DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PASLANMAZ ÇELİKLERİN LAZER KAYNAĞINDA KAYNAK PARAMETRELERİNİN BAĞLANTININ DAYANIM VE KOROZYON ÖZELLİKLERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ Serap ÇELEN Haziran, 2006 İZMİR PASLANMAZ ÇELİKLERİN LAZER KAYNAĞINDA KAYNAK PARAMETRELERİNİN BAĞLANTININ DAYANIM VE KOROZYON ÖZELLİKLERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi Makina Mühendisliği Bölümü, Konstrüksiyon-İmalat Anabilim Dalı Serap ÇELEN Haziran, 2006 İZMİR ii TEŞEKKÜR Bu çalışmanın her aşamasında gösterdikleri değerli yardımlar dolayısıyla Sayın hocam Prof. Dr. Süleyman KARADENİZ’e, deneysel uygulamaların yapılması amacıyla lazer kaynak alt yapısının sağlanmasında ve teorik bilginin hayata aktarılmasında çok büyük katkıları için Sayın Arif ÇAKMAK-LAZER METAL firmasına çok teşekkür ederim. Ege Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümündeki Sayın hocam Prof. Dr. Vural CEYHUN’a, ayrıca D.E.Ü. Makina Mühendisliği Bölümü Metalografi-Malzeme Laboratuvarındaki deneylerin yapılmasında gösterdiği yardımlar dolayısıyla Araş. Gör. Y. Müh. Fatih KAHRAMAN’a ve Ege Üniversitesi Makina Mühendisliği Biyomekanik laboratuvarında mekanik testlerin yapılmasında gösterdiği yardımlar dolayısıyla Araş. Gör. Y. Müh. Mehmet SARIKANAT’a teşekkür ederim. Bana her konuda destek olan aileme ve arkadaşlarıma çok teşekkür ederim. Serap ÇELEN iii PASLANMAZ ÇELİKLERİN LAZER KAYNAĞINDA KAYNAK PARAMETRELERİNİN BAĞLANTININ DAYANIM VE KOROZYON ÖZELLİKLERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ ÖZ Lazer kaynağı son dönemde özellikle endüstriyel imalat için artan önem kazanmıştır. Lazer kaynağı yüksek enerji yoğunluğuna sahip bir ışınla kaynak işlemidir. Lazerin enerji yoğunluğu ışık dalgalarının konsantrasyonu ile sağlanmaktadır. Lazer, malzemeler tarafından absorbe edilebilecek ısı enerjisine çevrilebilecek ışık enerjisi üretir. Kaynak işleminde genellikle iki tip lazer sistemi kullanılır, bunlar CO2 ve Nd:YAG lazeridir. Bu çalışmada lazer kaynağı mekanizması ve darbeli lazer dikiş kaynağının parametrik analizi araştırılmıştır. Darbeli lazer dikiş kaynağı çeşitli parametreler tarafından kontrol edilir. Bunlar ortalama tepe güç yoğunluğu (APPD), lazer gücü, kaynak hızı ve darbe süresidir. Çalışma kapsamında temel işlem parametrelerinin özellikle birleştirme dayanımı ve kaynak kalitesi üzerindeki etkileri incelenmiştir. Ayrıca, bir darbeli Nd:YAG lazer ışın kaynağıyla paslanmaz çeliklerin alın dikişi şeklinde kaynak edilebilirliği konusu araştırılmıştır. Kaynaklı birleştirmelerde tam nüfuziyet, minimum ITAB ve kabul edilebilir kaynak profili elde edebilmek için, kaynak hızları, darbe süreleri ve koruyucu gaz kombinasyonlarının uygun bir şekilde seçilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: anahtar deliği etkisi, lazer kaynağı, Nd:YAG lazeri iv THE INVESTIGATION OF EFFECT OF LASER WELDING PARAMETERS ON JOINT STRENGTH AND CORROSION CHARACTERISTICS OF STAINLESS STEELS ABSTRACT Laser welding has achieved increased significance especially for industrial production in recent years. Laser welding is a high energy beam process.. The energy density of the laser is achieved by the concentration of light waves. Laser generate light energy that can be absorbed into materials and converted to heat energy. There are two types of laser systems that are being used for welding operation; those are CO2 and Nd:YAG lasers. In this study, we researched laser welding mechanisms and parametric analysis of pulsed laser seam welding process. The pulsed laser seam welding process is controlled by a variety of parameters. These are; average peak power density (APPD), mean laser power, welding speeds and pulse duration. We focus on the effects of the main processing parameters on joint strength and weld quality. And also we examined the weldability of stainless steels in butt joint configuration by a pulsed Nd:YAG laser beam welding. In order to have complete penetration, minimum heat affected zone and acceptable weld profile at weld joints, we should carefully select welding speeds, pulse durations and shielding gas combinations. Keywords: keyhole mode, laser welding, Nd:YAG laser v İÇİNDEKİLER Sayfa YÜKSEK LİSANS TEZİ SINAV SONUÇ FORMU…………………………..…...iii TEŞEKKÜR……………………………...…………………………………….……iv ÖZ……………………………………………..………………………...…………....v ABSTRACT……………………………………………..…………………………..vi BÖLÜM BİR-GİRİŞ………………………………………………………………...1 1.1 Giriş………………….………………………..………………………………..…1 BÖLÜM İKİ - LAZER IŞINI ÜRETİMİNİN FİZİKSEL TEMELLERİ……….2 2.1 Lazer Işını Üretiminin Esasları……………….………………..…….…………...2 2.1.1 Kendiliğinden Emisyon ve Uyarılmış Emisyon .................….……..............4 2.2 Lazer Işınının Karekteristikleri……………….…………………………………14 2.3 Lazer Işını ile Malzemelerin Etkileşimi……………….………………………...22 BÖLÜM ÜÇ - LAZER KAYNAK YÖNTEMİNDE KULLANILAN LAZERLER VE LAZER SİSTEMLERİ………………………………………...25 3.1 Lazer Kaynağı……….…………………………………………………………..25 3.2 Lazerlerin Sisteminin Temel Elemanları….……….……………………………27 3.2.1 Lazer Üreteci…………………...………………………………………….28 3.2.2 Pompalama Kaynağı…………...…………………………………………..28 3.2.3 Optik Resonatör...…………….……………………………………………28 3.2.4 Odaklama Optik Elemanları .…….………………………………………..32 3.3 Lazer Sistemleri…………….……………………..…………………………….34 3.3.1 Katı-Hal Lazer Sistemleri…….…………………………………………….34 3.3.1.1 Nd:YAG Lazer Sistemi………….………………………..…..……….35 3.3.1.2 Nd:CAM Lazer Sistemi…….………………………..……………..…40 3.3.1.3 Ruby Lazer Sistemi……….………………..……………………….....40 vi Sayfa 3.3.2 Gaz Lazer Sistemleri……………….……………………….…………......41 3.3.2.1 CO2 Lazer Sistemi…….………………………………………..…….41 BÖLÜM DÖRT - METALURJİK AÇIDAN LAZER KAYNAĞI……………..44 4.1 Lazer İletim ve Nüfuziyet Kaynağı……....……………………………………...44 4.1.1 Lazer Kaynağının Avantajları……….………...…………..……..………..50 4.1.2 Lazer Kaynağının Dezavantajları……….…….………………....………...51 4.2 Metalik Malzemelerin Lazer Kaynağı…………………….…………………….52 4.3 Lazer Kaynağında Kaynak Edilebilirlik………….……………………………..52 4.4 Lazer Kaynak Yönteminde Birleşme Mekanizması…….……………..………..55 4.5 Lazer Kaynağı ve Konvansiyonel Kaynak Yönteminde Isı Tesiri Altında Kalan Bölgelerdeki Mikroyapılar…………………...……………………………………...61 BÖLÜM BEŞ - LAZER KAYNAĞINDA KAYNAK PARAMETRELERİ…...63 5.1 Lazer Kaynağında Işın Bırakımı…………………….…………………………..63 5.2 Lazer Kaynağında Kaynak Sıcaklık Çevrimi…………….………………..........67 5.3 Lazer Kaynağında Temel Kaynak Parametreleri……….……………………….71 5.3.1 Lazer Gücü…………………….………………….....……………………...71 5.3.2 Odaklama……………….………….…………………………………….....74 5.3.3 Koruyucu Gaz………….……………….………………………………..…78 5.4 Birincil Ayarlanabilir Kaynak Parametreleri........................................................81 5.5 Darbeli Nd:YAG Lazer Dikiş Kaynağında Kaynak Parametreleri…...….……...84 5.5.1 Darbeli Nd:YAG Lazer Dikiş Kaynağı Prosesinin Parametrik Analizi….…91 5.5.2 Darbe Süresinin (Tp) Isı Akışı Üzerindeki Etkisi.…….................................92 BÖLÜM ALTI - LAZER KAYNAĞINDA BİRLEŞTİRME TÜRLERİ VE KAYNAK VERİMİ………………………………………………………………..93 6.1 Lazer Kaynağında Birleştirme Türleri………....………………………………..93 6.1.1 Lazer Alın Birleştirmesi…………..………………………………………..95 6.1.2 Lazer Bindirme Birleştirmesi ….…………………………………………..95 6.1.3 Lazer Kenar Birleştirmesi ….….…………………………………………. 96 vii Sayfa 6.1.4 Lazer T Alın Kaynağı ve Bindirme Radyüslü Birleştirmeler...……….…..96 6.1.5 Lazer Flare Birleştirmesi ……………….…………………………...……..97 6.1.6 Lazer Dar Aralık Birleştirmesi ……………...……………………………..95 6.2 Lazer Kaynağında Kaynak Verimini Arttırma Yöntemleri……….…………….99 6.2.1 Soğurucu Kaplamalar………………………….…………………….........100 6.2.2 Yüzey Pürüzlülüğü Oluşturma...…………….…………...………….........102 BÖLÜM YEDİ - LAZER GÜVENLİĞİ………………………………………..104 7.1 Lazer Kaynak Yönteminde Lazer Güvenliği……….…….……………………104 7.1.1 I.Sınıf (class I) Lazer...................................................................................104 7.1.2 II.Sınıf (class II) Lazer................................................................................105 7.1.3 III.Sınıf (class III) Lazer…………………….……………………………105 7.1.3.1 III-a.Sınıf (class III-a) Lazer..............................................................106 7.1.3.2 III-b.Sınıf (class III-b) Lazer...............................................................106 7.1.4 IV.Sınıf (class IV) Lazer.............................................................................106 BÖLÜM SEKİZ - DENEYSEL ÇALIŞMALAR……………………………….108 8.1 Deneylerde Kullanılan Malzeme .................……...…….……………………..108 8.2 Kullanılan Kaynak Parametreleri...……….……………………………………112 8.3 Çekme Testi …………………….……………………………………………..114 8.4 Bükme Testi ……….....................…..…………………………………………127 8.5 Mikrosertlik Testi……………..……….……………………………………….130 8.6 Lazer Kaynağında Kullanılan Kaynak Parametrelerinin Dikiş Formuna ve Nüfuziyete Etkileri.………………………………………………………………...136 8.6.1 Darbe Süresi Değişiminin Etkileri……….……………………………….137 8.6.2 Gerilim Değişiminin Etkileri……………….…….………………………139 8.6.3 Darbe Enerjisi Değişiminin Etkileri……………….……………………...141 8.7 Mikroyapı İncelemesi…….……………………………………………………143 iix Sayfa BÖLÜM DOKUZ – SONUÇLAR……………………………………………….153 9.1 Sonuçlar……………………….………………...……………………………..153 KAYNAKLAR……………………………………………………….…………...157 ix BÖLÜM BİR GİRİŞ 1.1 Giriş Lazer kelimesi, İngilizce bir kaç sözcüğün baş harflerinin birleştirilmesiyle meydana gelmiştir. ‘LASER, Light Amplification by Stimulated Emission of Radiation’, ışınmanın uyarılmış yayınımı ile ışığın kuvvetlendirilmesi anlamına gelmektedir. Lazerin prensibi, ışık yayınımı teorisi ve uyarılmış yayınım kavramı ile 1917 yılında Albert EINSTEIN tarafından ortaya konmuştur. 1951 yılında ilk defa Charles H TOWNES tarafından ilk MASER (Microwave Amplification of Stimulated Emission of Radiation-Işınmanın Uyarılmış Yayınımı ile Mikrodalga Yükseltilmesi) Colombia Üniversitesinde icat edilmiştir. Uyarılmış emisyona dayalı ilk aygıt 1964’te Nobel ödülünü almıştır. 1958 yılında da Charles H TOWNES ve Arthur L SCHAWLOW ilk detaylı Optik Maser’i yani Lazer’i bulmuşlardır. 1960 yılında bu iki bilim adamı ilk Laser’in patentini almışlar, aynı yıl Hughes Araştırma laboratuvarında Dr.Teodore MAIMAN ilk Rubin (Ruby) Lazerini bulmuştur. 1961 yılında Bell laboratuvarlarında A G Fox ve T Li optik resonatörlerin teorik analizini ortaya koymuşlar, 1964 yılında yine aynı laboratuvarlarda J E GEUSIC, H M Marcos, L G Van UTEIT ilk çalışan Nd:YAG lazerini bulmuşlardır.1964’te aynı yerde Kumar N PATEL tarafından CO2 lazeri bulunmuş, Hughes Araştırma laboratuvarında William BRIDGES tarafından Argon Ion lazeri bulunmuştur. Bu çalışmada lazerlerin kaynak işleminde kullanımı ve lazer alın kaynağıyla birleştirilmiş olan paslanmaz çelik levhaların mekanik ve mikroyapı özellikleri araştırılmış ve uygun kaynak parametreleri belirlenmiştir. 1 BÖLÜM İKİ LAZER IŞINI ÜRETİMİNİN FİZİKSEL TEMELLERİ 2.1 Lazer Işını Üretiminin Esasları: Atom bir çekirdek ve bunu çevreleyen bir elektron bulutundan oluşmaktadır. Her atomun belirli bir iç enerjisi vardır. Minimum enerji prensibine göre bunu en düşük enerji konumunda tutma eğilimindedir. Bu minimum enerjili olduğu duruma o atomun ‘taban enerji seviyesi’ denmektedir. (E1 enerji seviyesi) Atomun bu konumdan daha yüksek enerjili olduğu konumlarda olabilir. Bu konumlardaki atoma ‘uyarılmış atom’ adı verilir. (E2 enerji seviyesi) Aslında burada atomun elektronları bir alt enerji seviyesinden (bir alt yörüngeden) bir üst enerji seviyesine (bir üst yörüngeye) çıkarlar ve atomun enerji seviyesi bu şekilde yükselir. Şekil 2.1 Taban enerji seviyesi ve uyarılmış durum şekilleri Atomdaki bir üst enerji seviyesine geçen elektronlar (atom aldığı enerjiyi geri verdiğinde) tekrar alt enerji seviyelerine dönerler ve atom, E2 enerji seviyesinden E1 enerji seviyesine geçer, bu geçiş sırasında sahip olduğu enerji farkını ortama elektromagnetik dalga yani foton olarak bırakacaktır. Bu fotonlar (enerji yüklü ışın parçacıkları) ışınları (örneğin lazer ışınını) oluşturur. Atomun uyarılmış durumda kalma süresi yaklaşık 10-8 s’dir. Bu esnada E=E2-E1 enerji farkı denklem (2.1) ile hesaplanmaktadır; E=h*ν=E2-E1 (2.1) 2 3 E: Fotonun enerjisi E2: Yüksek seviyedeki (uyarılmış durum) enerji E1: Son seviyedeki (düşük enerji durumu) enerji h: Plank sabiti (6,625x10-34 Js/molekül) ν: Lazer ışığının frekansını göstermektedir. Lazer üretimini tam olarak anlayabilmek için ilk önce şu örneği inceleyelim. Cam bir tüpün içine konmuş bir gaz, bir dış kaynak vasıtasıyla ısıtılırsa; gaz atomları aldıkları enerji ile uyarılırlar. Elektronlar temel enerji seviyelerinden daha üst enerji seviyelerine pompalanırlar. Sonuçta bu atomlar uyarılmış durumlarına yükseltilirler. Ancak bu durumda kararsız olduklarından, alt enerji seviyelerine (yarı kararlı konumlara) geri dönerler. Einstein’ın ortaya koyduğu ışık yayınımı teorisine göre, uyarılmış enerji seviyesinde bulunan bir atom daha alt enerji seviyelerine foton (enerji yüklü ışın parçacığı) yayarak inebilir. Yani bu esnada kaybettikleri enerji radyasyonla ışık fotonlar şeklinde yayılır. Bu yayılan fotonlar diğer atomlarada çarparak bunları aşağı seviyedeki enerji durumuna indirirler. Ancak bu tür bir kaynak içindeki atomlar soğurmuş oldukları enerjiyi gelişi güzel doğrultularda foton olarak bırakırlar. Yayılan fotonlar arasında faz bağlantısı yoktur. Faz hem zamansal hemde uzaysal olarak değişmektedir. Lazer işleminde, yayılma sırasında açığa çıkan fotonlar aynı dalga boyunda , aynı doğrultuda, aynı fazda ve birbirleriyle uyumlu şekildedir. Einstein’ın ışık yayınımı teorisinde uyarılmış bir atomun daha düşük enerjili bir konuma foton yayarak iki farklı şekilde geçebileceği anlatılmıştır. Bu iki durumun ilki atomun kendiliğinden emisyonla (dışarıdan herhangi bir etki olmaksızın) düşük enerjili duruma geçmesidir. İkincisi ise uygun frekanslı bir elektromagnetik ışınımla tahrik edilerek ‘uyarılmış emisyonla’ enerji yayarak düşük enerjili duruma geçmesidir. İkinci durum yani bir dış kaynak tarafından tetiklenerek yapılan ‘uyarılmış emisyon’ olayı lazer üretiminin temelini oluşturur. Atomun uyarılması ancak aşağıdaki yollarla mümkündür; 1) Basınç uygulayarak, 4 2) Isıtılarak, 3) Hızlandırılmış elektronlarla bombardıman ederek, 4) Bir ışık demetine maruz bırakarak. Şimdi kendiliğinden emisyon ve uyarılmış emisyonun fiziksel prensiplerini inceleyelim. 2.1.1. Kendiliğinden ve Uyarılmış Emisyon Kendiliğinden emisyonda olay aniden olmaz. Elektronlar belirli bir zaman periyodu sonunda düşük enerji seviyelerine inerler. (Şekil 2.2) Her kendiliğinden emisyon için sabit olan bu zamana ‘kendiliğinden emisyon ömrü’ denir. Kendiliğinden emisyon olayında atomun bir alt enerji seviyesine geçişinde elektromagnetik radyasyon olmayabilir. Bu durumda E enerji farkı atomun enerjisinin artmasına sebep olur. Şekil 2.2 Kendiliğinden (a) ve uyarılmış emisyon (b) oluşum şekilleri Kendiliğinden emisyon (Şekil 2.2a) olasılığı denklem (2.2) yardımıyla hasaplanmaktadır. ⎛ dN 2 ⎞ ⎜ ⎟ = − A * N 2 (2.2) ⎝ dt ⎠ ke N2: t anında E2 enerji seviyesinde birim hacimde bulunan atom sayısı A: Kendiliğinden emisyon oranı 5 ⎛ dN 2 ⎞ ⎟ : Kendiliğinden emisyon olasılığı ⎜ ⎝ dt ⎠ ke Yukarıda da söz ettiğimiz gibi E1 taban enerji seviyesindeki bir atom uyarılmadığı sürece bu durumda kalmaya devam edecektir. Bu atoma Şekil 2.2b’de görüldüğü üzere bir fotonun çarpması durumunda, fotonun sahip olduğu enerji atom tarafından yutulmaktadır. Böylece atom E2 enerji seviyesine yükselir. Bu olaya ‘yutma’ denmektedir. Yutma oranı denklem (2.3) ile hesaplanmaktadır; ⎛ dN 1 ⎞ ⎜ ⎟ = −W12 * N 1 (2.3) ⎝ dt ⎠ ke N1: t anında E1 enerji seviyesinde birim hacimde bulunan atom sayısı W12: Yutma oranı W12 = σ 12 * F (2.4) F: Atoma çarpan foton yoğunluğu σ12: Fotonların uyarılmış durumda bulunan atomlara çarpma olasılığı σ21: Fotonların uyarılmamış durumda bulunan atomlara çarpma olasılığı Einstein σ12’nin σ21’e eşit olduğunu göstermiştir. Yani birim hacimde bulunan uyarılmış ve uyarılmamış atomlara çarpma olasılıkları birbirlerine eşittir. ( σ =σ12=σ21) 6 Şekil 2.3 Kendiliğinden emisyon Şekil 2.4 Uyarılmış emisyon E2 uyarılmış durum enerji seviyesindeki bir atoma kendi frekansı ile aynı olan elektromagnetik dalga çarptığında bu atom E1 taban durumu enerji seviyesine geçecektir. Bu tip emisyon ile çarpan her bir atoma karşılık iki foton bırakılır. Kendiliğinden emisyon olayında bir atomun bıraktığı elektromagnetik dalgalar arasında bir faz ilişkisi yoktur. Yayılma gelişi güzel bir şekilde olmaktadır. Buna karşın, uyarılmış emisyon bir zaman periyodu gerektirmez ve çok ani bir şekilde meydana gelir. Enerjisi ‘hν’ olan bir foton elektronu uyarır ve yüksek enerjili durumdan düşük enerjili duruma bir foton daha yayarak geçmesi için zorlar. Bu olay sonunda yayılan iki fotonun fazı, kutuplanması ve ilerleme doğrultusu aynıdır. (Şekil 2.4) Atomlar genellikle taban durumlarında olduklarından daha çok kendiliğinden emisyon görülmektedir. (Şekil 2.5) 7 Şekil 2.5 Kendiliğinden ve uyarılmış emisyon ve resonatörde amplifikasyon (Unitek-miyachi) Uyarılmış emisyonla, uyarılmış atomun bıraktığı fotonun frekansı, enerjisi, yönü ve fazı tahrik eden fotonunki ile aynıdır. Uyarılma şartı denklem (2.5) ile hesaplanmaktadır; ⎛ dN 2 ⎞ ⎜ ⎟ = −W21 * N 2 (2.5) ⎝ dt ⎠ ue W21: Uyarılmış emisyon olasılığı (E2 enerji seviyesinde bulunan atomların emisyon sonucunda sayılarının değişme oranı) denklem (2.6) ile hesaplanmaktadır. W21 iletimdeki parçacıklara ve çarpan elektromagnetik dalganın yoğunluğuna bağlıdır. W21= σ12* F (2.6) Lazerin oluşum şartı denklem 2.7 ile hesaplanmaktadır. W12= σ12* F (2.7) 8 ⎛ dN 2 ⎞ ⎜ ⎟ = −W21 * N 2 (2.8) ⎝ dt ⎠ ke Denklem (2.7) ve (2.8)’den; dF=σ (N1-N2)*dz (2.9) elde edilir. N1: E1 enerji seviyesindeki atom sayısı N2: E2 enerji seviyesindeki atom sayısı F: Atoma çarpan foton yoğunluğu dz: z yönündeki diferansiyel ilerleme (Tarakçıoğlu, Özcan, 2004) Nüfusun tanımını yapmak gerekirse, verilen seviyedeki birim hacim başına düşen atom sayısına ‘o seviyenin nüfusu’ denmektedir. Atomları uyarılmış atom durumuna getirirsek yani alt enerji durumlarını boş bırakırsak ‘nüfus terslenmesi’ diye adlandırdığımız olay meydana gelir. Bu şekilde belirli bir frekansla gelen atom, diğer fotonların yayılmasını tetikler ve olay zincirleme olarak devam eder. Sonuçta, aynı fazlı uyarılmış foton kümesi teşekkül eder. Enerji yarı-kararlı atomlardan henüz ortaya çıkmakta olan ışık dalgasına aktarılır. Dalga aktif ortam içinde gidip gelerek gelişimini sürdürür. Bu durum dalga güçlenmesini arttırır, dolayısıyla akı yoğunluğuda artar. Nüfusun tanımını yaptığımıza göre, nüfus terslenmesi olayını daha iyi açıklayabiliriz. Bir malzeme için nüfusun tersine çevrilmesi olayı, N2 - N1>0 şartının yerine getirilmesi ile mümkündür. Yani üst enerji seviyesinde, alt enerji seviyesinden daha fazla atom bulunması gerekmektedir. Nüfusu tersine çevrilmiş olan malzemeye ‘aktif materyal’denir. Şekil 2.6’da üç düzeyli bir lazerde nüfus terslenmesi olayı görülmektedir. 9 Şekil 2.6 Üç düzeyli bir lazerde nüfus terslenmesi olayı Termal denge durumunda E1 ve E2 enerji seviyelerindeki N1 ve N2 nüfus dağılımları denklem (2.10) ile ifade edilmektedir. ⎡ (E − E1 ) ⎤ N2 = exp ⎢− 2 ⎥ (2.10) N1 ⎣ kB *T ⎦ kB: Boltzman sabiti (1,380x10-23 J/K molekül) T: Malzemenin sıcaklığı Sonuç olarak burada N2 > N1 ise, malzeme bir amplifikatör gibi davranır. Eğer, N2 < N1 ise, gelen foton yani elektromanyetik dalga yutulmaktadır. (N2 < N1 → Malzeme gelen fotonu yutar. N2 > N1 → Malzeme bir amplifikatör gibi davranır.) Yukarıdaki eşitlikteki exponansiyelin eksi işaretinin anlamı nüfus terslenmesinin negatif sıcaklık koşulları altında olması gerektiğidir. Bu geçmişteki lazer araştırmacıları tarafından oldukça şaşırtıcı bulunmuştur. Çünkü negatif sıcaklıklar fiziksel olarak kabul edilemez. Buna karşın, Boltzman denklemi sadece termal denge koşullarında tanımlanabilir. Öyleyse, lazerler termal dengede çalıştırılamazlar. Üst enerji seviyelerine pompalama ile nüfuslandırılırlar. Bir ışık dalgası, bir elektriksel 10 veya kimyasal reaksiyon optik pompalama için, yani üst enerji seviyesindeki nüfusu arttırmak için kullanılabilir. Örneğin; E1=1.0 eV ve E2= 2.10 eV olan iki enerji seviyesi düşünelim. E1 enerji seviyesinde 1,0*1016 elektron/cm3 olduğunu varsayalım. 1000 K’lik bir sıcaklıkta E2 enerji seviyesinde kaç elektron olduğunu şu şekilde hesaplarız. ⎡ (E − E1 ) ⎤ N2 = exp ⎢− 2 ⎥ (2.10) N1 ⎣ kB *T ⎦ ⎡ (E − E1 ) ⎤ N 2 = N1 * exp ⎢− 2 ⎥ (2.11) ⎣ kB *T ⎦ ⎡ (2,10eV − 1,0eV ) ⎤ N 2 = 1,0 * 1016 elektron / cm 3 * exp ⎢− ⎥ k B *1000 K ⎦ ⎣ ( ) N2=2,85942 elektron/cm3 Örneğin; E1=1.0 eV ve E2= 2.10 eV olan iki enerji seviyesi düşünelim. E1 enerji seviyesinde 1,0*1016 elektron/cm3, E2 enerji seviyesinde 1,0*1015 elektron/cm3 olsun. Termal dengede bu nüfus dağılımını oluşturmak için gerekli sıcaklık nedir? T= − (E 2 − E1 ) (2.12) k B * In( N 2 − N1 ) T= − (2,10eV − 1,0eV ) k B * In 1,0 * 1016 − 1,0 * 1015 elektron / cm 3 [( ) ] T= -5543,72 K olarak bulunur. (Kuhn, 1998) Optik pompalama kaynağı (lamba-ışık kaynağı) lazer üretecine enerji sağlar. Böylece ışık enerjisi ile tahrik edilen lazer üreteci elektronları daha önce izah 11 ettiğimiz şekilde daha üst enerji seviyelerine yükseltilirler, atom uyarılmış konuma yükseltilir. Bu olaya ‘optik pompalama’adı verilir. Elektronlar bu uyarılmış seviyede kalamazlar ve oradan alt enerji seviyelerine inerler. Bu işlemde, atom kendiğilinden bir foton yayarak sahip olduğu fazla enerjisini kaybeder. Fotonlar bu yöntemle ortaya çıkarılarak lazer üretiminin temelleri atılmış olur. Kendiliğinden olan emisyonla yayılan fotonlar nihai bir şekilde daha yüksek enerji seviyelerindeki diğer elektronlara çarparlar. Uyarılmış emisyon, ışığın hızı ve uyarılmış atomların yoğunluğu sayesinde çok kısa bir zamanda olur. Çarpılan elektrondan yeni bir foton yayılması olur. Bu iki fotonda faz içerisinde tutarlıdır, aynı dalga boyunda ve aynı yöndedir. Olay zincirleme olarak devam eder. Fotonlar tüm yönlerde yayılırlar, bununla beraber bazıları lazer sisteminin resonatör aynalarına çarparlar ve tekrar üretecin içine geri yansırlar. Resonatörün aynaları uyarılmış emisyon için tercihli (ayrıcalıklı) amplifikasyon yönünü tayin ederler. Sonuç olarak amplifikasyonun meydana gelmesi için uyarılmış atom yüzdesi düşük enerji seviyesindeki atom yüzdesinden daha büyük olmalıdır. Bu durum lazer üretimi için gereken koşulların oluşumuna olanak sağlar. Şekil 2.7 Bir rubin kristalinde lazer oluşumu ve Cr+3 atomunun soğurma frekans şeritleri Şekil 2.7’de sol tarafta bir yakut lazerin enerji seviyeleri, yanında ise Cr+3 iyonunun atomunun soğurma frekans şeritleri görülmektedir. Optik pompalama kaynağı olan, flaş tüpünün ateşlenmesiyle bir kaç milisaniyelik şiddetli bir ışık 12 patlaması olşturulur. Bu enerjinin bir kısmı ısı enerjisi şeklinde kaybolurken, bir kısmıda Cr+3 iyonlarının büyük bölümünü soğurma frekans şeridi içinde uyarılmış duruma geçirir. Uyarılmış durumdaki atomlar, aldıkları enerjinin bir kısmını kristal örgüsüne vererek 10 ns gibi çok kısa bir sürede yarı kararlı hale geçerler. Bu geçiş, ışımasız olur ve iyonlar birbirine çok yakın bir çift alt konumu tercih ederler. Bu enerji konumları ‘yarı-kararlı konum’ olarak isimlendirilir. Yarı-kararlı konumlar uzun ömürlü geçici durumlardır. İyonlar bu durumda, taban durumuna geçinceye kadar, 3 milisaniye kalırlar. Pompalama hızı arttırılırsa, nüfus terslenmesi oluşur. Kendiliğinden emisyonla yayılan bir kaç foton zincir reaksiyonunu başlatır, ve enerji yarı-kararlı atomlardan henüz ortaya çıkmakta olan ışık dalgasına aktarılır. Bu dalga aktif ortam içinde ileri geri gidip gelerek gelişmesini sürdürür. Kısmen gümüşlenmiş olan uçtan yakut kristalinin kendine özgü şiddetli kırmızı ışıması olur. (Hecth, çev., 1999) İdeal bir lazer ışığı aynı frekanslı (dalga boylu) ve aynı fazlı bir foton grubu tarafından oluşturulmaktadır Örneğin; E1=1,0 eV ve E2= 2,50 eV olan iki enerji seviyesi düşünelim. Bu enerji seviyeleri arasında kendiliğinden emisyonla açığa çıkan fotonun enerjisini ve fotonların dalga boylarını aşağıdaki gibi hesaplayabiliriz. E= h* ν= E2- E1=2.50 eV-1.0 eV=1.50 eV Dalga boyu denklem (2.13) ile hesaplanır. λ= h * co (2.13) E2 − E1 λ= h * co 6,626 * 10 −34 j.s * 3 * 10 8 m / s = = 827,216 nm E 2 − E1 (2,5 J / coul − 1,5 J / coul ) * (1,602 *10 −19 coul ) veya daha kolay bir şekilde denklem (2.14) yardımıyla hesaplanabilir. 13 λ ( µm) = h * co (2.14) E2 − E1 λ ( µm) = h * co 1,24(eV * µm) 1,24(eV * µm) = = = 0,827 µm E 2 − E1 E (eV ) 1,50eV Lazerin oluşumu için ayrıca bir osilasyona ve bunun içinde bir geri beslemeye gerek duyulmaktadır. Geri besleme için aktif materyalde, belli bir frekanslı optik rezonatör kullanılmalıdır. Geri besleme işlemi, aktif materyalin her iki ucuna yerleştirilmiş yansıtıcı aynalarla yapılmaktadır. Osilasyon işlemi, elektromagnetik dalgaların aktif ortam içerisinde ileri geri gidip gelerek gelişimini sürdürmesidir. Yansıtıcı aynalara çarpıp, ileri geri yansıyan elektromagnetik dalgalar ‘aktif materyal’ tarafından yükseltilir. Elektromagnetik demeti çıkışa iletmek için, aynalardan birisi kısmi geçirgen yapılır. Osilasyon işlemi başladığında, aktif materyalde çıkış aynasından çıkan ışın demetlerinin karşılanması gerekmektedir. Aktif materyaldeki birim kazancın dolayısıyla çıkış ve giriş arasındaki foton yoğunluğu oranının hesaplanması için denklem (2.15) kullanılır; dFo = exp[σ * ( N 2 − N1 ) * L ] (2.15) dFi Denklem (2.15)’te; L: Aktif materyalin uzunluğu σ: Yutma kesit alanı Yalnızca iletimsel kayıplar söz konusu ise; r1 * r2 * exp[2 * σ * ( N 2 − N1 ) * L] = 1 (2.16) Eşik enerji konumuna ulaşıldığında, nüfus terslenmeside bir kritik değere ulaşır. Kritik nüfus terslenmesi denklem (2.17) yardımıyla hesaplanmaktadır; 14 (N 2 − N1 )kr = In(r1 * r2 ) 2 *σ * L (2.17) Kritik terslenmeye ulaşıldığında, kendiliğinden emisyon olayından osilasyon oluşmaktadır. Daha öncede izah ettiğimiz üzere boşluk ekseni boyunca, kendiliğinden fotonlar yayılmaktadır. Bu işlem yükseltme işleminin başlangıcıdır. Bu olay bir lazer osilatörünün temelini teşkil eder. Lazer aktif materyalden ışın demeti elde etmek için gerekli koşullar şunlardır; 1) Sistem uyarılmış durumda olmalıdır. Nüfus terslenmesi olmalıdır. Uyarılmış konumdaki atom sayısı, taban konumundakinden fazla olmalıdır. 2) Sistemin uyarılmış konumu yarı-kararlı bir durum olmalıdır. Böyle bir durumun ömrü daha uzundur. Uyarılmış ışıma, kendiliğinden ışımadan önce olur. 3) Yayılan fotonlar, uyarılmış atomlardan uyarılmış ışıma yaptırmaya yetecek kadar uzun süre sistem içinde tutulmalıdır. Buda, sistemin uçlarına yerleştirilmiş olan yansıtıcı aynalarla sağlanmaktadır. Uçlardan birisi tamamen yansıtıcı, diğer uç ise lazer demetinin çıkışına izin verecek şekilde yarı geçirgen yapılmalıdır. (Tarakçıoğlu, Özcan, 2004) 2.2 Lazer Işınının Karekteristikleri Odaklanmış bir lazer ışını, endüstride mevcut en yüksek güç yoğunluğuna sahip kaynaklardan biridir. Lazer gücünün hem uzaysal, hemde zamansal alanlarda dağılımından dolayı lazer ışını özellikleri oldukça karmaşıktır. Lazer ışını güç dağılımına bağlı olarak değişen hesaplama modeli kullanarak farklı sıcaklık ve gerilme şekil değişimi dağılımları elde edilebilir, bu durum lazerle mikro işlenmiş iş parçasının kalitesini etkileyecektir. Bir lazer ışınının çıkış noktası enine elektromagnetik mod (Transverse Electro Magnetic Mode) olarak adlandırılır ve 15 TEMm,n ile gösterilir. Burada mod terimi lazer ışını kesitindeki yoğunluk dağılımını ifade etmektedir. Bir lazer ışının TEMm,n’i (enine elektromagnetik modu) elektromagnetik ışınımının ışın üretimine dik düzlemde ölçülen ışınım yoğunluğu şeklidir. m ve n indisleri, çıkan ışık demetine dik olan doğrultulardaki enine düğüm sayılarını gösteren tam sayılardır. Demet dik kesitinde bir veya daha çok bölgeye ayrılmıştır. Şekil 2.8 Farklı enine elektromegnetik mod (TEMx,y ) şekilleri (Wikipedia) Ticari lazerlerin çoğunda en yaygın kullanılan enine elektromagnetik mod TEM0,0’dır. Bunun sebebi; ışının dik kesiti üzerindeki akı yoğunluğu ideal bir Gaussyen olmasıdır. Yoğunluk dağılımı Gaussyen fonksiyonu ile (Denklem 2.18) tanımlanmaktadır. Denklem (2.18)’de a>0, b ve c sabit sayılardır. f ( x) = a.e − ( x −b ) 2 / c2 (2.18) Işının dik kesitindeki elektrik alan içinde (diğer modlarda ortaya çıkan) faz kayması hiç yoktur. Bu nedenle, tam olarak konumsal faz uyumludur, ışın demetinin açısal sapması çok küçüktür ve ışın demeti çok küçük bir nokta şeklinde odaklanabilir. Ayrıca lazer ışığı zamansal faz uyumludur. Lazer ışığı dar bir frekans şeridinde iletilebilen yüksek akı veya ışınım gücüne sahiptir. 16 Gaussyen ışın demeti küçük bir nokta çapında odaklanarak delme, kesme ve kaynak uygulamaları için çok yüksek bir güç yoğunluğu sağlamaktadır. Lazerlerin bir çok ticari özellikleri, örneğin odaklanmış yüksek enerjili lazer ışınlarının kaynak için kullanımı veya araştırma için lazer ışınlarının çok uzak mesafelere yayılımı, temel şekilde lazerlerin çaprazlama elektromagnetik mod özellikleri ile belirlenir. Gaussyen profili radyal olarak simetrik bir dağılıma sahiptir ve elektrik alanı değişimi denklem (2.19) ile hesaplanmaktadır. ⎛ r2 ⎞ ES = E0 * exp⎜⎜ − 2 ⎟⎟ (2.19) ⎝ w0 ⎠ Gaussyen enerji dağılımı, optik sistem aralığında yayılım yolu boyunca her noktada Gaussyen kalmaktadır. (Şekil 2.9) Şekil 2.9 Gaussyen ışın demetindeki yoğunluk dağılımları (Wikipedia) Bu durum, özellikle optik sistemdeki her noktadaki dağılımı göz önünde canlandırmayı kolaylaştırmaktadır. Gaussyen yoğunluk değişimi aşağıdaki formülle hesaplanmaktadır. 17 ⎛ 2r 2 ⎞ * I S = η * ES * ES * exp⎜⎜ − 2 ⎟⎟ (2.20) ⎝ w0 ⎠ Denklem (2.20)’dan Gaussyen yoğunluk dağılımı denklem (2.21) elde edilir. ⎛ 2r 2 I (r ) = I 0 exp⎜⎜ − 2 ⎝ w0 ⎞ ⎟ (2.21) ⎟ ⎠ Bir r yarıçapında içerilen güç, P(r) yoğunluk dağılımının 0’dan r’ye integrasyonu ile belirlenir ve denklem (2.22) ile hesaplanır. ⎡ ⎛ 2r 2 P(r ) = P∞ ⎢1 − exp⎜⎜ − 2 ⎢⎣ ⎝ w0 ⎞⎤ ⎟⎥ (2.22) ⎟ ⎠⎥⎦ Denklem (2.21)’de P(∞) toplam güçtür. Gücün yaklaşık %100’ü r=2w0 yarıçapında tutulmaktadır. Gücün yarısı 0.59w0’da tutulur ve sadece yaklaşık % 10’u 0.23w0’da tutulmaktadır. Toplam güç, P(∞) Watt, eksen üzerindeki yoğunluk I(0) Watt/m2 ile ilişkilidir ve denklem (2.23) ve (2.24) ile ifade edilmektedirler. ⎛ πw0 2 P∞ = ⎜⎜ ⎝ 2 ⎞ ⎟ I (0 ) (2.23) ⎟ ⎠ ⎛ 2 I (0 ) = P∞ ⎜⎜ 2 ⎝ πw0 ⎞ ⎟ (2.24) ⎟ ⎠ Herhangi bir dönel simetrik lazer ışını aşağıdaki üç parametre ile karekterize edilmektedir. Bunlar; 18 a) Işın bel pozisyonu, z b) Işın (beli) yarıçapı, w0 c) Uzak alan ayrılma (difraksiyon) açışı, θ0 Şekil 2.10 Lazer ışınını karekterize eden parametreler Işın beli yarıçapı w(z), z yayılım ekseninin merkezinden itibaren ışının en dar olduğu yarıçap değeridir. Eksendeki yoğunluğun 1/e2 veya 0.135 değerine düştüğü yarıçap olarakda tanımlanır. Tam bu noktada, ışın beli çapı minimumdur ve w0 ile gösterilmektedir. Işın beli yarıçapı denklem (2.25) ile hesaplanır. ⎛ ⎛ λ z w ( z ) = w0 ⎜1 + ⎜⎜ 0 2 ⎜ πnw0 ⎝ ⎝ 2 2 ⎞ ⎟ ⎟ ⎠ 2 ⎞ ⎟ (2.25) ⎟ ⎠ Işın yarıçapı R(z), kararlı dalga (wavefront) eğriliğinin yarıçapıdır ve denklem (2.25) ile hesaplanır. ⎛ ⎛ πnw 2 0 R( z ) = z ⎜1 + ⎜⎜ ⎜ λ z ⎝ ⎝ 0 ⎞ ⎟ ⎟ ⎠ 2 ⎞ ⎟ (2.26) ⎟ ⎠ 19 Kararlı dalga profili z=0 ışının en dar olduğu yerdir ve R(z) sonsuza gitmektedir (R(z)→∞). Bu mesafe Rayleigh aralığı olarak adlandırılır ve denklem (2.27) ile hesaplanmaktadır. Işın yarıçapı ilk önce yavaşça, sonra hızlı bir şekilde, sonunda z ile orantılı bir şekilde artacaktır. zR = πnw0 2 (2.27) λ0 Rayleigh aralığı, yakın-alandan uzak-alana geçiş davranışını belirlemektedir. Örneğin; dalga boyu λ=514,5 nm olan bir argon iyon lazerinin ışın beli ölçüleri 3,5 ve 7 mm olsun. Rayleigh aralığından daha küçük mesafelerde sonsuza doğru hızlı bir azalma vardır (R(z)=∞). Rayleigh aralığından daha büyük mesafelerde R(z) yavaşça artar ve yaklaşık z’ye eşit olur. (Şekil 2.12) Şekil 2.11 Gaussyen ışınının önemli karekteristikleri 20 Şekil 2.12 Gaussyen ışınını eğrilik yarıçapı R(z) (Dalga boyu 514,5 nm olan bir argon-iyon lazeri üç başlangıçlı ışın beli için çizilmiştir.) (Kuhn, 1998) Uzak alan ayrılma (difraksiyon) açısı θ0’dır ve denklem (2.28) ile hesaplanmaktadır. θ0 = λ0 πnw0 (2.28) Açılar küçük olduğundan tanθ0=θ0 yaklaşımı yapılır. Böylece θ0 mercek üzerindeki aydınlatılan çap D, merceğin odak uzaklığı f’e bölünmesi suretiyle bulunur ve denklem (2.29) ile hesaplanır. θ= D (2.29) f Ayrıca odaklama derinliği, df, odaklanmış bir ışının odak nokta çapının yaklaşık olarak sabit kaldığı mesafedir ve denklem (2.30) ile hesaplanır. 21 2 ⎛ 8λ ⎞⎛ f ⎞ df = ⎜ ⎟⎜ ⎟ (2.30) ⎝ π ⎠⎝ D ⎠ İdeal durumda Gaussyen profile sahip olan enerji dağılımı, resonatör özelliklerine bağlı olarak sapmalar göstermektedir. Lazer ışının bu sapmaları, ‘ışın kalitesi’ olarak tanımlanmaktadır. Bir lazer ışınının kalitesini tanımlamak için çeşitli karekteristik sayılar kullanılmaktadır. Işın kalitesi M2 ile gösterilmektedir. TEM lazer ışınının kesitindeki enerji dağılımını göstermektedir. TEM0,0 Gaussyen profiline sahip bir ışının kalitesi M2=1’dir. M2>1 olan lazer ışını düşük kalitelidir. Lazer kaynağı için kullanılan ışınlarda ise M2 1’den küçüktür. M2 değeri 0,1 ve 1 aralığındadır. (Han W., 2004) Öyleyse minimum ışın beli çapı w0 denklem (2.31) ile hesaplanmaktadır. ⎛ 4λ f ⎞ w0 = M 2 ⎜ ⎟ (2.31) ⎝ πw ⎠ Ayrıca ışın parametresi çarpımı (beam parameter product,BPP) K ve M2 değerleriyle ifade edilmekte ve lazer ışınının fiziksel sınırlarını ve odaklanabilirliğini karekterize etmektedir. K değerleri 1 ile 10 aralığındadır ve denklem (2.32) ile ifade edilmektedir. K= 1 λ 1 (2.32) = 2 π w0θ 0 M Lazer kaynağında son odaklama merceği odaklanan ışın demetinin çapını çok küçültmektedir. Bu sebepten odak noktasında çalışılmalıdır. Böylece odak (ışın) çapı küçük olduğu için ısıdan etkilenen bölge küçük olur. Ayrıca son odaklama merceğinin azda olsa oynamaları karşısında odak derinliğinden dolayı odak çapı sabit olacaktır. Son odaklama merceğinin odak noktası ve iş parçası arasındaki 22 uzaklığın artması ışın çapının artması sebebiyle ergiyen malzeme miktarının artması ve kaynak derinliğinin azalmasıyla sonuçlanacaktır. Lazer ışığının önemli özellikleri şunlardır; • Lazerlerde aynalara dik doğrultuda ışık oluştuğundan, yüksek dereceden doğrultu özelliğine sahip olması. Çok uzak mesafelere kadar açısal çarpılmaya uğramadan gidebilmesi. • Yüksek derecede uyumluluğa sahip olması. • Enerji aynı frekans değerinde yayıldığından hedeflenen noktada çok yüksek yoğunluğa ulaşabilmesi. • Lazerin tek dalga boyluluğa (monokromatikliğe) sahip olması. Her lazer kendi karekteristik dalga boyunda ışık yayar. Örneğin;Yakut lazeri 6943 Aº, He-Ne lazeri 6328 Aº, Argon lazeri 5145 Aº gibi. Diğer ışık kaynaklarından elde edilen ışığın frekans şeridi 100 Aº iken, lazer ışığının frekans şeridi yaklaşık 10-3 Aº’dur. Yani lazerler normal ışığa göre 105 kat daha fazla monokromatikliğe sahiptir. 2.3 Lazer Işını ile Malzemelerin Etkileşimi Fotonlar malzemenin elektronik veya kristal yapısı ile etkileştiğinde pek çok optik olaylara neden olur. Bunlar; absorbsiyon, geçme (transmisyon), kırılma ve yansımadır. Bu olayları tek tek inceleyecek olursak; Absorbsiyon: Bir malzemeye çarpan foton enerjisini bırakarak absorbe edilir. Metallerde valans bandı doldurulmadığı için hemen hemen herhangi bir foton bir elektronu iletim bandına uyaracak yeterli enerjiye sahiptir. (Pauli prensibine göre her enerji seviyesi bir band içerisine genişler ve bu teori ‘band teorisi’ olarak adlandırılır.) Bu nedenle metaller çok ince olmadıkça görülebilir ışıkları absorbe ederler ve ışığı geçirmezler. Absorbsiyon katsayısı malzemenin yoğunluğuna, ışınımın dalga boyuna, iletim ve valans bandları arasındaki enerji aralığına bağlıdır. (Şekil 2.13) 23 Şekil 2.13 Metallerde absorbsiyon ve enerji aralığı arasındaki ilişki (Askeland, çev., 2002) Geçme (Transmisyon): Fotonlar, bir elektronu yüksek bir enerji seviyesine uyarmak için yeterli enerjiye sahip değilse, absorbe edilme yerine geçme olayı meydana gelir. Bir fotonun absorbe edilmesi veya geçirilmesi fotonun enerjisine ve iletim veya valans bantları arasındaki enerji aralığına bağlıdır. Metallerde bant aralığı yoktur ve hemen hemen bütün fotonlar metal (istisna olarak çok ince değilse) absorbe edilir. Geçmenin düzeyide atomik dizilişler ile ilgilidir. Cam ve bazı polimerler gibi amorf malzemeler saydam olabilir. Buna karşın malzeme kristalize olduğunda fotonlar kristal yapı ile etkileşebilir ve kısmen absorbe edilebilir. Kırılma: Fotonlar bir malzemeden geçse bile, foton bir miktar enerji kaybeder ve bu nedenle hafif daha uzun bir dalga boyuna sahiptir. Bundan sonra foton malzemede ışığın hızı azaltılmış yönü değiştirilmiş bir foton demeti gibi davranış gösterir. α ve β sırasıyla çarpan ve kırılan ışınların açıları malzemenin yüzeyine bir dik oluşturur. Bu durumda n kırılma indisi denklem (2.33) ile hesaplanmaktadır. (Şekil 2.14) n= c λ vakum sin α (2.33) = = v λ sin β Burada; n kırılma indisi, c ışığın boşlukta yayılma hızı, ν ışığın malzemedeki hızıdır. Fotonlar, malzemedeki elektronlar daha kolay kutuplaştığında etkileşir ve daha fazla kırılır. Bu nedenle kırılma indisi ve malzemenin dielektrik sabiti arasında denklem (2.34) bağıntısı vardır. 24 n = K (2.34) Dielektrik malzemeler gibi kolay kutuplaşan malzemeler, daha yüksek bir kırılmaya sahiptir. Kırılma indisi, yoğun malzemeler için daha büyüktür. Şekil 2.14 Foton demetlerinin bir malzemeyi geçerken etkileşimden dolayı yönlerini değiştirmeleri (Askeland, çev., 2002) Yansıma: Malzeme yüzeyi düzgünse ve çarpan fotonlar düşük bir enerjiye sahipse çarpan fotonların bir kısmı metal yüzeyinden yansıyacaktır. Yansıma oranı R, kırılma indisi ile ilgilidir ve denlem (2.35) ile ifade edilmektedir. Yüzeyleri çok düzgün metallerde yansıma oranı çok yüksek olup, %100’e yakındır. 2 ⎛ n −1⎞ R = YüzdeYansıma = ⎜ ⎟ x100 (2.35) ⎝ n +1⎠ Yüksek kırılma indisli malzemeler düşük kırılma indeksli malzemelerden daha yüksek bir yansımaya sahiptir. Işık düşük kırılma indisli malzemelerde yansımadan daha çok geçer. (Askeland, çev. ,2002) BÖLÜM ÜÇ LAZER KAYNAK YÖNTEMİNDE KULLANILAN LAZERLER VE LAZER SİSTEMLERİ 3.1. Lazer Kaynağı Ticari olarak metallerin kaynağı için yüksek güvenilirlik, kolay operasyon ve düşük maliyetli lazer kaynak sistemleri gerekmektedir. Buna ilaveten lazer sistemi kaynağın gerçekleştirileceği iş parçası üzerinde spesifik bir bölgede 1-5*106 W/cm2’lik bir ışınım yoğunluğu sağlamak zorundadır. Bu optimize edilmiş koşul kaynak operasyonu boyunca sürdürülmek ve bir kaynak dizisi oluşturabilmek içinde zamana göre tekrarlanabilir olmak zorundadır. Bu koşullar sadece lazer güç kaynağını değil ayrıca iş parçasına bırakılan lazer ışınımının biçiminide sınırlamaktadır. Lazer kaynağı ve diğer kaynak yöntemlerinin enerji yoğunluğu karşılaştırması Tablo 3.1’de verilmiştir. Tablo 3.1 Lazer kaynağı enerji yoğunluğunun çeşitli kaynak yöntemleriyle karşılaştırması. KAYNAK YÖNTEMİ Enerji Yoğunluğu[W/cm2] (Derinlik/Genişlik Oranı) LAZER 106-107 Yüksek ELEKTRON IŞIN 106-107 Yüksek TIG 102-104 Küçük-Orta MIG-MAG 102-104 Küçük-Orta 102 Küçük DİRENÇ 25 26 Tablo 3.2 Lazer kaynağının çeşitli parametreler bakımından diğer kaynak yöntemleriyle karşılaştırılması PARAMETRE Yüksek derinlik/ LAZER ELEKTRON IŞIN K. IŞIN K. TIG K. MIG K. DİRENÇ KAYNAĞI + + - - - Birleştirme verimi φ φ - - + Küçük ITAB + + - - φ Dikiş profili + + φ φ φ Yüksek işlem hızı + + - - - Atmosferik basınçta + - + + + - + + + + φ - + + - Otomasyon + - + φ + Yatırım maliyeti - - + + + İşletme maliyeti φ φ + + + İş parçasının + - - - - + - + + + genişlik oranı kaynak Yansıtma katsayısı yüksek olan metallerin kaynağı İlave katkı maddesiyle birleştirme sabitlenmesi Güvenilirlik +:Avantajlı, φ: Nötr, -: Dezavantajlı Lazer ışın kaynak yönteminde çoğunlukla kullanılan lazer sistemleri iki grupta toplanmaktadır. Bunlar şu şekildedir; 27 -Katı-Hal Lazer Sistemleri: -Gaz Lazer Sistemleri Lazer sistemlerini daha iyi anlayabilmek için ilk önce bir lazer sistemini oluşturan temel elemanları ve bu elemanların özelliklerini incelememiz gerekmektedir. Şekil 3.1’de lazer kaynağı için gerekli temel eleman şeması verilmiştir. Şekil 3.1 Lazer kaynağı temel eleman şeması 3.2 Lazer Sisteminin Temel Elemanları Bir çok lazer sistemi dört temel elemandan oluşmaktadır. Bunlar; 1. Lazer Üreteci (Aktif Materyal) 2. Pompalama Kaynağı 3. Optik Resonatör 4. Odaklama Optik Elemanları 28 3.2.1 Lazer Üreteci İçerisinde uyarılmış emisyonun gerçekleştiği bölgedir. Lazer aracı malzemesi katı (Nd:YAG, Nd:CAM, alexandrite, zümrüt, Cr:safir, Ti:safir ve içerisinde üç değerlikli Nd+3, Ho+3, Gd+3, Tm+3, Er+3, Pr+3 elementleri bulunan cam vb.), sıvı, gaz (krypton, argon, nitrojen, helyum-neon, CO2, KrF, XeCl vb.) veya plazma (x-ışını vb.) olabilir. 3.2.2. Pompalama Kaynağı Uyarılmış emisyonun gerçekleşmesi için gerekli enerjiyi sağlayan kaynaktır. Lazerler lambalar veya diğer lazerlerle (en çok katı hal lazerlerinde), elektriki olarak p-n malzeme birleşimi ile (yarı iletken diodlarda), elektrik boşalmasıyla (en çok gaz lazerlerinde) veya bir kimyasal reaksiyonla (HF, iyot vb.) pompalanabilirler. 3.2.3 Optik Resonatör Optik resonatör foton yayılımı için bir patika oluşturur. Optik resonatörün asıl fonksiyonu lazerlerin fiziksel boylarının kısalmasını ve elektromagnetik mod profilini oluşturmaktır. Lazer oluşumunun başlangıcında, uyarılmış emisyonla yayınan fotonların yanında; kendiliğinden emisyonla yayınan fotonlarda görülür. Eksenel ışın demeti, aktif ortamda resonatör aynalarına çarparak ileri geri hareketlerle gelişimini sürdürür. Sonunda faz uyumlu bir düzlem dalga elde edilir. Yani bu ortam dalga yükseltici gibi görev yapmaktadır. Resonatör içerisinde aynalar arasındaki uzaklıkla belirlenen bir duran dalga oluşturulur. Lazer ışını dalgasının dalga boyu aynalar arasındaki mesafe ile uyumludur. Aynalar arası uzaklık yarım dalga boyunun tam katına eşit olduğunda optik resonatör rezonansa geçer. Bunun anlamı resonatörde duran dalga oluşumudur. Optik resonatörle bir optik geri besleme sağlanmakta ve bir osilasyon oluşmaktadır. Şekil 3.2’de optik resonatörde duran dalga oluşumu görülmektedir. 29 Şekil 3.2 Optik resonatörde dalga oluşumu (değişik dalga şekilleri) Aynalar arasındaki uzaklıkla (L), lazer ışını dalgasının dalga boyu (λ) uyumlu olmalıdır. Aynalar arası uzaklık (L) yarım dalga boyunun (λ/2) tam katına eşit olduğunda resonatör rezonansa geçer ve bu durum denklem (3.1) ile ifade edilmektedir. L=m*(λ/2) (3.1) Dalgaların üst üste binme koşulları ortaya çıkacak olan optik dalgayı belirler. Bir ortamın herhangi bir noktasındaki bileşke dalga, bileşen dalgaların üst üste binmesiyle oluşur. Işık dalgalarının hepsi aynı doğrultu boyunca ilerler ve titreşim düzlemleride aynı olursa, bunların her biri bir tek elektrik alan bileşeni ile temsil edilebilir. Ayrıca bunların hepsi, herhangi bir zamanda birbirleriyle aynı veya zıt yönlü olacaklarından, skaler işlem görebilirler. Bundan dolayı denklem (3.2) elde edilir. Bileşke dalga ise, bu dalgaların doğrusal olarak üst üste gelmesiyle elde edilir. E=E1+E2 (3.2) 30 Şekil 3.3 Aynı fazda ve zıt fazda iki harmonik dalganın üst üste binmesi (Hecth, çev., 1999) Böylece tek bir dalga, E1 ve E2 sinüsel dalgalarının üst üste binmesiyle oluşmuş olur. Bileşke dalga harmoniktir, genliği ve fazı bileşenlerinkinden farklı olmasına rağmen frekansı bileşenlerinki ile aynıdır. Yani belirli frekansta aynı doğrultuda ilerleyen herhangi bir sayıda faz uyumlu harmonik dalganın üst üste binmesi aynı frekanslı harmonik bir dalga vermektedir. (Şekil 3.3a) Girişimde iki durum olabilir. Birinci durumda dalgalar aynı fazlıdır; tepe tepeyle üst üste biner. (Şekil 3.3a) İkinci durumda ise dalgalar 180 ° zıt fazlıdır ve tepe çukurla üst üste biner. (Şekil 3.3b) Birinci durumda, yapıcı girişimden; ikinci durumda yıkıcı girişimden söz edilir. Lazer ışığının faz uyumu birinci duruma uygun ortamı hazırlar. Ayrıca bir ışık dalgasının akı yoğunluğu, genliğinin karesiyle orantılıdır. Bir optik resonatördeki enerji azalışı resonatörün nitelik sayısı ile tarif edilmekte olup ‘Q’ sembolü ile gösterilmektedir. Resonatör bir titreştirici devredir. 31 Nitelik sayısı Q titreştirici devrenin işleyiş niteliğini tanımlamaktadır. Amaç Q’nun yüksek olmasıdır. Eğer herhangi bir nedenle optik resonatörün geometrisi bozulursa lazerin çalışması durur. Bu durum daha çok aynalardan birinin yer değiştirmesi veya tamamen kaldırılmasıyla meydana gelir. Optik pompalama devam eder ve yarı kararlı duruma pompalanan atomların sayısı epeyce artar. Bir anda rezonans oyuğunun çalşıtırılmasıyla tüm atomlar hep beraber daha alt düzeye inerken çok güçlü bir enerji ortaya çıkmaktadır. Resonatördeki titreşimin başlaması kasıtlı olarak geciktirilerek yapılan bu olaya ‘Q-anahtarlaması’ denir. Aksi taktirde rezonatördeki ışınım alanı sebebiyle uyarmayla emisyon esnasında nüfus terslenmesi sürekli olarak azalacağından, bir lazerin çıkış gücü kendiliğinden sınırlı olurdu. Q-anahtarlaması bazı kontrol sistemlerinde kullanılmıştır. Resonatörler , kararlı ve kararsız olmak üzere ikiye ayrılmaktadırlar. Kararlı rezonans oyuğunda ışın demetinin yansıma sırasında optik eksene yakınlığı ve doğrultusunda kalma eğilimi yüksektir. Kararsız yansımada ise ışın demeti her yansımada eksenden bir miktar ayrılır. Kararsız resonatörler CO2 lazeri gibi yüksek güçlü sistemlerde kullanılmaktadır. Bu şekilde ışın demeti, aktif ortamı her geçişinde daha büyük bir bölgeyi tarar ve yükseltme artar, üzerine daha büyük enerji alabilir. Resonatörlerde, sonsuz sayıda belirtgin νm frekanslı ‘boyuna (eksenel) titreşim modu’(longitudinal mode) vardır. (Şekil 3.4) Bir resonatörün boyuna titreşim modu, resonatör içinde duran dalga oluşum şeklini ifade etmektedir. Ayrıca ardışık mod frekansları arasındaki fark sabittir. Resonatör modlarının rezonans genişliği, kendiliğinden atomsal geçişlere göre oldukça dardır. Sözü edilen modlardan biri veya daha fazlasını içinde bulunduracak bir aygıtta , bu modlar resonatör içerisinde güçlendirilir. Böylece ışık bu frekanslara çok yakın bir bölgeye sınırlandırılmış olarak aygıttan çıkar. Işımalı geçiş, oldukça geniş bir frekans bölgesini oluşturur. Resonatör, bunlar arasından belli, dar frekans şeritlerini seçip, çoğaltır. Lazerin monokromatikliği sayesinde tek bir frekans şeridi bile seçilebilir. Resonatör içinde sadece tek mod oluşturmanın şartı ; modlar arasındaki farkı , geçişin frekans şerit genişliğinden daha 32 büyük yapmaktır. Böylece, geçişle sağlanan uygun frekanslar bölgesi içinde sadece bir tek mod bulunur. Örneğin; bir rubin lazerinde bir kaç santimetrelik resonatör uzunluğu bir tek mod için yeterli olur. Buna karşın, bu durum ışınıma enerji katkısı yapan aktif bölgenin uzunluğunu ve dolayısıyla çıkış gücünüde sınırlar. (Hecth, çev., 1999) Şekil 3.4 Bir resonatörde boyuna (eksenel) titreşim modlarının gösterimi (Wikipedia) 3.2.4 Odaklama Optik Elemanları Odaklama başlığı, ışını verimli şekilde fiberin sonundan parçanın üzerine iletir. Odaklama başlığına bir eksenel kamera yerleştirilir. Böylece kaynak işleminden önce ve kaynak esnasında kaynak alanını lazer ışınının yolu boyunca doğrudan izlemek mümkün olmaktadır. (Şekil 3.4) Odaklama dağıtıcı ve toplayıcı optik merceklerle sağlanmaktadır. Lazer operasyon alanına bir fiber optik kablodan geçerek bırakılabilir. Bu kablo; lazer taşıyıcı merkezi bir öz, tüm ışığın merkezde kalmasını sağlayacak şekilde ayna giydirilmiş bir bölge ve en dış kısımda ise ışığın dışarı sızmasını önleyecek bir metal ceket giydirilmiş şekilde dizayn edilmiştir. Fiberin öz çapı lazer gücüne göre değişik çaplarda yapılabilir. 33 Şekil 3.5 Odaklama başlığı (lazer kafası) prensip şeması (Unitek-miyachi) Şekil 3.6 Bir Nd:YAG odaklama başlığı (Dilthey, 2000) 34 3.3 Lazer Sistemleri Bir lazer sistemini oluşturan elemanlar ve özelliklerini inceledik, şimdi de katı ve gaz lazer sistemlerini ve temel özelliklerini inceleyelim. 3.3.1 Katı-Hal Lazer Sistemleri: Lazer kaynak işlemlerinde en çok kullanılan ışınlardan biridir. Dalga boyu yaklaşık 170 nm 3900 nm arasında değişmektedir. Sistemin ana elemanları şunlardır; -Lazer Üreteci: Nd:YAG (Lazer aracı olarak içerisinde neodinyum (Nd+3) aktif elementini barındıran YAG (Yttrium Aluminium Garnet) suni kristali kullanılmaktadır. YAG kelimesinin açınımı Yitrium (Itriyum)-Alüminyum-Granat’tır ve kimyasal formülü de Y3Al5O12’dir. Daha önceleri Y3Ga3O12 (YGaG), Gd3Ga5O12 (GdGaG) alaşımlarıda kullanılmış, en düşük optik kayıplara YAG ile ulaşılmıştır. Dalga boyu 1,06 µm olan ışınım yaymaktadır. YAG’ın lazer üretiminde kullanılmasının sebebi; oldukça sert, dayanıklı, iyi optik özelliklere ve iyi ısıl iletkenliğe sahip olmasıdır. Ayrıca Neodinyum oranı arttırıldıkça uyarılmış emisyon olayının zamanında bir azalma olduğu gözlenmiştir. Bunun sebebi Nd iyonlarının birbirleriyle reaksiyonudur.), Nd:CAM, alexandrite, zümrüt, Cr:safir, Ti:safir ve içerisinde üç değerlikli Nd+3, Ho+3, Gd+3 ,Tm+3 ,Er+3 ,Pr+3 elementleri bulunan cam. -Optik Pompalama Kaynağı -Resonatör -Odaklama Optik Elemanları: Arka Tam Yansıtıcı Ayna, Ön Kısmi Yansıtıcı Ayna, Mercekler Katı hal lazer malzemelerinin iki önemli sınıfı vardır. 1) Kristal katı hal lazer malzemeleri (Nd:YAG gibi) 2) İzotropik katı hal lazer malzemeleri (Cam gibi) 35 Katı hal lazerlerinde, istenen mekanik ve ısıl özelliklere sahip bir ev sahibi malzeme (tıpkı YAG gibi) içine istenen lazer özelliklerine sahip bir element depolanır (Neodmiyum gibi). Malzemenin yapısal ve lazer özellikleri depolanan element atomunun atomik çevresi ile ilişkili olduğundan, lazer geçişinin doğasını belirlemektedir. Nd:YAG ve Nd:CAM lazerlerinde, lazer geçişi oldukça dardır (300 K’de yaklaşık 5 Angstrom) ve 1,064 µm dalga boyundadır. Örneğin; Nd:Cam ve Nd:YAG lazerlerinde depolanan element olarak neodmiyum kullanılır. Nd:YAG lazerlerinde kristal kafes içine hapsedilmiş atom arasında, her atom iyi düzenlenmiş ve simetriktir. Nd:Cam lazerlerinde atom amorf bir yapı içindedir, en yakın çevre atomlarının her biri kötü düzenlenmiştir ve her bir atom için farklıdır. Sonuçta, lazer geçişi Nd:YAG lazerlerinden daha geniştir. (300 K’de yaklaşık 300 Angstrom) ve dalga boyu 1,062 µm (silikat cam) 1,054 µm (fosfat cam) aralığındadır. Bir çok katı hal lazerleride aktif iyonlar olarak üç katlı nadir bulunan elementler kullanılmaktadır. Bu elementler kısmi bir doluluğa sahip olan 4f kabuğuna sahiptir, ve bu kabuk etrafında çeşitli geçişler gözlemlenmektedir. Tüm üç katlı lazer geçişleri dört seviyelidir. Katı hal lazerlerinin çalışması için önemli bir faktörde pompalama enerjisinin üst lazer seviyelerine etkin bir şekilde transfer edilmesidir. Katı hal lazer sistemleri ile ilgili olarak temel bilgileride verdiğimize göre artık bu lazer sistemlerini tek tek inceleyebiliriz. 3.3.1.1 Nd:YAG Lazer Sistemi Kaynak uygulamaları için kullanılan mevcut Nd:YAG lazerlerinin ortalama çıkış güçleri 0,3-3 kW aralığındadır, fakat lazer teknolojisindeki son gelişmelerle elde edilebilir maksimum güç 4 kW’a kadar çıkmaktadır. Bu lazerler aşağıdaki modlarda çalıştırılabilirler; 1. Sürekli Mod (Biçim) 36 2. Darbeli Mod 3.Q-Anahtarlamalı Mod Yukarıdaki bu üç durum için lazer çıkış karekteristikleri Tablo 3.3’de özetlenmiştir. Tablo 3.3 Farklı uygulama koşullarında Nd:YAG lazerlerinin karekteristikleri Mod Ortalama Tepe Darbe Darbe Enerji/ Güç (kW) Gücü (kW) Süresi Frekansı Darbe Sürekli 0,3-4 - - - - Darbeli →4 → 50 0,2-20 mS 1-500 Hz → 100 Q-Anahtarlamalı →4 → 100 < 1 mS → 100 kHz 10-3 Darbeli pompalamalarda, pompa girişi lazer çıkış darbelerinin zamansal olarak şekillendirilmesiyle kontrol edilmektedir. Darbe şekillerinin düzenlenmesi sık sık kaynak koşullarının optimizasyonu için yararlıdır, (özellikle bazı Al alaşımlarının nokta kaynağı uygulamaları için.) Darbe şekillerinin düzenlenmesine ilişkin tam bir çalışmada Weedon (1987) tarafından yapılmıştır. Darbeli pompalama ∼0,1 mS’den başlayan ve sürekli mod’a kadar uzanan bir darbe genişliği imkanı sunmaktadır. Kaynak uygulamaları için kullanılan genel darbe süreleri 0,1-20 ms aralığındadır. Bu aralığın sonunda darbe tekrar frekansları 1 kHz’e ulaşabilir. Lazer güç çıkışının Q-Anahtarlaması kaynak uygulamaları için daha az yararlıdır, çünkü darbe süresi darbe tekrar frekansları 100 kHz’e kadar yükselmesine rağmen 1µs’den çok daha kısadır.(≥ 1µs) Bu darbelerde daha yüksek tepe gücü plazma oluşumunu ve gaz kesilmesini kolaylaştırmaktadır. Yüksek ortalama güçlü (≥ 1 kW) lazerlerle sürekli modda lazer nüfuziyet kaynağı mümkün olduğu halde bu durum düşük ortalama güçle sürdürülemez. (Duley, 1998) Bir Nd:YAG lazer sisteminin temel elemanları Şekil 3.5’te görülmektedir. 37 Şekil 3.7 Bir Nd:YAG lazer sisteminin temel elemanları (SLV Duisburg, 2003) Lazer Üreteci: Nd:YAG (Şekil 3.7) Pompalama Kaynağı: Nd:YAG lazer sistemini tahrik eden üç tip flaş lambası vardır. Bunlar; -Tungusten Filament Lamba: Genelde düşük güç ve verimdedir. Yaklaşık 3473º C çalışma ısısına sahiptir. -K_Hg Lambası: Aşınma etkisinden ve yüksek sıcaklıktan dolayı safir koruyucu kullanılmaktadır. Bu sebepten oldukça pahalı bir sistemdir. Çalışma ısısı yaklaşık 4000º K civarındadır. -Xe ve Kr Ark Lambası: Yüksek güçte çalışma imkanı sağlamak için su soğutmasıyla beraber kullanılmaktadır. Resonatör: Bir resonatör içinde lazer üreteci, flaş lambası bulunmaktadır. Genellikle silindirik veya eliptik iç yüzeyi yüksek yansıtma kabiliyetine sahip bir metal (altın,gümüş vb.) ile kaplanmış, bir ucunda tam, diğer ucunda kısmi (maksimum %60’a kadar) yansıtıcı aynalar bulunan eleman kullanılmaktadır. Birbirine yüz yüze bakan iki düz veya küresel (iç bükey, dış bükey) ayna 38 kullanılmaktadır. Işın üretim özellikleri bu aynalar arasındaki uzaklık ve yansıtıcı aynaların eğriliğiyle belirlenir. Ayna eğriğinin ve aralığın optimizasyonu karmaşık bir analizi gerektirmektedir; bunun sebebi lazer üretimi esnasında lazer üreteci kristali içinde meydana gelen kompleks termal etkilerdir. Lazer aracı, optik pompalama enerjisini absorbe ettiğinde ısınır. Eğer pompalama enerjisinin frekansı kristalde ısıl dinlenme zamanını aşıyorsa, kristalin sıcaklığı azalır. Bu lazer aracı kristali içindeki sıcalık düşümü gradyeni termal merceklemeye artış verir, onun vasıtasıyla kristal bir lens (mercek) gibi lazeri kırma eğilimi gösterir ki buda gücü azaltır. Lazer çubuğunun ve flaş lambasının soğutulması pompa boşluğunda akan su ile sağlanmaktadır. Şekil 3.8 Bir Nd:YAG lazer sistemi elemanları prensip şeması Şekil 3.8’de bir Nd:YAG lazer sistemi elemanları prensip şeması, Şekil 3.9’da bir Nd:YAG lazer sistemi içinde uyarılmış emisyon ve Şekil 3.10’da YAG çubuğu içinde uyarılmış emisyon olayı gösterilmektedir. 39 Şekil 3.9 Bir Nd:YAG lazer sistemi içinde uyarılmış emisyon Nd:YAG Lazer Kaynağının Avantajları: 1- Yansıtıcı metallerde daha az yansıtma 2- Düşük işletme maliyeti 3- Fiber optik ışın bırakım sistemi. Şekil 3.10 Bir katıhal lazer kristali içindeki uyarılmış emisyonun yakından gösterimi 40 3.3.1.2 Nd:CAM Lazer Sistemi Lazer Üreteci: Lazer aracı olarak içerisinde neodinyum (Nd+3) aktif elementi depolanmış cam kullanılmaktadır. Optik özellikleri çok iyi olmasına karşın, düşük bir ısıl iletkenliğe sahiptir. Darbeli veya Q-anahtarlamalı şekilde dizayn edilebilir. Lazer çubuğunun boyu Nd:YAG sisteminde kullanılanlara göre oldukça uzundur. Pompalama kaynağı ve rezonans boşluğu geometrisi ve özellikleri Nd:YAG sistemine benzerdir. Ancak boşlukta kullanılan flaş lambası sayısı daha yüksektir. 3.3.1.3Ruby Lazer Sistemi Lazer Üreteci: İçine 0.001 oranında aktif element olarak Cr+3 (Cr2O3) iyonu depolanmış Al2O3 kristalinden yapılmıştır. Yani aktif ortam sentetik açık pembe bir yakuttur. Silindirik çubuğun her iki ucu eksene dik doğrultuda kesilmiş ve parlatılmıştır. Bir ucu tamamen ikinci ucu ise kısmen gümüş kaplanmıştır. Bu şekilde bir rezonans oyuğu oluşturulmuştur.Yüksek ısıl iletkenliğe, iyi optik kaliteye sahip oldukça sert ve dayanıklıdır. İlk geliştirilen lazer sistemidir. (Şekil 3.11) Şekil 3.11 Bir Ruby lazer sistemi ve ana elemanları 41 Optik pompalama, lazer çubuğunun etrafına sarılmış bir helisel flaş tüpü ile sağlanmaktadır. Flaş tüpünün ateşlenmesiyle birkaç milisaniyelik şiddetli bir ışık patlaması olur. Bu esnada enerjinin bir kısmı Cr+3 iyonlarını uyarır, geri kalanı ise ısı enerjisi şeklinde kaybolur. İyonlar çok kısa sürede uyarılmış duruma geçerler. İyonlar taban durumlarına dönerlerken yakut kristali kırmızı ışımasını yapar. Işıma tüm doğrultularda olur ve faz uyumu yoktur. İşte bu durumda optik pompalama hızı arttırılırsa ‘nüfus terslenmesi’ oluşur. Kendiliğinden yayınan fotonlarla olay başlatılır. Enerji yarı kararlı atomlardan ışık dalgasına aktarılır. Dalga aktif ortam içinde gidip gelerek gelişimini sürdürür. Kısmen gümüşlenmiş uçtan bir ışık atması olur. Lazer karekteristikleri lazer çubuğunun sıcaklığıyla yakından ilgili olduğundan dolayı efektif bir soğutma işlemi gerekmektedir. 3.3.2 Gaz Lazer Sistemleri 3.3.2.1 CO2 Lazer Sistemi Yüksek ve devamlı güç (50 kW’a kadar) elde edilebilen bir lazer sistemidir. Diğer sistemlere göre verimi en yüksek olan sistemdir. Çıkış verimi; çıkış lazer gücünün elektriksel giriş gücüne oranı olarak tanımlanır ve %10’a yaklaşır. Lazerin üretimi bir doğru akım kaynağıyla veya radyo frekanslarıyla sağlanabilmektedir. Dalga boyu 9-11 µm arasında değişen kızıl ötesi ışınım yayarlar. Ancak en çok kullanılan dalga boyu 10,6 µm’dir. Şekil 3.12’de bir CO2 lazer üretim sistemi görülmektedir. Şekil 3.12 CO2 lazer üretim sistemi 42 Gaz lazer sistemlerinde aktif ortam olarak bir gaz karışımından faydalanılmaktadır. CO2, N2, He gazlarının karışımı tüp içersine sürekli olarak pompalanır. Bu işlemin amacı, tüp içinde lazer olayının meydana geldiği esnada oluşabilecek bozulma ve yığılmaları engellemek içindir. CO2 gazı lazer ışığını oluşturmaktadır, N2 molekülleri CO2 moleküllerinin uyarılmasına yardım ederler ve ışık üretimi işleminin verimini arttırırlar. Helyum burada ikili rol oynamaktadır. Gaz içerisindeki ısı transferine ve ayrıca CO2 moleküllerine taban enerji konumlarına geri dönmelerinde yardımcı olmaktadır. Tüp su soğutmalı olup, katı hal lazer sistemlerinde olduğu gibi iki ucuna tam ve kısmi yansıtıcı aynalar yerleştirilmiştir. Bir gaz lazer sistemi Şekil 3.13’de ve gaz lazer sistemi ve prensip şeması Şekil 3.14’de verilmiştir. Şekil 3.13 Bir CO2 lazer sistemi (Dilthey, 2000) CO2 Lazer Kaynağının Avantajları: 1- Yüksek elektriksel verim 2- Düşük işletme maliyeti 3- Kolayca yüksek güçlere ölçeklendirilme imkanı 43 CO2 lazerlerin en büyük dezavantajı ise yansıtma katsayısı yüksek olan malzemelerin kaynak işlemi esnasında çok büyük yansıma göstermesidir. Şekil 3.14 Bir gaz lazer sistemi genel prensip şeması CO2 ve Nd:YAG lazer ışınlarının yansıma yüzdeleri derinlik/odak çapı’na bağlı olarak Şekil 3.15’te görülmektedir. Şekil 3.15 Farklı dalga boylarındaki lazer ışınının metal yüzeyinden yansıma yüzdeleri (Dilthey, 2000) BÖLÜM DÖRT METALURJİK AÇIDAN LAZER KAYNAĞI 4.1 Lazer İletim ve Nüfuziyet Kaynağı Lazer kaynağı temassız yüksek enerjili bir ışın kaynağıdır. Kaynak, şiddetli lazer ışınının mili-saniyelerle hesaplanan mertebelerde malzemeleri hızlı bir şekilde ısıtmasıyla yapılmaktadır. Lazerler malzeme tarafından absorbe edilebilecek ve daha sonra ısı enerjisine çevrilebilecek ışık enerjisi üretirler. Lazerin enerji yoğunluğu ışık dalgalarının konsantrasyonuyla sağlanır. Biz ışık ışınını elektromagnetik spektrumun görünür veya kızıl ötesi bölümünde kullanmakla, optik elemanlarla odaklayarak enerjiyi tam noktasına yüksek bir yoğunlukla bırakabilmekteyiz. Küçük alanlara ısıl enerji uygulamakta lazerler kadar verimli bir diğer metod yoktur. Lazer çıkışı elektriki değildir, elektriki süreklilik gerektirmez dolayısıyla magnetik olarak bir etkisi yoktur. Lazer kaynağı, sürekli (CW), darbeli (Pulsed) veya Q-anahtarlamalı (darbe içerisinde lazer konsantrasyonunun arttırılması) modda çalıştırılabilir. Darbeli operasyonlar genellikle lazerin ısısını azaltmak için kulanılırlar. Buna karşın, bir çok durumda, darbeli operasyonlar Q-anahtarlaması ve mod-kilitlenmesi (zaman içindeki darbe genişliğinin kısaltılması) gibi tekniklerle kombine olarak kullanılırlar. Q anahtarlamalı ve mod kilitlemeli lazerler çok yüksek zirve güç yoğunluklarının konsantrasyonunda, bağıl olarak kısa darbe uzunlukları sağlama kabiliyetine sahiptirler. Sürekli lazerlerde optik pompalama kaynağı, devamlı olarak yanan yüksek basınçlı bir lambadır. Lazer çıkışıda süreklidir. (Zamana göre değişmeyen, sabit bir güç değerindedir.) Darbeli lazerlerde, optik pompalama kaynağı olarak bir flaştan faydalanılır. Salınım titreşimleriyle yüksek amplitütlü (genlikli) titreşimlerden oluşan ışık darbeleri verirler. Q-anahtarlamalı lazerde ise, optik pompalama kaynağı bir tüp 44 45 flaştır. Diğerlerine benzer yapıya sahiptir. Burada lazer resonatörünün içindeki aynalardan birinin yansıtma gücünü kontrol imkanı vardır. Bu sayede lazer aracındaki atom topluluğunun dengesini bozmak ve bu denge bozulması maksimum olduğunda titreşimi başlatmak mümkün olmaktadır. Bir kaç nanosaniyelik büyük tepe güçlü tek tek darbeler elde edilir. Metal malzemeler üzerindeki lazer ışın absorbsiyonu ve kaynak mekanizması, lazer ışınının güç yoğunluğuna bağlı olarak aşağıda gösterilen üç şekilde sınıflandırılmaktadır. (Şekil 4.1) (1)Metal yüzeyinden ısıl iletime bağlı olarak kaynak edilir. (2)Kaynak yüzeyinde absorbsiyon ve buharlaşma meydana gelir. < İletim Biçimi > Düşük (3) Kaynak edilmiş metal parlak ışık yayar, bir anahtar deliği oluşturur. (4) Kaynak edilmiş metal anahtar deliğinden püskürür. < Nüfuziyet Biçimi > < Delme > Güç Yoğunluğu Yüksek Şekil 4.1 Lazer ışınının güç yoğunluğuna bağlı olarak sınıflandırılması Lazer ışınının verilişinin esnekliğine (güç yoğunluğu ve süre) göre üç çeşit kaynak yapılabilmektedir.Bunlar; 1.İletim Biçimi (Şekil 4.2) 2.İletim-Nüfuziyet Biçimi (Şekil 4.3) 3.Nüfuziyet veya Anahtar Deliği (Keyhole) Biçimi (Şekil 4.2) 46 Şekil 4.2 Lazer iletim kaynağı Şekil 4.3 Lazer iletim kaynağı ve nüfuziyet kaynağı (Dilthey, 2000) Lazer iletim kaynağında, Şekil 4.2’de görüleceği üzere düşük enerji yoğunluğuyla yüzeysel derine inmeyen, sığ ve geniş bir kaynak dikişi oluşturulur. Lazer Nüfuziyet kaynağında ise derin ve dar bir kaynak dikişi oluşturulur. Lazerin odaklanmasıyla bir noktayı ergime sıcaklığının üzerine ısıtarak erimiş metal içerisinde buharla çevrelenmiş bir ergime bölgesi oluşturulur.(Şekil 4.4) Metalin bir kısmı buharlaşıncaya kadar ısınarak bir boşluk (delik) oluşturur. Bu oluşturulan boşluk iyonize edilmiş metalik gaz ile plazma dolarak verimli olur. Buharlaşmış metal, çevreleyen sıvıyı buhar basıncıyla arkasında tutarak, iş parçası boyunca aşağıya doğru anahtar deliği olarak adlandırılan bir silindirik hacim oluşturur. Buhar iyonize olarak gelen lazer ışınımını absorbe eder ve enerjiyi anahtar deliği etrafındaki 47 ergimiş metal boyunca sevkeder. Böylece deliğin etrafındaki malzeme lazer ışınından gelen tüm enerjiyi soğurur. Böylece lazer enerjisinin % 95 civarı bir silindirik hacim içerisine hapsedilir. Anahtar deliği içerisindeki sıcaklık 25000º C’ye kadar ulaşabilir. Enerji tüm anahtar deliği (silindirik hacim) boyunca transfer edildiğinden lazer plazma kolonu içerisinde kayıp vermeden derine inebilir (nüfuz eder). Anahtar deliği tekniğini çok verimli kılan temel sebepte budur. Lazer kafası ve iş parçası arasındaki bağıl hareket anahtar deliğinin malzeme boyunca hareketiyle bir dikiş kaynağı oluşumunu sağlar. Anahtar deliği hareket ettiğinde, sıvı metal onun ön yüzeyinden arkasına doğru akar ve orada katılaşır. Bu akış, ergimiş metalin yüzey gerilimi ve sıcaklığın sebep olduğu değişimlerle sürdürülmektedir. Şekil 4.4 Lazer nüfuziyet kaynağı Nüfuziyet kaynağının çok verimli olmasının sebepleri şunlardır; -Buhar kanalı lazer ışınını hapsederek, yansımayla olan enerji kaybını azaltmaktadır. Buhar kanalı içinde lazer kayıp vermeden derine iner. -Anahtar deliği bir silindirik ısı kaynağı gibi hareket etmekte, iş parçası yüzeyini aşağıya doğru genişleterek ergime bölgesinin dışındaki ısıl iletimle enerji kaybını azaltmaktadır. 48 Şekil 4.5 Lazer nüfuziyet kaynağının üç boyutlu gösterimi İletim ve nüfuziyet kaynağı arasındaki en temel fark; iletim kaynağı esnasında kaynak banyosu aralıksızdır, lazer ışını tarafından kesilmemiş olmasıdır. Ancak nüfuziyet (anahtar deliği) kaynağında kaynak banyosu boyunca açılır ve lazer ışınının ergimiş banyonun içine girmesine izin verir. İletim kaynağı sistem için daha az rahatsızlık vericidir, çünkü lazer ışınımı kaynak edilmiş malzeme içine nüfuz etmez. Sonuçta iletim kaynakları, kaynak esnasında daha az gaz tutucu özelliğe sahiptir. Nüfuziyet kaynağı ise kaynak banyosunun aralıklı kapanmaları nedeniyle gözenekliliğe neden olabilmektedir. Şekil 4.6’da bir nüfuziyet kaynağında oluşum basamakları görülmektedir. Şekil 4.6 Bir nüfuziyet kaynağında oluşum evreleri Çeliğin iletim ve nüfuziyet kaynağında enerjiyi absorbe etme yüzdesi, enerji yoğunluğuna bağlı olarak Şekil 4.7 ’de verilmiştir. Enerji yoğunluğunun artmasıyla, 49 malzemenin enerji absorbe etme yüzdeside artmakta ve iletim kaynağından nüfuziyet (anahtar deliği) kaynağına geçilen bir durum oluşmaktadır. Şekil 4.7 Çeliğin enerji absorbe etme davranışı (Rath Manufacturing) Şekil 4.8 Nüfuziyet kaynağında buhar kolonu oluşumu ve kaynak banyosunda yarattığı hareketler 50 4.1.1 Lazer Kaynağının Avantajları: 1. Lazer gücüne ve malzemeye bağlı olarak 10 m/dakika’nın üzerinde yüksek kaynak hızlarına olanak sağlar. 2. Çok düşük ısı girdisi. (Deformasyon ve distorsiyonlar çok azdır veya hiç yoktur.) 3. Çok iyi imalat hızı; güçlü ve güvenilir kaynak dikişi. 4. Estetik açıdan güzel görünüm, taşlama gerektirmez. 5. Yüksek derinlik/genişlik oranına sahip dar kaynak dikişi. 6. Hızlı soğumadan dolayı küçük Isı Tesiri Altında Kalan Bölge (ITAB-HAZ); ana malzeme hemen hemen hiç etkilenmez. Sonuçta distorsiyon çok az olur veya hiç olmaz. 7. Konvansiyonel kaynak yöntemleriyle ulaşılamayacak yerlerde kaynak imkanı. 8. İstenilen her birleştirme şekli elde edilebilir. 9. Esnek, basit ve çabuk kaynak işlemi. 10. Otomasyona oldukça elverişli. 11. Endüstriyel bir işlemdir, sürekli üretime açıktır. 12. Diğer kaynak yöntemleriyle kaynak edilmesi zor malzemelerin kaynağı yapılabilir, özellikle farklı malzemelerin kaynak işlemlerinde oldukça iyi sonuçlar elde edilebilir. 13. Lazer çıkışı elektriki değildir,elektriki süreklilik gerektirmez dolayısıyla magnetik olarak bir etkisi yoktur. Konvansiyonel kaynak yöntemlerinin bir kısmında görülen magnetik üfleme söz konusu değildir. 14. Şeffaf malzemelerin kaynağı yapılabilir. 51 Şekil 4.9 Lazer kaynağının en iyi çözüm olduğu uygulamalar 4.1.2 Lazer Kaynağının Dezavantajları: 1. Sertleştirilebilir malzemelerde son derece sert kaynak dikişi; hızlı ısıtma ve soğutmaya bağlı soğuk çatlak veya sıcak çatlak oluşabilir. 2. Diğer bir çok kaynak yöntemiyle karşılaştırıldığında çok yüksek yatırım masrafları gerektirir. Ancak kaynak kalitesinin iyileşmesi,zaman tasarrufu, düşük işletme ve bakım giderlerine sahiptir. 3. Kaynak işleminde nüfuziyet derinliğinin 0,1-8 mm arasında olması, özellikle kalın parçaların kaynağında kullanımını sınırlamaktadır. 4. Kullanılan lazerler göze veya deriye direkt veya dolaylı olarak temas ettiklerinde ciddi sağlık sorunlarına neden olmaktadırlar. Bundan dolayı, lazerin radyasyon tehlikesine karşı uyarı işaretleri, lazer çalışırken yanan ikaz lambaları kullanmak gerekmektedir. Lazer operasyonu eğitim ve tecrübe gerektirmektedir. Çalışan personelin lazerin tehlikelerinden haberdar olması gereklidir. 5. Lazer ekipmanlarındaki, optik elemanların korunması bakımından temiz bir çevre gerektirmektedir. 6. Özellikle yüksek yansıtma kabiliyetine sahip malzemelerin kaynağında ek tedbirler almak gerekebilir. (Örneğin; yüzeyin siyah boya ile boyanması, grafit, manganez vb. maddelerle kaplanması gibi) 52 4.2 Metalik Malzemelerin Lazer Kaynağı Metallerin kaynak edilmesi lazerlerin ilk endüstriyel uygulamalarındandır. Doğrudan yoğun bir radyasyon (ışınım) dalgasının uzak bir bölgeye, bir optik sistem kullanarak verilmesi teknolojinin tanıdığı imkan sayesinde farkedilmiştir. Sonuçta, lazer kaynak yöntemlerinde ve lazer kaynağının çeşitli endüstriyel şartlarda metallerin birleştirilmesinde standart bir işlem olarak benimsenmesinde hızlı bir gelişim olmuştur. 4.3 Lazer Kaynağında Kaynak Edilebilirlik Lazer kaynağı metalleri birleştirmeye yeni bir esneklik kazandırmasına ve lazer kaynakları genellikle yüksek kaliteye sahip olmasına rağmen, lazer kaynağı her derde deva olan bir ilaç değildir ve yüksek kaliteli lazer kaynakları sadece önemli proses değişkenlerinin optimizasyonundan sonra elde edilebilir. Bu değişkenlerden bazıları şunları kapsar; -Birleştirme Dizaynı ve Hazırlanması -Kaynak Termal Çevrimi -Gaz Akışı ve Kompozisyon -Ön Isıtma (Şayet gerekliyse) -Doldurucu Tipi ve Besleme Hızı -Alaşım Kompozisyonundaki Değişiklikler Isı Tesiri Altındaki Bölgeye Termal Etkileri (Duley, 1998) 53 Şekil 4.10 Çeşitli malzeme çiftlerinin kaynak edilebilirliği (Wirth, 2004) Tablo 4.1’de farklı metallerin birbirleriyle kaynak edilebilirliğine ilişkin bilgi ve Şekil 4.10’da çeşitli metallerin kaynak edilebilirliğine ilişkin bazı genelleştirmeler özetlenerek verilmiştir. Farklı metallerin kaynağında kusursuz kaynak özellikleri için iyi bir katı çözünebilirliği gereklidir. Buda sadece uyuşabilir ergime sıcaklıklarına sahip malzemeler, örneğin Nikel ve Kobalt için başarılabilir. Diğer malzemelerde; örneğin Al ve Fe gibi , bir bileşenin ergime sıcaklığı diğerinin buharlaşma sıcaklığına yakın olduğundan nüfuziyet yetersizliği söz konusudur ve sık sık intermetalik fazlarda çatlak oluşumunu beraberinde getirir. Son zamanlarda farklı metal kombinasyonlarının lazer kaynağı değerlendirmesi Sun ve Ion (1995) tarafından yapılmıştır. Tablo 4.1 Çeşitli malzemeler ve bu malzemelerin lazerle kaynak edilebilirliğine ilişkin yorumlar MALZEME Aluminyum 1100 YORUMLAR İyi kaynak edilir. Çatlak veya dönüşüm sertleşmesi problemi yoktur. Aluminyum 2219 Çatlak problemi yoktur. İlave metal gerekmez. Aluminyum 2024 Sızdırmaz dikiş için 4047 Al gerektirmektedir. Çatlak 54 /5052/6061 oluşumu görülebilir. Bronz(Cu-Zn) Çinko gaz çıkışı iyi bir kaynağı önler. Berilyum Bakır Kaliteli kaynak edilir. Bakır içeriği düşük alaşımların yansıtması düşük olduğundan dolayı daha iyi kaynak edilir. Zehirli Berilyum oksit gazlarından dolayı bir güvenlik tehlikesi vardır. Bakır Uygulama alanı genellikle nokta kaynağıyla sınırlıdır. Yüzey yansıtmasını yenmek gerekmektedir. için Kaplama yüksek enerji yapılarak seviyeleri kaynaklanabilirliği arttırılabilir. Hastelloy-X Sıcak kısalık çatlamasını önlemek için yüksek dalga hızında çalışma gerektirmektedir. İyi kaynak edilir. Molibden Genellikle kaynakları kırılgandır, yüksek dayanımın gerekmediği yerlerde kullanımı uygun olabilir. İyi kaynak edilir. Inconel 625 Derin nüfuziyetli kaynaklarda gözeneklilik eğilimi vardır. Monel Kaliteli tok kaynak dikişi ve iyi nüfuziyete sahiptir. Nikel Kaliteli tok kaynak dikişi ve iyi nüfuziyete sahiptir. Karbonlu Çelik Kaynak içeriği % 0.25’in altında ise iyi kaynak dikişi, eğer daha yüksekse kırılgan ve çatlak oluşumuna müsait kaynak dikişi elde edilir. CO2 ve Nd:YAG lazerleriyle iyi kaynak edilir. Galvanizli Çelik Ciddi çinko kaynaması gözeneklilik yaratabilir. Paslanmaz Çelik, 3030 ve 303SE dışında iyi kaynak edilir.304 ve 304L 300 mükemmel kaynak edilir. 316 ve 316L Cr/Ni oranı 1,7’den büyükse iyi kaynak edilir. Diğer 300 serisi test gerektirir. Paslanmaz Genellikle kaynakları oldukça kırılgandır; ön ve son ısıl işlem Çelik,400 gerektirebilir. Paslanmaz Çelik Dayanımı arttırmak için kaynak sonrası ısıl işlem gerektirebilir. Tantal Tok kaynak dikişi, oksidasyona karşı özel tedbirler almak 55 gerekir. Titanyum Tok kaynak dikişi, oksidasyona karşı özel tedbirler almak gerekir. Tungusten Kırılgan kaynaklar, yüksek enerji gerektririr. Zirkonyum Tok kaynak dikişi, oksidasyona karşı özel tedbirler almak gerekir. Magnezyum İyi CO2 lazer kaynakları elde edilir. 4.4 Lazer Kaynak Yönteminde Birleşme Mekanizması Lazer kaynağı bir ergitme kaynağı işlemidir, malzemeler ergitilmiş ara yüzeylerinden birleştirilir ve sonra katılaşma meydana gelir. Böyle işlemlerde üç farklı bölge oluşur; kaynak işlemiyle herhangi bir değişim göstermeyen ana metal, kaynak esnasında ergimiş malzeme tarafından oluşturulmuş ergime bölgesi ve ana metalde kaynak ısısıyla bazı değişikliklerin olduğu ısı tesiri altında kalan bölge (ITAB). Kaynak işlemi yapılırken en çok endişe duyulan konu, olası düşük ısı miktarıdır. Bu bakımdan lazer kaynağının en verimli metodu derin nüfuziyet veya anahtar deliği olarak adlandırılan yöntemdir. Lazer kaynağı mekanizmasını anlamak için, kaynak banyosundaki sıvının kaynak geometrisi üzerindeki etkisini incelemek gerekmektedir. Lazer kaynağında kaynak banyosu üç kuvvetin etkisi altındadır. Kaynak banyosu içindeki sıvı akışı için en önemli itici güç, kaldırma kuvvetinin oluşturduğu gerilmeyi, yüzey gerilimi değişiminin oluşturduğu kesme gerilmesini ve plazma tarafından banyo yüzeyine etki eden kesme gerilmesini kapsamaktadır. Kaldırma kuvveti için, sıvı metal yoğunluğunun artan sıcaklıkla azaldığını dikkate almalıyız. Çünkü lazer ısı kaynağı, banyo yüzeyi merkezinin üzerine yerleştirilir. Dolayısıyla banyonun merkezindeki sıvı metal daha sıcak, banyo kenarlarındaki ise daha soğuktur. Öyleyse yerçekimi kuvveti, banyo sınırındaki daha ağır sıvı metalin batmasına sebep olur. Sonuç olarak; sıvı metal banyo sınırı boyunca alçalır ve banyo ekseni boyuncada yükselir. Kaldırma kuvvetinin sebep olduğu ısı yayılımı banyo 56 ekseninde maksimum hız meydana getirir, ısıtma ve ergimedeki metal genleşmesinden dolayı banyo yüzeyi iş parçasından birazcık yukarıdadır. Şekil 4.11 Kaynak banyosu konveksiyonu için itici kuvvetler: .(a) kaldırma kuvveti, (b) yüzey gerilim gradyanının neden olduğu kesme gerilmesi, (c) plazmanın neden olduğu kesme gerilmesi (Kou, 2002) Yüzey gerilimi değişiminin neden olduğu kesme gerilmesi için, yüzey aktif elementinin yokluğu durumunda yüzey gerilimi γ, sıcaklığın artmasıyla azalmaktadır.( ∂γ / ∂T < 0 ) Şekil 4.11’den de görüldüğü gibi, kaynak banyosu yüzeyinin merkezindeki düşük yüzey gerilimine sahip sıcak sıvı metal banyo yüzeyi kenarlarındaki daha yüksek yüzey gerilimine sahip daha soğuk sıvı metal tarafından dışarıya doğru çekilir. Diğer taraftan, yüzey gerilimi değişimi tarafından banyo yüzeyi boyunca bir dış kesme gerilmesine neden olur. Şekil 4.11 ’de görüldüğü gibi 57 bu durum sıvı metalin banyo yüzeyi merkezinden kenara akışına ve banyo yüzeyi altında dönmesine neden olur. Heiple ve diğerleri bu konuda bir model önermişlerdir; sıvı metal içinde küçük fakat önemli bir miktarda bir yüzey aktif elementi olduğu zaman ∂γ / ∂T negatiften pozitife değiştirilebilir, böylece Marangoni konveksiyonu meydana gelir ve kaynak banyosunu daha derin yapar.(Kou, 2002) Çok az bir miktardaki yüzey aktif elementinin varlığı banyoyu daha derin yapar. Isıl dinamikler böyle bir elementin varlığında yüzey geriliminin artan sıcaklıkla arttığını gösterebilir. ∂γ / ∂T > 0 Akış doğrultusu tercih edilen konvektif ısı transferi yönüne yani ısı kaynağından banyo altına doğru çevrilirse daha derin bir banyo üretilebilir. Daha önceki çalışmalarda yapılan fiziksel simülasyonun sonuçları Marangoni konveksiyonunun kaynak banyosu şekli üzerindeki önemli etkisini anlamak bakımından önemlidir. Marangoni konveksiyonu, yüzey-gerilimi-itici konveksiyonu veya termokapiler konveksiyon olarakta adlandırılır ve kaynak nüfuziyet derinliği üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Şekil 4.12’de herhangi bir yüzey aktif elementi içermeyen bir kaynak banyosundaki Marangoni konveksiyonu görülmektedir. Bir sıvı içerisindeki yüzey aktif elementi, örneğin sıvı çelikte kükürt, sıvının yüzey gerilimini ve sıcaklığa bağımlılığını kayda değer bir şekilde düşüren bir elementtir. Hız profilinde görüldüğü üzere, banyo yanındaki sıvı akışı dışa doğrudur ve maksimum vs hızıyla banyo yüzeyine teğettir. Burada s indisi tanjant doğrultusunu göstermektedir. Banyo yüzeyindeki dış nokta kayma gerilmesi τ ns = (− µ∂v s / ∂n > 0 ) banyo yüzeyi boyunca oluşan yüzey gerilimi değişimleri tarafından oluşturulmuştur. ∂γ / ∂s(> 0) Burada n indisi normal doğrultuyu göstermektedir, µ viskozite ve γ yüzey gerilimidir. 58 Şekil 4.12 Kaynak banyosunda odaklanmamış bir lazer ışınının (ark boyutlarında) sebep olduğu marangoni konveksiyonu (Kou , 2002) Bu yüzey gerilimi değişimleri ∂γ / ∂s(= ∂T / ∂sx∂γ / ∂T ) hem banyo yüzeyi boyunca sıcaklık değişimlerine ∂T / ∂s(< 0) , hemde yüzey geriliminin sıcaklık bağımlılığına ∂γ / ∂T (< 0) sebep olurlar. Sıvı banyo yüzeyi boyunca merkezden (sıcaklık yüksek, yüzey gerilimi düşük) kenara doğru çekilir. Bundan dolayı banyo yüzeyi boyunca olan dış akış yüzey akışı olarak, banyo içindeki akışta dönüş akışı olarak adlandırılır. Kaynak banyosu içinde nüfuziyeti arttırmak için dönüş akışı yüzey akışından çok daha kuvvetli olmalıdır. Çelik için kullanılan yüzey aktif elementleri S, O, Se ve Te’dur. Marangoni konveksiyonu tersine çevrildiğinde, banyo kenarı yüzeyindeki düşük yüzey gerilimli soğuk sıvı metal, banyo yüzeyi merkezinin yanındaki daha yüksek yüzey gerilimli daha sıcak sıvı metal tarafından içeriye doğru çekilir ve bu model konveksiyonla ısı transferinin ısı kaynağından banyonun altına doğru olmasını desteklemektedir. Plazma yüksek hızla banyo yüzeyinden dışarı doğru hareket etmektedir, bu banyo yüzeyinde bir dış kesme gerilmesi oluşturur. Buda sıvı metalin banyo yüzeyi merkezinden banyo kenarına akmasına ve banyo yüzeyi altına dönmesine neden olur. Türbülansın etkisi ve ayrıca kaynak banyosundaki akışkan dinamiği yapılan bazı çalışmalarda dikkate alınmıştır. Laminer akış varsayımı ile, kaynak derinliği hakkında tahminler yapıldığından dolayı türbülansın daha kabul edilebilir bir 59 yaklaşım olduğu kanıtlandı. Ayrıca çalışmalar viskozitenin artmasını ve konveksiyonda yavaşlama sonucunuda kapsamaktadır. (Han, 2004) Şekil 4.13 Lazer ışını çapının akış paterni üzerindeki etkisi (Kou , 2002) Şekil 4.12’den görüleceği üzere maksimum hız banyo yüzeyindedir, dış yüzey akışı iç dönüş akışından çok daha hızlıdır ve sıvı akışı merkezleri banyo kenarına yakındır. Bu özellikler banyo içerisindeki Marangoni konveksiyonunun yer çekimi tarafından oluşturulmuş konveksiyona baskın olmasını teşvik etmektedir. Artan ışın gücü (0,5’ten 5,4 W’a) ve azalan ışın çapı (5,9’dan 1,5 mm’ye) Marangoni konveksiyonunu güçlendirmektedir. Bununla beraber azalan ışın çapı kaynak nüfuziyeti üzerinde daha büyük ve kayda değer bir etkiye sahiptir. (Şekil 4.13) 60 Şekil 4.14 Lazer ışını gücünün akış paterni üzerindeki etkisi (Kou , 2002) Marangoni konveksiyonu, kaynak banyosu içindeki elektromagnetik kuvvet ve arkın aerodinamik sürükleme kuvveti tarafından engellendiğinden dolayı ark kaynağında araştırılamaz. Ark kaynağında iletim eritilen üst yüzey boyuncadır (iletim kaynağı olarak adlandırılır) ve lazer ışını tarafından üretilene benzer bir buhar kolonuda oluşmaz. Marangoni konveksiyonunun büyüklüğünü ölçmek için kullanılan boyutsuz sayıya “Marangoni Sayısı” adı verilmektedir ve denklem (4.13) ile ifade edilmektedir. Ma = − ∂γ (∆T )L ∂T (4.13) µα Burada; ∂γ : Yüzey geriliminin sıcaklık katsayısı ∂T ∆t : Banyo yüzeyi merkezi ve sınırı arasındaki sıcaklık farkı L : Karekteristik uzunluk µ : Dinamik viskozite α : Isıl geçirgenlik (Kou, 2002) 61 4.5 Lazer Kaynağı ve Konvansiyonel Kaynak Yönteminde Isı Etkisi Altında Kalan Bölgelerdeki Mikroyapılar Kullanılan malzemeye ve kaynak yöntemine bağlı olarak kaynak bölgesindeki malzeme, ısıl çevrimler nedeniyle meydana gelen iç yapı değişimlerinden dolayı olumsuz bir şekilde etkilenmektedir. Şekil 4.15’de konvansiyonel bir kaynak yöntemi ve lazer kaynak yöntemi kullanılarak yapılan kaynaklarda ısı tesiri altında kalan bölgeler karşılaştırılmıştır. Şekil 4.15 Konvansiyonel kaynak yöntemi ve lazer kaynak yönteminin ısı tesiri altında kalan bölgeler açısından karşılaştırılması (Dilthey , 2000) Şekil 4.15’da görüldüğü üzere lazer kaynak yöntemiyle yapılmış olan birleştirmede konvansiyonel kaynak yöntemine göre hem kaynak dikişi, hemde ITAB oldukça dar bir bölge oluşmakta ve bunun sonucunda ana metalde ısıl etkiler minimuma inmektedir. Görüldüğü üzere konvansiyonel kaynak yöntemiyle yapılan kaynak işleminde toplam altı bölge varken, lazer kaynak yöntemiyle yapılan birleştirmede sadece beş bölge oluşur. Konvansiyonel kaynak yöntemiyle yapılan birleştirmede ergime 62 bölgesi (kaynak metali), kısmi ergime bölgesi, kaba tane bölgesi, ince tane bölgesi, yarı dönüşmüş bölge ve ana malzeme olmak üzere altı bölge vardır. Lazer kaynak yönteminde ise çok daha dar bir ergime bölgesi, daha dar kısmi ergime bölgesi, ince tane bölgesi, yarı dönüşmüş bölge ve ana malzeme olmak üzere beş bölge vardır. Lazer kaynak yöntemiyle yapılmış olan birleştirmede üçüncü bölgenin oluşmadığı görülmektedir. Bu yöntemde hızlı soğumadan dolayı, konvansiyonel kaynak yönteminde oldukça geniş bir alanı kapsayan kaba tane bölgesi oluşmaz. Bu da lazer kaynağında olduça yüksek dayanım sağlamaktadır. Şekil 4.16 Konvansiyonel kaynak yöntemi ve lazer kaynak yönteminin maksimum sıcaklık açısından karşılaştırılması (Dilthey, 2000) Şekil 4.16’da da konvansiyonel ve lazer kaynak yönteminde ortaya çıkan maksimum sıcaklıklar karşılaştırılmıştır. Görüldüğü üzere lazer kaynağında sıcaklık Ac1 ’in oldukça üzerindedir. (Dilthey, 2000) BÖLÜM BEŞ LAZER KAYNAĞINDA KAYNAK PARAMETRELERİ Lazer kaynak yönteminde kaynak parametrelerinden önce lazer kaynağında ışın bırakımı ve lazer kaynağında ısıl çevrim konularını ele alalım. 5.1 Lazer Kaynağında Işın Bırakımı Başarılı bir lazer kaynak prosesi için lazer ışınının iş parçasına gönderilmesi oldukça kritik bir faktördür. Ve bu işlem ‘ışın bırakımı’ olarak adlandırılır. Bu işlemde kontrol edilecek parametreler aşağıdakileri kapsamaktadır; 1. Işın merkez hattı pozisyonunun kaynak dikişine göre durumu 2. Işın odaklama düzlemi pozisyonunun yüzeye göre durumu 3. Işın yoğunluğu (Uzaysal ve geçici dağılımı) 4. Kaynak hızı 5. Kaynak yerindeki, takip eden kenar boyunca ve kaynağın alt tarafındaki ortam atmosferi. Bazı kaynak uygulamalarında, yukarıdaki faktörler kaynak edilecek parçanın geometrisi ve tüm kaynak işlemi boyunca sürdürülmesi gereken hassas toleranslı yerleştirmeden de etkilenir. Ayrıca bunlara parçaların mengeneyle sıkıştırılması, mengeneyle sıkıştırmadan önce kenar hazırlığı ve minimum distorsiyon olacak şekilde sistem dizaynı gibi çeşitli sınırlamalarda eklenir. Bir boyutlu kaynak uygulamalarında, (örneğin otomobil gövdeleri), en uygun çözüm basit tek eksenli kaynak istasyonunda sabitlenmiş bir kaynak başlığı altında parçaların ayarlanmış doğrusal bir iz boyunca ilerlediği uygulamadır. Lazer odaklaması kaynak yüzeyine bağlı olarak uygun bölgeye yerleştirilir ve kaynak işlemi boyuncada değiştirilmez. (Şekil 5.1) 63 64 Şekil 5.1 Tek eksenli bir kaynak istasyonunda bir boyutlu kaynak uygulaması Lazer ışınının merkez hattının pozisyonu kaynak edilecek parçalar arasındaki birleştirmeye bağlı olarak bir sabitlenmiş bölgeye yerleştirilir. Kenar hazırlığına dayalı olarak güvenli mengeneyle sıkıştırma düzeni kaynak işlemi boyunca sürdürülür. Kaynak hızı ve lazer yoğunluğu kaynak kalitesini optimize etmek için kaynak esnasında kontrol edilir. (Şekil 5.2) 65 Şekil 5.2 Sabitlenmiş bir makina parçasının lazer kaynağı (TWI) Lazer kaynağı uygulamaları için ışın çapı genellikle 100-1000 mikron arasındadır. Daha küçük odak çapları (25-50 mikron) medikal kılavuz telleri veya mikro-elektronik devreler gibi çok daha hassas kaynak uygulamaları içindir. Birleştirmenin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için, iş parçasının lazer ışını altındaki pozisyonu titizlikle yapılmalıdır. Bu, yanlış hizalanma toleransı, odaklanmış ışın çapının ve daha az önemli olarakta birleştirme dizaynı boyutunun birer fonksiyonudur. Düşey hizalama daha az kritiktir, en dar odaklanmış ışının oluşturulmasında yeterli enerji yoğunluğunun temin edilmesiyle ilgili olarak bir rol oynar. (Şekil 5.3) 66 Şekil 5.3 Lazer kaynağında hizalama toleransları (Unitek-miyachi) Üç boyutlu parçaların kaynağıda robotik ışın bırakımı kullanılmaktadır. Başlıca uygulama, sabitlenmiş bir parçanın bir robot kullanılarak 3 boyutlu olarak kaynak edilmesidir. Fakat birleştirme yerleştirmesi ve mengeneyle sıkıştırma böyle bir sistemde işlem zamanını uzatmaktadır. (Şekil 5.4) Şekil 5.4 Robotik ışın bırakımı ile lazer kaynak işleminin şematik gösterimi (Dukane Laser) Nd:YAG ve CO2 lazerlerinin her ikiside böyle bir üç eksenli sistemde kullanılabilirler, fakat fiber optik ışın gönderimi bu uygulamada Nd:YAG lazer sistemlerinin tercih edilmesine sebep olmaktadır. 67 Şekil 5.5 Robotik ışın bırakımı ile lazer kaynağı (TWI) Lazer tipine ilave olarak, lazer gücü ve kaynak hızıda iş parçasına verilen enerji girdisi hızının belirlenmesi için gereklidir. Başarılı bir lazer kaynağı için odaklama noktasının boyutu, yeri, tipi, koruyucu gaz akış hızı ve lazer geometrisi gibi ilave parametrelerin optimizasyonu gerekmektedir. Bu parametrelerin optimizasyonu kaynak koşullarını belirler. Bir çok durumda, bu belirleme kaynakları parçalara ayırıp, kaynak kesit alanını ve şeklini ölçerek; buna ilaveten metalurjik ve mikroyapısal özelliklerinin değerlendirilmesinide gerektirmektedir. Ayrıca mekanik testlerde uygun kaynak parametreleri aralığını tanımlayacaktır. (Duley, 1998) 5.2 Lazer Kaynağında Kaynak Sıcaklık Çevrimi Bir kaynak içindeki belirli bir noktada kaynak esnasında ve sonrasında zamana karşı sıcaklık değişimi mikroyapı, ısı tesiri altında kalan bölge (ITAB) ve menevişleme gibi faktörleri belirleyen kritik bir parametredir. Bu ısıl çevrim hem iletim, hemde nüfuziyet kaynağı için lazer kaynak prosesinin modellerinden 68 hesaplanabilir. (Mazumder ve Steen (1980), Metzbower ve diğerleri (1994) veya çeşitli probların kullanımıyla ölçülebilir. ( Aoh, Kuo ve Li (1992)) Sıcaklık çevriminin genel şekli Şekil 5.2’de gösterilmiştir. Burada sıcaklığın bir maksimum değere hızlı yükselişini dengeli exponansiyel düşüş takip eder. Lazer ışının odaklanmasına ve anahtar deliğine yakın noktalar için malzemeyi üzerinden veya içinden tarar, başlangıçtaki yükselişin artış zamanı τ 1 denklem (5.1) yardımıyla hesaplanmaktadır. τ 1 ≈ l 2 / k (5.1) Burada l ısı kaynağının sıcaklığın kaydedildiği noktaya olan en kısa mesafesidir. Isı kaynağının merkez hattına yerleştirilmiş bir nokta üzerinden geçtiğinde τ1, τ1 ∼w2/κ olur, burada w ışının yarıçapıdır. κ∼0.1 cm2/s, l1=1 mm ve w=0.2 mm ile sırasıyla 0.1 s ve 0.4 s değerleri elde edilir. Hareket eden bir ısı kaynağı için T(t)’nin bir analitik ifadesi Ashby ve Esterling (1984) tarafından türetilerek elde edilmiştir ve denlem (5.2) ile ifade edilmektedir. Şekil 5.6 Lazer kaynağında zamana bağlı sıcaklık değişimi 69 T (r , t ) − T0 = ⎛ v2 ⎞ P ⎟⎟ (5.2) exp⎜⎜ − 4πvκt ⎝ 4κt ⎠ Daha kalın bir katman ve d levha kalınlığı için, T (r , t ) − T0 = P vd (4πκ P ct )1 / 2 ⎛ r2 ⎞ ⎟⎟ (5.3) exp⎜⎜ − ⎝ 4κt ⎠ Burada P lazer gücü, v kaynak hızı ve T0’da ortam veya ön ısıtma sıcaklığıdır. Kalın bir levha için Tmax maksimum sıcaklığına ulaşma zamanı denklem (5.4) ile hesaplanmaktadır. τ1 = r2 (5.4) 4κ Ve dT/dt sıcaklığın değişim hızı olarak denklem (5.5) yardımıyla hesaplanır. ⎞ ⎡ − r 2 ⎤ ⎞⎛ r 2 dT ⎛ P − 1⎟⎟ (5.5) = ⎜⎜ exp ⎥ ⎟⎟⎜⎜ ⎢ 2 dt ⎝ 4πvκt ⎣ 4κt ⎦ ⎠⎝ 4κt ⎠ (5.2) - (5.5) arasındaki denklemlerle zamana bağlı yaklaşık T ve dT/dt tahminleri yapılmıştır. Buna karşın, bu modelin diğer sınrlamaları verilmiş ve deneysel bilgilerle makul uyuşma elde edilmiştir. (Easterling, 1983) Demir (Fe) için numerik değerlerin kullanımı, P=3 kW ve v=5x10-2 m/s ile ⎡ − 6,25 x10 −3 ⎤ dT 117 ⎡ 6,25 *10 −3 ⎤ = − 1⎥ exp ⎢ ⎢ ⎥ dt t 1/ 2 ⎣ t t ⎦ ⎣ ⎦ maksimum sıcaklığa (Tmax) τ1 =6,25 m/s’lik zamanda ulaşılır. 70 İş parçası içindeki bölgesel ısıl çevrimler nüfuziyet kaynağı koşulları altında geçerlidir ve ısı denkleminin nümerik bir çözümünü gerektirmektedir. Bu tip hesaplama sonuçlarıyla yapılan bir örnekte de (Mazumder ve Steen (1980)) (5.2) ve (5.3) denklemlerinin benzer bir fonksiyonel şekli yatmaktadır. İlave örnekler Metzbower (1994) tarafından verilmiştir. T(t)’nin ölçümleri termokupllar kullanılarak yürütülmüştür. (Aoh, Kuo ve Li (1992)) Yapılan çalışmalardaki sonuçlar Şekil 5.6’da gösterilen profile benzerdir, Tmax ve diğer parametreler kaynak hızına, lazer gücüne ve malzeme sabitlerine bağlı olarak değişmektedir. Şekil 5.7 Lazer kaynağında sıcaklık profili Isıl çevrim, kaynağın komşu bölgesi olan ITAB’daki sıcaklık etkisini anlamak içinde kullanılabilir. Çünkü bu bölgedeki ısınma hızı tane büyümesini, ITAB’ın ısıl davranışını ve mikroyapıyı belirler. Farklı kalınlıklardaki levhaların alın kaynağında, farklı noktalardaki sıcaklık çevrimini hesaplamak için bir sonlu eleman tekniğide Yang, Hsu ve Allbright (1993) tarafından geliştirilmiştir. Soğuma hızları bu termal çevrimlerden faydalanılarak tahmin edilmiş ve 700-3500 ° C/s aralığında olduğu bulunmuştur. Aynı kalınlıktaki iki levhanın alın kaynağı için en yüksek değerler ergime bölgesi kenarında elde 71 edilmiştir. ITAB sınırının ve erime bölgesinin simülasyonuyla deneyler arasında iyi bir uyum yatmaktadır. (Duley, 1998) 5.3 Lazer Kaynağında Temel Kaynak Parametreleri Sürekli ve darbeli lazer kaynağı için başlıca temel işlem parametreleri aşağıda açıklanmaktadır. 5.3.1 Lazer Gücü Bir lazer kaynak sisteminin çalışma aralığında, verilen bir malzeme ve kaynak nüfuziyet derinliğinin belirlenmesi için lazer gücü ve kaynak hızı arasındaki bağıntı tanımlanması gereken ilk parametredir. Bu eğri veya eğriler kümesi bazı önceki deneysel bilgilerin ışığında sistem üzerinde deneysel bir şekilde türetilir. Böyle bir örnek; karbonlu çeliğin CO2 lazer kaynağı için Şekil 5.4’de gösterilmektedir. Şekil 5.8 Farklı kalınlıklardaki karbonlu çelik levhalar için kaynak hızının [CO2] lazer gücüne göre fonksiyonu (Duley, 1998) 72 Şekil 5.8’deki bu eğriler, nüfuziyet derinliği bu koşullar altında optimizasyon kriterine dayalı olarak çok sınırlandırılmış dar bir aralıkta olabildiği halde, genellikle uygun kaynak edilebilirliğe yol gösteren koşullar aralığının belirlenmesini sağlamaktadırlar. Şekildende görülebileceği üzere levha kalınlığının artmasıyla kaynak hızı azalırken, iş parçasına verilen güç, dolayısıyla enerji miktarı yükselmektedir. Ayrıca bu değerler, nüfuziyet derinliği d dikey eksende ve kaynak hızı v yatay eksende olacak şekilde sabit lazer gücü içinde verilebilir. Şekil 5.9’da 1 kW ortalama güç kapasiteli bir Nd:YAG lazerinin farklı metalleri kaynak etmesi ve farklı kaynak koşulları altındaki kaynak profilinin şeklini göstermesi bakımından önemlidir. Bu şekilde nüfuziyet derinliğinin veya kaynak hızı eğrisinin fonksiyonel formu genellikle lazer kaynağında gözlemlenir ve yaklaşık olarak d=c/v’dir. Burada c sabittir. Şekil 5.9 1 kW Nd:YAG lazerinin kaynak performansı (Hoult, 1990) 73 Dikiş genişliğide ayrıca ölçülebilir ve kaynak hızı ile arasında bağlantı kurulabilir. Şekil 5.10’da tipik bir kaynak profilinin şekli gösterilmektedir. Genel olarak, kaynağın en üstündeki dikişin genişliği (L1), kaynağın daha derinlerindekinden daha büyüktür. Bu iki değer arasındaki farklılık kaynak hızına ve iş parçasına giren lazer yoğunluğuna bağlı olarak değişmektedir. Kimara, Sugiyama ve Mizutome (1987) L1 ve L2 arasındaki farklılıkları azalan kaynak hızı ve sabit lazer gücü için rapor etmişlerdir. Şekil 5.10 Kaynak dikişi formu (Duley, 1998) Gözeneklilikte, kaynak kalitesinin değerinin biçilmesinde önemli olabilen diğer bir parametredir ve kaynak işlemi koşullarına bağlı olarak değişir. Gözeneklilik özellikle tam nüfuziyetin olmadığı derin kaynaklarda önemlidir. Örneğin, Şekil 5.7’de bir Al alaşımının kaynağında gaza dönüşebilen oluşumlar görülmektedir. Doğru çalışma koşullarının seçimiyle bu problem minimum düzeye indirilebilir. Richter, Eberle ve Maucher (1993) darbeli-dalga (PW) ve sürekli-dalga (CW) tahrikli lazer kaynağı için gözenekliliği azaltan verimli bir kombinasyon göstermişlerdir. (Duley, 1998) 74 Şekil 5.11 Al alaşımının lazer kaynağında gaza dönüşebilen oluşumlar (Duley, 1998) 5.3.2 Odaklama Optimum odaklama koşullarının belirlenmesi bazı detaylarıyla Dawes (1992) tarafından incelenmiştir. Bir lazer ışınının ayna ve lens kullanarak odaklanması Şekil 5.12’de gösterilmektedir. Lazer ışınının iş parçasının yüzeyine odaklanmasıyla çok iyi sonuçların temin edileceği beklenir, fakat gerçek durum genellikle böyle değildir. İlk problem, odaklamanın nerede meydana geleceğinin tahmin edilmesidir. Bazı durumlarda odaklamanın yakınındaki bölgeler testlerde sık sık yanmaktadır. Bu özellikle odaklama sistemi geniş bir f odaklama derinliğine (f/sayısına) sahip olduğunda gerçekleşir. 75 Şekil 5.12 Bir ayna veya lens kullanımıyla lazer ışınının odaklanması (Wirth, 2004) Odaklama için kama-şekli (wedge-shaped) akrilikten yapılmış bir numune kullanılır; burada ışının merkez hattından odaklama yapılır. Bu odaksal düzlemi yerleştirmek için kullanılan bir metoddur. Diğer bir metodda odaksal düzlemin, ışın profilinin her gerektirmektedir. iki tarafındaki analizinden pozisyonun hesaplanmasını 76 Şekil 5.13 Lazer ışınının odaklanması ve kaynak işleminin yapılabileceği bölge (Laserstar) Lazer yoğunluğu, odaksal düzlemde en yüksek olduğu halde, optik veya lazer ışını ekseninin her iki tarafında odaksal düzlemden uzaklaştıkça azalır. (Şekil 5.13) Nüfuziyet kaynağı için anahtar deliği gerektiği gibi, derin bir kaynak dikişinin oluşturulmasında lazer odaklamasının iş parçasının üzerinde olması kolaylık sağlamaz. Bunun yerine, böyle koşullarda odaklama yüzeyden içerideki bir noktaya yapılmalıdır. Bu etki ile ilgili deneysel bir çalışma olarak Matsumura ve diğerlerinin (1992) Al alaşımlarının CO2 lazer kaynağı ile kaynak edilmesi verilebilir. Şekil 5.14’de bu durumla ilgili olarak elde edilen etki verilmiştir. Bu şekilde, negatif odaksal nokta iş parçası yüzeyinden aşağıdaki uzaklığa gönderme yapmaktadır. Nüfuziyet derinliğindeki artış, yüzeyin içindeki odaklamadaki yükselmeyle görülmüş ve parça içindeki çoklu yansımaların gücündeki artışıda beraberinde getirmiştir. 77 Şekil 5.14 Al alaşımları için çeşitli kaynak hızları için odaklama noktasının nüfuziyet derinliği üzerindeki etkisi (Duley, 1998) Odaklamadaki kritikliğin artmasıyla odaklama derinliği (f/sayısı) oldukça azalmaktadır.Bundan dolayı odaksal düzleme bağlı küçük pozisyon değişimleri yoğunluktaki büyük bir değişimle sonuçlanmaktadır. Lazer kaynağı için seçilmiş hızda gerekli yoğunluğun odaklama derinliğinin en yüksek ve sürekli olduğu yerde kulanılması gerekmektedir. 78 Şekil 5.15 Al alaşımları için lazer ışınının odak noktası, odaklama derinliği ve odaksal düzleme olan uzaklıkların gösterimi Odaksal düzlemin kaynak edilecek birleştirmeye bağlı pozisyonuda ayrıca önemli bir husustur. Ve sık sık bağlantının yerleştirilmesine, boşluk ayrımına ve hareket kontrol sisteminin dengesine bağlı olarak oldukça kesin gerekliliklere yol göstermektedir. Farklı kalınlıklardaki bileşenlerin kaynak işlemi esnasında, metalurjik özellikler açısından ışın profilini dikişin diğer tarafına ötelemek avantajlıdır. Örneğin; ağır-ölçekli bir malzeme ile hafif-ölçekli bir malzemenin alın kaynağı yapılacağı zaman, ışının merkezini daha kalın malzemenin üzerine lazer gücünün daha etkili olacağı şekilde ötelemek daha avantajlı olabilmektedir. Böylece ince bileşen boyunca yanma olasılığı olmadan kaynağın her iki tarafında tam nüfuziyeti temin edilebilmektedir. Kesin koşullar altında, faklı yoğunluk dağılımları ve odaklama karekteristikleriyle lazer ışınının iki bileşene ayrılması oldukça önemlidir. Bu durum kaynak kabiliyetini iyileştirmektedir. (Duley, 1998) 5.3.3 Koruyucu Gaz Bütün kaynak işlemlerinde en önemli parametrelerden biri koruyucu gazın özellikleridir. Örneğin; ark kaynağında gaz özellikleri ve gaz karışımı kompozisyonu 79 kaynak edilecek malzemeye bağlı olarak değişir. Koruyucu gazın seçiminde gazlar ve ergimiş metal arasındaki kimyasal ve metalurjik etkileşimler dikkate alınmalıdır. Ark kaynağında arkın korunmasında koruyucu gazın yoğunluğunun önemli bir etkisi varken, lazer kaynağında ise koruyucu gaz plazma oluşumunu minimuma indirerek istenilen kaynak nüfuziyetini elde edebilmek açısından önemli bir role sahiptir. Bu gazın ilk rolü kaynak bölgesinde oksidasyonu önlemektir. İkinci ve kritik fonksiyonuda, kaynak bölgesi üzerindeki buhar ve kaynak bölgesi içinde yaratılabilecek plazma oluşumunu bastırmak ve plazma oluşumunu durdurmaktır. En son rolü ise, lazer ışınının kaynak bölgesine minimum kesilme ile ulaşmasını temin etmektir. Böylece kaynak kalitesi iyileştirilir. Koaksiyel ve taraflı gaz akış nozullarıyla gazı kaynak bölgesine yönlendirmenin her ikisi de kullanılan alışılagelmiş yöntemlerdir. Genellikle koruyucu gaz olarak Helyum ve Argon kullanılmaktadır, yüksek iyonizasyon enerjisinden dolayı Helyum gazı tercih edilir. Azotda Helyum ile yer değiştirebilecek ve genellikle kullanılan bir gazdır, aynı özelliklerin bir çoğuna sahiptir fakat daha ucuzdur. Gaz debileri genellikle 10-40 litre/dak, daha yüksek kaynak hızları için daha yüksek debiler gereklidir (>10 m/dak). Gaz akışının optimizasyonunun kaynak nüfuziyeti etkisi Şekil 5.16’da görülebilir. Azot gazının kullanımı, Helyum’dan daha çok plazma ateşlemesine ve sınırlandırılmış bir kaynak nüfuziyet derinliğine yol göstermektedir.(Behler ve diğerleri, 1988) 80 Şekil 5.16 Yardımcı gazın tipinin plazmanın ateşlenmesinin ve kaynak sonuçlarının üzerindeki etkisi (Duley, 1998) Şekil 5.17 Nozul geometrisinin kaynak kalitesi üzerindeki etkisi (Duley, 1998) Kaynak bölgesi boyunca gaz akışı banyodaki sıvı akışının dengesini bozabilir, bu da düşük kalitede kaynaklara sebep olmaktadır. (Şekil 5.17) Bu akış etkileri nozul 81 geometrisinin kuvvetli bir fonksiyonudur ve bu problemi minimuma indirmek için çeşitli nozul dizaynları gerçekleştirilmiştir. Aluminyum ve titanyum gibi hızlı oksitlenebilen malzemelerin kaynağı yapıldığı zaman kaynağın kökünün havadan çok etkilenen arka tarafından korunması gereklidir. Argon ve N2 gazları bu uygulamada sık sık kullanıldığı halde, He gazı tercih edilir çünkü havadan hafif olduğu için kaynağın altından iş parçasının yüzeyine doğru yükselir. Kesin koşullar altında, su altında kaynak için CO2 lazer ışınımı su boyunca 1-2 mm uzaklığında kendi dalga kılavuzuna benzer bir yapı oluşturarak yayılır. (Dunn, Bridger ve Duley (1993)) Lazerin yoğunluğu bu işlemle dağılmıştır, fakat Shannon ve diğerleri (1994) çeliğin su altında lazer kaynağını yaparak kabul edilebilir kaynaklar elde edilebildiğini göstermişlerdir. Koruyucu gazlar ile ilgili olarak yapılan çalışmalarda istenilen amaçlara ulaşmak için, numune yüzeylerinde gaz akışı tarafından yaratılan basınç kaydedilerek çalışma parametreleri üzerindeki etkisi analiz edilmektedir. Bu sebepten araştırmalarda genellikle malzemeyi oksidasyondan korumayı garanti edecek, plazma oluşumunu bastırarak maksimum kaynak nüfuziyeti gerçekleştirecek minimum gaz akış hızlarının belirlenmesi gerekir. (Duley, 1998) 5.4 Birincil Ayarlanabilir Kaynak Parametreleri Lazer kaynağında parametrelerin detaylı analizi konusuna geçmeden önce genel olarak bu parametrelerin etkilerini inceleyelim. Lazer kaynağında parametreleri pratik olarak birincil ve ikincil parametreler olmak üzere iki gruba ayırabiliriz. Lazer kaynağında birincil ayarlanabilir kaynak parametreleri gerilim, darbe süresi ve ışın çapıdır. Gerilim ve darbe süresi arttıkça ışının taşıdığı enerji miktarıda artacak, ve bu iki parametrenin azalmasıyla birlikte de azalacaktır. Bu sebepten gerilim ve darbe süresinin enerjiyle doğrudan ilişkili olduğunu unutmamak gereklidir, fakat her ikiside farklı sonuçlar yaratan iki farklı parametredir. Gerilim enerji gerektiren 82 fiziksel bir basınç olarak tesir eder ve etkin nüfuziyet oluşturur. Darbe süresi ise lazer ışınına maruz kalma zamanıdır ve iş parçasında ergimeyle sonuçlanır. Genellikle gerilim ve darbe süresi için “enerji ayarları” olarak bahsedilir. Şekil 5.18’de gerilim ve darbe süresindeki değişimin etkileri gösterilmektedir. Şekil 5.18 Gerilim ve darbe süresindeki değişimin ergime ve nüfuziyet üzerindeki etkileri Şekil 5.19 Hem gerilim hemde darbe süresindeki değişimin ergime ve nüfuziyet üzerindeki etkileri 83 Lazer ışını tarafından oluşturulan toplam enerjinin yayıldığı alan ışın çapı genişliğinin bir fonksiyonudur. Bu parametre “fokus (odaklama)” olarak isimlendirilmektedir. Işın çapını değiştirerek enerjinin içine odaklandığı alan değiştirilir. Şekil 5.20’de bu değişimin etkisi gösterilmektedir. Şekil 5.20 Işın çapındaki değişimin ergime ve nüfuziyet üzerindeki etkileri Şekil 5.21 Gerilim, darbe süresi ve ışın çapındaki değişimin ergime ve nüfuziyet üzerindeki etkileri Darbe frekansı ise ikincil bir parametredir. Lazer darbelerinin birim zamanda (1s) hangi sıklıkta verildiğini göstermektedir ve birimi Hertz’dir. Mevcut lazer kaynak makinaları 5 Hz-20 Hz aralığında değişen darbe frekanslarına sahiptirler. Darbe frekansının artması önceden seçilmiş birincil parametrelerin birim zamandaki bırakımını arttırır. Daha yüksek bir frekansın sonuçları aynı parametrelere ayarlanmış tek bir darbeden daha güçlü olacaktır, çünkü kaynak metalinin kaynak dikişindeki darbeler arasında enerjiyi uzaklaştıracak daha az zamanı olacaktır. 84 Şekil 5.22 Üç farklı lazer kaynak dikişi uygulaması Şekil 5.16’da üç farklı kaynak uygulaması görülmektedir. Uygulama A’daki kaynak bir dikiş olarak adlandırılamaz, çünkü noktalar üst üste binmemektedir. Bu sebepten sadece yan yana dizilmiş bir nokta kaynağı serisidir. Uygulama B’de dikişi oluşturan noktalar üst üste binmektedir, fakat üst üste binme yeterli olmadığından dolayı zayıf erimemiş alanlar söz konusudur. Başarılı bir kaynak dikişi oluşturmak için nokta kaynaklarının üst üste binme yüzdesi kaynak edilecek parçaların lazer ışınının odak noktasına göre hareketi ve lazerin darbe frekansıyla ilişkili olarak belirlenir. Bu kaynak makinası üzerinde yapılması kolay bir ayarlamadır. (Brown, 2003) 5.5 Darbeli Nd:YAG Lazer Dikiş Kaynağı Parametreleri Modern Nd:YAG lazerleri çeşitli darbe frekanslarına sahip her bir darbenin güç profilini şekillendirme kabiliyetine sahiptirler. Bu durum ısı girdisini kontrol imkanını vermektedir. Böylece nüfuziyetin, kaynak banyosu şeklinin ve boyutunun, ergime ayarının, anahtar deliği oluşumunun kontrolü sağlanabilmektedir. Daha yüksek birleştirme verimleri, daha yüksek tepe gücü, daha esnek ışın bırakımı ve artan sayıda endüstriyel Nd:YAG cihazlarıyla, Nd:YAG lazerlerini 250W-2kW güç aralığındaki CO2 lazerlerinin önemli bir rakibi yapmıştır. Darbeli lazer kaynak yöntemi çeşitli parametreler tarafından kontrol edilmektedir. Bunlar; ortalama tepe güç yoğunluğu (PD), ortalama güç (PM) , kaynak hızı (V) ve 85 darbe süresidir (TP). Şekil 5.23’de darbeli lazer kaynağında kaynak kalitesini etkileyen temel kaynak parametreleri, Şekil 5.24’de lazer kaynağında kullanılan çeşitli darbe şekilleri görülmektedir. Şekil 5.23 Darbeli lazer kaynağında kaynak kalitesini etkileyen temel kaynak parametreleri (Tzeng, 1998) 86 Şekil 5.24 Darbe şekli opsiyonlarının şematik gösterimi (Unitek-miyachi) Şekil 5.25 Darbeli lazer kaynağında kaynak parametrelerinin şematik gösterimi (Unitek-miyachi) Şekil 5.25 şematik olarak darbeli lazer kaynağında kaynak parametreleri göstermektedir. Darbeli Nd:YAG lazer kaynak parametreleri ve etkileri aşağıda verilmiştir. TP: Darbe Süresi (Darbe Genişliği) : Darbe süresi, iş parçasına uygulanan ısı girdisini kontrol etmektedir ve birimi milisaniyedir (ms). Darbe süresinin optimum aralığı malzemeye bağlı olarak değişmektedir. Artan darbe süresi kaynak dikişi boyutlarını ve ısı etkisi altında kalan bölgenin genişliğini arttırır. Darbe süresi arttıkça iletim kaynakları biçiminde sığ ve geniş kaynak dikişleri elde edilmektedir. TF: Darbe Periyodu : Birbirini takip eden iki darbenin başlangıç zamanları arasındaki farktır. Birimi milisaniyedir. 87 Ep: Darbe Enerjisi: Bu parametre kaynak işlemi sırasında bir darbe tarafından kaynak bölgesine verilen toplam enerjidir. Birimi Joule’dür. Darbe şekli ve süresi ile ilişkilidir. PP: Tepe Gücü: (kW) Belirli bir darbe süresi boyunca lazer darbesinin kaynak bölgesine verdiği enerji miktarıdır. Birimi kilowatt’tır ve denklem (5.6) ile hesaplanmaktadır. PP = ⎡Ep ⎤ DarbeEnerjisi ( J ) PP = ⎢ ⎥ (5.6) DarbeSüresi (ms) ⎢⎣ T p ⎥⎦ Şekil 5.26 Darbe süresi ve tepe gücündeki artışın kaynak dikişi kesit alanı boyutları üzerindeki etkileri (Unitek-miyachi) PD: Tepe Güç Yoğunluğu (kW/mm2): Belirli bir darbe süresi boyunca lazer darbesinin kaynak bölgesinde odaklanan ışın tarafından oluşturulan alana verdiği enerji miktarıdır. Birimi kilowatt/ mm2’dir. PD = E TepeGücü (kW ) PD = P (5.7) 2 TP xA Odak ( Işşı ) Alanı(mm ) 88 Tepe güç yoğunluğunun (PD) lazer kaynağını etkileyen en kritik faktör olduğu deneysel olarak bulunmuştur. Tepe güç yoğunluğu doğrudan kaynak nüfuziyetini kontrol etmektedir. Çok yüksek PD değerleri, kaynak işlemi yerine kesme işlemi oluşumuna sebep olmaktadır. Aksine düşük PD değerleri ise ise nüfuziyet yetersizliğine sebep olmaktadır. Darbeli lazerlerle kaynak yöntemini etkileyen diğer parametrelerde lazer ortalama gücünü (PM) ve kaynak hızını kapsamaktadır. Öyleyse yüksek kaliteli kaynaklar , tepe gücünün (PD), ortalama gücün (PM) ve hızın (V) doğru seçimi ile imal edilebilmektedir. PRR: Darbe Frekansı: Denklem (5.7) ile hesaplanmaktadır birimi 1/saniye,Hertz’dir. PRR = 1 1 = DarbePeriyodu TF (5.7) PM: Ortalama Güç: Denklem (5.8) ile hesaplanmaktadır, birimi kilowatt’tır. PM= Darbe Enerjisi (Joule)x Darbe Tekrar Hızı (Hertz) (5.8) ⎡E ⎤ PM = E P xPRR = ⎢ P ⎥ (5.8), ⎣ TF ⎦ CD: Çevrim Oranı: Darbe süresinin darbe periyoduna oranıdır. ⎡T ⎤ C D = ⎢ P ⎥ (5.15) ⎣ TF ⎦ Ortalama lazer gücü PM aşağıdaki denklemler yardımıyla hesaplanabilmektedir. A: Lazer Odak (Işın) Alanı (mm2) olmak üzere; PM = E P xPRR = E P TP x TP TF (5.9) 89 PM = PP xC D = EP T xAx P TP xA TF PM = PD xAxCD (5.11) (5.10) PM = PD xAxTP xPRR (5.12) denklemleri elde edilmektedir. PER: Üst üste binme yüzdesi: Lazer darbeleriyle oluşturulan dikiş kaynağında noktaların yüzde üst üste binme oranıdır. PER = [S − S ] x100% = ⎡1 − S ı S ⎢ ⎣ ⎤ ⎥ x100% S⎦ ı (5.16) S: Bir tek darbe ile oluşturulan nokta kaynağının çapıdır ve denklem (5.17) ile hesaplanmaktadır. S=W+VxTP (5.17) (Şekil 5.21) V: Kaynak hızı W: Nokta kaynağının en küçük çapı Sı : Nokta kaynağında üst üste binmenin olmadığı uzunluk olup denklem (5.18) ile hesaplanmaktadır. Sı=VxTF (5.18) (Şekil 5.21) S ve Sı değerlerinin denklem 5.16’da yerlerine konmasıyla ; ⎡ VxTF ⎤ PER = ⎢1 − ⎥ x100% (5.19) ⎣⎢ W + VxT p ⎦⎥ denklemi elde edilmektedir. 90 Şekil 5.27 Nokta kaynağı (solda) ve dikiş kaynağında dikiş boyutları (Tzeng, 1999) Denklem (5.19)’dan üst üste binme yüzdesinin, darbe süresi, darbe periyodu, kaynak hızı ve nokta kaynağının en küçük çapına bağlı olarak değiştiği görülmektedir. Darbeli lazer kaynağı uygulamaları için, genel kural 0 ≤ PER ≤ 1 eşitliğinin denklem (5.19)’a uygulanmasıdır. Çünkü darbeli lazer ışını ve iş parçası arasında bağıl bir hareket vardır. Öyleyse denklem (5.19) takip eden şekilde yeniden düzenlenmelidir; 0 <V ≤ W (5.20) TF − TP Denklem (5.20)’den şöyle bir sonuç çıkarılmaktadır. Uygun kaynak hızları ortalama lazer gücüne bağlı olarak değişen bir lazer odak(ışın) çapı ayarına bağlıdır. Daha yüksek güç kullanımı darbeler arasındaki zamana ve darbe süresine bağlı olarak daha yüksek kaynak hızlarına olanak sağlayacaktır. Pratikte darbeli lazer ışın kaynağında tam nüfuziyetli bir kaynak dikişi elde etmek için, PER en az % 50 ve daha büyük seçilmelidir. Öyleyse kaynak hızı operasyon aralığı takip eden sınırlar arasında olmalıdır; 0 <V < W 2TF − TP (5.21) Darbeli lazer ışın kaynağı için, en önemli işlem parametreleri lazerden etkilenmiş alan üzerindeki ısıl giriş hızını idare eden ortalama tepe güç yoğunluğu (PD), lazer ışınımı ve iş parçası arasındaki etkileşim zamanını kontrol eden darbe süresidir (TP). Lazerlerin dikiş kaynağı uygulamaları için, yüksek bir güç yoğunluğu 91 talebini karşılamak için önemli olan uygun PD’lerin seçimidir. Uygun bir PD elde etmek için, lazer odak çapı elde edilebilir düşük güç kısıtlaması yüzünden dikkatli bir şekilde seçilmek zorundadır. (Tzeng, 1999) 5.5.1 Darbeli Lazer Dikiş Kaynağı Prosesinin Parametrik Analizi Darbeli lazer dikiş kaynağı uygulamaları için temel kaynak parametreleri hem darbeli hemde sürekli mod için aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır. 1) Darbeli lazer dikiş kaynağı için ortalama tepe güç yoğunluğu. Sürekli modda ise doğrudan ortalama güç yoğunluğu. (Tzeng, 1999) PD = PM E = ( P ) xC D (5.24) D TP xD 2) Etkileşim Zamanı (TIN) (Darbeli lazer kaynağı için) TIN = dS T xC D (= P ) (5.25) V TF 3) Özgül Enerji (EORT) EORT = P xT PP xTP xPRR PP xC D EP P π = = = M = P 2 IN = ( ) xPD xTIN (5.26) d S xV d S xV d S xVxTF d S xV 4 dS 4) Kaynaklardaki üst üste binme yüzdesi (PER) ⎡ VxTF ⎤ PER = ⎢1 − ⎥ (5.27) ⎣ W + VxTP ⎦ ⎡ ⎤ 1 PER = ⎢1 − ⎥ (5.28) ⎣ ((Wxd S xEORT ) / E P ) + TP / TF ⎦ ⎡ ⎤ 1 PER = ⎢1 − ⎥ (5.29) ⎣ ((Wxd S xEORT ) / E P ) + C D ⎦ ⎡ ⎤ 1 PER = ⎢1 − ⎥ (5.30) (( WxT ) /( d xT ) C + IN S P D ⎦ ⎣ 92 5.5.2 Darbe Süresinin (TP) Isı Akışı Üzerindeki Etkisi Kaynak dikişi boyutları, kaynak parametreleri değişiminin ısı akışı üzerindeki etkisinin bir ölçüsüdür. Kaynak banyosundaki ısıl denge için, lazer ışını tarafından kaynak bölgesine verilen tüm enerjinin kaynak bölgesinin ergimesi için kullanıldığı varsayılmaktadır. Ve ilgili denklem takip eden şekilde ifade edilmektedir. E P xη = dW (W + TP xV ) πxρx(C P ∆T + Lm ) (5.31) 4 η: Verim W: Kaynak Genişliği (m) d: Kaynak Nüfuziyeti (m) V: Kaynak Hızı (m/s) ρ: İş Parçasının Yoğunluğu CP: Özgül Isı (J/kgK) ∆T: Ergimeden kaynaklanan sıcaklık artışı (K) LM: Ergime Gizli Isısı (J/kg) Düşük kaynak hızlarında, kaynak dikişinin uniformluğuna olanak sağlayan darbe üst üste binme yüzdeleri önemlidir. (Tzeng, 1998) BÖLÜM ALTI LAZER KAYNAĞINDA BİRLEŞTİRME TÜRLERİ VE KAYNAK VERİMİ 6.1 Lazer Kaynağında Birleştirme Türleri Lazer kaynak sistemlerinin en önemli özelliği esnekliktir ve malzemelerin çeşitli geometrilerde birleştirilmesine geniş bir olanak sağlamaktadırlar. Birçok durumda, lazer kaynağı ilave dolgu malzemesi kullanılmadan yürütülür, fakat iyi bir kaynak için tüm şartlarda karşılaşılan ortak sorun kaynak edilecek parçaların yerleştirme uygunsuzluğudur. Kaynak edilecek parçaların uygun bir şekilde yerleştirilmesi gerekmektedir. Bu gereklilik dikiş geometrisindeki dar toleransla sonuçlanmaktadır ve buda dikişe olan lazer odaklamasıyla ilişkilidir. Lazer kaynağı, lazer ışınının ısıtma etkisi kaynak edilecek birleştirme içine yayıldığında meydana gelir ve bu lazer ışını ve kaynakla birleştirilecek parçaların ara yüzeyleri arasındaki kesin optimizasyon yaklaşımına olanak sağlar. Lazer kaynağında kullanılan bir dizi standart birleştirme geometrisi şekli Şekil 6.1’de özetlenmiştir. Lazer kaynağıyla birleştirilecek parçalar çok ince olmadıkça lazer nüfuziyet kaynağı iletim kaynağından daha çok tercih edilir. (Duley, 1998) 93 94 Şekil 6.1 Lazer kaynağında birleştirme türleri (Duley, 1998) 95 6.1.1 Lazer Alın Birleştirmesi Lazer kaynağı için en basit birleştirme şekli kaynak edilecek parçaların alın birleştirilmesidir. Kaynak edilecek levhalar arasındaki boşluk levha kalınlığının ∼ 0,05’inden küçük olmalıdır. Lazer ışını her iki levhaya da eşit olarak gönderilmeli, ışın çapı merkez hattı boyunca ± % 10’dan daha fazla sapmamalıdır. Örneğin; 300 µm’lik bir ışın çapı için bu değer ±30 µm demektir. Farklı kalınlıklardaki malzemelerin kaynağında optimum odaklama pozisyonu birleştirmenin merkez hattı dışında, ışının büyük kısmı kalın olan malzeme üzerine yapılmslıdır. Galvanizli çelik sacların kaynağında özellikle alın birleştirmesi tercih edilmektedir, çünkü birleştirmedeki çinko buharı tahliyesi bu şekilde daha kolay mümkün olmaktadır. Alın birleştirmesinde en önemli şart kaynak edilecek parçaların mengeneyle sıkıştırılıp kaynağın yapılmasıdır. Levhalar termal gerilmeler ve distorsiyondan dolayı kaynak sırasında distoriyon eğilimine sahip olacağından ince levhaların kaynağa başlanmadan önce puntalanması gereklidir. Düşük viskoziteli malzemelerin alın kaynağı prosesinde (örneğin; Al alaşımları) destek plakası kullanılmalıdır. Kaynağın kökü destek noktasına bir T birleştirmesi şeklinde uzar. Bu kaynağın kök kısmından damlanın düşmesini ve kaynak başlangıcındaki oluk oluşumunu önlemektedir. (Duley, 1998) 6.1.2 Lazer Bindirme Birleştirmeleri Bindirme birleştirmelerinde kaynak dikişinin pozisyonu çok kritik olmadıkça lazer ışının iş paraçsına olan yanlış hizalamalarında bile iyi sonuçlar vermektedir. Kaynak dikişi pozisyonu kritik olmadıkça, bindirme kaynakları ışının yanlış ayarlamalarını dahi affetmektedir. Yerleştirmede mengene kullanımı gereklidir, bununla beraber levha ara yüzeylerinde iyi bir birleştirme elde edilmek istenirse, 96 galvanizli çeliklerin veya diğer kaplama yapılmış malzemeler CW lazer ışınıyla bindirme kaynağı yapılacaksa bu sıkıştırmada ince bir boşluk bulunmak zorundadır. Bu mengenenin saclar arasında ∼0,1 mm boşluk olacak şekilde ayarlanmasıyla sağlanmalıdır. Derin nüfuziyet (anahtar deliği) kaynak koşulları altında eğer mengeneyle sıkıştırmada uygun yöntem kullanılırsa çoklu scalar başarılı bir şekilde kaynak edilebilir. Farklı kalınlıklardaki iki veya daha fazla levhanın kaynağında tercih edilen geometri ince sacın kalın sac üzerinde olmasıdır. (Duley, 1998) 6.1.3 Lazer Kenar Birleştirmeleri Hizalamanın, kaynak hızının, lazer gücünün dikkatli bir şekilde seçimi ile ince sac malzemelerin sac kalınlıklarının kat kat üstündeki derinliklerde nüfuziyet kaynağı yapılabilir. Bu konfigürasyondaki yanlış ayarlama boyunca yanmaya, nüfuziyet yetersizliğine ve birleştirmedeki tüm dayanımın nüfuziyet yetersizliğine bağlı olarak değişimine sebep olur. Bu geometride boşluk toleransı çok daha önemlidir, çok iyi bir yerleştirme gerektirmektedir ve maksimum boşluk en ince sac kalınlığının 0,05 katını aşmamalıdır. Galvanizli sacların kaynağında bir kenarın varlığı işlemi kolaylaştırmaktadır, buna karşın, derin nüfuziyetli kaynaklarda basınç artımını engellemek için bir boşluk gerekmektedir. (Duley, 1998) 6.1.4 Lazer T Alın ve Bindirme Radyüslü Birleştirmeleri Bu geometrideki birleştirmelerde bir köşe yoksa ve normal giriş mümkünse lazer ışını 7-10°’lik bir açı ile girmek zorundadır. Birleştirmeye bağlı olarak odak noktası pozisyonu oldukça kritiktir, çünkü ışın yansıması meydana gelebilir ki bu da tam nüfuziyetin temininde önemlidir. İyi bir kaynak dayanımı tüm bileşenlerin dikiş hattı boyunca tamamen ergitilmesiyle elde edilir. Bu birleştirmede de boşluk genellikle kalınlığın 0,05 katı olabilir ve lazer ışını dikişe lazer odak (ışın) çapının maksimum 97 ∼0,5 katı olacak şekilde hizalanmalıdır. Ağır-ölçekli malzemelerde T alın kaynakları birleştirmenin her iki tarafından yapılabilir. Erime bölgesinde giren lazer ışınından dışarı doğru bir eğri gözlemlenir ve bu durum erime bölgesinin doldurulmasını arttırır. Anahtar deliğinin yeniden açılanması ısıl iletimi arttırır ve “ışın kayması” veya “kaymış kaynak” etkisini üretir. (Duley, 1998) 6.1.5 Lazer Flare Birleştirmeleri Bu birleştirme geometrisi yüksek yansıtmaya sahip metallerde kullanılmaktadır. Eğik gelen lazer ışını iki levha içerisine alınarak kaynağın kökünde bir kama formu oluşturur. Lazer ışınının doğru kutuplanmasıyla giren lazer gücü iki levhanın birleştirildiği noktada etkin bir şekilde depolanabilir. (Behler ve diğerleri, 1988 a,c) Bu uygulama boru kaynağında ve kaplamalı metal levha imalatında kullanılmaktadır. Lazer ısıtma elektrik direnç kaynağıyla birleştirilebilir,bu uygulama proses veriminin arttırılması için kullanılmaktadır. Bu geometri, birleştirme geometrisinin lazer ışınını hapsetmesi ve dikişten çevreleyen birleştirme bileşenlerine yansımasını engellemesi bakımından da yararlıdır. Çünkü bu metod lazer gücü verimini arttırır, kaynak hızı daha yüksek olabilir. Bu uygulama halkaların eliptik bindirme kaynağı şeklinde birleştirlmesini kapsamaktadır. (Şekil 6.2) (Duley, 1998) 98 Şekil 6.2 Lazer flare birleştirmesi (Duley, 1998) 99 6.2 Lazer Kaynağında Kaynak Verimini Arttırma Yöntemleri Metallerin temiz yüzeyleri, hem CO2 hemde Nd:YAG lazeri dalga boylarını yüksek derecede yansıtırlar, fakat bu yansıtma artan sıcaklıkla azalmaktadır. Ayrıca bir çok metal ergime noktaları yakınındaki sıcaklıklara ısıtıldıklarında hızlı bir şekilde oksidasyona uğrarlar. Sonuçta, lazer ışını soğurulmasında bir artış olur. Sonuçta, Iτ, I giren lazer ışını yoğunluğu ve τ metal yüzeyi üzerindeki belirli bir noktada durma zamanıdır. (Kinsman ve Duley, 1986) Iτ’nun yüksek (geniş) değerlerinde bir ısıl kaçış etkisi buharlaşmaya, yüzey bölünmesine ve bir anahtar deliği oluşumuna yol göstermektedir. Kaynak verimi bir güç (veya enerji) transfer katsayısı olarak tanımlanır ve ηsembolü ile ifade edilir. η= Lazer.Gücü( İş.Parçası.tarafıaraf n.absorbe..edilen). (6.1) Giren.Lazer.Gücü Burada anahtar deliği oluşumu için η eşiğin altındadır, fakat bir anahtar deliği oluştuğu zaman bire yaklaşabilir. Erime verimi veya erime oranı, ε ile gösterilmektedir. ε= vdW∆H m (6.2) P Bu formülde ε giren lazer gücünün eritme hızıyla ilişkilidir ve P giren lazer gücünü, v kaynak hızını, d levha (sac) kalınlığını, W ışın genişliğini, ∆Hm erime sıcaklığında metalin ısı içeriğini ifade etmektedir. ε’nun maksimum değeri nüfuziyet kaynağı için 0,48 ve iletim kaynağı için 0,37’dir. (Swift-Hook ve Gick 1973) Ayrıca η≅1 olsa bile, ε asla 1’e yaklaşamaz. 100 Anahtar deliği oluşumu için eşiğin altında, hem η hemde ε soğurma katsayısı A’nın artmasıyla arttırılabilmektedir. Bu durum aşağıdaki yollarla başarıyla sonuçlanabilmektedir. 1. Soğurucu (absorbant) bir kaplama uygulanması 2. Yüzey pürüzlülüğü arttırma veya (texturing) 3. Ön tav 4. Geçici ışınlama (şualandırma) profiline yeni bir biçim verilmesi 5. Oksitleme/Nitritleme (Oxidation/ Nitridation) 6.2.1 Soğurucu Kaplamalar Bu kaplamalar Steen (1986) ve tarafından araştırılmıştır. Bazı kaplamaların özellikleri Tablo 6.1’de özetlenmiştir. Bu kaplamalardan beklenen özellikler şunlardır; 1. Uygulama(nın) kolaylığı 2. Metal yüzeye yapışma 3. Metal yüzeye iyi ısıl iletim 4. Kimyasal kararlılık 5. Kaynak metalurjisiyle karışmama Siyah boya bu kriterlerin çoğunu karşılamaktadır, fakat ısıtmanın erken basamaklarında katmanlarda gaza dönüşümden dolayı kaybolmaktadır ki buda etkin η değerini düşürmektedir. Kolloidal grafit daha kararlıdır, fakat karbonun alaşımlandırması genel bir etkidir. 101 Tablo 6.1 Lazer yüzey ergimesi için soğurucu kaplamalar Steen, Chen ve West (1987) KAPLAMA YORUMLAR SOĞURMA (%) Kolloidal Grafit Kaplama sonucu birleşimde hata olursa ergime öncesinde gaz haline geçme veya yanma meydana gelebilir; eğer erime başarılırsa kaplamada ∼78 karbon alaşımlandırması olacaktır. Manganez- Oksijeni vererek ayrışır. Dioksit Manganez fosfat Bazı döküm proseslerinin bir yan ürünüdür. ∼75 Bir miktar fosforun kaplamadan erimiş banyoya girmesi bir sanştır. Çinko fosfat Manganez fosfatla aynı etkiye sahiptir. Siyah Boya Boya erime başlamadan önce yok olabilir. Alcaline Isınmada hasara uğramaz, fakat kaynak ∼95 Halides, sodyum banyosunu alaşımlandırabilir. Bu formda veya silikat potasyum “grafitlenmiş curuf” fosfatlama için üstün ∼80 (water nitelikli olarak bulunur. glass)+ grafit Kum Püskürtme Isıtmayı sağlamaktadır ve hiç bir alaşım ilavesi içermemektedir. ∼70 Kaplamanın malzemesi ve metodu kaynak işlemine önemli düzeyde etki edebilir. Örneğin; elektrolitik olmayan nikel kaplamalarının kaplama kaplama işlemi esnasında içlerine katılan fosfor ve diğer kirletici unsurlar kaynak problemlerine neden olmaktadırlar. Tavsiye edilen kaplama tipi elektrolitik kaplamadır. Kaplamanın kalınlığı ve tipide düşünülmesi gerekli diğer bir unsurdur. Örneğin; 1,27 mikrometre’nin üzerindeki bir altın kaplama bir kaynak çatlağına neden olabilir. 102 6.2.2 Yüzey Pürüzlülüğü Oluşturma Zımparalama, kum püskürtme veya ovalama metallerin yüzey pürüzlülüğünü arttırmada etkin yollardır. Pürüzlülüğün derecesi çakıl boyutuna, mekanik basınca, gaz akışına v.b. bağlı olarak değişmektedir. Bu etki farklı prosesler için Tablo 6.2’de gösterilmektedir. Çeşitli malzemelerin kaplanması ve boyanmasıyla elde edilmiş olan son yansıtma karşılaştırılmaktadır. Yansıtmadaki en büyük düşüş beklendiği gibi kıyaslanabilir boyutta çakılla 10,6 µm’lik lazer dalga boyunda kum püskürtme sonunda meydana gelmektedir. Kum püskürtme yöntemi ile yansıtmadaki (R) etkileyici düşüşe rağmen, bu yöntemin uygulanması çevresel üretim bakımından bir çok kısıtlamaya sahiptir. Sonuçta artan ışın emilimi (A) nedeniyle kum püskürtme diğer tekniklere kıyasla pratik bir teknik değildir. Benzer sınırlamalar zımpara kağıdı kullanımıyla yapılan uygulamalarda da ortaya çıkmaktadır. Ayrıca kapsamlı bir çalışmada Weiting ve Rosa (1979) tarafından 304 paslanmaz çeliğinin yüzey absorbsiyonun SiC kağıdı kullanılarak yapılan yüzey pürüzlülüğü etkileri araştırmasıdır. Yutma katsayısında (A) T<400 °C’de küçük bir artış olduğu halde, yüzey pürüzlülüğünün oluşturduğu hatalardan dolayı 600 °C yakınlarında şaşırtıcı bir düşüş vardır. Lazer kaynağından önce aluminyumun anodize edilmesinin kaynak nüfuziyetini ergimiş olan hacim kadar arttırdığı görülmektedir. (Mallory, Orr, ve Wells, (1988)) Farklı işlemler görmüş olan son yüzeylerin emilim katsayısı (A) ve kaynak özellikleri üzerindeki etkisi Tablo 6.2’de özetlenmiştir. Yapılan tüm kaynaklarda gözeneklilik gözlenmiştir, ancak gözenekliliğin derecesinin işlemler sonrası son yüzeyle ilişkisi yoktur. Benzer sonuçlar Duley ve Mao (1994) tarafından elde edilmiştir. 103 100 Doğrudan Yansıtma 90 Geçirgen Yansıtma YANSITMA (R) % 80 70 60 50 40 30 20 10 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Şekil 6.5 Uygulanan çeşitli yöntemlerin malzemenin lazer ışınını yansıtması üzerindeki etkileri (Duley, 1998) 1. Zımparalama (1 µm) 2. Kum Püskürtme (19 µm) 3. Kum Püskürtme (50 µm) 4. Yüzey İşlemleri 5. Oksidasyon 6. Grafit Kaplama 7. MoS2 8. Boyama (Dispersion) 9. Boyama (Plaka) BÖLÜM YEDİ LAZER GÜVENLİĞİ 7.1. Lazer Kaynak Yönteminde Lazer Güvenliği Lazer güvenlik standartı, IEC 60825-1 ve ANSI Z136.1, dünya çapında kabul edilmiş maksimum izin verilebilir korunmasızlık değerlerini çeşitli dalga boyları ve çalışma modları için listelemiştir. Bu yönetmeliğe uymak Avrupa Topluluğunda zorunludur. Ayrıca bazı ülkelerde bazı ilave ulusal yönetmeliklerde gözlemlenmektedir. Örneğin; Amerika Birleşik Devletlerinde lazer ürünlerinin kullanımı 21 CFR 1040 yönetmeliğiyle yürütülmektedir ve “Lazer Bildirisi 50” FDA’nın bir parçası olan CDRH tarafından 2001 yılında yayımlanmıştır. Tehlike potansiyelleri göz önünde tutularak lazerler, yayılan ışının dalga boyuna ve gücünede bağlı olarak dört güvenlik sınıfında kategorize edilmektedirler. Malzemelerin işlenmesi için kullanılan yüksek güçlü lazerler (CW modunda ve >0.5 W) 4.sınıf lazerlerdir ve en katı güvenlik korumasını gerektirmektedirler. Yüksek güçlü lazerler dalga boylarından ve onların insan gözü üzerindeki etkilerinden dolayı oluşturdukları tehlike potansiyelleri bakımından önemli farklılıklar gösterirler. 7.1.1. I.Sınıf (class I) Lazer Düşük güçlü (<0,4 mW), güvenli görülebilir dalga boyunda ışık yayan cihazları kapsamaktadır. Bu cihazlar direkt olarak bakılması önerilmeyen ve herhangi bir zarara sebebiyet vermeyecek ışınım seviyesine sahiptirler. Bundan dolayı, kontrol ölçümlerinden ve diğer gözetim şekillerinden muaf cihazlardır. Örneğin, diyot lazerler. 104 105 Şekil 7.1 Lazer İkaz İşaretleri (Wirth, 2004) 7.1.2 II.Sınıf (class II) Lazer Yaklaşık olarak 1mW gücünde , görülebilir dalga boyunda ışık yayan yüksek frekanslı darbeli lazer cihazları bu sınıfa girmektedirler. Korunma parlak ışık yayan kaynaklara karşı insanın doğal göz kırpma refleksi ile sağlanmaktadır. Ancak çıplak gözle uzun zaman periyotları boyunca bu ışığa doğrudan bakmak retinaya zarar verebilmektedir. Helyum-Neon lazerleri bu sınıfa girmektedir. 7.1.3 III.Sınıf (class III) Lazer Direkt olarak veya yansıyan ışığına bakılması zararlı olan, ancak ciltle teması halinde zararlı etkisi olmayan lazerler olup iki sınıfa ayrılmaktadır. 106 7.1.3.1 III-a.Sınıf (class III-a) Lazer Ürettikleri ışığa korumasız gözle doğrudan bakılmaması gereken, odaklayıcı optik cihazlarla (teleskop,mikroskop,dürbün v.b.) tehlikeli olan, 1-5 mW güçleri aralığındaki lazerleri ve lazer sistemlerini kapsamaktadır. Örneğin, helyum-neon lazerler. 7.1.3.2 III-b.Sınıf (class III-b) Lazer Yangın tehlikesi oluşturabilen, orta güç sınıfında (5 mW-500 mW) bulunan lazer ve lazer sistemleridir. Koruyucu gözlük olmadan doğrudan ürettikleri ışığa bakılmaması gereken lazerlerdir. 7.1.4 IV.Sınıf (class IV) Lazer Yüksek güç sınıfına giren, yangın tehlikesi oluşturan lazerlerdir. Yansımaları dahi hem cilt hemde çıplak gözle bakıldığında tehlikelidir. Yönetmeliklerde bu tip cihazların kapalı bir odada çalıştırılması ve gerekli emniyet tedbirlerinin alınması önerilmektedir. İnsan gözü merceği ve korneası odaklanmış lazer ışınını retina üzerine milimetrenin yüzde biri kadar küçük bir nokta olarak odaklar. Öyleki yoğunluk yaklaşık 300.000 katlık bir faktörle yükseltilmektedir. Bu konu “yakıcı-cam etkisi” (burning-glass effect) olarak bilinir ve kolayca retinaya zarar verebilir. Buna karşın, bu durum sadece ulraviole ve kızıl ötesi yakınındaki görünür ışınım bölgesinde geçerlidir. CO2 lazer ışınımı, 10,6 µm’lik bir dalga boyuyla kızıl-ötesi aralıkta olup, en dış korneal tabaka tarafından tamamen emilir, böylece “yakıcı-cam etkisi”nden de korunulmuş olur. Çünkü bu durumda temel tehlike korneal yanmadır. Diğer taraftan 1,06 µm’lik bir dalga boyuna sahip Nd: YAG lazerlerinde ışınımın % 40’ı retinaya ulaşır ve retinal yanmalarla göze şiddetli hasarlar verebilir. Özellikle 0,8-1,0 µm aralığındaki dalga boyunda yayılan diyod lazerlerinde ışınımın hemen hemen tamamı 107 retina ile karşılaştığından dolayı yeterli göz koruması tüm güvenlik talimatlarında bir önceliğe sahiptir. (Wirth, 2004) Şekil 7.2 İnsan gözü üzerinde “yakıcı cam etkisi” (Wirth, 2004) BÖLÜM SEKİZ DENEYSEL ÇALIŞMALAR 8.1 Deneylerde Kullanılan Malzeme Deneylerde ana malzeme olarak paslanmaz çelik kullanılmıştır. Paslanmaz çeliklerin en önemli özelliği oksidasyona ve korozyona karşı mükemmel dirençleridir. En az % 12 Cr ihtiva ederler. Şekil 8.1’de demir-krom denge diyagramı görülmektedir. Paslanmaz çeliklerin artan krom miktarına bağlı olarak yüksek sıcaklıklarda oksidasyon dirençleri artmaktadır. Paslanmaz çelikler üç grupta toplanmaktadır. Bunlar; 1) Ferritik Kromlu Paslanmaz Çelikler 2) Martenzitik Kromlu Paslanmaz Çelikler 3) Ostenitik Krom-Nikelli Paslanmaz Çelikler Bizim deneyde kullandığımız malzeme olan 304 paslanmaz çelik östenitik kromnikelli paslanmaz çelikler grubuna girmektedir. Bu çeliklere korozyon dirençlerini arttırmak için çeşitli alaşım elementleri katılmaktadır. Çeliğin içinde yüksek miktarda krom bulunması paslanmayı önler, kromla beraber nikel bulunması özellikle asidik ortamlarda yüksek bir korozyon direnci sağlamaktadır. Ostenitik krom-nikelli paslanmaz çelikler, bileşimlerinde % 12-25 Cr ve % 8-25 Ni içermektedirler ve antimagnetiktirler. Ancak yüksek krom ve nikel miktarı bu çeliklerin maliyetlerinin artmasına neden olmaktadır. Çok iyi kaynak kabiliyetine sahiptirler. Ostenit oluşturucu element nikel, demir-karbon alaşımlarından ferriti hemen hemen yok ederken östenit alanını genişletir. (Şekil 8.2) Karbon miktarı % 0,03’den az ise karbür oluşmaz ve çelik oda sıcaklığında tamamen ostenitik olarak kalır. 108 109 Şekil 8.1 Fe-Cr (demir-krom) denge diyagramı (Kou, 2002) Şekil 8.2 Fe-C (demir-karbon), Fe-Cr (demir-krom) ve Fe-Ni-Cr (demir-nikel-krom) denge diyagramları (Kou, 2002) 110 Ostenitik krom-nikelli paslanmaz çeliklerin kaynağında en önemli metalurjik problem ısı etkisi altında kalan bölgede, bu bölgenin 500-900 °C sıcaklık değerleri arasında uzun süre kalması sonucu ortaya çıkan krom karbür çökelmesidir. (Şekil 8.3) Krom karbürler tane sınırlarında çökelirler ve çeliği taneler arası korozyona karşı hassas hale getirirler. Bundan dolayı ostenitik krom nikelli paslanmaz çeliklerin karbon içeriğinin maksimum % 0,06, optimum %0,03 olması gerekmektedir. Krom karbür çökelmesinin önlenmesi için çeliğin karbon içeriği azaltılmalıdır. Ayrıca krom karbür çökelmesini önlemek için kullanılan diğer yöntemde çeliğin bileşimine Ti, Nb ve Ta gibi elementlerin katılmasıdır. Karbon krom atomu yerine titanyum, niobyumu tercih ederek TiC ve NbC oluşturur. Bu işlem stabilizasyon olarak adlandırılmaktadır.(Şekil 8.3) (Böhler) Şekil 8.3 Krom-nikelli ostenitik paslanmaz çeliklerde tane sınırlarında krom karbür çökelmesi (Kou, 2002) Korozyonu önlemek için su verme ısıl işlemi kullanılmaktadır. Korozyona hassas çelik 1100 °C’nin üzerine ısıtıldığında krom karbürler çözündükten sonra hızla soğutularak karbürlerin yeniden oluşması önlenir. (Askeland, çev.,2002) 111 Şekil 8.4 Krom-nikelli ostenitik paslanmaz çeliklerde tane sınırlarında krom karbür, titanyum karbür ve neodinyum karbür çökelmesi (Kou, 2002) Tablo 8.1 Deneylerde kullanılan malzemenin kimyasal bileşimi 304 % Karbon 0,08 max. Mangan 2,0 max. Fosfor 0,045 max. Kükürt 0,030 max. Silisyum 0,75 max. Krom 18,00-20,00 max. Nikel 8,00-12,00 max. Azot 0,10 max. Demir 65-71 max. 112 8.2 Kullanılan Kaynak Parametreleri Bu çalışmada 0,6 mm kalınlığındaki 180mm*200 mm boyutlarına sahip ostenitik krom-nikelli paslanmaz çelik (304) levhalar Rofin Star Weld Open Tool lazer kaynak makinasında farklı kaynak parametreleri kullanılarak alın birleştirmesi şeklinde kaynak edilmiştir. (Şekil 8.4, Şekil 8.5, Şekil 8.6) Lazer kaynak işleminde kullanılan parametreler Tablo 8.2’de verilmektedir. Kaynak parametreleri olarak gerilim, darbe süresi ve darbe enerjisi alınmış ve bu parametrelerin değişiminin etkileri incelenmiştir. Bu çalışmanın amacı, birleştirmenin hem mekanik özellikler hemde mikroyapı özellikleri açısından uygun kaynak parametrelerinin bulunmasıdır. Şekil 8.4 Deneyler için kullanılan numunelerin imalatının yapıldığı Rofin Star Weld Tool Open Lazer kaynak makinası (Rofin) 113 Şekil 8.5 Deneyler için kullanılan numunelerin imalatının yapıldığı Rofin Star Weld Tool Open Lazer kaynak makinası lazer kafası ve dijital ekran (Rofin) Şekil 8.6 Lazer kaynak makinasında deney numunelerinin hazırlanması (Lazer Metal ) 114 Tablo 8.2 Lazer kaynaklı birleştirmelerde kullanılan kaynak parametreleri Numune No Darbe Süresi Değişimi Gerilim Darbe Darbe Darbe Odak Süresi Frekansı Enerjisi (Işın) Çapı 1 240 Volt 4,5 ms 6 Hz 5,4 Joule 0,7 mm 2 240 Volt 6,5 ms 6 Hz 6,1 Joule 0,7 mm 3 240 Volt 8,5 ms 6 Hz 9,5 Joule 0,7 mm Darbe Darbe Darbe Odak Çapı Süresi Frekansı Enerjisi Gerilim Değişimi Gerilim 1 230 Volt 6,5 ms 6 Hz 5 Joule 0,7 mm 2 240 Volt 6,5 ms 6 Hz 7,4 Joule 0,7 mm 3 250 Volt 6,5 ms 6 Hz 8,9 Joule 0,7 mm Darbe Darbe Darbe Odak Çapı Süresi Frekansı Enerjisi Darbe Enerjisi Gerilim 1 260 Volt 3 ms 6,5 Hz 5,8 Joule 0,8 mm 2 260 Volt 3,5 ms 5 Hz 7,7 Joule 0,8 mm 3 260 Volt 8 ms 7 Hz 12,2 Joule 0,8 mm 8.3 Çekme Testi Çekme deneyi malzemelerin mukavemeti hakkında esas dizayn bilgilerini saptamak ve malzemelerin özelliklere göre sınıflandırılmasını sağlamak amacı ile geniş çapta kullanılır. Çekme deneyi standartlara göre hazırlanmış deney numunesinin tek eksende, belirli hızda ve sabit sıcaklıkta koparılıncaya kadar çekilmesidir. Deney sırasında, standart numuneye devamlı olarak artan bir çekme kuvveti uygulandığında, aynı esnada da numunenin uzaması kaydedilir. Çekme deneyi sonucunda numunenin temsil ettiği malzemeye ait aşağıdaki mekanik özellikler bulunabilir.(Şekil 8.7) 115 Şekil 8.7 Gerilme-şekil değiştirme diyagramı üzerinde mekanik özelliklerin gösterimi (Askeland, 1998) a) Elastisite Modülü b) Elastik sınırı c) Rezilyans d) Akma Mukavemeti e) Çekme Mukavemeti f) Tokluk g) % Uzama h) % Kesit Daralması Çekme deneyine tabi tutulan numunenin yukarıda belirtilen özelliklerinin sıhhatli bir şekilde ortaya çıkarılabilmesi için, alındığı malzemenin tam olarak temsil edilebilmesi şarttır. Ayrıca şu hususların bilinmesi de sonuçların irdelenmesi bakımından gereklidir. Numunenin alındığı malzemenin: a) İmalat Şekli -Döküm 116 -Kaynak -Sıcak Dövme veya Haddeleme -Soğuk Dövme veya Haddeleme b) İmalat Şekline Göre Yönlenme c) Tatbik Edilen Isıl İşlemler Deney sonuçlarının irdelenmesinde, numunenin alındığı malzemenin yanısıra, alınan numunede de şu hususların bilinmesi faydalıdır: a) Numunenin alındığı bölgeler b) Numunenin alınış şekli c) Numunenin hazırlanış şekli Çekme deneyine tabi tutulacak numunelerin şekil ve boyutları standartlarda belirtilmektedir. Deney sonuçlarının belirli bir standarda uyma zorunluluğu vardır. (Kayalı, Ensari, Dikeç, 1996) Çekme deneyi numunesi hazırlanırken kullanılan standart TS 287 EN 895 olup, Metalik Malzemeler-Kaynaklar Üzerinde Tahribatlı Deneyler-Enine Çekme Deneyini kapsamaktadır. Çekme deneyleri SHIMADZU marka çekme test cihazında yapılmıştır. (Şekil 8.8) Çekme deneyi numunesi şekli ve boyutları Şekil 8.9’de verilmiştir. 117 Şekil 8.8 Çekme testlerinin yapıldığı SHIMADZU test makinası Şekil 8.9 Kaynaklı birleştirme çekme testi numunesi 118 Tablo 8.3 Darbe süresi değişiminin çekme mukavemeti üzerindeki etkisi Darbe Süresi (ms) 4,5 6,5 8,5 σÇ σÇ σÇ 1 104 188 227,47 Ölçüm 2 124,8 232 354 No 3 149,33 312 346,43 126,04 244,00 309,3 Çekme Mukavemeti (σÇ, N/mm2) Ortalama Değer Kaynak Edilmemiş 309,3 Malzeme Kopma Bölgesi Kaynak Kaynak Bölgesinden Bölgesinden Esas Metalden 340 2 Çekme Mukavemeti (N/mm ) Darbe Süresi Değişiminin Çekme Mukavemeti Üzerindeki Etkisi 310 280 250 220 190 Kaynak Edilmemiş Malzeme Darbe Süresi Değişimi 160 130 100 4 5 6 7 8 9 Darbe Süresi (ms) Şekil 8.10 Darbe süresi değişiminin çekme mukavemeti üzerindeki etkisini gösteren grafik 119 Tablo 8.4 Darbe süresi değişiminin akma mukavemeti üzerindeki etkisi Darbe Süresi (ms) 4,5 6,5 8,5 σA σA σA 1 61,33 50,67 66,67 2 64 66,67 72,35 3 72 85,33 73 65,78 67,56 70,67 Akma Mukavemeti (σA, N/mm2) Ölçüm No Ortalama Değer Kaynak Edilmemiş 70,67 Malzeme 76 2 Akma Mukavemeti (N/mm ) Darbe Süresi Değişiminin Akma Mukavemeti Üzerindeki Etkisi 74 72 70 68 Kaynak Edilmemiş Malzeme Darbe Süresi Değişimi 66 64 4 5 6 7 8 Darbe Süresi (ms) Şekil 8.11 Darbe süresi değişiminin akma mukavemeti üzerindeki etkisini gösteren grafik 9 120 Tablo 8.5 Darbe süresi değişiminin kopma uzaması (%) üzerindeki etkisi Darbe Süresi (ms) 4,5 6,5 8,5 Kopma Uzaması % % % 1 2,56 15,87 20,43 2 6,09 23,9 25 3 6,8 46 30 5,15 28,59 25,14 Ölçüm No Ortalama Değer Kaynak Edilmemiş 31,67 Malzeme Darbe Süresi Değişiminin Kopma Uzaması (%) Üzerindeki Etkisi Kopma Uzaması (%) 35 30 25 20 15 Kaynak Edilmemiş Malzeme Darbe Süresi Değişimi 10 5 4 5 6 7 8 9 Darbe Süresi (ms) Şekil 8.12 Darbe süresi değişiminin kopma uzaması (%) üzerindeki etkisini gösteren grafik 121 Tablo 8.6 Gerilim değişiminin çekme mukavemeti üzerindeki etkisi Gerilim (Volt) 230 240 250 σÇ σÇ σÇ 1 125,52 157 271,36 2 137,5 199,47 295,57 3 154,66 280,99 360,96 Ortalama Değer 139,23 212,49 309,3 Çekme Mukavemeti (σÇ, N/mm2) Ölçüm No Kaynak Edilmemiş 309,3 Malzeme Kopma Bölgesi Kaynak Bölgesinden Kaynak Bölgesinden Esas Metalden 340 2 Çekme Mukavemeti (N/mm ) Gerilim Değişiminin Çekme Mukavemeti Üzerindeki Etkisi 310 280 250 220 190 Kaynak Edilmemiş Malzeme Gerilim Değişimi 160 130 100 220 230 240 250 260 Gerilim (Volt) Şekil 8.13 Gerilim değişiminin çekme mukavemeti üzerindeki etkisini gösteren grafik 122 Tablo 8.7 Gerilim değişiminin akma mukavemeti üzerindeki etkisi Gerilim (Volt) 230 240 250 σA σA σA 1 66,67 64 61,33 2 69,33 64 64 3 76 69,33 74,67 70,67 65,78 66,67 Akma Mukavemeti (σA, N/mm2) Ölçüm No Ortalama Değer Kaynak Edilmemiş 70,67 Malzeme 120 2 Akma Mukavemeti (N/mm ) Gerilim Değişiminin Akma Mukavemeti Üzerindeki Etkisi Kaynak Edilmemiş Malzeme Gerilim Değişimi 110 100 90 80 70 60 220 230 240 250 260 Gerilim (Volt) Şekil 8.14. Gerilim değişiminin akma mukavemeti üzerindeki etkisini gösteren grafik 123 Tablo 8.8 Gerilim değişiminin kopma uzaması (%) üzerindeki etkisi Gerilim (Volt) 230 240 250 Kopma Uzaması % % % 1 6,66 9,43 33,9 2 6,8 18,97 31,12 3 6,8 37,9 30 6,75 22,10 31,67 Ölçüm No Ortalama Değer Kaynak Edilmemiş 31,67 Malzeme Kopma Uzaması (%) Gerilim Değişiminin Kopma Uzaması (%) Üzerindeki Etkisi 35 29 23 17 Kaynak Edilmemiş Malzeme Gerilim Değişimi 11 5 220 230 240 250 260 Gerilim (Volt) Şekil 8.15 Gerilim değişiminin kopma uzaması (%) üzerindeki etkisini gösteren grafik 124 Tablo 8.9 Darbe enerjisi değişiminin çekme mukavemeti üzerindeki etkisi Darbe Enerjisi (Joule) 5,8 7,7 12,2 σÇ σÇ σÇ 1 128,64 138,53 2 161,97 150,27 3 167,97 194,67 Ortalama Değer 152,86 161,157 Çekme Mukavemeti (σÇ, N/mm2) Ölçüm No Kaynak Edilmemiş 315,34 302,4 310,15 309,30 309,3 Malzeme Kaynak Kopma Bölgesi Kaynak Bölgesinden Esas Metalden Bölgesinden 2 Çekme Mukavemeti (N/mm ) Darbe Enerjisi Değişiminin Çekme Mukavemeti Üzerindeki Etkisi 340 310 280 250 220 190 160 130 100 Kaynak Edilmemiş Malzeme Darbe Enerjisi Değişimi 5 6 7 8 9 10 11 12 13 Darbe Enerjisi (Joule) Şekil 8.16 Darbe enerjisi değişiminin çekme mukavemeti üzerindeki etkisini gösteren grafik 125 Tablo 8.10 Darbe enerjisi değişiminin akma mukavemeti üzerindeki etkisi Darbe Enerjisi (Joule) 5,8 7,7 12,2 σA σA σA 1 53,33 53,33 53,33 2 61,33 56 64 3 64 58,67 66,67 59,55 56 61,33 Akma Mukavemeti (σA, N/mm2) Ölçüm No Ortalama Değer Kaynak Edilmemiş 70,67 Malzeme 75 2 Akma Mukavemeti (N/mm ) Darbe Enerjisi Değişiminin Akma Mukavemeti Üzerindeki Etkisi 70 65 60 55 Kaynak Edilmemiş Malzeme Darbe Enerjisi Değişimi 50 45 5 6 7 8 9 10 11 12 13 Darbe Enerjisi (Joule) Şekil 8.17 Darbe enerjisi değişiminin akma mukavemeti üzerindeki etkisini gösteren grafik 126 Tablo 8.11 Darbe enerjisi değişiminin kopma uzaması üzerindeki etkisi Darbe Enerjisi (Joule) 5,8 7,7 12,2 Kopma Uzaması % % % 1 6,8 8,69 31,8 2 7,53 8,74 31,12 3 13,71 15,27 32,1 9,35 10,90 31,67 Ölçüm No Ortalama Değer Kaynak Edilmemiş 31,67 Malzeme Kopma Uzaması (%) Darbe Enerjisi Değişiminin Kopma Uzaması (%) Üzerindeki Etkisi 36 30 24 18 Kaynak Edilmemiş Malzeme Darbe Enerjisi Değişimi 12 6 5 6 7 8 9 10 11 12 13 Darbe Enerjisi (Joule) Şekil 8.18 Darbe Enerjisi değişiminin kopma uzaması (%) üzerindeki etkisini gösteren grafik 127 8.4 Bükme Testi Metalik malzemelerin bükme deneyi, malzemelerin şekil değiştirme özellikleri hakkında genellikle kalitatif bir bilgi edinme gayesiyle yapılır. İmalat esnasında eğerek veya katlayarak form verilen malzemelerin şekil değiştirme kapasitesinin tayininde çoğu kez bu testlerden faydalanılır. (Örneğin; kazan sacı, gemi sacı v.s.) Bükme deneyi, malzemenin kendisi için uygulandığı gibi, bu malzemelerden kaynak yoluyla birleştirilmiş parçalar içinde uygulanabilir. Böylece kaynak dikişinin şekil değiştirme kapasitesi, hatta kaynak dikişi ile esas malzeme arasında iyi bir bağlantının olup olmadığı tesbit edilebilir. Şekil 8.19 Kaynaklı birleştirmelere uygulanan çeşitli bükme testleri (TWI) Deney genellikle, yuvarlak veya dikdörtgen kesitli ürünlerden çıkarılan numunelere uygulanır. Yuvarlak kesitli ürünlerde uygun bir boyda kesilen parça, genellikle, olduğu gibi deneye tabi tutulur. (Kayalı, Ensari, Dikeç, 1996) 128 Deneylerin uygulanması ve deney numunesi boyutları TS 282 EN 910 standardına uygun olarak yapılmış olup, deneyler Shimadzu test makinasında yapılmıştır.(Şekil 8.13) Deney numunesi şekil ve boyutları Şekil 8.14’te verilmiştir. Şekil 8.20 Bükme testlerinin SHIMADZU test makinası yapılması Şekil 8.21 Bükme deneyi numunesi şekli ve boyutları Ayrıca deneylerin yapılmasında kullanılan test makinasının boyutları (mandrel çapı, makaralar arası mesafe, vb.) Şekil 8.15’te görülmektedir. 129 Bir mandrelle bükme deneyinde kaynak, makaralar arası mesafenin ortasında olmalıdır. Deney numunesi, deney numune yüzeyine dik olarak açıklığın tam ortasında kaynak ekseni üzerine bir mandrel vasıtasıyla yükün tedrici ve sürekli olarak uygulanmasıyla bükülmelidir. Şekil 8.22 Bükme deneyi numunesi test düzeneği şekli ve boyutları (TS 282 EN 910) Bükme deneyi için kullanılan test düzeneğinin şekli Şekil 8.22’de verilmiştir. 130 Tablo 8.12 Bükme deneyi için kullanılan test düzeneği boyutları ve deney sonuçları Deney Deney Numunesi Tipi Mandrel Makaralar Eğme Muayene Çapı (mm) Arası Açısı ° (Göz ile) No Sonucu Mesafe (mm) 1 Kök Eğme 10 11,5 120 Çatlak Gözlenmedi 2 Kök Eğme 10 11,5 120 Çatlak Gözlenmedi 3 Kök Eğme 10 11,5 120 Çatlak Gözlenmedi 4 Kök Eğme 10 11,5 120 Çatlak Gözlenmedi 5 Kök Eğme 10 11,5 120 Çatlak Gözlenmedi 6 Kök Eğme 10 11,5 120 Çatlak Gözlenmedi 7 Kök Eğme 10 11,5 120 Çatlak Gözlenmedi 8 Kök Eğme 10 11,5 120 Çatlak Gözlenmedi 9 Kök Eğme 10 11,5 120 Çatlak Gözlenmedi 8.5 Mikrosertlik Testi Mikrosertlik deneyi, özellikle çok küçük numunelerin ve ince sacların sertliklerini ölçmede elverişlidir. Karbürize, dekarbürize ve azotla sertleştirilmiş yüzeylerle, elektrolitik olarak kaplanmış malzemelerin sertlikleri bu deney ile tespit edilebilir. Ayrıca, alaşımlarda fazların sertliklerinin tesbitinde, segregasyonların ve cam, porselen, metalik karbürler gibi çok sert ve kırılgan malzemelerin sertliklerini ölçmede de kullanılır. Deney malzemesinin sertliğine göre seçilen uygun yükler için, batıcı ucun malzemeye girdiği derinlik hiç bir zaman 1 mikronu geçmez. Mikro-sertlik aleti hassas bir alettir. Diğer sertlik ölçme aletlerinden farklı olan yanı, aletin komple metal mikroskobunu ihtiva etmesidir. Sertliği ölçülecek numune mikroskobun tablasına oturtulur ve okülerde net görüntü elde edillinceye kadar mikroskop tablası hareket ettirilir. Bundan sonra mikroskop tablası elle, sertlik ölçen kısmın altına getirilir ve düğmeye basarak sertlik ölçen ucun hareketi sağlanır. Uç otomatik olarak numuneye batar ve 20 saniye sonra yine otomatik olarak geriye döner. Böylece numunenin üzerinde bir iz elde edilir. 131 İzin boyutlarını ölçmek için mikroskobun tablası yine elle objektifin altına getirilir ve okülerden iz gözlenir. Oküler üzerindeki özel taksimat ile izin boyutları tesbit edilir. Şekil 8.23 Mikrosertlik testi prensip şeması (TWI) Mikrosertlik deneyi için iki standart uç kullanılmaktadır. Bunlardan biri 136 °’lik piramit uç (Vickers ucu)dur. Diğeri ise National Bureu of Standarts tarafından geliştirilmiş olan ve Knoop diye bilinen 172°30′ lik piramit ucdur. 136 °’lik uç malzemede kare şeklinde iz bırakmasına karşın Knoop ucu eşkenar dörtgen şeklinde bir iz bırakır. Şekil 8.24 Vickers sertlik deneyinde kullanılan kare piramit uç geometrisi (TWI) 132 Vickers sertlik deneyinde meydana gelen iz, taban köşegeni (d) olan kare bir piramittir ve tepe açısı dalıcı ucun tepe açısının aynınır.(=136 °) Vickers sertlik değeri kg olarak ifade edilen deney yükünün; mm2 olarak ifade edilen iz alanına bölümüdür. Vickers sertlik değeri için aşağıdaki formül bulunur: VSD= 2 P. sin(α / 2) 1,8544 P = d2 d2 Burada; P= Kgf cinsinden uygulanan yük α= Tepe açısı =136° (iz veya dalıcı ucun) d= Taban köşegeni (izin) Mikrosertlik aletinde 25 gr’dan 10 000 gr’a kadar yük tatbik etmek mümkündür. En uygun yükü bulmak için, meydana gelen izin köşegenlerinin kolayca görülebilecek bir uzunlukta olması esas alınır. Bu bakımdan malzemenin sertliğine göre, deneme ile en uygun yük tesbit edilir. Vickers sertlik değeri, VSD işareti ile beraber bazen uygulanan yük ve yükün uygulama zamanını belirten sayısal işaretlerde ilave edilir. VSD/30/20, 30 kg.’lık yükün 20 saniye süre ile uygulanması sonucu elde edilen Vickers sertlik değerini gösterir. (Kayalı, Ensari, Dikeç, 1996) Mikrosertlik ölçümlerinin yapıldığı SHIMADZU marka mikrosertlik ölçüm cihazı Şekil 8.25’te verilmiştir. 133 Şekil 8.25 Mikrosertlik ölçümlerinde kullandığımız SHIMADZU marka mikrosertlik ölçüm cihazı Şekil 8.26 Kaynaklı birleştirmede darbe süresi değişiminin sertlik üzerindeki etkisi 134 Şekil 8.27 Kaynaklı birleştirmede gerilim değişiminin sertlik üzerindeki etkisi 135 Şekil 8.28 Kaynaklı birleştirmede darbe enerjisi değişiminin sertlik üzerindeki etkisi 136 8.6 Lazer Kaynağında Kullanılan Kaynak Parametrelerinin Dikiş Formuna ve Nüfuziyete Etkileri Lazer kaynağında temel parametreler olarak kullandığımız darbe süresi, gerilim ve darbe enerjisi değişiminin kaynak dikiş formuna ve kaynak nüfuziyetine etkilerini inceledik. 137 8.6.1 Darbe Süresi Değişiminin Etkileri a) 4,5 ms b) 6,5 ms c) 8,5 ms Şekil 8.29 Lazer kaynağında darbe süresi değişiminin kaynak nüfuziyeti ve dikiş genişliğine etkisi (a) 4,5 ms, b) 6,5 ms, c) 8,5 ms darbe süreleri ile gerilim 240 Volt frekansı 6 Hz, Odak çapı 0,7 mm) 138 Tablo 8.13 Darbe süresi değişiminin kaynak nüfuziyeti ve dikiş genişliği üzerindeki etkileri Darbe Süresi (ms) Nüfuziyet Miktarı (mm) Dikiş Genişliği (mm) 4,5 0,3498 1,106 6,5 0,3686 1,1687 8,5 0,552 1,2903 Darbe Süresi Değişiminin Nüfuziyet Miktarına Etkisi Nüfuziyet Miktarı (mm) 0,600 0,552 0,550 0,500 0,450 0,400 0,3686 0,350 0,3498 0,300 4 4,5 5 5,5 6 6,5 7 7,5 8 8,5 9 Darbe Süresi (ms) Şekil 8.30 Darbe süresi değişiminin kaynak nüfuziyeti üzerindeki etkisi Darbe Süresi Değişiminin Dikiş Genişliğine Etkisi Dikiş Genişliği (mm) 1,300 1,2903 1,250 1,200 1,1687 1,150 1,100 1,106 1,050 4 4,5 5 5,5 6 6,5 7 7,5 8 Darbe Süresi (ms) Şekil 8.31 Darbe süresi değişiminin dikiş genişliği üzerindeki etkisi 8,5 9 139 8.6.2 Gerilim Değişiminin Etkileri a) 230 Volt b) 240 Volt c) 250 Volt Şekil 8.32 Lazer kaynağında gerilim değişiminin kaynak nüfuziyeti ve dikiş genişliğine etkisi ( a) 230 Volt , b) 240 Volt, c) 250 Volt gerilimler ile darbe süresi 6,5 ms, frekansı 6 Hz, Odak çapı 0,7 mm) 140 Tablo 8.14 Gerilim değişiminin kaynak nüfuziyeti ve dikiş genişliği üzerindeki etkileri Gerilim (Volt) Nüfuziyet Miktarı (mm) Dikiş Genişliği (mm) 230 0,1820 0,8571 240 0,2451 1,1283 250 0,5327 1,3519 Nüfuziyet Miktarı (mm) Gerilim Değişiminin Nüfuziyet Miktarına Etkisi 0,600 0,550 0,500 0,450 0,400 0,350 0,300 0,250 0,200 0,150 0,100 0,5327 0,2451 0,182 220 230 240 250 260 Gerilim (Volt) Şekil 8.33 Gerilim değişiminin kaynak nüfuziyeti üzerindeki etkisi Gerilim Değişiminin Dikiş Genişliğine Etkisi 1,500 Dikiş Genişliği (mm) 1,400 1,3519 1,300 1,200 1,1283 1,100 1,000 0,900 0,8571 0,800 0,700 220 230 240 250 Gerilim (Volt) Şekil 8.34 Gerilim değişiminin dikiş genişliği üzerindeki etkisi 260 141 8.6.3 Darbe Enerjisi Değişiminin Etkileri a) 5,8 Joule b) 7,7 Joule c) 12,2 Joule Şekil 8.35 Lazer kaynağında darbe enerjisi değişiminin kaynak nüfuziyeti ve dikiş genişliğine etkisi ( a) 5,8 Joule , b) 7,7 Joule, c) 12,2 Joule darbe enerjileriyle gerilim 260 Volt, Odak çapı 0,8 mm) 142 Tablo 8.15 Darbe enerjisi değişiminin kaynak nüfuziyeti ve dikiş genişliği üzerindeki etkileri Darbe Enerjisi (Joule) Nüfuziyet Miktarı (mm) Dikiş Genişliği (mm) 5,8 0,1682 0,9919 7,7 0,2625 1,3574 12,2 0,6315 1,5083 Darbe Enerjisi Değişiminin Nüfuziyet Miktarına Etkisi Nüfuziyet Miktarı (mm) 0,700 0,6315 0,600 0,500 0,400 0,300 0,2625 0,200 0,1682 0,100 5 6 7 8 9 10 11 12 13 Darbe Enerjisi (Joule) Şekil 8.36 Darbe enerjisi değişiminin kaynak nüfuziyeti üzerindeki etkisi Darbe Enerjisi Değişiminin Dikiş Genişliğine Etkisi 1,600 Dikiş Genişliği (mm) 1,500 1,5083 1,400 1,3574 1,300 1,200 1,100 1,000 0,9919 0,900 5 6 7 8 9 10 11 Darbe Enerjisi (Joule) Şekil 8.37 Darbe enerjisi değişiminin dikiş genişliği üzerindeki etkisi 12 13 143 8.7 Mikroyapı İncelemesi Lazer kaynağıyla kaynak edilmiş olan numuneler, mikroyapılarının incelenmesi için sırasıyla polyester malzeme içine soğuk kalıplama, kaba ve ince zımparalama, parlatma ve dağlama işlemlerine tabi tutulmuşlardır. Zımparalama işleminde 180, 320, 600 ve 1200 numaralı zımpara kağıtları kullanılmıştır. Parlatma kademesinde ise 1 mikronluk elmas tozlu süspansiyon kullanılmıştır. Bu işlemler tamamlandıktan sonra, % 42 HCl (Hidroklorik asit), % 28 HNO3 (Nitrik asit), % 28 CH3COOH (Asetik asit) ve % 2 Gliserin içeren dağlama reaktifi kullanılarak daldırma yöntemi ile dağlama işlemi yapılmıştır. Mikroyapı incelemesi için METKON IMM 901 metalurji mikroskobu kullanılmıştır. Bu işlemler tamamlandıktan sonra her bir numune için, sırasıyla ana metal, geçiş bölgesi ve kaynak metalinden 250(/ 400) katlık büyütmeler ile mikroyapı fotoğrafları çekilmiştir. 144 a) ANA METAL 250X b) KAYNAK METALİ veGEÇİŞ BÖLGESİ 250X c) KAYNAK METALİ 250X Şekil 8.38 Lazer kaynağında 230 Volt gerilim kullanılarak yapılan birleştirmenin mikroyapı fotoğrafları a) Ana metal 250X b) Kaynak Metali ve Geçiş Bölgesi 250X c) Kaynak Metali 250X 145 a) ANA METAL 250X b) KAYNAK METALİ veGEÇİŞ BÖLGESİ 250X c) KAYNAK METALİ 250X Şekil 8.39 Lazer kaynağında 240 Volt gerilim kullanılarak yapılan birleştirmenin mikroyapı fotoğrafları a) Ana metal 250X b) Kaynak Metali ve Geçiş Bölgesi 250X c) Kaynak Metali 250X 146 a) ANA METAL 250X b) KAYNAK METALİ veGEÇİŞ BÖLGESİ 250X c) KAYNAK METALİ 250X Şekil 8.40 Lazer kaynağında 250 Volt gerilim kullanılarak yapılan birleştirmenin mikroyapı fotoğrafları a) Ana metal 250X b) Kaynak Metali ve Geçiş Bölgesi 250X c) Kaynak Metali 250X 147 a) ANA METAL 250X b) KAYNAK METALİ veGEÇİŞ BÖLGESİ 250X c) KAYNAK METALİ 250X Şekil 8.41 Lazer kaynağında 5,8 Joule darbe enerjisi kullanılarak yapılan birleştirmenin mikroyapı fotoğrafları a) Ana metal 250X b) Kaynak Metali ve Geçiş Bölgesi 250X c) Kaynak Metali 250X 148 a) ANA METAL 250X b) KAYNAK METALİ veGEÇİŞ BÖLGESİ 250X c) KAYNAK METALİ 250X Şekil 8.42 Lazer kaynağında 7,7 Joule darbe enerjisi kullanılarak yapılan birleştirmenin mikroyapı fotoğrafları a) Ana metal 250X b) Kaynak Metali ve Geçiş Bölgesi 250X c) Kaynak Metali 250X 149 a) ANA METAL 250X b) KAYNAK METALİ veGEÇİŞ BÖLGESİ 250X c) KAYNAK METALİ 250X Şekil 8.43 Lazer kaynağında 12,2 Joule darbe enerjisi kullanılarak yapılan birleştirmenin mikroyapı fotoğrafları a) Ana metal 250X b) Kaynak Metali ve Geçiş Bölgesi 250X c) Kaynak Metali 250X 150 a) ANA METAL 400X b) KAYNAK METALİ veGEÇİŞ BÖLGESİ 250X c) KAYNAK METALİ 250X Şekil 8.44 Lazer kaynağında 4,5 ms darbe süresi kullanılarak yapılan birleştirmenin mikroyapı fotoğrafları a) Ana metal 400X b) Kaynak Metali ve Geçiş Bölgesi 250X c) Kaynak Metali 250X 151 a) ANA METAL 250X b) KAYNAK METALİ veGEÇİŞ BÖLGESİ 250X c) KAYNAK METALİ 250X Şekil 8.45 Lazer kaynağında 6,5 ms darbe süresi kullanılarak yapılan birleştirmenin mikroyapı fotoğrafları a) Ana metal 250X b) Kaynak Metali ve Geçiş Bölgesi 250X c) Kaynak Metali 152 a) ANA METAL 250X b) KAYNAK METALİ veGEÇİŞ BÖLGESİ 250X c) KAYNAK METALİ 250X Şekil 8.46 Lazer kaynağında 8,5 ms darbe süresi kullanılarak yapılan birleştirmenin mikroyapı fotoğrafları a) Ana metal 250X b) Kaynak Metali ve Geçiş Bölgesi 250X c) Kaynak Metali 250X BÖLÜM DOKUZ SONUÇLAR 9.1 Sonuçlar Darbe süresi arttıkça çekme mukavemetide artmaktadır. En yüksek çekme mukavemeti 8,5 ms’lik darbe süresinde elde edilmiş olup, kopma ana metalden gerçekleşmiştir. Yapılan çekme testlerinde 8,5 ms’lik darbe süresinde kaynaklı numunelerin akma mukavemetleri kaynak edilmemiş ana metalin akma mukavemetini sağlamaktadır. En yüksek kopma uzaması 6,5 ms’lik darbe süresinde görülmüştür. Mevcut şartlar altında kaliteli bir kaynak dikişi elde edebilmek için ideal gerilim 250 Volt olarak bulunmuştur. Bu değerden daha düşük gerilim değerlerinde kopma kaynak bölgesinden gerçekleşmekte ve ana metalin çekme mukavemeti değerlerinin altında değerler ortaya çıkmaktadır. Akma mukavemeti açısından sonuçlar incelendiğinde ana metalin akma mukavemeti değerine 230 Volt’luk gerilim kullanıldığında ulaşılmaktadır. Kopma uzaması açısından da en iyi gerilim minimum 250 Volt olarak bulunmuştur. Darbe enerjisi değişiminin dayanım üzerindeki etkisini görmek amacıyla sırasıyla 5,8 Joule, 7,7 Joule ve 12,2 Joule’lük darbe enejileri kullanılmış olup, 12,2 Joule’lük darbe enejisiyle kaynak edilmiş numunenin çekme mukavemeti açısından ana metalin çekme mukavemeti değerine sahip olduğu bulunmuştur. Ana metalin kopma uzaması değerine ancak 12,2 Joule’lük darbe enerjisiyle ulaşılmıştır. 153 154 Çekme testi sonuçaları incelendiğinde, sağlam bir kaynak dikişi elde edebilmek için mukavemet açısından en iyi parametrelerin 8,5 ms darbe süresi ve 250 Volt gerilim ve 12,2 Joule darbe enerjisi değerlerleri olduğu bulunmuştur. Bu değerler kullanılarak yapılacak olan birleştirme ana malzemenin çekme mukavemetine sahip olabilecektir. Birleştirmenin kaynak bölgesinde kusurların mevcut olup, olmadığını değerlendirmek için yapılan enine kök bükme deneyinde hiç bir numunede kaynak dikişinde çatlak gözlenmemiştir. Makroyapı fotoğrafları incelendiğinde, sırasıyla 4,5 ms, 6,5 ms ve 8,5 ms’lik darbe sürelerinin kullanımında yeterli nüfuziyetin sağlandığı görülmektedir. Dikiş genişliği ve nüfuziyet derinliği darbe süresi arttıkça artmaktadır. En yüksek nüfuziyet derinliği 8,5 ms’lik darbe süresinin kullanılmasıyla elde edilmiş olup, değeri 0,552 mm’dir. Gerilim değerlerinin sırasıyla 230 Volt, 240 Volt ve 250 volt olarak kullanıldığı birleştirmelerde 230 Volt ve 240 Volt’luk gerilmlerde nüfuziyet yetersizliği gözlenmiştir. Tam nüfuziyet ancak 250 Volt’luk gerilim değerinin kullanımıyla elde edilmiş olup, değeri 0,5327 mm’dir. Yapılan birleştirmelerde darbe enerjisi olarak sırasıyla 5,8 Joule, 7,7 Joule ve 12,2 Joule’lük enerji değerleri uygulanmış olup, 5,8 Joule ve 7,7 Joule’lük birleştirmelerde nüfuziyet yetersizliği görülmüş, 12,2 Joule kullanımında tam nüfuziyet sağlanmıştır. Makroyapı incelemesiyle ilgili grafik Şekil 9.1’de verilmiş olup, grafiktende görüleceği üzere 250 Volt ve 8,5 ms darbe sürelerinin kullanımı, tam nüfuziyetli sağlam kaynak dikişlerinin elde edilmesine olanak sağlamaktadır. 155 8,5 ms Gerilim Sabit (240 Volt) Nüfuziyet Darbe Süresi Yetersizligi Sabit (6,5 ms) Nüfuziyet Yetersizligi Olabilir! 0,5 0,4 0,3 0,2 0,1 0 250 Volt 240 Volt 230 Volt 0,6 Nüfuziyet Derinligi (mm) 6,5 ms 4,5 ms Tam Nüfuziyet Bölgesi Darbe Süresi (ms) Gerilim (Volt) Şekil 9.1 Makroyapı incelemelerine bağlı olarak birleştirmede kullanılan kaynak parametrelerinin nüfuziyete etkisi Darbe sürelerine bağlı olarak en yüksek sertlik değeri kaynak dikişi merkez hattında 4,5 ms ve 6,5 ms darbe süresi uygulanması ile yapılmış olan birleştirmelerde ölçülmüş olup, bu değer ∼260 HV değerindedir. Ana metalin sertlik değeri ise ∼160 HV’dir. Gerilime bağlı olarak ise en yüksek sertlik değeri ∼220 HV olarak yine kaynak dikişi merkezinde ölçülmüştür. Esas metal ve ısı etkisi altında kalan bölge boyunca sertliğin çok az bir değişim gösterdiği ancak kaynak metalinde bu değişimin oldukça arttığı gözlemlenmiştir. En yüksek sertlik değeri 230 Volt’luk gerilim uygulanmasıyla yapılan kaynaklı birleştirmede görülmektedir. Darbe enerjisi değişiminin sertlik üzerindeki etkisi ise şöyledir; 7,7 Joule’lük enerji uygulanımında maksimum sertlik değişimi ortaya çıkmakta olup, 5,8 Joule ve 12,2 Joule’lük enerjilerde kaynak metali, ısı etkisi altında kalan bölge ve ana metaldeki sertlik ölçümlerinde çok büyük farklılıklar görülmemiştir. Mikroyapı fotoğrafları incelendiğinde tüm lazer kaynaklarının mikroyapısının ostenit olduğu görülmüştür. Esas metaldeki eş eksenli ostenitik tane şeklinin kaynak 156 metalinde ergime çizgilerine doğru sütunsal (dendritik) şekle dönüştüğü görülmektedir. Gerilimin, darbe süresinin ve darbe enerjisinin artmasıyla birlikte kaynak metalinde tane boyutunun küçüldüğü görülmektedir. Birleştirmelerin hiç birinde çatlağa veya gözeneğe rastlanmamıştır. 157 KAYNAKLAR Aoh J. N., Kuo F. H., Li Y. M.(1992). International Trends in Welding Science and Technology , 649. Aoh J. N., Kuo F. H., Li Y. M.(1992) Proceeding Conference Electron LaserBeam Welding Inst. Weld, 159. Ashby M. F., Easterling K. E. (1984) Acta. Metall 32-s1935. Askeland D. R., (1989) The Science and Engineering of Materials, (Üçüncü Basım). United States of America: PWS. Askeland D. R., (1989) The Science and Engineering of Materials, (Üçüncü Basım). (M. Erdoğan, Çev.). Ankara: Nobel. Behler K., Beyer E., Schafer R. (1988). Proceedings ICALEO s 98. Böhler Elektrod Kataloğu, (b.t). 2005. Brown D., (2003) Laser Welding Basics Primary Adjustable Welding Parameters, Rofin-Baassel, (2005), http://www.rofin.com/english/applications/laser-jewelryjewellery-dental/whitepapers/01PARAMETERS.pdf. Dilthey U. (2000), Laserstrahlschweβen, Prozesse, Werkstoffe, Fertigung und Prüfung, Düsseldorf:DVS. Dawes C. (1992) Laser Welding, New York:McGraw Hill (originally published by Abington Publishing , England:Cambridge). Duley W. W. (1998). Laser Welding , United States of America:John-Wiley. Duley W. W., Mao Y. L., Kinsman G. (1991) Proceedings Conference Laser and 158 Electron Beam, s 206. Dunn I., Bridger P.M., Duley W. W. (1993). Observation of stable propagation channels for cw CO2 laser radiation in liquid water, Journal of Physics D:Applied Physics ,26, s1138, (2005), http://www.iop.org/EJ/abstract/00223727/26/7/022. Easterling K. (1983) Introduction to the Physical Metallurgy of Welding, Butterwords, London. Han W. (2004). Computational and Experimental İnvestigations of Laser Drilling and Welding for Microelectronic Packaging, A Dissertation, Worcester Polytechnic Institue, (2005), http://www.wpi.edu/Pubs/ETD/Available/ etd0513104-155241/unrestricted/WHan.pdf Hoult T. (1990) Proceedings SPIE b 209, s 1277. Hecth E. (1999). Optik ,( N. Armağan, N. Can ,Çev.), Akademi. Kayalı S., Ensari C., Dikeç F.(1996) Metalik Malzemelerin Mekanik Deneyleri, İstanbul:İTÜ Kimya Metalurji Fakültesi Ofset Atelyesi. Kimara S., Sugiyama S., Mizutame M. (1986). Proceedings ICALEO’91, SPIE s1722:156. Kinsman G., Duley W. W. (1986). Proceedings SPE 668-19. Kuhn K. J.(1988). Laser Engineering. United States of America:Printice-Hall Inc. Kuo S. (2002). Welding Metallurg,(İkinci basım). New Jersey:Wiley. Laser Welding, (b.t), 2005, http://www.unitekmiyachilasers.com 159 Laser Welding, (b.t), 2005, http://www.rofin.com Laser Welding, (b.t), 2005, http://www.twi.com Laser Beam Welding,(b.t), 2005, http://www.wikipedia.com Laser Welding Automation, (b.t). 2005, http://www.twi.co.uk/j32k/unprotected/ band_1/laser_automat.html Laser Welding Advantages, (b.t), 2005, http://www.dukcorp.com/us Laser Welding Machines, (b.t), 2005, http://www.laserstar.com Laser Technology,(b.t), 2005, http://www.dukcorp.com/us Limmaneevichıtr C., Kou S. (2000). Visualization of Marangoni Convection in Simulated Weld Pool, Welding Journal 79, s 231. Metalik Malzemeler-Kaynaklar Üzerinde Tahribatlı Deneyler-Enine Çekme Deneyi, (1996), TS 287 EN 895. Metalik Malzemelerde Kaynak Dikişleri Üzerinde Tahribatlı Muayeneler-Eğme Deneyleri, (2002), TS 282 EN 910. Mallory L., Orr R. F., Wells W. (1998) Laser Materials Processing III, s 123. Matsamura H., Orihashi T., Nakayama S. (1988). Join. Mat. Mazumder J., Steen W. M. (1980) Journal of Physics D:Applied Physics., 51, s 941. Richter K., Eberle H.G., Maucher K.H. (1993), Proceedings ISATA, 93,103. 160 Shannon G. J., Nutall R., Watson J.(1994) Welding Journal b73, s 173. Steen W. M. (1986) Industrial Laser Annual Handbook, Tulsa:Pennwell Books. Sun Z., Ion J.C. (1995). Review: Laser Welding of dissimilar metal combinations, Journal of Materials Science, b30, s 4025. Tarakçıoğlu N., Özcan M. (2004) Lazerler ve Materyal İşleme Uygulamaları, Atlas Yayın Dağıtım. The Welding Engineer’s Current Knowledge, (b.t), 2005, SLV Duisburg:DVS, http://www.slv-duisburg.de Tzeng Y. (1998), Parametric Analysis of the Pulsed Nd:YAG Laser Seam Welding Process, Journal of Materials Processing Technology, b 102, s 40, Elsevier Science. Tzeng Y. (1999), Pulsed Nd:YAG Laser Seam Welding of Zinc Coated Steel, Welding Journal, b 78, s 238. Yang Y. S. , Hsu C. R., Allbright C. E. ,et al. (1993). J. Laser Appl., b5, s 17. What makes quality laser welded tubing for pressure tube applications?, (b.t), 2005, http://www.rathmfg.com Wirth P. (2004). Introduction to Industrial Laser Material Processing, Rofin. Weedon T.M.W. (1987)., Nd:YAG lasers with controlled pulse shape, Proceedings LAMP, s 87. Weiting T. J., de Rosa J. L., (1979) Journal of Applied Physics, b 50, s 1071.