1. DÖNEM 1. YAZILI SINAVI (SAYFA 16) 1. 1. Tarama (Kaynak Arama) 2. Tasnif (Sınıflandırma) 4. Tenkit (Eleştiri) 5. Terkip (Sentez) 3. Tahlil (Çözümleme) 2. MÖ 1280 MS 1280 MÖ XIII. I. I. XIII. II. IV. Yüzyıl Yarı Çeyrek Yüzyıl Yarı Çeyrek 3. 1. 12 Hayvanlı Türk Takvimi 2. Hicri Takvim 3. Celali Takvim 4. Rumi Takvim 5. Garbi Takvim 6. Miladi Takvim 4. Neden: Tarihi bilgiler, olayın geçtiği döneme ait verilere dayanır. Zamanla yeni belge ve bulguların elde edilmesiyle, yeni bir bilgi elde edilebileceği gibi, mevcut bilgiler de değişime uğrayabilir. Örnek: Yakın zamana kadar Osmanlı Devleti’nde ilk paranın Orhan Gazi zamanında bastırıldığı görüşü egemenken, yapılan araştırmalar sonucunda bulunan yeni paralar, Osmanlı Devleti’nde ilk paranın Osman Gazi zamanında bastırıldığını kesinleştirmiştir. 5. Tarihi olayları değerlendirirken karşılaşılan sorunlardan biri de olaylara tarafsız, yani objektif yaklaşamamaktır. Bazı tarihçilerin; mensup oldukları millet, inançları, siyasi anlayışları gibi nedenlerle, tarihi olaylara duygusal yaklaştıkları görülür. Bu yaklaşım, tarihi olayların değerlendirilmesinde tarafsızlığa, yani objektifliğe zarar veren bir durum olarak ortaya çıkmaktadır. 6. Amaç: Öğretici tarzda eser verilen bu anlayışta, milli birlik ve ahlaki değerler geliştirilmek istenmiştir. Bu tarih yazıcılığında topluma fayda sağlamak amaçlanmıştır. Dönem: Büyük yenilgileri takip eden zamanlarda ya da toplumun fikir yönünden birlik içinde olmadığı dönemlerde bu tarih yazıcılığı türündeki eserler ilgi çekmiştir. 7. Karbon 14 Metodu ile tarihi buluntuların ait oldukları dönem belirlenmeye çalışılır. Aynı zamanda belge ve bulguların orijinal olup olmadığı hakkında değerlendirmelerde bulunulur. 8. Bilim dalları Nasıl faydalanılır? 1. Epigrafi: 1. Anıtlar üzerindeki kitabeleri ve yazıları inceler. 2. Paleografi: 2. Eski yazı bilimi olan paleografi, anıtlar üzerindeki yazıların incelenmesinde epigrafi bilimiyle iş birliği yapar. 3. Filoloji: 3. Dil bilimi olan filoloji, anıtlar üzerindeki yazı dilini incelemekle epigrafiye yardımcı olur. 9. İlk köy yerleşimi Diyarbakır’da bulunan Çayönü İlk şehir yerleşimi Konya’da bulunan Çatalhöyük İlk yazının kullanıldığı yer Kayseri’de bulunan Kültepe 10. a. Eski Taş (Paleolitik) Çağı b. Orta Taş (Mezolitik) Çağı c. Yeni Taş (Neolitik) Çağı 9. Sınıf Tarih Özet 1. DÖNEM 2. YAZILI SINAVI (SAYFA 30) 1. Urgakina Hammurabi 1. Urgakina Kanunları insancıl ve hafifti. Hammurabi Kanunları ise şiddete dayalı ve sertti. 2. Urgakina Kanunları'nda cezalar bedelin ödenmesi şeklindeydi. Hammurabi Kanunları'nda ise cezalar, kısas ilkesine dayalıydı. 2. 1. Anav 2. Afanesyevo 4. Karasuk 5. Tagar 3. Andronova 3. Mısırlılar ölümden sonra yaşama inandıkları için ölülerini mumyalamışlardır. Mumyalama sayesinde tıp ve eczacılıkta gelişmişlerdir. 4. Yıllıkların adı: Anallar Amacı: Anallar kral tarafından tanrıya hesap vermek için yazılmışlardır. 5. Bergama kendi adını taşıyan parşömen kağıdını icat etmiş ve üretimini geliştirmiştir. Codex (Kodex) denilen ilk kitabı oluşturmuşlar ve Bergama Kütüphanesi 200.000 kitapla donatılmıştır. Asklepion Sağlık Merkezi ile Bergama bir tıp merkezi olarak da tanınmıştır. 6. Mete Han, Çin politikasıyla, Türklerin bu kalabalık kavim arasında milli benliklerini kaybedeceklerini düşünmüştür. 7. Eski Türklerde ülkenin hükümdar ailesinin ortak malı sayılması, hanedan üyeleri arasında sık sık taht kavgaları yaşanmasına yol açmış, bu durum da devletlerin kısa sürede yıkılıp parçalanmasına neden olmuştur. 8. Töre Kurultay Eski Türklerde ülke, devlet ve toplum ilişkileri töre İlk Türk devletlerinde hükümdara devlet yönetimi adı verilen yazılı olmayan hukuk kurallarına göre ile ilgili konularda kurultay adıyla bilinen; hanedan üyeleri, boy beyleri ve önemli devlet görevlilerinin yönetilirdi. bir araya gelmesiyle oluşan büyük meclis yardımcı olurdu. 9. Kurgan Balbal Yuğ Eski Türklerin mezarlarına kur- Eski Türklerin mezar taşlarına Eski Türklerin cenaze törenlerigan denir. balbal denir. ne yuğ denir. 10. 1. Margos Antlaşması (434) Delta Kültür Yayınevi 2. Anatolios (Anatolyus) Barışı (447) 2. DÖNEM 1. YAZILI SINAVI (SAYFA 58) 1. Sosyo-ekonomik Yaşam: Manihaizmin et yemeyi yasaklaması Uygurların tarımla uğraşmalarına ve yerleşik yaşama geçmelerine ortam hazırlamıştır. Kültürel Yaşam: Manihaizmin etkisiyle yerleşik yaşama geçen Uygurlarda mimari gelişmiş, kağıt ve matbaa kullanılmış, birçok sanat dalında eserler verilmiştir (duvar süslemeleri, portre sanatı, minyatür vb.) 2. Bedir Savaşı sonunda elde edilen ganimetlerin beşte biri devlete bırakılırken, geri kalanlar savaşa katılanlar arasında bölüştürülmüştür. Daha sonra bu uygulama bütün İslam devletlerinde kural haline gelmiştir. 3. Halifeler Çalışmalar a. Hz.Ebubekir a. Kur’an-ı Kerim’i kitap haline getirmiştir. b. Hz. Osman b. Kur’an-ı Kerim’in ayet ve sureleri sıralanarak düzenlenmiştir. 4. İdari Adli Mali Askeri Ülke toprakları yönetim Mahkemeler kurularak Devlet hazinesi Beytü’l birimlerine ayrılarak va- şehirlere kadılar atan- Mal adıyla sistemleştirilmiş, vergiler düzenli hâle lilik sistemi kurulmuştur. mıştır. getirilmiştir. Düzenli ordular ve ordugâhlar kurulmuş, askeri ikta sisteminin temelleri atılmıştır. 5. (a) Kadiks Savaşı (711) (b) Puvatya Savaşı (732) 6. Emeviler döneminde resmi yazışmalarda Arap alfabesinin kullanılması zorunlu hale getirildi. Böylece Arap alfabesi Arabistan’ın dışında da yaygınlaştı. Kur’an’ın dili Arapça olduğu için İslamiyetin yayıldığı bölgelerde Arapça, konuşma dili olmaya başladı. İslamiyeti kabul eden diğer milletler, İslamiyeti öğrenirken Arapçayı da öğrendiler. Böylece Arapça bütün dünyaya yayıldı. 7. Samarra: Halife Mutasım, Türklerin Araplara karışıp savaşçı özelliklerini yitirmelerini önlemek amacıyla Türklerin yerleşmesi için bu şehri inşa ettirmiştir. Avasım: Türklerin bir kısmı Anadolu’nun güneyindeki şehirlerde Doğu Romalılara (Bizans) karşı kurulan Avasım hattına yerleştirilmiştir. Avasım hattına yerleştirilen Türkler Doğu Roma’ya karşı İslamiyeti savunmak için savaşmışlardır. 8. Divan-ı İnşa Divan-ı Mezalim Devletin yazı işleri Devletin adalet işleri Divanü’l Ceyş Divan-ı Beytü’l Mal Devletin askerlik işleri Devletin mali işleri 9. Siyasi Sonuç: Çin’in Orta Asya üzerinde hâkimiyet sağlaması önlenmiştir. Türkler, kitleler halinde Müslüman olmaya başlamışlardır. Kültürel Sonuç: Müslüman Araplar kâğıdı ilk kez Çin dışında imal ederek medeniyetin bütün dünyada yayılmasına hizmet etmişlerdir. Müslüman Araplar, ayrıca Çinli esirlerden matbaa, pusula ve barutu da öğrenmişlerdir. 10. Yazar Eser Özelliği Yusuf Has Hacip Kutadgu Bilig İlk Türk siyasetnamesidir. Kaşgarlı Mahmut Divan-ı Lugati’t Türk Türkçeden Arapçaya sözlüktür. Ahmet Yesevi Divan-ı Hikmet İslamiyeti tasavvufi olarak anlatan Türkçe eserdir. 9. Sınıf Tarih Özet 2. DÖNEM 2. YAZILI SINAVI (SAYFA 74) 1. Maveraünnehir görüşmelerinde, Selçukluların hem Karahanlı hem Gazneliler Devleti için tehdit oluşturduğu belirtilmiş ve bir an önce etkisiz hale getirilmesi kararı alınmıştır. 2. Dandanakan Savaşı sonucunda; Gazneliler Devleti zayıflayarak yıkılış sürecine girmiş, Büyük Selçuklu Devleti kuruluş sürecini tamamlamış ve Selçuklu Türklerinin batıya doğru ilerleyişi hızlanmıştır. Bu savaştan sonra gücünü iyice yitiren Gazneliler Devleti, Afgan asıllı Gurlular tarafından yıkılmıştır. 3. 1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra Sultan Alp Arslan'ın “Toprak fethedenin malıdır.” demesiyle, Anadolu’da ilk Türk beylikleri kuruldu. Böylece Türkiye Tarihi başladı. 4. Büyük Selçuklularda örfi hukuk ile devlet kurumlarının işleyişiyle ilgili siyasi davalar çözüme kavuşturulurdu. Örfi mahkemelerin başı ise Emir-i Dad idi. 5. Emir-i Alem: Devletin bayrağını taşıma Emir-i Candar: Sarayı koruma Hacibü’l Hüccab: Hükümet ve divanın sultan ile ilişkilerini sağlama Emir-i Çeşnigir: Sultanın yemeklerini ilk tatma 6. Haçlı Seferleri sırasında birçok soylunun ölmesi, Avrupa’daki toprakların sahipsiz kalmasına, bu da feodalitenin zayıflamasına sebep olmuştur. Seferler sırasında ölen soyluların Avrupa’daki topraklarına krallar el koymuş, bu durum da Avrupa’da kralların merkeziyetçi yönetim kurmalarına ortam hazırlamıştır. 7. 1176 Miryokefalon Savaşı’nda Bizans ordusu mağlup edilerek, Anadolu’nun Türk yurdu olduğu kanıtlanmıştır. Bizans’ın Anadolu’yu Türklerden geri alma umudu ortadan kalkmıştır. Bu sonuç, Türkler açısından Miryokefalon Savaşı’nın “yurt tutan savaş” olarak adlandırılmasına neden olmuştur. 8. İsimleri Kimler kurdu? İlk medrese Yağıbasan Medreseleri Danişmentliler İlk külliye Divriği Külliyesi Mengücekler İlk kervansaray Alay Han Türkiye Selçukluları 9. Pervaneci Divanı: Ülke topraklarının kayıt defterlerinin tutulması, has ve iktalara ait kararların düzenlenmesi Niyabet-i Saltanat: Hükümdar başkentte olmadığı zamanlarda devlet işleri ile ilgilenilmesi 10. Sosyo-ekonomik sonuç: Moğol işgaliyle Anadolu’da üretim ve ticari canlılık azalmış, halk yoksullaşmış ve güvenlik kalmamıştır. Öte yandan, Moğollardan kaçan Türkmenler batıya göç etmeye başlamış, uçlardaki ve kıyılardaki Türk nüfus artmıştır. Kültürel sonuç: Sivas, Kayseri ve Erzincan gibi kültür şehirleri tahrip edilmiştir. Birçok Türk şehrindeki bilim ve kültür faaliyetleri durmuştur. Delta Kültür Yayınevi TARAMA TESTİ: TARİH BİLİMİ (SAYFA 12) 1. Tarihi bilgiler, olayın geçtiği döneme ait verilere 4. Tarih biliminde birinci el yazılı kaynaklar, tarihi dayanır. Zamanla yeni belge ve bulguların elde edilmesiyle, mevcut bilgiler değişime uğrayabilir. Bu durum tarihi bilgilerde mutlak doğruya (asla değişmeyen doğrulara) ulaşılmasını zorlaştırır. olayın geçtiği döneme ait her türlü bulgudur. Buradan yola çıkarak, soru şıklarında yer alan tarihi eserlerden Fuat Köprülü’nün Osmanlı Tarihi dışındaki bütün eserler birinci el yazılı kaynak niteliğindedir. Fuat Köprülü’nün eseri ise birinci el yazılı kaynaklardan yararlanılarak meydana getirilen ikinci elden yazılı kaynaktır. Yanıt: B Yanıt: D 5. Atatürk bu sözüyle, tarihi olayları değerlendir- zamandan bahsedilmekle birlikte, sebep-sonuç ilişkileri üzerinde durulmaz. Öğretici Tarih Yazıcılığında milli birlik ve ahlaki değerler geliştirilerek topluma fayda sağlanması amaçlanır. Araştırıcı Tarih Yazıcılığında ise tarihi olaylar tek bir sebebe dayandırılmadan dönemin toplumsal, ekonomik vb. yapıları ayrıntıları ile ele alınarak olayların sebep ve sonuçları bir bütün olarak değerlendirilir. mede karşılaşılan en önemli sorunlardan birini, “olaylara tarafsız, yani objektif yaklaşamama” durumunu vurgulamıştır. Bazı tarihçilerin mensup oldukları millet, inançları, siyasi anlayışları gibi nedenlerle, tarihi olaylara duygusal yaklaştıkları görülür. Bu yaklaşım, tarihi olayların değerlendirilmesinde tarafsızlığa, yani objektifliğe zarar veren bir durum olarak ortaya çıkmaktadır. www.deltakitap.com 2. Hikayeci Tarih Yazıcılığında genellikle yer- Yanıt: A Yanıt: C 3. Tarih biliminin araştırma yönteminin son aşaması 6. Paleografi, eski yazıların okunmasını sağlayan, olan terkip (sentez) aşamasında toplanan bilgi ve veriler esere dönüştürülmek üzere gözden geçirilir. Eksik bilgiler tamamlanır, fazlalıklar çıkarılır. Bilgi ve verilerde yer alan olaylar değişik açılardan (kültürel, ekonomik vb.) incelenerek eserin yazımına geçilir. bu yazıların tür ve şekillerini inceleyen bilim dalıdır. Epigrafi, anıtlar üzerindeki kitabeleri ve yazıları inceleyen bilim dalıdır. Diplomatik, siyasi belgeleri, tür, şekil ve içerik bakımından inceleyen bilim dalıdır. Yanıt: E Yanıt: A 9. Sınıf Tarih Özet TARAMA TESTİ: UYGARLIĞIN DOĞUŞU VE İLK UYGARLIKLAR (SAYFA 24) 1. Sur; kale duvarı, yüksek duvardır. Buna göre 4. Eski Mısır’da Firavun IV. Amanofis, çok tanrıcılığı Truva’nın çevresinin surlarla çevrilmiş olmasından burada savunmaya ihtiyaç duyulduğu ve bu amaçla bir kent mimarisi oluşturulduğu yorumu yapılabilir. Truva’nın surlarla çevrilmiş olması, burada askeri bir teşkilatın olup olmadığı hakkında somut bir veri sunmaz. Genellikle savunma ihtiyacı duyulan yerleşmelerde, nihayetinde askeri teşkilat oluşturulduğu gözlenir. Soruda verilen bilgilerden, Truva hakkında çağdaşı olan diğer yerleşmelerle karşılaştırma yapılarak bir sonuç ortaya konamaz. ortadan kaldırıp, Mısır’ı bir tanrı (Güneş Tanrısı Aton) etrafında birleştirmek isterken, bulundukları bölgelerde ayrı ayrı tanrıları kutsayarak büyük bir otoriteye sahip olan rahiplerin gücünü kırmayı ve böylece ülkenin tümünde merkezi yönetimi sağlamlaştırmayı amaçlamıştır. Yanıt: A Yanıt: B 5. Tarihi bilgilerimizi artıran en değerli kaynaklar, ta- Anadolu’nun birçok yerinde görülmesi, bu uygarlığın Anadolu’ya ne kadar yayılmış olduğunu gösterir. Süsleme ve bezeme şekilleri birer sanat figürüdür ve buna bakarak, Hattilerin Anadolu’da tarih çağlarını (yazılı kültür) başlattıkları, siyasi birliği kurdukları, ticari yaşama hâkim oldukları ya da inanç birliğini (din birliği) sağladıkları hakkında herhangi bir yargıya ulaşmak mümkün değildir. rihi olayın geçtiği döneme ait yazılı kaynaklardır. Bu nedenle Hititlere ait Kadeş Antlaşması, Kanunlar Kitabı, Anallar ve yazılı kültürün etkin bir şekilde kullanılmasını sağlayan yazı türleri (çivi, hiyeroglif gibi) Hitit tarihi hakkında bilgilerimizin artmasında etkili olmuştur. Hititlerin çevre kültürlerin tanrılarına inanmaları, Hititlere ait bilgilerin günümüze ulaşmasını sağlayan yazılı kaynaklar kategorisinde ele alınamaz. Yanıt: E www.deltakitap.com 2. Hattilere ait süsleme ve bezeme şekillerinin Yanıt: D 3. Tarih boyunca uygarlıklar arasındaki kaynaşma- 6. Dragon Kanunları Perslere değil, Yunanlara ait lar; genelde ticari faaliyetler, göç hareketleri, istilalar, savaşlar gibi faktörlerin etkisi sonucunda gerçekleşmiştir. Buradan yola çıkarak, Fenikelilerin kolonici faaliyetleri doğu ülkeleri ile Akdeniz ülkeleri arasında, Lidyalıların Kral Yolu’nu yapmaları Anadolu ile Mezopotamya uygarlıkları arasında, Akadların imparatorluk oluşları Ön Asya toplulukları arasında, Büyük İskender’in Asya Seferi doğu ile batı kültürleri arasında kaynaşma yaratmıştır. Hititlerin Pankuş Meclisi’ni açmaları ise kendi yönetimsel işleyişleriyle ilgili olup, uygarlıklar arasında kaynaşma sağlayıcı bir etkiye sahip değildir. hukuk kurallarıdır. Yunanistan’daki ilk yazılı kanunları yapan Dragon, kanunlarıyla ülkesindeki soyluların keyfi yönetimini az da olsa kısıtlamıştır. Diğer seçeneklerde yer alan İlk Çağ uygarlıkları ve bu uygarlıklara ait olan hukuk kuralları doğru olarak eşleştirilmiştir. Yanıt: C Delta Kültür Yayınevi Yanıt: C TARAMA TESTİ: İLK TÜRK DEVLETLERİ (SAYFA 37) 1. İslamiyet öncesi Türk devletlerinde hükümdarlara 5. İlk Türk devletlerinde hükümdar eşi olan hatunla- devleti yönetme yetkisinin Tanrı tarafından verildiğine inanılmış, bu yetkiye “kut” adı verilmiştir. Böylece hükümdarın devlet ve ülke üzerinde mutlak, tek ve en büyük otorite olması sağlanmıştır. rın, ülke yönetiminde en yüksek siyasi organ olan kurultayın üyesi olmaları, kağan olmadığı zamanlarda kurultaya başkanlık yapabilmeleri ve yine kağan olmadığı zamanlarda dış ülkelerin hükümdarlarını temsil eden elçileri kabul edebilmeleri, hatunların siyasi yetkilere sahip olduklarını gösterir. Yanıt: E Yanıt: B 2. Ordu millet; milletçe savaşan, gerektiğinde her- 6. Uygurlarda değişim aracı olarak kamudu deni- kesin asker olduğu topluluktur. Bu toplulukta kadın-erkek, yaşlı-genç herkes asker kabul edildiğinden, askerlik meslek olarak görülmez, ücretli askerlik uygulanmaz. Bunun yanı sıra siyasi yöneticilerin birer komutan olarak kabul edilmesi, bu topluluklarda yönetim ve askerlik işlerinin bir arada yürütüldüğünü gösterir. Ancak bütün bunlar, ordu-millet anlayışının uygulandığı devletlerde, düzenli ordu sisteminin oluşmadığı şeklinde bir yorum yapmamıza yetmez. len bir çeşit para sisteminin kullanılması, borçalacak, alım-satım gibi işlemler için belgeler düzenlenmesi, gümrük teşkilatı kurulması, ticari faaliyetleri, mülkiyet, ticaret ve borç gibi konulardaki itilafları çözüme kavuşturmak üzere adliye, noter teşkilatlarının kurulması hukuk sisteminin geliştiğinin göstergesidir. 3. İlk Türk devletlerinde hükümdarın oğullarına tigin/ tekin denirdi. Tiginler diğer hanedan üyeleri gibi “şad” unvanıyla boylara yönetici veya ordu komutanı olarak gönderilirlerdi. Bu uygulamadaki amaç, her biri geleceğin hükümdar adayı olan bu prenslere yönetim tecrübesi kazandırmaktı. Yanıt: D www.deltakitap.com Yanıt: A Yanıt: E 7. Attila’nın Margos Antlaşması’na, ülkedeki iç sorunlar ve devletteki anlaşmazlıklar nedeniyle Bizans’a sığınmış olan Hun kaçaklarının kendisine geri verilmesini sağlayan maddeyi koydurması, Bizans’ın bu kaçakları kullanarak Avrupa Hunlarının iç işlerine karışmasını engellemek amacı taşımaktadır. Yanıt: C 4. İlk Türk devletlerinde ülkenin hanedanın ortak malı kabul edilmesi, hanedan üyeleri arasında sık sık taht kavgalarının yaşanmasına ve devletin zayıflamasına neden olmuştur. Devletin doğu ve batı olmak üzere ikili yönetim teşkilatı ile idare edilmesi, taht kavgalarının çıkması veya merkezi yönetimin bir şekilde zayıflaması durumunda, devletin kolayca parçalanıp yıkılmasına yol açıyordu. Boy beyleri ve tabi kavimlerin yöneticilerinin kurultayda söz sahibi olmaları ise, devletin yıkılmasına bir etken değil, aksine birlik ve beraberliği güçlendiren bir durumdur. Yanıt: C 9. Sınıf Tarih Özet TARAMA TESTİ: İSLAM TARİHİ VE UYGARLIĞI (13. YÜZYILA KADAR) (SAYFA 54) 1. İslam’da fidye, bir kimsenin harpte esirlikten kurtul- 5. İslam ordularının yaptığı fetihlerle Hristiyan, Ya- ması için verilen bedel (para, mal) anlamına da gelir. Esirler, Müslümanların mal ve paraya ihtiyaçları varsa, fidye karşılığında serbest bırakılabilir. Bu bilgiden hareketle Bedir Savaşı’nda Müslümanların esir aldığı Mekkelilerin büyük bir kısmının fidye karşılığında serbest bırakılması, daha kuruluş aşamasının başlangıcında olan İslam Devleti’ne ekonomik kaynak yaratılmak istendiğini gösterir. hudi, Berberi ve Mecusilerin yaşadığı toprakları ele geçirmeleri ve İslam Devleti’nde ülke sınırlarının genişlemesi, Zımmi denilen gayrimüslimlerin sayısında artışa yol açmıştır. Zımmilerin cizye denilen bir vergi ödemeleri koşuluyla kendi din ve inanışlarını sürdürmelerine izin verilmesi, İslam Devleti’ne karşı yükümlülüklerin belirlenmesinde dinsel inanışların etkili olduğunu ve bu uygulamayla devletin ekonomik açıdan da güçlenmesinin sağlandığını gösterir. Yanıt: B 2. Dört Halife Dönemi'nde halifelerin bir tür seçim Yanıt: D 3. Kıbrıs, Girit ve Rodos adalarının alınması İslam Devleti’nde denizcilik alanında başarılı olunduğunun açık bir göstergesidir. Doğu Roma’ya karşı ilk deniz zaferi olan Zatü’s Savari Savaşı'yla bu başarının devam ettiği görülür. Müslümanların Cebelitarık Boğazı’nı geçerek Endülüs adını verdikleri İspanya’yı fethetmeleri bu başarılarını taçlandırdıklarını gösterir. Ancak İslam ordularının bir nehir olan Ceyhun Irmağı'nı geçerek Maveraünnehir bölgesinde fetihler yapması, Müslümanların denizcilik alanında değil, karadaki fetihlerinde başarılı olduklarının bir göstergesidir. Yanıt: E 6. Zekat, İslam’da, sahip olunan mal ve paranın www.deltakitap.com yoluyla belirlenmesi, Emeviler döneminde ise halifeliğin babadan oğula geçmesi, halifelerin tayininde kesin bir kuralın bulunmadığını ortaya koymaktadır. İlk dört halifenin bir tür seçim yoluyla belirlenmesi, o dönemde halife seçiminde demokratik yöntemin uygulandığını, Emeviler döneminde halifeliğin babadan oğula geçmeye başlaması Emevilerin halifeliği saltanat haline getirdiklerini, Abbasiler döneminde ise saltanat sisteminin devam ettirilmesi Abbasilerin yönetimde hanedan egemenliğini sürdürdüklerini gösterir. Ancak halifelerin belirlenmesindeki bu değişim sürecinden yola çıkılarak yönetimin dinsel karakterinin giderek güçlendiği sonucuna ulaşılamaz. kırkta birinin her yıl sadaka olarak muhtaçlara dağıtılmasıdır. Bu uygulamadan hareketle, zekatla İslam Devleti’nde toplumsal dayanışmayı güçlendirmek ve sosyal devlet anlayışını gerçekleştirmek amaçlanmıştır. Yanıt: A 7. Hukukun üstünlüğü, temel olarak hukukun bir topluluktaki veya ülkedeki yayılmışlığını ve yetkisinin yüksekliğini ifade eder. Özellikle de devlet ve hükümet yetkisini elinde tutanlara karşı üstünlüğünün altı çizilir. Bu bilgiden hareketle Bağdat kadısının halife Harun Reşit’i yargılayıp onu haksız bulması, Abbasiler döneminde kanunun üstünlüğü anlayışının var olduğunu gösterir. Yanıt: D Yanıt: D 4. Hz. Ali Dönemi'nde meydana gelen Deve Ola- 8. Abbasiler Dönemi'nde başkent Bağdat’ta Beytü’l- yı, Müslümanlar arasındaki ilk çatışmadır. Bu olaydan sonra meydana gelen Sıffin Savaşı Hz Ali’nin halifeliğine karşı çıkan İslam Devleti’nin Şam valisi Muaviye taraftarlarıyla yapılmıştır. Hakem Olayı’nda ise Müslümanlar Hz. Ali’den yana olanlar, Muaviye’den yana olanlar ve her ikisine karşı olanlar şeklinde üç gruba ayrılmıştır. Bu bilgilerden hareketle, Hz. Ali Dönemi'nde meydana gelen üç gelişme de Müslümanlar arasında ayrılıkların çıkmasına ortam hazırlamıştır. Hikme adıyla bilim ve eğitimin yapıldığı bir akademinin kurulması, ülkenin önemli merkezlerinde her kademede eğitimin yapıldığı medreselerin inşa edilmesi, bu dönemde eğitim ve bilime önem verildiğinin kanıtıdır. Devletin yazı işlerinin yürütülmesi için Divan-ı İnşa’nın kurulması ise eğitim ve bilimle ilgili bir gelişme değil, ülkenin iç ve dış idari mekanizmasını düzenleme amacı taşıyan bir gelişmedir. Yanıt: E Delta Kültür Yayınevi Yanıt: C TARAMA TESTİ: TÜRKİYE TARİHİ (11 - 13. YÜZYILLAR) (SAYFA 75) 1. Türkiye Selçuklu Devleti tarafından savaşçı 4. Bir İslam devleti olan Türkiye Selçuklu Devleti ile özelliklere sahip göçebe halkın Bizans, Pontus Krallığı ve Çukurova Ermenilerinin yaşadığı sınırlara yerleştirilmesi sınır güvenliğini sağlamaya, göçebe halkın boş arazilere ya da ele geçirilen topraklara yerleştirilmesi üretimi artırmaya, yine bu göçebe savaşçı halkın iskâna (yerleştirme) tabi tutulmaları, ilerde oluşturabilecek asayiş ve güvenlik sorunlarını ortadan kaldırmaya yöneliktir. Ayrıca, göçebe halkın sürekli hareket halinde olması onlardan vergi ve asker alınmasını engelliyordu. Bu durumu ortadan kaldıracak olan iskân uygulaması, göçebe halkın nüfus hareketliliğinin kontrolünü de sağlamıştır. Türkiye Selçuklularının iskân faaliyetlerinde toplumu oluşturan sosyal sınıflar arasındaki iktisadi dengesizliklerin giderilmesi, iktisaden zayıf durumda bulunan sosyal sınıfların, diğer sosyal sınıflara karşı korunması olarak tanımlanabilecek bir sosyal adalet sağlama amaçları olmamıştır. diğer İslam devletlerinde yaşayanların büyük bir bölümünün Müslüman olduğu ve bu Müslümanların manen halifeye bağlı oldukları göz önüne alındığında, Türkiye Selçuklu sultanlarının tahta geçtiklerinde hükümdarlıklarını Abbasi halifesine onaylatmalarındaki amacın siyasi otoritelerini güçlendirmek olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. 2. Deniz aşırı sefer; denizi aşarak, denizlerin ötesinde bulunan diğer kıyı ülkelerine fetihler düzenlemektir. Bu bilgiden hareketle Türkiye Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad’ın gönderdiği kuvvetlerin Karadeniz’i geçerek Kırım’daki Suğdak’ı ele geçirmeleri, bu dönemde Türkiye Selçuklularının deniz aşırı seferler düzenlediklerinin göstergesidir. Yanıt: D 3. Soruda verilen bilgilerde, Haçlı Seferlerinin başladığı XI. yüzyılın sonlarında Avrupa’nın büyük devletlerinin yıllık gelirleri ile orta hâlli bir Türk beyliğinin geliri karşılaştırılmış ve sonuçta Avrupa devletlerinin gelirlerinin daha düşük olduğu belirtilmiştir. Bu bilgiye dayanarak Haçlı Seferlerinin başlamasının temelinde ekonomik etkenin bulunduğu sonucuna ulaşıyoruz. Yanıt: C 5. Anadolu’da kurulan ilk Türk beyliklerinin fethettik- www.deltakitap.com Yanıt: E Yanıt: B leri yerlere kitlesel olarak Türkleri yerleştirmeleri ve buralara Türkçe adlar vermeleri Anadolu’nun Türk yurdu olmasına; yeni yurtlarında dini ve sivil mimariyi geliştirerek Anadolu’nun bayındır hale gelmesine; yaptıkları cami ve medreselerle İslam kültürünün Anadolu’ya yerleşmesine; köprü, imarethane, kervansaray gibi eserlerle Anadolu’nun ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkıda bulunmuşlardır. İlk Türk beylikleri bu faaliyetlerini gerçekleştirirken Anadolu’da yaşayan gayrimüslim halkın kültür ve inançlarına karışmamışlardır. Onlarla birlikte barış ve kardeşlik içerisinde bir arada yaşamaya özen göstermişlerdir. Yanıt: A 6. Türkiye Selçuklularının XIII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren devletin yazışma dilini Farsça yapmaları, Türk dilinin gelişmesinin yavaşlamasına neden olmuştur. Aynı dönemde İran asıllı kişilerin yüksek devlet kademelerine gelmeleri, çoğunluğu Türk olan bir devlette yöneticilerle halk arasındaki bağın zayıflamasına ortam hazırlamıştır. Bütün bunlara bakarak Selçuklu kültürünün üzerindeki Fars etkisinin arttığı sonucuna da ulaşırız. Yanıt: E 7. Türkiye Selçuklularının farklı milletlerden seçtikleri ve özel olarak yetiştirdikleri devşirmeleri yüksek makamlara atamaları, yönetimde hak iddia edebilecek Türkmen beylerinin gücünü kırmak, böylece merkezi yönetimi güçlendirmek amacı taşımaktadır. Yanıt: B 9. Sınıf Tarih Özet 1. DÖNEM SONU DENEME SINAVI (SAYFA 38) 1. Tarihi bilgiler, olayın geçtiği döneme ait verilere 4. Soruda verilen bilgilerden hareketle, Anadolu’nun dayanır. Zamanla yeni belge ve bulguların elde edilmesiyle, yeni bir bilgi elde edilebileceği gibi mevcut bilgiler de değişime uğrayabilir. Bu durum, tarihi gerçekliğin mutlak (değişmeyen) doğru bilgisine ulaşılmasını imkansız kılmaktadır. Ancak, mevcut tarihi bilgileri değişime uğratabilecek yeni bir belge bulununcaya kadar eski bilgiler doğru olarak kabul edilmeye devam edilir. fethi genellik ve süreklilik gösteren tarihi bir olgu değil, belirli bir süre içerisinde meydana gelmiş tarihi bir olaydır. Yanıt: D Yanıt: A 5. Mezopotamya, Mısır, Doğu Akdeniz, Ege ve Yu- gibi zaman dilimlerine ayrılmıştır. Mekâna göre sınıflandırmada belirli bir coğrafya incelenir; konuya göre sınıflandırmada ise toplumların siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel gibi yönleri incelenir. Buna göre Orta Çağ zamana göre, İstanbul mekâna göre, askeri yapı ise konuya göre bir sınıflandırmadır. nan uygarlıkları, belirli bir coğrafi bölgenin ismini alarak tarihteki yerlerini almışlardır. Helen uygarlığı ise belirli bir coğrafi bölgenin değil doğu ve batı kültürlerinin kaynaşmasıyla ortaya çıkan yeni bir kültürün ismidir. Yanıt: B www.deltakitap.com 2. Zamana göre sınıflandırmada tarih; çağ ve yüzyıl Yanıt: E 3. Kadeş Antlaşması’nın kendisi diplomatik bilimi- 6. 12 Hayvanlı Türk Takvimi Türklerin İslamiyet ön- nin, antlaşmanın Akadça olarak yazılması paleografi biliminin, antlaşmanın yazılı içeriğinde belirtilen imzalanma tarihi MÖ 1280 ise kronoloji bilimin araştırma alanına girmektedir. cesinde, Celali Takvim Selçuklular döneminde, Rumi ve Garbi takvimler ise Osmanlılar döneminde bizzat kendilerinin düzenleyip kullandıkları takvimlerdir. Hicri Takvim ise Arap-İslam Devleti’nde Hz. Ömer tarafından düzenlenip daha sonraki bütün İslam devletlerinin kabul edip kullandıkları bir takvimdir. Yani Hicri Takvim Türkler tarafından düzenlenmemiş, Türklerin İslamiyeti kabul etmelerinden sonra kullandıkları takvim olmuştur. Yanıt: E Yanıt: B Delta Kültür Yayınevi 7. Empati, bir insanın kendisini karşısındaki kişinin 10.MÖ'de gerçekleşen olayların tarihlerinin sayısal yerine koyarak olaylara onun bakış açısıyla bakması, karşıdakinin duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlaması ve hissetmesidir. Alman tarihçileri tarih araştırmalarında bu yöntemi kullanarak geçmişte meydana gelen bir olayı meydana geldiği şartlarıyla birlikte ele alarak tarihi olayların değerlendirilmesinde tarafsızlığı/objektifliği sağlamayı amaçlamışlardır. değeri büyük olanlar günümüze daha yakın değil daha uzaktır. Örneğin, MÖ 3200 tarihindeki bir olay, MÖ 1280 tarihindeki olaydan daha önce gerçekleşmiş demektir. Yanıt: D Yanıt: A 11.Tarih öncesi çağlar, insanlık tarihinde eş zamanlı la ilgili; toplanan verilerin tarih sırası ve konudaki yerleri belirlenerek bir sistem dahilinde (zamana, mekâna ve konuya göre) sınıflandırılmasına tasnif, toplanan belgelerin doğruluk derecesi ve belgelerdeki bilgilerin güvenilirliğinin tespit edilmesi çalışmasına tenkit denir. olarak aynı gelişim çizgisinde yaşanmadı. Çünkü coğrafi koşullar ve insan topluluklarının birbiriyle olan etkileşimi (savaş, göç, ticaret vb.) hemen her bölgede farklı özelliklerin ön plana çıkmasına neden oldu. Buradan hareketle, MÖ 3000 dolaylarında Batı Avrupa’da yaşayan topluluklar avcı ve toplayıcı iken, Yakın Doğu’daki toplumların tunç madenini kullanmaya başlaması, tarihsel gelişmenin bölgelere göre farklılık gösterdiğini ortaya koymaktadır. Yanıt: C www.deltakitap.com 8. Tarih biliminin araştırma yönteminin aşamalarıy- Yanıt: A 9. Epigrafi, anıtlar üzerindeki kitabeleri ve yazıları 12.Hitit Devleti’nin ilk döneminde Pankuş Meclisi’nin inceler. Eski yazı bilimi olan paleografi, anıtlar üzerindeki yazıların incelenmesinde epigrafi bilimiyle iş birliği yapar. Dil bilimi olan filoloji, anıtlar üzerindeki yazı dilini incelemekle epigrafiye yardımcı olur. Bu bilgilerden hareketle, Türkiye Selçuklu dönemine ait bir kitabeyi inceleyen tarihçi, bu üç bilimden yararlanarak başarılı bir sonuca ulaşabilir. soylulardan meydana gelmesi, toplumun ayrıcalıklı en üst katmanına mensup kimselerin yönetimde geniş siyasi yetkilere sahip olduğunu, yani bu dönem Hititlerde bir nevi feodal yönetim biçiminin var olduğunu gösterir. Fakat imparatorluk döneminde Pankuş Meclisi’nin yetkilerini kaybetmesi ve eyalet yöneticilerinin merkezden atanmaya başlanması, bizi Hititlerin bu döneminde merkeziyetçi ve mutlakiyetçi yapısının güçlendiği yargısına götürüyor. Yanıt: E Yanıt: B 9. Sınıf Tarih Özet 16.İlk Çağ uygarlıklarının kuruldukları bölgenin tarı- şandığı Doğu Anadolu’da devlet kurdukları göz önüne alındığında, barınma ve yiyecek bakımından elverişsiz iklim koşullarına hazır olmalarını gerektirmiştir. En önemli hazırlıklarından biri olan tahıl stoklamanın yüzlerce tona ulaşması, Urartuların kale kentlerinde kalabalık nüfusun barındığını gösterir. Urartuların bulundukları bölge itibariyle komşularıyla sürekli savaş halinde olmaları, uzun süreli kuşatmalarda kale kentlerin çok fazla tahıl stoklamasını gerekli kılmıştır. ma elverişli olmaması, bu uygarlıkların ekonomik faaliyetlerini etkilemiştir. Bölgede tarıma elverişli toprakların sınırlı olması halinde bu uygarlıklardan denize kıyısı olanlar deniz ticaretine, denize kıyısı olmayanlar ise kara ticaretine yönelmişler ve ülke sınırları dışında ticaret yapmak amacıyla merkezler yani koloniler oluşturmuşlardır. Ekonomik faaliyetlerin ihtiyaçlara göre ortaya çıkışı ile toprak mülkiyetinin kime ait olduğu arasında doğrudan bir ilişki yoktur. Yanıt: E Yanıt: D 14.Denetim; yönetim faaliyetlerinin verilen emirlere 17.Tarih öncesi çağlarda yazı henüz icat edilmemiş- ve konulan ilkelere uygun olarak etkin bir şekilde yapılıp yapılmadığının kontrol edilmesidir. Bunun için de denetleyecek bir kimsenin ve organın varlığına ihtiyaç duyulur. Böyle bir teşkilatın oluşturulmasıyla yapılan denetim, merkezi yönetimi (siyasi otorite) güçlendirir. Bu bilgiden hareketle, Perslerin Şahkulağı yahut Şahgözü denilen kralın müfettişlerinin, eyaletlerin yöneticisi olan her satrabı (vali) sık sık denetlemeye gitmesi, merkezi otoriteyi güçlendirmeye yönelik bir uygulamadır. tir. Alacahöyük’te kurulan ilk iki yerleşim merkezinin tarih öncesi çağlarda kurulduğu göz önüne alındığında, bu yerleşimlerde yazılı tabletlere rastlanması beklenemez. www.deltakitap.com 13.Urartuların zor ve uzun geçen kış aylarının ya- Yanıt: E Yanıt: C 15.Yahudiler, Musa peygamber tarafından yayılan 18.İmparatorluk, kendi topraklarında oturan çeşitli din ve onun kutsal kitabı olan Tevrat’ın sadece kendilerine gönderildiğine inanmışlardır. Bu nedenle, dinleri olan Museviliği dünyaya yaymak için çaba göstermemişlerdir. Bu durum, Museviliğe evrensel değil, tersine milli bir din özelliği kazandırmıştır. Museviliğin milli bir din olması, Yahudilerin kültürel özelliklerini korumasını kolaylaştırmıştır. Tevrat’ın özgün biçimini koruyup koruyamaması konusu ise bu kategorinin dışında olan bir tartışma konusudur. milletleri egemenliği altında toplayan devlet biçimidir. Bir devletin imparatorluk olabilmesi için çevresindeki rakip devletlerin topraklarını ele geçirmesi gerekir. Bunun için de güçlü ve düzenli bir ordu teşkilatına ihtiyaç vardır. Akadların tarihte bilinen ilk imparatorluğu kurmalarında yine tarihte bilinen ilk düzenli ordu sistemini kurmaları etkili olmuştur. Yanıt: B Delta Kültür Yayınevi Yanıt: B 19.Hititlerle Mısırlılar arasında imzalanan Kadeş 22.İlk Türk devletlerinde savaşçı özelliklere sahip gö- Antlaşması’nın, ortak diplomasi dili olan Akadça yazılması ve sonrasında kendi dillerine çevrilerek halkın görebileceği önemli merkezlere (tapınak vb.) işlenmesi, bu antlaşmanın iki taraf için de gönüllülük esasına dayalı olarak eşit şartlarda imzalandığına kanıttır. Soruda verilen bilgilerden Kadeş Antlaşması’nın tarihte bilinen ilk yazılı antlaşma olduğu ve uzun süre yürürlükte kaldığı sonucuna ulaşamıyoruz. çebe halkın sınırlara yerleştirilmesi sınır güvenliğini sağlamaya, göçebe halkın boş arazilere ya da ele geçirilen topraklara yerleştirilmesi üretimi artırmaya, yine bu göçebe savaşçı halkın zorunlu iskâna tabi tutulmaları, ilerde oluşabilecek asayiş ve güvenlik sorunlarını ortadan kaldırmaya yöneliktir. Yanıt: E Yanıt: B 23.Kavimler Göçü'yle Avrupa’da bulunan barbar ka- da birkaç kentten oluşan devlettir. Sümerlerde kralların unvanları, komşu sitelere ya da bütün ülkeye egemen olmalarına göre Lugal (kral), Lugal Kalma (büyük kral) gibi değişiklik göstermiştir. Soruda verilen bilgilerden, Sümerlerdeki kral unvanlarının hanedanda tahta geçiş sırasına ve saltanatta kaldıkları süreye göre değiştiğine dair bir sonuç çıkarılamaz. vimlerin kaynaşarak İspanya, İngiltere, Almanya gibi ülkelere yerleşmeleri Avrupa’da etnik yapının değişmesi, yeni milletlerin ortaya çıkması, bugünkü devletlerin temellerinin atılması ve siyasi haritanın yenilenmesi sonucunu ortaya çıkarmıştır. Sorunun yanıt seçeneklerinde bulunan sınıf farklılıklarının azalması ise sosyo-ekonomik yapının bir unsuru olup, soruda yer alan bilgiyle ilişkisi yoktur. Yanıt: A www.deltakitap.com 20.Site, İlk Çağ’da kendi yasalarıyla yönetilen bir ya Yanıt: B 21.Kimeklerde tutukların hem vali hem de komutan 24.Eski Türklerde devlet anlamına gelen il, dağılsa olması, bu devlette yönetim ve askerlik hizmetlerinin birlikte yürütüldüğünü gösterir. Ancak tutukların güçlü yetkileri olmasından onların hükümdara bağlı olmadıkları sonucu çıkarılamaz. Çünkü valiler bizzat hükümdar tarafından atanan ve aynı şekilde de görevden alınabilen merkezi hükümetin temsilcileridir. Tutukların bu atanma biçimleri, siyasal bütünlüğü zayıflatmaz, aksine güçlendirir. bile onu oluşturan alt birimlerin ( boy, budun gibi) varlıklarını korumaları, bir süre sonra tekrar bir araya gelerek yeni bir il oluşturmalarını sağlamıştır. Başka bir deyişle bu durum, yıkılan bir Türk devletinin yerine yenisinin çabucak kurulmasını kolaylaştırmıştır. Yanıt: C Yanıt: A 9. Sınıf Tarih Özet 25.Türgeş hakanı Baga Tarkan’ın bastırdığı parala- 28.Attila’nın sarayında Türkçeden başka Latin ve rın Çin paraları ile benzerlik göstermesi Türgeşlerin çevredeki kültürlerden etkilendiklerini, bu paraların üzerinde Türkçenin yanı sıra Arapça ve Çince kelimelerin de bulunması ticari ilişkileri geliştirdiklerini gösterir. Bu bilgilerden Türgeşlerin bir süre Çin ve Arap egemenliğinde yaşadıkları sonucu çıkarılamaz. Çünkü bir hükümdarın kendi adına para bastırması, bağımsızlık ve hâkimiyet sembolüdür. Germen dillerinin de konuşulması, bu dönemde Avrupa’da egemen olunan bölgelerin kültürlerinden etkilenmelerinin bir sonucudur. Attila’nın sarayında Türkçe dışında yabancı dillerin de konuşulması, Avrupa Hunlarının kendilerine özgü bir alfabe, oluşturamadıklarını göstermez. Çünkü alfabe konuşulan dilin yazıya çevrilmesinde kullanılan sembollerdir ve birçok konuşma dili aynı alfabe kullanılarak yazı diline çevrilebilir. Yine sarayda birçok dilin konuşulmasından yola çıkılarak, değişik milletlerden halkın yönetime katıldığı, yani demokrasinin geliştiği sonucu da çıkarılamaz. Hele ki Avrupa Hun Devleti’nin en güçlü döneminin yaşandığı Attila zamanında Hunların siyasi bağımsızlıklarını koruyamadıkları ya da milli benliklerini kaybettikleri sonucuna hiç varılamaz. Yanıt: C 26.Mete Han tüm Çin ülkesini ele geçirecek güce sahipti. Ancak Çin’i fethedip buraya yerleşmek istemedi. Bunun sebebi Çin’in nüfusça çok kalabalık olmasıdır. Buralara yerleşecek olan Türkler, Çin kültüründen etkilenerek asimile olabilirdi. Bu sebeple Mete Han, Çin’i baskı altında tutup vergi almakla yetindi. www.deltakitap.com Yanıt: C 29.Türklerin farklı dönemlerde ana yurtlarından göç etmeleri, Türk tarihinin bir zaman kesitinde araştırılmasını, farklı bölgeler ve kıtalara göç etmeleri ise Türk tarihinin bir coğrafyada bütün olarak incelenmesini zorlaştırmıştır. Yanıt: D Yanıt: B 27.Kök Türklerde kağana yardımcı olmak amacıyla 30.Töre, bir toplumda yazılı olmayan, geleneksel- hükümet (ayukı) ve vezirlik (aygucı) makamlarının oluşturulması, giderek gelişen ve büyüyen devlet yönetiminde yeni siyasi kurumlara ihtiyaç duyulduğunun göstergesidir. Bu kurumlar ve içinde yer alan görevliler bizzat kağan tarafından konularında uzman kişiler olarak atandıkları ve aynı şekilde kağan tarafından yönetimden alınabildikleri için kağanın mutlak yetkilerini kısıtlamaları mümkün değildir. Kök Türklerde hukuk devleti anlayışının benimsenip benimsenmediği soruda verilen bilgilerden çıkarılabilecek bir sonuç değildir. leşmiş kanun ve kurallardır. İlk Türk devletlerinde hükümdar buyruklarının ( emirleri) töreye aykırı olmamaları koşuluyla kanun yerine geçmesi, bu devletlerde kanun gücünün üstünlüğünün geliştiğini gösterir. Yanıt: B Delta Kültür Yayınevi Yanıt: B 2. DÖNEM SONU DENEME SINAVI (SAYFA 76) 1. Pazar yerinin; bir köyün, kasabanın ya da kentin 4. Abbasiler döneminde eski Yunanlılara ait eser- merkezinde kurulan ve ürünlerin getirilip satıldığı bir alım satım yeri olduğu göz önüne alındığında, Kök Türklerle Çinliler arasındaki sınır kasabalarının zamanla ortak pazar yeri olarak kullanılmasından, Kök Türklerle Çin arasında ticari ilişkilerin geliştiği ve iki ülkenin bazı ekonomik ortaklıklar kurduğu sonucuna ulaşırız. Ancak, Çin’in Kök Türklere bağlı bir devlet haline gelmesi için yıllık vergi vermesi veya yöneticilerinin Kök Türkler tarafından atanması gerekir. Soruda bunlara dair herhangi bir bilgi verilmediğinden, Çin’in Kök Türklere bağlı bir devlet haline geldiği şeklinde bir sonuç çıkarılamaz. lerin Arapçaya çevrilmesinden, Müslümanların kendilerinden önceki uygarlıkların bilgi birikimini kullandıkları; eski Yunan eserlerinin Arapçaya ilk çevirilerinin Süryanice metinlerden yapılmasından, Abbasilerin eski Yunan kültürünü araştırırken Süryanilerden faydalandıkları sonucuna ulaşırız. Ancak, Abbasilerin bilim ve kültür alanında Süryaniler ve Süryanice metinlerden faydalanmaları, İslam Devleti’nin yönetiminde Süryanilerin etkinliğinin arttığı anlamına gelmez. Yanıt: D Yanıt: E 5. Hz. Osman döneminde Kafkaslar ve ötesinde larla oluşturup kullanılan simgelerdir. Tarihsel kökeni çok eskilere dayanan damgalar, bir iletişim gereksinimi olarak türemiştir. Bu sebeple hayvan, eşya ve hatta silahların damgalanması gibi, harmanda elde edilmiş olan hububat da damgalanırdı. Ancak zamanla özellikle Kök Türkler döneminde damga basma yerine eşyaların üzerine kime ait olduklarının ya da nasıl kullanılmaları gerektiğinin açıkça yazıyla belirtilmeye başlanması, Türklerin kültürel açıdan geliştiklerini gösterir. yaşayanların Hazar Türkleri olduğu, Emeviler döneminde Maveraünnehir’de yaşayanların Türgeş (Türgiş) Türkleri olduğu göz önüne alındığında, İslam ordularının Hazar ve Türgeş topraklarını tahrip etmeleri, Türkler arasında İslamiyetin yayılmasını geciktirmiştir. www.deltakitap.com 2. Damgalar, eski Türkler tarafından çeşitli amaç- Yanıt: A Yanıt: A 3. Macarların X. yüzyılda Hristiyanlığı kabul ettikten 6. Hz. Muhammed’in ele geçirdiği Yahudi toprak- sonra, yetkileri tümüyle elinde bulunduran yöneticilerin bulunmadığı ve kararların ortak olarak alındığı kabile sistemini bırakarak krallığa dayalı bir siyasi yapıyı benimsemeleri, Macarların dinin etkisiyle yönetim yapılarını değiştirdiğini ortaya koymaktadır. larını devlet mülküne dönüştürüp vergi karşılığında yine onların kullanımına bırakması, İslam Devleti’nde toprak yönetim sisteminin oluşmaya başladığını gösterir. Fethedilen toprakların Yahudilerin elinden tamamen alınıp başkasına verilmesi ya da boş bırakılması söz konusu olmadığından üretimde sürekliliğin sağlanmasına özen gösterildiği, devlet mülküne dönüştürülen toprakların haraç vergisi vermeleri şartıyla Yahudilerin kullanımına bırakılması, gelir kaynaklarının artırılmaya çalışıldığını göstermektedir. Aynı uygulamaların Müslümanlar için geçerli olmaması, yönetimde dinsel farklılık gözetildiğine kanıttır. Ancak toprak yönetim sisteminin oluşturulmaya çalışıldığı bu uygulamada, sosyal adaleti sağlamanın amaçlandığı söylenemez. Yanıt: E Yanıt: E 9. Sınıf Tarih Özet 7. Abbasilerde halifeler devlet başkanı olmakla 10.Abbasiler döneminde Türklerin ordu komutanlık- birlikte zamanla ruhani özelliklerini, yani din ve mezhep işlerini öne çıkarmışlar, hükümet merkezini kurdukları vezirlik makamına, idari yetkilerin neredeyse tümünü de vezirlere vermişlerdir. Bu durum Abbasilerde halifelerin siyasi otoritelerinin zayıflamasına neden olmuştur. larıyla sivil yöneticiliklere getirilmeleri, Abbasilerin Türklerden askeri ve idari alanlarda yararlandıklarını, yine bu dönemdeki Bizans sınırındaki Avasım eyaletlerinde valiliklerin Türklere verilmesi, Türklerin Hristiyanlara karşı İslam dünyasının korunması görevini üstlenmeye başladıklarını ortaya koymaktadır. Soruda verilen bilgilerde Türklerin isimlerini değiştirmeleri, Arapça konuşmaya zorlanmaları gibi bir baskıya maruz bırakılmadıkları, Türklerin Araplaştırılmasına çalışıldığı gibi bir sonuca ulaşılamaz. Yanıt: C Yanıt: D 11.Hz. Ömer zamanında kadılar ile valilerin yetkileri badan oğula geçen saltanat sistemiyle iş başına gelmeleri, Emevilerin uyguladığı milliyetçilik politikasının bir sonucu değil, onların yönetimde hanedan egemenliğini kurmak istemelerinin bir sonucudur. Kaldı ki halifeliğin saltanata dönüşmesiyle devlet Arap-İslam kimliğini yitirmemiş, halifeler yine Arap hanedanlarından iş başına gelmişlerdir. faklı kılındığı için bu dönemde İslam Devleti’nde idari ve hukuki işlerin ayrı yürütüldüğü sonucuna ulaşıyoruz. Bunun yanı sıra, kadıların gerektiğinde bölgelerindeki en üst idari yönetici olan valileri yargılama yetkisine sahip olmaları yargı bağımsızlığının korunduğunu gösterir. Bu durumlardan kadıların yönetimde ayrıcalıklı tutulduğu sonucuna değil, kadılara hukuki teminat sağlandığı sonucuna ulaşabiliriz. Yanıt: B www.deltakitap.com 8. Emeviler döneminde halifelerin seçimle değil ba- Yanıt: D 9. Emeviler döneminde mali, idari işlerin etkin bir şe- 12.Tarih botunca devletler fethettikleri yerlerde nüfus kilde yürütülmesi ile ülkede güvenlik ve asayişin sağlanması için kurulan teşkilatlar, devletin sınırlarının genişlemesiyle ortaya çıkan kurumsal yapılanma ihtiyacının bir gereği olmuştur. Böylece yönetim ve denetimi kolaylaştırıp merkezi otoriteyi güçlendirmek istemişlerdir. Bütün bu yapılanlar, merkezi hükümetin etkili bir şekilde çalışmasıyla ilgili olup hükümdarlık için yapılan saltanat kavgalarıyla ilgili değildir. dengesini kendi lehlerine çevirmeyi amaçlamışlardır. Böylece fethedilen bölgelerin elde tutulmasını ve savunulmasını kolaylaştırmak, yeni fetihlere zemin hazırlayarak devletin genişlemesini sağlamak istemişlerdir. Emeviler de ele geçirdikleri Türk topraklarına Arap göçmenler yerleştirerek, bölgedeki egemenliklerini sağlamlaştırmayı ve İslamiyetin yayılmasını hızlandırmayı hedeflemişlerdir. Hoşgörülü bir yönetim politikası ise egemenlik altında tutulan halkların din ve dillerini serbestçe kullanmalarına izin vermektir. Soruda Emevilerin bu yönde bir politika uyguladıklarına ilişkin bir bilgi yer almamaktadır. Yanıt: D Yanıt: C Delta Kültür Yayınevi 13.İslam Devleti’nde Emevi halifesi Abdülmelik’e 16.Hz. Ömer döneminde fethedilen toprakların ve- kadar devlet kayıtlarının bazı bölgelerde Grekçe, bazı bölgelerde de Farsça tutulması, bu döneme kadar devletin resmi bir dilinin olmadığı anlamına gelmektedir. rimli kullanılması için askeri ikta sisteminin temelleri atılmıştır. Daha sonra İslam ve Türk-İslam devletlerinde geliştirilen bu sistemden, Osmanlı Devleti’nde dirlik/tımar sistemi olarak azami ölçüde fayda sağlanmıştır. Yanıt: E Yanıt: C 14.Abbasiler, Arap olmayan diğer Müslümanlar da 17.Bağdat Seferi’nden sonra Abbasi halifesinin dün- dahil, bütün Müslümanlara yeniden değer vererek, eşit davranarak, Emeviler döneminde Arap milliyetçiliği doğrultusunda ve Arap olmayan Müslümanlara azatlı köle muamelesi yapan mevali politikasına son vermişlerdir. yevi yetkilerini Büyük Selçuklu hükümdarı Tuğrul Bey’e devretmesi, Selçukluların İslam dünyasının siyasi ve askeri liderliğini üstlenmeye başladığını gösterir. Ancak, halifelerin dini yetkilerini devretmemesi, Büyük Selçuklu hükümdarlarının halife unvanını kullanamadıklarını göstermektedir. O dönemde yaşanan bu gelişmeler, Abbasi halifelerinin siyasi otoritelerini yitirmiş olmalarına rağmen dini liderliklerini koruduklarını ortaya koymaktadır. www.deltakitap.com Yanıt: B Yanıt: A 15.İslam Devleti’nde Abbasiler döneminde oluşturu- 18.Bağlı yani tabi devlet, kendisine üstünlük kurmuş lan Divan-ı Beytü’l Mal, devletin gelir ve giderlerini düzenlemiş, Divanü’l Ceyş devletin askerlik işleriyle ilgilenmiş, Divan-ı Mezalim devletin adalet işlerine bakmıştır. devlete karşı yükümlülükleri olan devlettir. Tarihi örneklere baktığımız zaman, bu yükümlülükler de genelde vergi ödemek ve asker vermek şeklindedir. Bu bağlamda Malazgirt Savaşı’ndan sonra Bizans’ın Büyük Selçuklu Devleti’ne yıllık vergi ödemeyi ve askeri yardımda bulunmayı kabul etmesi, Bizans’ın Büyük Selçuklu Devleti’ne bağlı (tabi) bir devlet haline geldiğini gösterir. Öte yandan Bizans’ın savaş sonrasında bazı yerleri Selçuklulara terk etmesi ise, onun bağlı devlet olduğuna değil, toprak kaybettiği için kendi egemenlik alanının daraldığı anlamına gelir. Yanıt: B Yanıt: D 9. Sınıf Tarih Özet 19.Siyasette veraset, devlet yönetiminde hak sahibi 22.Ulusçu devletlerde, ülkedeki yer, kişi adları ile olmak veya yönetenlerin mirasçısı olmak demektir. Büyük Selçuklu Devleti’nde hanedan yönetimi olduğu göz önüne alındığında, devlete bağlı hanedan mensubu meliklerin bağımsızlık için mücadeleye girişmeleri, devletin yıkılmasında veraset sisteminin etkisini gösterir. kurum ve yönetici unvanları o ulusun adıyla ifade edilir, ulusal dil resmi dildir ve resmi yazışmalarda o ulusa ait alfabe kullanılır. Bu bilgilerden hareketle Karahanlılarda hükümdar ve yöneticilerin Türkçe unvanlar kullanması, devletin resmi dilinin Türkçe, yazışmaların Türklere özgü Uygur alfabesi ile yapılması, Karahanlılarda ulusçu bir devlet anlayışının benimsendiğini kanıtlamaktadır. Din ve ulus kavramları birbirinden farklı kategorilerde olduğundan, Karahanlıların İslamiyetin Türkler arasında yayılmasında rol oynamaları, onların ulusçu bir devlet anlayışını benimsediklerinin kanıtı değildir. Yanıt: C Yanıt: C 23.Dandanakan Savaşı’ndan sonra Selçukluların rencilerin eğitim harcamalarının devlet tarafından karşılanmasıdır. Bu durum eğitimde fırsat eşitliğini de yaratmaktadır. Bu bilgilerden hareketle Karahanlıların tarihte bilinen ilk burslu öğrencilik sistemini uygulamaları, ülkelerinde eşit ve parasız eğitimin sağlandığını gösterir. Bu uygulamanın ulusal kültürü geliştiren dil ve tarih çalışmalarıyla ilgisi yoktur. Karahanlı medreselerinde dini eğitim de verildiği için din ve eğitim işlerinin ayrı yürütüldüğü şeklinde bir sonuç da çıkarılamaz. topladıkları kurultayda, o zamana kadar ele geçirdikleri toprakları hanedan üyeleri arasında bölüştürmeleri, ülke ve iktidarın hanedanın ortak malı olduğunu gösterir. Bu ortak mal anlayışı, saltanat kavgalarını önleyici bir unsur değil, aksine sık sık taht kavgalarının yaşanmasına ortam hazırlayan bir etken olmuştur. Yine ortak mal anlayışı, iktidarın uzun süre tek elde olmasını engellediği için yönetimde merkezi otoritenin zayıflamasına yol açmıştır. www.deltakitap.com 20.Bursluluk, memleketteki ihtiyaç sahibi başarılı öğ- Yanıt: B Yanıt: B 21.Mısır’da kurulan ilk Türk devletlerinden Toluno- 24.Mısır’da devlet kuran Eyyübiler ve Memlüklerin ğulları ve İhşidilerin resmi dilinin Arapça olmasının, Mısır halkının neredeyse tamamının Arap olduğunu göz önüne alarak, halka idari işlerde kolaylık sağladığını söyleyebiliriz. orduda asker olarak görev yapmak üzere Kıpçak ülkesinden Türk gençlerini getirmelerindeki amaçları, halkın tamamına yakını Arap olan bu ülkede, etnik yapıyı değiştirmek veya ulusal kültürü geliştirmek değil, devlet otoritesini güçlendirmektir. Yanıt: C Yanıt: C Delta Kültür Yayınevi 25.Büyük Selçukluların devletin asli unsuru olan 28.Türkiye Selçuklu sultanlarının deniz ticareti ile Türkmen beylerini askeri ve sivil kadrolardan uzak tutmalarının nedeni, bu beylerin ileride yönetimde hak iddia etmelerini önlemekti. Türk beyleri yerine, devletin kurucu unsuru olamayan milletlerden kul edinilerek özel yetiştirilen kişileri önemli görevlere getirmeleri, yönetimde Selçuklu egemenliğini güçlendirmiştir. uğraşan dönemin en büyük ve zengin devletlerinden olan Ceneviz ve Venediklilerle anlaşmalar imzalayarak onlara düşük gümrük vergisi uygulamaları, Selçuklu ülkesinin bu ülkelerle deniz ticaretini artırmaya yöneliktir. Yanıt: B Yanıt: B 29.Hutbe okutma ve para bastırmanın, İslam ve bilgili ve yetenekli devlet adamları ile Batınilerin yıkıcı propagandalarına karşı toplumu bilinçlendirmek üzere din adamı yetiştirilmesi, bu medreselerin açılmasında siyasi etkenlerin rol oynadığına kanıt olarak gösterilebilir. Eğitim ve bilim çalışmaları için uygun ortam yaratılması ise, medreselerin ileri düzeyde eğitim programları, zengin kütüphaneler ve eğitim araçları ile donatılması gibi eğitim uygulamalarını kapsadığından, siyasi bir etkenden söz edilemez. Türk-İslam devletlerinde hükümdarlık ve bağımsızlık alametlerinden en önemlileri olduğu göz önüne alındığında, Türkiye Selçuklu hükümdarı I. Kılıç Arslan’ın hutbelerden Büyük Selçuklu sultanının adını çıkartarak, sadece kendi adına hutbe okutması ve kendi adına para bastırmaya başlaması, Türkiye Selçuklu Devleti’nin Büyük Selçuklu Devleti’ne tabi (bağlı) bir devlet olmaktan çıkarak bağımsızlığını tamamen elde etmiş olduğunun göstergesidir. Yanıt: C www.deltakitap.com 26.Büyük Selçuklular zamanında medreselerde, Yanıt: D 27.Türkiye Selçuklularında örfi mahkemelerin başı 30.Miryokefalon Savaşı’ndan sonra Türkiye Sel- olan Emir-i Dad’ın devlet düzenini bozan ve kanunlara uymayan kişileri yargılaması, örfi yargıda siyasi suçlarla ilgili davalara bakıldığının göstergesidir. Yine Emir-i Dad’ın gerektiğinde devletin en tepesindeki veziri ve divan üyelerini tutuklayıp yargılayabilmesi, örfi mahkemelere hükümet müdahalesinin olmadığını gösterir. Ancak Emir-i Dad’ın böyle bir yetkisinin olması onun sultana bağlı olmadığı anlamına gelmez. O, kanunla teminat altına alınmış yetkileri içerisinde bizzat sultan adına hareket etmektedir. çuklu Devleti’ne yeni bir saldırıda bulunmaya cesaret edemeyen Bizans’ın, vergi vermeyi kabul ederek mevcut topraklarını korumaya çalışması; Anadolu’da Türk egemenliğinin kesinleştiğini, Bizans’ın savunmaya çekilerek Türkleri Anadolu’dan atma ümidinin kalmadığını ve Selçukluların Bizans’a siyasi üstünlüklerini kabul ettirdiklerini gösterir. Ancak Miryokefalon Savaşı’nın bu sonuçlarına bakarak, Türklerle Bizans Devleti arasındaki savaşların sona erdiği yargısına ulaşamayız. Çünkü Türklerle Bizans arasındaki savaşlar, Fatih’in 1453’te İstanbul’u fethetmesine kadar sürmüştür. Yanıt: D Yanıt: B 9. Sınıf Tarih Özet