1. ANALOG MOS TÜMDEVRE TEKNøöø 1.1. Giriú, Analog tümdevrelerde MOS teknolojisinin yeri Son zamanlara kadar daha çok dijital sistemlerin gerçekleútirilmesinde kullanılan MOS teknolojisi, günümüzde, analog tümdevre yapı bloklarının oluúturulmasında gittikçe yaygınlaúarak kullanılmakta, literatürde sürekli olarak bu alanda yapılan yeni çalıúmaları ve geliútirilen yeni devre bloklarını yansıtan yazılarla karúılaúılmaktadır. Bunun baúlıca nedeni, gün geçtikçe analog ve dijital sistemlerin içiçe girmesidir. Dijital sistemlerde MOS teknolojisi yaygın olarak kullanıldı÷ından, analog sistemler için de aynı teknolojinin kullanılabilir olması, ekonomik açıdan büyük yararlar sa÷lamaktadır. Ço÷unlukla, iúaretin analogdan dijitale çevrilmesi yahut bunun tersinin gerçekleútirilmesi için gerekli olan presizyonlu kuvvetlendirme, süzme, örnekleme ve tutma, gerilim karúılaútırma, presizyonlu ikili kod a÷ırlıklı gerilim ve akım üretme vb. analog fonksiyonların gerçekleútirilmesine gereksinme duyulmaktadır. Alt sistemlerin eski teknolojide oldu÷u gibi, ayrı ayrı bipolar analog ve MOS dijital bölümlere ayrılması ise, birçok durumda kılıflama maliyeti, baskılı devre üzerinde kaplanan yer gibi nedenlerle, istenen bir özellik olmamaktadır. Bunun yanısıra, MOS teknolojisi ile bipolar tranzistorlara göre %30-%50 oranında daha az kırmık alanı kullanılmaktadır. Bipolar teknolojisi ile karúılaútırıldı÷ında, MOS teknolojisinin analog fonksiyonların gerçekleútirilmesi açısından yararlı yanları oldu÷u kadar yetmez kalan özellikleri bulundu÷u söylenebilir. MOS teknolojisinin bipolar tranzistorlara göre önemli sayılabilecek sakıncaları úöyle özetlenebilir : 1. Aynı kolektör akımı için bipolar tranzistorların gm geçiú iletkenli÷i MOS tranzistorlara göre kıyaslanamayacak kadar yüksektir. 2. Geçiú iletkenli÷inden ileri gelen bu sakıncayı gidermek üzere, kazanç katlarında büyük de÷erli dirençler kullanılabilir. Ancak, MOS teknolojisi ile büyük de÷erli dirençler elde etmek oldukça güçtür. Bu dirençleri elde etmek için kullanılan kırmık alanı da o kadar fazla olmaya baúlar ki, bunların kullanılması pratik olmaktan çıkar. Bu yüzden, MOS’ larla çalıúılırken büyük kazanç de÷erleri elde etmek üzere aktif elemanlardan yararlanma zorunlulu÷u bulunmaktadır. 3. MOS tranzistorların frekans cevabı bipolar tranzistorlarınkine göre daha kötüdür. 1.2 4. ømalat sırasında meydana gelen eúleútirme sorunu yüzünden, iúlemsel kuvvetlendiricilerin giriú dengesizlik gerilimi daha fazladır. 5. 1/f gürültüsü daha yüksek olmaktadır. Bütün bu sakıncalara ra÷men, günümüzde MOS teknolojisi analog devrelerde gittikçe yaygınlaúmaktadır. Bunun nedeni, daha önce de belirtildi÷i gibi, analog ve dijital sistemlerin gün geçtikçe içiçe girmesidir. Dijital sistemlerde MOS teknolojisinin kullanılması, analog sistemlerde de aynı teknolojinin kullanılabilir olması, ekonomik açıdan büyük yararlar sa÷lamaktadır. Bunun yanısıra, yüksek giriú direnci, çekilen akımın düúük olması gibi nedenlerden ötürü, MOS yapılar yarar sa÷lamaktadır. 1.2. MOS tranzistoru karakterize eden temel ba÷ıntılar Analog tümdevrelerin analizinde kullanılacak temel ba÷ıntılara kısaca de÷inmekte yarar vardır. MOS tranzistorun elektriksel özellikleri aúa÷ıdaki ba÷ıntılarla verilmektedir: Doymalı bölgede VGS -VT d VDS için ID 1W 2 P . COX >VGS VT @ >1 O.VDS @ 2 L (1.1) Doymasız bölgede VGS -VT t VDS için ID 1W P . COX > 2.(VGS VT ).VDS VDS 2 @>1 O.VDS @ 2 L (1.2) Bu ba÷ıntılarda yer alan O büyüklü÷ü, kanal boyu modülasyonu parametresi olarak isimlendirilir. O büyüklü÷ü, BJT’deki Early olayını modelleyen Early gerilimine benzer biçimde tanımlanan bir büyüklüktür. Bu açıdan bakıldı÷ında, MOS tranzistor için bir Early gerilimi tanımlanması halinde kanal boyu modülasyonu parametresinin O=1/VA biçiminde ifade edilebilece÷i açıktır. Bu parametrenin geometrik tanımı ùekil-1.1’ de görülmektedir . 1.3 ùekil-1.1. Bir NMOS tranzistorun çıkıú öze÷rileri üzerinde O kanal boyu modülasyonu parametresinin geometrik tanımı. Gövde-Etkisi MOS tranzistorlarda etkili olan di÷er bir özellik de gövde etkisidir. Bir NMOS da kaynak ile savak arasındaki n tipi kanal ile p tipi katkılı gövde bir pn jonksiyonu gibi düúünülebilir. Kaynak-gövde ve savak-gövde jonksiyonlarından hiçbirinin iletim yönünde kutuplanmaması için, gövde ucu en düúük potansiyele ba÷lanmalıdır. Dolayısıyla, kanal ve gövde arasındaki jonksiyon tıkama yönünde kutuplanmıú olur. Tıkama yönünde kutuplanmıú bir jonksiyonun iki yanında oluúan fakirleúmiú bölge artan tıkama yönü gerilimiyle geniúler. Buna göre, sabit geçit gerilimi altında akan ID akımı, gövde potansiyelinin de÷iútirilmesiyle kontrol edilebilir. Bu olay, JFET lerde savak akımının geçit gerilimiyle kontrol edilmesine benzemekle birlikte, MOS tranzistorlar için istenmeyen bir durumdur. Zira, gövde etkisi ID akımını azaltacak yönde etki etmektedir. Akımdaki bu azalmayı dengelemek üzere, geçit gerilimini arttırmak gerekir. Bu açıdan bakıldı÷ında, gövde etkisinin VT eúik gerilimini arttırdı÷ı söylenebilir. Eúik gerilimindeki bu artma, VSB kaynak-gövde gerilimi ve C de de÷eri 0.5 ile 2 arasında de÷iúen, gövde katkılama oranına ba÷lı bir sabit olmak üzere 'VT C VSB ba÷ıntısı ile verilmektedir. (1.3) 1.4 Gövde etkisinin MOS tranzistorun eúik gerilimine etkisi VT > VT 0 J VBS 2IF 2IF @ (1.4) ba÷ıntısıyla verilir. Bu ba÷ıntıda J büyüklü÷ü gövde etkisi faktörü, VT0 büyüklü÷ü VBS = 0 ikenki eúik gerilimi, IF de Fermi potansiyelidir. MOS küçük iúaret modeli ùekil-1.2. MOS tranzistorun küçük iúaret modeli MOS tranzistorun küçük iúaret modeli ùekil-1.2’de görülmektedir. Analog uygulamalarda MOS tranzistorlar hemen hemen sadece doyma kullanıldıklarından, verilen model doyma bölgesi için geçerlidir. Modeldeki gm geçiú iletkenli÷i (1.1) ba÷ıntısından türev alınarak bulunabilir. Böylece gm P . COX W V VT L GS (1.5) yahut gm 2 P . COX W I L D (1.6) gm 2I D VGS VT (1.7) olur. Bu ba÷ıntılardan yararlanılarak MOS ile bipolar tranzistorlar karúılaútırılabilir. Bipolar tranzistorlarda kolektör akımı belli olduktan sonra gm IC (1.8) §¨ kT ·¸ © q¹ ba÷ıntısıyla mutlak olarak belirlenmiú olur. MOS tranzistorlarda ise e÷im ID doyma bölgesi savak akımı dıúında tranzistorun geometrisine, yani (W/L) oranına da ba÷lı olmaktadır. gmb iletkenli÷i gövde etkisini gösteren bir büyüklüktür ve gövde etkisi VBS gerilimi ile arttı÷ından, wID /wVBS úeklinde ifade edilir. Bu türev alındı÷ında Ob J 2 > V BS 2I F @ (1.9) olmak üzere g mb Ob . g m (1.10) ba÷ıntısı elde edilir. Devre hesaplarında Ob katsayısından çok Db 1 1 Ob (1.11) ba÷ıntısıyla tanımlanan gövde etkisi faktörü kullanılmaktadır. Ba÷ıntının çıkartılıúına daha sonra de÷inilecektir. rds (yahut ro ) çıkıú direnci kanal boyu modülasyonundan ileri gelmekte ve rds wV DS wI D V GS sabit 1 O. I D (1.12) ba÷ıntısıyla verilmektedir. rds direncinin de÷eri megaohmlardan birkaç kiloohm mertebesine kadar de÷iúebilir. Cgs geçitten kayna÷a ve kanalın kısılmamıú kısmına iliúkin kapasitedir. Bu kapasitenin de÷eri birim yüzey kapasitesi COX ile geçit oksidi ile kaynak ve kanal arasında kalan alanın çarpıma ba÷lıdır ve 1.6 C gs 2 WLCOX 3 (1.13) ba÷ıntısıyla tanımlanır. Bu bileúenin yanısıra, Cgs kapasitesinin geçitin kaynak bölgesine iliúkin bindirme kapasitesi nedeniyle sabit de÷erli bir parazitik bileúeni daha bulunmaktadır. Bu bileúenin de (1.13) ba÷ıntısıyla verilen bileúene eklenmesi gerekir. Cgd büyüklü÷ü, geçit ile savak arasında kalan bölgeden ileri gelen kapasitedir. Di÷er kapasiteler için de benzer düúünceler ileri sürülebilir. Doyma bölgesinde çalıúmada bu kapasite geçitin savak bölgesine iliúkin bindirme kapasitesinden oluúur ve çok küçük de÷erlidir. Ancak, kuvvetlendirici devrelerinde Miller etkisi nedeniyle bu küçük de÷erli Cgd kapasitesi en önemli kapasite olmaktadır. Eúde÷er devrede yer alan Csb ve Cdb kapasiteleri, savak ve kaynak bölgeleri ile taban arasındaki tıkama yönünde kutuplanmıú jonksiyonlara iliúkin kapasitelerdir. Bu jonksiyon kapasiteleri Csb Cdb Csbo 1/ 2 § VSB · ¨¨1 ¸ I0 ¸¹ © Cdbo 1/ 2 § VDB · ¸ ¨¨1 I0 ¸¹ © (1.14) (1.15) úeklinde tanımlanmıúlardır. Bu ba÷ıntılarda Csbo ve Cdbo büyüklükleri ilgili jonksiyonlara iliúkin sıfır kutuplama kapasiteleri, VSB kaynak taban gerilimi, VDB savak taban gerilimi, I0 büyüklü÷ü de jonksiyonlara iliúkin potansiyel seddidir. Geçit ve taban arasında yer alan Cgb kapasitesi geçit malzemesi ile tabanın aktif eleman bölgesi dıúında kalan kısmı arasında oluúan parazitik oksit kapasitesidir. 1.7 KAYNAKLAR [1] [2] [3] [4] [5] [6] [7] [8] [9] H. Kuntman, Analog tümdevre tasarımı, Sistem yayınları, østanbul, 1992. H. Kuntman, Analog MOS tümdevre tasarımı (Endüstri Semineri Notu), øTÜ øleri Elektronik Teknolojileri Araútırma Geliútirme Vakfı (ETA), Uygulamaya özgü tümdevre teknolojileri yaz okulu notları, østanbul,1993. H. Kuntman, øleri analog tümdevre tasarımı: Analog devreler, (Endüstri Semineri Notu), øTÜ øleri Elektronik Teknolojileri Araútırma Geliútirme Vakfı (ETA), østanbul,1994. P.R. Gray, R.G. Meyer, Analysis and design of analog integrated circuits, John Wiley, 1984. R. Gregorian, G.C. Temes, Analog MOS integrated circuits for signal processing, John Wiley, 1986. A.B. Grebene, Bipolar and MOS analog integrated circuit design, John Wiley, 1984. F. Riedel, MOS Analogtechnik, Oldenburg Verlag, Wien, 1988. P.E. Allen and D.R. Holberg, CMOS analog circuit design, Holt, Rinehart and Winston Inc., New York, 1987. P. Antognetti, G. Massobrio, Semiconductor device modeling with SPICE, Mc Graw Hill, 1988.