ü Çiçek, değişiki.Yayın 䡵 5.Tarihi Sayfada : 03.01.2006 Sayfa : 1 Ulusalcı kent: İzmir ‘Gâvur İzmir’nitelemesini hak etmeyen kent, tarihte ulusalcı ve uygar kimliğiyle ön plana çıkıyor. İlk Kuvayı Milliye kongresi Erzurum ve Sıvas kongrelerinden önce İzmir’de toplandı. ALEV COŞKUN’un incelemesi 䡵 7. Sayfada Orijinal Boyut :01 4 * 7 CMYK cm URİYET 3 OCAK 2006 SALI CUMHURİYET İNCELEME Yayın Tarihi : 03.01.2006 Sayfa : 7 ‘Gâvur İzmir’ nitelemesini hak etmeyen kent, tarihte ulusalcı ve uygar kimliğiyle ön plana çıkıyor Kuvayı Milliyeci İzmir ALEV COŞKUN -1- B aşbakan Recep Tayyip Erdoğan, daha önce hazırlanan konuşma metninden uzaklaşınca, muhakkak bir hata yapıyor. Avrupa’da AB liderlerine İslamda 4 kadınla evlenmenin şartlarını anlattı. Türban konusunda karar veren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararını beğenmeyince, İslam ulemasından söz etti. Bu kez de İzmir için ‘‘Gâvur İzmir’’ nitelemesini kullanarak ‘‘çam devirdi.’’ Oysa ulusalcı, Kuvayı Milliyeci, uygar nitelikleri İzmir’e çok yaraşıyor. ‹ fiGALDEN ÖNCEK‹ ‹ZM‹R Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde Aydın ili, bugünkü İzmir, Aydın, Manisa ve Denizli illerini içine alan geniş bir alanı kapsıyordu. Merkezi İzmir olan bu büyük ile Denizli, Aydın, Manisa sancakları bağlıydı. 1914 yılına ait nüfus sayımına göre, bu ilin toplam nüfusu 1.615.000 dolaylarındaydı. Bu nüfusun: 1.250.000’i Müslüman/Türk, 300.000’i Rum, 35.000’i Yahudi, 30.000’i Ermenilerden oluşuyordu. (1) Osmanlı İmparatorluğu’nda İstanbul’dan sonra en güçlü sanayi kuruluşları İzmir’de toplanmıştı. O dönemde, İzmir’de 5 Türk bankasına karşı 12 yabancı banka; 202 Türk işyerine karşı 213 gayrimüslim işyeri, 9 Türk avukatına karşı 27 gayrimüslim avukat; 7 Türk doktoruna karşı 88 gayrimüslim doktor vardı. Ekonomik hayat, gayrimüslimlerin, özellikle ünlü Whittal ve Girarud ailelerinin elindeydi. (2) Orijinal Boyut : 28 * 22 cm ⻫ Mondoros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasından henüz altı gün geçmişti ki, 6 Kasım 1918’de bir İngiliz savaş gemisi İzmir’e geldi. Gemi komutanı, valiyi ziyaret etmek için rıhtıma çıktığında, başlarında papazları, bir Rum topluluğu tarafından karşılandı. Rum dükkânları, işyerleri, evleri Yunan bayraklarıyla donatılmıştı. Rumların yaptıkları taşkınlıklar İzmir’deki yurtseverleri harekete geçirdi. Kuşkusuz bu toplumsal ve ekonomik yapının kusuru halkın değil, Osmanlı Devleti’nindi. M ONDOROS ATEfiKES ANTLAfiMASI 1918 yılının sonbaharında, 1. Dünya Savaşı’ndaki müttefiklerimiz Almanlar ve Bulgarlar barış isteyince, Osmanlı Devleti de barış istemek zorunda kaldı. Sonunda Ege Denizi’nde Limni Adası’nın Mondoros Limanı’nda 30 Ekim 1918 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu ile İngilizler arasında silah bırakışması imzalandı. 500 YIL SONRA GELEN ‹LK SAVAfi GEM‹S‹ Mondoros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasından henüz altı gün geçmişti ki, 6 Kasım 1918’de bir İngiliz savaş gemisi İzmir’e geldi. 500 yıldır ilk kez bir yabancı savaş gemisi İzmir Limanı’na giriyordu. Gemi komutanı Binbaşı Dickson, valiyi ziyaret etmek için rıhtıma çıktığında, başlarında papazları, bir Rum topluluğu tarafından karşılandı. Rum dükkânları, işyerleri, evleri mavi- ⻫ Ulusal bağımsızlık savaşından önce, Anadolu’da 30 kongre toplanmıştı. Bu kongreler, 5 Kasım 1918 ve 8 Ekim 1920 tarihleri arasında Anadolu’nun dört bir yanında Kuvayı Milliye ruhunu canlandırmak için harekete geçti. Bu kongrelerin sekizincisi İzmir’de 17-19 Mart 1919’da yapıldı. Kongre İzmir Müdafaai Hukuk Cemiyeti tarafından gerçekleştirildi. beyaz Yunan bayraklarıyla donatılmıştı; gösteriler yapılıyordu. Aya Fotini kilisesine Yunan bayrağı törenle çekildi. Bu gösterilere engel olmak isteyen Türklerle Rumlar arasında yer yer çatışmalar çıktı. Bu olayın etkileri günlerce sürdü. O günleri anımsayıp ayırdına varabilmek için olaydan iki gün sonraki, 8 Kasım 1918 tarihli İzmir’de yayımlanan Anadolu gazetesinde Vasıf (Çınar) Bey’in yazdıklarına bir göz atalım: ‘‘... Ellerinde, göğüslerinde, kollarında birçok mavi-beyazlı bayraklar taşıyan sarhoşlardan kurulu kafileler saatlerce gemiyi tavaf, papazlar da takdis etti. Sevinçlerinden denize atlayanları, küçük yük arabalarının merkeplerine, köpeklerin kuyruklarına bile Yunan bayrakları takarak zafer ilan edenlerini gördüm. Bazı evlerin önünde Yunan bayrağı... Her bakkal çırağının, her çocuğun elinde Yunan bayrağı... Sanki Türk’ün gafletini, aczini göstermek, bize bir ibret dersi vermek isteyen ilahi bir tecelli idi.’’ (3) ‹ ZM‹R MÜDAFAA‹ HUKUK CEM‹YET‹ İzmir’e gelen bir İngiliz savaş gemisi ne- deniyle yerli Rumların yaptıkları taşkınlıklar, zaten uzun süredir arayış içinde olan İzmir’deki yurtseverleri harekete geçirdi, İzmir Müdafaai Hukuk Cemiyeti (İzmir Haklarını Savunma Derneği) kuruldu. Bu derneğin kurucuları Moralızade Halit Bey, kardeşi Nail Bey, Maliye Müfettişi Muvaffak Bey (Menemencioğlu), emekli Binbaşı Sami Bey, Tokatlızade Şekip Bey, Salepçizade Hacı Mithat Bey ve Albay Selahattin Bey kuruluş dilekçesini 1 Aralık 1918’de vilayete verdiler. (4) A NADOLU’DA ÇOBAN ATEfiLER‹ Ulusal bağımsızlık savaşından önce, Anadolu’da 30 kongre toplanmıştı. Bu kongreler 5 Kasım 1918 ile 8 Ekim 1920 tarihleri arasında çoban ateşleri gibi Anadolu’nun dört bir yanında Kuvayı Milliye ruhunu canlandırmaya başladılar. Bu çoban ateşlerinin ilk altı kongresi Kasım 1918-Ocak 1919 tarihleri arasında Kars ve Ardahan’da, 7’ncisi Trabzon’da (23 Şubat 1919) ve 8’incisi İzmir’de (17-19 Mart 1919) yapıldı. (5)