DiNi, iLMi, EDEBi ÜÇ AYLlK DERGi ~\ ,· ~- . OCAK M ŞUBAT M MART 1991 Cil T: 27- SAYI: 1 Prof. Dr. Abdurrahman <GÜZEL Antalya'nın Manavgat Kazası Ahmetler Köyünde doğdu. ilkokulu Köyünde, Orta öğrenimini Antalya'da, Lisans öğrenimini de Ankara Üniversitesi'nde tamamladı. Almanca Lisans öğrenimi·ni Geethe Enstitüsünde, ikinci Lisans öğrenimini de Viyana Üniversitesi Ed. Fakültesi Şarkiyat Enstitüsü Türkoloji Bölümünde yaptı. 2547 Sayılı YÖK Kanununun ilgili hükümleri gereğince 1985 yılın­ da Profesör olan GÜZEL, Kasım 1985 tarihinden beri Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Bölümü Başkanlığını yürütmektedir. YUNUS EMRE'NiN ESERLERINDE DiN Yunus Emre; XIII. da yaşamıştır. Kendisi; yüzyılın sonu, XIV. yüzyılın şair değil, mutasavvıftır, O birinci yarısın­ şair olduğu için mutasavvıf olmamış, "Mutasavvıf" oJduğu için şair olmuştur. Bu sebeple onun hayatını ve eserlerini değerlendirirken bu açıdan ele almak gerekir. O, aAllah"a aşıktır. O'nun aşkını dünyevi aşklarla karşılaştırmak doğru değildir. Nur-ı ilahi'nin sıfatlarının cüz'ünün insanda mevcudiyetini bildiği için insanı .da sevmiştir ki, böylece Cenab-ı Hakk'a ulaşma imkanı bulabilsin ... O, ilahi bir aşka sahiptir. Bu ilahi aşka ulaşmak için de Allah'ın ilahi kurallarına tabi olmak gerekir. Bu da ilahi kanunun "Din" mefhumu ile ifade ettiği hususlardır. Yunus Emre'nin Divan ve Risaletü'n-Nushiyye'sine bir bütün olarak baktığımız zaman, din ile ilgili hükümlerini ve bunlara ait bilgileri fazlası ile görürüz. O, .eserlerinde dini hükümleri, eskilerin asehl-i mümtenli" dedikleri bir anlatım tarzıyla halkın gayet kolay 49 anlıyabileceği basit ve sade bir ifade ile anlatmıştır. Fakat· Yunusı · dini hükümleri hem itikadi çerçev,ede Kur'an hükümlerine. göre anlatmış, hem de bu dini hüküm ve bilgileri «Tasavvuf" açısından ele almıştır. O, Allah'ı çoğunlukla ''Vahdet-i Vücud" inancı içinde ele alır. Bu görüşünde de, «aşk"ı temel alır ve mutlak· varlığa bu suretle ulaşabileceğini, kendi varlığını <Jiaık"kın varlığında'(ifna" edebileceğini, "Ne var söylenen dilde Varlığım varlık Hak'undur kulda hep o ilde ben bunda garip geldümı'' der. Yunus, sadece kendi varlığını değil, bütün yaratıkları ''Tevhld Nazariyesi'' içinde görür. O, bu "Tevhld Nazariyesi"ni uTann birdür, Hak'dur Resill." şeklinde, "Ezeliden dilumde uş Tanrı birdür Hak'dur Resul Bunu böyle bilmeziken bir aceb makamdayıdum" der . . Yunus, Peygamberlerden bahs•ederken de çok defa tasavvufmı "Tecelli" kavramını işler. Ayet ve hadisleri de şiirlerinde ele alırken; onları da «Vahdet-i Vücud"u anlatmak için iktihas eder. Ancak a Ahl.aki Hüküm"lerde O'nun, doğrudan ıdoğruya iyi ve oilgun . bir müslümanıda bUlunması gereken şartlar üzerinde durduğunu görürüz. a) ttikat 1. Allah: "Yunus Eınre'de "Allah" Hüsna" kabuller dairesindeki; kavramı 'Vahdet-i Vücud ve Esmaü'l- "Allah, Baki, Batın, Bekd, Can, Canan, Cebbdr-ı alem, Cemal, ÇaUip, Gafur, Gani, Hakk, Halik, Hayy, Hudd, Kadir, Kadir-i Künfeyekun, Kadim, Kayyum, Kerim, Maşuk, Mennan, Nihan, Nur, Paflişah, Padişah-ı lem yezal) Pinhan, Rabbü'l-Endm) Rahmlin, Rahim, Rezzak, Sahib-i Kur'an, Server, Sübhan, Tanrı, Vahid, Yar, Yezddn, Zahir, Zü'l.-Celal Yaradan, Sultan-ı Cihan .... vb." isim ve sıfatlarla, ya ~ynen veya telınihan ifade etmektedir. Yunus'a göre Allah, ihl8:s Suresi'ndeki "hükfunler doğrultusun­ da" ele alınır. Yani "Allah; tek kudret vıe hüküm sahibidir. Doğma­ mış, doğrulmam:ıştıı'. Eşi, benzeri ve ortağı yoktur". Hük'ınü yedi 50 1 1 iklimi tutan tek padişahtır. Bu yönüyle Yeri ve göğü yaratan O'dur. Tanrı <<MaJ.ikii'l-Millk"tür. Senündür padişahlık k!udretün var Yaratdun yiri gögi heybetün var. Yunus'un "Tekden-Tüme, parçadan-:bütüne" gidişiyle ilgili olarak başda da ifade ettiğimiz gilbi Kainatta görünen bütün sıfatlar, kendi sıfatlarıdır. Dolayısıyla bütün varlık, O'nun nurfı.yla kaplıdır. Fakat Hak, "Zat-Nuru"nu kendi sıfatlarıyla gizlediği için, zatıyla değil, nişanlarıyla bilinir : Dünya ithiret ol Hak yir gök toZudur mutlak Hiç gözlere görinmez kim bilür ne nişande Görünen süretler, Allah'ın mutlak varlığının tecellisinin dış görünüşeridir. Işkıla isteridük yine bulduk ol canı Gönlek idinmiş geyer suretile bu tıeni Yaratıkların hiçbirinin dili, yeter, ne de ilmi kafi gelir. Cenab-ı Hakk'ı anlatmaya ne gücü Niçe &ydebile dil niteligün Dile getürmeğe bin-bir adun var. Yunus'a göre Allah, ezelde var olduğu gibi, ahirde de "var" olacaktır. Ama Yunus Allah'ı daha çoık "Hakk'ı dünyada iken de görmek" ister ve bu isteğini pek çok beyitlerinde söz konusu eder. "tsteridüm Allalı:ı buldumısa ne oldu" derken ibunun "dost" varlığının (sıfatlannın) kendisinde tecelli ettiğini, ondan fazlası ile nişan verebileceğini ifade eder : Dost yolunda gider isem gelmekligüm geniz ola Dost varlığı benimile her dem nişan virügelem Dost bundadur bellü beyan gördüm dostdidarın Bu ilm-i hikmeti duyan ider bana dek azimi ıyan hükmü olan ('Kün" emriyle !bütün varlıkları yaratmıştır. Evvel, ahir, ezeli, ehedi, zahir ve ibatın olan var eden, bütün rızıkları veren ''Rezmk" besleyen büyüten, öldüren de O'dur : Allah, Kur'an'ın Hem evvelsin) hem ahir kamu ye"rlerde zahir Hiç makam yokdur sensüz ben niçün göremezin. 51 kendisi, "Kerim ve Kadim"dir. Allah, için var etmiştir. Bu yüzden "Allah'm Kul kullarını Varlığı" kendisini bildirmek · kulları iJ:e bilinir : padişahsuz Pculişahı olmaz padişalı kulsuz değil kim bileydi kul itmese yort-savııl derken Yunus, aynı zamanda ç'Kul ile Hakk'm La taayyun". mertebesi yönüyle ('Vahdet" halinde olduklarını da ifade etmektedir. Zira, varlığın iç yüzü Hak, dış yüzü Halk'tır. Bu seheble Yunus, Kulu, "Allah'm Kadim" sıfatı ile, Hakk'ı bera:her görür : Kadim kul rvadim ayrılmadum bir adum Gör kul kim Tanrı kimdür anla iy sahib-kabul Tanrı Dünyaya gelmeyen insan ççAllah"ı tanıyamaz. Ancak doğunca bilgi sahibi olunca Allah'ı tanır. özellikle Allah, aleme Celal ve Cemal sıfatlarıyla dost didarmın vucudiyle tecelli eder. Zatı idrak, ancak bu sıfatları anlamakla mümkündür. Kimün kajir idüb kimün müselman Anı kimse itmez illa ol eyler Kimine derd virür asla inletmez Kiminün dünyada derdin bol eyler Kimi ba'y'dur kimi yoksul dime kim Eğer bay'dur eğer yoksul ol eyler Kimine bir aba virmez kim giye Kiminün atına atlas çul eyler Kimini, dünyada hayvan yaratur. Kimini kendine muhlis kul eyler Kimin elin alur Arş'a çıkarur Kimin yi.re çalar kara kul reyler. Allah, dilediğine doğru yolu gösterir. Ortağı yoktur. O, Nutfeden Adem yaratan, cansız yumurtadan kuş türeten, kudret dilini söyleyen, bu insanlara türlü türlü cümlbüşler gösteren, tevfik ve inayet kılan, varlığını ilm ile Kur'an'da ibeyan eden O'dur. iy kendözini bilmeyen söz manisin anlamayan Hak varlıgun isterisen uş ilmile Kur'an'dailur. Yunus'a göre Dünyada her canlı; kendi hal diliyle Allah'ı zikreder, çok günahkar olan insanoğlunu bağışlar, onları adalet üzre 52 ve merhametle yarlıgar, onlara doğru yolu gösterir. O'nun inayeti, rahmeti çoktur. Rahmeti göle benzer. öldüren, dirilten O'dur, Hz. isa'yı babasız yaratan O'dur. TUr'da Musa Peygamber'e kendi kelamıyla tecelli etmiş, fakat zatını göstermemiştir. O, malışer günü hükmünü gösterecek, malıLukatı yeniden diriltecektir. Hüküm sahibi o'dur. Andan israfil sur ura ölenler yirinden tura Mizan-1'erazi kurıla hükmini ide Zü•l-Oelal Sübhan olan Allah, kulun tek de de görülebilir : sığınağıdır. Yunus'a göre Allah düş­ Esridi Yunus'un canı yoldayım illerüm kanı Yunus düşde gö1·di seni sayru mısun sağlar mısun Okumaktan murad ise, Cenab-ı Hakk'ı tanımak, O'na kulluk etmektir. Gece gündüz Allah'ı zikreden kişi, O'nu isteyen kişi demektir. Ve bu sebeble de O'nun her yerde hazır ve nazır olduğunu bilmek içinde «Hak aşığı" olmak gerekir. Allah benüm didügine virmişdür ışk varlığını Kime bir zerre ışk vire Çalap varlığı andadw·. Ol KadiT-i kun-feyekun lutfedici Sübhdn benenı Kesmedin rızkını viren cümlelere Sultan benem Kar yağduran Şöyle buz tonduran hayvanlarun rızkun viren bilün ol malıluka ol Rahim ü Rahman benem Netice olarak ifade etmek isteriz ki, Yunus'da Allah kavramı, bir bütün halinde ((aşk"la ifade edilmektedir. Hangi pencereden bakarsanız bakınız orada "Allalı"ı göreceksiniz. Allah ilahi bir nfır'dur. Mekansızlık aleminde sınık gönüllere ta;ht kurmuştur. Vucud şehrin­ deki tahtın sahibi O'dur. Bu vücudun şehrine her dem giresüm gelür içindeki Sultan'un yüzün göresüm gelür bütün varlık Hak'kun dur. Derviş Ene'l-Hak dirse no'la aceb mi Hep varlık Hakkundur ala külli hal. Z. Melekler . Yunus Emre'nin eserlerinde Melek kavramı için aMetek, MeHl.ike, Ferişteh, Firişteh" isimleri geçmektedir. Melekler sema ehlidir ve 53 ( bulundukları yer de, ((Melekftt a.Iemi"di:r. Melekler Yunus'da daha çok insan ile Allah arasında, Seyr ü süluk esnasinda vasıta olan nurani güçler olarak ele alınmaktadır. Gök'de bulunan bu Melekler, ziki,r ehlidirler. İmıanlarla da münasebeti vardır. Yunus Emre dört büyük melekten bahseder. Bu Melekler de: Cebrail, israfil, Mika.U ve Azrail'dir. Hepsini ''Dört Ferişte veya ''Kerrub" ifadeleriyle de zikreder. Bakan benem gören benem alan benem viren benem N e Cebrail ne Mikail isrllfil'i kılan benem Yunus'da Cebrail, Cibril, Cebrail-i Mürsel, Elçi isimleriyle zikredilir. Yani Hz. Muhammed'in tercümanı, Allah'ın elçisidir. Cehrail'den çeşitli vesilelerle bahsedilmektedir. Muhammed'e bir gice Çalap'dan indi Burak Cebrail eydür Hocam Mirac'a kıgurdı Hak Gitdi Cebrllil Hazreti getürdü Bural-c atı Nurdanıdı hil'atı gözi gevher yüzi, ak Anun gibi maşuk anun haberini kim, getürür Cebriiil-i Mürsel sığmaz anda alıcak münacaat Yarinden elçi gelür canımdan u diler M erkepden inübeni yayan varasum gel·ir. İsrafil, kıyamet gününü, haşri ve neşri haber verir O, günü elindeki sfu'u üfür·ecek ve !bütün canlılar öl•ecektir. isrtlfil surı kra yir yüzi dirşürile H erab ola berr ü balır çarlı-ı felek israfil surem ura cümle malılUk Dirilüben lıaşre vara anda kaldı Azrail, Yunus'da ölüm meleği kıyamet yayıla turı gele Sublıan ola olarak ele alınmaktadır. Bana cllnı sen virdün Azrail'e bildürdün Senden artuk kimseye emllnet viremez Azrllil ne kişüdür kasd idesi canuma Ben emanet ıssıyla .anda bi'trişüp geldüm. Yunus'un eserlerinde belli 54 !başlı dört melekben gayri olarak; Kiramen Katibm, de bahsedilir. 1\füııker-Nekir, Harut-Marut meleklerinden Kiramen Katibin; Ol terişteler oAlı Kiramen Katibin'dür Yazmakdan usanmazlar armazlar yaz u kışda Münker-Nelrir, Kamularun amelidiir Menker-Nekir olup gelen Benüm ameWm dostı da amelümi tııta varam 3. Kitaplar : Genel anlamda bütün mutasavvıfların asıl beslenme ve seslenme ka;ynağı Kur'an'dır. Aynca mutasavvıflar diğer mukaddes ki~abları da zikrederler, Yunus Emre'de eserlerinde, Kur'an-ı Ker'm'i fazlası ile zikrederken, aynı zamanda diğer mukaddes kitapları da manevi birer makama delalet etmesi sebebiyle zikreder. Tevrdt'ıla İncil'i Zebur'ıla Fürkan•ı Bunlardagi beyanı cümle vücUdda bulduk Yunus Emre'de kalıplaşmış bir dü:stur vardır ki o da, dört kitab'ın manisinin Kur'an'da toplanmış olduğu hususudur. Halk içinde dirlik düzen dört kitabı doğru yazan Ag üstüne kara di~en ol yazılan Kur'an benüm. Sen seni ne sanursan ayruga da anı san Dört kitabun manisi budur eğer varsa Dört kitabın manisi !bir ''Elif" de toplanmıştır. •'Elif" den maksat, Km'au'dtr. Yunus bu harf için auıu heoo" terkiıbini kullanır. Dört kitabun mdnisin ok'l!dum tahsil kıldum. I ş ka gelicek gördüm bir ulu lıeceyimiş. Bu ((Eiif" ile Allah'ın !birliği ve tescili fikri de odaya konmuş­ tur. Çünkü "Allah" ıda, "Elü" ile başlamaktadır. Yani dört kitabın tamamı ve verdiği birinci mesajda "Allah'm Birliği" hususudur. Dört kitabun manisi bellüdür bir elifde Sen elif dirsün hoca manisi ne dim.ekdür. Yunus'da aElif"de birliği, ha'da ise Kesreti görür. Bu sebeple O daima Elif'i zikreder : 55 / ( /. Dört kitabun manisi tamamdur bir elifde · Ba didürmen siz bana ba diyicek azaram 4. Peygamberler : Mutasavvıfların eserlerinde, özellikle Yunus Emre'de Peygam· berler; "Peygamber, Nebi, ResUl, Enbiya, Canlar, Haslar, Elçi" kelimeleriyle ifade edilmektedir. Gerek kavram olarak, gerekse has isimleri itibariyle, Yunus Emre'nin eserlerinde isimleri en çok geçen Peygamberlerin sayıları "yüzyirmidörbbin" olarak ifade edilmektedir. Yüz yiğirmi dört bin hası dört yüz kırkdör tabakası Devlet makamında ol gün ulu Mnedandayıdum. Tabii ki Hz. Muhammed, kendisinden en çok bahsedilen Peygamberdir. özellikle Hz. Muhammed, Yunus Emre'de, diğer Peygamberlerden de, üstün tutulmaktadır. Çünkü Hz. Muhammed, Kainatın yaratılışının sebebi olarak gösterilmektedir. Yani ilk yaratılan O'nun ruhfı.'dur. Eğer o olmasaydı hiçbir canlı ve cansız variık yaratılma­ yacaktı. !şte bu sebepten Yunus Emre Hz. Muhammed'i yüceltir: Hak yarattı alemi, aşkına Muhammed'in Ay ü günü yarattı, şevkine Muhammed'in Ol. dedi oldu alem yazıldı levh ü kalem Okundu hatm-i kelam, şanına Muhammed'in Hep ıerenler geldiler, dergaha yüz sürdüler . Zikr-i tevhit ettiler, nuruna Muhammed'in Veysel Kararn kazandı, ahir yine özendi Sekiz uçma.ğ bezendi~ aşkına Muhammed'in Ferişteler geldiler, saf saf olup durdular Beş vakt namaz kıldılar, aşkıiıa Muhammed'in . Havada uçan kuşlar, yaşarıp dağ ü taşlar Yemiş verir ağaçlar, aşkına Muhanırned'in imansızlar geZdiler, anda iman aldılar Beş vakit namaz kıldılar, aşkına Muhammed'in Yunus kim ede methi, över Kur'an ayeti An vergil salavatı, aşkına Muhammed'in Peygamberler henüz yok iken; Hz. Adem yaratılmadan önce Hz. Muhammed'in nfı.ru yaratılmış idi. Diğer Peygamberler de bu nurdan yaratılmıştır. Bu sebeple Yunus Emre'de Hz. Muhammed, 56 ''Peygamberler Serveri" olarak isimlendirilir. ilk Peygamber Hz. Adem'dir. yaratılan insan ve ·Evvel Adenı yaratdı sonra Peygamberleri Ahir Muhammed nurı balkıldı içürnüzden Hz. Muhammed'in nuru, Adem atadan beri, bütün Enbiya, Nebi ve Veli'de görülegelmiştir. Peygamberlerin, ahiret'de şefaatı Allah'ın inayeti iledir. Bu şefaat faktörüne Paygamberlerden sonra, veliler, şehidler, çocuklar, alimler ... vb. de kendi mertebelerine göre katıla­ caklardır. Bu da ancak Allah'ın inayetine bağlıdır. Yunus Emre'nin eserlerinde: Hz. Adem, Hz. Şit, Hz. ldris, Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. İsmail, Hz. Yakup, Hz. Yusuf, Hz. Eyüb, Hz. Davud, Hz. Süleyman, Hz. ilyas, Hz. Yunus, Hz. Zekeriyya, Hz. Musa, Hz. isa, Hz. Muhammed, kendi özelliklerine göre ayrı ayrı, fakat teferruatlı bir şekilde zikredilmektedir. Biraz evvel yukarıda da ifade ettiğim gibi Yunus Emre Hz. Muhammed'i «peyga:mberler Serveri ve Dinin Direği" olarak ifade eder. Peygamberler serveri din direği Muhammed Gör ne gevherlerr kodı bu bizim kanumuza Hak O'nu nun öğmüş de yaratmıştır. O, Falır-i alem'dir. Dünya O'- dostluğuna yaratılmıştır. Hak dünyayı Peygamber dostluğıma Dünyaya gelen gider baki kalası değil Yaratdı Yunus, O'nun reder: adını beyitlerinde değişik isim ve sıfatlarla zik- "Mustafa, Muhammed, Ahmed, Mahmud Kasım, Resf:ı.l, Dost, Habib, Falır-i alem, Neıbi, Server, Sııdk u Safa Madeni, iki Cihan Güneşi, iki Cihan Sultanı, Can, Gül, Habi!bu'llah, Hayrü'l-beşer.... vb." dir. Yunus'a göre_ Hz. Muhammed, daima ümmeti için çalışan bir peygamberdir. Hz. Muhammed, her şeyin aslıdır. O, ölmemiştir, ancak zahiren dünyasını değiştirmiştir. Ol iki cihan güneşi zahir dünyasın denşürdi Cahil anı öldi sanur ol hod ölmez ölüp degül 57 Hz. Muhammed'in varlık gölünde yetmiş bin peygamber O, şefeat, mücizat sahibi, acıyı tatlı, kötüyü iyi kılandii' .. vardır. Muhammed'ün m.edhini idelüm baş üstine Zira ki ol Muhammed yuridi Arş üstine . Arşına Düşdi Bir basdı kadem ol Resulull..rıh benem bu cümle sanem ser-nigün ferş üstine taşa kıldı Çıktı nazar mucizat ile yarar ber-ta vü sin ü ya dürlü nakış üstine Taş elinde söyledi Hak Resulsin sen didi Anunçin komadı bir taşı taş üstüne Muhammed'e kafirler üç kez agu virdiler Birin kuzuyla yidi il-cin aşın üstine tır. Yunus Emre, Hz. Muhammed' e müstakil medhiyeler de Onlar da : Mefa'ilün Mefa'ilün Fe'ulün 1 Yiriın gögün safası M'ustafa'dur Kamu cahdün vefası Mustafa'dur Ayun bedri hilal alnı ve kaşı Günün nurı ziyası Mustafa'dur 3 Çalap carşı ayagında olur ferş Cikanun müntehası Mustafa'dur oldur şefic ol Sekiz uçmak. sakası Mustafa'dur Yarın malışer şefic 5· Bi-çare 'asi kullara yarın ol Şefii/at eyleyesi Mustafa'dur 6 Yarın peygamberler caciz olısar Girü elin alası M·ustafa'dur 7 Yunus yalvar getür Hakk'a salavat Hak'un dôstı H.abibi Mustafa'dur Ç. 9a 58 ..'!- ,o; • yazmış­ . 1 Çalap nurdan yaratmış canını Muhammed'ün c.Jıeme rahmet saçrnış adını Muhammed'ün ·2 Dôstum dimiş yaratmış hem anun kaydın yirniş ümmetden yana kamış yönini Muhammed'ün .. 3 Muhammed bir denizdür cazemi tutup durur Yitmiş bindür peygamber gölinde Muhammed'ün Dünya mtilın dutrrıamış hiç emanet artmamış Derzi biçüp dikmenıiş tonunı Muhammed'ün 5 Tanrı'arslanı Hasan'ıla 6 7 cAli sagında Muhammed'ün Hüseyin solında Muhammed'ün · Yılda yitmiş bin hacı her biri niyyet ider Varup ziyare!t ider nurını Muhammed'ün Yunus Emre'm cışk~udur eksiklidür miskindür Her kim yimez mahrumdur hvônını Muhammed/ün K. 174b, RY. 64b, M. 59, Ç. 25b 1 bir Tanrı hasını gel ikrar it erenlere Si.leler gönlün pasını gel ikrar it erenlere Dutgıl öyle bir berkitgil alıdün hem malunolsun hem rahtun Hakk'ı bilmek olsun cehdün gel ikrar it erenlere 3 Erenlerdür Dôstıladur silerler gönülden pası mu camlesi gel ikrar it erenlere Tanrı hası 4 Gider gönül teşvişini bezerne hayrat nakşı{;nı Uçurmadın can kuşu nı gel ,ikrar it erenlere 5 Geç bu uzun endişeden erdire nefsin uşadan Bakmagil dosta taşradan gel ikrar it erenlere 6 Bu can sana baki kalnıaz anda varan girü gelmez Son peşmanlık assı kılm.az gel ikrar it erenlere 7 Bu dünydyı elden bırak ahirete eyle yarağ Erenlerden olma ırak gel ikrar it erenlere 8 Eger seversen AllaNı hôş nida eyle ol şahı Hak rahmet ider v'allahi gel ikrar it erenlere 9 Yunus sen peşman olmadın irişgil ere öwnedin Bu dünya sana gülmedin gel ikrar it erenlere RY. 30b, K. 173b, YE ,M. 58 59 Fuzuli'nin asu" kasidesindeki "Su" redifi ile. Hz; Muhammed . en güzel şekliyle anlatıldığı gibi, Yunus Emre'de de "Gül~' motifi il~ Hz. Muhammed'in şeriatı anlatılmıştır. Hz. Muhammed'in teri, yer- · yüzündeki bütün çiçeklerin kokusuna benzer çölde o'nun terinin yeryüzündeki tezahürüdür. Billbill'e benzeyen aşık bu gül'e aşık olmuştur. Gül Muhammed teridür bülbül anun yari.dür Ol gül ile ezeli cihtina bile geldüm. N e· haldayım nebilem duzakdeyum ne gülem Bir garibco bülbülem ötmeğe gül e geldüm. Başka birheyitde gül, şeriate benzetilmektedir. Gül, ferahlatıcı, uyarıcı, sevindirici ve dünyada başka hiç ibir çiçeğin kendi hasletleriyle !bunun kadar övülmediği belirtilerek, \bunun gibi şeriatın da nefs-i eınmareyi gafletden uyarması şekliyle münasebeUer kurulmaktadır. 5. Ahiret: Yunus'un eserlerinde, ahiret gününün unsurlarıyla ilgili pek çok kayıtlar vardır. Ahiret kavramı, ·~Ahlret, Sulılı-ı kıyamet Ukbil. .. " vb. gibi kelimelerle ifade edilir. Ayrıca Ahiret : "Ahir zaman, Sur, Haşr, Mahşer, Malışer günü, yarınkı gün, Sual, Mizan, SLJ.rat, Amel Defteri, Şefeat, Cennet, (Behişt, Cınan, Uçmaz, Firdevs-i ala, Sekiz Uçmaz, Sekiz Cennet), Huri, Gılman, Tfıba, Kevser, Kasr, Köşk, Hülle, Rıdvan, Cehennem (Tamü, Zebani ... ) gibi kavramların hepsi Yunus Emre'de mevcuttur. ,Ahiret baki, dünya fanidir. :Ahiret, insanların öldükten sonra ebedi olarak yaşayacakları alemdir. Bu alem, insanlar tarafından tanınacaktır. Dünyaya aldanan ahireti unutur. ,Alıiret yolunda yoldaş Huri'ler dır. Dünyada ne varsa ahiretde de vardır. Yunus, ahireti başka bk rak da kabul eder : düşünce içinde "ahl"lerin yurdu ola- Su/ilere sohbet gerek alıilere alıret gerek Mecnun'lara Leyla gerek) bana seni gerek seni Malışer günü kul ile Sultan eşittir. Yunus Emre, ahiretle ilgili mefhumları eserlerinde pek çok beyitlerle, ayet ve hadisiere telmilı­ ler yapmak suretiyle ele almıştır. 60 6. Hayır ev Şer - Iiaza ve Kader : Yunus'un eserlerinde :bu kavramlar pek fazla uzun uzun anlatıl­ maz. Ancak {(Hayır ve Şer" daha fazla geçer. Yani {(Hayır ve Şer" Allah'dandır. Kulun kendisine ait fiili yoktur. Mutasavvıf kişiler, hay:Lr ve şerrin Allah'dan olduğunu bilirler.. Yunus bu sözleri kogıl kendözünden elun yugıl Senden ne gele bir diğil çün Hak'dan ola Hayr-u Hayır cillikten ve Şerri kurtulmuş, Şer elden koyan kişi, korku ve ümitden beridir, hen" varlık defterini yumuştur. Uçnıak!dan unıusı Kendizin yavı yok) Tanıu'dan korkusu yok kılup hayr-u şer elden koyan Yunus Emre'nin -eserlerinde "Kaza ve Kader" konusunda iS'e geniş bilgi yoktur. . Yunus, kader konusunda da islami inanç içindedir. Bunun ilmi şekliyle izah tarzını işlememiştir. Ancak Yunus, insanın kaderi üzerinde, sadece inanç olarak Levh-i mahfôz deki tesbitin olduğunu, ezelde ne yazılmış ise, dünyada insanın başına onun geleceğini benimsemektedir. Yunus imdi ganı yime nidem ne kılanı Gelür kişi başına ezelden ne yazıla dinıe 2. ibadet: Yunus Emre'de ibadet kavramı için {(ibadet, zühd ve taat'' kelimeleri geçmektedir. Yunus, bu kavramı daha çok islam'ın beş te~ meli" üzerine insa etmistir. Allah'a <<Hakka'l Yakin"e kavusmak an, ' ' cak ibadet ile mümkündür. Allah sevgisi de {(ibadet" ile kazanılır : Yunus sen kendüni görme ibadet kıl mahrum kalma Gayrısına gönül virme Allah sevgisi var iken. Demek ki Yunus'daki esas sevgi «Allah Sevgisi"dir. Hümanist sevgi değildir. Yunus, ibilıdetin de mutlaka riyasız, gösterişsiz oJnıa:sı gerektiğini vurgular. ibadet, ahiakın güzelleşmıesini, insanların olgunlaşmasını, Allah'a daha da yakıniaşmayı sağlar. ibadet, insanı vecde ulaştırır. Vecd ise, Allah'a ulaşmanın en kısa yoludur. Bu da farz ve sünnet ibadetleri ifa ile mümkündür. Yunus Emre'nin eserlerinde, çeşitli vesilelerle dünyanın kullar için Allah'a ibadet etsin diye yaratıldığı, cihanın iıbilıdet yeri olduğu, 61 ( / dünyadaki hikmetleri gören insanların taatla istigal ·eylediği, hayvanın farkının «ibadet" ile belli olduğu anlatılır. Tanrı'nın sıırrına ancak bu ibadetlerle ulaşılacağı ifade edilir. Oruç-namaz-gusl u hac hicabdur aşıkZara Aşık andan münezzeh hassü'l-havas içinde Oruc-namaz-zekat-hac cürm ü cinayet durur Fakir bundan azaddur hass-u havas içinde 1. Kelime-i Şahadet : İslam'ın temellerinden olan ({Kelime-i Şahadet" bütün mutasavvıfların da temel inanc1dır. Zira, bundan sonra if8ıde edecekleri ve yaşayacakları bütün haller, «Allah'm birliği ve Hz. Muhammed'in Allah'ın k\hu ve Resulu" oluşuna dayanacaktır. Bu sebeple, Yunus eserlerinde ya "La ilahe iliallallah Muhamınedür resulullah" veya <'Tanrı birdür-Hak'dur Resul" şeklinde bu inancını açıkca ifade eder. EzeU'den dilumde uş "Tanrı birr dür Hak'dur Resul Bunu böyle bilmeziken bir aceb makamdayıdwm Yani Yunus, burada da Kelime-i Tevhid'i «Vahdet-i Vücô.d" inancı içinde ele almaktadır. 2. Namaz: Yunus Emre'nin eserlerinde <<Naımaz" ile ilgili pekçok beyitlere rastlamak mümkündür .Bu da beş vakit namaz, çalap buyruğu, sa.Ja,t..." gibi ifadelere yer verilir. Divandaki dört müstakil şiir ise ((Sa· Ul.t-name"ı türünde yazılmıştır. San'atun yigreği çün namazımış hoş pişe Namaz kılan kişide olmaz yavız endişe Allah buyruğun d!utgıl namazın kılup gitgil N am az kılmayınca zinhar .varmag?.l işe Evünde helali biş V·akt namaz öğretgil öğüdün dutmazısa yazugı yokdur boşa Namaz'ın Hz. Muhammed'in Miracı esnasında farz kılındığını ifade eden Yunus, Allah'a yaklaşınanın ancak '"'Namaz" ile mümkün olacağını, Namaz'ın insana dünya ve ahiretde <<aiZJk" olduğu. ifade edilmektedir. 62 Alem fahr-i Muhammed Mirac'a ağdugunda Çalap'da1ı diledügi ümmetine azukdur. Yunus, Namazı yerine getirmeyen kişinin kazanemın haram olduğunu söyler. ömür boyu namaz kılmak gerekir. Zlira; ecelin ne zaman geleceğini kimse bilemez. Namaz, gönüllerderi ikiliği giderir. Amma gönül yıkanın namazı gider. Bunun için şa.ir, hem ibadeti tam yapmanın gerekli olduğuna, hem de ahlaki kurallara riayet etmenin ehemmiyetini vurgular. Zira Şair Bir; kez gönül yukdmıısa bu kıldığın namaz değil"der. Ayrıca Yunus, Hakk'ı talep edenlere şöyle tavsiyede bulunur: "Namaz kılın, Oruç tutun .. " der. Yunus Emre, bir «Samt..namesi"nde beş vakit namazın zahiri ve batını manalarını şöyle anlatır : Müslümanum diyen kişi şartı nedür bilse gerek Tanrı'nun buyrugın tutup biş vakt namaz kılsa gerek Tanla turup başun kalduT ellerüni suya dalduT. H em şeytanun boyn·ını UT hem nefs dahi ölse gerek Kılurısan tan namazın Hak'la ola hem niyazun Ahi~etde izz ü nazun varup anda bulsa gerek öyle namazın kılasın her ne dilersen bulasın Tamudan azad olasın kullaT azad olsa geTek Ol ikindiyi kılanlaT arı diTlik dirilenler OlaTduT Hakk•a irenler heT-dem anlaT iTse gerek Alışam duruT üç jariza tağoa günahun arıda Eyü arnellerün sinde ş.em•ü çerag olsa gCTek Y at sı namazıncı ol hazır hazırlaTı seve·r Kadir imanun eksügin bitir iman piş-rev olsa gerek H er kim bu sözden almadı .biş vakt namazı kılmadtı Bilün müslüman olmadı ol Tamu'ya giTse gerek Bildünise cema•ati hazır olanlar Cennet'i Ger kahillik kılurisan münafıkdan olsa g.erek Yunus, Sabah namazını da şöyle anlatır. Sana direm iy veli tur irte narnazına (sabah namazı) . Eğer değülsen öli. tur irte namazına Ezan okur mü•ezzin çağırur Allah adın Y ıkma din ün bünytidın tur irte narnazına pervaze kıışlar tesbih okur ağaçlar Himmet alan kardaslar tur irte narnazına Ağar > Yunus Emre, bes vakit namazın ıdısında cenaze namazının da ' ' ehemmiyetini anlatır : Bu namaz (<dört tek'birH namaz" olarak anlatılır. Ve bu dört tekbir "dört Tlevhid" makamının sembolüdür. gider danışmana saZadur dosta-düşmana dört tekbir namazıla vaktım tarnam kılam bugün Oğlan Şol Yunus Emre, Namaz'la ilgili bütün mefhumları ayrı ayrı ele alır. Onlar da: "Abdest, Kıyam ,Ruku, Süoud, Mesdd, Mihram, Minber, Minare, İmam, Müezzin, Kıble, Ezan, Cemaat, Seccade, Tesbih, Dua, Salavat ... vb." dir. Bu mefhumlar aşağıdaki beyitlerde görüldüğü gibi ele alınır Abdest: Tanla turup başun kaldur ellerüni suya daldur Hem şeytarnun boymını ur hem nefs dahi ölse gerek Rukü, Sücud ve Kıyam : Hazrete bağlu elüm Fatiha okur dilüm Bilini büküp Hakk'a hoş rukuat eyledi. Ruku sucUda kalma ameıün tayanma ilm ü amel gark olur naz u niyaz içinde N e Kab e vü ne Mescid ne ruku'u ne sucud Hakk'ıla dairn becid olur münacatımız Zühd ü ta'at usul-i din ışk haddinden taşra durur Nisbet değildir ana hem secde vü rukU..kıyam : Mihrab: Can dost mihrabına secdeye vard·ı Yüz yire uruban ider münacaat Mescid: Mescidde medresede çok ibadet eyledüm Işkadına yanuban andan hasıla geldim. Minire: Yunus'un sözinden sen mdni anlarısan Konya menaresini göresin bir cuvaldız Müezzin - imam : Bu çok meydanı içinde çağu,rdum bir avaz itdüm Müezzinlik bizim oldu t.mam oldum uyan gelsün Kıble: Asitan-ı mürşidün Ol gel şeh-i şahlar şahın kıble-i can kıla1um gel biz de milıman idelüm Ezan: Ezan okur müezzin çağurur Allah adın y ıkma dinin bünyadun tur irte namazına Tesbih: Ay u gün Firişteler müştak durur dervişlerün sohbetüne tesbih okur zikir ider dervişleri Sofıyam halk içinde tesbih elimden düşmez Dilüm marijet söyler gönlüm hiç kabul itmez Namazı kıl öleceğün zikr eyle' :elün götür şükreyle fikreyle tur irte namazına '3. Oruç, Hac ve Zekat: Yunus Emre'ıde {{Oru~", İslam'ın temellerinden olduğu, her müslümanın mutlaka ibu frurz orucu senede bir ay tutması gerektiği ifade edilir. O, "Ben oruc-namaz çün suci içdüm esridüm" 65 derken, ilahi aşkın şarabı ile sarhoş ve namazı bir menfaat karşılığında söyler. olduğunu söyler. ·Ayrıca Orucu tutmanın . da yanlış olduğunu Orucuna güvenme namazına ·tayanma Cümle ta•at tak olur naz u niyaziçinde Oruçla ilgili olarak Yunus'da çeşitli mefhumlar da ele alınır. Yunus, Orucu, bir noktada ('halvet riyazat" olarak inceler. Oruç ile, insanın nefsini terbiye etmesi, çeşitli dünya nimetlerine . karşı imtihan vermek duırumunda oJduğunu, "iftar" kokusunun "gül" kokusuna eşitliğini söyler. Dünyadan yönlini çeke eli ile arpa eke Unına yarı kül kata güneş de kurutmak gerek Aceb anı nice yiye nefsi dilese yiyleye· Kaçan kimi iftar eyleye üç günde bir itmek yi.ye Yunus, Hacc'ın islam'ın rükünlerinden olduğunu, ibunun da hali vakti yerinde olanlarm ömründe ibir defa icra etmeleri gerektiğini söyler. Ancak, Yunus, haccı şekli yönüyle değil, yani ((insan-ı Kamil" yönüyle ele. alır ve gönülden hareket ederek aoönül"e girergönül yapar" san haccın kabul olur" der. ilm ü amel ne assı bir gönül yıkdunısa Arif gönül yapdugı beraber Hicaz ile Ariflerin aksine, herhangi· bir kişi bir gönül yıkar ise, O, isterse bin kez Kabe'yi ziyaret etsin, O'nun haccı muteber sayılmaz. Ak sakallı pir koca bilmez ki Mli nice Emek yimesin hacca bir gönül yıkarsa Hacca gidecek kişinin mutlaka dünya hayatınmda mükemmel olmasını ister. Zamane hacılarının azgınlıklarını kınar. Ona göre hacca gidenler Hz. Peygamber'in hadisine göre Allah'ın ve Hz. Muhammed'in davetine icabet ederek gidenler olmalıdır. Şeytan'ın davetine icabet ederek !gidenler ise, zamane hacısı, kibirli, gururlu, köşe dönücü, helai rızık saMbi olmayanlardıır.. kazar yi yidür bir gönül ele getür . Yüz Kabe'den yigrekdür bir gönül ziyareti Düriş Kabe senin eşigündür eyle bil Bulimadum yol çeküb. varmagıla 66 Kabe'ye varmak meşakkatlidir. Hatta yollarda ''mugan dikenleri" vardır. Ancak aşıkların ayaklan altında bu dikenler ipek olur. Yani Allah'a tam olarak inanan, ihlaslı, dürüst olan kişiler pekçok meşakkatleri yenebilirler. Allah'ın sevgili kulu olabilirler. Zekat: Yunus, ibu konuya pek fazla yer vermemiştir. Herhalde bu ibadetin zenginlere ait bir ibadet olduğu için mi, üzerinde .durmaml§tır, bilemiyoruz. Ancak : Oruç-namaz-zekat hacc cürm. ü cinayet durür Fakir bundan azaddur hass-ı havas içinde der. Zekat vermeyen zenginleri öyle yerer ki. "Bin der. ayrıca Ele kızılı hakiki varsa birisi gelmez müslümanı getürdüğüni işe" da bu konu da şöyle anlatır: miskinlere harc eyler Netioo olarak ifade etmek isterim ki, Yunus Emre'nin eserlerinde Din konusu, son derece önemlidir. Zira O, bir mutasavvıf olarak, eserlerini aitiki.t-ibidet ve Ahlô.k•.•" sistemi üzerine kurmus, tur. O, her konuyu islô.m Dini'nin emir ve nehiyleriyle beraber ele alır. Eserlerinde özellikle dini hüküm ve ahlaki kuralları, halkın anlayabileceği bir üslup ile ele alır. Yunus'un asıl ilham kaynağı Kur'an-ı. Kerim ve Hadis-i Şerif­ lerdir. Bu bakımdan o, Kur'an'a ve Hz. Muhammed'e ıderin bir saygı, muhabbet ve ihlaslı lbir iman ile bağlıdır. O, eserle:r_-inde daima «Allah'a varma yollarını", Kur'an'dan ayetler getirerek, Hz. Muhammed'den hadisler hatırlatarak ve bunları tam. bir nüfuzla açıklar. . O, günümüzde söylenmek istenildiği giıbi "Hümanist" bir düşün­ cenin adamı değildir. Zira hümanizm'in görüntüsü ve neticesi, ateizme dayanır. Bu sebeple Yunus'u ele alırken, mutlaka onu Türk-tslam Kültürü bünyesinde ele· alarak değerleh.dirmeliyiz. Bunu da bu saha da ihtisas sahibi olanlar yapmalıdır. Her önüne gelen O'nu çeşitli bloklara çekmemelidir. 1991 Yunus Emre Sevgi yılın da O'nu öldürmek yerine yaşat­ malıyız. Bu da Yunus'un günümüz insanına rultusunda açıklamakla mümkündür. verdiği mesajları ilmin doğ­ 67