C. Senatosu B : 53 darki tatbikata baktığımız zaman umut vermi­ yor. önümüzde Batı ülkelerinden iki büyük mi­ sal vardır, italya Kooperatifçilik Kanununda bilhassa tarım alanında nasıl Kuzey İtalya'da ve kısmen orta İtalya'da kalkındığını hepimiz görüyoruz. Fakat böyle bir örneğe gitmiyoruz. Daha genç ve ufacık bir Devletin, kapitalist bir ülkenin toplum yararına nasıl bir üretim ve tü­ ketim, yani çok yönlü bir kooperatifçiliği ge­ liştirip, Sayın Gündoğan'm ifade ettiği gibi üçüncü bir sektör olarak veya ayrı bir sektör olarak ortaya çıkardığını görmeliydik. Bu ör­ neği de yöneticilerin bilmesini ve buna göre, bundan sonra hiç değilse tatbikatında bu yöne doğru gitmemizi sağlıyacak değişiklikleri de getirmemizde faydalar umuyorum. Sözlerime son verirken iki noktaya kısaca temas edip geçmek istiyorum. Kooperatifçiliğin yararlarını hepimiz müştereken takdir ediyo­ ruz. Fakat bâzı sorumsuz kişilerin de yıkmak için elinden geleni yaptıklarını, atmadık çamur bırakmadıklarını yine beraber müşahede ediyo­ ruz. Bu arada bâzı ters ve zayıf görüşlerin de bu kürsüye kadar geldiğini görüyoruz. Tefecilik edebiyatının kalkınma ile ilgisi olmadığını bu­ radan ifade ediyor, arkadaşlarımız. Aziz arkadaşlarım, bu memleketin en yüksek yargı organının kararına bağlanmış ve suç teş­ kil eden çok ince tefecilik oyunları oynanıyor Türkiye'de ve büyük halk 'kütleleri evvelâ ma­ lından sonra canından, toprağından ediliyor. Kürt işi, kurt işi dedikleri bilhassa Konya bölge­ sinde işlenen bu feci durumu, fındık yeri Kara­ deniz bölgesinde işlenen oyunları hepimiz ra­ hatça biliyoruz. Sonra da burada edebiyat de­ yip geçemeyiz. Evvelâ Devlet imkânlarını hal­ ka, "götürmeli, tefeciye değil. Toprak reformu ile ilgisi bulunmadı. Sayın arkadaşlarım, sözlerime başlarken arz ettiğim gibi toplumun düzeninde topyekûn kütleye kal­ kınma imkânı veren temel değişiklikler yapabil­ meliyiz. Biz bu kanun tasarısı ile tutumsuz bir yama getiriyoruz, yine. Bir yenilik yaptığımız yoktur. Temelde değişikliği yapmadan yani yay­ gın bir mülkiyet sistemine geçmeden meselâ ta­ rım alanında kooperatifçiliğin geliştiğini fazla umamayız. Bunda haklıyız. Çünkü geniş kütle­ ler, küçük ve orta çiftçinin bundan yararlanma­ sıdır Türkiye'de üretim seviyesini artıracak. 24 . 4 . 1969 0 : 1 Türkiye'de mülkiyet düzeni ile toprağına bağla­ nacak insanların çoğunluğunu sağlıyacak. Yan­ lış işlenen bir şey var. Polonya'nın yıllarca önce 1918 lerde ölmüş olan hızlı bir komünist lideri ancak şöyle ifade ediyor, bunu. Bizim görüşü­ müzün tersine, arkadaşlarımızın beyanlarının tersine şöyle ifade ediyor. Yaygın toprak mül­ kiyeti komünizmin oturmasını önler. Bunun için Rusya'daki tatbikatı sert bir dille eleştiriyor. Biz senelerden beri yaygın mülkiyeti istiyoruz. Hâlâ arkadaşlarımız bu görüşün tersinde inadediyorlar ve bu lâfları kürsüye kadar getiri­ yorlar. Sözlerimi burada bağlıyorum. Gelen tasarı­ nın büyük boşlukları bulunduğunu tekrar ifade ediyorum. Ancak atılmış bir ilk adım olarak te­ lâkki ediyorum. Bundan sonra devamlı gelişti­ rilmek suretiyle bu ciddî konunun gereken öne­ mi bulmasını temenni ediyorum. Saygılarımla. BAŞKAN — Ticaret Bakanı Sayın Türkel. TİCARET BAKANI AHMET TÜRKEL (Bursa Milletvekili) — Sayın Başkan, değerli senatörler; müştereken müzakere edilen Koope­ ratifler kanun tasarıhmın tümü üzerinde yapılan görüşmeleri cevaplamadan önce Hükümet olarak bu tasarıyı getirirken ne düşündüğümüzün' ve bu tasarı hakkındaki görüşlerin bizim açı­ mızdan belirtilmesinde zaruret görüldü. Bu se­ beple konuşmamın başında bunu açıklayıcı dü­ şüncelerimizi arz edeceğim. 1944 yılında başlıyan müstakil bir Koopera­ tif Kanunu tedvini çalışmaları sonunda hazırla­ nan tasarı Millet Meclisince müzakere edildikten sonra Yüce Senatonun ilgili komisyonundan ge­ çirilerek huzurunuza getirilmiştir. Kooperatif­ ler fertlerin tek başına yetersiz olan emek ve sermayelerini daha geniş bir deyimle ekonomik ve sosyal güçlerini birleştirerek yatırıma sevk eden mal ve hizmet üretimde artış sağlıyan tek­ nik bilgileri ve düzenli pazarlama imkânlarını kullanarak vatandaşa daha müreffeh bir hayat getirebilen müesseselerdir. İnsanların birbirine saygı duymaları, karşılıklı anlayış göstermeleri ve işlerini kolaylaştırmaları ancak karşılıklı menfaatlerinin hak ve eşitlik üzerine sağlandı­ ğına inanmalarına bağlıdır. Kooperatifler sosyal huzur, ekonomik istikrar ve gelişme bakımından temel unsur olan bu inancı tam bir demokratik bünye içinde insan şahsiyetine güveni ve hürme-