şairlerdendir. Şiirlerinde iyilik ve kötülük, sevinç ve keder gibi soyut temaları işleyen Lütfi Demirov, 1929-1990 yılları arasında yaşamış Razgrat yöresi şairlerindendi. İşte onun güzel şiirlerinden bir dörtlük: Benim yârim incelerden incedir İpek fistan giymiş görsen nicedir Saçı sünbül, başı dağdan yücedir Ferace altından çıkalı beri Sabahattin Bayramov 1931 yılında Dobriç'te doğan şairlerdendir. 1990 yılı baharında Türkiye'ye göç eden şair hâlen Bursa'da sanat hayatını sürdürmektedir. Adresim Şudur(1962) ve Sokaklarım Çağrışımlar İçinde (1966) adını verdiği şiir kitaplarında topladığı manzumelerinde hayâl zenginliği ve felsefî çağrışımlar ön plândadır. Bir başka Dobriçli şair, 1934 doğumlu Nevzat Mehmedov, Bulgaristan Türkleri edebiyatının ünlü çocuk şairlerindendir. 1968 yılında Türkiye'ye göç eden şair; Ayı Dayı (1959), Deniz(1967) ve Üç Beygir(1967) adını verdiği kitaplarında yer alan çocuk şiirlerinde yine çocukların çok sevdiği hayvanlar dünyasını ve denizi konu olarak işler. O bir sevgi şairi olarak bilinir. Çağdaş Bulgaristan Türklerinin ileri gelen şairlerinden birisi de Ömer Osmanov (Erendoruk)'tur. 1934 yılında Kırcaali/Koşukavak'ta dünyaya gelen şairin asıl mesleği öğretmenlikti. 1989 yılında Bulgaristan'dan sınır dışı edilince Türkiye'ye geldi. Sıla hasreti şiirlerinin ağırlıklı teması oldu. Bunu şiirlerini topladığı kitaplarının adlarından da anlamak mümkündür. Üçüncü Mezar(1989), Ölmeden Ölmek(1991) ve Sabır Duası (1991) onun hasret türküleridir. 1934 yılında Filibe yakınlarında doğan Recep Küpçüev, ömrü boyunca Bulgaristan Türklerinin haklı mücadelesini savunmuş, öğretmenlikten atılmış ve 1976 yılında Varna'da ölü bulunmuştur. Ötesi Var (1962) ve Ötesi Düş Değil(1967) iki önemli şiir kitabıdır. O bir deniz şairi olarak bilinir. Mehmet Çavuş(d. 1935-Eskicuma), Balkan İstanbul'da yaşayan Türklerinin çok iyi tanıdığı şairlerden birisidir. Hâlen Çavuş'un Yılların Serenadı (1964), Bulgaristan'dan Sesler(1985) adını taşıyan şiir kitapları ile XX. Yüzyıl Bulgaristan Türkleri Şiiri (1988) adını taşıyan bir şiir antolojisi bulunmaktadır. Ali bayram (d.1935) Silistre'li öğretmen şairlerden olup, şiirlerinde daha çok dil bilincini aşılamaya ve sevdirmeye çalıştı. Silistre'li şairlerden bir başkası Latif Aliyev (d.1935) de 1989 büyük göçünün vatanından ayırdığı şairlerdendir. Bir Bahçeden Bir Bahçeye (1961) adını verdiği şiir kitabında halk şiiri tarzında söyleyişleri vardır. Mustafa Mutkov, 1935 yılında Lofça'da doğdu. Tek şiir kitabının ismi Sabah Yolcusu (1965)'dur. 51 Cevdet Şanlı – Ergin Jable "Yine köşe başlarında beklesem onu Bir yağmur geçse üzerimizden ince ince Şakaklarımızdan usulca yuvarlansa damlalar Tekrar elini tutsam onun Yolumuza halı döşese bahar..." mısraları, Musta Mutkov'un şiir dünyasına açılan güzel bir penceredir. 1936 yılında Eğridere'de dünyaya gelen Faik İsmailov (Arda), şiirlerinde daha çok Rodop Türklerinin elem ve kederlerini, var olma mücadelesini işledi. Onun manzumeleri, Bulgaristan Türkleri için her zaman birer umut ışığı ve yaşama sevinci oldu. Tek şiir kitabını 1965 yılında Ağarırken Tan adıyla yayınladı.1936 Razgrat doğumlu Mustafa Çetev de Bulgaristan Türklerinin en önemli yayın organlarından olan Hak ve Özgürlük gazetesinin yazarları arasındadır. Çetev'in özellikle çocuk şiirleri dikkati çeker. 1950'li yılların Bulgaristan Türkleri edebiyatında önemli isimlerden bir başkası da Kırcaali yöresi şairlerinden Süleyman Yusufov (S.Yusuf Adalı)(d.1936)'dur. Şiirlerinde hece ve serbest vezni kullanan şairin özellikle sıla hasreti temasını işlediğini görüyoruz. Bir Uçtan Bir Uca Memleket(1965), şairin tek şiir kitabıdır. Hasköylü şairlerden Durhan Hasanov(d.1937), 1989'da Türkiye'ye göç eden şairlerdendir. 1965 yılında yayınlanan İnsan Kardeşlerim adlı bir şiir kitabı vardır. Nazmi Nuriyev (d.1937), Osman Azizov (d.1937), Aliş Saidov (d.1938) ve Şahin Mustafof (d.1938) da Kırcaali yöresi şairlerindendir. 1938 yılında Razgrat'ın Şeremet Köyü'nde doğan Şaban Mahmudov da Bulgaristan Türklerinin yetiştirdiği öğretmen şairlerdendir. O da ne yazık ki 1989 göçünün vatanından ayırdığı şairlerdendir. 1966 yılında yayınladığı Gerginlik adındaki şiir kitabında yaygın olarak insan ve tabiat sevgisini işler. Yine Razgratlı bir başka şair Latif Karagöz'dür. Halen Türkiye'de yaşayan şairin ilk şiir kitabı Kon Kon Kelebek(1990) adını taşır. Bulgaristan'da çağdaş Türk Edebiyatının en güzel seslerinden biri olan Naci Ferhadof, 1940 yılında Kırcaali'de dünyaya geldi. Yazdığı şiirleri 1965 yılında Dağlı ve Deniz adını taşıyan şiir kitabında yayınlandı. Türkçenin yasaklandığı yıllarda Bulgarca yazdı. İşte onun güzel şiirlerinden biri: NERDESİN Hani koca bir ömür boyu benimle yürüyecektin Ağlarsam ağlayacak, Gülersem gülecektin, 52 Balkanlarda Türk Dili ve Edebiyatı Hani delicesine vurgunduk karanfillere, alev bir çiçek gibi yanacaktı aşkımız gözlerimizde, kalplerimizde, ayrılırsak kanayacaktı... Hadi gülüm, karanfillerin rengi değişti sensiz. Peşinde koşmaktan titrer oldu dizlerim Hadi gülüm, Yıllar oldu yollarını gözlerim, Varsın bu halimi görenler deli desin, Bekliyorum çimen gözlüm, nerdesin!.. ... Yoruldum, çok aramaktan olacak seni... Şimdi sen, Belki başka gözlere sihirli bir perdesin, ama ben, hep öylesine iyimserim seni sevdim seveli, bekliyorum, çimen gözlüm, nerdesin?.. (4) İsmail Çavuşev (d.1940-Razgrat), gazeteci şairlerdendir. İnsan sevgisi, şiirlerinin başlıca temasıdır. Dilek adlı şiir kitabı 1967 yılında basılmıştır. Ahmet Eminov (Atasoy)(d.1944-Eskicuma), Rahim Recebov (Akdora)(d.1944-Kırcaali), Necmiye Mehmedova (Ulucan) (d.1945-Pravadı), Ahmet Kadirov (d.1948-Hasköy), Nebiye İbrahimova (Akbıyık)(d.1948-Razgrat) Hilmi Haşal(d.1954-Kırcaali) ve Kadriye Cesur (d.1968-Mestanlı) son dönemlerde yetişen ve hâlen sanat hayatını sürdüren şairler olarak dikkati çekerler. Çağdaş Bulgaristan Türk şiirine baktığımızda dikkatimizi çeken en önemli noktalardan birisi; şair yetiştiren coğrafî bölgelerin belirgin bir biçimde Güney-Batı Bulgaristan (Kırcaali yöresi) ve Kuzey-Doğu Bulgaristan (Silistre-Razgrat-Şumnu-Eskicuma Yöresi)'ın ön plâna çıkmasıdır. Bir başka husus; son dönem şairlerinin büyük bir çoğunluğunun öğretmen şairler oluşu 53 Cevdet Şanlı – Ergin Jable ve rejimin baskılarından bunalan bu insanların Türkiye'ye göç etmiş olmalarıdır. Genelde Bulgaristan'da yaşayan Türk toplumunun sosyal problemleri, sıkıntıları, paylaşılan acılar, sıla hasreti, vatan ve millet sevgisi ve dolayısıyla millî duygular ve duygulanmalar, çocuk duyarlılıkları, tabiat güzellikleri çağdaş Bulgaristan Türk şiirinde ele alınan belli başlı temalar olarak dikkati çeker. Şairlerin, bir milletin varolma mücadelesi sürecinde ne kadar önemli bir konuma sahip oldukları yakın dönemde Bulgaristan'da yaşanan hadiselerle bir kez daha ortaya çıkmış bulunmaktadır. Bugün Bulgaristan'daki durum, Türk dili, kültürü ve edebiyatı adına düne göre daha aydınlık ve ümit verici görünmektedir. Yunanistan’da Türk Dili ve Edebiyatı: Bugün Batı Trakya olarak adlandırılan bölge Yunanistan sınırları içerisinde yer almaktadır. Osmanlı döneminde onlarca şair yetiştiren Yunanistan toprakları 14. yy. da Gazi Evrenos Bey’in Batı Trakya’yı fethi ile bölgeye Konya ve Balıkesir civarından getirilip yerleştirilen Osmanlı Türkleri bugün bu bölgede azınlık durumunda kalmıştır. Nüfusu 150.000 civarında kalan Batı Trakya Türkleri son yüzyıldır kimlik mücadelelerini vermektedir. Lozan’dan beri azınlık statüsünde basın-yayın hakkına sahip olan Batı Trakya Türkleri 60’tan fazla Osmanlı alfabesi ve bugünkü Türk alfabesi ile gazete ve dergi çıkarmanın yanında Türkiye ve Almanya’da yayın yapan yayın organları vardır. (Bunlar Türkiye’de yayınlanan Batı Trakya’nın Sesi, Batı Trakya, Yeni Batı Trakya; Almanya’da yayınlanan Batı Trakya, Yeni Ses, Yeni Adım gazeteleridir.) Yunan arşivlerinde Batı Trakya Türklerinin yayınladığı Yeni Ziya, Yeni Yol, Yeni Adım, Balkan, İnkılap, Milliyet, İtila, Yarın, Adalet, Trakya, Ülkü, Müdafaa-i İslam, Hakyol, Sebat, Muhafazakar, Muallim Mecmuası, Peygamber Binası, Batı Trakya, Aliş, Azınlık Postası, Birlik, Öğretmen vb… Bugün, Batı Trakya Türkleri Balkan, Akın, Gerçek, İleri, Aile Birlik, Trakya’nın Sesi, Ortam gazetelerini, Şafak Yuvamız, Hakka Davet, Arkadaş Çocuk ve Pınar Çocuk dergilerini yayınlamaktadırlar. İleri gazetesi ayrıca Rumca da yayınlanmıştır. Batı Trakya’da Türk dili ve edebiyatının dönemlerini ele alırken Lozan öncesi ve sonrası olmak üzere iki döneme ayırmak mümkündür. Lozan öncesini 14.yy.dan itibaren ele aldığımızda divan edebiyatımız içerisinde yetişmiş onlarca şair ve nasiri görmekteyiz. Çünkü Selanik Osmanlı döneminde İstanbul’dan sonra Türk kültür ve edebiyatı açısından ikinci merkez olmuştur. Halen Batı Trakya Türk edebiyatı faaliyetlerini Yunanistan’da sürdüren şair, yazar ve araştırmacılardan Ali Rıza Saraçoğlu’nun Ey Yağız Toprak, Işık Atatürk, Yarınlar Sizin Olacak, Rodop Yıldızı vb.; Hüseyin Mazlum’un Aşıkların Şahı Benim, Bir Esmere Gönül Verdim, Adres, Biraz Su, Bu güzelin Uğruna Kardeş Kardeş Vurmalı; Rahmi Ali’nin Ay ve Güneş 54 Balkanlarda Türk Dili ve Edebiyatı (Hikaye); Hüseyin Ali Babaoğlu’nun Tohum( Şiir), Durdur ile Kurkur (Masal); Tevfik Hüseyinoğlu’nun Tehlike İşareti (Çeviri), Reşit Salim-Osman Arda “Batı Trakya Türkleri”, Abdurrahim Dede’nin “Batı Trakya Türk Folkloru” ile “Batı Trakya Manileri”adlı eserleri Trakya/Yunanistan’da ile Türkiyeli Çağdaş Türk araştırmacı Edebiyatı Feyyaz Antolojisi”, Sağlam’ın Batı Trakya Batı Çocuk Edebiyatı”, “Yunanistan (Batı Trakya) Türkleri Üzerine İncelemeler”, “Yunanistan (Batı Trakya) Türkleri Edebiyatında Atatürk” ve “Yunanistan (Batı Trakya) Türkleri Edebiyatı Üzerine İncelemeler Cilt II, Cilt III” adlı eserleri saymak mümkündür. Bunlardan başka Mustafa Tahsin, Reşit Salim, Naim Kazım, Hüseyin Mahmutoğlu, Mücahit Mümin, Refika Nazım, Salih Halil, İmam Kasım, Mehmet Çolak-İbram Onsunoğlu vd… şair ve yazarların dergi ve gazetelerde yayınlanmış bir çok nitelikli çalışmaları bulunmaktadır. Batı Trakya Türklerinde en çok görülen edebi tür şiirdir. Çocuk edebiyatı, halk edebiyatı ve dini edebiyat Batı Trakya Türk edebiyatının önemli kollarındandır. Batı Trakya Türklerinin son yüzyıllık süre içerisinde oluşturdukları edebiyat adeta “huzursuzluk edebiyatı”dır. Tiyatro türünde “Sevda Peşinde” ve “Zamane Çocuğu” adlarındaki çalışmaları, gezi türünde de Mehmet Arif ve Hasan Hocaoğlu’nun yazılarını saymak mümkündür. Batı Trakya Türkleri halk edebiyatında da sözlü gelenek süregelmiş ve geleneğe bağlı anonim ürünler vermeye devam etmektedir. Aşk, hastalık, ölüm, tabiat, tabii afetler ve yaşama sevinci gibi konular yoğun olarak işlenmektedir. Bu konuları işlemede şiir önemli yer tutmaktadır. Halk ozanı tipinde şairlerden Mazlum Hüseyin, İmam Kasım, Hüseyin Salihoğlu, Alirıza Saraçoğlu’nun yanında Yakalı Çoban, Asımi, Dumanlıdağ, Selami, Aşık Asilsoy, Haliloğlu, Aşık Zengin vd. sayabiliriz. Halk edebiyatı ürünleri içinde destan, masal, türkü, mani, vb. türlerin de yer aldığı görülmektedir. Batı Trakya manilerinden birinde: “Gelmişsin Ahmet/ Otur hasıra; Yap düğününü Ahmet / Senindir sıra” denilmektedir. Yine bir türküde: “Ağlama gelinim yaşın yaşın / Gitmem diye sallar başın; Gelin şöyle gider misin? / Çekeyim atını biner misin ?” denilmektedir. Kaynakça ALPARSLAN, Ali, Çağımızda Türk Şiirinin Coğrafi Sınırları, Prizren, Türkologlar Birliği yayınları, N:2, Prizren-2000 AVCI, Rüstem , “Batı Trakya Türkleri”, Batı Trakya, Ekim-Kasım-Aralık 1989, s.143148, İstanbul 55 Cevdet Şanlı – Ergin Jable Balkanlar El Kitabı, I,II,III Cilt, Kama ve Vadi yay. Nisan 2006 BATIBEY, Kemal Şevket , “ Ve Bulgarlar Geldi”, Boğaziçi yay. İst. 1976 ÇELİK, S.Dilek Yalçın , Kosovada Çağdaş Türk Edebiyatı (1951-2008) , Doğru Yol Türk Kültür ve Sanat Derneği yay., Prizren-2008, 256s. DEDE, Abdurrahim , Batı Trakya Türk Folkloru, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1978, 275s. DEDE, Abdurrahim Dede,”Batı Trakya Türklerinde Eski Türk Şamanizminden Kalıntılar”, 2. Milletlerarası Türk Folklor Kongresi Bildirileri, Ankara-1982. EREN, Hasan, Balkan Ülkelerinde ve Macaristan’da Türkoloji Çalışmaları, İ.Ü. Yay., İst.1987 HAFIZ, Nimetullah, Yugoslavya’da Çağdaş Türk Edebiyatı Antolojisi, 1-2-3, T.C. Kül. Bak. Yay. N:1026, Türk Dünyası Dizisi, Ankara-1989 HAFIZ, Tacida, Hacı Ömer Lütfi (Eserlerinden Seçmeler), Tan yay., Priştine-1992 HAYBER, Abdülkadir, Makedonya ve Kosova Türklerinin Edebiyatı, MEB Yay., İstanbul-2001 İSEN, Mustafa, Balkanlarda Osmanlı Dönemi Türk Edebiyatı”, Başlangıcından Günümüze Kadar Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi, T.C.Kültür Bak.Yay., Ankara-1997 İSEN, Mustafa, Ötelerden Bir Ses, Akçağ yayınları, Ankara-1997 İSEN, Mustafa,”Balkanlarda ve Diğer Komşu Ülkelerde Türkçe Edebiyat: Balkanlar”, Türk Edebiyatı Tarihi, T.C. Kültür ve Turizm Bak. Yay., Ankara-2006 KAYA, Fahri, Eski Yugoslavya’da Çağdaş Türk şiiri Antolojisi, Cem yay. İstanbul1992 KAYA, Güven, Yugoslavya Türk Halkı Yazınına Gerçekçi Bir Bakış, Tan yay., Priştine1986 KAYA, Güven, Yugoslavya’da Türk Halk Edebiyatı, Boğaziçi Üni.Fen-Edebiyat Fak. Yay, İstanbul-1993 MERCAN, Hasan, Balkanlar’da Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi,T.C. Başbakanlık Basımevi, Ankara-2000 MORİNA, İrfan, Priştineli Mesihi (Hayatı, Sanatı ve Eserleri) Tan Yay., Priştine-1987 56 Balkanlarda Türk Dili ve Edebiyatı ORHONLU, Cengiz , “Yunanistan Türkleri”, Türk Dünyası El Kitabı, Ankara-1976 SAĞLAM, Feyyaz , “Batı Trakya’da 29 Ocak 1988 Milli Direnişi ve halk Destanları Üzerine”, Türk Kültürü, s:531, Ankara -Temmuz 1982 SAĞLAM, Feyyaz , Yunanistan (Batı Trakya) Türkleri Edebiyatı Üzerine İncelemeler, Cilt II, İzmir-1993 SUROY, Altay, “Yugoslavya Topraklarında Başlangıçtan Günümüze Kadar Türkçe Edebiyat”, Kosova’da Türk Kültürü veya Türkçe Düşünmek, T.C. Kültür Bak. Yay., Türk Dünyası Dizisi N:74, Ankara-2001 TAHSİN, Mustafa , “Şiir: Batı Trakya Türk Azınlığında”, Şafak, sayı: 17, Gümülcine -Ağustos 1991 Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi 7.Cilt , T.C.Kültür Bakanlığı yayınları, Ankara-1997 VIRMIÇA, Raif, “Yugoslavya’da yayın Hayatı”, Balkan Ülkelerinde Türkçe Eğitim ve yayın hayatı Bilgi Şöleni, TDK yay., Ankara-1999 YENİSOY(Süleymanoğlu), Hayriye, Bulgaristan Türkleri Şiiri, Türk Dili Dergisi, TDK. Yay., (Çağdaş Türk Şiiri), sayı:531, Ankara 1996 57 Cevdet Şanlı – Ergin Jable 58