T.B.M.M. B : 114 2 1 . 6 . 2005 O :1 strateji noktasını işgal etme hakkına sahip olma yetkisine dayanılarak, 8 Mart 1919 tarihinde, 125 inci taburuyla Zonguldak'a girmiştir. 3 Nisan 1919'da, Fransızlar, paralı Tunuslu müstemleke askerleriyle şehirdeki askerî güçlerini takviye etmişlerdir. Daha sonra Anadolu'da başlatılan ulusal özgürlük ve bağımsızlık eylemi, Fransa ile Türkiye'yi anlaşmaya yöneltti. 1921 yılı haziran ayında başlayan görüşmeler sonucunda Fransızlar, 8 Mart 1919 tarihinde asker çıkardıkları Zonguldak'tan, iki yıl üç ay oniki gün sonra, Osmanlı bandıralı Giresun Vapuruyla, 21 Haziran 1921 tarihinde ay­ rıldılar. Böylece, ülke için son derece önemli olan bölge düşman işgalinden kurtulmuş oldu. Taş­ kömürü olduğu için işgal edilen bölge bu şekilde terk edilmiş oldu. Ülkeyi kalkındırmak, sanayiini büyütmek için taşkömürü çıkarmak, demir çelik işlemek için doğayla yaptığı savaşa 4 500 şehit veren Zonguldak Şehrinin bugünlerde stratejik önemi unutulmuş, şehrin üzerinde kara bulutlar dolaşmaya başlamıştır. Şehrin oluşmasına sebep olan taşkömürünün önemi unutulduğu gibi, taşkömürü olduğu için o yörede kurulan Erdemir blok satışla yabancılara peşkeş çekilmeye çalışılıyor; ancak, bunun bu kadar kolay olmayacağını, Ereğli ve Zonguldak hal­ kının mücadelesinden sonra göreceklerine inanıyoruz. Türkiye Taşkömürü Kurumuna gelince, 1983'lü yıllardan sonra izlenen hükümet politikalarıy­ la yatırım yapılmaması, işçi sayısının azalması ve hazırlıkların yetişmemesi nedeniyle küçülmüş, zarar eden bir kurum haline getirilmiştir. AKP Hükümeti, Zonguldak halkına TTK'yı büyütmek ve eski günlerine kavuşturma sözleri vererek oyları almasına rağmen, verdiği tüm sözleri unutup bun­ dan önceki politikaların daha da kötüsünü uygulayarak, ne yatırım yapmış ne de işçi almıştır. Yak­ laşık bir yıl önce çıkarılan Maden Kanunundan sonra Zonguldak'ta çok şey değişeceğini söyleyen AKP yetkilileri, geçen bir yıl boyunca hiçbir şey yapmadıkları gibi, şehri, Kurtuluş Savaşındaki kumpanyalar dönemine, yasadışı kaçak üretimine doğru sürüklemektedirler. TTK'nın ocaklardaki bütün iş birimleri ihaleye veriliyor. Değerli arkadaşlar, en sona bir kazmacı kalmıştı, şimdi, onu da nasıl ihale ederiz diye çalışmalar yapıyorlar. TTK'nın sonuçlarını izlediğimiz, henüz ne olacağı belli olmayan özelleştirme furyası, büyük bir zafer edasıyla halka yansıtılmaya çalışılıyor. Elbette, ciddî yatırımcıların Zonguldak'a gelip yatırım yapmasına kesinlikle karşı değiliz; ancak, bu özelleştirmeler, yeraltı kömür işletmeciliğinin gerçekleri, maliyet ve zorluğu gözönünde bulundurulmadan yapılıyor. Zonguldak ve TTK bir karanlığa doğru gidiyor; bunun sonucunda, kurumda çalışanların motivasyon bozukluğu, personel azlığı, bizi derin üzüntülere boğan iş kazalarına neden oluyor. Değerli arkadaşlar, geçen hafta, yine bu Meclis kürsüsünden 3 arkadaşımızı kaybetmenin üzün­ tüsünü sizlerle paylaşmıştım. Bu hafta da, 6 arkadaşımızı daha kaybettik. Sonuçta Zonguldak'ta olanlara gelmek istiyorum. Bilindiği gibi, Erdemir yabancı şirketlere satılmak üzere. TTK'nın gözler önünde eriyen bir hasta gibi görülüp, bu hastanın iyileştirilmesi yerine, onun mirasından ne koparırsak kârdır deniliyor. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Sayın Akın, konuşmanızı tamamlayın. Buyurun. HARUN AKIN (Devamla) - Toparlıyorum Başkanım. Geçtiğimiz günlerde KEDAŞ Genel Müdürlüğümüz kapatıldı. Köy Hizmetleri kapatıldı, il özel idarelerine bağlandı. Zonguldak'ın büyükşehir olması istenmiyor; Kozlu, Kilimli ilçe yapılmıyor; Çatalağzı'nın, Beycuma'nın önü kapanıyor. Zonguldak, 5084 sayılı Teşvik Yasasının dışında bırakılıp, özel sektörün önü kapatılıyor. Çaycuma, Ereğli Organize Sanayi Bölgeleri kaderine terk ediliyor. Şehirde devlet adına ciddî bir yatırım yapılmadığı gibi, cesaretli birkaç Zonguldaklı işadamının yaptığı özel yatırımlar sanki AKP İktidarının icraatıymış gibi gösterilip, siyasî rant kapılmaya çalışılıyor. -245-