Bozkurt Salı 10 Eylül, 1974 Y ll: 23 ~ Say ı: 8184 » a t ı : 25 M il. »«hlbl ve Genel Yayı„ Müdürü CEMAL TOGAN Sorumlu Yem İşle ri Müdürü SADİ C. TOGAN IW.. 62951 — Pah: 210 w J T ' ':■% j f iU lü k i GİRNE: Lefkoşa'nın fethinin 404.'üncü ve İzmir'in düşman işgalin­ den kurtuluşunun 52. yıl dö­ nemleri dün törenlerle kutlanır ken Girne’de büyük kurtarıcı Atatürk’ün büstü törenle açıl­ mıştır. Saat 16 da Atatürk Meydanın da yabalan törende bir konuş­ ma yapan Glrne Kaza idare âmiri Kemal Pars, bugün İki m ı,m u ,ı,ı,ı,in im i,ıll,ıl l ıllllll(lllllllIfl|II1||11I|1|l|I ıııııııııııı,mu<ıı,mmmmini,nııııı Prof. M. Aksoy raporunu Başbakan Ecevit’e sundu ANKARA BAYÜLKEN'İN UYARISI Kıbrıs konusundaki Türk tezi ni Federal Almanya’da anlatmak la görevlendirilen Siyasal Bilgi ler Fakültesi profesörlerinden Muammer Aksoy da 15 günlük çalışmalarının ve izlenimlerinin sonuçlarını bir rapor halinde Başbakan Bülent Ecevlt'e sun­ muştur. Aksoy, Alman radyola rında yaptığı konuşmalarda Kıbrıs davasında kimin haklı olduğunun ancak Kıbrıs'lı Rum tarla v'unan H-VVır— TTtt~rm--T“Jy tlardır hukuku devamlı olarak nasıl çiğnediklerinin gözönün de bulundurulmasıyle anlaşıla bileceğini belirtmiştir. Profesör Muammer Aksoy, her araca başvuran Yunan pro pagandasını cevaplandıracak Almanca bir broşürü de radyo — televizyon yorumcularına, Partmenterlere, partilere, sen dikalara ve kamu oyunu oluştu ran bazı kuruluşlara dağıtmış tır. GÖRÜŞMELER BAŞLAMAZSA TÜRKLER CUMHURİYETİ İLÂN EDECEKLER -. KAHİRE: Dışişleri Bakanlığı Yüksek Müşaviri Büyükelçi ı-taluk tsayülken, Kıbrıs konusunda ilg ili taraflar arasındaki görüşmele in kısa sürede başlamaması ve makûl bir sürede uzlaşmaya varı­ lamaması halinde adadaki Türklerin kendi Cumhuriyetlerini ilân edebileceklerini ve üyelik için Birleşmiş M ille tle r’e baş­ vurabileceklerini belirtm iştr. Türk Hükûmeti’nin Kıbrıs konusundaki gülüşünü çeşitli /-.rap ülkelerinde anlatmak amacıyle çıktığı geziyi sürdüren Baviilken, önceki gün Kahire’de Mısır Devlet Başkanı Enver Se­ dat’la görüşmüştü!. Görüşmeden sonra bir basın toplantısı düzenleyen Halûk Bayülken, Kıbrıs konusundaki gülüşmelerin gecikmesinin Rum toplumunun Yunanistan’ın ve Türkiye'nin tıkarlarına olmadığını da b ildirm iştir. M AĞUSA ÇARPIŞMALAR1ND AN NOTLAR : TÜRK EVLERİ ŞİLTE LERİNE VARINCAYA KADAR SOYULUYORDU Y azı: EŞREF NİDAİ - R esim ler: ÖZAY 14 Ağustos 1974... ikinci Mağusa çarpışma­ larına girmeden önce a radan geçen 22 günlük süreyi enine boyuna an • latmakta muhakkak ki yarar yok. Birinci Cenev­ re görüşm elerinin he men ardından surlar için de umutla bekleyişi­ miz, 22 günlük bir süre de olsa bize muhakkak ki 22 yıllık uzun gelen bir zaman dilim i olduKıbrıs'tan gelen haber • ler, özellikle diğer şe hir ve köylerimizdeki kardeşlerimize ait duy * duklartmız moralim izi “ Hayatının en değerli anısı” olarak Büstii açtı büyük bayramı birlikte yaşadı­ ğımızı belirtmiş ve Mehmetçi­ ğin adamıza gelişiyle sulh ve sükûnun da birlikte geldiğini söylemiştir. Glrne İdare âmi'd Kemal Pars’ın konuşması şöyledir: "Pek muhterem komutanla­ rımız, Otonom Türk Yönetimi Başkan ve Üyeleri, Anavatan temsilcimiz, kahraman Meh­ metçikler, saygıdeğer misafir­ lerimiz ve Girneliler. Girne ka, sabasına hoş geldiniz. Lefkoşa’nın atalarımız tara fından fethinin ve Izmirin kur­ tuluşunun yıldönümüne rastla, yan 9 Eylül günü Türk Girnemizde, Büyük Atatürk’ün büs­ tünü açmanın sevinç ve mut­ luluğu içindeyiz. Kahraman Mehmetçiklerimiz adamızdan ayrılışlarından 96 sene sonra 22 Temmuz günü adamıza sulh ve sükûnu getir­ mek maksadıyle Glme’ye ve tekrar ayak basmışlardır. 80 BİN ŞEHİŞT 9 Eylül 1571 de atalarımız 8C bin şehit vererek bu toprakları bize vatan yapmışlardır. Yine böyle bir günde, güzel İzmirl­ iniz kahbe Yunan işgalinden kurtarılmış ve Türkün esaret altında yaşayamayacağı dünyaVaB ^ ‘ iff)^ bayram mü nasebetiyle her köşesinde Türk bayrağımızın dalgalandı­ ğını Kıbrıs topraklarından Türk Girnede, büyük kurtarıcı Atatürk’ün büstünü açmak için toplanmış bulunuyoruz. Bu ve sile ile canlarını vermekten çe­ kinmeyen aziz şehitlerimizi şükranla anmayı borç bil.rim. Kıbrıs Türklerine olduğu ka­ dar Kıbrıs Rumlarına da barış ve güvenlik getirmek inaksadiyle adaya ayak basan ve bir­ lere bugünleri gösteren ordu­ muzun komutan, subay, assubay ve erlerine ve Anavatan hükümetimize ve tümüyle Türk m illetine şükranlarımızı bildi, ririm. Sağolsunlar. varolsunlar" KORGENERAL DEMİRELTN KONUŞMASI Kemal Pars’dan sonra Kıb ıs Türk Barış Kuvvetleri Komuta­ nı Korgeneral Bedrettin Demirel’I büstü açmaya davet etmiş­ tir. Korgeneral Demirel. büstü açmadan önce şu konuşmayı yapmışır: “ Sayın Cumhurbaşkan Mua­ vinimiz, az z Girneliler, değer­ li asker arkadaşlarım, bugün Atatürk'ün izinde sîzlerin hu­ zurunda bu heykeli açmak şe­ refini bana bahşettiniz. Bu şeref hayatımda benim için en değerli bir anı olacaktır. He Türk Banş Kuvvetlerinin Komuta Heyeti, başta Korgeneral Bedrettin Demirel olduğu halde, Ata piniz adına bu heykeli açmakta türk Büstünün açılış töreninde görülüyor. büyük bir kıvanç duyuyorum. Hepinizin müsadesiyle bu şe­ refli anıyı açacağım. Hepinizi DENKTAŞTN YAZDIKLARI KARACA'NIN YAZDIKLAR), izinde ve Yüce M illetimizin hürmetle ve muhabbetle se­ Cumhurbaşkan Muavini ve hizmetindeyiz. Müsterih ol.” Türkiye Büyükelçiliği lâmlarım.” Otonom Türk Yönetimi Başkanı Karaca Rauf Denktaş da şe ıpf defterl-..... .. * » 4 ■' n —r i*1» ■' -'T* * 1 l" ” *1 "*'Pl**"** mıarf j T ^ rc J u H ...û-i ATA YA SAYGI DURUŞU nin imzalanması takip etmiş­ “ Ne mutlu bugünü yaşamış lomasi i Korgeneral yaptığı konuşma­ tir. Kıbrıs Türk Barış Kuvvet, olanlara. Şükranlar, minnetler, dan sonra büstü açmış, bunu leri Komutanı Korgeneral Bed­ Türk diplomatlarına bu defteri bize bu günü yaşatmak için büyük Kurtarıcı Atatürk’ün büs rettin Demirel şeref defterine imzalamak bana nasip oldu." her şeyini ortaya koyanlara. tüne çelenklerin konuşu izle­ şunları yazmıştır: Şeref defterinin imzalanma­ Atam; sana ve onlara lâyık ol­ miştir. Saygı duruşunu ise İs­ “ Büyük Atatürk; Bugün yine mak için yaşamak yegâne va­ sından sonra ise Mücahitler tiklâl Marşımızın eşliğinde huzurunuzda tazim ile iğiliyoBandosu konser vermiştir. zifemizdir artık.” ruz. Yavruvatanda ilkelerinin Bayrağımızın göndere çekilrne- fN D R tm n ifftıııııa iiB iıifT v n ıııttia ııtn ııııııa ııtııtH iN a M ittu ııııu ı « N IIIIH Ilia n iM IttfllfH lI I t l f l l I l l i a i l l l l l U I J ' ., l l l l l l l l l l l l l l l l l l | l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l ! l « l ! l l l l l l l l l l ••lai’l H l l i a i i a i i a i l l l i l çevirdiği Mağusa hastahanesi ___ »üllll-ll l l lU lllllllu llı. Ecevit: “ Kıbrıs sorm uıın çözümünde alınan mesafedan hiçbir güç bizi çeviremez” Şimdi başlıca amaç Güney’dekl Türkleri güvenlik altına almaktı ANKARA zünSdenrd kahrediyordu. Rumlar bu süre içinç de sadece mevzi yaptı . lar. Karakol denizinde ele geçirdikleri plajda > balık avlıyor, geceleri i- | g n | çip iç ip sarhoş olduktan sonra nâralar atıyorlar , dı Hisarlardan dürbünle f görebildiğimiz kadarıvle yağmacılık almış Yuru müstü. Türk evleri şilte ­ lere varıncaya kadar soyuluyordu. _ Mağusalı mücahit ise, bu süre içinde var ile mevzi yaptı- Elinde torba voktu. İmkanlar, kullandı yarattı. A rt k düşmanı d a h a rahatlıkla bekliyor, onlardan pe* Keban Barajı ve hidroelek­ trik santrali düzenlenen tören­ le hizmet açılmıştır. Keban Ba rajının açılışında bulunmak üzere dün sabah Ankara'dan ay rılan Başbakan Ecevit, Keban'a giderken uğradığı Elazığ'da bir konuşma yapmıştır. Bildirildiği ne göre, Türkiye'nin Birkaç haf tadan beri güç dönemlerde ve büyük sorunlar karşısında beli ren Ulusal birliğin doruğunda bulunduğunu anlatan Ecevit. şöyle demiştir: "Kalkınmamın yöntemleri ü zerinde, ekonomik ve sgsval sorunlar üzerinde ayrı ayrı dü­ şünebiliriz. Fakat ayrı ayrı dü şünürken de hepimizin amacı birdir. Türkiye'yi bir bütün ola rak kalkındırmak. Türk ulusunu, bütün olarak ve özgürlük için­ de müreffeh ve mutlu bir yaşa ma kavuşturmak, bu amaca doğru ilerlerken değişik yön temleri ve düşünceleri açıkça söyleyip tartışabilmemiz, top lum olarak bizim zaafımız de ğilı gücümüzdür. Her İşte en doğru yoly bulabilmemizin ve en az yanılabilmemizin güven cesidir. Zaman zaman, özellikle Doğu Anadolu halkını çok üzen kuşkular belirir bazı zihin lerde. Ya da halkımız arasında ayrılıklar gözeten düşünceler ileri sürülür. Bu türlü düşünce terin ve kuşkuların ne kadar gerçek dışı olduğunu Türkiye' nin gerçeklerine ne kadar aykı rı olduğu da son haftalarda var lığını ve köklülüğünü apaçık gösteren ulusal birliğimizle ke sin olarak anlaşılmıştır." KIBRIS SORUNU Başbakan bu sözlerinden son ra Kıbrıs sorunu karşısında tüm ulusal güçlerin tek vücut halinde birleştiğini, Kuzey'den güneye, doğudan batıya bütün Türk Ulusunun tek bir yürek halinde çarptığını ve tek bir ka fa gibi düşündüğünü söylemiş tir. Kıbrıs sorununun çözümün de alınan mesafeden hiçbir gü cün kendilerini geri döndüremi yeceğini anlatan Başbakan Ece vlt bu konuda şöyle konuşmuş tur: "Kıbrıs sorununun çözümün de Türkiye ve Kıbrıs Türkleri açısında artık geri dönülmlyecek bir noktaya, kimsenin hiç­ bir gücün bizi geri döndüreme yeceği engelleyemeyeceği bir aşamaya varmış bulunuyoruz. Türk ulusunun yüceliği ve Türk Ordusu'nun üstün yetenekleri ve Kahramanlığıyle varılmış tır bu aşamaya Kıbrıs Barış ha rekâtının her devresinde Bü yük M illet ile Hükümeti ile ordusuyle ve halkıyle bütün dev letin demokratik bir uyum için de davranması, demokrasimizin gerçekliğine, ve ulusumuzun büyüklüğüne olduğu kadar Türk devletinin dünyadaki önemine de bütün insanlığı daha çok İnandırmıştır. Barış harekâtı mız sırasında ayni barışçı anla yışla karşılık görmediğimiz için girişmek zorunda kaldığı­ mız savaş sürerken bile bize karşı Koyanlara, soydaşlarımıza zulmedenlere, dostluk elini u zatışımız, Türklerin barışçılığı nin ve insancıllığının yeni bir örneği olmuştur. Şimdi Kıbrıs' da başlıca amacımız Türk böl­ gesi dışında kalan Türklerin can güvenliğini ve öğgürlüğünU kesin güvence altına almaktır. Geçirdiğimiz acı deneyler bu güvencenin Rum bölgesinden sağlanamayacağını, artık Dün yada herkese göstermiş bulunu yoruz. Onun için bu amaca eri şebilmenin tek yolu, gerçekçi yolu, Kıbrıs Türk bölgesine yerleşmek isteyen Bütün Kıbrıslı Türklere bir an önce bu olanağı sağlamaktır. İkinci as keri harekatımız İçin bizi eleş tirm e hakkını kendinde gören anladı bazı dostlar bu İnsanca amaca barışçı yoldan ulaşılabilmesi İçin yardımcı olmak zorunda EKONOMİK GELİŞME Başbakan Bülent Ecevit ko­ nuşmasında bir ulusun güçlülü ğünde manevi değerlerin ve birleştirici etkenlerin büyük yeri olduğunu, ancak bu güçle­ rin yanında ulusal gücün maddi dayanakların da küçümsenenle yeceğini anlatarak Türkiye'yi ekenomik bakımdan hızla geliş tlrmek istediklerini bildirmiş tir. Başbakan Ecevit Yurdun ekenomlk gelişmesi konusunda şunları söylemiştir: “ Ekonomik gelişmede InH lar arasında olduğu keyiSrb3. geler arasında da sosyal adale (Devamı 4'üncü sayfada) I l I l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l U l l l i l H l I l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l ' l l l l l l t l I l l l l l l l l l l l l l i l l l l l l l l l l l l l l l l l l >IMllllUtllllllllllll«llıIıılıılııl ıll|,1 ,|lll|ll|||||||||a| ıu»uman*ıaMinn« , TÜRK SİLÂHLARI KUVVETLERİ KOMUTANLIĞININ UYARISI - *' ^ ___________________ - s a s r ^ S r - . *— — - — s İÇİNİZ Rum bölgelerinde güvenin sağlanamayacağını tüm — 4 — (Devamı 4’üncü sayfada) p a je te Türk Gime’nin Bağrına Atatürk’ün Büstü Dikildi Türk Girne’n1" bağrına dikilen Atatürk Büstü, şükranlarımızın, bağlılığımızın ve saygımızın ifadesi olan çiçekler ve buketler arasında. (Resimleri ERGÜN AYDOGAN) HALÛK a iç e u i B e lC o la Felhinin 404'üıcü ve İzmir'in Kurtuluşunun 52'nci Yıldönümünde Kor-Gıırl. Demirel: «•ıiiiı.ıı«ıı.ıl.ım n ıl|ilm*W ı „ „ i„ „ l ;1„ ıM „,|il, llluill, lll|;1 t e v u L fa f SERİNLETEN TAT... 200 RMM ARACI HAVA ALANI YÖNÜNDE HAREKET HALİNDE LEFKOŞA: Kıbrıs'aki Türk Silâhlı Kuvvetleri Komuanlığı. Rum Ulusal Muhafız Gücüne bağlı 200 aracın Lefkoşa Uluslararası Hava Alanına doğru hareket halinde bulunduğunu adadaki Bi keşmiş M illetler Barış Gücüne bildirmiştir. Hava Alanı halen B M. Barış Gücünün denetimi altındadır. Barış Gucu Sözcüsü, Türk Silâhlı Kuvvetlerinin uyarısı üzerine durumu Barış Gucünce İncelenmeye başlandığını açıklamıştır. Barış Gucu Sözcus , Lefkoşa Hava Alanında herhangi bir çatışmanın henüz meydana gelmemiş olduğunu bildirm iştir. J i j P - â ff Dün öğleden sonra saat 17.00'de Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Bedrettin Demirel, Cumhurbaşkan Muavini ve Kıbrıs Otonom Türk Yönetimi Başkanı ve Beyan Rauf r taş, Lefkoşa'da konuklanan Türk mültecileri ziyaret etnvşler ve onların sorunlarıyla İlgilenmişlerdir. Resim bu ziyareti yansıtmaktadır. (Fotoğraf: ENFORMk bAYFA: * _____ ................................................................. ..... ............. . 1 .SALI, 10 EYLÜL, 1974 ( I O Z K O R T ) ............ .............İl.,,,, KÖŞEMDEN : BABAMA HASRET Babam. Babam oy 1 Şu benim başımı bir bağnn a koy. O güzel parmaklarını® göz erimdeki yaşı sil San a hasretim babacığım bunu bil [ WECKMAN’m TEMSİL ETTİĞİ ZiHNiYFT Simdi VVeckmann'a Şimdi VVeckmann’a bir süre ön . dolayı pekçok ce vaplar verildi, hala verilebilir. Kelimenin tam anlamı ile adam müthiş bir gaf yapmış- Aç'k„*®Ç|k Rum tarafına yaslandığım ortaya koymuş. önemli olan bu deyişin gerisin de VVeckmann ın temsil ettiği zihni yet. Biz onbır yıldır, daha önceleri hatta, hep bu zihniyetle mücadele ettik. Haklılığımız karşısında binlerce VVeckmanlar işte böyle konuştu, köy |e davrandı. Bu zihniyet bazan Bir leşmiş Milletler salonlarında, bazan bir ulusun konferans masasında, ba zan NATO da bir başka gün çıkar hesaplarının yapıldığı şu veya bu ortam larda pis pis kılıcını sürüdü, peşinden adadaki yüzyirmı bin Kıbrıs Türkü nün haklılığım çiğnedi... Biz bu zihniyete artık kızmıyoruz ama. Bir zamanlar -Johnson'un mektubu ile adada haklı müdahalesini gerçekleştiremiyen Türkiye bugün aynı ülkenin dostluğu içinde hem sapına kadar Kıbrıs tadır. Çıkar hesaplarını iyi kullenan kazanabiliyor şu halde. VVeckmann bugün zannedersek kendince fakat yanlış başlattığı bir hesabın kuşkusu içindedir. Rumların dünya yuvarlağında pür telâş sürdürdükleri çıkarları uğruna çabalar, ça balarda yoğunlaşan dostluklarla düşmanlıklar, “ tavşana kaç, tazıya tut” davranışları bu VVeckmann'ın kişili ğinde pek şaşkınca ve de basit kaldı. " « « « ! I 1 i 1 çeki demecinden I I | | I I I İ | İ I l 1 1 I I 1 | I | İ H 1 i l 1 1 İ \ I I 1 5 î İ İ | { I Kişinin Rum göçmenlerine bakarak içinin sızlaması görev anlayışı ile adadaki bunca yıllık gerçekleri ve bu tarihi gelişim içindeki nedenlerle sonuçları hasır altı etmemeliydi. Halen Birleşmiş Milletler örgütüne bağlı bir kişinin görev çerçevesinde... Rumların rr.Sarın elindeki Türklerin kuri|iwri0*ıiııııı I KIBRIS BUNALIMI İÇİN LÜBNAN FORMÜLÜ ÖNERİLİYOR den h « L erSekte kürklerin Türkler hiloni 8 j ka .dostu olmadığını çok iyi 5e* I S ." " , ^'5'.. ha' h devirlerin a ftm rK i f T urk düşauınlığınm bilinç ö îdi? klnteZahurlerİ hâlâ silinmi? de Î İ n K 8" 8 , surlarının üzerinde sembolik de olsa hâlâ “Türkler qeli yor mu? ’ diye gözetlemekte olan ve bu yüzden maaş alan kişi daha bun an beş altı yıl önce oradan ayrıldı. K ir i'" ® Tur,k varlığının ruhlarına, kişiliklerine işlemiş ülkelerine kolay kolay hak hukuk anlatmak mümkün de gHdır. Dolayısıyle tüm çıkar hesapla­ rı hep Türk oluşun üzerinde ağırlaş­ maktadır. Bu zihniyet Türk'ler karşı­ sında kasılmakta, tutukluk göster • mektedir. Türkiye adaya gelene dek Ece vıt in çok yoğun ve çok akıllıca siya­ seti karşısında tüm dünya ülkeleri haklısın "dan başka bir karşılık ve rememişlerdi. Ve Türkiye'nin adaya çıkmasını onun en tabii hakkı say • mışlardı. Ama bunu yaparken sadece hukuk düzeni kendilerini sıkıştırıyor du. Ona karşı çıkamadıkları için içle­ rinde sakladıkları öfkeyi şimdi şu ve­ ya bu nedenlere dayanarak fora edi yorlar. VVeckmann tipli zihniyet de bu konuda bayrağı taşıyor. İşimiz zor da olsa elbet Türk olarak bu zihniyeti “ insan oluşumuzla" barışçı yanımızla sadece VVeckmannlarda değil; tüm dünyada kıracağız... EŞREF EŞREF NİDAİ NİDAİ | f 'Ü l l l l l l l ! ' l ’ l |>l ,|l >;t i l l |llrtlllllllllllllllllllinilllllll|ll||||lltlllllirilllllllllll|lllll|tTTllllllll|lllll|ll||IBil|Il|||||||||||||tl|ll||||ll||||ir|lt|||||||ll DOĞUM NASİB0ĞULLAR1 ELEKTRİK İŞLERİ MÜTEAHHİTLİĞİ Tüm elek trik a m a la r ın ız için hizm eti NAZIME ÇETİN ite ÇETİN AHMET Kızları SELDA'nın doğumunu ak­ raba ve dostlarına müjdelerler. 5 Eylül, 1974 Hamit Mandrez Miiıırauıııitıaııııııııanvııaııııııııaıııııııııııııııııııııııı DUYURU 52 B. lin ç i S e lim Cad. Feza Apt. L efkoşa. T el: 609 UĞUR Lâstik atölyesi sahibi MEHMET RESİM Türk Hava Kuvvetlerine £100.000 bağışta bulun­ muştur Oh. AEG ! “ ince duvarlı. Ve yekpare emaye... Dünyaca ünlü AEG kompresörü ile donatılmıştır. 5 yıllık garantisi bütün dünyada geçerlidir. İÇİ ferah, geniş, pırıl Plr'iDışı derli toplu. Yüksek randımanlı # Oh, çok rahatım... 'roll-bond' tipi evaporatÖr ü Bilerek aldım!" -yeripare alüminyumdan. Buzlukları da alüminyum. ö ze l etliği var. Rafları a ya rla n a b ilir ^ Soğuk kontrol damlalığı, yiyeceklerin niteliğine uygun bir soğutma sağlar. |p o d -0 B C T B n ın A E G “ birinci marka” Kıbnsta silâhlar susmuş ve krazi çözümleme çaba lan gene başlam ış olduğu­ na göre ilgili tarafların Rumlar ile Türkler arasın da barışçı bir çözüm formü lü için komşu Lübnan'a bakmaları yetecektir. Gerçekten de Klerides, ve Denktaş Lübnan for mülünün farkında olduklan gibi iki sene önce top luluklann anayasal ilişki lerini saptamak üzere Bey rutta yaptıklan görüşme de bunu incelemişlerdir. Ayni formül Ulster prob­ lemine çözüm olarak da düşünülmüştür, İngiliz hü kûmeti Lübnan sistemin den ilham alarak Kuzey Mandadaki Katolikler ile protestanlccr arasında yet ki paylaşmasına daya nan bir sistem kurmanın olanaklarını Kıbrıs veya Ulster’deki topluluklar poblemi Lübnandakine kıyasla daha basittir- Adada sadece Rum ve Türk, Kuzey İrlanda' da ise sadece Katolik ve Protestanlar yaşam akta dır. Lübncuıda on kadar Hıristiyan ve Müslüman cem aat tanınmış bulun .makta, bunların herbiri ya şam a ve yürütme organla nnda adilâne şekilde temsil edilmektedir. Sistem mükemmel değil dıir tabiî nitekim Fransız lordan bağımsızlığını al dığından beri geçen 3 yıl içinde Lübnanm birçok problemi olmuştur- Ne var ki sistem gene işle -> mekte, bazen çözülmez gi bi gözüken problemler, yöneticiler bu eski formü le başvurdukça çözülebil meictedır. Kıbnslılar için bu for mülün çekici tarafı çeşit li dinî cem aatler arasında ki ilişkileri düzenlemekle kalmayıp, Lübnan'ın dış güçlerle de olan ilişkileri ni belirtmektedir. Lübnan’ın bağımsızlı ğa kavuştuğu 1943 sırala nnda çoğu Müslümanlara komşu Suriyeyi şimdi ki Kıbnslj Türklerin Tür kiyeye olduğu kadar bağ h hissediyorlardı kendile­ rini. Birçok Lübnanlı Hris tiyan da şimdi Kıbnslı Rumlar nasıl Yunanistan la birleşmek istiyorlarsa, o kadar Fransa ile ittifakı özlüyorlardı Buna rağmen Müslü man ve Hristiycm liderler ayni şekilde bağımsız bir Lübnan üzerinde ka rar kılmışlardır. Kurucu lordan merhum Behara elHui Hui (Lübnan'ın ilk Cumhurbaşkanı) şöyle yazmıştır; 'Batıdan bağımsız olma ya çalıştığımız gibi kar deş Arap ülkelerinden de bağımsızlığımızı aramışız dır, açık ve samimi ola rak ilân ederiz ki tam ba ğımsızlrk istiyoruz.” Lübnan Arap Birliğinin bir üyesi olmasına rağ men herhangi bir Arap devleti ile birleşmekten ka çınmıştır- 1958 deki memle ket çapında karışıldıklar • da Lübnan sisteminde hu şule gelen çatlaklıklar, Müslümanların Mısır ve Suriye ile birleşme tasan lanndan vazgeçmeleri ve Hristiyan Başbakan Ca mille Chamoun 'un talebi üzerine çıkanlan Ameri kan deniz piyadelerinin çekilmesine riza göster meleri ile kapatılmıştır. Meşhur Lübnan sloga • nı 'Ne galip, ne mağlûp’ altında b an şa dönülmüş, topluluklar arası güç den gesi yeniden kurulmuş tur. g n r e s i? Ş lip illllllllllilll İslemem ne mal ne para Yetef ki sen gel bu yeter bana Babam babam yavrularına kıyma H ayatta onları yalnız bırakma Lübnan formülü Anaya şada olmaktan ziyade yazısız Anayasa diye ta runan 'Ulusal İçtihat" ta saklıdır. Bu bağımsızlığın arifesinde ülkenin Müs lüman ve Hristiycm lider lerince verilmiş olan bir "namus sözü’ dür. Anlaş manın odak noktasını Hris terli bir paylaşım sağlaya tiyanlann Lübnan nüfuzu cağım vadeden Başbakan Taceddin Sulh'un kabine lann, %44ünü ve bir Mu nun % 54'ünü Müslüman si yüksek dereceli me sevi toplumunu de içeren murlar arasında yaptığı azınlıkların geri kalan % değişikliklerle an a formü­ 2 'sini oluşturdukları ger - lün savlarım muhafaza et çeği kabul ediyordu.. mekle beraber şimdiye ka dar Hristiyanlarca tutulan Bu hakikat kabul edildik önemli mevkilere ten sonra yaşam a ve yü­ bazı Müslüanlan getirmiştir. rütme organlarındaki mev Sistem memlekette birli kilerin altı Hristiyana beş ği sağlamış, am a reform Müslüman düşecek şekil de dağıtılması kararlaştı­ çağrılan da artmaktadır. Hem Hristiyan hem rılmış, Cumhurbaşkanı Müslümanlardan bazı li­ m daima Maronit Katolik lerden Başbakanın Sün - derler topluluklar arası siyasî ilişkilerin üzerinde nî Müslümanlardan, Par daha az durularak sosyo­ lâmento sözcüsünün ise Şiî müslümanlanndan se­ ekonomik gelişmeye önem verilmesini istemektedir • çilmesinde anlaşmaya va ler, Sistemin, Lübnanlıla­ rılmışh. Başbakan ve söz cü yardımcılığı ise ülke - rın sosyo ve ekonomik ya şama düzeyini yükseltme nin dördüncü Büyük top ye yönelmesi gerektiğine luğunu oluşturan Orto işaretle bu nevî reformlar doks Rumlara veriliyordu. Altıya-beş formülü dola engellendiği takdirde Lüb nan'ın sorunlarının dinî yısıyle, Parlâmento san ayrım çizgilerini aşarak dalye sayısı daima l l ’e "varhkhlar’ 'ile ‘yoksul • bölünebilir bir rakam ol lctr' arasında bir mücade makta, Seçim Kanunu ise leye dönüşmesi tehlikesin dinî ayırımlara göre sap den bahsedilmektedir tomaktadır. Halihazırdaki Krizli anlarda veya dü tek meclisli Parlâmento zenin istikrarının tehlike nun sadalye dağılımı şöy zamanlarda, ledir: 80 Maroni, 20 Sün­ ye girdiği her iki tarafın da yönetici nî, 19 Şiî, 11 Rum Orto leri meseleleri sistemi çö dokst, 6 Katollik, 6 Dürzü, kertecek kadar ileri gö­ 4 Ermeni Katolik, 1 Erme türmeye dikkat edegelmiş ni Ortodoks, 1 Protestan lerdir- 1969 yılında vuku ve 1 Azınlık Temsilcisi bulan Lübnan ordusu ile Lübnan Cumhurbaşkanı gerillalar a arşındaki ilk Meclisçe altı yılda bir se çatışma sırasında Lübnan çilir ve milletvekilleriyle danıştıktan sonra Başba - yedi ay hükümetsiz kalır • kanı tayin eder. Başba - ken Cumhurbaşkanı Char kan, Bakanlan Parlâmen - les Helon gerillaların Lüb to içinden seçebileceği gi nan topraklarında kalma sini kabul etmekle ciddi bi, dışından da atayabil'r. Kabineyi oluşturan ta iç karışıklıklara yol a ç arasında kalmış, yin emirleri Cumhurbas - mak sanlığında ^ıhuımt; huku çatışma ve kriz durumuna met ise dört senede bir gerillaların kalmasına iseçilen Parlamentonun gü zin veren bir anlaşm a ile ven oyunu almadan işe son verilmişti başlayamaz A nayasaya Lübnanlıların esnekliği göre .Cumhurbaşkanı ka Filistinlilerin şimdilik kalbine vasıtasıye hükmetti m galanna imân vermekle ği için, Parlâmentoya kar beraber onları Lübnan for şı sorumlu değildir, kabi­ mülünün kapsamına alın­ ne sorumludur. Cumhur - ması demek değildir. Çün başkam kab’ne toplantı - kü Filistinli ve Arapların lanna başkanlık eder göçmenlerin anayurtları Gene "Ulusal teşkilât"a na dönmesinde İsrar etme göre Silâhlı Kuvvetler Ko leri herhangi bir ilhakı, mutanı Maronî Hristiyan reddetmektedir. lanndan olup hükümete Filistin meseleleri ile il bağlıdır. gili üst seviyede bir komite Geçen sene Mayıs ayın halen çalışmakta ve Lüb da Filistin Komandolanynan hükümeti ile irtibat te le ilgili kriz şurasında Sün min emektedir. Daha zor nî liderler 'güç paylaşma’ politika sorunları çıktığın­ meselesini ortaya çıkara da Filistinlilerin Lideri rak birçok yetkilerin Cum Yassir Arafat ile Lübnan hurbaşkammn elinde top Başbakanı arasında te­ 1andığından yakınmış maslar yapılmaktadır lardır. Bunun üzerine daha ye Financial Times Yatsam dizlerijnde uyusam Kapıdan koşup kollarına atılsam Babam yalnızım yalnızım babam Kıyma bizlere kurbanın olam Saçımı okşayıp şefkatle san lsan bana Öyle muhtacım İd babam sana "Baba” diye bir kelime var ki ne tatlı H ayatta ilk tanıdığım anamdı, ve babamdı Tanrı ayırttı seni bizden baba Küçüktük daha doy anladıktı sana Çok gördü tanrım babam ı bile bana Sar beni ısıt şefkatle kollarında Duyuyormusun babam beni1 ha CösteT yüzünü bana bir daha İnan ki hiç darıltmam sepi baba Çok görme b an a şu zavallı kızma Gözümün yaşını dindiremiyorum Titriyorum babacığım üşüyorum Isıtmaz mısın beni baba Silmez misin gözlerimdeki yaşlan da Baba b ab a diye inlerken öleceğim Ölürken bile yalnız seni seveceğim Babam babam diye defterler dolduream Bu kelimenin güzelliğini sana Yazan: İşın İsmail IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIM K ıbrıs M üftülüğünden DUYURU Lapta, Ç atalköy, Arapköy, Vasilıı A yerm ola köy leri için im am dır. İm am et yap abileceklerin yazılı o la ra k K ıbrıs Müftülüğü a tleri rica olunur. M a a ş tatm in kârd ır. Ek bilgi K ıbrıs ed ileb ilir. U Y S A L KİTABEVİNDEN MÜJDELER 1974 - Müftülüğünden temin ÜNİVERSİTE ADA YÜKSEK TAHSİLE GİTMEDEN ÖNCE TÜRKİYE'DE ÖĞRENİM İSİM Lİ KİTABI MUTLAKA GÖRÜNÜZ K ıb rıs'ta ve A nkara'da yapmanız g ereken işle ri, bütün üniversite akade­ m i ve yü ksek oku lların tanıtılm asını, yü zlerce yurt ad res ve telefon numa • ra sm ı, burs yönetm eliğini ve aradığı • nız h e r şey i bu kitap ta bulacak, kimse­ ye a k ıl d an ışm a lüzumunu hissetme • yeceksin iz.. "T Ü R K ! YEDE ÖĞRENİM KILAVU­ ZU ” Bozkurt G azetesi Ankara Muhabi ri ERGÜN AYDOĞAN tarafından titiz b ir ç a lışm a ile ta m üç yılda sizin için hazırland ı. 75 DERS YILINDA OKUTULACAK ŞEHİT HÜSEYİN RUSO ORTA OKULU BAYRAKTAR ORTA OKULU TÜRK KIZ LİSESİ ORTA OKULU GÎRNE ANAFARTALAR ORTA OKULU TÜRK YAPI ENSTİTÜSÜ LEFKOŞA TÜRK KIZ LİSESİ LEFKOŞA TÜRK LİSESİ TÜRK MAARİF KOLLEJİNİN BUTUN KİTAPÇILARDA T am se t ders KİTABLARININ sa tışa çıktığım duyurur. 1974 MODASI MAĞAZAMIZDA M . KEMAL UYSAL ve ŞTİ. 1974 YILININ MODASI TE° V E L E V İS SE R T KOTLARIMIZ M ZAMIZA GELM İŞTİR. BEYAZ, AÇIK M AVİ, SARI, PE KIRM IZI VE AYRICA 15 RENKTE SÜETLERİMİZ 10 RENKTE, Çtî KADİFELERİMİZ İSE 8 RENKT PLASTİK ELDİVENLER MEVCUT g e z i n iz g ö r ü n ü z , ç a r ş id a g i MEYEN KRAL KOTLARIMIZA Kİ KILACAKSINIZ PARALIK TERMOSİFON FABRİKASINDAN H er m arka term osifonu GARANTİLİ olarak tam ir etm eye başladığım ızı sayın halkım ıza duyururuz. Adres K arababa A. No. 9 11 T el: 375 M"î MEHMET LEFKONUKL T el: 72642 40, A rasta Sok. Lefk SALI. 10 EYLÜL, 1974 ( B OZ K U R T ) SAYFA: 3 OBURLUK KARACİĞERİMİZİN BA Ş DÜŞMANIDIR Yazan : Dr. Adnan Cevat Birgetn Ü Ü Ü Ü Î I 'Î İ L k0rhusu " 'S '1’ , gerçekçilik KtPROS gazetesi birinci sahifesinin b a s u_ı.ı ö, lü n d i ytaralında vesı irinde ıçmde ve ve v*ırlrrrrıdoir: yakandaki başlık ^T o T ^ mn görüşmelere oturmakta n k a ç a u S S L T S Î r T dokuz sütu,n üstüne çerçe ? CKUX 8Ütu* başyazısuıdı Rum tarafı • ba?yazi8“ d° Hı Laiğini yazm na gelen yeni durum içinde Z Ü Ü Ü L Î ! ? ^ °* obnaıgmı yazmakta ve meyda U r r lm a d ıa lıu b i ’ lirtm p Vektedir. +«wU». rG' azeteT ___ . ^ r u Ş m e le C e kalmadığını belirtm n n .•ZİTu^meıer® oturmaktan başka çaresi şun.an yazmaktadır: "Biz cesaret ve azimle olabilmesi için - k i bunla ve aynı zam anda Kıbrıs so şunları bildirmektedir: olması gerek rununun daha önceki kri . ‘Subay oldukları anlaşı­ mektedir. Çünkü yann çok lan iki Tüıl< askeri, önceki tik dönüm noktalarında be geç olabilir— Atina ve Lef gün Peristerona’da M illî lirttiğimiz görüşlerin doğru koşadaki sorumlu liderlik Muhafız Ordusu tarafından çıkmasının verdiği hakla sorumluluk korkusundan tutuklanmışlardır. Tutuk konuşuyoruz. Plâza raporu sıyrılmak azami ve realizm lananlar sivil giyinmişti, nun tamamıyle kabul edil­ göstermelidir. Eleştirileri ve özel bir araba ile seyahat mesi gerektiğini, tüm Elen suçlamaları kabule hazır ediyorlardı. Bu herhalde dünyasında ilk defa öne olmalıdır. Neticede haklı bölgeyi gözetlemek için süren bizdik- Atinada Pa çıkacağından ve Elenizmin yapılan bir keşif seyahati pandreu ve Lefkoşada Ma minnettarlığına mazhar ola idi. karios, oyalayıcı bir taktik cağından emin olabilir. İki Türk tutuklandıkları izleyerek raporun olumlu zaman veteriner oldukları­ ve olumsuz noktalarından İHTAR nı ve Omorfo bölgesinde söz ederken bizim sesimizi ALÎTHIA gazetesi yuka­ hastalanan hayvanlan mu duyan olmamış ve kuş k a­ rıdaki başlık altındaki bir ayeneye çağrıldıklarını id ­ festen uçmuştu. B aşk a bir yorumunda şunlan yazmak dia e tm işle rd ir/’ dönem noktasında biz Zü - tadır: rih andlaşm asına dönülme­ Bazı haberlere göre, İn KEŞİF UÇUŞLARI si hakkındaki Türk görüşü giliz üs makamlan Limasol YAPILACAK nü desteklemiştik. Çünkü kasabası THARROS gazetesinin ile köylerinin Gönyeli kantonunun ve Türklerini Ağrotur üssünde AP Ajansına atfen verdiği diğer kantonların varlığın - toplamaktadırlar. Ankara kaynaklı bir habe­ dan ve sürekli bir şekil aİngiliz dostlarımız, mer - re göre, Türk hükümet çev lacağından korkuyorduk. Fa hamet duygulan ile tema . releri, MİLLİYET gazetesi kat bizim Türk görüşünü yüz etmiş insanlar değiller ne verdikleri bir demeçte, desteklememiz, kendi res - dir. Komşuna yardım et Türk uçaklarının Kıbrıs ü mi çevremiz tarafından a • darbımeseline hiç önem ver zerinde keşif uçuşları y a ­ açıklamışlar layla karşılanmıştı. Daha mezler. Dolayısıyle onların pacaklarını sonra biz Toplum lararası bu hareketinin politik bir dır. Yunanistan'ın Kıbrıs’a görüşmelerde bir an önce ard niyete dayandığı şüp silâh göndermekte olduğu yolunda haberler alındığı bir anlaşm aya vanlm asj ge hesizdir. nı belirten Türk Hükümet rektiğine işaret ettik. Bizi Amerikalılarla birlikte bu çevreleri, keşif uçuşları • hain olarak dam galadılar,. günkü trajedimizin teşvik­ nın, söz konusu haberlerin Bize bağımsızlık düşkünü çileri durumunda olan İn­ doğruluk derecesini sapta­ dediler Fakat o zaman bize giliz dostlanmız, yalnız mak için yapılacağını be bu şekilde hakaret eden­ Rum değil, Türk göçmenle lirtm işler, bu arada, Ada ler, neticede Kıbnsın b aşı­ rinin de bulunduğu hakkın­ nın Güneyindeki Türklerin na felâket getirdiler. Biz, da Türkler tarafından öne akibetinin de tesbit edilme yeni bir Küçük A sy a felâ­ sürülen iddialan doğru çı sine çalışılacağını söyle • ketinden söz ettiğimiz za - karmak çabası içinde midir mişlerdir. Yalnız keşif u man dem agoglar bize kor ler? Yoksa Türk işgal böl - çuşlarmın ne zaman başlıkak demişlerdi. yacağı açıklanmamıştır. gelerinde Rum göçmenler Görülüyor ki en sonunda den boşalan yerlere Türkle bizim söylediklerimiz doğ - rin yerleştirilmesi am acı mı AN A YASA SORUNU DA GÖRÜŞÜLDÜ MÜ? ru çıktı. Şimdi bunun verdi güdülmektedir. KİPROS gazetesi, aşağı­ ği hakla, Rum liderliğinden Eğer îngilizlerin rolü bu vermektedir: istediğimiz birşey vardır- ise bu demektir ki tgilizler daki haberi “ Birleşmiş M illetler çev Lefkoşa ve Atinadan istedi bir kez daha pis bir rol oy ğimiz şey sorumluluk korku namaktadırlar- Sabrımızın releri tarafından açıklandı­ geçen Cuma sunu bir yana bırakıp ger tükendiğini bilmelerinde fay ğına göre, günü Klerides ile Denktaş da vardır. çekçilik göstermeleridir. Dürüst insanlar olarak arasında yapılan uzun gö­ rüşmede, yalnız insancıl so Bugün Kıbnsta m eydana Ingilizlere ihtar etmek iste­ runların görüşülmesi ile gelen durum içinde görüş riz ki eğer oynadıkları rol yetinilmemiş, fakat Ada’nın bu ise bunu pahalıya öde me fikrini reddedemeyiz. Anayasal geleceği üzerin Bizim için son derece olum yeceklerdıir. Çünkü bu tak de de görüş teatisinde bu­ suz şartlar içinde görüşme­ dirde her Kıbnslı bir Kana lunulmuştur. lere oturacağımız doğru - ris, bir fedai olacaktır. O za B.M. Genel Sekreterinin dur. Fakat başka çaremiz m an da K ıbnsta ne üsleri Kıbrıs özel Temsilcisi ne de kendileri ayakta ka VVeckmann, bu hususta Ge­ yoktur. Görüşme m asasına ka­ labileceklerdir- Dünyanın nel Sekreter VValdheim’a yıtsız şartsız oturalım demi neresinde olursa olsunlar bir mesaj göndermiştir. yoruz A ncak bu m asadan kendilerine rahat yüzü gös Bilindiği gibi VVeckmann, İntikamımız söz konusu görüşmede ha­ uzak kalam ayacağım ızı da termeyeceğiz. kendilerini her yerde kova zır bulunmaktaydı.” kabul etmeliyiz. Şimdiye kadar her türlü layacakhr. Bundan emin federatif çözüm şeklini red olabilirler. Zaten Kıbnslının TÜRKİYE’NİN TUTUM U THARROS gazetesi, AP dediyorduk. Türkler karşı­ ne demek olduğu hususun­ sında işlediğimiz hatalar da kendilerinin de acı tec Ajansına atfen verdiği An­ kara kaynaklı bir haberde ve gösterdiğimiz acizlikler rübeleri vardırşunları bildirmektedir: bu tutumumuzu yeniden “ Büyük sayıda Türk a s ­ gözden geçirm eye bizi mec HAVA ALANINDA kerinin Kıbrıs'tan çekilme­ bur etmektedir. Cumhurbaş YAĞMA sini öngören bir İngiliz - AAL1TH1A gazetesi baş • kanı Klerides bazı şartlarla merikan plânının Türkiye istisnasız bütün mümkün ka bir yorumunda Lefkoşa tarafından kabul edildiği Hava alanında kafeteryası çözüm şekillerini görüşme yolundaki haberler, Türk ye hazır olduğumuzu söyle bulunan bir Rum un, ka - hükümeti tarafından res­ mistir. Kleridesin bu nokta fetaryasını ziyarete gittiğin men yalanlanmıştır. Bunun­ da gösterdiği cesaret kredi de bütün mobilyesinin yağ la beraber, Ankara'da iyi m a edildiğini gördüğünü sine kaydedilecek bir şey­ haber alan kaynaklar, Kib­ belirtmekte ve şöyle demek dirrisin geleceği üzerinde Yu Göçmenlerin güvenlik tedir: nanistanla yeni görüşmele­ "Bildiğimiz kadan hava içinde evlerine dönmelerim rin açılmasını mümkün kıl­ alanı. Barış Gücü askerleri sağlamak için görüşmeye mak için, Türkiye'nin, Kıb nin kontrolü altındadır. Bu rıs’taki askerlerinden bir oturmamız gerekmektedir. askerler, kimsenin alana kısmını geri çkemeyi dü Bunım başka bir alternati­ müsaade etme şünmekte olduğunu b ild ir­ fi var mıdır? Göçmenler Ah girmesine inektedirler. Dolayısıye e mişlerdir. Bu kaynaklara na ormanında kalsınlar da ğer gerçekten yağmacılık göre, Başbakan Ecevit, bu Lâmaka, Limasol ve Baf olmuşsa bu demektir ki bu konuyu Dışişleri Bakanı Gü Türkieri ve belki de Türki gibi islere girişenler yalmz neş’le görüşecektir. Gü yeden getirilecek diğer bin Türk işgalcileri değildir. Ne ferce Türk, Rum k asab ala - demek istediğimizi arif olan neş, Kuzey Afrika ülkeleri­ ne yapmakta olduğu ziya na ve köylerine mi taşın reti yarıda keserek, Anka­ anlar-.” sınlar? Eğer Kıbrıs Türkieri ra’ya dönmüş bulunmakta­ ile s a m im î bir işbirliği P ° TUTUKLANAN İKİ TÜRK dır. ütikası izleyecek olursak, Bu arada Türkiye Başba­ THARROS gazetesi, aşa­ biz Türklerle beraberce Y a kanı Ecevit, Türk askerle­ şama mı ?! n mümkün ve ge ğıdaki haberi vermekte - rinin çekilmesi konusunu rekli olduğuna ötedenberi Rum bölgelerindeki Türkle inanmaktayız, gün gelecek d' “ Bir Türk Yüzbaşısı ile rin, Türk kontrolündeki böl bugün inşasını kabule mec şoförü, dün Peristerona - gelere nakledilmesi konu M illî Muhafız Ordusu su ile birlikte mütalâa e t ­ hur olduğumuz ayrılık du - da varlan yıkılacaktır. Burnu - tarafından kuru'an bir yol mektedir. tu^ktenmışmuzun az ötesini de göre - barikatında ö te yandan, Reuter A lardır. öğrendiğimize göre, Hm artıkk.. G eleceğin geti jansının bildirdiğine göre, receği şartlan düşünelim- -,u jki Türk askeri. G ram - Kıbrıs Türk lideri Denktaş, mer School bölgesinden İngiltere’den, Piskobu Ingi­ Fransanm, uğrunda yoğun Omorfo’ya gitmek için b r liz üssünde bulunan 10,000 hir şekilde çalıştığı birleşik rip le yola çıkmışlardı. Mil- Türk’ün Türkiye’ye nakle Avrupayı düşünün. G elece ı* Muhafız Ordusunun Aka ğin Avrupası, bizim bugün ' a Mve Koççino Drimitya’da- dilmesini istemiş ve Ingil küçük yurdumuzda inşa et k f yol barikatlarında durdu­ tere'nin bunu kabul etme­ si halinde, Türkiye’nin, bu meye mecbur kaldığımız rulmadan geçen as Türkieri, uçak veya gemi duvarları süpürecektir.. Ye b^ ' ktutuk . lerle Türkiye'ye nakletme ter ki biz bugünkü acı tec Peristerona durdurulmuşlar ve tut ye veya nakliyat masrafla­ hibelerimize bakarak ken­ rını ödemeye hazır oldu dimize doğru bir yol çize - '3 öte^ yandan PATRlS ga lim . Ancak z e te s l. aynı olay hakkında bütün bunların Şuna inanmalıyız kL in sanlar mezarlarım kendi dişleri İle kazıyorlar. Ormanlarda sürünen Af rikah vahşi ile modem dünyanın rahat insanı ara sında bir sağlık yarışma­ sı tertib edilse emin olun ki en düşük neticeyi gene bizler alınz. Medeniyetin tıbba sağladığı yardımlar yanında bünyemize sok tuğu kötülükleri de hesab edince gidip ilkel kabile ler arasında yaşay aca ğım geliyor Yemeği bir ilim konusu haline sokarak usta ahçıla n istismar eden bizler ina nın ki bünyemizin ilk düş inanlarıyız. Yemek konu sunda "Azı karar, çoğu zarar’ prensibine kulak asm ayarak kaşık nü kâfil bulmadan adeta tabağın içine çömelenleri m iz az mıdır ? Ne yaparsanız tek bir elmayı yeme uğruna cen netten kovulmayı göze alan zayıf iradeli insanla n n soyundan geliyoruz. Asırlar boyunca zavallı mide ve bünyemizin gıda uğruna bizden çekmediği kalmamıştır. Zafer sar hoşluğunu, tıka basa ye­ diği mükellef ziyafet sofra 1arında kutlayan Ortaçağ şövalyesinin gıda siste mi hakkındaki ampirik dü şüncesi ile XX.. Yirminci yüzyılın midesin© düşkün insanı arasında ilerleyiş bakımından bir arpa bo yu fark görmüyorum. TİPİK BİR İFADE ZA’FI Zaman zaman kendime sorarım, oburluk hastalık mıdır? Evet!. Ruhiyatçıla nn dediği gibi gıdaya kar şı aşın düşkünlük tipik bir irade za’fmdan başka fliaiiailll|lltİI||||||||||||||||||||||||||||||||||||B||||||||||||1l||||i||u|uv||fl||||||,|, göre, bir İngiliz sözcüsü, İngiliz Yüksek Komiserliği Denktaş’ın bu konuda önce ki gün bir mektup alındığı­ nı doğrulamış ve mektubun İncelenmekte olduğunu be­ lirtm iştir. Reuter’in ayrıca iyi haber alan kaynaklara atfen bildirdiğine göre, Denktaş’ın mektubunun, yarın Londra’da Ingiliz Dış­ işleri Bakanı Callaghan’ın başkanlığında yapılacak o lan bir toplpantıda da in ­ celenmesi beklenmekte dir. Bilindiği gibi bu top lantıya, İngiltere’nin, Lef koşa, Atina ve Ankara'da ki diplomatik misyon şef leri katılacaklardır.” RUSYA, KANADA VE BULGARİSTAN Rum gazetelerinin Sof ya kaynaklı ajans haberle­ rine atfen bildirdiklerine göre, Sovyetler Birliği Cum hurbaşkanı Nikolai Podgorny, Sofya'da yaptığı bir ko­ nuşmada, Kıbrıs ile iigjli Sovyet teklifini tekrarla­ mış ve Sovyetler Birliğinin Kıbrıs’ın içişlerine dışarı dan yapılan müdahalelere son verilmesini istediğini söylemiştir. Öte yandan Bulgaristan Başbakanı Todorov, Bulga ristan’ın Kıbrıs sorununun Birleşmşi M illetler pren­ siplerine uygun bir çözüm şekline bağlanmasını d e s­ teklediğini yeniden teyidetmiştir. Todorov, Kıbrıs s o ­ rununa bulunacak çözüm şeklinin, Kıbrıs Cumhuri yetinin bağımsızlık, ege­ menlik ve toprak bütünlü­ ğünü teminat altına almaşı gerektiğini söylemiştir. Gazetelerin verdiği Ottawa kaynaklı başka bir ha­ bere göre, Kanada Hükû meti, Kıbrıs’ın bağımsızlık egemenlik ve. toprak bütün lüğünü desteklediğini y e ­ niden belirtm iştir, f .anada Başbakanı Trudeau, Yunan Kanada Dostluk Komitesi’ ne yazdığı bir mektupta, Kıbrıs sorununun, Ada’nın bağımsızlık, egemenlik ve toprak bütünlüğünü garan tileyen bir çözüm şekline bağlanması görüşünü des teklemiştir. TORNARIDES'İN DEMECİ ALİTHİA gazetesi aşağı­ daki haberi vermektedir: “ Türklerin işgal ettikleri bölgelerde narenciye ürü nünü toplayıp satmaya kal kışmalarını yorumlaması is tenen Başsavcı Tornarides şöyle demiştir: ‘Türklerin bu hareketi, herkesin saygı gösterdiği Devletler Hukuku prensiple rine aykırıdır. Bu, aynı za­ manda 1949 Cenevre Söz­ leşmesine de ters düşmek tedir. 1949 Cenevre Söz leşmesi, yabancı kuvvetle­ rin işgali altında bulunan ülkelerin sakinlerine ve gayrı menkul mallarına elkonulmasını kesinlikle y a ­ saklamaktadır. Bu konuya meşhur Nüenberg Mahke meşinde de değinilmişti. Mahkeme, böyle bir hare­ ketin en sert bir şekilde cezalandırabilecek bir suç teşkil ettiği sonucuma varmıştı.’ “ rafından bildirildiğine göre sayısı 6,000’i bulan tutsak­ ların mübadelesi işlemi, Türklerin çıkardıkları zor luklar yüzünden gecikmek­ tedir. Tutsakların derhal serbest bırakılmasını ön gören bir plân hazırlanma­ sı hususundaki anlaşmaya rağmen, kimlerin serbest bırakılacağı hususunda hâ­ lâ bir görüş birliğine varı­ lamamıştır. Söylendiğine göre, Denktaş, Klerides’e Türk ordusunun bu konu da ne düşündüğünün he­ nüz kendisine bildirilmediğini söylemiştir. Bu, Türk­ ler arasında kararların kim ler tarafından alındığını göstermektedir. Bütün ka­ rarlar, Türk Komutanları tarafından alınmaktadır. Denktaş, sadece kararların ileticisi durumundadır. Bu arada, parçalanmış ailelerin birleştirilmesi ko­ nusu, şimdilik rafa kaldırıl mıştır. Çünkü bunun yapı labilmesi için önce Kıb­ rıs sorununun siyasî bir çö züm şekline bağlanması gerekmektedir. Tutsakların mübadelesi konusu, dün Cumhurbaşka nı Klerides ile Kızılhaç tem silcisi Marti arasında gö rüşülmüştür.” KAÇAN RUMLAR PATRİS gazetesi birin ci sayfasında önemli ve geniş yer verdiği ve “ Skan dal’’ başlığı altında yayın­ ladığı bir haberde, birçok Rum gençlerinin, sahte bel geler düzenleyerek, ilgili Rum makamlarını aldattık­ larını ve Adadan kaçtıkla rını bildirmekte, şunları yazmaktadır: “ Son günlerde birçok gençler, M illî Mhuafız Or­ dusundan terhis edilerek, dışarı gitmek için gayrı meşrû metodlara başvur maktadırlar ki, bunlar ara­ sında dış ülkelerdeki üni versite ve kollejlere kayıt yaptırıldığını gösteren sah te belgeler düzenlenmesi de bulunmaktadır. Yetkili kaynalardan öğrendiğimi ze göre, tehlikede bulunan vatana karşı görevlerini yapmak istemeyen birçok açıkgöz' gençler, bu şekil­ de Ada’dan kaçmayı başar mışlardır. Bu kabul edilemlyecek duruma son vermek için, içişleri ve Savunma Bakan­ lığının derhal sert tedbir ler alması gerekmektedir. Sahte kayıt belgeleri dü zenleme oyununa son ver mek için, belgelerin foto kopilerini değil, fakat ori jinallerinin yetkili maka ma gösterilmesi şart koşulmalıdır. Bu arada Arap ülkelerin­ de tahsil yapan fakat tah sillerini tamamlamış du rumda olan bazı kimseler de eski öğrencilik belgele­ rini göstermek suretiyle terhis edilmeyi sağlamış lardır. Diğer birçok genç de, tahsile gidecek olanların terhisini öngören Kabine kararından yararlanmak I çin, bu kararın alındığı ta­ rihten sonra, çeşitli üni versitelere kayıt yaptırma­ ya koşmuşjardır. Bereket versin, bu duruma derhal TUTSAKLARIN son verilmiş ve söz konu MÜBADELESİ ALİTHİA gazetesi, baş - su Kabine kararından son ka bir haberinde şunları ra yaptırılan kayıtların ter­ his için geçerli olmayacağı bildirmektedir: “ Yabancı gazeteciler ta - açıklanmıştır. ğunu söylemiştir. Reuter'e YUNAN HÜKÜMETİ FRANSAYA GÜVENİYOR Yunanistanda sol kanat, dağılacak NATO'dan şim bir şey olamaz. tüm NATO tesislerini ve diden kendini çekmiştir. Tabiatın, bize her şeyi . , m . ^ yunan hükûme Amerikan askeri mevcudi ile ayarlı olarak teslim yetinin ülke sınırlarından şefliğinde doğa ettiği insan bünyesi belir dışan atılmasını İsrarla ta bir Avrupayı dü li bir gıda sistemine ve lep etmektedir. Basın ve ve plânlarım bu miktarına göre ayarlan • kamu oyunda, Yunanis yapmaktadır an mistir. Lüzumundan fazla tanda Amerikan varlığı için ne NATO’ yüldendi mi vaktinden ön nın 'işe yaramaz” olduğu Ameikayı karşı ce amiri icab eden hur­ fikri hakim, ancak hükû Bacak gücü kendile da makinelere döneriz. met kesin tavır takınmak­ bulamamaktadır, Ne kadar yapılsa, gene tan özellikle çekiniyor. Hü 'çok düşün, az bir tarafından mutlaka kûmet çevrelerinde şu an söyle'f politikasını uygula meşhur oburlan aksaklık da yenik insanların gurur bir yandan Ameri çıkanı. Tarihin meşhur ve ezikliği ile olayları bir yandan Sovyet • oburlan arasında yapılan [iğini, bir yandan başka türlü görme ve yo istatistiklerde 45— 50 ya upayı dikkatle izli rumlama durumu hakim şım geçenlere az rastla - bu yüzden Karamanlls hü nır. Sebep nedir biliyor rm Bülent Ece kûmeti şu sıralarda "çok musunuz İç organların düşün, az söyle' siyaseti - vitin |"NATO’nun Güney yağlanmasına bağlj has doğu kanadım biz doldu­ ni güderek mümkün oldu tahklar. ruruz'* sözünü ise Kara ğu kadar objektif tavır ta Aşın gıda ile beslenme manii# hükümeti şöyle de­ kınmaya ve Amerika ile nin verdiği zararladan en ğerlendirmektedir: hoşnutsuzluklarım son nok çok müteessir olan uzvu "Rusya boğazlar ve taya getirmemeye dikkat muz karaciğerimizdir. Bir açık denizler nedeniyle ediyorbaşka yazımda da belirt hiçbir zaman Türkiyeyi Yunanistanda "yoldaki tiğim gibi bu organın vü karşısına almak istemeye* kişi’ ise, tikesinin NATO ' cudumuzun armonisini te çektir. Amerikaya gelin • nun askeri kanadından çe min bakımından en ufak ce Türkiyeye bugün ver kümesini çok türlü yorum bir aksaklığa dahi taham diği değerden daha fazla luyor mülü yoktur. Eunu anla Halk tabakasının ço - sim vermek istem eyecek­ mak için kısaca karaciğe tir.’ ğunluğu son Kıbns krizin rin vazifelerine göz ata - den dolayı ister istemez Y unan hükümeti Türki ■ lım. Dünyadaki bütün gı­ Amerikayı karşısına al­ yenin terazilerin kafesin • dalar üç esas anna mad de iniş çıkışlar yapacağı mış ve NATOnun etkinli deden yapılmıştır. Şeker, nı beklemiyor am a taraf­ ğinden şüpheli NATOyu yağ ve protein. Hayatımı­ vazife göremez ve faydası sız olarak düşündüğünde zın drvamı bu üç esas kendilerine nazaran Tür olamaz bir organizasyon maddenin bünyemize ge kiyenin her yönden güçlü görüyor bu yüzden NA çirdiği değişikliklerden el TO'dan tamamen kopma1 olduğunu kabul ediyor. de edilen enerjiye bağlı - yı kendi ülke yağlanyle dır. İşte karaoiğer bu mad kavrulan bir ülke duru LE MONDE delerin kileri ve ilercisi - muna gelmeyi arzu edi - .i t t l l l l l t l l i l i lU lIlllllliltU U lItlIH IIIIIlIlllU IllA U llIl dir. Lüzumu olanım, iste yorlar... Köylü tabaka ise MEVLİT nilen miktarda vücudumu­ NATO’dan kopmayı ayni zun her köşesine kan va zamanda Avrupadan ay sıtası ile sevkeder. nhp Sovyetler Birliğinin Bu organımız ayni za nüfuz ve idaresine gir manda mahir bir kimya - mek olarak ifade ediyor gerdir de Bünyesindeki lar. minicik lâboratuvannda Yunanistanda bir grup yaşamamızı mümkün kı - da ülkelerini "ilkbaharda lan o kadar karışık kimya kasırga yüzünden yaprak sal olaylr cereyan eder ki larını döken .ancak he bunların bazılarım bugün men tekrardan çiçeklerini dahi çözmüş durumda de açmaya hazır ağaca ben ğiliz. zetiyorlar" onlara göre 1967 den beri askeri dikta KETON CİSİMLERİ kasırga ese Yunanistan aAşın yemek ve bilhas - ğaç gibidir şimdi hava 21 Temmuz 1974 açtı ve iklim değişti bu sa yağlı gıdaların fazla .Bilellede kahraman, yüzden Yunanistan bir alınması karaciğer hücre­ lerinde bir yağ tabakası - 'rejenorasyon’ devrinde - f i i l i l i |ı l m ı ı d d l L man Muştalanın temiz dir ve onların gerçek yeri mn toplanmasına sebeb ruhunun istirahatı için 12 Avrupa camiası içindir. olur ve bu durum onu Eylül 1974 Perşembe gün Ayni kimselere göre hakkıyle vazife yapmak­ Yunanistan Dokuzlar Av ö.s. saat 3.00 de Marmara ta meneder Kendisine ge len şahsi glikojen halinde ru pasının içine mutlak gi bölgesi IV. Sokak No. 38' deki kendi evimizde ckutu recektir. Böylece Avrupa depo edemez Zamanında giderek güçlenecek ve lacak mevlidi şerife dost harcaması lâzım gelen ve akrabaların iştiraki öz kendİBİne yeni bir ortak tok malzemelerinde azal savunma sistemi kunüa - lenir malar olur. Bizi yaşatan Ailesi çaktır- Yunanistan ilerde enerjiyi temin edecek maddeleri bulamayınca çaresizlik içinde kıvranıp doğru olmayan yollara sa par. Her ne pahasına olur sa olsun, vücudumuzu ha yatta tutubilmesi için bir takım tehlikeli kimya sal olaylara başvurur Bu işlemlerin sonunda mey­ dana gelen maddeler—tıp ta bunlara 'keton’ âsim leri denir— bizi ölümün kucağına götüren yegâne âmillerdir- Yağlanma se bebi ile armonisi kaybo lan karaciğerin sofra ima li de sekteye urcrr. Bağır saklarımızdaki yağlı gıda lann hazmına yardım eden bu önemli madde nin eksikliği, tedavisi müşkül diyereler doğurur. Gene ayni organda yapı lan K Vitamininin teşek külündeki duraklama, öl dürücü olabilen sebebsiz iç ve dış kanamalara yol açar. Hulâsa birbirini ta kib eden zincirleme bir hastalık tablosu ile har ab olur, gideriz BALLI AİLE GAZİNOSU s a y in m ü ş t e r il e r in in HİZMETİNE AÇILMIŞTIR lann günlük kalori ihtiya­ cı yaptıkları işin şekline göre 2000 ile 3000 arasın da değişir .En ağır işte ça kşan bir amele 3000 kalo riden fazla harcıyamaz, Şu halde ihtiyaçtan çok gıda alınırsa bu enerji­ ye çevrilmeyip vü cudumuzda yağ olarak depo edilecektir Bu depo­ nun çoğalması ile de bildi ğimiz şişmanlık daha doğrusu fuzuli bir hamal • lık meydana gelir. KALORİ M1KTAHLTARI Biraz da gıdalardaki ka lori miktarından bahset mek istiyorum- 100 gr. yağ sız et 158 kalori, yağlısı Diyeceksiniz ki; şu hal 245 kalori vtrir. Ayni ade aç kalalım da yukarı - ğırlığa eşit sucuktaki kalo daki feci akıbetlerden kur ri iktan 564’tür. 100 gr- ka tul alım Hayır sayın oku şar peyniri 248 kaloriye yuculanm. Gıdasızlık da muadildir. 100 gr- tereya ayni neticeleri doğurur.. ğı 900 kalori verirken ay O zaman da karaciğeri ni miktar meyva 95 kalo miz depolarını doldur ama ri eder. Kalori bakımın maktan şikâyetçidir. Gene dan en zayıf olan gıda şadedeceği malzemeyi bu lar taze sebze ve taze lamayınca bizi hastalığa meyvalardır. duçar edecek çarelere ko Bu kıymetleri gözönün şar. de tutarak gıdaları ayar • layıp şişmanlamamak ken Şu halde tek sıhhatli yol normal kapasitede di elinizdedir, Hatta şiş lüzumlu gıddalann alın mansanız zayıflamak için zarar verici ilâçlar yerine masıdır. Vücudumuz kendisine 1500—2000 kalorilik bir verilen yiyecek maddele - diyet tertib edip, sabah almam hafif jimnastik ha rini fermentlerin hormon ve vitaminlerin tesiri al­ roketleri yapmanız kâfi tında hazmederek ismine dir. Göreceksiniz kısa za­ 'metabolizma' denilen bir manda nomal kilonuza dö olay sonunda yakarak eneceksink nerjisi için lüzumlu olan Fazla şişmanlar hiçini kaloriyi temin eder, İnsan zaman tam sıhhatli olamazlar Etrafında topla nan y ığ tabakası ile ha reketi güçleşen kalb, za • m ala rorulur- Göbekteki insani rda diyaframu yu­ karı il diğinden, akciğer • ler taiyik altında kalarak solunum güçleşir, kabızlı ğa ve fıtığa meyil artar. Organizmadan meydana gelen fazla kollesterin se bebiyle damarlar erken den sertleşir. Tansiyon yükseklere çıkar Safra ke larda teşekkül eder. Faz la terlemeden dolayı deri de kaşıntılı dermatozlar başlar. Her türlü hastalığa karşı mukavemetleri lir. Şişmanlar arasın ker hastalığına daha sik rastlanır. Nihayet, şiş • manlann karaciğeı kifayetsi ""den muşta riptirler. Şu halde bu kadar teh Tikeli ağlarla sağlığımızı kıskıvrak satan oburluk" illetinden vkgeçelim . Sof radan aç d ef" tok kalka lım ama bu Çduk bize geceleri kâbı •*u rüyalar gördürecek kc ileri git meşin. Şunu bilin ki muhtaç o] duğumuz enerji dışındaki gıdalar, sizi eninde so nunda doktorunun zun ka pısına götürür. Tek hapla gıda sistemi ni halletme yolunu araşiti, ran bugünkü m ed eniye^ baş döndürücü süratine ayak uydurma istyorsak, lâpacı değil, çevik ve atle tik olmamız lâzımdır.. Hos ça kalın k . m » , » » . . . . . . . Peter H. De Jonge Basın toplantısı ; Usıianiana M donatılm 1 R7!111"11" m odern asına bağlı Güney’deki Türklerin güvenli­ ğinden B. Milletler sorumludur Kampaıya jelir kaynaklın ile desteklenecek Kayıtlı Rum işsizleri 70 binin üstünde ANKARA Türkiye Odalar Birliği Türk Silahlı Kuvvetleri ne yapılacak Bağışlar konusunda Ankara'da Oda ve Borsalarin başkanları mn da katıldığı bie•topfentı yap mıştıî. Türkiye O d a * r B irliği Yönetim Kurulu Başl«nı Sezai Dıblan. toplantıyı açtfrken yap tığı konuşmada, hur »e bağım sız yaşayabilmenin ançak Türk Silahlı Kuvvetlerinin f modern silahladla donatılması ve dışa ERBAKAN KIBRIS HAREKATI MİLLE­ TİN İSTEĞİDİR" DEDİ ANKARA Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan "İçinde bulunduğumuz. günler, Milletçe birlik ve beraberlik İçinde yurdumuza hizmet günle ridir. Bu günler Partizanlık gün leri değildir, demiştir önceki gece Izrrir Atatürk Spor Salo­ nunda yaptığı konuşmada Erla kan, Kıbrıs'a müdahale kararı alınırken, Türk milletinin? emri ne uyduklarını belirtmiş ve şunları söylemiştir: "Hükümet olarak Kıbrıs'a müdahale kararı alırken, kalbi­ mizde bütün milletimizin ne istediğini duyuyorduk. Bugün de Milletimizin ne istidlğini kalbimizde duyuyoruz." 1 tir. Ti, . ,HEN° Z YETERSİZ I. Kuvvetleree veniÜSÜnÜn S,lah d?m?llyle toplanmış olan yar dunların henüz milli harp san-, yinın kurulması için y e te r in i madiğini bildirm iştir. Dıblan bugune kadar yapılan bağışla le?i Rm'nda î üuk Sllâhh Kuvvet ekli «mne dahü büyük ve sü ekli emrine daha büyük ve sürekli kaynakların öncelikle mıştmnrraSI gerektlÖ>ni anlat fa yapılan bağışların yeterli ol madığına değinerek Milli Harp Sanayiinin kurulması ve geliş­ tirilm esi için b e lirli gelir kayHaklarına İhtiyaç olduğu görü Şüne birleşmişlerdir. Türkiye Odalar Birliği Yönetim Kurulu’ nun Hür teşebbüsün Türk SI lahlı Kuvvetlerine yapacağı yar dımları belirleyen teklifi top (Birinci sayfadan devam) YENİ VAKIF Toplantıda konuşan Türk Ka VakS Güçlendlrme Vattı Gene| Müdürü Tümgene ra Turhan Olcay tuğ, yeni kuCett" ,Vakf,n' Türk Silahlı Kuv vetlerı mn güçlendirmesi anla­ mına da geldiğini söylemiştir. Tümgeneral Olcaytuğ. Türkiye' ce Harp Sanayiinin kurulma * ' r ç*?.B?rekl1 yan sanayiinin var olduğunu belirterek, kısa ®u5®.de. h.a rP sanayiine dönüşmenin kolay olacağını anlatmış ÖNEMLİ KARAR ★ Öteki konuşmacılar, Kara, 22 gündür hisar taşla­ Deniz ve Hava Kuvvetleri'nl rında, yollarda, toprak Güçlendirmek amacıyle kurulan içlerinde yatıyor Müca vakıfların birleştirilmesi görü hit. Göçmenler okullara şünü savunmuşlardır. Konuşma cıar bugüne kadar her üç vak dağılmışlar. Yiyecek sı inilin I i l i l i irin i ■„ım-,ııı«wı.ı|.ıiınınıınııınıl|lıi ıın,naM,M1Wı>ıı,nwmlıl ,l,,ı>M>„ „ „ nwlllll,llllll,tllMll,ll,l[,.MtM„1MIMMMI1,ımıl.>ltlt|)f Kıbrıs'la Yamalıya en geçerli cevap verildi İzmir’in Kurtuluşunun 52’nci Yıldönümü Törenlerle Kutlandı İZMİR: İzmir'in Düşman işgaltiden kurtuluşunun 52. yıldönümü tö tenlerle kutlanmıştır. Kurtuluş yıldönümü törenlerinden ilki saat 08.00 de Atatürk'ün Kurtu luş günü İzmir'e ilk girişinde b ir 5*ire.dmlenjligi Bel kafiyede yapılmıştır. Saat 08 30’da da Halkapınar'daki şehitlikte b ir tören düzenlenmiştir. Törenler de İstiklâl Marşı ile göndere bayrak çekilmiş ve saygı duru şunda bulunulmuştur KIBRIS VE İZMİR Verilen habere göre, tören lerde yapılan konuşmalarda İz m ir’in düşman işgalinden kurta nlışının önemi üzerinde durulGazeteci Haşan Tahsin’in Anıtı muştur. Konak alanında Şehit önünde saat 10.00’da başlayan tören sırasında İzmir'in 9 Eylül 1922‘de kurtarılışında olduğu gibi süvari birliklerinin şehre girişi canlandırılmıştır. Halkapınar ve Basmane yönlerinden gelen süvari birlikler. Konak alanında birleşm işlerdir. Süva­ ri birliği komutanı Konak alanı­ na girişinde göğsünde taşıdığı Türk bayrağını göglere çekmiş tir. Bu sırada alanda bulunan binlerce kişi coşkun sevgi gös- Mazur terinde bulunmuştur. KIBRIS VAHŞETİ İzmir Belediye Başkanı tören de yaptığı konuşmada 9 Eylül ün öneminin bugün Kıbrıs’da görülen vahşeti bir kez daha belirginleştiğini söylemiştir. Alyanak 9 Eylül'ün Türk toplu muna şimdi Kıbrıs'da olduğu gibi yavaş yavaş imha etmek çabası gösterenlere verilen en geçerli cevap olduğunu kaydet­ miştir. İzm ir’in düşman işgalin den kurtuluşunun 52. yıldönü münü kutlama törenlerine öğle den sonra ve gece de devam edilmiştir. lı>•ıı•u■ııııı■ıı■ıt■ıı•ııııı•ıı•ıı•,ı■ııııı•ınu■H■u•ıı•ııı iıiBiıaMiıtaııiriiııaııtMBiıiMit|«niıı*H|ı'i"i"i"ai!iii I görülemeyecek pot Louis-Weckman Uluslararası Hukukla çelişkiye düştü ANKARA (iye Barolar birliği Jk Eren, Birleşrjiş nel Sekreteri ıln 3zel Temsilcili başka M illet Kıbrıs Weck- mann’ın, K ıbns’da Rumların giriştiği katliamlardan sözeder ken “ çarpışmalar sırasında böy le şeylerin olabileceği" yolun daki sözlerinin Uluslararası hu TEŞEKKÜR k sevgili «tan ve sevgili babamızın olumu betiyle, baş »ağlığı dileyen, cenazesine iştirak m dost ve akrabalara teşekkür ederiz. AİLESİ: E şi: EMİNE M . RECEP K u lan : NEDİME KEMAL VEDİA BARUT NEVİN G. ERDÎL D am atları: KEMAL ALİ GALİP EHD1L duyuru ıaçlarında kullanılmak üze S r üyeliğimize s k s r başvurma s ş . ? z a t rica ederiz. , LOKANTASI ■ SAHİLLERİNDE e r te s in d e n t g g j y j le v e a k şa m serv islerin lantıya katılanlarca kabul edil­ miştir. KaL-ul edilen teklife gö re, Odalar Birliği kaynaklarıy le, Oda ve Borsalar kaynakların dan 4 yıl süreyle Türk Silahlı Kuvvetlerine yardım yapılacak tır. Bu kaynaklardan dört yıl sonunda 1 m ilyar TL yakın ye lir elde edilmesi beklenmekte­ dir. LEFKOŞA — ÖZEL: Incelerrelerde bulunmak üze re Kıbrıs'a gelmiş olan Uluslar arası Hür İşçi Sendikaları Kon­ federasyonu Temsilcisi Peter H. De Jonge, dün Saray Otel’ de tertiplediği basın toplantı sında, Güney'de bulunan Türklerln can ve mal güvenliğinin sağlanması görevini Birleşmiş M illetler Barış Gücüne ait oldu ğunu söylemiş, ancak bu kuv vetin etkili rol oynayamaması nın nedenlerini bilmediğini açık lamıştır. Kıbnsa, durumu taraf sız bir gözle incelemek üzere TÜRK EVLERİ ŞİLTELERİNE VARINCAYA KADAR SOYULUYORDU Mehmetçik köyü mucize ter yaratmış civar Rum köylerini susturmuştu. Kaleburnu sağlamdı. Sa­ dece Kilitkaya, Topçu köy, Ergazi bu arada Çatoz sıkıştırılmıştı.. Bu köylerden esirlerimiz vardı. Radyoların gün lük tüm ajans haberle rini tam tamına dinliyor­ duk.. 14 Ağustos'a doğru artık ikinci bir çatışma­ nın kaçınılmazlığı kafa •• miza yerleşmişti. kuka aykırı mlştir. düştüğünü bildir MAZUR GÖRÜLEMEZ Faruk Eren, devletlerin 1949 yılında Cenevre’de imzalanan antlaşmalarda sivillerin, yaşlı­ ların, çocukların, kadınların ko runması yolunda taahhütler üs lendiklerini hatırlatarak, Weck mann’ın vahşet olaylarını kına­ mak yerine olağanlığını belir­ ten sözlerinin Birleşmiş Millet­ le rin dayandığı esaslara aykırı düştüğünü söylemiştir. Türkiye Barolar Birliği Başkanı, Birleş miş M ille tle r Genel Sekreteri’ nln Kıbrıs’daki Özel Temsilcisi nin İlluslararasmda kesin so­ nuca varmış bu çabalardan ha­ bersiz kalmasının mazur görü­ lemeyeceğini belirtmiştir. ESEN’İN TELGRAFI Uluslararası hukukçular Bir liği Türkiye şübesi başkanı Pro fesör Bülent Nuri Esen de Kıb rıs'da Rum kesiminde Türklere karşı işlenen soy söndürme ey lemlerlnin, akıl almaz cinayet lerln, işkencelerin ve insanlık dışı davranışların sona erdiril meşini istemiştir. Profesör Esen, Birliğin Cenevre’deki mer kezine gönderdiği telgrafta, bu nun sağlanamaması halinde in sanlığının geleceğinin ve insan haklarının korunmasının tehll keye gireceğini söylemiştir. Bü­ lent Nuri Esen, Uluslararası Hukukçular birliğinden Kıbrıs Rumları'mn Türklere karşı uy guladıklarj insanlık dışı eylem İere dünya kamu oyunun dlkka tini çekmek konusunda Türki­ ye’ye yardımcı olmasını iste­ miştir. DOĞUM SEVAL ile KAZIM KAMİL Oğulları YAŞAR KAMIL'ln doğu­ munu akraba ve dostlarına müj­ delerler. Himmet Doğum Kliniği 9.9.1974 LEFKOŞA kıntısı güngünden artı yor. Mücahit yeniden kı­ zağa çekiliyor. Uzun saç­ lıların saçı kesiliyor. Ya­ naşık düzen talimleri... H.H. Üt JONUb geldiğini belirten De Jonge. adanın gerek kuzey, gerekse güney kesimlerinde ekonominin tamamen durduğunu kaydetmiş, "Rumların göçmen kamplarını ziyaret ettim. Durumları iyi de ğildir. Ama Türk tarafındaki göçmenlerin durumu da ayni­ d ir” demiştir. 70 BİN RUM İŞSİZ VAR De Jonge, Kıbrıs sorununa geçici değil, nihai bir çözüm şekli bulunması gereğine İşaret etmiş, nihai çözüm şekli bulu nuncaya kadar insancıl sorun­ ların çözümlenmesin,ıı, insani bir görev olduğunu hatırlat­ Osman Örek dikkati mıştır, Uluslararası Hür İşçi Sendikaları Konfederasyonu Temsilcisi Lir soru üzerine, Rum tarafındaki kayıtlı işsiz sayısının 70 binin üzerinde ol­ duğunu açıklamıştır. De Jonge, Kıbrıs'taki temaslarım tamam’ lamasından sonra Türk — İş yetkilileriyle görüşmelerde bu lunmak üzere Ankara'ya gidece ğini belirtmiş, Güney'de kalan Türklerin çoğunun işet sınıfına dahil olduğu ve bu insanların güvenliği İçin tedbirler alınıp alınmayacağına ilişkin bir soru üzerine, "Bu benim teşkilâtı­ mın görevi değildir” demiştir. çekiyor l l i l i n u r u a i l l l l i u i u i i j i u i l i i j ı l ı ı ı ı ı a ı ı ı ı ı n ı ı ı ı m ı , ,,,,! DİBLOMA KAYBI 3 Ağustos 1974 CUMARTESİ yaptı: Lefkoşa Türk lisesinden 1971 — 1972 döneminde aldığım diplomamı kay bettim yenisini alacağım­ dan eskisinin hükmü kal­ madığım duyururum. ZEKİ GAZİOĞLU Rumlar B.M. Göçmen Sorunları Kuruluşunu ele geçirmek istiyor Nikos Sampson güldü rüyor bizi. Enosis’in an cak yüz hatta 300 yıl sonra gerçekleşebilece ğini söyledi. Ve Cum­ liltlllllllflıllllü IIIIJIImumi lllll !I|lIIIIJl|l |ll||l |,l | LEFKOŞA: tekelleri altına almak gayret­ Bu haberde Kıbrıs'ın Kuzey Otonom Türk Yönetimi Sa­ hurbaşkanlığını zorla ka­ keşliğine girmiş bulunmakta­ bölgesinde görevlendirilen Bir DİBLOMA KAYBI vunma Bakanı Osman Örek, dır. leşmiş Milletler Göçmenler Ko bul ettiğini belirtti. - 1967 ders yılında Lefko­ CYPRUS MAİL gazetesinde ya­ Hatırlanacağı gibi Rumla!.mlseri Sayın Sadrettin Ağa Rum halkı işte böyle şa1966 Türk Lisesinden almış oldu­ yınlanan bir yazı üzerine, Rurogeçmiş on bir yılda UNDP diye Han'ın Temsilcis ne bf< irtibat ne idüğü belirsiz h e rif­ ğum diplomamı kaybettim. Yeni­ la’ in Birleşmiş M illetler Göç­ bilinen Birleşmiş Mulletler memuru takmakla Türk kontro­ lerin bokuna yandı. T ü r- sini alacağımdan eskisinin hük­ men Sorunları Kuruluşunun fa- kalkınma programı, tamamen lü altındaki bölgelerde bu ku­ aliyet ve yardımlarını tekelle­ kiyenin müdahalesi en mü yoktur. kendi tekellerine almışlar ve ruluşun faaliyetlerini sözde rine almak istediklerini söyle­ bu kuruluşun yalım larını Türk MUSTAFA REŞAT Rum Yönetmeni namına yapılı­ kuru kafalara, en inat be lllll|IIII||1HlUü|||||||,nJ ,||,„(| |,||||1||I|JlI||J|((1Jıij miştir. örek'in bu konuya İliş­ toplumunu ekonomik bakımdan yor havasını yaratmak İstemiş­ yinlere bile aklı selim kin beyanatı şöyledir: lerdir. çökertmek için bir araç olarak girmesi ve mevzilenmegetirm iştir. Demek ki “ Birleşmiş Milletler Göçmen kullanmak siyasetini izlemiş­ Böyle bir du'ıumun geçmiş Si Rumları iyicene kız yıllardır Rum bu adada lerdir. ler Yüksek Komiseri Prens Şad on b r yıl zarfında mücadele­ dırdı. Nitekim üç kez rettln Ağa Hani'ın Kıbrıs'taki Şimdi bu dönemde daha Rum mizden de anlaşılacağı gibi, bu gerçeği arıyor, bu tarafının ayni kötü siyasetten özellikle şimdiki dönemde ta­ Birleşmiş M illetler as­ faaliyetleri malûmdur. gerçeği istiyordu.. Rum tarafı geçmiş on bir rafımızdan hoş karşılanmayaca vazgeçmediği dün, Rum malı kerlerini limana girmek­ yılda olduğu gibi Birleşmiş Mil bir gazetede (Cyprus Mali) çı­ ğını ve kabul görmlyeceğlni ten meneden Polonya 4 Ağustos 1974 letfer’e bağlı bu kuruluşun fa­ kan bir habeUden anlaşılmakta­ herkesin şimdiden bilmes nde kampıyle maruf Rum PAZAR dır. aliyet ve yardımlarını da kendi bir yanar vardır." kampı askerleri durum lliaillll|liailllllllBIIIIIIIIII»lliailBliailRtlllllliaBaRaM >(ltlim iiaiianaiiaiiaiiaiianiliailBliail|liailBIIR U anBIIBItRliauaillliaiiauaiiaiiaillillliaiia»atiailBII|ttaifaiiailltiaiiail| Bugün Lefkoşa'darı üzerine hemen Barış Gü sonra Mağusa’da da me cü zırhlılarını limana Ye­ mur ve işçilere ödeme ni kapıdan sokuverdiler. yapıldı. Sadece bir hu İsveç Kontenjanına bağ­ sus var kafamızı burgu lı zırhlılar mitralyözleri gibi delen. Satış yerleri ni hisarlara doğru çevir­ satışlarından tek kuruş diler. Türklerin liman­ luk fedakârlık yapmıyor. dan çekilmesini istiyor Kahvelerde kahve hâlâ lar. yedi kuruş. Kazançlar a Bu adamlar utanmıyor Iış gücünün kalmadığı gerçekten. Bir yandan bir ortamda nâmütenahi Rum saldıracak, vuracak devam ediyor. Ekmek, öldürecek, yakıp yıka­ un dağıtımı Yönetimden ANKARA gereken b ir sorundur. Müzake­ yor. Kıbrıs'da iki toplumun İlde cak. Bir yandan Barış olduğu halde olaylar baş Rumlar Kıbrıs'ın bazı kesim­ relerin başlamasının gecikme rl arasında yapılmaya başlayan Gücü bu düşmanın ya - lerinde Türkleri esir tutmaya si, bu insani sorunlara çözüm görüşmelerin süratle bu sorun­ lamadan önce Rum tara­ nında mitralyözlerini devam etmektedirler. Anka bulunmasını da ister istemez lara bir çözüm bulunmasını di­ fının saptadığı biçimde Türklere karşı çevirip ajansı muhabirleri isviçreli ol­ güçleştirmiş ve geciktirmiş olu liyorum” . 13 ve 18 kuruştan satıh bildirerek Limasol'da tehditler savuracak. Ga­ duklarını yor.. ki esir kampında bulunan Türk liba Allahtan başka yar­ ler'le görüşmüşlerdir. Muhabir dımcımız kalmadı.. Yar - ler kamptaki esirlerin konuşma 5 Ağustos 1974 larını teype almışlardır. Esir dunlarına en çok ihtiyaç PAZARTESİ Türklerden Alpay Raşit kampta duyduğumuz Isveçlile Bugün Mağusa ilk kez ki durumu şöyle anlatmıştır: rin böylesine Türklere çarpışmalardan bu yana "Durumumuz çok parlak de­ silâh çevirmesi bekleni­ ğildir. Artık iyi günlerin bizler hareketli günlerinden bi LEFKOŞA: için geleceğine ümitliyiz. Türki lir bir davranış değildi. rini yaşadı. Olaylar şu Rum Yönetimi Başkanı Glâfkos Kliridis dûn verdiği bir ye’nin gücüne inanıyoruz. Me Biz onlardan yardım is­ şekilde gelişti: demeçte, adadaki Ingiliz üslerine sığınan 10,000 Türk göçme­ şakkata alışmış durumdayız. Bü teyip canımızı, malımı - yüklerimizin artık kararlarını ninin Türkiye'ye gönderilmesi ile ilgili Türk plânının Rum tara­ — Eski limanla yeni zı kurtarmalarını sağlat- bekliyoruz. Bir an evvel bura- fınca kabul edilmesinin tamamen imkânsız olduğunu belirtmiş liman arasındaki gözet­ ve Türkiye'nin topraklarını göçmenimi için transit bir istasyon tıracağımıza onlar düş - danayrılmak için can atıyoruz. leme kulesinde çarpış Ailelerimizden hiçbir haber al olarak kullanmak istediğini, göçmenler Türikyeye nakledildikten manla üzerimize geliyor dığımız yok.” malardan bu yana mah •• sonra bunları yeniden gemilerle Kıbrıs’a göndereceğini ve böy­ lar. Dünya bu olayı nasıl sur kalmış üç dört Rum ECEVİT DUYGULANDI lelikle adada nüfus aktarmasını gerçekleştireceğini İddia et­ yorumlar belli değil.. Limasol'da esir tutulan Türkmiştir. askeri vardır. Bunlar Ma lerln banda alınan konuşmala Kliridis demecinde. Denktaş’ın adanın güneyinde Rum ğusa'ya elektrik akımı rı Başbakan Bülent Ecevit de kontrolündeki bölgelerde yaşayan Türklerin adanın kuzeyine İKİNCİ M AĞUSA verilmesi şartıyle ikmal­ dinlemiştir. Ecevit bu konuda Türk kontrolü altındaki bölgelere nakledilmelerinin kaçınılmaz MUHAREBELERİ lerini alıyorlardı. Daha şöyle demiştir: olduğu yolundaki sözlerine de değinmiş ve Rum tarafının buna "Kıbrıs’da esir durumda tu­ İkinci Cenevre konfe açıkça insanlık ölmedi hiçbir zaman izin vermeyeceklerini söylemiştir. ransı başarısızlığa uğru­ tulan bir kısım Türklerin kendi diyor, denizden ikmalle­ sesleriyle durumlarım Türk ka yor. Haberi sabahın geç rini yapmasına göz yu mu oyuna ulaştırma fırsatını saatlerinde alıyoruz. muluyordu. Ancak bu­ bağlamanızdan çok memnun ol dum. Bu konuşmaları teypten Günlerden 14 Ağustos gün ani bir kararla Lima­ Çarşamba.. Sabah yavaş ben de dinlerken çok duygulan na sızma yapan müca Şu sırada Kıbrıs sorunu­ yavaş doğruluyor, kuşku dım. hitler yeni Liman yönün nun siyasal yönüne göre insani ile Rum mevzilerine ba­ yönü, bence öncelik taşımakta­ den arabalar, balalar ve dır. Esirlerin durumu, güvensiz kıyoruz. ilk atışlar altı sair eşyalarla barikat ku sıralarında başlıyor. Ne lik içinde bulunanların durumu, rarak irtibatı kestiler. yahat edecek Türklerin pasa­ var ki tecrübeliyiz. Bili­ bence öncelikle ele alınması LEFKOŞA : Eski limandan Cambulat Kıbrıs Otonom Türk Yöneti portlarını Türk yönetiminden yoruz ki Rum bu hisarla­ yönünden de irtibat ke­ mi Başkanı Rauf Denktaş, ada almaya başladıkla'ını da açık SİMDİ BASKINA AMAÇ ra kolayca yaklaşamıya sik olduğu için mahsur nın Türk bölgesinde bulunan lamıştır. GÜNEYDEKİ GÜVENLİK cak. Bu yüzden atışları­ kalan Rum askerleri ya yabancılara ait malların ve ■IlIlirilllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll ALTINA ALINMAKTA na cevap vermiyoruz. ekonomik çıkarların korunaca­ oldukları yeri terkede(Birinci sayfadan devam) Rumlar feci atışlarına ti gözetmek gerekir. Onurlu ğını açıklamıştır. AP Ajansına GÖÇMENLER cekier veya başka ted bir demeç venen Denktaş, Türk bir ulus kalkınma uğruna özgür biteviye devam ediyor KAYITLARINI birler alacaklar. Ancak bölgesindeki yabancı malların lüğünden de sosyal , adaletten lar. Tek kuşkumuz ha bu gelişmeler tümden YAPTIRMALI Türk Yönetimine bildirilmesini de feragat edemez, Sosyal ada van mevzilerini tespit letin ülkedeki sosyal ve ekono istemiştir. Demecinde Kibrisin yeni alarma neden oldu. LEFKOŞA: etmek.. Ama bu kez her mlk düzenle sağlanabilecek yön Türk bölgelerinde bulunan ya­ Çalışma, Rehabilitasyon ve Barış Gücüne ait iki zırh­ bancılara alt mal varlığı hak­ leri olduğu gibi alt yapı hizmet Sosyal İşler Üyeliği İskân ve yandan havan atılıyor. lı araç (İsveç) Limana gi­ ları ile öteki ekonomik hakla­ leriyle de sağlanabilecek yönle Rehabilitasyon Müdürlüğün, Uçakları yeniden bekli - ri rip Yeni limanın Dalgakı rın ihlâl edilmeyeceğini bildi­ vardır. Sosyal adalet ilkesi den yapılan açıklamaya göre, yoruz. Kadınlar, çocuk ranlar tarafına yerleşti. ne istediğimiz kadar bağlı ola­ ren Denktaş^ bölgedeki Rum güneyden gelen ve evlerde lar mazgallarda. lım. Eğer sosyal adaleti sağla mallarının cfurumuna da de­ misafir kalan göçmenlerlmlMücahidin Limana ha­ ğinmiştir. Denktaş, bu malla­ mizin Atatürk Meydanı Anka­ Telâşsız, heyecansız yabilmenin maddi dayanakları kim oluşu stratejik yö n ­ nı hazırlayamazsak, bu ilke ha­ rın resmi kuruluşlar ve yeni ra Sokakta açılan "Göçmen saatleri yutuyoruz. Türk vada den de askerî çevrelerde kalır. Bugün hizmete gi kurulacak kooperatifle «e İş­ Kayıt Bürosu "na başvurarak ordusu îkinci harekâta olumlu karşılandı. Şimdi ren Keban tesisleri de sosyal letileceğini bildirm iştir. Denk kayıtlarını yaptırmaları gerek başlamış. Mağusa’ya adalet içinde kalkınmanın so Limanda Türk Mücahidi taş ayrıca, Kıbrıs dışına semektedir. muhakkak yetişir diyo - mut dayanaklarından temellerin var.. ruz. Orc/ıdan evvel öğ - den biridir. Bu eserle doğu Ana dolu kalkınmanın kenarında kal leden sonra uçaklar ge­ maktan kurtulacaktır. Kalkınma liyor. Heyecanla, şevkle yolunda geniş olanaklara kavuş Rumlar Birleşmiş M il­ onları seyrediyoruz. Gök muş olacaktır” . letlerin limandaki varlı ııaııııııırııııııaııııııııııılııııııııııııııaııııımıınıııııııı kubbeyi yırtıyorlar. Mağını fırsat bilerek açık raş üzerine dalıyor Rum seçik dalgakıranlar ve li­ KİRALIK EV VE mevzilerini harabeye çe man içlerine mevzi ya DÜKKANLAR viriyorlar. Yambaşımız pıyorlar. Ellerinde mevzi Resmi bir ziyaret için Bonn' İlgili Cenevre Barış konferansı Lefkoşada Girae yolun da susmak bilmez Kara­ yapımı için her imkân da ASPAVA bananının al da bulunan Yunanistan Dışişle nın başarısızlıkla sonuçlanma kol Kampı var. Oralara ri Bakanı Yorgo Mavros, Fede sı nedeniyle bu görüşmelere mevcut. Sadece gözlüyo­ da bombardıman yapıl­ tındaki dükkânlar makûl rai Alrranya'uın Yunanistan’ın yeniden katılmayacaklarını da ruz. Çarpışmalar bir kez fiyatla kiralıktır. ödemeler dengesini düzeltmesi tekrarlamıştır. Mavros, Birleşik sın diye dua ediyoruz. daha başlarsa, hangi Bakam A yıca yine Lefkoşada ne yardımcı olacağını umduğu­ Amerika Dışişleri Oralar da sussun. Ateş mevziye ateş edeceği nu söylemiştir. Mavros, Köln Henry Kissingerie Birleşmiş »urlar içinde Polis soka • kusmasın bize. Yeniden Radyosuna verdiği demeçte, Fe Milletler Genel Kurul toplantı­ mizi biz de şaşıracağız.. ğında 19 numaralı 4 oda deral Almanya’nın Yunanistan'a sında görüşmek istediğini bil­ olmuyor. Ve çekip giden dirmiştir. Ortak Pazar içinde ve dışında lı bir ev kiralıktır. uçakların ardından bir 8 Ağustos 1974 yardımcı olmasını da istemiş Yunanistan Yöneticileri, Bir Mraeaaft : süre daha atışlar devam CU M A tir. leşik Amerika Dışişleri Bakam Mehmet Ali Hüseyin ediyor.. Verilen habere qöre, Yunanls nın daha önceki görüşme teklif Mağusa limanına üç 42 A rasta Sok- Lefkoşa tan Dışişleri BaTfbnı Kıbrıs'la lerinl reddetmişlerdir. (Devamı yarın) gün önce mücahitlerin Esirlerimiz, Ecevit’i duygulandırdı Türkiyenin gücüne inanıyoruz ve kararlarını bekliyoruz Kliridis 10,000 Terk tin Türkiyeye göRderilmesiai kabul ütmedi DENKTAŞ TÜRK BÖLGESİN­ DEKİ YABANCI ÇIKARLARIN KORUNACAĞINI AÇIKLADI MAVROS KİSSİNGERLE GÖRÜŞMEK ARZUSUNU İZHAR E H I