1 : 64 6,5.1957 mümkün değildir. Buna dair bâzı teşhisler ko­ nursa sübjektif hükümlere varılabilir. Eğer bu­ nu, sınıf mücadele ruhunu mütevali nutuklariyle yazılariyle mütemadiyen telkin ederse, (bir, iki, üe, beş, on, yirmd, elli) o zaman anla­ rım ki bu arkadaşda hüsnüniyet yoktur, suiniyet vardır. EMRULLAH NUTKU (Trabzon) —Kim o? RE IS — Sizi alâkadar etmez Emrullah Bey, soru sahibi siz değilsiniz, rica ederim. ÇALIŞMA VEKİLİ MÜMTAZ TARHAN (Devamla) — Burada biz, bu yazıları okuduk, söylenenleri dinledik. Şim/di bu yazı ve konfe­ ranslardan ufak, ufak parçalan size okuyacağını, manasını sız tâyin buyuracaksınız. Arkadaşlarım, ihtilâlci sosyalizmi müdafaa eden yazılar, işçiler arasmdia farkları belirten yazılar görüyoruz. Diyorlar ki, «Bu memlekette Sürünen bir işçi sınıfı var, buna mukabil peri ma­ sallarını andıran lüks hayat içinde yaşıyan sos­ yeteler var.. Milyonerler çıkıyor. Bu milyonerle­ rin, muhtelif memleketlerde zirveleri koparıl­ mıştır, fakat bizim memleketimizde tezayüt edi­ yor.» Böyle denıilmek suretiyle komünist me­ totlara göre mülkiyeti hedef tutan ve ona hü­ cum eden yazalar çıkmıya başlıyor. Deniliyor ki, «Bu memlekette "mülkiyet çoğalıyor gayri­ menkul üzerinde alım satımdan doğan büyük zenginlikler meydana geliyor.» Bunun neticesi nedir? «Anlaşılan, Hükümet 3830 ve 1848 de Lüi^üip'in hayatına paralel bir hayat yaşa­ mak istiyor^ diyor. Bu 1830 ve 1848 ihtilâlle­ ridir. Muhterern profesörün yakîneu bilmesi lâ­ zım d|ır ki, sosyalizm, komünizm, Marksizm fikir ve cereyanları bu teşrihlerin karakteristik faa­ liyetleridir. Kari Marks'ın beyannamesi de aynı tarihe tesadüf eder. Deniyor ki, mebus maaş­ ları 2 800 e çıkarılırken işçi Sefalet içinde yü­ züyor. Arkadaşlar, elbette Hükümet olarak, mebus olarak, bir Türk evlâdı olarak işçi vatandaşlan ı r refah ve saadet içinde yaşamalarını, bu­ günkü kazançlarının 15 - 20 misline çıkmasını gönülden isteriz. Fakat (işçi vatandaşlar sürü­ nüyor) sözü realiteye uygun değil dir. işçi vatandaşların bugünkü vasati kazançları vekâletlerde orta halli bir memur hattâ bir şube müdürünün aldığı maaşa muad/ildir. işçiler için iş verenlere tahmil edilen sosyal şartlar nazarı ti : İ itibara alınırsa, bu fark işçi lehine onlardan çok zaman üstündür. Bilhassa son senelerde kabul buyurduğunuz kanunlarla refah seviye­ leri daha da-yükseltilmiş ve istikballeri emni­ yet altına alınmıştır, işçi, yerde sürünen bir sınıf telâkki edilemez. Onları mütemadiyen ser­ vet mukayeseleriyle bir sınıf mücadelesine sevk etmek memleket menfaatine uygun bir faaliyet değildir. Hamdolsun memleketimizde sürünen bir işçi sınıfı yoktur. İRFAN AKSU (İsparta) — Dâva açıldı mı acabal (Gürültüler, sıradan sıraya konuşmalar) RElS — irfan Bey sıradan sıraya konuşma­ yı bırakın da suali cevaplandırılsın. «. ÇALIŞMA VEKlLl MÜMTAZ TARHAN (Devamla) — Arkadaşlarım; tahsil meselesi kötü bir demagojinin elinde bir nevi hamur ha­ line getirilmek istenilmektedir. istanbul'da bir fakülteye bağlı bir ilim ensti­ tüsü seri halinde sosyal konferanslar tertibediyor. Bu konferansları zaman zaman muhalefet adına yemin etmiş, iktidar aleyhine çalışmayı Kuran üzerine yemin etmiş, mevcut ve mer'i 1 kanunlara göre vaziyeti, kuruluşu gayrimeşru, kendisi, sıfatı temsiliyeyi kanun karşısında ha­ iz olmıyan bir işçi teşekkülü üzerine al bu kon­ feransı sen ver, diyor. Bir enstitü müdürünün bir başka yerde yazdığı yazının yüzde seksen aynı olduğu anlaşılan, bu konferansı bu üye ağ­ zından işçiye söyletmekte ne fayda mülâhaza edildiğini anlamaya imkân yoktur. Bu profe­ sör neden bir yerde neşrettiği bir makaleyi, başka yerdeki yazısından intihabetmiştir? Ken­ di ilhamını kendisi sirkat etmiştir ve kendi ya­ zısını başkasına devir ve ciro etmiştir. Bunu da anlamaya imkân yoktur. Konferans veril­ mek isteniyor; bir gazetede ilân etmiyor. Ba­ kıyorsunuz bir yerde işçiler toplanmıştır. Ora­ ya gidip konferansını veriyor; bundan kimse­ nin haberi yoktum Eğer ilim adamı olarak bir konferans verip halkın bir kısmını tenvir etmek gibi hayırlı bir hizmetin peşinde ise bu arkada­ şın o gün filân yerde konferansımız vardır diye ilân etmesi icabederdi. ilân edilmiyor, bakıyor­ sunuz bir salonda yüzlerce işçi toplanmış, nere­ den, nasıl toplanmıştır, bilinmiyor. Ne olur, ga­ zetelerde; filân sendikacı tarafından filân yer­ de şu saiatte konferans verilecektir diye ilân et­ seler olmaz mı? Hayır. Yalnız işçi vatandaşları