Nötropenik Hastaların Tekrarlayan Orofaringeal Kandidaz Ataklarından İzole Edilen Candida albicans Suşlarının Genotipik Analizi Ayşegül ESKİTÜRK*, Beyza ENER**, Wim QUINT*** * Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, İSTANBUL ** Uludağ Üniversitesi, Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Kliniği, BURSA *** Reiner de Graaf Gasthuis, Diagnostisch Centrum SSDZ, Department of Molecular Biology, The NETHERLANDS ÖZET Bu çal›flmada; 12 nötropenik hastan›n üç y›l boyunca takipleri s›ras›nda tekrarlayan orofarengeal kandidaz ataklar›ndan izole edilen Candida albicans sufllar› kullan›ld›. Hastalardan izole edilen toplam 29 suflun genotipik tiplendirilmesinde polimorfik DNA’n›n rastgele amplifiye edilmesi (random amplified polymerase chain reaction-PCR) ve EcoRI enzimi ile polimorfik DNA’n›n kesilmesi (restriction fragment length polymorphism) yöntemleri kullan›ld›. DNA tiplendirmesiyle on farkl› genotip tan›mland›. Oniki (%58.4) hastan›n yedisinin farkl› orofaringeal kandidaz ataklar›nda tek bir DNA genotipi saptan›rken, befl (%41.6) hastada iki DNA genotipi belirlendi. Anahtar Kelimeler : Candida albicans, PCR, Restriksiyon Enzim Analizi, Genotipleme. SUMMARY Genotyping Analysis of Candida albicans Strains Isolated from Neutropenic Patients during Recurrent Oropharyngeal Candidiasis Candida albicans strains isolated from oropharyngeal specimens were obtained from 12 neutropenic patients during 3 years follow-up. Random amplified polymerase chain reaction and EcoRI restriction fragment length polymorphism were used to determine genotypic variabilities among 29 strains. DNA subtyping revealed a total of 10 DNA subtypes. Seven (58.4%) of 12 patients with multiple episodes of oropharyngeal candidiasis were infected with a single subtype, 5 (41.6%) of 12 patients were infected with two DNA subtypes throughout the observation period. Key Words : Candida albicans, PCR, Restriction Fragment Length Polymorphism, Genotyping. 16 Flora 1997;1:16-20 Nötropenik Hastaların Tekrarlayan Orofaringeal Kandidaz Ataklarından İzole Edilen Candida albicans Suşlarının Genotipik Analizi. GİRİŞ Candida albicans sağlıklı bireylerin çoğunun ağız boşluğunda bulunan zararsız bir mikroorganizma olmasına rağmen immün sistemi baskılanmış hastalarda önemli bir patojen olarak karşımıza çıkmaktadır (1). Bu hastalarda immün cevabın zayıflaması çoğunlukla daha önceden ağızda kolonize olan suşların doku penetrasyonu ve enflamasyon oluşturmasıyla sonlanmaktadır (2). Özellikle hematolojik malignite tedavisi gören hastalarda immün sistemi baskılayıcı tedavi oral Candida infeksiyonlarının tekrarlamasına yol açabilmekte ve bu hastaların yakından takip edilerek ivedilikle uygun tedavi protokolüne alınması yaşam kurtarıcı olmaktadır. Ağız boşluğunda zararsız olarak taşınan suşların infeksiyon nedeni olup olmadığı ya da tekrarlayan oral Candida infeksiyonlarının aynı suşdan kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamak için bu suşların genomik DNA’larının incelenmesi gerekmektedir ve bu amaçla çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Bu metodlara restriksiyon enzimleriyle genomik DNA’nın kesilmesi (restriction fragment length polymorphism -RFLP), DNA fragmanlarının işaretli problarla hibridizasyonu (Southern hybridization, elektroforetik karyotipleme-pulse field gel electropheresis) ve polimeraz zincir reaksiyonu (polymerase chain reaction -PCR) örnek verilebilir (3-8). Bu çalışmada, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 1992-1995 yılları arasında takip edilen 12 immün sistemi baskılanmış hastanın farklı zamanlarda hastaneye kabülleri sırasında ağız boşluklarından izole edilen C. albicans suşları kullanılmıştır. Bu suşların genomik analizinde polimorfik DNA’nın rasgele amplifiye edilmesi diye tercüme edebileceğimiz "random amplified PCR" yöntemi ve RFLP yöntemi kullanılmıştır. MATERYAL ve METOD C. albicans suşları immün sistemi baskılanmış 12 hastadan izole edildi ve üç yıl içinde toplam 29 suş toplandı. Mikrobiyolojik tanımlama serumda germ-tube oluşturma ve mısır unlu agarda klamidospor oluşturma özellikleri incelenerek yapıldı. DNA İzolasyonu I: Saburaud agarda üretilen Candida kolonileri 10 mL fosfat tamponlu tuzlu suda süspanse edildi. Bu süspansiyondan 0.5 mL alınarak santrifüj edildi ve 0.5 mL 25 mM K2HPO4, 10 mM MgCl2, 2 mM dihidroeritrol, 1 M sorbitol, 0.1 mg/mL zymolase (ICN, USA) içeren karışım çökeltiye eklenerek 37°C’de 90 dakika inkübe edildi. Oluşan sferoplastlardan DNA izolasyonunda Boom ve arkadaşlarının tarif ettiği yöntem kullanıldı (9). Flora 1997;1:16-20 Eskitürk A, Ener B, Quint W. PCR: Amplifikasyonlar 10 mM TRIS-HCl, 2.5 mM MgCl2, 50 mM KCl, %0.01 jelatin, %0.1 Triton-X, 0.2 mM dNTP, 50 pmol primerler, 0.5 U Taq polymerase (Super Taq, Sphaero, Netherlands) ve 10 ng DNA içeren 100 mL reaksiyon karışımı içinde gerçekleştirildi. Rasgele amplifikasyon amacıyla Van Belkum ve arkadaşları tarafından tanımlanan aşağıdaki primerler kullanıldı (8). ERIC1(AAGTAAGTGACTGGGGTGAGCG) ERIC2(ATGTAAGCTCCTGGGGATTCAC) PCR Biomed 60 "thermocyler" içinde 94°C’de 5 dakika denatürasyonu takiben, 94°C’de 1 dakika 25°C’de 1 dakika, 74°C’de 1 dakika basamaklarından oluşan 35 döngü ve son olarak 74°C’de 10 dakika tutularak gerçekleştirildi. Reaksiyon ürünü etidyum bromid içeren %2’lik agaroz jelinde ve TBE tamponda (89 mM Tris, 89 mM borik asid, 0.2 mM EDTA) yürütüldükten sonra UV transiluminatörde incelendi. Bant paternleri gözle değerlendirilerek AJ harfleriyle isimlendirildi (Bant paternlerindeki minimal değişiklikler A’, I’ gibi harflerle isimlendirildiyse de, aynı genotipde olarak değerlendirildi). DNA İzolasyonu II: C. albicans kolonileri 5 mL YPD (yeast extract-peptone-dextrose) sıvı besiyerinde bir gece inkübe edildi. Santrifüj sonrası oluşan çöküntü 150 µL 3 mg/mL zymolase ve %10’ luk 2 merkaptoetanol içeren SCE tamponda (1 m sorbitol, 0.1 M sodyum sitrat, 0.06 M EDTA) 37°C’ de 90 dakika inkübe edildi. Oluşan sferoplastlardan DNA izolasyonunda Holm ve arkadaşlarının tarif ettiği yöntem kullanıldı (10). RFLP Analizi: 10 µg DNA 10 Ü EcoRI (Promega, USA) enzimi ile enzime uygun reaksiyon tamponu içinde 37°C’de bir gece inkübe edildi. Kesilen DNA fragmanları %1’lik agaroz jelinde bir gece yürütüldü. Kesimden oluşan bantlar gözle değerlendirildi ve "Bakteriophage λDNA" moleküler standart olarak kullanıldı. Southern Hibridizasyon: EcoRI ile kesilen DNA fragmanları kapiller transfer yöntemiyle membrana (Hybond-Amersham, USA) geçirildi (11). Membran 2xSSC (1xSSC-0.15 M sodyum klorür, 0.015 M sodyum sitrat) ve %1’lik SDS içeren yıkama solusyonuyla yıkandıktan sonra plastik bir torbaya konuldu ve 0.9 mM sodyum klorür, 50 mM sodyum sitrat, 0.2 mM EDTA, 100 µg denatüre Denhardt spermi, %10’luk SDS ve distile su içeren prehibridizasyon solusyonunda 25°C’de bir gece inkübe edildi. Hibridizasyon için 32P işaretli (AGC)7 probu kullanıldı. Bir gece inkübasyon sonrası 2xSSC solüsyonuyla 30°C’de ve 35°C’de iki kez yıkanan membranlar -70°C’de bir gece otoradyograma bırakıldı. 17 Nötropenik Hastaların Tekrarlayan Orofaringeal Kandidaz Ataklarından İzole Edilen Candida albicans Suşlarının Genotipik Analizi. Eskitürk A, Ener B, Quint W. Tablo 1. İmmün Sistemi Baskılanmış Hastalardan İzole Edilen C. albicans Suşlarının İzolasyon Tarihleri ve PCR-Genotipleme Sonuçları. Hasta Örnek numarası Örnek tarihi 1 (AML) 16247 31.12.1993 A 5086 06.04.1994 A 8501 22.06.1994 B 9952 04.08.1994 C 10627 10.08.1994 C 1477 27.01.1995 A 5588 17.04.1995 A 16021 20.11.1994 A 16248 24.11.1994 A 17273 14.12.1994 A 5463 12.04.1994 D 10431 03.08.1994 E 6522 05.05.1994 F 9626 14.07.1994 F 12354 14.09.1994 F 10013 25.07.1994 A’ 10350 01.08.1994 A’ 13619 07.10.1994 A’ 7740 05.07.1992 G 12669 25.11.1992 A’ 8244 10.06.1994 H 15035 03.11.1994 I 5512 11.04.1995 F’ 7346 16.05.1995 F’ 4965 04.04.1994 I’ 6973 10.05.1994 I’ 7018 16.05.1994 I’ 11631 31.08.1994 A’ 13931 12.10.1994 J 2( AML) 3 (AML) 4 (AML) 5 (KİT) 6 (AIDS) 7 (KİT) 8 (KİT) 9 (AIDS) 10 (AML) 11 (MM) 12 (AML) PCR paterni BULGULAR Tablo 1’de çalışmaya alınan suşların izole edildikleri tarih ve PCR genotiplemesi ile elde edilen sonuçlar verilmiştir. Şekil 1’de gösterildiği gibi PCR genotipleme ile 18 29 örnekten on genotip tanımlanabilmiştir. Hastaların yedisinde (%58.4) aynı DNA tipinin tekrarlayan ataklardan sorumlu olduğu, hastaların beşinde (%41.6) ise yeni bir genotipin ortaya çıktığı izlenmektedir. Belirlenen genotiplerden (A-A’)’ nün örneklerin 12’sinde saptanması bu suşların ayrımında bir diğer genotipleme yönteminin kullanılmasıyla farklılık saptanıp saptanmayacağı sorusunu gündeme getirmiştir. Bu amaçla bu 12 suş EcoRI restriksiyon enzimiyle kesilerek agaroz jelde yürütülmüş ve fotoğraflar gözle değerlendirilmiştir (Şekil 2). Ancak gözle değerlendirme saptanan bantların tam olarak ayrımında yeterli olamamış ve jel üzerinde belirlenen bantların membrana geçirilmesini takiben 32P işaretli (AGC)7 probu ile hibridizasyon yapılarak elde edilen otoradyogramlar değerlendirmiştir (Şekil 3). Otoradyogramların değerlendirilmesiyle PCR genotiplemesi ile aynı genotipte olduğu saptanan suşların RFLP analizi ile de aynı genotipte olduğu belirlenmiştir. TARTIŞMA Deri ve mukozalarda normal flora elemanı olarak bulunan Candida türleri ile konak arasında dinamik bir ilişki vardır. Normal koşullar altında hastalık oluşturmayan bu mantarlar, konağın mikroorganizma çoğalmasını ve invazyonunu önleme yeteneği azaldığı zaman hastalığa sebep olabilen fırsatçı patojenlerdir. Deri ve mukozaları tutan yüzeyel infeksiyonlardan, karaciğer, böbrek, dalak ve akciğerlerin tutulduğu yaygın infeksiyonlara kadar değişebilen hastalık tabloları oluşturabilirler. Son yıllarda bir çok yeni kemoterapötiğin kullanıma girmesi, transplantasyon teknolojisinin hızla gelişmesi ve HIV ile infekte hasta sayısındaki artış immün sistemi baskılanmış hasta populasyonunun giderek artmasına neden olmaktadır. Nötrofil fonksiyonları bozulan ya da sayısı azalan hastalarda genellikle yaygın sistemik infeksiyonlar görülürken, T hücre defektlerinde mukokutanöz infeksiyonlara rastlanmakta ve bu infeksiyonlarda mortalite oranı %35-50’ye varabilmektedir (3). Yakın zamana kadar fungal infeksiyonların geçiş yolları, kolonizasyon ve infeksiyonlarının patogenezi ve epidemiyolojisi hakkında bakterilerle kıyaslanınca çok az bilgi mevcuttu. Ancak son yıllarda hızla gelişen moleküler biyoloji metodları şimdiye kadar cevabı bilinmeyen bir çok sorunun cevaplanmasını mümkün kıldığı gibi Candida infeksiyonlarında da geniş bir kullanım alanı bulmuştur. Çalışmamızda kullanılan "random amplified PCR" yöntemi son yıllarda bir çok patojenin tiplendirilmesinde kullanılmaktadır (12). Bu yöntemin temeli polimorfik DNA’nın özel primer annealing-kavuşma bölgelerinden amplifiye edilmesidir. Sabit primer bölgeleri tek bir değişken Flora 1997;1:16-20 Nötropenik Hastaların Tekrarlayan Orofaringeal Kandidaz Ataklarından İzole Edilen Candida albicans Suşlarının Genotipik Analizi. Eskitürk A, Ener B, Quint W. Şekil 1. Nötropenik hastalardan izole edilen C. albicans suşlarının PCR genotipleme ile analizi. (Rakamlar Tablo 1’deki hasta numaralarını göstermektedir, hasta örnekleri arasında 1kb ağırlık belirteci [weight marker] bulunmaktadır.) Şekil 3. Aynı jelin 32P işaretli (AGC)7 probuyla hibridizasyon sonrası değerlendirilmesi. Şekil 2. Tablo 1’de PCR genotipleme ile benzer bant paternleri veren (A,A’) 12 C. albicans suşunun EcoRI-RFLP yöntemiyle agaroz jelde gösterilmesi (M-molecular weigth marker, Hind III ile kesilmiş λDNA). ‘domain’e bağlanabilir ya da primerler DNA’daki değişik yerlerde bulunan ortak bölgelere bağlanabilir. Bu durumda ya primer bağlanma yerleri arasındaki uzaklık ya da primerlerin bağlanma yerleri farklı olacak ve tekrar eden bu farklılıklar amplifiye DNA’nın uzunluğunun değişmesine ve jelde gözle görülebilen bant paternlerinin oluşmasına neden olacaktır. C. albicans suşlarının tiplendirilmesinde seçilen ERIC Flora 1997;1:16-20 (enterobacterial repetitive intergenic consensus) primerleri genom boyunca tekrarlayan gen dizilerine bağlanmaktadır. Polimorfik DNA’nın amplifikasyonunda kavuşma- annealing ısısı olarak 25°C kullanılmakta, böylece primerlerin daha az seçici olarak bağlanması ve Şekil 1’de görüldüğü gibi tekrarlayan bant örnekleri oluşması sağlanmaktadır. Bu yöntemle yaklaşık 100 suş bir hafta gibi kısa bir sürede değerlendirilebilmektedir. Çalışmamıza aldığımız 12 hastanın, hastaneye farklı zamanlarda kabulleri sırasında ağız mukozalarından üretilen C. albicans suşları bu yöntemle incelenerek tekrarlayan atakların aynı suşla oluşup oluşmadığı araştırılmıştır. Hastala- 19 Eskitürk A, Ener B, Quint W. rın yedisinde (%58) aynı suşun tekrarlayan ataklardan sorumlu olduğu görülmektedir. Genotipik tiplendirilme metodlarından optimal yararlanımın sağlanması amacıyla genellikle en az iki yöntemin kombinasyonu önerildiğinden, PCR yöntemi RFLP yöntemi ile kıyaslanmıştır. EcoRI restriksiyon enzimi kullanımı ve 32P işaretli (AGC)7 probuyla işaretleme sonrası elde edilen bantların değerlendirilmesiyle her iki yöntem arasında %100 uyum saptanmıştır. Van Belkum ve arkaaşları PCR yöntemiyle 24 nötropenik hastanın seri izolatlarını inceleyerek hastaların %55’inde (8,13); bir başka çalışmalarında 11 kemik iliği tranplantasyon hastasının seri izolatlarını inceleyerek hastaların %90’ında aynı genotipin tekrarlayan ataklardan sorumlu olduğunu göstermişlerdir. Bart-Delabbesse ve arkadaşları dört AIDS hastasının tekrarlayan ataklarından izole ettikleri suşları EcoRI RFLP ve karyotipleme metodlarıyla çalışmış, hastaların üçünde atakların aynı suşla oluştuğunu saptamışlardır (14). Barchiesi ve arkadaşları 28 AIDS hastasından farklı zamanlarda ağız mukozasından izole ettikleri suşların %54.5’inde (15), Pfaller ve arkadaşları 29 AIDS hastasının %38’inde (16) aynı genotipe bağlı tekrarlayan orofarengial Candida atakları görüldüğünü bildirmektedirler. Çalışmamızda hastaların %41.6’sında atakların farklı genotiplere bağlı oluştuğu görülmektedir. Tekrarlayan atakların aynı suşun antifungal tedaviye direnç kazanması nedeniyle ya da hastanın ağzında bulunabilecek farklı suşlardan birinin baskın hale geçmesiyle oluştuğu savunabilirse de hastaların hiçbirinde tedavide kullanılan flukonazol’e karşı direnç saptanmaması (yayınlanmamış veri), bu atakların konak ve patojen arasındaki henüz bilmediğimiz bir mekanizmayla oluştuğunu düşündürmektedir. KAYNAKLAR 1. 2. 3. 20 Anaissie ER. Oppurtunistic mycoses in the immünocompromised host: experience at a cancer center and review. Clin Infect Dis 1992;14:43-50. Hellstein J, Vawter-Hugart H, Fotos P, Schmid J, Soll D. Genetic similarity and phenotypic diversity of commensal and pathogenic strains of Candida albicans isolated from the oral cavity. J Clin Microbiol 1993;31:3190-9. Pfaller M. Epidemiological typing methods for mycoses. Clin Infect Dis 1992;14 (Suppl 1):4-10. Nötropenik Hastaların Tekrarlayan Orofaringeal Kandidaz Ataklarından İzole Edilen Candida albicans Suşlarının Genotipik Analizi. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. Vazquez J, Beckley A, Sobel J, Zervos M. Comparison of restriction enzyme analysis and pulsed-field gel electropheresis as typing system for Candida albicans. J Clin Microbiol 1991;29:962-9. Scherer S, Stevens D. Application of DNA typing method to epidemiology and taxonomy of Candida species. J Clin Microbiol 1987;25:675-9. Stevens D, Odds F, Scherer S. Application of DNA typing methods to Candida albicans epidemiology and correlations with phenotype. Rev Infect Dis 1990;12:25866. Magee PT, Bowdin L, Staudinger J. Comparison of moleculer typing methods for Candida albicans. J Clin Microbiol 1992;30:2674-9. Van Belkum A, Melchers W, Pauw B, Shrerer S, Quint W, Meis J. Genotypic characterization of sequental Candida albicans strain isolated from flucanazole treated neutropenic patients. J Infect Dis 1994;169:1062-70. Boom R, Sol A, Salimans M, et al. Rapid and simple method for purification of nucleic acids. J Clin Microbiol 1990;28:495-503. Holm C, Meeks D, fangman W, Botsein D. A rapid an efficient method for isolating DNA from yeast. Gene 1986;42:169-73. Sambrook J, Frish E, Maniatis T. Molecular cloning: a laboratory manual. 2nd ed, Cold Spring: Cold Spring Harbour, 1989:9;31-7. Van Belkum A. DNA fingerprinting of medically important microorganisms by use of PCR. Clin Microbiol Rew 1994;7:174-84. Van Belkum A, Mol W, Saene R, Ball L, Velzen D, Quint W. PCR-mediated genotyping of Candida albicans strains from bone marrow transplanted patients. Bone Marrow Tranplant 1994;13:811-5 Bart-Delabesse E, Boiron P, Carlotti A, Dupont B. Candida albicans genotyping studies with patients with AIDS developing resistance to fluconazole. J Clin Microbiol 1993;31:2933-7. Barchiesi F, Hollis R, McGough D, Scalise G, Rinaldi M, Pfaller M. DNA subtypes and fluconazole susceptibilities of Candida albicans isolates from the oral cavities of patients with AIDS. Clin Infect Dis 1995;20:634-40. Pfaller M, Rhine-Chalberg J, Redding W, et al. Variations in fluconazole susceptibility and electropheretic karyotype among oral isolates of Candida albicans from patients with AIDS and oral candidiasis. J Clin Microbiol 1994;32:59-64. YAZIŞMA ADRESİ: Yard. Doç. Dr. Ayşegül ESKİTÜRK Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı 81326 Haydarpaşa-İSTANBUL Makalenin Geliş Tarihi: 12.07.1996, Kabul Tarihi: 25.09.1996 Flora 1997;1:16-20