T. B. M. M. B : 55 IBİAŞJKİAN — Bir Meclis araştırması önergesi var­ dır, okutuıyorum : Türkliıye Büyüik Millet Meclisli Başkanlığına Anayasanın 1 inci maddesi: «Türkiye Devletinin bir Cumhuriyet» olduğunu belirilıddikten sonra, ikinci maddesi de CumhurÜJyeitÜn niteliklerini glösitermekıte; «lAfiatiürlk milliyetçiliğine 'bağlı... Demokratik, lâik ve sıotsyal bir hukuk OevldtUciiir» dernektedir. IBöylıece, devletin ila ilk bir cumhuriyet olduğu Ana­ yasalda açıklıkla belirlenmiş/tir. Ayrıca, Anayasa uygulamasında temel doğrultula­ rı gösteren «Başlangıç» bölülmünjde de; «Hiçlb'ir dü­ şünce ve mülahazanın,... Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılâpları ve medeniiydtç'ilüğinin karşısında korunma gönemeyeceği ve lâiklik ilkesinin gereci • kutsal din duygularının Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılmayacağı» ilkesi yeralmışltır., (Bu suretle Atatürk ilke ve devrimleri Devlet yapı­ sının temellitoalbuledilerek, bir balkıma laiklik için tehliken'in ne olabileceği de vurgulanmıştır. Laiklik Türk ulusal devriilminin özünü, karakterini oluşturan bir ikedir. Bu ilke, Aitalttürfk mid^e-tiçliMği, çağdaşlaşma ve ulu­ sal egemenliiğiriin temel şartıdır. Lâiklik, inanç ve ibadet özgürlüğünün güvencesi­ dir. Lâifclilklfce inançlara saylgı vardır. Lâik devlet, inanç­ lar karşısında ayrıcalıklı davranmaz. Lâikliğin dinsizlikle ilişkisi yok'tur. Nüfusunun yüz­ de doksanidokuıziu Müslüman olan Türk toplumu için, bunu düşünımdc dah'i mfümlkün değildir. Ancak lâiklik­ te din, devlet işine karışamaz. Din kuralları devlet yönetiiıminde egemen olamaz. Halikımızın ulusal bütünlük sağlamasından çıkar kaybına uğrayacağını bilen iç Ve dış sömürü odakları vie ulusal bütünlüğümüze kastedenler, yakaladıkları her fırsaitlta Cumhuriyetin lâlik niteliğine karşı çıkmışlar­ dır. İnanç sömürüsünden meidet utman bir kısım ikiyüz­ lü politikacılar da lâikliği dinsizlik şeklinjde gösterme­ ye çalışmiişlarjdır. Yaşadığımız ara dönem ve sonrasındakli bazı dü­ zenleme ve uygulamalar laik oUmhuriyet karşıtlarına fırsat vermiş ve lâik cumhuriyet geleneklerini sürdür­ mek İsteyenleri de «İndirmiş, âdeta tasfiye e/timlişftir. (Anayasanın 24 üncü malddesiinlde yer alan din kül­ türü ve ahlak Öğretiminin uygulamada al/dığı şekil, lâ­ ikliği ortadan kaldıracak bir altlyapının ülkede yeniden oluşmasına kapı araıliaımıışltır^ . 15 . 1 . 1987 O: 1 IBilinerek veya'bilinmeyerek sağlanan olanaklar ne­ deniyle, artık, eğitim birliğinden söz edilemez duruma ıgelinmliş'tır. Atatürk ve lâ'ilklilk aleylh'tarı, teolkrasi ve şeriat yanlısı ümmıellçi bir eğitimle, onlbinlerce gencin beyinleri yıkanmakladır. Siyasal amaçlı legal ve illegal tarikat örgütleri, birçok Kur'an kurslarını, Kur*an kursu derneklerini, kurs ve okul öğrencilerine yardıım derneklerine a'ilt, çoğu yerde Siteler halinde inşa edil­ miş, pansiyonları özel maksatlar gülden eğitlilm ocakla­ rı haline dönü§lüürimüışlleddir.i Lâ'ilk cumhuriyet aleylh'tarı güçlerin örgültlü, sistem­ li ve disiplinli bir biçimde çalıştıkları, basınımızda büiyüık manşetlerle sunulmaktadır, lüllkede faaliyet gösteren bir kısım Örgütlerin İran' dan, diğer bir kısmının ise Suudi Arabistan'dan ve da­ ha birçok merkeziden çeşitli kanallarla büyük çapta maldldi yardım alidıMan, (beslendikleri belirtilmek teldir. Lâiklik karşıtı güçlerin, devlet origanlarınıda kâdfolaşmafcta olduklarını belirleyen göstergeler varıdır. IDeyiet'in istihbarat örgütleri, hazırladıkları rapor­ larla tehlike sinyalleri vermektedirler. lötyle ıgörünüyodd, bültün bu şer faaliyetler ürün­ lerini iıopluma sunmaya başlamıştır, Devletin Cumhurbaşkanıyla Başjbakanı laikliğin an­ lamı ve ona karşı oluşan tehlikeler konusunda farklı ıtieşlh'îsllere yandıkları izlehîlmlini vermlişlerdir. iBir devl-et işinin çözümü için, Diyanetten fe'tiva alınmasını önermeye cüret edilebilmektedir. Devletin bakanı islam'ın laik olduğunu söyleyebil­ mektedir. Bölli kisveleri şeriatın bir simgesi haline getirerek, kitlesel tepkiler konulalbllmektedir. Bazı devlet dâirelerinde toplu namazlar kılınabilmdkte, mesai saatleri namaz saatlerine uygun şekilde düzenlenebilmektedir. Tarikat örgütlerinin, cihat çağrısı yapmaya cüret edebilecekleri bir zeminin varlığına inandıkları göz­ lenmektedir. Toplum dinsel baskı altına alınmakta, yaratılan ortamda laikliği savunmak bir cesaret işi haline dö­ nüşmektedir. Başka yollarla ülke ve ulus bütünlüğümüzü bozamayan güçlerin şeriatçılık eylemleriyle bütünlüğümü­ zü bozma ve laik cumhuriyeti yıkma amaçları doğrul­ tusunda önemli adımlar attıkları anlaşılmaktadır. Ko­ nu artık bir rejim sorunudur. Bütün bu gelişmeler, her şeyden ve herkesten önce, ulusal egemenliği temsil eden Yüce Meclisi doğrudan 'ilgilendirmektedir. 13 —