~~D INTERNATJONAL SYMPOSIUM OECEMBER 14-16 2012 ANKARA ULUSLARARASI SEMPOZVUM 14-16 ARAUK 2012ANKARA VELI Bu kitap 74-76 Ara/tk 2012 tarihinde Ankara'da, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve TÜRKKAD Türk Kadmlart Kültür Derneği istanbul Şubesi tarafindan ortaklaşa gerçekleştirilen uBayramtm Şimdi" başltklt Uluslararast Hao Bayrôm-1 Veli sempozyumunda sunulan tebliğlerden TÜRKKAD istanbul Şubesi tarafindan hazJrlanmiştJr. OSMANLI'NlN KURULUŞ DÖNEMiNDE TASAyYUFi HAREKETLER: DEVLET-S0Fi iLiŞKiSiNE BiR BAKlŞ Prof. Dr. Mustafa Aşkar Ankara Üniversitesi, ilahiyat Fakültesi, Tasavvuf Anabilim Dalı Anadolu'nun tümüyle Türklerin hakirniyetine girmesi hususunda bir baş­ langıç noktası almak gerekirse, bu hiç şüphesiz Anadolu'nun 1071'deki Alparslan'ın Bizansiıian ratması olayıdır.290 yenilgiye uğ­ Bu tarihten sonra fetihlerle açılan Anadolu kapılarından 13. yüzyılın başına kadar sürecek olan göçler başlar. Anadal u'nun Türkleş­ mesi9ve islamiaşmasının en önemli etkenl~rinden olan bu göçler, aynı --yoğunlukta olmasa bile iki asır sürmüştür. Bu göçler fethedilen yeni yer- lere yerleşme isteği kadar, o dönemde Türk aşiretlerinin Moğol istilasından (1234) huzursuz olmaları nedeniyle de yapılmıştır.291 Burada bahsedeceğimiz Osmanlı Devleti'ni kuran Oğuz boyunun Kayı aşireti de, Moğol istilasından rahatsız olup, Maveraün- nehir'den Anadolu'ya gelip yerleşen 290 Osman Turan, Selçuklufar ve İslamiyet, {İs­ tanbul Matbaası) Istanbul 1971, s. 71. 291 Feridun Nafız Uzluk, Anadolu Selçukluları Tarilıi, (Örnek Matbaası) Ankara 1952, s. 7. Türkler'dendir.292 Anadolu'nun dolayısıyla Osmanlı e a: Devleti'nin kurulması ve yayılması sürecinde dini yönden etkin sınıf t~bii olarak ulema sınıfı idi. ilmiye sınıfının halka dönük soğuk yüzü, ele geçirilen yeni yerleşi_m birimierirnde dönemin tasavvufı-iktisadi kurumu Ahilik kilatının yerleştirilmesi teş­ ve yayılması ile daha rahatlatıcı bir vasat hazırlı­ yordu.293 özellikle Moğol istilaların ­ dan bıkmış, yorgun Anadolu insanı için sadece ahiler değil, o dön_emde Orta Asya'dan Anadolu'ya göç gönül erlerinin sıcak etmiş nefeslerine ih- tiyaç duyuyordu. ilerleyen satırlarda da vurgulanacağı gibi Osmanlı'nın Kuruluş Dönemi'nde devletin manevi harcını oluşturan mutasavvıfların he- men hepsi Anadolu'ya sonradan gelmiş zevattan oluşmaktaydı. 292 Paul Wittek, Osmanlı İmparatorluğu'nun Kuruluşu, Türkiye Yayınevi, Istanbul 1971, s. 28-32. 293 Wittek, a.g.e, s. 57. 219 • ~ Günümüz tarihçileri 1299 itibaren Fa- m esi açısından önem arzetmektedir.298 ""c: tih Sultan Mehmet'in hükümdarlığına Yine Ahilik, sadece şehirlerde değil uç o yıllık devreye, "kuruluş dönemi" adını verirler.294 Osman- beyliklerindeki köylerde de şubeleri lı Devleti kurulurken Anadolu'daki Ahi kurulmasında büyük rol oynadığı unu- kadar olan yüz elli ve Mevlevl tarikatları en faal devirle- olan bu tarikatın Osmanlı Devleti'nin tulmamalıdır.299 Bu konuda yazan bazı rini yaşıyorla rdı. Osmanlı'nın kuruluş Batılı ilim adamlarından Osmanlı'nın döneminde çok aktif olmasa da kül- tamamen Ahiler gibi safi topluluklar türel anlamda Selçuklular ve beylikler tarafından kurulmuş bir devlet oldu- döneminden tevarüs eden Aşık Paşa, ğunu söyleyecek kadar ileri gidenler Yunus Emre ve Sultan Veled divanları bile olmuştur.300 halk üzerinde onların tasawufı anhayatlarını lamda dini ve kültürlerini etkilemekteydi.295 Osmanlılar devletin temelini atarken, ahilikten ve ahi reislerinin nüfuzlarından istifade etmiş­ lerdi. Özellikle Osman Gazi'nin kayın­ babası Şeyh Edebali o tarihte ahilerin ileri gelenlerinden idi.296 Şeyh Edebali sultana yakınlığı ve etkisinin yanında Osmanlı'nın başından itibaren Bek- taşilik, Anadolu'dan başlayarak Bal- kanlar ve Rumeli'de özellikle Arnavutluk'ta hızla yayılmaya başladı. Aynı zamanda Yeniçeri ocağına giren Bektaşi­ lik Osmanlılar'ın sevgisini kazandı.301 Osmanlı Devleti'nin kuruluş devrinin en hareketli çcığında Bey'liğin başı- kurduğu zaviyede tasawufı faaliyetler yaparak adeta devletin temelierindeki manevi harcı koyuyordu.297 Günümüz tarihçilerinden Orhan Köprülü de ahileri, Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda rol oynayan ikinci zümre ~larak nitelendirmesi bizim tezimizi destekle- 294 Yaşar Yücel, Osmanlı Devleti'nin Kuruluşu, (Tarihte Türk Devletleri-ll), (Ankara Oniversitesi Basmıevi) Ankara 1987, s. 619. 295 İsmail. Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi-I. (Türk Tari/ı Kımımu Basımevi) Ankara 1982, s. 530. 296 Aşıkpaşazade, Tevfirilı-i At-i Osman, (Ali Bey Neşri) İstanbul 1932, s. 29. 297 Taşköprüzide, eş-Şekiikıı'n-Nu'mfino/.)re fi Ulemfii'd-Dev/eti'I-Usnıano/.)re, (Dersaadet} Istanbul trz, s. 6-7. 220 298 Orhan Köprülü, "Osmanlı Devleti'nin Kuruluş ve Gelişmesinde İtici Giiç/er", Osmanlı"] (Siyaset), ed. Güler Eren, Ankara 1999, s. 156. 299 Ömer Lütfi Barkan, İstila Devirlerinin Koloniı;atör Türk Dervişleri ve Ziiviyeler, Vakıflar Dergisi, S. ·rı, Ankara 1942, s. 282. 300 Frederick Giese, "Osmanlı Imparatorluğu­ nun Teşekkülü Meselesi" Tiirkiyiit Mecmüası, c. I, (Matbaa-i Amire) Istanbul Ağus­ tos 1925, s. 157. Giese bu görüşlerini şöyle üade eder: "Bir çok miisliinıan tôifelerinde bH-takib müşahede ittiğimiz vechile, alıf cemaa/leri pek çok seneler mütevazı ve sessiz bir hayat geçirdikten sonra, siyasi kudret ve isdi 'dôda malik reisieri tarafından miilıeyyec sözler ile hal-i faaliyete getirilmiş ve s(ıji-alıf cemaatinden yeni bir devlet kuracak mazbut ve mımtazanı bir ordu viicuda gelmiştir. " Bk. Giese, a.g.e, s. 157. 301 1. Agah Çubukçu, Tıirk Düşünce Tarihinde Felsefe Hareketleri, Ankara Üniversitesi tlahiyat Fakültesi Yayıni an, Ankara 1986, s. 6. na geçen Orhan Bey de babasının girmiş oluyordu. Belki de Osmanlı'nın yolundan giderek, Mevlana Sinan, özellikle kuruluş döneminde alim-sCıfi; Dursun Fakih, Davad-ı Kayseri, Taeed- medrese-tekke uyumunda ve son dö- din-i Kürdi gibi sCıfi ve alimler, Abdal nemlerde ortaya çıkan Kadızadeli-safi Murad, Abdal Musa, Geyikli Baba gibi çatışmalarının olmamasında dervişlere, mun etkisi çok açıktır. çevresinde 302 mevkiler vermişti. ehemniyetli Yine Sultan Or- han dönemindeki şu faaliyet devletin kuruluşunda tasavvufi etkinin gücünü göstermesi bakımından önem arzetmektedir: Aşıkpaşazade şöyle anlatır: "Orhan Gazi 731 /1330'da iznik'i aldı. Ve bir ulu kiliseyi cami yaptı. Medreseyi Mevlana Davad-ı Kayseri'yeverdi:'303 Burada bu medresenin açılması kadar önemli olan husus, müderris olarak Davad-ı Kayseri'nin (75 7/7350) getiril- mesidir. Çünkü Davad-ı Kayseri Muh- ~ :.<: a: o .... bu duru- Osmanlı Devleti kurulurken Ahilik'ten başka Alperenler denilen ve Babai tarikatından olan gazilere ehemni- yet verilmiş ve bunlar için zaviyeler yapılmıştı; Orhan Bey'in maiyetinde çeşitli savaşlara katılmış Geyikli Baba, Abdal Musa, Abdal Murad ve emsali babalar, sonradan adını Bektaşiliğe çeviren Babai tarikatına mensup -AIperenJ;r'den idiler. Yine aynı padişah zamanında Uludağ'da zaviyeler yaptırılmıştı. 30 Babatler'e ait 5 yiddiry ibnü'I-Arabi'nin (ö. 638/1240) FusOsu'/-Hikem adlı eserine Matla'u HusOsu'I-Kilem fi Meani FusOsi'I-Hikem Osman Bey, Orhan Gazi ve Murad Hü- ..a~lı bir şerh yazmıştır. 304 Dolayısıyla veren dervişleri n bu tür hizmet ve faa- davendigar'ın şahsında karşılık, idare ile elele lbnü'I-Arabi ve Vahdet-i Vücad taraf- liyetlerine tarı Davad-ı Kayseri ile birlikte Osman- ne zaviyeler açıp, köyler bağışlanmak­ lı tan geri medrese sistemine tasavvuf neşvesi onlar da, kendileri- durmuyorlardı. Feth-edilen bölgelerde bu zaviyeler, din, kültür 302 irfan Gündüz, Osmanlılarda Devlet-Tekke Münasebetleri, Sebii Neşriyat, İstanbul 1984, s. 17. 303 Aşıkpaşazade, a.g.e, s. 42-43. Aşıkpaşazade ilgili bölümde genişce şunlan aktaru: "Bir 11111 kiliseyi cômi illi. Yenişehre çıkacak kapıda bir imôret yaptı. Yanmda "Hacı Hasa~ı" dirler bir aziz vardı. Dedesi Edebôli'nin müridi idi. Şeyhliğini ana virdi. Ta bu zamana kadar ônm nesiinin elindedir. lmaret kim yapıldı ~ taam pişdi, Or/ı an Gazi ol kendi mıibôrek eliyle ıi/eştirdi. Çırağm dôlıf ol kendi eliyle yai«Jı. Medreseyi dalıi Mevlônô 'Dtiviid Kayseri' dirIerdi ana virdi. " Aşıkpaşazade, a.g.e, s. 42. 304 Mehmet Bayraktar, "Dtiviid-ı Kayseri", DİA , c. IX, İstanbull994, s. 34. ve hayır faaliyetlerinin mihrakı oluyor, çevrelerinde teşekkül eden cami, medrese gibi medeni müesseselerle hakimiyet kurma usulü takip ediyorlardı. Yol önemli boylarında, ıssız kavşaklar geçit ve ile tenha yörelerde tesis edilen zaviyeler, içtimai hayata sunduğu 305 hizmetler yanında, fetihleri Uzunçarşılı, a.g.e, s. 531. 221 • ~ :.: cı: o 1- de kolaylaştırmış, siyasi otoritenin te- essüsünde faydalı ve ehemniyetli düzenlemeler sağlamıştır. Münzevi olduğu kadar da dinamik anlaşılan bu teşekküller, Anadolu'nun fethi ve islamlaşma­ sında, devlet ve idareciler ile omuz omuza çalışmışsa da, devlet de bu idealist zümrenin cemiyet için bir nizarn ve ahenk unsuru olduğunu bilerek, toprak, imar, iskan, kültür ve asayiş mesuliyetine geniş ölçüde iştiraklerini sağlamak şehirde bizden daha alim, Ekmekçi firasetini gös- düşmez" şekilde diyerek teklifi_reddeder. Bu hali ortaya çıkan Somuncu Baba namıyla meşhur Şeyh Hamid-i Veli teklifi kabul etmek durumunda kalır. Açılışa sultanla birlikte geniş bir halk kitlesi katılır. Cuma namazının sünneti eda edildikten sonra, Şeyh Hamid fasih bir hutbe okur.310 Cuma namazı eda edildikten sonra, Şeyh Hamid vaaz için kürsüye gelir. termiştir. Bu firaset ve siyasetin icabı Cemaatin arasında dönemin Bursa Ka- olarak, Osmanlı sultanları, meşayihe d ısı Molla Fenari(834/7437)devardır.311 karşı Şeyh gerekli edebe riayet etmekle hassasiyet göstermişlerdir. Hatta bu Ham id kürsüde Fatiha Tefsiri ya- par.312 Fatiha Suresi'nin önce fesahat hassasiyet, Yıldırım Bayezid'in kızı ve belagat yönünü ele aldıktan sonra Hundl Hatun'u Buharalı Mutas~vvıf yedi Emir Buhari'ye (ö. 833/1429) vermesi ile sıhr.iyete kadar varmıştır. 307 Tefsiri yazmakla meşgul olan Molla Yıldırım Bayezid, 1394 yılında Niğbo­ lu'da haçlılara karşı zafer kazanır ve akabinde şükür makamında büyük bir cami yaptırmaya başlar. Bu bugün elan Ulu Camii diye bilinen camidir.308 Yıldı rım, yaptırdığı yılı bu mabedin 1400 ayrı mana verir. O s.ırada Fatiha Fenari onun açıklamalarından çok istifade eder. Molla Fenari bu yedi ayrı manadan ilkini herkesin anladığını, ikincisini alimierin anladığını, üçüncüsünün birazını kendisinin anlayabildiğini, daha sonraki yorumları hiç kim- senin anlamadığını bizzat ifade eder.313 Mart ayındaki açılışında, imarnet ve vaazı damadı Emir Sultan'a tek309 lif eder. Kendisine Camii'nin açılışı 306 Gündüz. a.g.e, s. 20. 307 Gündüz, a.g.e, s. 21. 308 İsmail Hakkı Danışmend, İzalılı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, c. ı, (Türkiye Basınıevı) İs­ tanbul 1942, s. 104-I 07. 309 Ha.ririzı1de Kemaleddin Efendi, 1ibyô11 222 Emir Sultan: "Bu Dede diye biri vardır. O varken bize 306 olduğu yapması t~klif edilen 31 O 311 312 313 Vesôil, c. I, SOleymaniye (Fatilı Kıitıiplıane­ si), no 430, v. 172. San Abdullah Efendi, Semerôtü '1-Fuôd fi'I-Mebde-i ve'I-Meôd, (Matbaa-i Amire) istanbul 1288, s. 232. Ha.ririzı1de, 1ibyô11, c. I, v. 172a. Mecdi Efendi, Terceme-i Şekiiik-i Nu'nıôlliy­ ye fi Ulenı8-i ed-Devleti'I-Usnılilliyye, c. ı, (Dônı ~-Tıbôati '1-Amira) İstanbul 1269, s. 74. San Abdullah Efendi, Semerlitıi'I-F11ôd, s. 232. mıştı.318 ğu Karaman'da iken yazdığınlifade et- ülkesinde bulunan kadıların durumla- o"" "" tiği rını kontrol için Şeyh Ramazan adında Aksine ordunun kadılığını • Molla Fenari'nin bir dönem bulundu- ve Aynu'I-A'yôn fi Tefsiri'I-Kur'ôn isimli eserinin mukaddimesinden de 314 an- bir sütiye görev vermişti. laşılacağı üzere Şeyh Hamid'in bu tef- rım sirinden etkilendiği anlaşılmaktadır.315 elde edilen ganimetlerle, Kazerüniyye Bu dönemde, özellikle Yıldırım Bayezid zamanında tarikatına Kübreviye mensup, aynı zamanda damadı Emir Bayezid, dervişlerine savaş ve Ayrıca Yıldı­ ve diğer tarikat erbabına, zaviyeler, imaret, medrese, han, köprü ve daruşşifa yaptırmış idU19 Bu dönemde devlet-tekk~ilişkilerinin padişaha olumlu anlamda bulunmuştur. gelişmesine katkıda Dönemin bulunan isimlerden biri de hiç şüp­ alim ve sCıfıleri padişahlara karşı bu hesiz, Molla Fenari'dir (ö. 834/1431). tarlarda tür ikaz vazifesinin 316 ifası yanında, bir Molla Fenari, babası Muhammed bin yandan da lüzumu halinde ellerine Hamza'dan Vahdet-i Vücüd nazariye- kılıçlarını alarak savaşmaktan geri kal- sinin savunucusu ve lbnü'I-Arabi'nin mamışlardır. talebesi Sadreddin-i Konevi'nin (ö. Ankara 1402 yılında vuku bulan Savaşı'nda, la Fenari, Timur'a Şeyh Şemseddin Emir Buhari de savaşmış karşı Mol- 674/1274) Miftôhu'I-Gayb adlı eserini Cezeri ve bizzat okumuştur. Hatta daha sonra ve Timur'a günümüz iran medreselerinde ders esir düşmüşlerdi. 317 kitapları arasında Y;ldırım Bayezid'in meşayih ve ulema üzerine Misbôhu'I-Üns adlı şerhi yaz- ile· devam eden bu yakın lığını, ticari bir h.ak için kendisine bayrak kaldıran, yirmi gün "kepenklerini indirip" Ankara'ya hakim olan Ahilerin, isteklerini isteklerini elde ettikten sonra direniş­ lerinden vazgeçmeleri dahi bozmabin Hamza ei-Fenan, AyTefsiri'l-Kur'iin, (Rıfat Bey Matbaası) İstanbul 1325, s. 3. 315 Geniş bilgi için bk. Musıara · Aşkar, Molla Yeniiri ve Valıdet-i Vıicı"Jd A11layışr, Mumdiye Kültür Vakfı Yayınları, Ankara 1993, s. 56-57. 316 M. Cavit Baysun, "B6yezid /", İA, c. ır, s. 389-390. 317 GündÜZ, a.g.e, s. 22- 23. 314 Muhammed mı'l-A'yiin ı- fütCıhatlardan Buhari'nin yanında Molla Fenari de, zaman zaman ikaz edici ih- ~ mıştır.320 Molla yer alan bu eserin Fenari'nin bu sCıfı kişili­ ğinin yanında Osmanlı medrese siste- mine Fahreddin Razi (ö. 605/1209) sistemini getirmiş olması da ayrıca önem arzeder.321 işte bu şekilde hem tasavvuf düşüncesi açısından ibnü'I-Arabi düşüncesine sahip ve aynı zamanda müderris olan Molla Fenari'nin bu fi 318 GündUz, a.g.e, s. 23. 319 Hoca Sadeddin Efendi, Tiicll't-Teviirilı, c. I, (Tablıaıie-i Amim) İstanbul 1279, s. 224. 320 Hamza el-Fenan, Misbiilırı'l-Üns Şer/w Miftiilıll'l-Gayb, (İntişiirii.t-ı Mevlii) Tahran 1384. 321 Geniş bilgi için Aşkar, a.g.e, 6-16. 223 • ~ yapısı, Osmanli Devleti'nin Kuruluş ~ Dönemi'nde o ı- kadar, devlet-tekke münasebetlerinin sağlam atılmasında ve ilerlemesinde belki de tarihte hiç olmadığı veya ol- hiç şüphesiz etkili olmuştur. Başka bir mayacağı kadar üst düzeyde ve olum- deyişle Osmanlı!nın altı asır gibi uzun lu olan ilişkileri, böylece devlet erka- birdönem ayakta kalmasının sırrını bu nının tasavvuf erbabı hakkında me- hoşgörülü ve tasavvufı islam anlayışı­ safeli ve şüpheci yaklaşmasına sebep na ve olaylara ılımlı bakmasında ara- olmuştur diyebiliriz. Yine bu olaydan mak gerektiği söylenebilir. Bu dönemde devleti tekkeler, dolayı­ sıyla mutasavvıflar hakkında tedirgin eden ve son derece ılımlı giden ilişki­ leri zedeleyen olay, Şeyh Bedreddin isyanıdır. Şeyh Bedreddin Edirne yakın ­ larında Simavna'da doğmuş, Simavna Kadısıoğlu diye meşhur olmuş, alim ve sOfı bir kişiliktir. Buha'da medrese tahsilini tamamladıktan sonra Kahire'ye gidip yüksek tahsilini ikmal e"öerek, Anadolu'ya dönmüş ve fikirlerini yay- iki yıl öncesinde görüşleri sünni inanca aykırı görülerek Halep'te 1418 tarihinde idam edilen Nesimi, tasavvuf konusunda Osmanlı Devlet yöneticilerini hassas olmaya sevkeden başka bir örnektir.324 Hatta bu olaylar ilerde Hacı Bayram-ı Veli'yi de etkileyecek, onun 1421 yılında hakkındaki bazı şikayetler üzerine dönemin sultanı ll. Murad tarafından Edirne'ye çağrılma­ sı olayının sebeplerinden biri olarak gösterilmesine yol açacaktır.325 maya başlamıştı. 322 Şeyh Bedreddin, Kuruluş döneminde Osman Gazi, Or- yaydığı fikirler ve isyanıyla zaman za- han Gazi, Sultan Murad dönemlerin- man Osmanlı Devleti'nin başına dert de sürekli zaferiere alışmış Osman- açar. Şeyh Bedreddin, Osmanlı sal- lılar, Yıldırım Bayezid dönemine ge- tanatının bu zor günlerinde !:>ir Alevi lince Ankara Savaşı (1402) ile birlikte kıyamıyle lzmir, Rumeli ve Deliorman mağlubiyeti tatmış, bu sonuç sadece taraflarında bir ihtilal hareketi meyda- siyasi alanda değil tüm müesseseleri na getirmiş ise de, Deliorman'da yaka- etkilemiştir. 1403 yılında Yıldırım'ın lanarak Serez pazarında 1420 yılında vefatıyla birlikte şehzadeler arasında idam edilmiştir. 323 başlayan çekişmeler sebebiyle on iki Osmanlı Devleti'nin kuruluşu kabul 322 Uıunçarşılı, Osmanlı Tarilıi, c. I, s. 190. 323 M. Şerafeıtin Yaltkaya, Simavna Kodısıoğlu Şey/ı Bedreddin, (Evkôj-1 İslamiyye Matbaası) İstanbul 1924/1340, s. 51. 224 edilen 1299 yılından itibaren bu olaya temellerinin devletin yıl s~recek olan Fetret devri başlar. 324 Murat Özaydın, Nesim/'de TasavvufAnlayı­ şı, Seyyid Nesimi Sempozyumu Bildirileri, Ankara 2006, s. 270. 325 Ethem Cebecioğlu, Hacı Bayram Veli, Kültür Bakanlığı Yayınlan, Ankara 1991, s. 57. Mesela: Dönemin meşhur süti-alim Molla FenM, Timur'un serbest bı­ raktığı Karamanoğlu Mehmed Bey'le Karaman'a gider.326 Molla Fenarl, Karaman'da on iki yıl kalmış, orada dersler verip talebeler yetiştirmiştir. 327 Bu müddet akabinde 821/1418 yılında hacca gider. Arkasından Kudüs'e ve bir müddet kalacağı Mısır'a gider. Bu esnada Anadolu, Şeyh Bedreddin isyanı ile çalkalanmaktadır. Bedreddin'in 1420'de idamıyla birlikte Anadolu süküna erer ve Molla Fenari, 1420 yılı nisan ayında Bursa'ya döner.328 Burada bir alim-süfınin hayatı üzerinden tarihi olaylara baktığımız zaman, dönemin siyasi olaylarının her alanı etkilediği gibi safıleri ve tasavvuf hayatını da etkilediğini rahatlıkla görüyoruz. Çelebi Sultan Mehmed'in 824/1421 yı··lında vefatıyla birlikte ll. Murad'la amcası Mustafa arasında mücadele baş­ ve 833/1429 yılında kendisine lamış padişahlık kılıcı kuşatan Emir Sultan'ın teşvikiyle cesaretini toplamış ve saltanatın tek hakimi olmuştur.329 Vasiyetinde, sultanlar için yapılması adet olan türbenin kendisine yapıl- 326 Gelibolulu Mustafa Ali, Küulıii'l-Aiıbli r, c. - !,Tıpkı Basım, (Türk Tarih Kuromu Basmıevı) Ankara 2009, s. 39. . 327 Hüseyin HOsameddin, "Molla Fenôrl", Türk Tari/ı Eııciimeni Mecmuası, 16. Yıl, No: 95, istanbul 1926, s. 378. 328 İbo-i Hacer ei-Askalani, Enbliu'I-Gunır fi Ebnliu'I-Umr, c. VII, Beyrut 1986, s. 379. 329 GOodO.Z, a.g.e, s. 26. mamasını, toprağa • gömül- ~ mesini ve yağmur sularının mezarına girebilmesi için, üzerinin örtülmeme- o ı- cesedinin ""a: sini isteyecek kadar derviş-meşrep ve dindar bir zat olan ır. Murad, tahtını henüz on üç yaşında olan oğlu ll. Mehmed'e terkedip, ibadet ve riyazat dolu bir inziva hayatını tercih etmişti. Tasavvuftan ve özellikle Emir Sultan'ın yakın alakasından son derece müteessir olan bu sultanın saltanatında, tarikatların daha da yaygıngörüyoruz. Hacı Bayram-ı Veli'nin (ö. 833/1430) nüfuzu, zama!aştığını nını o derece kuşatmıştı ki, taraf-ı padişahiden müntesiplerinin hükümet tekliflerinden muaf addedilmesi ve bu emir bir hayli mu- emredilmiş kallidinin de Bayramiye tarikatına girmeleri neticesini vermişti. Bunun üzerine Padişah, Şeyh'ten müritlerinin miktarını sormuş, O da garip ve oldukça manidar bir imtihandan sonra: "Bi r buçuk dervişim vardır" diye mektupla cevap vermiştir.330 Yukarıdaki cağı misallerden de anlaşıla­ gibi, saltanatın süftlere gösteralaka sebebiyle, Osmanlı diği sıcak toplumunda tasavvuf canlı bir şekil­ de devam etmekte idi. Yüksek mevkilerde M evieviye ve Zeyniye tarikatları rağbet görürken, Bayramiye de halk arasında rağbet görmekteydi. Edirne'de 1439 yılında Şeyh Şücaed- 330 GOodO.Z, a.g.e, s. 27. 225 • ~ din Karamani için bir mescid ve zavi- tanışmanın "'a: ye yaptıran ll. Murad, bu davranışları ram'a vezirlik teklif etmesine kadar va- 1- ile devlet ve o meşayih arasındaki liğin devamına bir- ne kadar önem ver- diğini göstermiştir. 331 ram-ı Veli'ye gelince daha da ileri se- viyededir. Rivayetlere göre ll. Murad ile Hacı Bayram-ı Veli Bay- Murad'ın Hacı Bayram-ı saygısı Veli'ye gitmiştir o kadar ileri ki, zamanla onun adına zaviyeler, vakıf­ lar ve mahalleler kurarak ona iltifatta bulunmuştur.335 başbaşa kaldık- Buraya kadar zikredilen misallerden ları bir gün odaya getirilen bebekle ve olaylardan anlaşılmaktadır ki, ida- Veli'nin birden irkildiği ve dikkatle recilerin bu anlamda devletin tasav- beşiğe vufa bakarak "SOre-i Feth"i okuma- ya başlar. Beşikte yatan bebeğin kim olduğunu bilmeden, Şeyh'in Fetih okuması meyil, 15. asrın başlarından itibaren, Osmanlı topraklarının çeşitli bölgelerinde, sOfılere kendi tarikatlarının ayin ve akidelerini içerisinde bırakır. Söz döner dolaşır, Is- yayma fırsatı vermiştir. Bektaşi, Mev- tanbui'un fethi m~selesine gelir. Hacı levi, Rifai, Kadiri, Halveti, Bayrami ve Bayram, bu fethin kendisine değil be- diğer tarikatlar, ıs: yüzyılın ikinci ya- şikteki şehzadesine nasip olacağ'ı şek­ rı s ından linde müjdeler verir.332 hayli mesafe ll. Murad'ı karşı duyd u kları hayretler SOresi'ni Diğer taraftan tarihi kay.naklara yansı­ mış başka bir olay da, ll. Murad'ın ken- disine verilen yanlış bilgilerden dolayı Hacı Bayram'ı Edirne'ye çağırmasıdır. Yapılan araştırma lara göre 1421 Tem- muz'unda gerçekleşen buluşma esnasında yol arkadaşı Akşemseddin Haz- retleri'dir. Hacı Bayram Edirne'ye ulaşır, Sultan ll. Murad'la görüşür, sohbet yapar. Hazretin maneVi olgunluğu ll. Murad'ın dikkatini çeker, saygısını ka- zanmaya vesile olur.333 Hatta bu yakın 33 1 GündOz, a.g.e, s. 28. 332 GündUz, a.g.e, s. 29. 333 Cebecioglu, Hacı Bayram Veli, s. 59. 226 Sultan'ın Hacı rır.334 Ancak Hazret bu teklifi kabul et- mez. ll. sevgi ve Bu sultan-meşayih ilişkisi Hacı Bay- ilerde itibaren yayılma noktasında katetmişlerdir. Bu yayıl­ ma ve rahatlığın 16. yüzyılda filizlenen ve 17. yüzyılda hem karşılıklı tartışma hem de reddiye risaleleriyle fiili bir hal alan Kadızadeli -Meşayih tartışma­ Ianna kadar devam edecektir. SONUÇ Osmanlı Devleti'nin Kurulu ş Dönemi denilen 14. yüzyılın başından Istanbul'un fethine kadar olan dönemde, Anadolu etnik bakımdan Türkleşme- 334 Hüseyin Vassaf, Sefine-i Evliyii, c. II, baz. M. Akkuş-A. Yılmaz, Kitabevi, Istanbul 2006, s. 435. 335 Fuat Bayıamoğlu, Hacı Bayriim-ı Veli, Yaşanll, Soyu, Vakfı, c. I, (Tıirk Tari/ı Kuromu Basımevz) Ankara 1989, s. 27. nin yanısıra, islamiyet'in yayılmasına paralel olarak sCıfi tarikatlaf da tesir ve nüfuzlarını artırmıştır. Bu dönemde resmi ulema ile sCıfiler arasındaki uzlaşma dikkat çekmektedir. Burada şu tespiti de ifade etmek gerekir ki: o dönemde ilmiye ile sufiye aynı sınıf idi. Yani tam anlamıyla hemen her sCıfi "zü'l-cenahayn" idi. Bunda Osmanlı Devleti'nin temeli atılırken başta diğer lik ve ahi reisierinin ve Ahi- tarikat şeyhlerinin nüfuzundan yararlanması­ nın etkisi de vardır. nin başlangıcı a: Bu devlet-tekke münasebetleri, ll. Mu- o ı- ra d dönemine gelince Fetret dönemi- olan 1402 yılına kadar, Hacı Bayram-ı Veli'nin karizması sebebiyle, belki de Osmanlı tarihinde o zamana kadar hiç olmadığı kadar derin ve sıkı bir ilişki içinde devam etmiş, o atmosferde bir Fatih Sultan Mehmed ve Akşemseddin birlikteliği ortaya çıkmıştır. Bu ikilinin yakınlığı ve bir sCıfinin devlet adamının ideallerine ulaşmasındaki etkisi ve bu- günki tabirle motivasyonu tartışmasız ortadadır. Osmanlı'nın ·başından • olsa zedelemiştir. Belki de Hacı Bayram hakkın­ da onun manevi gücünün istanbul'un fethiyle tebarüz ettiğini söylemek hiç de padişahların tasavvuf erbabına karşı abartı sınırsız hoşgörü le görünürde -iki şiirinin dışında- yazılı ve saygısı devam etti. Özellikle Timur istilasının Anadolu'da meydana getirdiği maddi-manevi at- olmasa gerektir. Bir başka deyiş­ hiçbir eseri olmayan Hazret'in en büyük eserinin Akşemseddin olduğunu mosferinde bazı tasawufi çevreler is- lıkla yan çıkarmış ve dolayısıyla bu dönem- nin önünde saygıyla eğiliriz. rahat- söyleyebilir ve o büyük Türk sCıfısi­ . d~n sonra devlet-tekke ilişkileri yeni b~r döneme girmiş oluyordu. Şunu da belirtmek gerekir ki; ları Osmanlı sultan- tasawuf erbabına oldukça müsa- mahakar davrandıkları doğru olmakla beraber, bu tek taraflı olmamıştır. Çünkü o dönemdeki mutasawıflar da tüm güçlerini devletin ilerlemesi ve bekası için kullanmışlardır. Daha doğrusu onlar kendilerine verilen "alperen" niteliğine uygun olarak gönül fetihleri yapmışlardır. Ancak Şeyh Bedreddin vak'ası gibi müstesna olaylar sCıfilere olan t;>u müsamaha ve desteği az da 227 Sufi Movements During the Fou~dati~n ofthe.Ottoman State: Aview on the Relatao·nshtp Between Sufis and the State Prof. Dr. Mustafa Aşkar Turkiye, Ankara, Ankara University, Faculty of Divinity, Department of Sufism When we consider the process through whieh Anatolia has been under Turkish rule, the beginning of this period is undoubtedly J071 when Alparslan defeated the Byzantines in Malazgirt. From then on Asia Minor saw the migrations that were to continue l,lntil the beginning of ı 3th century through Anatali an Gates opened up by the conquerors. These immigrations, whieh triggered the ,pr_ ocess of Muslim Turkish population's g~tting more and more widespread, ı;sted two centuries, even if not quite as intensive. The motive behind these migrations was the unrest among the Turkish namadie tribes owing to the Mangol invasion (1 234) as well as the desire to settle in new grounds. What we are going to dwell on in this study is, among other Turkish communities, the Kayı namadie tribe of the Oğuz dan that were to found the Ottoman state later on who were als o ofTurkish origin, maving from Maveraünnehir and settling in Anatolia out of concern :I: over the Mangol invasion. .., ~ ....ı z In the course of foundation and w spread over Anatolia and hence the Ottoman soil the influential schol~irS of religion have been the mastermind. The standoffish face of the Ottoman class of scholars has been getting eased thanks to the contemporary sufistic-economie t rade-guilds' institutions getting of organized and spread out over the captured residential areas. Having already been fed up by the uninterrapted Mangol invaders, Anatelian man not only needed to be in a cosy atmosphere to have a cansolation from their "Ahi" brothers but al so, and more desperately perhaps, the spiritual support by immigrant men of heart who settled in Anatolia. The latter; as they are also going to be restated on the following pages, that have comprised the spiritual ·mortar in the foundation period 557 • ;!; of Ottoman Empire have been those the bordering principalities made -' sufis who immigrated to Anatolia significant \!) ~ afterwards like the rest of the Turks. Recent historians name the 150 year period between ·1299 and Fatih Sultan - Mehmed's time "Foundation Period" that w as the hey day of the Ahi and Mevlevi Orders. The Divans- collected poems-of Aşık Paşa, Yunus Emre and Sultan Veled that had passed on from the Seljukians and principalities culturally used to make a sufistic and religious impact on the - people, if not much effective in the to the foundation process. There are even some exaggerating western authors who say that the Ottoma n State has been single-handedly founded by sufi communities like Ahis. By the same to ken another order, Bektashiyya, began in Anatolia and started to spread swiftly in the Balkans and Rumelia, namely Albania, thus winning over the Ottomans eventually entering the Janissary Corps. Starting in office in the most active Ottomans days of the foundation period and made use of the influence of the following in the footsteps of his trade-guilds and their leaders while father, Orhan Bey designated the foundation SSB contributions period. The they were laying the foundations of sufis and scholars such as Mevlana the State. Particularly Sheikh Edebali, Osman Gazi's father-in-law, was one Sinan, Dursun Fakih, Davud-ı Kayseri, Taceddin-i Kürdi and dervishes such of the foremoş!_leaders of Ahis. Being as Abdal Murad, Abdal Musa, Geyikli very close to the Sultan and thus Baba to crucial posts. lndeed, the fact having great impact on him, Sheik of the activitywith regard to the signal Edebali was busy undertaking his of sufistic impact on the foundation tasks in his zawiyah on paper but process is chronicled by Aşıkpaşazade actually he secretly fÇ>unded the as follows: "Orhan Gazi captured ı znik Ottoman Empire backstage. The fact in 731/1330 and converted a great that a recent historian, Orhan Köprülü, church into a complex comprising a has the mosque and a madrasah and gave characterized the Ah is as second most efficient element in the the madrasah to Mevlan~ Davad-ı foundation period of Ottoman State, Kayseri". What is as much important is noteworthy in terms of supporting as setting a madrasa herein is as our a thesis. lndeed this Ahi Order dignified sufi-scholar Davad-ı that not only existed in towns but Kayserl's also had branches in the villages of for the position, who has written (751/1350) designation ~ named "Matla'u and madrasahs getting erected in HusOsu'/-Kilem fi Medni · FusOsi'/Hikem" on FusOsu'I-Hikem, one of the most outstanding masterpieces the vicinity have dqminated the -~ environment. Being constructed along z of lbn al-Ara bi (638/1240). Therefore crossroads and solitary areas, these commentaries Davad-ı the roads, in the desolat~ passages, Kayseri, an adherent locations simplified the conquests, al-Ara bi and Vahdet-i helped the political authority build VücQd, the Ottoman Madrasah System up and provided the community with with both to lbn would import the sufistic exhilaration viable social services. Turning out and eventually this strategy needless to be as much dynamic as seclusive, to say acted as a catalyst to stop the these institutes worked till the end encountered problems scholar- for the conquer and the Islamizatian sufi and madrasah-convent dashes of Anatolia, and the state being aware particularly in the foundation period of this truth granted them the shared and additionally the recent Kadızadeli­ responsibility in the administration of sufı upheaval. fundamental matters such as land, of While the foundation ofOttoman Sta te was stili i~ progress, other than Ahis, the ..war veterans of Babai Ord er, so- public works, housing, culture and public order. To prove this the Ottoman Sultans have ca ll ed Alperenler such as Geyikli Baba, shown great sensibility to the Sheikhs. Abdal Musa, Abdal Mu ra d and likewise So much so that Yıldırım Bayezid ..sufis took part in numerous battles married off his daughter Hundi Hatun together with the Sultan himself. So to Sufi Emir Buhari of Buhara. Yıldırım they have alsa been highly thought of, Bayezid defeated the renamed Bektashis and consequently Niğbolu Uludağ Crusad~rs in in 1394 and to show God private zawiyahs were his gratitude started building a great built for them. These derwishes' mosque, which is known as Ulu Cami in w working shoulder to shoulder with today. lnauguration of this mosque them, the Sultans Osman Bey, Orhan occurred Gazi and Murad Hüdavendigar have offers his son-in-law Emir Sultan to built zawiyahs for t_hem and gave lead the prayer and preach a sermon. them villages in return. Serving as Emir Sultan says: "In this town there hubs of religious, cultural and charity is a Bread-Maker Dede who is more activities, these zawiyahs with the knowledgable than me and it is he in March 1400. Yıldırım ever-growing facilities like mosques who deserves to be offered rather 559 • ~ than me" and refuses the o ffer. While the scholars and the sufis at the ~ So being disclosed Sheik Hamid-i Veli, or rather So m uncu Baba as he is much the Sultans, on the other ha nd girding more widely known, has to accept the on their swords they did not refrain offer. Masses of people take part in the from fighting against the enemies. In inauguration with the Sultan. After the the Ankara battle in 1402 Molla Fen ari, sünnet prayer Sheik Ham id delivers Şeyh Şemseddin Cezeri and Emir an eloquent khutbah. Having finished Bu ha ri fought against Timur but they with the Friday prayer the Sheik goes were taken prisoner. Yıldırım Bayezid _, w up the dais. Among the cangregation retained to be close to sufis. Ah is once is the Kadi of Bursa Molla Fenarı. revolted Sheik Hamid comments on surah al- right they asserted and eventually Fatiha and explains its eloquence and closed down their workshops to stop against Yıldırım out of a rhetoric comments seven different trading for 20 days. After a while meanings. Molla Fenari, who was though they gave up but even their writing commentaries on Quran at this attitude was not enough to make the time, benefits very much. Molla Yıldırım step back and he kept on his Fenari admits the fact that everybody intimacy with sufis. Quite the contrary u nderstood the Sheikh's first me.aning, he designated a Sheik Ramazan as the it was not other than scholars that military judge, a top authority on the understood the second meaning, it judges all over the country. Besid~s, was only him though who was able to partly understa.n d the third meaning, the Sultan built zawiyahs, hospices, madrasahs, inns, bri.dges and hospitals and nobody !ncluding him could ever for the derwishes of Kazerüniyye and understand the rest. Molla Fenari is the followers of the other Ord ers, out said to have written a commentary of the booty from the battles and the conquests. on the Qur'an named "Aynu'I-A'yôn fi Tefsiri'I-Kur'ôn" when he w as in In this period one of the leading figures Karaman. lt is understood from this who have made the most contribution book's preface that he was impressed to the State-Convent relations is Molla Fenari (834/1431 }. Under his by Sheik Hamid's commentary. In this period Molla S60 time fulfilled their duties by warning Fenari warned Yıldırım father Muhammed bin Hamza he Bayezid·from time to time when the studied Miftôhu'I-Gayb, by Sadreddin-i Sultan was with his son-in-law Emir Konevi (674/1274), an ardent follower Buha ri, a Kübreviyye Order follower. of Vahdet-i Vücüd and the disciple of Ibn al-Ara bi. He has even written an appendix named Misbahu'I-Üns to this manuscript that was taught as a textbook in Iran. Apart from his sufi personality the fact that Molla Fenari introduced Fahreddin Razi (605/1209) method to Ottoman • then. Although Sheikh Bedreddin has attempted to bring about an alawiteoriented revolution in izmir, Rumella Madrasah System is important. Thus having pro-lbn ai-Arabi sufi mentality and a profound scholar, Molla Fenari had great impact on laying the foundations of Ottoman State soundly exceptionally promising but with this rebellion these prospering relations and its spreading out in all directions. In otherwords, the Ottomans's success of surviving six centuries may well be were turned upside down and made the statesmen sceptic about sufism In this period the only unfavorable event that made the administration cautious and prudent about the convents and zawiyahs and hence .. sufis and harmed the prospering relations w as the uprising of Sheikh Bedreddin. A scholar and a sufi, Sheikh Bedreddin or rather he is much more widely known as Simavna Karlısıoğlu was born in Simavna near Edirne. Having finished with his madrasah education in ~ z w and Deliorman he failed and after his capture he was executed in Serez Market in 1420. Regarded as the foundation date of Ottoman Empire from 1299 on to this very event, the relations between the State and convents - zawiyahs were rooted in their sufistic and tolerable mindset. ~ - world, we gather. And again the fact that Seyyid Nesimi who was said to be a nonbellever and stood out against sharia was also executed in 1418 in Aleppo two years before this event, is anather motive that caused the administration to be more sensitive on sufism. These incidents even m ay well havetriggered the further developments later on and hence could be considered the reason for Hacı Bayram-ı Veli's accusation on similar grounds with Sultan ll. Murad's citing him for interrogation to Edirne due to some allegations made in 1421 against him. Being used to constant Bursa he went to Cairo for further studies and after that came back victories throughout the foundation to Anatolla and started spreading his opinions. With these opposing opinions and his uprising he caused period when the Sultans Osman Gazi, Orhan Gazi and Murad 1were in power, they regretted the first defeat trouble for the State every now and by Timur in the Battle of Ankara in 561 • :; 1402 and this outcome affected the -~ Sultan. He was such an ascetic muslim whole institutions altogether as well that, in his will he said "he wouldn't z as the political environment. like to have a traditional tomb to be w After Yıld ırı m's death in 1403, the 12 year long · interregnum started out of the rivalries between the princes. For example, the famous sufi-scholar Molla Fenari goes to Karaman with Karamanoğlu Mehmed Bey who has been released by Timur. Having settled in Karaman, Molla Fenari served as a scholar for 12 years and brought up numerous mullahs. He went on a pilgrimage to Mecca afterwards, followed by a trip to Jerusalem and finally to Egypt where he would stay for a while. In the meantime Anatolia was agitated by the Sheikh Bedreddin uprising. With the execution of Bedreddin peace was restdred and Molla Fenari returned to Bursa in April1420. his corpse wouldn't be buried into the soil, and he wouldn't need a roof over him so as not to stop rain water finding its way through his soil". Having had already left his throne for his then only 13 years of age son Mehmed ll, he opted for a solitary life and sufism to be only focused on his prayers. Being particularly impressed by Emir Sultan's attention, this Sultan made all the Orders more and more widespread during his tenure. He was so much surrounded by Hacı Bayram-ı Vell's damination that he ordered the followers ofthe Sheikh to be exempted from paying every kind of taxes and this unfortunately made lots of bogus derwishes have the opportunity to get away with murder at the expense of we have a look at the non-followers. Whereupon the Sultan chronology from the perşpective of asked the Sheikh in writing how many the life of a sufi-scholar, it is clearly derwisheş he had and having tested visible that political events of the time his derwishes' loyalty the reply came have affected sufis and sufistic lifestyle in the most cautionary way: "l've as well as all walks of life. With Çelebi got just one and a half derwishes'~ Sultan Mehmed's passing away, the As it is easily understandable from skirmishes between Murad ll and his above-said examples, thanks to the uncle Mustafa started, thanks to Emir Sultanate's cordial attitude towards Sultan's encouragement of him in men of heart, all sufis were in their 1429 who had already m ade him gird heyday at the time. Herein when his sword before Murad ll managed to get the guts and became the following 562 in so they needn't build one, and While the upper-crust have been the Mevleviyye and Zeyniyye accompanied by Akşemseddin. Once Orders the grass-roots opted for the Bayramiyye Ord er. The fa ct that the Sultan built a mosque and a in Edirne Hacı Bayram meets the Sultan, and they talk to each other for a while. Having sensed Hacı Bayram- ı zawiyah in Edirne in 1439, in honor of Sheikh Şücaeddin Karamani, indicates how much importance he Veli's spiritual dignity immediately after meeting him, Sultan Murad for paid to the unity between the State and Sheikhs. This sineere relations turned into a figurative sart of way love affair when it comes down to Hacı Bayram-ı Veli. According to rumors, while the sultan is sitting with his guest Hacı Bayram-ı Veli, a baby is brought into the room. Startled at first glance, the Sheikh immediately begins redting Surah ai-Feth with his eyes only on the baby. The Sheikh's instantaneous redtatian of Surah ai-Feth without having the faintest idea who he was in the cradie shocks Murad ll. Having finished with the redtatian Hacı Bayram starts the tôpic of Istanbul and gives the good news of the conquest of Istanbul and goes on to say: "But it is hepointing at the baby- who is going to be vouchsafed not us". On the other hand Murad Ilis chronicledtociteHacıBayram to Edirne for interrogation as he is misinformed about the Sheikh. According to the studies that legendary meeting takes place in July 1421 . When Hacı Bayr_a.m is on his way to Edirne he is ~ - ~ ~ ll starts showing great respect to him so much so that he offers him viziership, however, Venerable Hacı Bayram turns him down politely. Nevertheless, profoundly in love with the Great Sheikh the Sultan compliments him by constructing zawiyahs, charitable institutes, and settlements in due course, on behalf of him. From the above-mentioned examples and events it is understood that the administrators~ or rather the State's adaratian for sufism, from the beginning of 15th century onwards has been spiritually crowned when all sufis were allawed to perform the rituals of their Orders and spread out their beliefs and philosophie~, t hroughout the Ottoman soil.ln1:erms of expansion; Bektaşis, Mevlevis, Rifais, Kadiris, Halvetis, Bayramis and other Orders from the middle of the15th century on have been proved to be prosperous. These promising developments were to continue until the Kadızadeli-Meşayih disputes that blossomed in the 16th century, turning into a de facto state of clearcut camps with harsh critidsms and bilateral refutations. 563 • ~ SUMMARY emphasized that although Ottoman ~ In the foundation period of Ottoman ....J w Empire, that is, from the beginning Sultans have tolerated the Sufis this is not an unilateral attitude, since of 14th century to 1453, Sufi Orders the interlocutors, that is, spiritual parallel to expansion of Islam have leaders too have worked extremely penetrated into the layers of the hard for the prosperity and survival Ottoman community as well as the of the Ottoman State. Or rather, process of getting more and more widespread Turkish settlement all they managed to live up to all the expectations represented by the rank over the country has been in place. In of '~lperen"that was given to them, this period the compromise between the Official Scholars and Sufis is by conquering the hearts as well as the other way round. Nevertheless noteworthy. lt should be highlighted . some exceptional events like Sheikh hereinthattheCiassesofbothScholars and Sufis were actually the very Bedreddin incident slightly harmed this tolerance and support, if not so same class, that is, each Sufi double- much. These State-Convent relations, edged as he is, as much a mu!lah ·as as for in the ten ure of Mu ra d ll gained a Sufi, so to speak. This could not of groundsand keptçm unprecedentedly course have been that easily p~t into · intimate and in unison, probably practice without getting the inputs of Ahi leaders and the Sheikhs of thanksto HacıBayram-ıVeli'scharisma that eventually bore fruit and the other Orders into ·the system. In alliance of Fatih Sultan Mehmed and the first century corresponding 1299-the _ foundation-to from Akşemseddin came 1402-interregnum:_the Sultans the s~ti's impact on the statesman's retained their' unlimited tolerance realizing ~is ideas. We gather the and respectful attitudes towards Sufistic figures. Especially when we Divine Power of Venerable Hacı Bayram-ı Veli is only brought to light have a look at the whole picture of by the conquest of Istanbul. In other external-metaphysical 564 atmesphere true. Their intimacy is crystal clear and so is words, seemingiy owning no writings his two poems, Hacı taken after the great influx of armies other than of Timur into Anatolia we are going to cl early notice the notorious Bayram-ı Veli can easily be said to have produced his greatest work, truly uprisings and their damages ended a masterpiece, named Akşemseddin. up with a total change in the State- And finally what is left for us to do is Convent relations. lt should also be to bend down in the presence of this great Sufi.