EKİM 2015 09 DEKORASYON 13 SEYAHAT 02 MODA 24 KÜLTÜR SANAT 17 TEKNOLOJİ 06 BAKIM 22 MÜZE VE ÖREN YERLERİMİZ mo da MODA ALIŞVERİŞİNDE YENİ MECRA; INSTAGRAM ÜZERİNDEN NASIL ALIŞVERİŞ YAPARSINIZ? İnternet dünyasının fotoğraf paylaşım mecralarından biri hatta Facebook’u bir kenara koyarsak en ünlüsü olan Instagram, bu amaca hala hizmet ediyor olsa da, kullanıcılarına sunduğu hizmetler artık bu kadarla kalmıyor. Tatil fotoğrafları, selfie’ler, sevimli kediler ve köpekler Instagram dünyasının parçası olmaya devam ederken, bireysel ya da kurumsal ticari girişimlerin açtıkları hesaplar üzerinden ürün paylaşımına başlamaları ile Instagram bambaşka bir boyut da kazandı. Özellikle moda dünyasına minik adımlarla girmek isteyen girişimciler için eşsiz bir fırsat haline geldi. ALIŞVERİŞ İÇİN NEDEN INSTAGRAM’I TERCİH EDİYORUZ? Instagram modern ve dinamik bir alışveriş ortamı sunuyor. Firmalar ya da bireyler hesaplarını sürekli güncelliyor ve kullanıcılarına hemen her gün yeni bir ürün sunuyor. Pek çok satıcı kargo bedelini ürün fiyatına dahil ediyor. Özel tasarım giysiler veya vintage kıyafetler gibi az bulunan ürünleri indirimli fiyatlara alma şansınız olabiliyor. PEKİ NASIL SATIN ALIYORUZ? Instagram kullanıcılarının son derece aşina oldukları bir kavram var: ‘Hashtag’, yani bir anlamda etiket. Hashtag uygulaması sayesinde Instagram’a yüklediğiniz içeriğin konusunu kendiniz belirleyebiliyorsunuz. Instagram üzerinden yapılan satışlarda da hashtag’lar büyük rol oynuyor. Instagram üzerinden satış yapanlar profil kısımlarında satış koşullarını paylaşıyorlar. Bunu yine bir hashtag bağlantısı ile de yapabiliyorlar. Satışta olduğunu gördüğünüz ve beğendiğiniz bir ürüne rastladığınızda fotoğrafın altına yorumunuzla beraber (satın almak istediğinizi belirten) e-mail adresinizi yazıyorsunuz. Satıcı da size bir paypal fatura adresi gönderiyor. E-posta adresinizi paylaşmak konusunda endişeleriniz varsa, sadece alışverişte kullanmak için paypal hesabınıza bağlı bir adres oluşturabilirsiniz. Instagram alışverişinin bir diğer yolu da yönlendirme ile olabiliyor. Satıcılar profillerine ya da görsellerini paylaştıkları ürünlerinin altına websitesi adreslerini paylaşarak sizi site üzerinden alışveriş yapmaya da yönlendirebiliyorlar. Bu durum da satıcılara ürünle ilgili istediğiniz bilgileri sorma imkanı tanıyor ve birebir iletişimde olabiliyorsunuz. Instagram üzerinden halihazırda bir “satın alma” butonu olmasa da, Like2Buy, Soldsie, LIKEtoKNOW.it gibi bu işlemi kolaylaştıran uygulamalar da var. Örneğin LIKEtoKNOW.it adresine girip bir hesap oluşturabiliyorsunuz. Instagram üzerinden LIKEtoKNOW.it hashtag’i olan bir fotoğrafı (ürünü) beğendiğinizde, site tarafından e-mail adresinize ürünü satın alabilmeniz için internet adresi gibi gerekli olan bilgiler gönderiliyor. Siz de bu sayede kolayca alışveriş yapabiliyorsunuz. ALMASAM AMA SATSAM DİYORSANIZ… Gardırobunuzda giymediğiniz kıyafetleriniz mi var? Moda zevkinize de güveniyorsunuz. Ben de Instagram üzerinden satış yapabilirim diyorsanız izlemeniz gereken ilk adım kendinize akılda kalıcı bir isimle Instagram hesabı oluşturmak. İkinci adımsa profilinizde kendinizi kısaca tanıtan kısa bir metin yazmak ve iletişim bilgilerinizi paylaşmak. Ardından size özel bir hashtag oluşturarak satış politikanızı, kargo şartlarınızı, sorular, görüşler ve iletişim için e-mail adresinizi bu hashtag altında yazmalısınız. Satmak istediğiniz ürünün fotoğrafını yerleştirdikten sonra yine hashtag’ler ile kullanıcıların “mağazınıza” kolayca ulaşabilecekleri etiketler yazmalısınız. Size gelen mesajlar doğrultusunda paypal sistemi ile satışınızı gerçekleştirebilirsiniz. ba kım CİLDİNİZ YENİ MEVSİME HAZIR OLSUN SONBAHARA GİRERKEN CİLT BAKIMINDA NELERE DİKKAT ETMELİYİZ? Y az aylarının sıcağı, rüzgarı, havuzun kloru ve denizin tuzlu suyu cildinizi her zaman olduğundan daha da kuru hale getirmiş olabilir. Neyse ki dikkatli bir bakımla bu durumun telafisi mümkün. KAÇ SAAT UYUMALISINIZ? İŞE RUHUNUZDAN BAŞLAYIN Sonbaharın gelişiyle beraber havalar serinleyecek, günler kısalacak ve hava daha erken kararmaya başlayacak. Pek çok insan bu mevsimde duygu durumlarında hafif bir düşüş hissedebilir. Daha az gün ışığı ve daha hareketsiz günlerin başlaması bunun en tabii sebebidir. Canlı ve renkli bir cilt için öncelikle enerji durumunuzun da pozitif olması gerekir. Bu içten gelen etkiyi artırmak için sonbahar aylarında spa ve masaj gibi bedene ve ruha iyi gelecek aktivitelerde bulunmanız tavsiye edilir. DUŞ JELİ SEÇİMİ Yaz aylarında özellikle meyve aromalı vücut losyonları, duş jelleri daha popüler hale geliyor. Fakat kullandığımız ürünlerin kokuları onları tercih etmemizde öncelikli neden olmamalı. Bu nedenle kış aylarında kurumaya daha yatkın olan cildimiz için içeriğinde sabun olmayan veya krem içerikli duş jellerini tercih etmekte fayda var. ULTRAVİYOLE IŞINLARINA DİKKAT EDİN Yaz aylarının sona ermesi demek, Güneş’in cildimize olan yakıcı etkisinin de bir anda ortadan kalkması anlamına gelmiyor. Hatta hava bulutlu bile olsa, Güneş ışınları cildimizi olumsuz yönde etkileyebiliyor. Tıpkı yaz aylarında güneşlenirken olduğu gibi sonbahar ve kış aylarında da rutinimizi devam ettirerek, el, yüz, boyun gibi cildimizin açıkta kalan yerlerine koruyucu faktörü en az 15 olan kremler sürmeliyiz. DUŞ SÜRENİZİ KISA TUTUN Serin bir havada eve gelip uzun ve sıcak bir duş almaktan daha güzel ne olabilir? Bu soruyu cildimiz için soracak olursak cevap şöyle olurdu: Daha ılık ve daha kısa bir duş. Sıcak su cildimizi en fazla kurutan etkenlerin başında geliyor. Yağlı bir cilde bile sahip olsanız çok sıcak suyla duş almanız sadece cildiniz için değil saçlarınız için de tavsiye edilmiyor. TOPUKLARINIZI İHMAL ETMEYİN Artık çorapların, kapalı ayakkabıların, botların içine mahkum olan ayaklarınızın bakımını ihmal etmeyin. Bir dahaki sandalet mevsimine kadar bakımını ihmal ettiğiniz ayaklarınız, özellikle topuklarınızdaki kuruluk ve çatlamalar geri dönüşü olmayan bir boyuta ilerleyebilir. Bu nedenle kimse görmüyor olsa da sonbaharla başlayarak bir dahaki yaz mevsimine kadar ayaklarınızı özellikle banyo sonrası mutlaka nemlendirin. SU İÇMEYE ARA VERMEYİN Yaz aylarının sıcağında su tüketimimiz şüphesiz artıyor fakat havalar soğuduğunda bedenimizin terlemeye ara verdiğini düşünmeyin. Su, cildinizin nem dengesini koruyan en büyük faktörlerden biri. Düzenli olarak su içmeye devam edin. de ko ras yon İÇ MEKANLARIN DOĞAL PARFÜMLERİ HAVALAR SOĞUYOR, CAMLAR KAPANIYOR. İÇ MEKANLARDA OLUŞABİLECEK KÖTÜ KOKULARI BAKIN HANGİ BİTKİLER ENGELLİYOR E v bitkileri yaşam alanlarımıza önemli katkılar sağlıyor. Her şeyden önce güzel görünüyor ve kış ayları boyunca evimizde az da olsa yeşil bir görünüm sağlıyorlar. Bunların yanı sıra eğer doğru seçimi yaparsanız evinizin son derece güzel kokmasına da yardımcı oluyorlar.. PENCERELERİNİZİ SÜSLEYİN LAVANTA Güzel kokusu ile ün çalan çiçeklerden biri lavantadır. Bol Güneş ışığı seven ve kuraklığa da dayanıklı olan bu bitki, ölü yapraklarının temizlenmesini sever. Bu yaprakları bir filenin içine koyup, çekmecelerinize yerleştirebilirsiniz, çünkü onlar da hala koku salmaya devam edeceklerdir. Lavantanın kokusu rahatlatıcı bir etkiye de sahiptir. KOKULU SARDUNYALAR Son derece kolay ve hızlı büyüyen bir bitki olan sardunya küçük çiçekler üretir. Bu çiçekler de çeşit çeşit kokular yayarlar. Limon, çikolata, portakal bu kokulardan sadece birkaçıdır. NANE Nane, bulunduğu ortama ferahlatıcı bir koku yaymakla kalmaz aynı zamanda yemeklere ve içeceklere tat verir. Agresif bir kök yapısına sahip olan nanenin toprağının belirli aralıklara değiştirilmesi gerekir. Bu sayede bitki daha rahat büyüyecektir. Güneş ışığını ve bol suyu seven nanenin toprağı sürekli nemli tutulmalıdır. ARAP YASEMİNİ Eğer yeterli Güneş ışığı ve ideal nem oranı sağlanırsa, Arap yasemini yıl boyunca çiçek verecektir. Arap yasemininin kar beyazı çiçekleri etrafa nefis bir koku yayar. Eğer bitkiye tırmanması için (parmaklık gibi) bir alan yaratırsanız daha çok çiçek üretecektir. GARDENYA Sadece tek bir çiçeği bile ortamın kokusunu değiştirmeye yetebilecek güçtedir. Gardenyanın pek renkli bir çiçek olduğu söylenemez çünkü sadece beyaz renkte çiçekler üretir. Bakımı biraz zordur. Bol Güneş ışığını ve nemi sever. OKALİPTÜS Eğer bitki bakımından çok anlamıyorum diyorsanız, başlangıç için okaliptüsü deneyebilirsiniz. Bu bitkinin bakımı son derece kolaydır. Sadece ışık alan bir yerde tutmanız yeterlidir. Gri-yeşil yaprakları son derece ayırt edilebilir, ferahlatıcı bir koku yayar. (Yalnız bu yaprakların zehirli olduğunu ve asla yutulmaması gerektiği de unutulmamalıdır.) FESLEĞEN Mutfakta cam kenarına yerleştireceğiniz bir bitki istiyorsanız işte karşınızda fesleğen! Fesleğen hem güzel kokuludur hem de yaprakları yemeklere tat vermek için kullanılır. Düzenli budama gerektiren fesleğen ömrü boyunca sadece bir kez çiçek açar. se ya hat TRENLE SEYAHAT ETMENİN AVANTAJLARI BİR ULAŞIM ARACI OLARAK TRENİ TERCİH ETMEYE NE DERSİNİZ? Y olculuğunuz için araç kiralamadan ya da uçak bileti almadan önce bir kez daha düşünün! Eğer A noktasından B noktasına gitmek için “demir yolu” gibi bir seçeneğiniz varsa, bu seçeneği elemeden önce size ne gibi avantajlar sunduğunu bir kez daha gözden geçirin… MANZARA KEYFİ SUNAR Trenle seyahat etmenin en güzel yanlarından biri yolculuğunuz boyunca size şehir ya da doğa manzarasının eşlik ediyor oluşudur. Gözlerinizin daima yolda olması gereken bir araba yolculuğunda ya da yerden kilometrelerce yüksekte olduğunuz bir uçak yolculuğunda manzaranın tadını çıkarmak gibi şansınız olmaz. KONFORLUDUR Tren koltukları çoğu toplu ulaşım aracına kıyasla daha konforludur. Koltuk aralıkları rahatça oturabilmenize imkan tanır. Eğer size özel kompartımanda seyahat ediyorsanız, bu konfor ne otomobil, ne uçak, ne de otobüste kolay kolay bulunamaz. ÇEVRE DOSTUDUR Yolculuğunuz için otomobil, otobüs ya da uçak yerine treni tercih ettiğinizde, özellikle elektrikle çalışan trenler sayesinde karbon emisyon oranının azaltılmasına da yardımcı olmuş olursunuz. Trenler bu anlamda ekolojik dengelere önem veren yolcular için ideal bir seçenektir. ZAMANLAMADA SÜRPİZLER OLMAZ Trenler belirli saatlerde istasyondan kalkar ve tam belirtilen saatte diğer istasyona varmış olurlar. Karayolundaki kaza veya yol bakım çalışması, havayollarındaki yoğunluğa bağlı yaşanan rötarlar tren yolculuklarında karşılaşılan durumlar değildir. Havaalanlarında bir hayli vakit alan güvenlik işlemleri tren istasyonlarında çok daha kısa sürede halledilir. Bu nedenle yolculuktan en az bir saat önce istasyonda olmak gibi bir şart da bulunmaz. YATAKLI VAGONLAR Yataklı vagonlar sayesinde özellikle gece boyunca sürecek yolculuklarınızı rahat bir şekilde uyuyarak geçirme şansınız vardır. Ülkemizde de Devlet Demir Yolları’nın seyahat hatlarında tek veya iki yataklı vagon seçenekleri bulunmaktadır. Trende konaklamalı bir seyahatle otel için ekstra ücret ödeme derdinden de kurtulursunuz. DİĞER AVANTAJLAR… Tren yolculuğunda bagajınızın ağırlığının önemi yoktur. Valinizi yaparken iki kere düşünmek zorunda kalmazsınız. Modern ray sistemleri sayesinde hemen hemen hiç sarsıntı hissetmeden yolculuk edersiniz. Bu sayede rahatça kitabınızı okuyabilir, dizüstü bilgisayarınızda çalışabilirsiniz. Elektronik eşyaların kullanımında bir kısıtlama olmadığı için seyahatiniz boyunca cep telefonunuzla görüşme yapabilirsiniz. tek no loji TEKNOLOJİ BANYONUZDA ŞAŞIRTAN, HAYATI KOLAYLAŞTIRAN TEKNOLOJİLER Teknoloji denince aklınıza sadece akıllı telefonlar, televizyonlar veya oyun konsolları gelmesin. Banyolar da teknolojiden payına düşeni alıyor. AKILLI AYNA Bu ayna bildiğiniz aynalara benzemiyor. Ses komutu ile çalışan, yüz ve jest tanıma özelliği olan bu akıllı ayna banyo deneyiminizi çok daha kişisel hale getiriyor. Akıllı telefonlara ve internete bağlanma özelliği olan ayna, sizin günlük rutinlerinizi kaydediyor. Bu sayede siz duşunuzu alırken sevdiğiniz bir müziği çalabiliyor ya da ekranı aracılığıyla hava durumunu, haberleri, oda sıcaklığı gibi bilgileri sizinle paylaşabiliyor. EL TEMİZLİĞİNE YENİ BAKIŞ Prototip olarak üretilen bu cihaz el temizliği için havlu, sabun, su, kurutucu gibi faktörleri tamamen konu dışında bırakıyor. Çünkü o hepsini tek bir hareketle yapıyor. İçeriğindeki anti bakteriyel spreyi ellerinizi cihazın içine doğru tuttuğunuzda otomatik olarak püskürtüyor. Bu sayede avuç içleriniz mikroplardan tamamen arındırılmış oluyor. SICAKLIK AYARLI MUSLUK Suyun akışını kontrol ederek sıcaklık ayarı yapan bu musluk enerji tasarrufu sağlaması ile öne çıkıyor. Dokunmatik kumanda sistemine sahip olan musluğun sıcaklık ayarını gösteren küçük bir ekranı da bulunuyor. HİJYENİK HAVLULAR Banyo havlularının sıklıkla değiştirilmesi gerekir. Çünkü birden fazla kişi kullandıkça ve nem oranları arttıkça üstlerinde bakteri biriktirme riskleri de artar. Bu dikdörtgen banyo asacağı ise kıvrımları boyunca sıcak hava üfleyerek havluların nemlenmesini önler. Ayrıca UV ışığı sayesinde havlunuzun kirlilik oranını da daha net şekilde görmenize imkan tanır. AKILLI DUŞ BAŞLIĞI Duş alırken ister istemez litrelerce suyu ziyan edebiliyoruz. İşte bu duş başlığı sayesinde su israfı ortadan kalkıyor. Sensörleri yardımıyla bir hareket algılamadığı anda suyu otomatik olarak kapatıyor. Dokunmatik ekranı sayesindeyse tek dokunuşla ısı ayarı yapmanıza imkan tanıyor. fırsatlar dünyası Maximum Kart aynı zamanda Müzekart İş Bankası Maximum Kart sahipleri, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı müze ve ören yerlerini 1 ay boyunca ücretsiz ziyaret ediyor. Ek koşullar ve ayrıntılı bilgi: maximum.com.tr mü ze VE ÖREN YERLERİMİZ GÖBEKLİTEPE ÖREN YERİ BİLİNEN EN ESKİ İBADET MERKEZİ Okul yıllarımızda hepimiz aynı bilgi ile büyüdük; tarımla beraber insanoğlu yerleşik hayata geçti. Sonra yıl 1995 oldu ve Şanlıurfa’nın 15 km. kuzeydoğusunda, Örencik Köyü’nde hummalı bir kazı çalışması başladı. Ortaya çıkarılan yapı Göbeklitepe’ydi. Mısır Piramitleri’nden bile 7500 yıl eski olduğu saptanan bu yapılar topluluğu arkeolojik ve tarihsel açıdan deyim yerindeyse bir şok etkisi yarattı. Çünkü bu yapıların tarihçesinin günümüzden en az 11.600 yıl öncesine, Paleolitik Çağ’a kadar uzandığı düşünülüyordu. Göbeklitepe’deki yapıların bir ibadet alanı olarak inşa edilmesi tarihin bildiğimiz akışına da farklı bir yorum getirilmesine neden oldu. Çünkü bu durumda yerleşik hayata, tarımla beraber değil ortak inançlar nedeniyle geçildiği saptanmış oldu. Göbeklitepe’de T biçimindeki 10 - 12 dikilitaş, yuvarlak planda dizilmiş, araları taş duvarla örülmüştür. Dairenin ortasında ise daha yüksek boyda iki dikilitaş karşılıklı olarak yer alır. Dikilitaşların dikkat çeken yanı üstlerindeki üç boyutlu kabartmalardır. Boğa, yaban domuzu, tilki, yılan, yaban ördekleri ve akbaba gibi hayvan motifleri ağırlıklı bu kabartmaların yanı sıra dikilitaşların üzerinde insan eli ve koluna benzer kabartmalar da vardır. Bu nedenle dikilitaşların insanları sembolize ettiği düşünülmektedir. Yeryüzündeki (şu ana kadar bulunanlar arasındaki) ilk inanç merkezi olan Göbeklitepe’de, 20 tapınaktan henüz 6’sı ortaya çıkarılmıştır. İnanç nedeniyle bir araya gelen Göbeklitepe insanlarının, tarım hayatına da geçtiği ve burada ilk buğday tarımının yapıldığına dair izler de vardır. Adres: Şanlıurfa, Örencik Köyü Ziyaret saatleri: Nisan-Ekim 08:00 - 19:00, Kasım-Mart 08:00 - 17:00 İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI’NDAN SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİMİZ… ANNEMİN ÖĞRETMEDİĞİ ŞARKILAR SELÇUK ALTUN BISMARCK JONATHAN STEINBERG Faili meçhul bir cinayete kurban gitmiş dâhi babayla muhteris annenin oğlu. İki kadın arasında parçalanmış yazgısının trajik düğümlerini çözmekte kararlı bir kahraman. Toplumun tımarhaneye dönüştüğünü görünce çözümü hastaneye gizlenmekte bulan bir bilge. Peş peşe ısmarlanmış cinayetleri işlerken, ağır ağır filozoflaşan, cellât geleneğinin son temsilcisi. Ülkenin bir düzine sayı çarpıcılığında özetlenen ana açmazları ve bir küme sözcükle çizilen anti-kent İstanbul portresi. Selçuk Altun Annemin Öğretmediği Şarkılar’da, iç içe kurguladığı iki hikâye sarmalında cani ve kurban ilişkisini ters açılardan sorgularken, ülkenin gerçeklerinin kıskacındaki İstanbul’u okurlarına sokak sokak arşınlatıyor. 1862 yılında Prusya Kralı I. Wilhelm tarafından başbakan olarak atanıp sol liberal ağırlıklı meclisin karşısına çıkan Otto von Bismarck (1815 1898), burada yaptığı konuşma doğrultusundaki icraatıyla tarihe geçmiştir: “Ülkemizin Viyana Antlaşmasıyla çizilmiş sınırları devletimizin varlığını sağlıkla sürdürmesi için elverişli değildir. Günümüzün büyük meseleleri müzakereler ve ekseriyet kararlarıyla değil, kan ve demirle çözülecektir.” Bismarck, Harbiye Bakanı Roon’un ordu reorganizasyonu ve Genelkurmay Başkanı Moltke’nin savaş stratejisi üzerinde yükselen bu kan ve demir siyasetiyle, Alman birliğini sağlamıştır. Prusya önderliğinde bir araya getirdiği Alman dil ve kültür dairesine mensup küçük devletler, peş peşe savaşlarla Danimarka’yı, Avusturya’yı ve Fransa’yı yenerek 1871 yılında Alman İmparatorluğu’nu kurmuştur. Bu gelişmenin ardından Avrupa siyaseti üzerinde Bismarck’ın artan etkisi, Ayastefanos Antlaşması’nın ağır hükümlerini yumuşatarak Osmanlı’ya hayat öpücüğü veren 1878 Berlin Kongresi’nde kendini bir kez daha hissettirmiştir. İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI TARİHİ BASIL LIDDELL HART GENÇLİK LEV NIKOLAYEVİC TOLSTOY 1919 yılında, Birinci Dünya Savaşı’nı sona erdiren Versay Barış Antlaşması’nın imzalanmasıyla, geride bırakılan dört yıllık yıkımın “bütün savaşlara son veren savaş” olarak anılacağı ve uygarlığın bir daha asla böyle bir yok edici çılgınlığa teslim olmayacağı temennisi bütün dünyada akıllara kazınmıştı. Ne var ki sadece yirmi yıl sonra çapı, dehşeti ve yok ediciliğiyle 1914-18 yıllarını kat be kat geride bırakan ikinci bir küresel savaş patladı. Birinci Dünya Savaşı’ndan mağlup çıkan Almanya ile Rusya’nın içine savrulduğu devrimci radikalizm, muzaffer tarafta yer almalarına rağmen haksızlığa uğradıklarını düşünen İtalya ve Japonya’nın saldırgan revizyonizmi; bütün dünyayı sarsan 1929 ekonomik krizi ve imparatorlukların yıkılmasının ardından zincirinden boşanan militan milliyetçi yahut sosyalist ideolojiler bu felaketi adeta kaçınılmaz kılmışlardı. Birinci savaşta ortaya çıkan topyekûn savaş anlayışı, kitle imha silahları ile stratejileri ve totaliter yönetimler neticesi, 1945’te silahlar sustuğunda, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde üçüne tekabül eden 60 milyondan fazla insan ölmüştü. Bu, tarihteki en ölümcül savaştı. Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910): Anna Karenina, Savaş ve Barış, Diriliş’in büyük yazarı, yaşamının son otuz yılında kendini insan, aile, din, devlet, toplum, özgürlük, boyun eğme, başkaldırma, sanat ve estetik konularında kuramsal çalışmalara da verdi. Bu dönemde yazdığı roman ve öykülerinde yıllarca üzerinde düşündüğü insanlık sorunlarını edebi bir kurguyla ele aldı. Tolstoy’un yarı otobiyografik denebilecek üçlemesinin (Çocukluk, İlkgençlik, Gençlik) son kitabı olan Gençlik, ilk kez 1857 yılında Sovremennik dergisinde yayımlandı. Tolstoy son kitapta kahramanının üniversiteyle, farklı bir sosyal çevreyle, aşkla tanışmasını, gittikçe genişleyen ufkunu, ilk iki kitaptaki gibi son derece samimi, etkili bir dille anlatır. Gençlik, Tolstoy’u çağdaşlarından ayıran gözlem gücünün ve artık yazarın alâmetifarikası haline gelen sade, çarpıcı üslubunun öne çıktığı ilk eserlerden biridir.