Cihat grupları Trump hakkında ne düşünüyor?

advertisement
Cihat grupları Trump hakkında ne
düşünüyor?
ABD'nin askeri olarak yenilgiye uğratılması yakın gelecekte mümkün durmuyor. Fakat
cihat yanlılarının umduğu sonuç pek de uzak olmayabilir.
06.03.2017 / 15:53
ABD'de İkiz Kuleler ve Pentagon'un hedef alındığı 11 Eylül tarihinden bir gün sonra
Başkan George W. Kongre'de yaptığı tarihi konuşmada tüm dünyaya, özelde ise İslam
ülkelerine seslenerek, "Bundan böyle ya bizimlesiniz, ya da teröristlerle"
demişti. Bush, başlattığı savaşı açıkça yeni bir "Haçlı seferi" olarak tanımlıyor ve
Müslümanları da bir tercih yapmaya zorluyordu. ABD'nin savaşı açıkça hegemonyasını korumaya ve varolan dünya düzeninin devamını
temin etmeye yönelikti. Bush, 2005 yılında yaptığı konuşmasında şu ifadeleri
kullanmıştı. "Ortadoğu'da 'hilafet' dedikleri vahşi bir ütopya devleti kurmak istiyorlar. Dünya
onların nefret dolu ideolojilerine göre yönetilecek. Usame bin Ladin, 11 Eylül
saldırılarını Müslümanların biraraya gelmesi ve Hilafetin yeniden kurulması için büyük
bir adım olarak tanımladı. Bu Halifelik eskiden İslam egemenliğinde olan bütün ülkeleri
içine alacak baskıcı bir İslami imparatorluk olacak. Avrupa'dan Kuzey Afrika'ya oradan
Ortadoğu'ya ve Güneydoğu Asya'ya uzanacak."
Bu açıklamalar, cihat yanlıları için "Allah'ın bahşettiği bir hediye" oldu. Usame bin
Ladin ve El Kaide ile bağlantılı liderlerin açıklamalarına göre, artık iki temel noktada
cihat yanlılarının savları doğrulanmıştı:
1. Bush açıkça ABD'nin dünya üzerinde yürüttüğü hegemonya savaşını itiraf etmiş
oldu.
2. Bush Müslüman ülkelerin liderlerini bir tercih yapmaya zorluyordu. Ulusal bir lider,
ulu önder veya kahraman olarak sunulan Müslüman ülkelerin liderleri bir tercih
yapacaklardı. El Kaide ideologlarından Ebu Musab es Suri'ye göre bu liderler, Batı'nın
Müslüman halkların tepesine bıraktığı bekçiler, ulusal ordular ise ancak kendi
halklarına karşı silahlanmış jandarma kuvvetleriydi ve artık 'iki yüzlü'
davranamayacaklardı.​
"Obama: Kuzu postuna bürünen bir kurt​"
Cihat yanlılarına göre, Bush'tan koltuğu devralan Barack Obama'nın politikaları da
selefinden farklı değildi. El Kaide lideri Eymen ez Zevahiri, 2009 yılında yayınladığı ses
kaydında Obama hakkında, "Nazik sözleri, yapmacık ziyaretleri ve PR
çalışmaları onun kanlı mesajını maskeleyemeceyek" ifadesini kullanmıştı.
Obama'nın Kahire ziyareti ve Müslümanlara verdiği mesajlar hakkında konuşan
Zevahiri, "Müslüman alemi Obama'nın gizli ceza infaz kurumlarını devam
ettirmesi ve Cenevre sözleşmesini açıkça ihlal eden gözaltılarını görüyor"
demişti. Obama, seçim vaatleri ve göreve gelmesinin ardından verdiği mesajlar sonrası Nobel
Barış Ödülü'ne layık görülmüştü. Ancak işin aslı, 'barış ödüllü' Barack Obama, bir
'savaş başkanı' olduğunu gösterdi. 'Hoşgörülü ve demokratik' bir politik dil tercih edilmiş olsa da, istatiski veriler
Obama'nın Bush'tan daha 'savaşçı bir lider' olduğunu ortaya koydu.
Cihat yanlıları görevi boyunca sıklıkla Obama hakkında 'kuzu postuna bürünen bir kurt'
yakıştırmasında bulundular. Hatta Ürdünlü ilim adamı Ebu Muhammed el Makdisi, Trump'ın göreve gelişini
'sevinçle' karşılayarak şu açıklamada bulunmuştu:
"Trump Amerikalıların gerçek zihniyetini; Müslümanlara, Araplara ve her şeye yönelik
ırkçı tutumlarını ortaya koydu. Kendisinden önce gelenlerin gizledikleri şeyi açığa
vurdu. Yani bu zafer Amerika ve hizmetkarlarını ifşa edecek" "Trump gerçek Amerika'yı temsil ediyor"
11 Eylül saldırılarının üzerinden 16 yıldan fazla süre geçmişken, Donald Trump
hakkında hakkında cihat yanlıları gerçekten ne düşünüyor? Bu sorunun cevabının
peşine düşen gazeteci Amarnath Amarasingam, bir dizi görüşme gerçekleştirdi.
Beş ayrı savaşçıya bu soruyu soran Amaransingam şu sonuçlara ulaştığını aktarıyor:
"Savaşçılar, Donald Trump'ın Müslümanları bombalayan ve sivilleri öldüren
diğer ABD başkanlarından farklı olacağını düşünmüyorlar.
Trump'ın 'gerçek' Amerika'yı temsil ettiğini savunan savaşçılar, onun
Amerikalıların ve siyasilerin Müslümanlar hakkında söylemekten çekindiği
şeyleri açıkça ortaya koyduğunu belirtiyorlar.
Barack Obama, Bill Clinton ve George W. Bush, "İslam" ve "terörizm"
arasında ayrım yaptıklarını ve sadece "teröristleri" hedef aldıklarını
söyleyerek Müslümanları kandırmaya çalıştılar."
Amaransingam'ın görüştüğü Suriye ve Irak'ta bulunan savaşçılar Trump'ı, oldukça
'dürüst' ve Amerikalıların gerçekten ne düşündüğünü ortaya koyma konusunda
'korkusuz' olarak niteliyorlar: "Demek istediğim, gizli bir ajandası yok ve sahne arasında komplo kurmuyor. O gayet
açık, Müslümanlardan nefret ettiği biliniyor"
Suriye'deki en geniş ve organize rejim muhalifi grup olan Tahriru'ş Şam'ın İngiliz bir
üyesi şu açıklamada bulunuyor: "Politikacılar genellikle iki yüzlüdür ve ne yazık ki insanlar onlara kanar. Ancak Trump
dobra konuşuyor" 'Teröre karşı savaş' argümanı
Cihat yanlıları, "mücadelelerinin Müslümanların durumuna bir cevap" olarak
görülmesini istiyorlar. "ABD yönetiminin Müslümanları sevdiği ancak terörden nefret
ettiği" konusundaki iddianın yanlış olduğunu belirten bir savaşçı, "ABD, terör ve İslamı
hep bir ve aynı olarak düşünmüştür" yorumunda bulunuyor:
"Trump sadece var olan bir gerçeği daha net ortaya koyuyor"
Bu argümanlar, -çalışmanın başında sunulduğu gibi- elbette yeni değil. Cihat yanlısı
teorisyenler Batı'daki Müslümanların 'kalplerini ve zihinlerini kazanmak ve ülkelerinde
asla kabul ve hoşgörü görmeyecekleri konusunda onları ikna etmek için' çaba
gösterdiler. 2010 yılında El Kaide üyesi ve ünlü vaiz Enver el Evlaki, ABD'deki
Müslümanlara seslenen bir konuşma yapmıştı.
Evlaki konuşmasında, "Amerika'daki Müslümanlara şunu söylemem gerekir.
Vicdanınız sizin kardeşlerinize uygulanan zulüm ve suçların sorumlusu olan
bir ulusla barış içinde bir arada yaşamaya nasıl izin veriyor" demişti.
Enver el Evlaki'nin Amerikan halkına sesleniş konuşması
Cihat yanlılarına göre, ABD kurduğu dünya düzeninin devamı için dünyanın dört bir
köşesinde Müslümanlara karşı savaş açmış ve bunu, "teröre karşı savaş" olarak
sunmuştu. ABD'nin "kurnaz" politikası Batı'daki Müslümanların var olan savaşı
anlayabilmesine engel oluyordu. Trump ile birlikte artık her şey değişti. 2016 yılının
Mart ayında CNN'e verdiği röportajda, "İslam bizden nefret ediyor" demişti ve
sonrasında Müslümanlara yönelik vize kısıtlaması geldi.
Trump, Müslümanlar hakkında ne zaman konuşsa konu 'ulusal güvenlik' oluyordu.
ABD'nin zayıf karnı
Cihat yanlıları, ABD'nin yüksek askeri gücüne rağmen, 'bireysel özgürlük ve
bağımsızlık gibi hassas temeller üzerine kurulmuş, özünde zayıf' bir ülke olduğunu' her
zaman savundular. 'Düşmana yönelik' bu söylemlerin propagandif yönü de, gerçekliği
de inkar edilemez.
Cihat gruplarına yakın ilim adamlarından Yaman Mukhaddab, ABD'nin çöküşünün
yakın olduğunu savunuyor: "Kuruluş ideolojisinin temellerinin yok olmaya başlamasıyla ABD
vatandaşlarının tahammülü kalmayacak."
Polis şiddeti, ırkçı gerginlikler, savaş bitkinliği, sivil özgürlükleri kısıtlayan bir başkan,
azınlıkların marjinalize olması, ABD'nin kuruluş ideolojisini-felsefesini temelden sarsan
gelişmeler... Tüm bu sorunlar Amerika'nın iç sorunlarına yönelmesi sonucunu
doğurabilir. ABD'nin askeri olarak yenilgiye uğratılması yakın gelecekte mümkün
durmuyor. Fakat cihat yanlılarının umduğu sonuç pek de uzak olmayabilir.
Kaynak: Mepa News
© 2015 Mepa News Tüm Hakları Saklıdır!
Kaynak Gösterilmeden Alıntı Yapılamaz!
Tasarım ve Yazılım: Mepanews
Download