Psikiyatride İİlaç T edavisi: Mit m i, Gerçek m i? i? İlaç laç T edavisinin Y eri T ekrar Belirlenm eli m i? Doç. Dr. M. Hakan T ürkçapar ürkçapar Hakan Türkçapar,2010 A çıklam a 2008-2009 2008 A raştırm acı: Lilly Dokum an A daptasyon Çalışm ası: ası Jansen Cilag Psikiyatri A lanındaki A na Ekoller • • • • Biyolojik Yaklaşım Psikanalitik Yaklaşım Davranışçılık Bilişsel Yaklaşım Biyolojik Y aklaşım • Ruhsal rahatsızlıkların beyindeki kimyasal veya nörolojik anormalliklere bağlı olduğunu unu varsayar ve biyolojik nedenleri araştırır. Tedavi için ilaçlar ve diğer fiziksel yöntemleri uygular. • Bireyin düşünce ve duyguları sadece tanı koymaya temel olması nedeniyle araştırılır; Düşünceler, duygusal ve davranışsal tepkiler nörokimyasal bozukluğun yansımaları olarak görülür. Em ile Kraepelin (1856 (1856--1926) 1926) •19. 19. yüzyıl ortaları psikiyatri teriminin ortaya çıkışı •19. 19. yüzyıl Kraepelin’le biyolojik paradigmanın doğuşu do •O O güne dek nedeni bilinmeyen bazı ruhsal hastalıkların organik nedenlerinin keşfi •1911 1911 sifilis etkeni (Trepenamo Pallidum) keşfi •1921 1921 Pellegra (Vitamin B6 eksikliği) eksikli •Klinik Klinik anlamda betimleyici, etyolojik anlamda biyolojik model Majör Depresif Epizod, DSM--IV DSM IV TR 2001 En az birisi depresif duygu durum veya ilgi kaybı olmak üzere aşağıdakilerden ıdakilerden en az beşinin iki hafta süresince hemen her gün var olması 1.Depresif duygudurum 2.İlgi Kaybı 3.Uyku Bozukluğu 4.İştah-kilo değişikliği 5.Halsizlik-enerji kaybı 6.Psikomotor retardasyon-ajitasyon ajitasyon 7.Değersizlik-kararsızlık-suçluluk suçluluk hisleri 8.Dikkat toplamada güçlük-unutkanlık unutkanlık 9.Ölüm ve intihar düşünceleri Hakan Türkçapar,2010 Depresyonun T edavisi • Somatik Tedaviler – Antidepresanlar – EKT – TMS, Vagal stimülasyon* • Psikolojik Tedaviler – Bilişsel Terapi – Kişilerarası Tedavi *deneysel Hakan Türkçapar,2010 Prof. Irving Kirsch İngiltere Hull Üniveritesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Uzmanlık Alanları: Tepki beklentisi, telkin ve telkiniyet. Araştırma konuları: plasebo etkileri, antidepresanlar, hipnoz, ağrı rı algısı, davranışsal otomasite, bellek çarpıtmaları, taamamlayıcı ve alternatif tıp bilişsel davranışçı terapi, repetitive strain injury, irritable bowel syndrome, anksiyete bozuklukları, and depresyon A ntidepresan Etkinliğ Etkinliğine ine Y önelik Çalışm alaralar -Kirsch Kirsch 1998 • Kirsch, I., & Sapirstein, G. (1998). Listening to Prozac but hearing placebo: A meta-analysis analysis of antidepressant medication. Prevention & Treatment, 1, Article 0002a. • 1975-1995 1995 arası yapılmış olan randomize kontrollü, (etki büyüklügü) efect size hesaplanabilecek veriler içeren antideprean –plasebo plasebo karşılaştırmalı depresyon çalışmaları • Ölçütlere uygun bulunan 19 çalışmanın meta-analizi meta toplam 2,318 hasta, (1,460 ilaç ve 858 plasebo) • İlaçlar: laçlar: amitriptyline, amylobarbitone, fluoxetine, imipramine, paroxetine, isocarboxazid, trazodone, lithium, liothyronine, adinazolam, amoxapine, phenelzine, venlafaxine, maprotiline, tranylcypromine, ve bupropion. Etkinligi Oluşturan Bileşenler • • • • Etki büyüklüğü ilaç:1.55 Plasebo: 1.16 İlacın lacın etkisinin yaklaşık %75’i plasebo etkisi %25’lik etki aktif plasebo etkisi? Kirsch’in 2002 Metanalizi • Kirsch I, Moore TJ, Scoboria A ve ark. T he Em peror's New Drugs: A n A nalysis of A ntidepressant Medication Data Subm itted to the U.S. F ood and Drug A dm inistration Prevention & Treatment, Volume 5, Article 23, posted July 15, 2002 • 1987-1999 1999 arasında FDA’e gonderilen antidepresan çalışmalarınmın meta-analizi • İlaç laç cevabının %80’i plasebo etkisine bağlı, ba plasebo ile ilaç arasındaki fark HDRS ve BDI’da 2 puana karşılık geliyor • Antidepresanların yüksek dozları ile düşük dozları arasında arasında düzelme açısından fark yok Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Kirsch’in 2008: Initial Severity and A ntidepressant Benefits • 1985-2007 2007 arasında yapılmış ve FDA’e gönderilmiş 35 çalışma (5133 hasta) • Antidepresan etkinlik baseline depresyon şiddetinin bir işlevi olarak artmaktadır, fakat bu artış şiddetli depresif hastalarda bile göreceli olarak küçüktür. • Şiddetle ilişkili bu fark ilaca olan cevabın şiddetli hasta grubunda daha yüksek olmasından çok bu grupta plasebo cevabının düşük olmasına bağlı ba olabilir Depresyonun Başlangıçtaki Şiddetine Göre A nlam lı Düzelm e (Kirsch (( Kirsch 2008) 2008) Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Response-- Rem isyon Kategorik A yrım ının Sonucu Response Sonucu • Remisyon HDRS’de 12 puan ve üzeri azalma olarak tanımlanırsa • İlaç ve plasebo alan hastalardaki HDRS skorunda azalma ortalama 1 puan olduğu durumda • İlaç alanlarda remisyon %50, plasebo alan grupta ise %32 çıkar Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Evaluation of Outcom es W ith Citalopram for Depression Using Measurem ent-Based Based Care in ST A R*D: Im plications for Clinical Practice • • • %80’i kronik veya tekrarlayan majör depresif bozukluğu bozuklu olan ayaktan 2876 hastanın katıldığıı çalışmada tedavi amacıyla citalopram kullanılmış. Ortalama citalopram dozu do 41.8 mg/gün Rem isyon oranı % 28 (HA M-D) D) ve % 33 (QIDS-SR). Cevap oranı ise % 47(QIDS-SR). Beyaz ırktan, kadın, işi olan, eğitim itim veya gelir seviyesi yüksek olan, katılımcılarda remisyon oranları daha yüksek; Uzamış epizod, eşlik eden diğer er psikiyatrik rahatsızlıkları olan (özellikle anksiyete bozukluğu u ve madde istismarı), genel tıbbi hastalıkları olan, daha önceden işlevselliğii ve yaşam kalitesi düşük olanlarda remisyon oranları daha düşüktür. (A m J Psychiatry 2006; 163:28–40) 163:28 Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 NICE Guidelines: Depression: m anagem ent of depression in prim ary ve secondary care care Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Depresyon Nedir? Ne değ de ğildir? ildir? • Psikiyatrik bir tanıdır; bir çok psikiyatrik rahatsızlık gibi bir sendromdur • Tanılar veya sendromlar belli belirti ve bulgular bir arada görüldüğünde ünde verdiğimiz verdi bir ad, bizim hastanın durumuyla ilgili bir varsayımımızdır • Depresyon adını verdiğimiz imiz belirti ve bulgu kümesi çok çeşitli etkenlerle ortaya çıkabilir • Tamamıyla biyolojik bir hastalık değildir. de Biyolojik etkenlerin de bazen neden bazen sonuç olarak yer yer aldığı bir durumdur Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 16. Haftada Response ve rem isyon oranları oranları Hakan Türkçapar,2010 A ntidepresan- Psikoterapi Etki Düzeneği Düzene Karşılaştırm ası • • • Antidepresanlar aşağıdan yukarıya (bottom-up) önce subkortikal yapıları (dorsal rafe, locus cereleus, hipocampus, hipotalamus) etkilerler; frontal korteksteki değişiklikler ise ikincildir. Bilişsel Terapi Yukarıdan Aşağıya (Top-down) Öncelikle Kortekse etki (Müdahaleler depresyonla ilişkili kognisyonlara, afektif yanlılığa ve maladaptif bilgi işlemeye yol açan dikkat ve bellek işlevlerine dönük) KDT önce umutsuzluk, çaresizlik, kişinin kendisine bakışı ve duygudurum değişikliği gerçekleşir, vejetatif bedensel belirtiler (uyku, iştah, enerji) ve motivasyonel belirtiler daha sonra düzelir. Ad tedavide ise sıra bunun tam tersidir. Hakan Türkçapar,2010 Y inelem e • Tedavi edilen depresif hastaların %80’nin de depresyon yineler. • Tamamıyla iyileşen hastalarda sürdürüm döneminde her ay için %2-4 4 alevlenme riski vardır. • Antidepresan tedavi ne kadar uzun süre verilirse verilsin ilaç kesildikten sonra yineleme riskini değiştirmez. de • Kalıntı belirtiler alevlenmelerin en güçlü öngörücüsüdür. (Kalıntı belirtileri olan hastaların % 76 sı 10 ay içinde yeni atak geçirirken tamamıyla iyileşen hastalarda bu oran %25 dir.) • 3 ve üzeri atak geçirmiş hastalarda ilaç kesildikten sonra 3 yıl içinde yineleme oranı %50-90 %50 dır. • Depresyonun bu kadar yineleyici olması antidepresan tedavinin bir komplikasyonu olabilir olabilir Hakan Türkçapar,2010 Relaps ve T edavi İlişkileri edavi • KT alıp düzelmek relaps riskini %70 azaltıyor. • İlaç laç tedavisine devam relaps riskini %63 azaltıyor. • Relaps oranları KT %30.8; 47.2 AD; %76.2 Plasebo grubu. Hakan Türkçapar,2010 A ntidepresan Kullanım ı Depresyonu Önler m i? i? • APA Mayıs 2010 • T he Evidence Base for the Long-T erm Use of A ntidepressants as Prophylaxis A gainst F uture Depressive Episodes Brian Briscoe, Rif S. ElMallakh, Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Briscoe B, ElEl-Mallakh Mallakh RS, 2010 • Antidepresan profilaksisisne ilişkin 16 çalışmanın metameta analizi sonucunda • Much of the difference in survival resulted from a disproportionate rate of relapse (63-100%) (63 that occurred in the placebo arms within the first 6 months of the studiesThere did not appear to be a difference in the proportion of depression relapse (placebo vs. antidepressant) after the first six months in the vast majority of maintenance trials we reviewed. Conclusion Conclusion: These findings may challenge the hypothesis that antidepressants provide prophylaxis against depressive episodes Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Hangi Hastalara Ne zam an Psikoterapi? A PA Depresyon Tedavi Kılavuzu, Öneri 1: “Depresyon tedavinde özgül olarak etkinliği etkinli gösterilmiş olan psikoterapiler, hafif ve orta şiddetli depresyonda tek başına veya ilaç tedavisiyle birlikte kullanılabilir” •Psikoterapi Psikoterapi ne zaman tek başına veya ek olarak gündeme gelir? – – Hasta tercih ediyorsa Sayılan klinik özellikler varsa: 1. 2. 3. 4. Belirgin psikososyal zorlanmalar, İç çatışmalar, kişilerarası güçlükler, komorbid eksen-II II bozukluğu bozuklu olması Hakan Türkçapar,2010 •A PA Depresyon Tedavi Kılavuzu, Öneri 2 •A Orta veya şiddetli depresyonda: Belirgin şekilde psikososyal zorlanmalar, Kişilerarası sorunlar Kişilik bozukluğu Tedaviye uyum sorunu varsa ilaç tedavisiyle psikoterapinin birlikte uygulanması ••A A PA Depresyon Tedavi Kılavuzu, Öneri 3 Tek bir tedavi biçimine geçmişte yeterli cevap vermediğii bilinen hastalarda da kombine tedavi tercih edilebilir. Hakan Türkçapar,2010 Hangi Psikoterapi? (A PA ) • Depresyonda etkinliğ ği en iyi şekilde gösterilmiş psikoterapi türleri bilişsel davranış terapisi ve kişilerarası psikoterapidir. • Psikodinamik terapilerin etkinliğini etkinli gösterir iyi düzenlenmiş klinik çalışmalardan henüz yoksunuz. Hakan Türkçapar,2010 Hareket ve Depresyon • 1. grup 20-40 40 dakikalık haftada 3 kez yürüyüş 6 hafta boyunca; 2. grup sosyal destek, 3. grup bekleme listesi kontrol grubu. Yürüyüş grubunda BDI de anlamlı azalma • 156 depresif hasta 16 haftalık çalışma egzerzis, ilaç (sertraline), ilaç+egzerzis. Egzerzis haftada 3 kez 30 dakikalık yürüyüş. İlaç laç grubunda düzelme daha erken başlamakla birlikte 16. hafta sonunda 3 grup arasında anlamlı fark yok. 16. hafta remisyon oranları %60.4 E; %68.8 İ; %65.5E+İ;; 10. aydaki takipte E grubunda depresyon oranı anlamlı şekilde diğer di iki gruptan daha az. (egzerzis grup şeklinde yapılmış) • E’le kontrol grubu olan 14 çalışmanın Meta analiz sonuçları: Egzerzis her yaştan kadın veya erkek hastada hiçbir tedavi verilmemesine göre daha etkili; aktif tedaviler kadar da etkilidir Hakan Türkçapar,2010 Egzersiz ve Depresyon • 12 hafta boyunca yapılan haftada 2-4 2 kez egzersiz 11 çalışmayı ele alan meta analizde (Stathapuolo ve ark 2006) 1,42 lik etki büyüklüğü büyüklü saptanmış (kontrol grubuna göre) • Toplum üzerinde yapılan araştırmalar düzenli fiziksel aktivitesi olan kişilerin depresyona yakalanma olasılığının ının düşük olduğunu oldu göstermiştir • 3 günle 5 gün arasında fark yok ancak düşük eforlu egzersizle yüksek eforlu farklı (kalp atım hızını en az %40 artıracak egzersiz öneriliyor) öneriliyor) Hakan Türkçapar,2010 Depresif Epizod ICDICD -10 10 Hafif Depresif Epizod: Epizod : • Aşağıda ıda sayılan 3 belirtiden en az ikisi 1. Birey için kesinlikle anormal olacak derecede, büyük ölçüde çevre şartlarından etkilenmeyen hemen hemen günün tamamına hakim ve en az iki hafta boyunca süren deprese duygudurum. Normalde hoşlanılan etkinliklere karşı ilgi kaybı Enerji azalması veya kolay yorulma 2. 3. • Toplam belirti sayısını en az 4’e tamamlayacak şekilde aşağıdaki aşa belirtilerin olması 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. Kendine güven ya da özsaygının azalması Makul olmayan bir şekilde aşırı pişmanlık veya suçluluk Tekrarlayan ölüm veya intihar düşünceleri ya da her tür intihar girişimi Düşünme kabiliyetinde dikkat toplamada azalma kararsızlık bocalama Psikomotor aktivitede değişme Her tür uyku bozukluğu İştahta değişme işme buna eşlik eden biçimde kiloda değişme. de Orta şiddette depresyon : Eğer er toplam 6 ölçüt karşılanıyorsa; Şiddetli depresif atak : İlk lk 3 belirtinin tamamıyla birlikte toplam 8 belirti varsa varsa Hakan Türkçapar,2010 DSM-- 5’de Depresyon DSM A. Five (or more) of the following criteria have been present during the same 2-week 2 period and represent a change from previous functioning; at least one of the symptoms is either (1) depressed mood or (2) loss of interest or pleasure. Note: Do not include symptoms that are clearly due to a medical condition. 1. Depressed mood most of the day, nearly every day, as indicated by either subjective report (e.g., feels sad or empty) or observation made by others (e.g., appears tearful). Note: In children and adolescents, can be irritable mood. 2. Markedly diminished interest or pleasure in all, or almost all, activities most of the day, nearly every day (as indicated by either subjective account or observation made by others) 3. Significant weight loss when not dieting or weight gain (e.g., a change of more than 5% of body weight in a month), or decrease or increase in appetite nearly every day. Note: In children, consider failure to make expected weight gain 4. Insomnia or hypersomnia nearly every day 5. Psychomotor agitation or retardation nearly every day (observable by others, not merely subjective feelings of restlessness or being slowed down) 6. Fatigue or loss of energy nearly every day 7. Feelings of worthlessness or excessive or inappropriate guilt (which may be delusional) nearly every day (not merely self-reproach reproach or guilt about being sick) 8. Diminished ability to think or concentrate, or indecisiveness, nearly every day (either by subjective account or as observed by others) 9. Recurrent thoughts of death (not just fear of dying), recurrent suicidal ideation without a specific plan, or a suicide attempt or a specific plan for committing suicide Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Şiddet Boyutu Severity of Illness Rating (applied to previous week) Considering your total clinical experience with this particular population, how mentally ill is the patient at this time? 0 = Not Assessed 1 = Normal, not at all ill 2 = Borderline mentally ill 3 = Mildly ill 4 = Moderately ill 5 = Markedly ill 6 = Severely ill 7 = Among the most extremely ill patients Melankoli, Atipik depresyon ? Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Klinik Uygulam ada Bilişsel Davranışçı T erapi: Depresyon Doç. Dr. M. Hakan Türkçapar Ankara-2009 2009 HYB Yayıncılık Joanna Moncrieff Moncrieff • Dr. Joanna Moncrieff, İngiliz bir psikiyatrist ve epidemiyolog. 1989’da University of Newcastle Tıp Fakültesini bitirip, Londra’daki. St George’s Hospital’da Psikiyatri ihtisası yaptıktan sonra alkol sorunları üzerine Institute of Psychiatry with Simon Wessely de çalışmıştır. The Cochrane Collaboration antidepresan çalışmalarının üyesidir. 1996’da London School of Hygiene and Tropical Medicine de epidemiyoloji masteri yapmıştır. • Sosyal ve toplum psikiyatrisi uzmanı Psikiyatrik pratikte biyomedikal modele ve hastalık modelli ilaç kullanımına dönük eleştirileriyle tanınıyor Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 A ntipsikotiklere Dönük EleştirilerEleştiriler Moncrieff • Akut dönemde etkileri olmakla beraber uzun dönemdeki etkinliklerinin net olmadığı • Antipsikotiklerin sedasyon dışındaki «antipsikotik» etkilerinin tartışmalı olması • Uzun süreli kullanımdaki önemli yan etkileri (TD, metabolik yan etkiler, ani ölüm vb) A tipik A ntipsikotiklere İ ntipsikotiklere İlişkin lişkin Eleştiriler • CATIE, Cutlass araştırmaları ve metaanlizlere dayalı olarak: – Etkinlik açısından eski nesle göre fark olmaması – EPS açısından daha az yan etki yapmakla beraber eski nesil antipsikotiklerin düşük dozda kullanılmasıyla bu avantajın ortadan kalkacağı kalkaca saptaması • Yan etkiler açısından farklılık olmakla beraber metabolik yan etkilerinin ciddi olması Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 CA T IE 18 aylık süreçte hastaların %74’ü tedaviyi bırakıyor (1061 / 1432 ) % 64 olanzapine, %75 perphenazine, %82 quetiapine, %74 risperidone, %79 ziprasidone. En zun süre kullanılan olanzapine (quetiapine (P<0.001) ve risperidone (P=0.002)) anlamlı perphenazine (P=0.021) veya ziprasidone (P=0.028) dan değil Yan etki nedeniyle bırakma oranları aynı ama yan etkiler farklı kilo olanzapine etkiler farklı kilo olanzapine perphenazine EPS CATIE 18 aylık süreçte hastaların %74’ü tedaviyi bırakıyor (1061 / 1432 ) % 64 olanzapine, %75 perphenazine, %82 quetiapine, %74 risperidone, %79 ziprasidone. En zun süre kullanılan olanzapine (quetiapine (P<0.001) ve risperidone (P=0.002)) anlamlı perphenazine (P=0.021) veya ziprasidone (P=0.028) dan değil Yan etki nedeniyle bırakma oranları aynı ama yan etkiler farklı Yan etki nedeniyle bırakma oranları aynı ama yan etkiler farklı kilo olanzapine perphenazine EPS Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Geddes’in Meta--analizi analizi 2000 • Atipik antipsikotiklerle (amisülprid, clozapine, olanzapine, ketiapin, risperidon, sertindol), tipik antipsikotikleri (haloperidol, klorpromazine) karşılaştıran 52 randomize kontrollü çalışma ele alınmış (toplam 12649 hasta) • Haloperidolun 12 mg’ın alktındaki dozlarında her iki grup arasında etki ve yan etki açısından fark yok Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 A ntipsychotics and Schizophrenia: F rom Efficacy and Effectiveness to Clinical Decision-Making Decision F oussias ve ark 2010 Can J Psychiatry • Cutlass ve Catie sonuçlarının analizine dayalı bir review • Konvansiyonel antipsikotikler Atipikler kadar etkilidir • Bunun istisnası klozapindir, klozapin tedaviye dirençli şizofrenlerde diğer er atipiklere gore daha etkilidir • Olanzapinin clozapin dışındaki diğer di atipiklere göre daha üstün olabileceğii konusunda bir işaret vardır, ancak bu ilacın metabolik yan etkileri diğer di ilaçlardan daha fazladır • Cost effectiveness datası atipiklerin tipiklerden üstün olduğunu unu göstermemektedir Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Neden Böyle Sonuçlar var? • Publication Bias • Çalışmaların yapılış biçimi • İstatistiksel statistiksel yöntemler yöntemler • Ve en önemlisi • Tanı sistemi Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 T ürkçapar ve ark. The validity of diagnosis of melancholic depression according to different diagnostic systems. Journal of Affective Disorders 1999;54(1-2):101-107 A BST RA CT : This research aims to determine the comparative validity of various definitions of melancholic depression. 65 Patients diagnosed as major depression according to the DSM III-R included in this study. We compare the biological (TSH, basal and post dexhametason cortisol levels) and clinical variables ( age, age of onset, severity of depression, psychosocial stressors) of the RDC, DSM-III, DSM DSM-III-R, DSM-IV and ICD-10 10 melancholic and non melancholic patients. We found that RDC endogenous depressives were older, more severely depressed and higher cortisol levels than RDC non endogenous depressives. DSM-III-R melancholics were older, more severely depressed, reported fewer number of psychosocial stressors and had lower levels of TSH. DSM-IV melancholics were more severely depressed, had higher cortisol levels and lower TSH levels. ICD-10 ICD somatic depression group contained more severe, older depressives with with lower TSH levels. Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Kraepelin’in Psikiyatrik Rahatsızlıklara Bakışı • 18. YY’ da tek bir ruhsal hastalık vardı: Insanity (delilik) • Kraepelin bunu ikiye ayırdı Manik depresif hastalık ve demans praecox • Meyer bunlara melancholia’yı ekledi Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 DSM DSM Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 DSM’ nin Büyüm esi • DSM-I (1952) 130 sayfa uzunluğunda ve 106 ruhsal bozukluk • DSM II (1968), 182 bozukluk, bozukluk ve 134 sayfa uzunluğunda • DSM-III (1980) 494 sayfa uzunluğunda ve 265 tanısal kategori • DSM-III-R (1987) 292 tanı ve 567 sayfa uzunluğunda • DSM IV (2004) 297 bozukluk in 886 sayfa sayfa • DSM-5 ? Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Hiperhidrasyon--Hiperfaji Hiperhidrasyon Hiperfaji Bozukluğ Bozuklu ğu Bozuklu u İlk lk iki ölçütten en az birinin olması şartıyla 15 günü geçen süredir aşağıdaki ıdaki belirtlerden beşinin olması 1. Ağız kuruluğu, u, susama hissi, çok su içme 2. Sık idrara çıkma, noktüri 3. Acıktığıı zaman fenalık hissi, başağrısı,sinirlilik başa 4. Zaman zaman aşırı tatlı isteği iste 5. Çabuk acıkma, açlığa a tahammülsüzlük veya hızlı yemek yeme 6. Gece uykudan uyanıp yemek yeme isteği iste 7. Yemek sonrası yorgunluk, uyku hissi ve halsizlik 8. Kilo alma veya kilo kaybı 9. Çalışma performansının azalması, çabuk yorulma, halsizlik Nedenselliğii veya Patolojiyi Dışlayan T anılam a Sistem iyle Nereye Kadar? • Bu yöntemin temel ifadesi biyopsikososyal model • Bu yöntem – Psikopatolojinin araştırılması – Biyolojik, psikolojik araştırmalar – Tedavi çalışmaları açısından bir çıkmaz sokak mı? Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 T ıpta Hastalık Modelleri • Tekil hastalık antitetleri – Etkeni, nedeni, fizyopatolojisi veb. Bilinen tekil antiteler – Tifo, Tüberkuloz, koroner arter hastalığı hastalı vb • Boyutsal Hastalık modelleri • Çoğul nedene bağlılı veya nedeni bilinmeyen durumlar – Obezite – Hipertansiyon • Kritere dayalı hastalık tanımları – Gerilim başağrısı, rısı, fibromyalji vb Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Psikiyatrik bir hastalığ hastalığ ğ ın ortaya konulm ası: ğın Guze, F ink, Taylor 1. Psikopatolojik anlamda sınırları iyi çizilmiş bir hastalık antitesinin tanımlanması 2. Bu durumun varlığının ının laboratuar bulgularıyla gösterilmesi 3. Tedaviye özgül cevapla bunun bunun doğrulanması Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Psikiyatrik hastalıklar • Melankoli – DSM’nin major depresyon tanımı hastalık değildir, de bunun melankolik ve non melankolik olarak yarılması gerekir; non melankoli hastalık tanımının hiçbir özelliğini özelli göstermezken, melankoli psikiyatrinin en sağlam sa hastalıklarından birisidir (belirtiler, dst, tiroid hormon düzeyleri, özgül tedavi cevabı) • Katatoni – Özgul tablo ve benzodiazepinlere cevap (Lorazepamla açılma) • Atipik depresyon – Özgül belirtiler, MAOI’lerine spesifik olarak cevap vermesi • ADD • Panik Bozukluk – Shorter E 2010 Can J Psychiatry Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010 Psikiyatrik T anıların İ anıların İşlevsel şlevsel Hale Getirilm esiesi- V an Praag • Biyolojik psikiyatrinin, psikopatojiyi ve patofizyoljiyi patofizyoljiyi ortaya koyabilmek için sağ ğlam tanısal antitelere dayalı olmalıdır • Bugünki tanı sistemleri bundan uzaktır • Örnek – Şizofreni: • Bugünkü tanı ölçütleri özgül bir yapıya veya semptomatoljiye işarte etmekte veya öngörmekte midir? • Özgül bir biyolojik bozukluk saptanabilmiş midir? • Özgül bir genetik yapı bulunmuş mudur? • Tedavi cevabı ögörülebilir midir? – HAYIR • Çözüm: Boyutlara göre kategorik tanı, belirtilerin biyolojik eşdeğerlerinin erlerinin araştırılması Hakan Türkçapar,2010 Hakan Türkçapar,2010