E.2014/132 K.2014/128 “Anayasanın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olduğu, hukuk devleti insan haklarına saygı gösteren, bu hakları koruyucu adaletli bir hukuk düzeni kurup sürdürmekle kendisini yükümlü sayan bütün işlem ve eylemlerinde hukuka ve Anayasaya uyan bütün etkinlikleri yargı denetimine bağlı olan Devlet demektir. Ceza yargılaması hukukunda kabul edilen genel ilkelerin her biri hukuk devleti ilkesinin bünyesinde yer alan ayrılmaz, uygulamada hukuk devletini somutlaştıran, hayata geçiren, yaşatan, en ufak ayrıntıda varlığını gösteren unsurlarındandır. Ceza yargılaması hukuku ilkelerinin doğruluğu tarihi tecrübelerle akli vicdani sonuçlarla kabul edildiğinden iddia ve savunma haklarının hukuk devleti ilkesinin uygulamaya yansımasıdır. Bu itibarla ceza yargılamasında hukuk devleti ilkesinin somutlaşması, yargılama ilkelerine bağlılıkla sağlanabilir. Yargılama hukuku ilkeleri ihlali doğrudan hukuk devleti ilkesinin ihlali olarak kabul edilmesi zorunludur. Somut olayda dolandırıcılık suçu bakımından TCK 157. maddesine göre delilleri toplamaya ve hüküm vermeye Asliye Ceza Mahkemesi yetkili kılınmasına karşı iptali istenen yasa hükmü ile yargılama, delil toplama yetkisinin engellenip zorlaştırılması, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarının dahi ağır ceza mahkemelerinde oy çokluğu ile alınması mümkün olduğu halde telefon konuşma kayıtları bakımından oy birliği koşulu ile karar verilmek kaydıyla ağır ceza mahkemelerine yetki aktarımı yapılması suretiyle gereksiz yere hırsızlık ve dolandırıcılık suçu failleri için özel istisna oluşturulması ceza yargılaması hukukunun kesintisizliğine, yüze karşılık ilkesine, yargılama konusu eylemin tüm boyutlarıyla gerçekliğini araştırma inceleme ve verilecek sonuç kararda değerlendirme yetkisi olan hakime delil niteliğindeki telefon konuşma kayıtlarının celbi yetkisinin tanınmaması yargılama içi çelişki ve yargılama engeli oluşturularak aynı olay ve konuda yargılama yetkisinin parçalanmasına karar verecek hakime bir başka hakim heyetinin izniyle delil toplama yetkisi tanınması yargılamanın akli mantiki gerekçe ve akışına uygun olmadığı, hakimin bağımsız karar verme yetkisini tanıyan Anayasanın 140/2. maddesinin ihlali anlamına geldiği, tek hakime kişinin ikametinde yatak odasında arama kararı verme yetkisi tanındığı halde telefon konuşma kayıtlarının getirtilmesi yetkisinin tanınmaması da ayrı bir çelişki oluşturduğu, hakimin delil toplama yetkisinin bulunduğu ilkesine, herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle adil yargılanma ile iddia ve savunma dokunulmazlığı hakkından faydalanmasını düzenleyen Anayasanın 36. maddesine, gereksiz yere suç işleyen sanığı korumaya yönelik olduğu dolayısıyla mağdur haklarını koruma ilkesine açıkça aykırıdır. Bunun yanında tek hakimli ceza mahkemelerinde sanığa uzun süreli hapis cezası verme yetkisi tanındığı halde sanığın cep telefon bilgilerini celp etme yetkisinin verilmemesi kanun içi çelişki olduğu gibi Anayasa’nın 9. maddesinde yer alan yargı yetkisinin bağımsız mahkemelerce kullanılacağı ilkesine aykırıdır. KARAR: 1 E.2014/132 K.2014/128 Yukarıda açıklanan nedenlerle 6526 sayılı Yasanın 12. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nun 135/1. maddesinin görülmekte olan ceza davasının esası hakkında karar verme yükümlülüğü bulunan hakimin delil toplama hak ve yetkisini sınırladığı, sınırlamanın ceza yargılaması ilkeleriyle bağdaşmadığı gibi Anayasamızın hukuk devleti ilkesini düzenleyen 2. maddesine, Anayasamızın 36. maddesinde düzenlenen herkesin iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına Anayasanın 140/2. maddesinde düzenlenen hakimlerin bağımsız delil toplama ve karar verme engeli olarak değerlendirildiğinden konu hakkında karar verilmek üzere onaylı dosya örneğinin Anayasa Mahkemesine gönderilmesine, Anayasanın 152. maddesine göre Anayasa Mahkemesi kararının beklenmesine karar verildi.” 2