dıyanet dergısı

advertisement
DIYANET
IŞLERI BAŞKANLI~I
DERGISI
DİNİ,
AHI....AKl,
7. Cilt
EDEBİ,
MESLEK! AYLIK
DERGİ
70-71.
Mart - Nisan 1968
1İ ç İ N D E K İ L E RI
Sayfa
MUHTEREM DİYANET İŞLERİ BAŞKAN VEKİLİ
LtJTFt DOG-AN'IN KURBAN BAYRAMI MESAJI •
51
ISLAM DİNl'NDE lBADET ŞUORU .
Kemal Edib Kti'RKÇt'JOG-LU
52
TE FS tR . . . . . . . . f
Dr. Ali Arslan AYDIN
55
İSLA.l.\I'DA YAŞAMA HAKKI •
58
Dr. Lfttfi DOG-AN
1
CU]}lA VE CUMA NAMAZI • .
Dr. M. Esad KILIÇER
OSMANLI
MEDRESELERİ
VE EG-İTİM METODLARI
64
İhsan EZHERLİ
1
BESLENME EG-İTİMİ .
1
61
KUR'AN-I KERİM'İN
.
• •
.
•
NUZ'OLüNüN
.
68
1400 tJNeü
70
M. Şevki ÖZMEN
MÜ'MİNLERİN
71
MüSLüMANLm, ŞİRKlN, ŞABISLARI PUTLAŞTIRMANIN KÖKÜNü KAZIMIŞTIR
.•.•
74
BAZI SlFATLARI .
Yazan: ·Hamdi UBEYD
Çeviren: Lfitfi ŞENTti'RK ·
1
i
1
L
Eııref EDİB
1
SİVAS 'DA
Sağlık
TÜRK ESERLERİ ., Vll
Dr. Fill. İlhan AKÇAY
Kö§esi: (KANSER NEDİR?)
Dr. KeiQal TOPALAN.
77
80
'
i
ı
1
ı
ı
.J
FETVA EM1NLER!: 33
• . . . •
83
VB.m:ık Şükrü ALTINBAŞ
i
H A.B E·R LER
87
Sayı
TEFSİR:
Dr. Ali Arslan AYDIN
İslam'da sulh ve selameti, birlik ve eşitliği, sevgi ve kardeşliği sembolleştiren
Hac ibadeti ile ilgili ayetlerden sonra sözleri özlerine uymayan "münafıkların'' kötü hareketleri ve sözleri özlerine uyan gerçek "mü'minlerin" yüksek ahlak ve fedakarlıklan dile getiriliyor. Tophımlan aldatarak yeryüzünde fitne ve fesat çıkaran münafıklar ile, insanlan iyilik ve hayra çağıran gerçek mü'minlerin ab.lakl güz~l davranışlan özet-.
lendik:ten sonra ilk iki ayet-i kerlmede bütün müslümanlar, sulh ve selarnet dini ol~n İslam' a girereJi:, · bu gerçek dinin getirdiği yüce esaslara
sımsıkı sanlmaya, böylece imanlarım kemale erdirmeğe çağınlıyor, şey­
tamn küfre götüren kötü yollanna sapmaktan menediliyorlar.
Yüce Allah şöyle buyuruyor: ''Ey inıan edenler! Hepiniz İslam'ın yüce esaslarına sımsıkı sarılın. Dininizin emirlerini nefsinizde ve ~vrenizde
eksiksiz olarak uygulayın; Yasaklarından kaçının. Rabbinize ibadet ederek ve din kardeşlerinize yardım elini uzatarak imitnınızı kenillle erdirin.
Böylece sulh ve mutluluk i~inde yaşayın. Sakın şeytana uymayın; onun sözüne kanarak, ayrılığa düşmeyin;. izinden giderek doğru yoldan sapmayın.
Şeytana inanarak, sapıtaniara kulak asmayın. Çünkü hi~ şüphe yok ki
şeytan, siz müslümanlarm arasını ~maya, sizleri iman ve İsia.m'dan ayı­
rarak küfür· bataklığına soknıaya ~an ap~ık bir düşmandır. Bu gerçeği iyi bilin ve ona göre hareket edin. İslam'ın bildirdiği, Peygamberimiz'in gösterdiği ·bunca belgeler, aklınızı erdirecek ~ık.deliller size geldikten sonra şeytana ve kafirlere uyar, doğru yoldan ~ıkar ve kötii yo- ·
Ja saparsanız, billniz ki, .ı\llah, izzet ve kudret siiliibidir. O, şeytana uyarak doğru yoldan sapanlardan intikam alacak gü~tedir. Aynı zanıanda
Hakim'dir. O'nun her emrinde ve işinde hikmet ve ibret vardır."
Birçok İslam bilgin ve müfessirlerine göre bu ayetler, önceleri Ehl-i
Kitab'dan iken sonra müslüman olan, fakat İslam'ın bazı emirlerini benimseyip ötekilerini benimsemiyen, İslam'a sımsıkı sarılamayıp, bazan
nefsine ve şe:ftana uyan zayıf karaıkterli, sözde mü'minler için indirilmiş­
tir. İşte Rabbimiz bu ayetlerinde bu gibileri. İslam'a ve onun getirdiği yüce esaslara· sımsıkı sanlmay~ çağınyor...
·
Daha sonra gelen ayetlerde; şeytana uyup küfre sap anların, bir rivayete göre İsrail Oğullarımn İslamiyeti kabfıl etmemek hususunda nasıl
1
(1)
Bakare Sii.resi: 208-214.
55
inad ederek saçma isteklerde bulunduklarını açıklıyor. Bu gibiler vaktiyle Hz. Musa'dan istedikleri gibi ~sr-ı Saadet'te de, Sevgili Peygamberimiz'e iman etmek için, beyaz buluttan gölgeler ve bir nevi örtüler içinde
Alliili'ın Meleklerle beraber kendilerine gelivererek görünmesini, emir ve
yasaklarını bizzat bildirmesini, işlerinin bitirilmesini istemişlerdi. Bu istek, onların ne büyük inat, bilgisizlik ve sapıklık içinde olduklarım gösteriyor. Çünkü Allah, maddeden, cisimden yaratıklar gibi gelmek, gitmekl0
nitelenmekten uzak, yüceler yücesi tek Yaratıcıdır. Onlar sözde iman etmek için böyle akla. ve mantığa sığmayan isteklerde bulunurlar, ama gerçek şudur: Allah'ın emri ve onlar hakkındaki hükmü tamamlammştır.
Her şey ve her iş; sonunda Alliili'a döndürülecektir. Kıy.amet günü herkes
buradaki in~ç ve davramşlarımn hesahım orada verecek, müka.:Eat veya
cezasım görecektir. Bu ayet-i kerime İslam'ın temel inançları ar·asında
çok önemli yeri olan (ahiret inancım) açıkça belirtmektedir.
Sonra Yüce Allah, Sevgili ResUlüne lıitaben diyor ki: "İsrail Oğulla­
rına sor. (İnkar ve nankörlüklerini yüzlerine vur da utansİnlar.) Biz-on·lara vaktiyle apaçık ayetler, birçok mucizeler vermiştik. Kendi milletlerinden seçtiğimiz Resftlümüz Mus~'nm asa'sım yılan yaparak onu düşman­
larmdan üstün kıldık. Denizi yararak onu ve milletini Firavun'dan kurtardık. Gökten (menu) ve (selva) yani kudret helv~sı ve bıldırcın gibi türlü
ni'metler indirdik. Bütün bu ayetleri kim. inkar eder, hakka, hayra ve
doğru yola götüren nimetimi, kendilerine geldikten sonra küfür ve isyan
ile değişfu;irse, şüphe yok ki artık onlar için Alliili'ın az.abı pek şiddetli dir."
Gerçek şu ki; dünya hayatı ve geçici nimetleri ka.:Eirlere çok güzel görünür. Onlar dünyayı pek süslü görür ve onu öylesine severler. Kalbieri
dünya sevgisi ile dolmuş, kazandıkları dünya nimetleri o:rilan şımartm.ış,
gurur ve kibire. boğmuştur. Onun için fakir müslün;ı.anlarla alay ederler
ve kendilerini onlardan .üstün görürler. Gerçekte ise; iman eden, Allah'tan korkarak takvaya eren m.ü'minler, kıyamet gün:fuıde imansızların üstünde olacaklar. Çünkü müslümanlar Cennet'in yüceliklerinde, ka.:Eirler
ise, Cehennem'in diplerinde bulunacaklar. İşte bu, ahiretteki cezadır. Dünya ise ceza yeri değil; iş, çalışma ve deneme yeridir. Onun için Allah bu
dünyada kimi dilerse, ona hesapsız nzık verir. Ka.:Eirleri sınamak için, dilerse bol rızık verir, inanan kullarım ahirette daha çok millmfatlandırmak
. için dilerse onları burada fakirlik ve yoksullukla dener. Allah mutlak kudret ve hikmet salıibidir.
Daha sonraki ayette; aslı ve kaynağı bir olan hak dinlerin Hz. Adem'den Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (A.S.) e kadar gelip· geçen
bütün peygamberlerin bildirdiği iki iman esasım belirtniektedir. O da; as·
lı bir tek millet olan insanlık &emine her zaman ve her devirde peygam~·
·berler ve onlarla beraber kutsal kitaplar gönderildiğidir. Çünkü insan,
Alliili'ın yarattığı en üstün yaratık ise de, insam öteki varlıklara üstün
56
kılan aklı; doğruya, hayra ve güzele giden yolları ona daima gösteremez.
Bütün akıllar, ahlaki ve metafizik gerçeklerde birleşemez. Bir· aklın bul·
duğu örnek ölçüleri ve manevi yüce değerleri diğer akıllar beğenmeyebilir.
Hangi aklın daha üstün olduğunu bilmek ve onu kabili ettirmek imkansızdır. Özellikle metafizik konularda Allah ve ahiretle ilgili manevi gerçeklerde bu böyledir. Buna felsefe ve insanlık tarihi tanıkhk etmektedir.
Kainatı yaratan Yüce Allah, yaratıkların gücünü ve ihtiyacını en iyi bilendir. Bu sebeple, her çeşit caiılı, cansız varlıkları ve sayısız maddi nimetleri insanın emrine veren Rabbimiz, insanların dünya hayatlarında
-dirlik ve birliği, yardımlaşma ve dayanışmayı, sevgi ve kardeşliği kura-·
bilmeleri ve ayrıldıkları hususlarda hakkı ve doğruyu bulabilmeleri için
onlara kendi içlerinden peygamberler göndermek ve kutsal kitapları indirmek silretiyle nimetlerini tamamlamıştır. İnanarak Allah ve Peygamber'in yolundan gidenleri ahiret nimet ve mutluluğu ile müjdelemek, inanmayanları Allah azabı ile korkutmak üzere gönderdiği peygamberler, insanların anlaşamadığı hususlarda hakemlik yapmışlar, getirdikleri kitaplar· ve iliilıi emirlerle hüküm vererek, hakkı bulmuş ve onu in~nlara göstermişlerdir. Buna rağmen insanlar peygamberler ve kutsal kitaplar aracılığı ile hakkı ve doğru yolu buldukları ve apaçık ayetleri gördükleri halde, onlardan birçoğu aralarındaki hased ve ihtirastan dolayı ayrılmış~ar,
birbirlerine düşman olmuşlar, dinlerinde anlaşı:ıiazlığa düşmüşlerdir. Hased ve dünya ilitirası onları imandan ayırmış, doğru yoldan çıkarmış, küfür ve isyan bataklığına sapıtmıştır.
Gerçek şudur ki; Allah, nefis ve ihtiraslarına kapılmayan iman ve iyi
amel sahiplerini doğru yolda sabit kılar; onları, hakkında ayrılığa düş­
tükleri İliilıi gerçeldere kendi yüce izni ve ezeli iradesiyle ulaştırır. Çünkü Allah, kullanndan dilediğini doğru yola iletir. Yalnız O'na sığınmak­
tan, yalnız O'na kulluk etmekten ve yalnız O'ndan yardım ve hidayet dilem,ekten başka çare yoktur.
Bundan sonraki ayet-i kerimede Rabbımız, dinleri ve imanları yolunda çetin zorluklarla ve büyük sıkıntılarla karşılaşan mü'min kullarına ilahi sünnetini hatırlatıyor. Geçmiş imanlı milletierin de böyle büyük sarsın­
tılar geçirip çileler çektiklerini, akldeleri ve inandıklan dinleri yolunda
katlandıklan güçlükler sonunda Allah'ın yardımına erdiklerini ve Cerı­
net'e girrneğe hak kazandıklarını bildirerek müslümanlan teselli ediyor.
Rivayete göre, Mekke müşriklerinin zulmünden kaçarak Medine'ye
hicret eden Müslümanlar, diğer bir riv&yete göre, Hendek harbinde büyük sıkıntılarla karşılaşan mü'minler, son derece bunalarak; "Allah'ın
yardımı ne zaman?" diye feryad edecek hale geJ.ırıişlerdi. İşte bu hale gelen ve dinleri için her sıkıntıya katlanarı müslümanlara, Allah'ın yardımı­
nın pek yakın olduğu müjdeleniyor. Allah bizleri de, yardımına ~e rahmetine layık kılsın.
57
Download