İ- OSMANLI DEVLETİ'NİN SAVAŞTAN ÇEKİLMESİ VE MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI Amerika Birleşik Devletlerinin İtilaf Devletleri yanında savaşa girmesi I.Dünya Savaşı'nın gidişatını değiştirdi. Diğer devletler gibi Osmanlı Devleti de bu olaydan etkilendi. 1918 yılı yazı ve sonbaharındaki askeri hareketlerde İttifak Devletleri büyük güç kaybına uğrayarak geri çekildiler. 1918 Eylül'ün ikinci yarısında Bulgar cephesi yarıldı ve 29 Eylül'de Bulgaristan mütareke imzalamak zorunda kaldı. Almanya barış istedi. Arkasından Osmanlı Devleti mütareke talebinde bulundu. Mütarekenin yapılabilmesi için hükümet değişikliği gerekiyordu. Bu nedenle Talat Paşa Hükümeti istifa etti (7 Ekim), yerine Tevfik Paşa Kabinesi kuruldu. Ancak bu kabine güvenoyu alamadı. İzzet Paşa Hükümeti kuruldu (14 Ekim 1918). İzzet Paşa Hükümeti savaşı sona erdirmek için büyük çaba gösterdi. Hükümet 26 Ekim 1918 Bahriye Nazırı Rauf Bey'in başkanlığında bir heyeti Mondros'a gönderdi. Burada Wilson ilkeleri doğrultusunda hazırlandığı izlenimini veren fakat yoruma açık hükümleriyle Osmanlı Devleti'nin varlığını ortadan kaldırıcı nitelikler taşıyan mütareke metni 30 Ekim 1918'de imzalandı. Bu arada V. Mehmet Reşat vefat etmiş ve kardeşi VI. Mehmet Vahdettin padişah olmuştu. 1- MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI'NIN SEBEPLERİ a) Cephelerden Gelen Kötü Haberler Özellikle Suriye ve Irak cephesinde işler gittikçe aleyhimize dönmeye başlamıştı. VII. Ordu komutanlığını yapan Mustafa Kemal Paşa düşman ordularını ancak Halep önlerinde durdurabilmişti. Irak cephesinde ise İngilizler Bağdat'ı ele geçirmişler Musul'a doğru ilerliyorlardı. Cephe kumandanları Hükümete baskı yaparak bir an önce ateşkes temin edilmesini, aksi takdirde cephelerde işlerin daha da kötüye gideceğini bildirmişlerdi. Zaten ABD'nin savaşa girmesinden sonra Avrupa cephelerinde de gerileme başlamış ve müttefiklerimiz tüm cephelerde yenilmeye başlamışlardı. Savaşı sürdürmenin bir anlamı yoktu. Sonuç belliydi. Bir an önce barışı temin etmek lazımdı. b) Bulgaristan'ın Savaştan Çekilmesi Savaştan ilk çekilen devlet Bulgaristan olmuştu. Bu durum savaşın sonuna gelindiğini gösteriyordu. Bulgaristan'ın çekilmesi en büyük zararı Osmanlı Devleti'ne vermişti. Çünkü Almanya'dan gelen silah, cephane ve lojistik destek bu yoldan geliyordu. Bu yol kapanınca ordunun ihtiyacı karşılanamadı. Dolayısıyla cephelerde durum gittikçe kötüleşti. c) Wilson İlkelerine Duyulan Güven Wilson ilkeleri içinde yer alan self-determinasyon ilkesi çerçevesinde Türk çoğunluğun yaşadığı bölgelerin geleceğinin çoğunluğu teşkil edenler tarafından belirlenme hakkının verilmesi, bağımsız bir devlet kurma ümidini doğurmuştu. Savaşın mağlubu diğer devletler gibi Osmanlı devleti de bu ilkelerin uygulanacağını düşünerek barış taleplerini hep bu esas üzerine oluşturmaya çalışmıştır. Bu ilkelerin bir temenniden öteye geçmediği daha sonra anlaşılacaktır. d) Fransa'nın Trakya'ya Yığınak Yapması Fransız ordusu 1918 yılının ortalarında Selanik'te büyük bir askeri yığınak yapmaya başladı. Bu kuvvetler daha sonra Meriç istikametinde harekete geçtiler. Hedefin İstanbul ve boğazlar olduğu anlaşılıyordu. Osmanlı Devleti bu gelişmelerden çok tedirgin oldu. Barış biraz daha gecikirse İstanbul da elden gidebilirdi. 2- MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI'NIN ÖNEMLİ MADDELERİ Toplam 25 madde olan Ateşkes Antlaşması 'nın önemli maddeleri kısaca şunlardır: İstanbul ve Çanakkale boğazlarından her iki yönde geçiş serbest olacak ve bu geçişi sağlamak amacıyla iki boğazda da itilaf devletlerinin askerleri kontrolü sağlayacaklardır. İtilaf Devletleri güvenliklerini tehlikede gördükleri zaman diledikleri yeri işgal edebileceklerdi. (7. madde). Sınırların içinde kalan askerler terhis edilecek ve sadece iç güvenliği sağlayacak kadar asker bırakılacaktır. Sınırların dışında kalan askerler ise en yakın İtilaf birliğine gidip teslim olacaktır. Savaş gemileri teslim edilerek uygun limanlarda hapsedilecektir. Bütün limanlar, demiryolları, tüneller ve geçitler İtilaf Devletleri denetimine verilecek ve onların kullanımına açılacaktır. Her türlü haberleşme ve iletişim araçları İtilaf Devletleri denetimine verilecektir. İtilaf Devletleri, şimdiki 22 ilimizi içine alan Vilayet-i Sitte (altı vilayet)'de (Erzurum, Van, Diyarbakır, Bitlis, Harput ve Sivas) herhangi bir karışıklık çıkarsa buraları da işgal edebilecekti. (24. madde). Osmanlı'nın elindeki İtilaf Devletleri'ne ait esirler serbest bırakılırken, Osmanlı esirleri serbest bırakılmayacaktır. 3- MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI'NIN SONUÇLARI Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti fiilen sona ermiştir. Çünkü İstanbul'un işgaline izin verilerek bağımsız hareket etme kabiliyeti ortadan kaldırılmıştır. Antlaşmanın muğlâk maddeleri İngilizlere duyulan güven sebebiyle aleyhimize yorumlanmaz diye düşünülmüş ancak böyle olmamıştır. Mustafa Kemal'in de belirttiği gibi antlaşmalar hukuki metinlerdir ve net ifadeler taşıması gerekir. Bu antlaşma ise keyfi yorumlanmaya son derece müsaittir. Wilson ilkelerinden ümit kesilmediği için bize haklarımızın verileceğine dair ümitler korunmaktadır. Bu yüzden Müdafaa-i Hukuk cemiyetleri kurularak bulundukları bölgede çoğunluk olduklarını ispatlamaya çalışmışlardır. Bu iyi niyetli girişimler, işgaller başladıktan sonra özellikle de İzmir'in işgalinden sonra yerini silahlı direnişe bırakacaktır. Bu antlaşma Anadolu'nun işgaline ortam hazırlamıştır. Altı vilayet ile ilgili özel bir hüküm konulması burada kurulması düşünülen Ermenistan için hazırlık anlamına gelmektedir. Antlaşmanın maddeleri uluslar arası eşitlik kurallarına aykırı olup, Osmanlı ülkesini tamamen işgale açık hale getirmiştir.