Eğer sırr-ı uhuvvet ve ittihad-ı maksat ve ittifak-ı

advertisement
Sorularlarisale.com
"Eğer sırr-ı uhuvvet ve ittihad-ı maksat ve ittifak-ı
vazife ile tevafuk edip bir çizgi üstünde omuz omuza
verseler, o vakit dört bin dört yüz kırk dört kuvvetinde
ve kıymetinde olduğu gibi, hakikî sırr-ı ihlâs ile, on altı
fedakâr kardeşlerin kıymet ve kuvvet-i mâneviyesi dört
binden geçtiğine, pek çok vukuat-ı tarihiye şehadet
ediyor." Buradaki "vukuat-ı tarihiye"ye örnek var mıdır?
Bu konuda tarihi bir çok olay vardır. Numune olarak Bedir, Mute ve Çanakkale
savaşlarını örnek vermek mümkündür.
Bedirde üç yüz kadar mümin ile bini aşkın müşrik karşı karşıya
gelmektedir. Savaşın sonunda yalnız on dört kadar mümin şehit olurken, yetmiş
kadar müşrik öldürülüyor ve yetmiş kadarı da esir tutuluyor.
Çanakkale ise başlı başına Yakın Çağ tarihimizin herkes tarafından bilinen bir ilahi
mucizesidir. Ne asker sayısı ve ne de donanım itibarı ile mukayeseye gelmez iki ayrı
ordunun savaşıdır. Az olan kuvvet, çok olanı mağlup etmiştir.
Mute, Kudüs'e yakın bir mahaldir. Efendimiz (asv)'in Büsra (şimdiki Havran) emirine
gönderdiği elçinin katledilmesi üzerine, bilmukabele hareket etmek zarureti
doğmuştur.
Efendimiz (asv) 3.000 kişilik bir kuvvet hazırlayıp başına Zeyd b. Hârise (ra)'yi
geçirdi. Bu küçük orduyu uğurlarken, düşmanın önce İslam'a da'vet edilmesini ve
kabul etmedikleri takdirde harb edilmesini emredip şunları buyurdu:
«Sayet Zeyd b. Hârise sehit olursa yerine Ca'fer bin Ebu Tâlib ve o
da sehit olursa yerine Abdullah bin Revaha kumandan olsun, o da
sehit olursa ehl-i İslam içlerinden birini seçsin»
İslam askerinin karşısına, Bizans kuvvetlerinin de katılmasıyla 100.000 kişilik bir
ordunun çıktığı, yukarıda geçen üç Sahabe-i Kiram Efendilerimizin (ra) sırasıyla sehit
olduğu bu harpte, son olarak Hz. Halit bin Velid’e (ra) sancağı eline almış, o gün
akşama kadar harbe devam etmiştir. Sabahleyin yeni bir hücumla düşmanı bozan
ve bir hayli zayiat verdiren İslam askeri salimen Medine'ye döndü. Bu harpten sonra
Hz. Halit bin Velid (ra) demiştir ki:
page 1 / 2
"Mute gününde elimde dokuz kılıç parçalandı, yalnızca, ağzı enli Yemeni bir kılıç
vardı. Elimde o mukavemet etti."(1)
Kaynak:
Bu örnekler Kur'an ayetlerinde de ifade edilmektedir. Bunun sırrı tesanüt ve
samimiyettir.
"Tâlût ordu ile hareket edince, 'Şüphesiz Allah sizi bir ırmakla
imtihan edecektir. Kim ondan içerse benden değildir. Kim onu
tatmazsa işte o bendendir. Ancak eliyle bir avuç alan başka.' dedi.
İçlerinden pek azı hariç, hepsi ırmaktan içtiler. Tâlût ve onunla
beraber iman edenler ırmağı geçince, (geride kalanlar) 'Bugün bizim
Câlût'a ve askerlerine karşı koyacak gücümüz yok.' dediler. Allah'a
kavuşacaklarını kesin olarak bilenler (ırmağı geçenler) ise şu cevabı
verdiler: 'Allah'ın izniyle büyük bir topluluğa galip gelen nice küçük
topluluklar vardır. Allah sabredenlerle beraberdir.' "(Bakara, 2/249)
(1) bk. Zaman Gazetesi Namaz Vakitleri Takvimi: 12.01.1997.
page 2 / 2
Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)
Download