Bu kitap 74-76 Ara/tk 2012 tarihinde Ankara`da, Ankara Büyükşehir

advertisement
~~D
INTERNATJONAL
SYMPOSIUM
OECEMBER 14-16
2012 ANKARA
ULUSLARARASI
SEMPOZVUM
14-16 ARAUK
2012ANKARA
VELI
Bu kitap 74-76 Ara/tk 2012 tarihinde Ankara'da,
Ankara Büyükşehir Belediyesi ve TÜRKKAD Türk Kadmlart Kültür Derneği
istanbul Şubesi tarafindan ortaklaşa gerçekleştirilen
uBayramtm Şimdi" başltklt Uluslararast Hao Bayrôm-1 Veli
sempozyumunda sunulan tebliğlerden
TÜRKKAD istanbul Şubesi tarafindan hazJrlanmiştJr.
OSMANLI'NlN KURULUŞ DÖNEMiNDE TASAyYUFi
HAREKETLER: DEVLET-S0Fi iLiŞKiSiNE BiR BAKlŞ
Prof. Dr. Mustafa Aşkar
Ankara Üniversitesi, ilahiyat Fakültesi, Tasavvuf Anabilim Dalı
Anadolu'nun tümüyle Türklerin hakirniyetine girmesi hususunda bir baş­
langıç noktası
almak gerekirse, bu
hiç şüphesiz Anadolu'nun 1071'deki
Alparslan'ın Bizansiıian
ratması olayıdır.290
yenilgiye uğ­
Bu tarihten sonra
fetihlerle açılan Anadolu kapılarından
13. yüzyılın
başına
kadar sürecek olan
göçler başlar. Anadal u'nun Türkleş­
mesi9ve islamiaşmasının en önemli
etkenl~rinden
olan bu göçler, aynı
--yoğunlukta olmasa bile iki asır sürmüştür.
Bu göçler fethedilen yeni yer-
lere yerleşme isteği kadar, o dönemde
Türk aşiretlerinin Moğol istilasından
(1234) huzursuz olmaları nedeniyle
de yapılmıştır.291 Burada bahsedeceğimiz Osmanlı
Devleti'ni kuran
Oğuz
boyunun Kayı aşireti de, Moğol istilasından rahatsız
olup, Maveraün-
nehir'den Anadolu'ya gelip yerleşen
290 Osman Turan, Selçuklufar ve İslamiyet, {İs­
tanbul Matbaası) Istanbul 1971, s. 71.
291 Feridun Nafız Uzluk, Anadolu Selçukluları
Tarilıi, (Örnek Matbaası) Ankara 1952, s. 7.
Türkler'dendir.292
Anadolu'nun
dolayısıyla
Osmanlı
e
a:
Devleti'nin kurulması ve yayılması sürecinde dini yönden etkin
sınıf t~bii
olarak ulema sınıfı idi. ilmiye sınıfının
halka dönük soğuk yüzü, ele geçirilen
yeni yerleşi_m birimierirnde dönemin
tasavvufı-iktisadi
kurumu Ahilik
kilatının yerleştirilmesi
teş­
ve yayılması
ile daha rahatlatıcı bir vasat hazırlı­
yordu.293 özellikle Moğol istilaların ­
dan bıkmış, yorgun Anadolu insanı
için sadece ahiler değil, o dön_emde
Orta Asya'dan Anadolu'ya göç
gönül erlerinin
sıcak
etmiş
nefeslerine ih-
tiyaç duyuyordu. ilerleyen satırlarda
da vurgulanacağı gibi Osmanlı'nın
Kuruluş Dönemi'nde devletin
manevi
harcını oluşturan mutasavvıfların
he-
men hepsi Anadolu'ya sonradan gelmiş zevattan oluşmaktaydı.
292 Paul Wittek, Osmanlı İmparatorluğu'nun
Kuruluşu, Türkiye Yayınevi, Istanbul 1971,
s. 28-32.
293 Wittek, a.g.e, s. 57.
219
•
~
Günümüz tarihçileri 1299 itibaren Fa-
m esi açısından önem arzetmektedir.298
""c:
tih Sultan Mehmet'in
hükümdarlığına
Yine Ahilik, sadece şehirlerde değil uç
o
yıllık
devreye, "kuruluş dönemi" adını verirler.294 Osman-
beyliklerindeki köylerde de şubeleri
lı Devleti kurulurken Anadolu'daki Ahi
kurulmasında büyük rol oynadığı unu-
kadar olan yüz elli
ve Mevlevl
tarikatları
en faal devirle-
olan bu tarikatın Osmanlı Devleti'nin
tulmamalıdır.299 Bu
konuda yazan bazı
rini yaşıyorla rdı. Osmanlı'nın kuruluş
Batılı ilim adamlarından Osmanlı'nın
döneminde çok aktif olmasa da kül-
tamamen Ahiler gibi safi topluluklar
türel anlamda Selçuklular ve beylikler
tarafından kurulmuş bir devlet oldu-
döneminden tevarüs eden Aşık Paşa,
ğunu söyleyecek kadar ileri gidenler
Yunus Emre ve Sultan Veled divanları
bile olmuştur.300
halk üzerinde onların tasawufı anhayatlarını
lamda dini
ve kültürlerini
etkilemekteydi.295 Osmanlılar devletin
temelini atarken, ahilikten ve ahi reislerinin
nüfuzlarından
istifade
etmiş­
lerdi. Özellikle Osman Gazi'nin kayın­
babası Şeyh
Edebali o tarihte ahilerin
ileri gelenlerinden idi.296 Şeyh Edebali
sultana yakınlığı ve etkisinin yanında
Osmanlı'nın başından itibaren Bek-
taşilik, Anadolu'dan başlayarak Bal-
kanlar ve Rumeli'de özellikle Arnavutluk'ta hızla yayılmaya başladı. Aynı zamanda Yeniçeri ocağına giren Bektaşi­
lik Osmanlılar'ın sevgisini kazandı.301
Osmanlı Devleti'nin kuruluş devrinin
en hareketli çcığında Bey'liğin başı-
kurduğu zaviyede tasawufı faaliyetler
yaparak adeta devletin temelierindeki
manevi harcı koyuyordu.297 Günümüz
tarihçilerinden Orhan Köprülü de ahileri,
Osmanlı
Devleti'nin
kuruluşunda
rol oynayan ikinci zümre ~larak nitelendirmesi bizim tezimizi destekle-
294 Yaşar Yücel, Osmanlı Devleti'nin Kuruluşu,
(Tarihte Türk Devletleri-ll), (Ankara Oniversitesi Basmıevi) Ankara 1987, s. 619.
295 İsmail. Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi-I.
(Türk Tari/ı Kımımu Basımevi) Ankara 1982,
s. 530.
296 Aşıkpaşazade, Tevfirilı-i At-i Osman, (Ali
Bey Neşri) İstanbul 1932, s. 29.
297 Taşköprüzide, eş-Şekiikıı'n-Nu'mfino/.)re fi
Ulemfii'd-Dev/eti'I-Usnıano/.)re, (Dersaadet}
Istanbul trz, s. 6-7.
220
298 Orhan Köprülü, "Osmanlı Devleti'nin Kuruluş ve Gelişmesinde İtici Giiç/er", Osmanlı"]
(Siyaset), ed. Güler Eren, Ankara 1999, s.
156.
299 Ömer Lütfi Barkan, İstila Devirlerinin Koloniı;atör Türk Dervişleri ve Ziiviyeler, Vakıflar
Dergisi, S. ·rı, Ankara 1942, s. 282.
300 Frederick Giese, "Osmanlı Imparatorluğu­
nun Teşekkülü Meselesi" Tiirkiyiit Mecmüası, c. I, (Matbaa-i Amire) Istanbul Ağus­
tos 1925, s. 157. Giese bu görüşlerini şöyle
üade eder: "Bir çok miisliinıan tôifelerinde
bH-takib müşahede ittiğimiz vechile, alıf cemaa/leri pek çok seneler mütevazı ve sessiz
bir hayat geçirdikten sonra, siyasi kudret ve
isdi 'dôda malik reisieri tarafından miilıeyyec
sözler ile hal-i faaliyete getirilmiş ve s(ıji-alıf
cemaatinden yeni bir devlet kuracak mazbut
ve mımtazanı bir ordu viicuda gelmiştir. " Bk.
Giese, a.g.e, s. 157.
301 1. Agah Çubukçu, Tıirk Düşünce Tarihinde
Felsefe Hareketleri, Ankara Üniversitesi tlahiyat Fakültesi Yayıni an, Ankara 1986, s. 6.
na geçen Orhan Bey de babasının
girmiş
oluyordu. Belki de Osmanlı'nın
yolundan giderek, Mevlana Sinan,
özellikle kuruluş döneminde alim-sCıfi;
Dursun Fakih, Davad-ı Kayseri, Taeed-
medrese-tekke uyumunda ve son dö-
din-i Kürdi gibi sCıfi ve alimler, Abdal
nemlerde ortaya çıkan Kadızadeli-safi
Murad, Abdal Musa, Geyikli Baba gibi
çatışmalarının olmamasında
dervişlere,
mun etkisi çok açıktır.
çevresinde
302
mevkiler vermişti.
ehemniyetli
Yine Sultan Or-
han dönemindeki şu faaliyet devletin
kuruluşunda tasavvufi etkinin
gücünü
göstermesi bakımından önem arzetmektedir: Aşıkpaşazade şöyle anlatır:
"Orhan Gazi 731 /1330'da iznik'i aldı.
Ve bir ulu kiliseyi cami yaptı. Medreseyi Mevlana Davad-ı Kayseri'yeverdi:'303
Burada bu medresenin açılması kadar
önemli olan husus, müderris olarak
Davad-ı
Kayseri'nin (75 7/7350) getiril-
mesidir. Çünkü Davad-ı Kayseri Muh-
~
:.<:
a:
o
....
bu duru-
Osmanlı Devleti kurulurken Ahilik'ten
başka
Alperenler denilen ve Babai
tarikatından
olan gazilere ehemni-
yet verilmiş ve bunlar için zaviyeler
yapılmıştı;
Orhan Bey'in maiyetinde
çeşitli savaşlara katılmış Geyikli
Baba,
Abdal Musa, Abdal Murad ve emsali
babalar, sonradan adını Bektaşiliğe
çeviren Babai tarikatına mensup -AIperenJ;r'den idiler. Yine aynı padişah
zamanında Uludağ'da
zaviyeler yaptırılmıştı.
30
Babatler'e ait
5
yiddiry ibnü'I-Arabi'nin (ö. 638/1240)
FusOsu'/-Hikem adlı eserine Matla'u
HusOsu'I-Kilem fi Meani FusOsi'I-Hikem
Osman Bey, Orhan Gazi ve Murad Hü-
..a~lı bir şerh yazmıştır. 304 Dolayısıyla
veren dervişleri n bu tür hizmet ve faa-
davendigar'ın şahsında
karşılık,
idare ile elele
lbnü'I-Arabi ve Vahdet-i Vücad taraf-
liyetlerine
tarı Davad-ı Kayseri ile birlikte Osman-
ne zaviyeler açıp, köyler bağışlanmak­
lı
tan geri
medrese sistemine tasavvuf neşvesi
onlar da, kendileri-
durmuyorlardı.
Feth-edilen
bölgelerde bu zaviyeler, din, kültür
302 irfan Gündüz, Osmanlılarda Devlet-Tekke
Münasebetleri, Sebii Neşriyat, İstanbul 1984,
s. 17.
303 Aşıkpaşazade, a.g.e, s. 42-43. Aşıkpaşazade
ilgili bölümde genişce şunlan aktaru: "Bir
11111 kiliseyi cômi illi. Yenişehre çıkacak kapıda
bir imôret yaptı. Yanmda "Hacı Hasa~ı" dirler bir aziz vardı. Dedesi Edebôli'nin müridi
idi. Şeyhliğini ana virdi. Ta bu zamana kadar
ônm nesiinin elindedir. lmaret kim yapıldı
~ taam pişdi, Or/ı an Gazi ol kendi mıibôrek eliyle ıi/eştirdi. Çırağm dôlıf ol kendi eliyle yai«Jı.
Medreseyi dalıi Mevlônô 'Dtiviid Kayseri' dirIerdi ana virdi. " Aşıkpaşazade, a.g.e, s. 42.
304 Mehmet Bayraktar, "Dtiviid-ı Kayseri", DİA ,
c. IX, İstanbull994, s. 34.
ve hayır faaliyetlerinin mihrakı oluyor, çevrelerinde teşekkül eden cami,
medrese gibi medeni müesseselerle
hakimiyet kurma usulü takip ediyorlardı.
Yol
önemli
boylarında, ıssız
kavşaklar
geçit ve
ile tenha yörelerde
tesis edilen zaviyeler, içtimai hayata
sunduğu
305
hizmetler yanında, fetihleri
Uzunçarşılı, a.g.e, s.
531.
221
•
~
:.:
cı:
o
1-
de
kolaylaştırmış,
siyasi otoritenin te-
essüsünde faydalı ve ehemniyetli düzenlemeler sağlamıştır.
Münzevi olduğu kadar da dinamik
anlaşılan
bu teşekküller,
Anadolu'nun fethi ve islamlaşma­
sında,
devlet ve idareciler ile omuz
omuza çalışmışsa da, devlet de bu
idealist zümrenin cemiyet için bir
nizarn ve ahenk unsuru
olduğunu
bilerek, toprak, imar, iskan, kültür
ve asayiş mesuliyetine geniş ölçüde
iştiraklerini sağlamak
şehirde bizden daha alim, Ekmekçi
firasetini gös-
düşmez"
şekilde
diyerek teklifi_reddeder. Bu
hali ortaya çıkan Somuncu
Baba namıyla meşhur Şeyh Hamid-i
Veli teklifi kabul etmek durumunda
kalır. Açılışa
sultanla birlikte geniş bir
halk kitlesi katılır. Cuma namazının
sünneti eda edildikten sonra, Şeyh
Hamid fasih bir hutbe okur.310
Cuma namazı eda edildikten sonra,
Şeyh
Hamid vaaz için kürsüye gelir.
termiştir. Bu firaset ve siyasetin icabı
Cemaatin arasında dönemin Bursa Ka-
olarak, Osmanlı sultanları, meşayihe
d ısı Molla Fenari(834/7437)devardır.311
karşı
Şeyh
gerekli edebe riayet etmekle
hassasiyet göstermişlerdir. Hatta bu
Ham id kürsüde Fatiha Tefsiri ya-
par.312 Fatiha Suresi'nin önce fesahat
hassasiyet, Yıldırım Bayezid'in kızı
ve belagat yönünü ele aldıktan sonra
Hundl Hatun'u Buharalı Mutas~vvıf
yedi
Emir Buhari'ye (ö. 833/1429) vermesi
ile sıhr.iyete kadar varmıştır. 307
Tefsiri yazmakla meşgul olan Molla
Yıldırım
Bayezid, 1394 yılında Niğbo­
lu'da haçlılara karşı zafer kazanır ve
akabinde şükür makamında büyük
bir cami yaptırmaya başlar. Bu bugün
elan Ulu Camii diye bilinen camidir.308
Yıldı rım, yaptırdığı
yılı
bu mabedin 1400
ayrı
mana verir. O
s.ırada
Fatiha
Fenari onun açıklamalarından çok istifade eder. Molla Fenari bu yedi ayrı
manadan ilkini herkesin
anladığını,
ikincisini alimierin anladığını, üçüncüsünün birazını kendisinin anlayabildiğini,
daha sonraki
yorumları
hiç kim-
senin anlamadığını bizzat ifade eder.313
Mart ayındaki açılışında, imarnet
ve vaazı damadı Emir Sultan'a tek309
lif eder.
Kendisine Camii'nin açılışı
306 Gündüz. a.g.e, s. 20.
307 Gündüz, a.g.e, s. 21.
308 İsmail Hakkı Danışmend, İzalılı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, c. ı, (Türkiye Basınıevı) İs­
tanbul 1942, s. 104-I 07.
309 Ha.ririzı1de Kemaleddin Efendi, 1ibyô11
222
Emir Sultan: "Bu
Dede diye biri vardır. O varken bize
306
olduğu
yapması t~klif edilen
31 O
311
312
313
Vesôil, c. I, SOleymaniye (Fatilı Kıitıiplıane­
si), no 430, v. 172.
San Abdullah Efendi, Semerôtü '1-Fuôd
fi'I-Mebde-i ve'I-Meôd, (Matbaa-i Amire) istanbul 1288, s. 232.
Ha.ririzı1de, 1ibyô11, c. I, v. 172a.
Mecdi Efendi, Terceme-i Şekiiik-i Nu'nıôlliy­
ye fi Ulenı8-i ed-Devleti'I-Usnılilliyye, c. ı,
(Dônı ~-Tıbôati '1-Amira) İstanbul 1269, s. 74.
San Abdullah Efendi, Semerlitıi'I-F11ôd, s.
232.
mıştı.318
ğu Karaman'da iken yazdığınlifade et-
ülkesinde bulunan kadıların durumla- o""
""
tiği
rını kontrol için Şeyh Ramazan adında
Aksine ordunun
kadılığını
•
Molla Fenari'nin bir dönem bulundu-
ve
Aynu'I-A'yôn fi Tefsiri'I-Kur'ôn isimli
eserinin mukaddimesinden de 314 an-
bir sütiye görev vermişti.
laşılacağı üzere Şeyh Hamid'in bu tef-
rım
sirinden etkilendiği anlaşılmaktadır.315
elde edilen ganimetlerle, Kazerüniyye
Bu dönemde, özellikle Yıldırım Bayezid
zamanında
tarikatına
Kübreviye
mensup, aynı zamanda damadı Emir
Bayezid,
dervişlerine
savaş
ve
Ayrıca Yıldı­
ve diğer tarikat erbabına,
zaviyeler, imaret, medrese, han, köprü
ve daruşşifa yaptırmış idU19
Bu dönemde devlet-tekk~ilişkilerinin
padişaha
olumlu anlamda
bulunmuştur.
gelişmesine katkıda
Dönemin
bulunan isimlerden biri de hiç şüp­
alim ve sCıfıleri padişahlara karşı bu
hesiz, Molla Fenari'dir (ö. 834/1431).
tarlarda
tür ikaz vazifesinin
316
ifası yanında,
bir
Molla Fenari,
babası
Muhammed bin
yandan da lüzumu halinde ellerine
Hamza'dan Vahdet-i Vücüd nazariye-
kılıçlarını alarak savaşmaktan geri kal-
sinin savunucusu ve lbnü'I-Arabi'nin
mamışlardır.
talebesi Sadreddin-i Konevi'nin (ö.
Ankara
1402 yılında vuku bulan
Savaşı'nda,
la Fenari,
Timur'a
Şeyh Şemseddin
Emir Buhari de
savaşmış
karşı
Mol-
674/1274) Miftôhu'I-Gayb
adlı eserini
Cezeri ve
bizzat okumuştur. Hatta daha sonra
ve Timur'a
günümüz iran medreselerinde ders
esir düşmüşlerdi. 317
kitapları arasında
Y;ldırım Bayezid'in meşayih ve ulema
üzerine Misbôhu'I-Üns adlı şerhi yaz-
ile· devam eden bu
yakın lığını,
ticari
bir h.ak için kendisine bayrak kaldıran,
yirmi gün "kepenklerini indirip" Ankara'ya hakim olan Ahilerin, isteklerini
isteklerini elde ettikten sonra
direniş­
lerinden vazgeçmeleri dahi bozmabin Hamza ei-Fenan, AyTefsiri'l-Kur'iin, (Rıfat Bey
Matbaası) İstanbul 1325, s. 3.
315 Geniş bilgi için bk. Musıara · Aşkar, Molla
Yeniiri ve Valıdet-i Vıicı"Jd A11layışr, Mumdiye Kültür Vakfı Yayınları, Ankara 1993, s.
56-57.
316 M. Cavit Baysun, "B6yezid /", İA, c. ır, s.
389-390.
317 GündÜZ, a.g.e, s. 22- 23.
314 Muhammed
mı'l-A'yiin
ı-
fütCıhatlardan
Buhari'nin yanında Molla Fenari de,
zaman zaman ikaz edici ih-
~
mıştır.320 Molla
yer alan bu eserin
Fenari'nin bu sCıfı kişili­
ğinin yanında Osmanlı
medrese siste-
mine Fahreddin Razi (ö. 605/1209) sistemini getirmiş olması da ayrıca önem
arzeder.321 işte bu şekilde hem tasavvuf düşüncesi açısından ibnü'I-Arabi
düşüncesine sahip ve aynı zamanda
müderris olan Molla Fenari'nin bu
fi
318 GündUz, a.g.e, s. 23.
319 Hoca Sadeddin Efendi, Tiicll't-Teviirilı, c. I,
(Tablıaıie-i Amim) İstanbul 1279, s. 224.
320 Hamza el-Fenan, Misbiilırı'l-Üns Şer/w
Miftiilıll'l-Gayb, (İntişiirii.t-ı Mevlii) Tahran
1384.
321 Geniş bilgi için Aşkar, a.g.e, 6-16.
223
•
~
yapısı, Osmanli Devleti'nin Kuruluş
~ Dönemi'nde
o
ı-
kadar, devlet-tekke münasebetlerinin
sağlam atılmasında ve ilerlemesinde
belki de tarihte hiç olmadığı veya ol-
hiç şüphesiz etkili olmuştur. Başka bir
mayacağı kadar üst düzeyde ve olum-
deyişle Osmanlı!nın altı asır gibi uzun
lu olan ilişkileri, böylece devlet erka-
birdönem ayakta kalmasının sırrını bu
nının tasavvuf erbabı hakkında me-
hoşgörülü ve tasavvufı islam anlayışı­
safeli ve şüpheci yaklaşmasına sebep
na ve olaylara ılımlı bakmasında ara-
olmuştur diyebiliriz. Yine bu olaydan
mak gerektiği söylenebilir.
Bu dönemde devleti tekkeler, dolayı­
sıyla mutasavvıflar hakkında tedirgin
eden ve son derece ılımlı giden ilişki­
leri zedeleyen olay, Şeyh Bedreddin isyanıdır. Şeyh Bedreddin Edirne yakın ­
larında Simavna'da doğmuş, Simavna
Kadısıoğlu diye meşhur olmuş, alim ve
sOfı bir kişiliktir. Buha'da medrese tahsilini tamamladıktan sonra Kahire'ye
gidip yüksek tahsilini ikmal e"öerek,
Anadolu'ya dönmüş ve fikirlerini yay-
iki yıl öncesinde görüşleri sünni inanca aykırı görülerek Halep'te 1418 tarihinde idam edilen Nesimi, tasavvuf
konusunda Osmanlı Devlet yöneticilerini hassas olmaya sevkeden başka
bir örnektir.324 Hatta bu olaylar ilerde
Hacı Bayram-ı Veli'yi de etkileyecek,
onun 1421 yılında hakkındaki bazı
şikayetler üzerine dönemin sultanı ll.
Murad tarafından Edirne'ye çağrılma­
sı olayının sebeplerinden biri olarak
gösterilmesine yol açacaktır.325
maya başlamıştı. 322 Şeyh Bedreddin,
Kuruluş döneminde Osman Gazi, Or-
yaydığı fikirler ve isyanıyla zaman za-
han Gazi, Sultan Murad dönemlerin-
man Osmanlı Devleti'nin başına dert
de sürekli zaferiere alışmış Osman-
açar. Şeyh Bedreddin, Osmanlı sal-
lılar, Yıldırım Bayezid dönemine ge-
tanatının bu zor günlerinde !:>ir Alevi
lince Ankara Savaşı (1402) ile birlikte
kıyamıyle lzmir, Rumeli ve Deliorman
mağlubiyeti tatmış, bu sonuç sadece
taraflarında bir ihtilal hareketi meyda-
siyasi alanda değil tüm müesseseleri
na getirmiş ise de, Deliorman'da yaka-
etkilemiştir. 1403 yılında Yıldırım'ın
lanarak Serez pazarında 1420 yılında
vefatıyla birlikte şehzadeler arasında
idam edilmiştir. 323
başlayan çekişmeler sebebiyle on iki
Osmanlı Devleti'nin kuruluşu kabul
322 Uıunçarşılı, Osmanlı Tarilıi, c. I, s. 190.
323 M. Şerafeıtin Yaltkaya, Simavna Kodısıoğlu
Şey/ı Bedreddin, (Evkôj-1 İslamiyye Matbaası) İstanbul 1924/1340, s. 51.
224
edilen 1299 yılından itibaren bu olaya
temellerinin
devletin
yıl s~recek olan Fetret devri başlar.
324 Murat Özaydın, Nesim/'de TasavvufAnlayı­
şı, Seyyid Nesimi Sempozyumu Bildirileri,
Ankara 2006, s. 270.
325 Ethem Cebecioğlu, Hacı Bayram Veli, Kültür
Bakanlığı Yayınlan, Ankara 1991, s. 57.
Mesela: Dönemin meşhur süti-alim
Molla FenM, Timur'un serbest bı­
raktığı Karamanoğlu Mehmed Bey'le
Karaman'a gider.326 Molla Fenarl, Karaman'da on iki yıl kalmış, orada dersler verip talebeler yetiştirmiştir. 327 Bu
müddet akabinde 821/1418 yılında
hacca gider. Arkasından Kudüs'e ve
bir müddet kalacağı Mısır'a gider.
Bu esnada Anadolu, Şeyh Bedreddin
isyanı ile çalkalanmaktadır. Bedreddin'in 1420'de idamıyla birlikte Anadolu süküna erer ve Molla Fenari,
1420 yılı nisan ayında Bursa'ya döner.328 Burada bir alim-süfınin hayatı
üzerinden tarihi olaylara baktığımız
zaman, dönemin siyasi olaylarının
her alanı etkilediği gibi safıleri ve tasavvuf hayatını da etkilediğini rahatlıkla
görüyoruz.
Çelebi Sultan Mehmed'in 824/1421 yı··lında vefatıyla birlikte ll. Murad'la amcası
Mustafa arasında mücadele baş­
ve 833/1429 yılında kendisine
lamış
padişahlık kılıcı kuşatan
Emir Sultan'ın
teşvikiyle cesaretini toplamış ve saltanatın tek hakimi olmuştur.329
Vasiyetinde, sultanlar için yapılması
adet olan türbenin kendisine yapıl-
326 Gelibolulu Mustafa Ali, Küulıii'l-Aiıbli r, c.
- !,Tıpkı Basım, (Türk Tarih Kuromu Basmıevı)
Ankara 2009, s. 39.
.
327 Hüseyin HOsameddin, "Molla Fenôrl", Türk
Tari/ı Eııciimeni Mecmuası, 16. Yıl, No: 95,
istanbul 1926, s. 378.
328 İbo-i Hacer ei-Askalani, Enbliu'I-Gunır fi
Ebnliu'I-Umr, c. VII, Beyrut 1986, s. 379.
329 GOodO.Z, a.g.e, s. 26.
mamasını,
toprağa
•
gömül-
~
mesini ve yağmur sularının mezarına
girebilmesi için, üzerinin örtülmeme-
o
ı-
cesedinin
""a:
sini isteyecek kadar derviş-meşrep
ve dindar bir zat olan ır. Murad, tahtını henüz on üç yaşında olan oğlu ll.
Mehmed'e terkedip, ibadet ve riyazat
dolu bir inziva hayatını tercih etmişti. Tasavvuftan ve özellikle Emir Sultan'ın yakın alakasından son derece
müteessir olan bu sultanın saltanatında, tarikatların
daha da yaygıngörüyoruz. Hacı Bayram-ı
Veli'nin (ö. 833/1430) nüfuzu, zama!aştığını
nını
o derece kuşatmıştı ki, taraf-ı
padişahiden müntesiplerinin hükümet tekliflerinden muaf addedilmesi
ve bu emir bir hayli mu-
emredilmiş
kallidinin de Bayramiye tarikatına
girmeleri neticesini vermişti. Bunun
üzerine Padişah, Şeyh'ten müritlerinin miktarını sormuş, O da garip ve
oldukça manidar bir imtihandan sonra: "Bi r buçuk dervişim vardır" diye
mektupla cevap vermiştir.330
Yukarıdaki
cağı
misallerden de
anlaşıla­
gibi, saltanatın süftlere gösteralaka sebebiyle, Osmanlı
diği sıcak
toplumunda tasavvuf canlı bir şekil­
de devam etmekte idi. Yüksek mevkilerde M evieviye ve Zeyniye tarikatları rağbet görürken, Bayramiye de
halk arasında rağbet görmekteydi.
Edirne'de 1439 yılında Şeyh Şücaed-
330 GOodO.Z, a.g.e, s. 27.
225
•
~
din Karamani için bir mescid ve zavi-
tanışmanın
"'a:
ye yaptıran ll. Murad, bu davranışları
ram'a vezirlik teklif etmesine kadar va-
1-
ile devlet ve
o
meşayih arasındaki
liğin devamına
bir-
ne kadar önem ver-
diğini göstermiştir.
331
ram-ı Veli'ye gelince daha da ileri se-
viyededir. Rivayetlere göre ll. Murad
ile
Hacı Bayram-ı
Veli
Bay-
Murad'ın Hacı Bayram-ı
saygısı
Veli'ye
gitmiştir
o kadar ileri
ki, zamanla onun adına zaviyeler, vakıf­
lar ve mahalleler kurarak ona iltifatta
bulunmuştur.335
başbaşa kaldık-
Buraya kadar zikredilen misallerden
ları bir gün odaya getirilen bebekle
ve olaylardan anlaşılmaktadır ki, ida-
Veli'nin birden irkildiği ve dikkatle
recilerin bu anlamda devletin tasav-
beşiğe
vufa
bakarak "SOre-i Feth"i okuma-
ya başlar. Beşikte yatan bebeğin kim
olduğunu
bilmeden, Şeyh'in Fetih
okuması
meyil, 15.
asrın
başlarından itibaren, Osmanlı topraklarının çeşitli bölgelerinde, sOfılere
kendi tarikatlarının ayin ve akidelerini
içerisinde bırakır. Söz döner dolaşır, Is-
yayma fırsatı vermiştir. Bektaşi, Mev-
tanbui'un fethi m~selesine gelir. Hacı
levi, Rifai, Kadiri, Halveti, Bayrami ve
Bayram, bu fethin kendisine değil be-
diğer tarikatlar, ıs: yüzyılın ikinci ya-
şikteki şehzadesine nasip olacağ'ı şek­
rı s ından
linde müjdeler verir.332
hayli mesafe
ll.
Murad'ı
karşı duyd u kları
hayretler
SOresi'ni
Diğer taraftan tarihi kay.naklara yansı­
mış başka
bir olay da, ll. Murad'ın ken-
disine verilen yanlış bilgilerden dolayı
Hacı Bayram'ı Edirne'ye çağırmasıdır.
Yapılan araştırma lara göre 1421 Tem-
muz'unda gerçekleşen buluşma esnasında
yol
arkadaşı Akşemseddin
Haz-
retleri'dir. Hacı Bayram Edirne'ye ulaşır, Sultan ll. Murad'la görüşür, sohbet
yapar. Hazretin maneVi
olgunluğu
ll.
Murad'ın dikkatini çeker, saygısını ka-
zanmaya vesile olur.333 Hatta bu yakın
33 1 GündOz, a.g.e, s. 28.
332 GündUz, a.g.e, s. 29.
333 Cebecioglu, Hacı Bayram Veli, s. 59.
226
Sultan'ın Hacı
rır.334 Ancak Hazret bu teklifi kabul et-
mez. ll.
sevgi ve
Bu sultan-meşayih ilişkisi Hacı Bay-
ilerde
itibaren
yayılma noktasında
katetmişlerdir.
Bu
yayıl­
ma ve rahatlığın 16. yüzyılda filizlenen
ve 17. yüzyılda hem
karşılıklı
tartışma
hem de
reddiye risaleleriyle fiili bir
hal alan Kadızadeli -Meşayih tartışma­
Ianna kadar devam edecektir.
SONUÇ
Osmanlı Devleti'nin Kurulu ş Dönemi
denilen 14. yüzyılın başından Istanbul'un fethine kadar olan dönemde,
Anadolu etnik
bakımdan Türkleşme-
334 Hüseyin Vassaf, Sefine-i Evliyii, c. II, baz. M.
Akkuş-A. Yılmaz, Kitabevi, Istanbul 2006, s.
435.
335 Fuat Bayıamoğlu, Hacı Bayriim-ı Veli, Yaşanll, Soyu, Vakfı, c. I, (Tıirk Tari/ı Kuromu
Basımevz) Ankara 1989, s. 27.
nin yanısıra, islamiyet'in yayılmasına
paralel olarak
sCıfi
tarikatlaf da tesir
ve nüfuzlarını artırmıştır. Bu dönemde resmi ulema ile sCıfiler arasındaki
uzlaşma
dikkat çekmektedir. Burada
şu tespiti de ifade etmek gerekir ki:
o dönemde ilmiye ile sufiye aynı sınıf
idi. Yani tam anlamıyla hemen her sCıfi
"zü'l-cenahayn" idi. Bunda Osmanlı
Devleti'nin temeli
atılırken başta
diğer
lik ve ahi reisierinin ve
Ahi-
tarikat
şeyhlerinin nüfuzundan yararlanması­
nın
etkisi de vardır.
nin
başlangıcı
a:
Bu devlet-tekke münasebetleri, ll. Mu- o
ı-
ra d dönemine gelince
Fetret dönemi-
olan 1402
yılına
kadar,
Hacı Bayram-ı
Veli'nin karizması sebebiyle, belki de
Osmanlı
tarihinde o zamana kadar hiç
olmadığı kadar derin ve sıkı bir ilişki
içinde devam etmiş, o atmosferde bir
Fatih Sultan Mehmed ve
Akşemseddin
birlikteliği ortaya çıkmıştır. Bu ikilinin
yakınlığı ve bir sCıfinin devlet adamının
ideallerine
ulaşmasındaki
etkisi ve bu-
günki tabirle motivasyonu tartışmasız
ortadadır.
Osmanlı'nın ·başından
•
olsa zedelemiştir.
Belki de Hacı Bayram hakkın­
da onun manevi gücünün istanbul'un
fethiyle tebarüz ettiğini söylemek hiç de
padişahların tasavvuf erbabına karşı
abartı
sınırsız hoşgörü
le görünürde -iki şiirinin dışında- yazılı
ve saygısı devam etti.
Özellikle Timur istilasının Anadolu'da
meydana
getirdiği
maddi-manevi at-
olmasa gerektir. Bir
başka deyiş­
hiçbir eseri olmayan Hazret'in en büyük
eserinin Akşemseddin
olduğunu
mosferinde bazı tasawufi çevreler is-
lıkla
yan çıkarmış ve dolayısıyla bu dönem-
nin önünde saygıyla eğiliriz.
rahat-
söyleyebilir ve o büyük Türk sCıfısi­
. d~n sonra devlet-tekke ilişkileri yeni
b~r döneme girmiş oluyordu. Şunu da
belirtmek gerekir ki;
ları
Osmanlı
sultan-
tasawuf erbabına oldukça müsa-
mahakar davrandıkları doğru olmakla
beraber, bu tek taraflı olmamıştır. Çünkü o dönemdeki mutasawıflar da tüm
güçlerini devletin ilerlemesi ve bekası
için
kullanmışlardır.
Daha
doğrusu
onlar kendilerine verilen "alperen"
niteliğine uygun olarak gönül fetihleri
yapmışlardır.
Ancak
Şeyh
Bedreddin
vak'ası gibi müstesna olaylar sCıfilere
olan t;>u müsamaha ve
desteği
az da
227
Sufi Movements During the Fou~dati~n ofthe.Ottoman
State: Aview on the Relatao·nshtp Between
Sufis and the State
Prof. Dr. Mustafa Aşkar
Turkiye, Ankara, Ankara University, Faculty of Divinity, Department of Sufism
When
we
consider
the
process
through whieh Anatolia has been
under Turkish rule, the beginning of
this period is undoubtedly J071 when
Alparslan defeated the Byzantines in
Malazgirt. From then on Asia Minor
saw the migrations that were to
continue l,lntil the beginning of ı 3th
century through
Anatali an
Gates
opened up by the conquerors. These
immigrations, whieh triggered the
,pr_
ocess of Muslim Turkish population's
g~tting more and more widespread,
ı;sted two centuries, even if not quite
as intensive. The motive behind these
migrations was the unrest among the
Turkish namadie tribes owing to the
Mangol invasion (1 234) as well as the
desire to settle in new grounds. What
we are going to dwell on in this study
is, among other Turkish communities,
the Kayı namadie tribe of the
Oğuz
dan that were to found the Ottoman
state later on who were als o ofTurkish
origin, maving from Maveraünnehir
and settling in Anatolia out of concern
:I:
over the Mangol invasion.
..,
~
....ı
z
In the course of foundation and
w
spread over Anatolia and hence the
Ottoman soil the influential
schol~irS
of religion have been the mastermind.
The standoffish face of the Ottoman
class of scholars has been getting
eased thanks to the contemporary
sufistic-economie
t rade-guilds'
institutions
getting
of
organized
and spread out over the captured
residential
areas.
Having
already
been fed up by the uninterrapted
Mangol
invaders, Anatelian
man
not only needed to be in a cosy
atmosphere to have a cansolation
from their "Ahi" brothers but al so,
and more desperately perhaps, the
spiritual support by immigrant men
of heart who settled in Anatolia.
The latter; as they are also going to
be restated on the following pages,
that have comprised the spiritual
·mortar in
the
foundation
period
557
•
;!; of Ottoman Empire have been those
the bordering principalities made
-' sufis who immigrated to Anatolia
significant
\!)
~
afterwards like the rest of the Turks.
Recent historians name the 150 year
period between ·1299 and Fatih Sultan
- Mehmed's time "Foundation Period"
that w as the hey day of the Ahi and
Mevlevi Orders.
The Divans-
collected poems-of Aşık Paşa, Yunus
Emre and Sultan
Veled that
had
passed on from the Seljukians and
principalities culturally used to make
a sufistic and religious impact on the
- people, if not much effective in the
to
the
foundation process. There are even
some exaggerating western authors
who say that the Ottoma n State has
been single-handedly founded by sufi
communities like Ahis. By the same
to ken another order, Bektashiyya,
began in Anatolia and started to spread
swiftly in the Balkans and Rumelia,
namely Albania, thus winning over
the Ottomans eventually entering the
Janissary Corps.
Starting in office in the most active
Ottomans
days of the foundation period and
made use of the influence of the
following in the footsteps of his
trade-guilds and their leaders while
father, Orhan Bey designated the
foundation
SSB
contributions
period. The
they were laying the foundations of
sufis and scholars such as Mevlana
the State. Particularly Sheikh Edebali,
Osman Gazi's father-in-law, was one
Sinan, Dursun Fakih, Davud-ı Kayseri,
Taceddin-i Kürdi and dervishes such
of the foremoş!_leaders of Ahis. Being
as Abdal Murad, Abdal Musa, Geyikli
very close to the Sultan and thus
Baba to crucial posts. lndeed, the fact
having great impact on him, Sheik
of the activitywith regard to the signal
Edebali was busy undertaking his
of sufistic impact on the foundation
tasks in his zawiyah on paper but
process is chronicled by Aşıkpaşazade
actually he secretly fÇ>unded the
as follows: "Orhan Gazi captured ı znik
Ottoman Empire backstage. The fact
in 731/1330 and converted a great
that a recent historian, Orhan Köprülü,
church into a complex comprising a
has
the
mosque and a madrasah and gave
characterized
the Ah is as
second most efficient element in the
the madrasah to Mevlan~ Davad-ı
foundation period of Ottoman State,
Kayseri". What is as much important
is noteworthy in terms of supporting
as setting a madrasa herein is as
our
a
thesis.
lndeed
this Ahi Order
dignified
sufi-scholar Davad-ı
that not only existed in towns but
Kayserl's
also had branches in the villages of
for the position, who has written
(751/1350)
designation
~
named "Matla'u
and madrasahs getting erected in
HusOsu'/-Kilem fi Medni · FusOsi'/Hikem" on FusOsu'I-Hikem, one of
the most outstanding masterpieces
the vicinity have dqminated the
-~
environment. Being constructed along
z
of lbn al-Ara bi (638/1240). Therefore
crossroads and solitary areas, these
commentaries
Davad-ı
the roads, in the desolat~ passages,
Kayseri, an adherent
locations simplified the conquests,
al-Ara bi and Vahdet-i
helped the political authority build
VücQd, the Ottoman Madrasah System
up and provided the community with
with
both
to lbn
would import the sufistic exhilaration
viable social services. Turning out
and eventually this strategy needless
to be as much dynamic as seclusive,
to say acted as a catalyst to stop the
these institutes worked till the end
encountered problems
scholar-
for the conquer and the Islamizatian
sufi and madrasah-convent dashes
of Anatolia, and the state being aware
particularly in the foundation period
of this truth granted them the shared
and additionally the recent Kadızadeli­
responsibility in the administration of
sufı upheaval.
fundamental matters such as land,
of
While the foundation ofOttoman Sta te
was stili i~ progress, other than Ahis,
the ..war veterans of Babai Ord er, so-
public works, housing, culture and
public order.
To prove this the Ottoman Sultans have
ca ll ed Alperenler such as Geyikli Baba,
shown great sensibility to the Sheikhs.
Abdal Musa, Abdal Mu ra d and likewise
So much so that
Yıldırım
Bayezid
..sufis took part in numerous battles
married off his daughter Hundi Hatun
together with the Sultan himself. So
to Sufi Emir Buhari of Buhara. Yıldırım
they have alsa been highly thought of,
Bayezid defeated the
renamed Bektashis and consequently
Niğbolu
Uludağ
Crusad~rs
in
in 1394 and to show God
private zawiyahs were
his gratitude started building a great
built for them. These derwishes'
mosque, which is known as Ulu Cami
in
w
working shoulder to shoulder with
today. lnauguration of this mosque
them, the Sultans Osman Bey, Orhan
occurred
Gazi and Murad Hüdavendigar have
offers his son-in-law Emir Sultan to
built zawiyahs for t_hem and gave
lead the prayer and preach a sermon.
them villages in return. Serving as
Emir Sultan says: "In this town there
hubs of religious, cultural and charity
is a Bread-Maker Dede who is more
activities, these zawiyahs with the
knowledgable than me and it is he
in
March
1400. Yıldırım
ever-growing facilities like mosques who deserves to be offered rather
559
•
~
than me" and refuses the o ffer.
While the scholars and the sufis at the
~
So being disclosed Sheik Hamid-i Veli,
or rather So m uncu Baba as he is much
the Sultans, on the other ha nd girding
more widely known, has to accept the
on their swords they did not refrain
offer. Masses of people take part in the
from fighting against the enemies. In
inauguration with the Sultan. After the
the Ankara battle in 1402 Molla Fen ari,
sünnet prayer Sheik Ham id delivers
Şeyh Şemseddin Cezeri and Emir
an eloquent khutbah. Having finished
Bu ha ri fought against Timur but they
with the Friday prayer the Sheik goes
were taken prisoner. Yıldırım Bayezid
_,
w
up the dais. Among the cangregation
retained to be close to sufis. Ah is once
is the Kadi of Bursa Molla Fenarı.
revolted
Sheik Hamid comments on surah al-
right they asserted and eventually
Fatiha and explains its eloquence and
closed down their workshops to stop
against Yıldırım out
of a
rhetoric comments seven different
trading for 20 days. After a while
meanings. Molla Fenari,
who was
though they gave up but even their
writing commentaries on Quran at
this attitude was not enough to make
the time, benefits very much. Molla
Yıldırım step back and he kept on his
Fenari admits the fact that everybody
intimacy with sufis. Quite the contrary
u nderstood the Sheikh's first me.aning,
he designated a Sheik Ramazan as the
it was not other than scholars that
military judge, a top authority on the
understood the second meaning, it
judges all over the country. Besid~s,
was only him though who was able to
partly understa.n d the third meaning,
the Sultan built zawiyahs, hospices,
madrasahs, inns, bri.dges and hospitals
and nobody !ncluding him could ever
for the derwishes of Kazerüniyye and
understand the rest. Molla Fenari is
the followers of the other Ord ers, out
said to have written a commentary
of the booty from the battles and the
conquests.
on the Qur'an named "Aynu'I-A'yôn
fi Tefsiri'I-Kur'ôn" when he w as in
In this period one of the leading figures
Karaman. lt is understood from this
who have made the most contribution
book's preface that he was impressed
to the State-Convent relations
is Molla Fenari (834/1431 }. Under his
by Sheik Hamid's commentary. In this
period Molla
S60
time fulfilled their duties by warning
Fenari warned Yıldırım
father Muhammed
bin
Hamza he
Bayezid·from time to time when the
studied Miftôhu'I-Gayb, by Sadreddin-i
Sultan was with his son-in-law Emir
Konevi (674/1274), an ardent follower
Buha ri, a Kübreviyye Order follower.
of Vahdet-i Vücüd and the disciple
of Ibn al-Ara bi. He has even written
an appendix named Misbahu'I-Üns to
this manuscript that was taught as
a textbook in Iran. Apart from his
sufi personality the fact that Molla
Fenari introduced
Fahreddin
Razi (605/1209) method to Ottoman
•
then. Although Sheikh Bedreddin has
attempted to bring about an alawiteoriented revolution in izmir, Rumella
Madrasah System is important. Thus
having pro-lbn ai-Arabi sufi mentality
and a profound scholar, Molla
Fenari had great impact on laying the
foundations of Ottoman State soundly
exceptionally promising but with this
rebellion these prospering relations
and its spreading out in all directions.
In otherwords, the Ottomans's success
of surviving six centuries may well be
were turned upside down and made
the statesmen sceptic about sufism
In this period the only unfavorable
event that made the administration
cautious and prudent about the
convents and zawiyahs and hence
.. sufis and harmed the prospering
relations w as the uprising of Sheikh
Bedreddin. A scholar and a
sufi, Sheikh
Bedreddin or
rather
he is much more widely known
as Simavna Karlısıoğlu was born in
Simavna near Edirne. Having finished
with his madrasah education in
~
z
w
and Deliorman he failed and after
his capture he was executed in
Serez Market in 1420. Regarded as
the foundation date of Ottoman
Empire from 1299 on to this very
event, the relations between the
State and convents - zawiyahs were
rooted in their sufistic and tolerable
mindset.
~
-
world, we gather.
And again the fact that Seyyid
Nesimi who was said to be a nonbellever and stood out against sharia
was also executed in 1418 in Aleppo
two years before this event, is anather
motive that caused the administration
to be more sensitive on sufism. These
incidents even m ay well havetriggered
the further developments later on and
hence could be considered the reason
for Hacı Bayram-ı Veli's accusation on
similar grounds with Sultan ll. Murad's
citing him for interrogation to Edirne
due to some allegations made in 1421
against him. Being used to constant
Bursa he went to Cairo for further
studies and after that came back
victories throughout the foundation
to Anatolla and started spreading
his opinions. With these opposing
opinions and his uprising he caused
period when the Sultans Osman
Gazi, Orhan Gazi and Murad 1were in
power, they regretted the first defeat
trouble for the State every now and
by Timur in the Battle of Ankara in
561
•
:; 1402 and this outcome affected the
-~
Sultan. He was such an ascetic muslim
whole institutions altogether as well
that, in his will he said "he wouldn't
z
as the political environment.
like to have a traditional tomb to be
w
After Yıld ırı m's death in 1403, the
12 year long · interregnum started
out of the rivalries between the
princes. For example, the famous
sufi-scholar Molla
Fenari goes
to
Karaman with Karamanoğlu Mehmed
Bey who has been released by Timur.
Having settled in
Karaman, Molla
Fenari served as a scholar for 12 years
and brought up numerous mullahs.
He went on a pilgrimage to Mecca
afterwards, followed by a trip to
Jerusalem and finally to Egypt where
he would stay for a while. In the
meantime Anatolia was agitated by
the Sheikh Bedreddin uprising. With
the execution of Bedreddin peace was
restdred and Molla Fenari returned to
Bursa in April1420.
his corpse wouldn't be buried into
the soil, and he wouldn't need a roof
over him so as not to stop rain water
finding its way through his soil".
Having had already left his throne
for his then only 13 years of age son
Mehmed ll, he opted for a solitary life
and sufism to be only focused on his
prayers. Being particularly impressed
by Emir Sultan's attention, this Sultan
made all the Orders more and more
widespread during his tenure. He was
so much surrounded by Hacı Bayram-ı
Vell's damination that he ordered the
followers ofthe Sheikh to be exempted
from paying every kind of taxes and
this unfortunately made lots of bogus
derwishes have the opportunity to get
away with murder at the expense of
we have a look at the
non-followers. Whereupon the Sultan
chronology from the perşpective of
asked the Sheikh in writing how many
the life of a sufi-scholar, it is clearly
derwisheş he had and having tested
visible that political events of the time
his derwishes' loyalty the reply came
have affected sufis and sufistic lifestyle
in the most cautionary way: "l've
as well as all walks of life. With Çelebi
got just one and a half derwishes'~
Sultan Mehmed's passing away, the
As it is easily understandable from
skirmishes between Murad ll and his
above-said examples, thanks to the
uncle Mustafa started, thanks to Emir
Sultanate's cordial attitude towards
Sultan's encouragement of him in
men of heart, all sufis were in their
1429 who had already m ade him gird
heyday at the time.
Herein when
his sword before Murad ll managed to
get the guts and became the following
562
in so they needn't build one, and
While the upper-crust have been
the Mevleviyye and Zeyniyye
accompanied by Akşemseddin. Once
Orders the grass-roots opted for
the Bayramiyye Ord er. The fa ct that
the Sultan built a mosque and a
in Edirne Hacı Bayram meets the
Sultan, and they talk to each other for
a while. Having sensed Hacı Bayram- ı
zawiyah in Edirne in 1439, in honor
of Sheikh
Şücaeddin
Karamani,
indicates how much importance he
Veli's spiritual dignity immediately
after meeting him, Sultan Murad
for
paid to the unity between the State
and Sheikhs. This sineere relations
turned into a figurative sart of way
love affair when it comes down
to Hacı Bayram-ı Veli. According to
rumors, while the sultan is sitting with
his guest Hacı Bayram-ı Veli, a baby
is brought into the room. Startled at
first glance, the Sheikh immediately
begins redting Surah ai-Feth with his
eyes only on the baby. The Sheikh's
instantaneous redtatian of Surah
ai-Feth without having the faintest
idea who he was in the cradie shocks
Murad ll. Having finished with the
redtatian Hacı Bayram starts the
tôpic of Istanbul and gives the good
news of the conquest of Istanbul
and goes on to say: "But it is hepointing at the baby- who is going
to be vouchsafed not us".
On
the
other
hand Murad Ilis
chronicledtociteHacıBayram to Edirne
for interrogation as he is misinformed
about the Sheikh. According to the
studies that legendary meeting
takes place in July 1421 . When Hacı
Bayr_a.m is on his way to Edirne he is
~
-
~
~
ll starts showing great respect to
him so much so that he offers him
viziership, however, Venerable Hacı
Bayram turns him down politely.
Nevertheless, profoundly in love
with the Great Sheikh the Sultan
compliments him by constructing
zawiyahs, charitable institutes, and
settlements in due course, on behalf
of him. From the above-mentioned
examples and events it is understood
that the administrators~ or rather the
State's adaratian for sufism, from the
beginning of 15th century onwards
has been spiritually crowned when
all sufis were allawed to perform the
rituals of their Orders and spread
out their beliefs and philosophie~,
t hroughout the Ottoman soil.ln1:erms
of expansion; Bektaşis, Mevlevis,
Rifais, Kadiris, Halvetis, Bayramis and
other Orders from the middle of
the15th century on have been proved
to be prosperous. These promising
developments were to continue until
the Kadızadeli-Meşayih disputes
that blossomed in the 16th century,
turning into a de facto state of clearcut camps with harsh critidsms and
bilateral refutations.
563
•
~
SUMMARY
emphasized that although Ottoman
~ In the foundation period of Ottoman
....J
w
Empire, that is, from the beginning
Sultans have tolerated the Sufis this
is not an unilateral attitude, since
of 14th century to 1453, Sufi Orders
the interlocutors, that is, spiritual
parallel to expansion of Islam have
leaders too have worked extremely
penetrated into the layers of the
hard for the prosperity and survival
Ottoman community as well as the
of the Ottoman State. Or rather,
process of getting more and more
widespread Turkish settlement all
they managed to live up to all the
expectations represented by the rank
over the country has been in place. In
of '~lperen"that was given to them,
this period the compromise between
the Official Scholars and Sufis is
by conquering the hearts as well as
the other way round. Nevertheless
noteworthy. lt should be highlighted . some exceptional events like Sheikh
hereinthattheCiassesofbothScholars
and Sufis were actually the very
Bedreddin incident slightly harmed
this tolerance and support, if not so
same class, that is, each Sufi double-
much. These State-Convent relations,
edged as he is, as much a mu!lah ·as
as for in the ten ure of Mu ra d ll gained
a Sufi, so to speak. This could not of
groundsand keptçm unprecedentedly
course have been that easily p~t into · intimate and in unison, probably
practice without getting the inputs
of Ahi leaders and the Sheikhs of
thanksto HacıBayram-ıVeli'scharisma
that eventually bore fruit and the
other Orders into ·the system. In
alliance of Fatih Sultan Mehmed and
the first century corresponding
1299-the _ foundation-to
from
Akşemseddin came
1402-interregnum:_the
Sultans
the s~ti's impact on the statesman's
retained their' unlimited tolerance
realizing ~is ideas. We gather the
and respectful attitudes towards
Sufistic figures. Especially when we
Divine
Power
of Venerable Hacı
Bayram-ı Veli is only brought to light
have a look at the whole picture of
by the conquest of Istanbul. In other
external-metaphysical
564
atmesphere
true.
Their
intimacy is crystal clear and so is
words, seemingiy owning no writings
his two
poems, Hacı
taken after the great influx of armies
other than
of Timur into Anatolia we are going
to cl early notice the notorious
Bayram-ı Veli can easily be said to
have produced his greatest work, truly
uprisings and their damages ended
a masterpiece, named Akşemseddin.
up with a total change in the State-
And finally what is left for us to do is
Convent relations. lt should also be
to bend down in the presence of this
great Sufi.
Download