Danışma Meclisi B : 93 yarak yedi gün içinde istifa etmedikçe adaylıklarını koyamazlar, aday gösterilemezler ve seçilemezler» bi­ çimindedir. Böylece de görülmektedir ki, yaptıkları hizmet ba­ kımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevli­ leri siyasî partilere belirli koşullar dışında giremeye­ cekler, adaylıklarını koyamayacaklar, aday gösteri­ lemeyeceklerdir ve dolayısıyla da seçilemeyecekler­ dir. Yeni Anayasamızın hükümlerine ve buyrukları­ na saygınlığımız kuşkusuz ve tartışmasızdır. Ancak, bazı çelişkileri ve sakıncaları bu Meclis kürsüsün­ den açıklamak ve çözüm yolları aramak tarihsel bir görevdir. Bugün ülkemizde işçinin tanımı kesin olarak ya­ pılamamıştır. Klasik tanımın arkasından Yargıtayımızdan birçok, bir yığın çelişkili kararlar çıkmıştır. Bilindiği kadarıyla işçi klasik tabirle, klasik yorum­ la «bedenî faaliyeti fikrî faliyetine hâkim olan kim­ seye» işçi denir deniyordu; ama buna karşı da bir­ çok Yargıtay kararları vardır. Bu konu bugün dahi tartışılmaktadır, yine bugün ise, hepimizin anımsa­ yacağı gibi, işçi - memur ayrımı sorunu güncel bir tartışma ve komplikasyon konusu olarak sürüp gitmektedir. Bu konuda Hükümet birtakım hazırlık­ lar içindedir. İşçiler, işçi liderleri, sendikacılar ve en ufağından en büyüğüne kadar tüm işçi kuruluşları Hükümetin bu hazırlıklarını eleştirmekte ve tepki gös­ termektedirler. Türk kamuoyu da hazırlıkları olum­ lu olarak karşılamamakta ve benimsememektedir. Seçim Kanunu Tasarımızın Meclisimizde müzake­ re edildiği bugünlerde, işçinin kesin tanımı yapılma­ dığına göre, hizmet bakımından işçi niteliği taşıma­ yan diğer kamu görevlilerinin ayrımı nasıl yapıla­ bilecektir? Örneğin, ben bu Meclis kürsüsünden hizıret bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlilerinin kimler olduğunu soruyor ve yanıtını önemle ve ısrarla bekliyorum. Sayın Başkan, Danışma Meclisinin değerli üye­ leri; «Hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri» deyimi, gelecekte ve özellikle se­ çimlerde bir sürü tartışmalar, sakıncalar yaratacak­ tır. Adaylar arasında, partiler içinde karşılıklı iti­ razlara, ihbarlara, seçim iptallerine sebep teşkil ede­ cektir. Siyasî rakipler arasında suçlama ve rekabet aracı haline dönüştürülecektir. İşte bu neden ve ge­ rekçelerledir ki, kanun metninde, «Geçen yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer ka- 2 . 5 . 1983 O : 1 mu görevlileri» deyimine bir açıklık getirilmesinde zorunluluk olduğu kanaatindeyim. Yüksek Kurulunuzun tensibine mazhar olursa, şunu önermek istiyorum : Asgarî bu konuyu Türki­ ye'de yürütmekte olan, yani bu Koordinasyon Ku­ rulunun Başkanı olan Sayın Başbakan Yardımcımız Zeyyad Baykara Meclisimize gelmeli ve bu konuda bir açıklama yapmalıdır. Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür ederim. BAŞKAN — Teşekkür ederim Sayın Öğünç. Sayın Hamitoğulları, buyurunuz efendim. BEŞİR HAMİTOĞULLARI — Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; Görüştüğümüz 16 ncı madde, gireceğimiz yeni si­ yasal rejimin belkemiğini oluşturacak maddelerden biridir ve temelinde siyasetin temelini örecek tıkanık­ lıklar bulunmaktadır. Kısaca arz edeyim değerli arkadaşlarım : Hepinizin çok iyi bildiği gibi, siyaset, aslında mem­ lekete hizmetin en ciddî bir alanıdır ve bu alanın çok değişik araçları vardır. Şimdi bu madde, siyaseti kimlere açıyor ve kim­ lere kapatıyor?.. Konuya bu açıdan bakmakta zaruret olduğu kanısındayım. Değerli arkadaşlarım, gerek daha önceki 15 inci madde ile birlikte ele alındığı zaman, aşağı - yukarı kamu kesiminde görev yapmış bütün gruplara âdeta politika yapmaz, politikaya özendirmeyen ve fiilen aslında kamusal kesimde çalışanların ilmî anlamda politika yapmalarına imkân bırakmayan bir nitelik­ tedir. Değerli arkadaşlarım, burada aslında anılan kamu görevlileri, genel seçimlerden iki ay önce istifa et­ mek mecburiyetindedirler. Çok aziz arkadaşlarım, he­ pimiz biliyoruz, kamu kesiminden gelen kişiler çok iyi bilirler, sadece maaşı ile geçinmekte olan bir me­ murun bırakınız diğer masrafları, harcamaları, iki ay önce istifayı bile göğüsleyebilme imkânına sahip değildir, olamayacaktır. Tabiî madde bununla da ye­ tinmiyor, istifa eden görevli seçilememesi halinde gö­ revine de dönme imkânına sahip olamadığı için bu nedenlerle politikaya girmeyecektir. Şimdi kamu kesiminde, özellikle belli mevkilerde yetişmiş, çalışmış, belli bir birikime sahip olan insan­ ların politikadan dışlanması, siyasetin dışında bıra­ kılmasını memlekete ne denli zararlar verebileceğine dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Birinci zarar (Sadece birisini almakla yetineyim.): Bugün gelişmekte olan »Türkiye'nin son derece kamu