11 Aralık 2015 Haftanın Gündemi-Beklentiler Fed toplantısı 15-16 Aralık’ta... Küresel piyasalarda bu haftanın başlıca gündem maddeleri Fed’in gelecek hafta yapılacak para politikası toplantısı öncesindeki faiz artırım beklentileri ve ABD dolarındaki dalgalanma, gelişmekte olan ülkelerin bu durumdan etkilenmesi ve emtia fiyatlarındaki gerilemeydi. Fed toplantısı yaklaştıkça piyasalardaki dalgalanma da artmakta. Fed’in önümüzdeki hafta faiz artırması yüksek bir olasılık. Bu yöndeki beklenti oranı %76’ya çıkmış durumda. Bu nedenle doların gelişmekte olan para birimleri karşısında değer kazandığını görmekteyiz. Bir yandan da başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarında sert düşüş kaydedildi. Bu da emtia ihracatçısı ülkeleri olumsuz etkilemekte. Örneğin Rus Rublesinde ciddi gerileme oldu. Ayrıca Güney Afrika randı da ülkede maliye bakanının görevden alınmasının etkisiyle dolara karşı rekor düzeyde geriledi. Brezilya ekonomisi de durgunluk ve siyasi krizlerle karşı karşıya. Öte yandan, euro dolara karşı güçlü kalmayı sürdürdü; bunda Avrupa Merkez Bankası’nın son parasal genişleme hareketinin piyasalar tarafından yetersiz bulunmasının payı vardı. Gelecek hafta için beklentilerimiz, Fed’in faiz artırımının gerçekleşmesi ve dolardaki güçlenmenin sürmesi. Euro/dolar paritesinde de aşağı yönlü bir geri çekilme olabilir. Ancak Fed’in faiz artırımı yaparken yapacağı açıklamalar büyük önem taşıyor. Düşük oranlı bir artırım ve gelecek yıl için kademeli bir faiz artırım planının açıklanması ya da bu yönde bir sinyalin verilmesi piyasaları biraz rahatlatabilir. Bu çerçevede, Fed toplantısından önce açıklanacak ABD enflasyon oranları, 15-16 Aralık’taki Fed toplantısı ve Japon Merkez Bankası’nın para politikası toplantıları haftaya küresel piyasalarda izlenecek en önemli gündem maddeleri olacak. Euro, dolar karşısında güçlü konumunu sürdürürken, yen de değer kazandı. Euro/dolar paritesi 1.09’un üstünde; dolar/yen ise 121 civarında seyrediyor. Petrol fiyatlarında özellikle OPEC’in son toplantısında petrol arzını kısmamasıyla birlikte hızlanan gerileme devam etti. Brent ham petrolünün varili 39 dolar; ABD hafif ham petrolünün varili ise 36 dolar civarında. Altın fiyatları Fed’in faiz artıracağına yönelik beklentilerle değer kaybetti. Altının onsu son aşamada 1065 dolar civarında. Bu hafta Türkiye ekonomisinde sanayi üretimi, büyüme ve cari açık gibi önemli veriler açıklandı. Sanayi üretimi dalgalı seyrini sürdürdü; Eylül’deki durgunluktan sonra Ekim ayında tekrar hızlandı ve dördüncü çeyreğe olumlu bir başlangıç yaptı. Üçüncü çeyrek büyüme oranı sürpriz olarak %4’e çıktı ve yıllık büyümenin %3’ü aşabileceğine işaret etti. Cari işlemler açığı ise 1 beklendiği gibi düşük düzeyde gerçekleşti. Açığın yılsonunda 35 milyar dolar civarında gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Haftaya Eylül dönemi işsizlik verileri ve Kasım ayı bütçe verileri açıklanacak. Hükümet 2016 için Eylem Planını açıkladı. Plandan edindiğimiz izlenim daha çok hükümetin seçim öncesi verdiği vaatlerin sıralandığı bir açıklama olması ve yapılacak ekonomik reformlarda ayrıntıların belli olmamasıydı. Ayrıca açıklanan vaatlerin bütçe üzerinde harcama baskısı yaratma olasılığı da var. Bu eylem planından sonra ekonomi yönetiminin piyasalara ekonomide bundan sonra neler yapılacağına ilişkin daha somut ve rakamlara dayalı bir analiz yapması beklenmekte. Diğer taraftan, Merkez Bankası da 2016’ya ilişkin para ve kur politikalarını açıkladı, ancak Fed’den sonra nasıl bir para politikası uygulanacağına ilişkin daha önceki açıklamalarına ek olarak herhangi bir somut detay açıklanmadı. Türkiye piyasaları ise hafta başlarında sakin seyretmesine rağmen hafta sonuna doğru dalgalı bir seyir izledi. Petrol fiyatlarındaki düşüşün Türk Lirası’nı desteklemesine ragmen, Fed’in haftaya faiz artıracağına yönelik beklentiler, bu beklentilerle birlikte doların gelişmekte olan para birimleri üzerinde yarattığı baskı, Güney Afrika randının rekor değer kaybı ve TürkiyeRusya ile Türkiye-Irak ilişkilerindeki gerilimin Türkiye üzerindeki jeopolitik riskleri artırması gibi etkenler Türk Lirası’nın zayıflamasına yol açtı. Ayrıca hükümetin açıkladığı eylem planının harcamaları artıracağına yönelik endişler de piyasaları olumsuz etkiledi. Sonuçta dolar/TL’nin hızla değer kaybederek 2.95’i aştığını görmekteyiz. Iki yıllık faizler de %11’e yaklaştı. Sonuçta, önümüzdeki hafta hem küresel piyasalar hem de Türkiye açısından son derece önemli bir hafta olacak. Fed’in 15-16 Aralık’taki toplantısında faizleri artırması hemen hemen kesin gibi. Burada artık artırımın oranı ve bundan sonra 2016 ve 2017’deki artırımların ne sıklıkta olacağı tartışılıyor. Düşüncemiz Fed’in ilk artırımı düşük bir oranda yapması ve bundan sonrasına ilişkin kademeli ve verilere bağlı, ılımlı bir faiz artırımına dönük bir politika izleyeceğinin sinyallerini vermesidir. Bu piyasaları ürkütmeyecek bir açıklama olur. Ancak yine de ilk tepki olarak aralarında Türk Lirası’nın da olduğu gelişmekte olan para birimlerinin açıklamalardan olumsuz etkilenmesi ve değer kaybetmesi doğal bir gelişme olacaktır. Bundan sonraki dönemde ise gelişmekte olan ülkeler ekonomilerinin sağlamlılığı ve izleyecekleri para politikalarının tutarlılığı ile değerlendirilecek ve ona göre ayrışacaklardır. Türkiye açısından ise önümüzdeki dönemde izlenecek ekonomi politikaları, Merkez Bankası’nın bağımsız hareket etme kabiliyeti ve buna bağlı olarak izleyeceği para politikaları ile artan jeopolitik riskler en önemli gündem maddeleri olacaktır. Bu çerçevede, haftaya Fed’in faizleri artırması halinde dolar/TL paritesinin 2.95-3.00 arasında dalgalanmasını beklemekteyiz. Gösterge tahvil faizinin ise %11’in üzerine çıkılması mümkündür. 2 TÜRKİYE’DE BU HAFTA Son ekonomik gelişmeler... 2015’ün üçüncü çeyreğinde büyüme beklentilerin üzerinde gerçekleşerek %4 oldu. Yılın ilk dokuz ayındaki büyüme oranı ise %3.4 oldu. Geçen yılı aynı döneminde büyüme %3 olmuştu. Takvim etkisinden arındırılmış gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYİH) yılın bu döneminde %5.4 büyüdü. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış GSYİH değeri ise bir önceki döneme göre %1.3 arttı. Ekim ayında sanayi üretiminde büyüme hız kazandı. Eylül ayındaki düşük üretim artışından, hatta arındırılmamış verilerle gerileme olmasından sonra Ekim ayında üretimin tekrar toparlandığını görmekteyiz. Bu da dördüncü çeyreğin başlangıcı olması açısından olumlu bir gelişme. Ekim ayında takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi önceki yılın aynı ayına göre %4.6 arttı. Arındırılmamış veride ise artış %14.7 düzeyinde oldu. Ocak-Ekim dönemindeki büyüme arındırılmış endeksde %3, arındırılmamış endeksde de %3.1 olarak gerçekleşti. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretimi endeksi ise aylık bazda Ekim ayında %0.1 arttı. Cari işlemler açığı, petrol fiyatlarındaki düşük seyrin enerji faturasını aşağı çekmesiyle Ekim ayında da iyileşmesini sürdürerek 200 milyon dolar olan beklentilerin altında kaldı ve 130 milyon dolar oldu. Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, cari işlemler açığı, Ocak-Ekim döneminde 25.41 milyar dolar olurken, 12 aylık cari işlemler açığı Eylül ayındaki 40.29 milyar dolardan 38.11 milyar dolara geriledi. TCMB Eylül için daha önce 95 milyon dolar fazla olarak açıkladığı veriyi ise 117 milyon dolar fazla olarak revize etti. Cari denge geçen yılın Ekim ayında ise 2.31 milyar dolar açık vermişti. OVP'de yıl sonunda cari açığın GSYH'ye oranının yüzde 5.2 olması bekleniyor. TCMB verilerine göre hizmetler dengesinden kaynaklanan net gelirler 170 milyon dolar azalarak 2.85 milyar dolara geriledi. Parasal olmayan altın kaleminde, bir önceki yılın Ekim ayında 356 milyon dolar net ithalat olurken, bu yılın aynı ayında 478 milyon doları net ihracat gerçekleşti. Hizmetler dengesi altında seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler, bir önceki yılın aynı ayına göre 351 milyon dolar azalarak 2.47 milyar dolara geriledi. Doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net girişler (net yükümlülük artışı), bir önceki yılın aynı ayına göre 158 milyon dolar azalarak 367 milyon dolar tutarında gerçekleşti. Resmi rezervler Ekim ayında 1.2 milyar dolar azaldı. 3 Başbakan Davutoğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu, 64. hükümetin 2016 yılı eylem planını açıkladığı Eylem Planını toplantıda şunları söyledi: açıkladı… Bir hafta içinde reformların izlenmesi ve reform grubu oluşturulacak Seçim vaatlerinin bütününü ilk 3 ay içinde hayata geçirilecek Asgari ücret 1,300 TL'ye yükseltilecek. Asgari ücreti artışında işveren zaafiyete uğratılmayacak; KOBİ'lere olan yük minimize edilecek Yem ve gübrede KDV kaldırılacak Reform paketi ile ilgili kapsamlı eylem planı hazırlanacak İmar planı değişiklikleri sonucu ortaya çıkacak değer artışından kamunun pay almasını sağlayacak düzenlemeler Mart sonuna kadar çıkarılacak Çalışma hayatına güvenceli esneklik sağlayacak düzenlemeler Mart sonuna kadar yapılacak İmalat sanayii makine-teçhizat yatırımlarının finansmanında Mart sonuna kadar BSMV istisnası getirilecek Haziran sonuna kadar vergi mevzuatı enerji verimliliğini teşvik edecek şekilde gözden geçirilecek Haziran sonuna kadar TCDD'nin yeniden yapılandırılması tamamlanacak, demiryolu işletmeciliği serbestleştirilecek Kanal İstanbul Projesi için yasal düzenleme Haziran sonuna kadar yapılacak Bir yıl içinde yeni Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu hazırlanacak Bir yıl içinde Kamu İhale Kanunu güncellenecek; Damga Vergisi Kanunu yenilenecek TCMB 2016 para ve Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, önümüzdeki yıl enflasyonun kur politikasını mevcut yüzde 8.10'dan yüzde 6.5'e gerileyeceğini, yüzde 5 hedefi ile 1.5 puanlık açıkladı… farkın asgari ücret artışından kaynaklandığını ve yönetilebilir olduğunu söyledi. Başçı, "Bu toplantıda politika sinyali vermiyoruz" diyerek başladığı 2016 yılı para ve kur politikası sunumunda daha önce açıkladığı politikaların 2016'da nasıl kullanılabileceğine ilişkin herhangi bir sinyal vermedi. Başçı sunumda daha önceki açıkladıkları "Faiz koridoru bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı etrafında daha simetrik bir hale getirilecek ve daraltılacaktır" ve "Önümüzdeki dönemde Merkez Bankası fonlamasının temel yöntemi bir haftalık repo ihaleleri olacaktır" ifadelerini yineledi. Başçı ayrıca para politikasının duruşunun enflasyon görünümüne karşı sıkı, döviz likiditesinde dengeleyici, finansal istikrarı destekleyici niteliğini koruduğunu da vurguladı. Başçı, orta vadeli programda 2016 için hükümete yüzde 5 enflasyon oranını tavsiye etmeyi düşündüklerini veya yüzde 5.5 olsun istediklerini ancak %6.5’a razı olduklarını ve 1.5 puanlık etkinin asgari ücretin etkisi olarak özetlenebileceğini ifade etti. Başçı sunumunda enflasyon hedefinin 2018 yılı için de 2016 ve 2017'de olduğu gibi yüzde 5 olarak belirlendiğine ve belirsizlik aralığının her iki yönde 2 yüzdelik puan olarak korunduğuna da dikkat çekti. Rusya ile yaşanan sorunlar nedeniyle Aralık ayında 4 enflasyonda sebze ve meyve fiyatları kaynaklı bir düşüş görüleceğini de belirten Başçı, AB müktesebatına göre TCMB'nin enflasyon hedefini tek başına belirlemesi gerektiğini ancak mevcut uygulamadaki hedefin hükümet ile beraber belirlenmesi uygulamasının gerekli olduğunu söyledi. Cari açıktaki düşüş trendinin oldukça kuvvetli olduğunu belirten Başçı, önümüzdeki dönemde de bu iyileşmenin devam edeceğini söyledi ve "Cari açık ile ilgili kaygılar artık iyice geride kaldı" dedi.Başçı, cari açıktaki iyileşmeyi petrol fiyatlarındaki düşüşün desteklemeye devam ettiğini belirtirken buna paralel kısa süre önce bir kısmı TCMB ve Hazine tarafından karşılanmaya başlanan BOTAŞ'ın döviz talebinin de yarı yarıya azaldığını belirtti. Başçı sakin günlerde talebin bir kısmının kamu bankaları tarafından karşılanmasının devam edildiğini Mart ayından itibaren ise BOTAŞ'ın döviz talebinin daha da azalabileceğini belirtti ve bu kapsamda 2016 ilk çeyrek sonu itibarıyla ılımlı bir döviz rezervi artışı görülebileceğine dikkat çekti. Başçı, ABD Merkez Bankası'na (Fed) dair belirsizliğin giderek azaldığını ve bundan sonra faiz artışlarından ziyade artış hızına dikkat çekildiğini vurgulayarak, "artışların hızlı olmayacağını söylüyorlar" dedi. Ancak Avrupa Merkez Bankası'ndan (ECB) henüz net sinyallerin gelmediğini söyleyen Başçı, gelebilecek belirsizliklere karşı da önlemlerinin hazır olduğunu vurguladı. Moody's Türkiye'nin Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's seçim dönemi boyunca koruduğu güçlü Baa3 kredi notunu mali göstergeleri ve ekonominin dayanıklılığı nedeniyle Türkiye'nin Baa3 olan teyit etti… kredi notunu teyit ederken, ekonomiyi küresel risklere karşı kırılgan hale getiren yurtdışından yüksek fonlama gereksinimi nedeniyle "negatif" not görünümünü değiştirmedi. Moody's tarafından yayımlanan değerlendirmede Türkiye'nin borç yükünün 2009 yılından bu yana gerilediğine ve hem TL hem de döviz cinsi borçların ortalama vadesinin uzadığına dikkat çekilerek, "Bu yapı devlet bilançosunu küresel faiz oranlarının yükselmesinden kaynaklanacak TL'deki değer kayıplarından koruyor" denildi. Moody's ekonomik büyümenin bu yıl yüzde 2.9 seviyelerine gerileyeceği şeklindeki beklentisine rağmen, geçen iki yılda çeşitli şoklara karşı "görece dayanıklı" bir performans gösterdiğine ve büyümenin benzer gelişmekte olan ülkelerden yüksek seyrettiğine dikkat çekti. Devletin güçlü mali göstergeleri ve ekonominin şoklara dayanıklılığına karşılık, Türkiye'nin önünde "yavaşlayan ekonomik büyüme ve zayıflayan dış güven" olmak üzere iki temel engel olduğuna dikkat çeken kuruluş, bu engellerin "daha fazla siyasi istikrar ve geniş çaplı ekonomik reform" ile aşılabileceğini ancak reformların gecikmesinin yaratacağı riskler nedeniyle not görünümünün "negatif" olarak bırakıldığını belirtti. Moody's Türkiye'nin yüksek dış finansman gereksinimi, yatırımcı güvenindeki değişimlere karşı kırılgan oluşu ve yavaşlayan büyüme görünümü nedeniyle kredi notu görünümünü negatifte bıraktı. Kuruluş dış finansman gereksinimi ile ekonomik büyüme arasındaki bağlantıyı hafifleteceğini ifade ettiği ekonomik reform programının gecikeceğine dair şüpheler taşıyor. Kuruluş, güçlü devlet bilançosuna karşılık ekonomi genelinin gereksinim duyduğu yüksek tutarda dış finansman nedeniyle yatırımcı güvenindeki değişikliklere karşı kırılgan olduğunu belirtti. Moody's bu bağlamda dış kaynaklı risklere dış finansman maliyetini artıracak olan ABD para politikasındaki normalleşmeyi ve yatırımcı güvenini zedeleyebilecek "Suriye ve Irak'taki krizleri ve PKK ile üç yıllık ateşkesin sona ermesi" gibi jeopolitik gelişmeleri örnek olarak gösterdi. Değerlendirmede gelecek üç yılda ortalama yüzde 3 öngörülen ekonomik 5 büyümenin hızlanması için geniş kapsamlı ekonomik reformlar yapılması gerektiği ancak reformların ne hızda yapılabileceğinin belirsiz olduğu ifade edildi. Moody's büyümenin hızlanması için tasarruf oranı ve verimlilikte artışı sağlayacak reformlara gereksinim duyulduğunu belirtirken, ekonomi ile bağlantılı kurumların yapılarındaki yıpranmanın da büyüme görünümü üzerinde baskı yarattığının altını çizdi. Değerlendirmede kredi notu görünümünün "durağan" seviyesine dönmesi için gereken unsurlar, "Politikaların oluşturulacağı daha istikrarlı bir ortam, ekonomik büyüme ile dış finansman arasındaki bağlantıyı zayıflatacak ekonomik yapısal reformlar ve Türkiye'nin kurumsal yapısının iyileşmesi" olarak özetlendi. Kuruluş, "dış dengesizlikleri azaltacak ve ekonominin gücünün devamını sağlayacak yapısal reformların uzun sürelerle gecikmesi" halinde kredi notunun düşürülebileceğini belirtirken, yabancı sermaye girişlerinin ani ve uzun süreyle durmasının da not üzerinde aşağı yönlü baskı yaratabileceğine dikkat çekti. Juncker, AB ile 2016'da açılması planlanan 5 başlık için Komisyon'un üzerine düşeni yapacağını taahhüt etti… Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, AB ile Türkiye müzakere sürecinde 2016 yılında açılması planlanan beş başlık için üzerlerine düşeni yapacaklarını Başbakan Ahmet Davutoğlu'na yazdığı bir mektupla taahhüt etti. Juncker'in mektubunda, 2016 yılında AB ile Türkiye arasında açılması planlanan, enerji konusundaki 15. başlık, yargı ve temel haklar konusundaki 23.başlık, adalet, özgürlük ve güvenliği içeren 24.başlık, eğitim ve kültürle ilgili 26. başlık ve dış güvenlik ve savunma konulu 31. başlığın yılın ilk çeyreğinde açılması konusunda Komisyon'un üzerine düşen ön hazırlığı tamamlayacağı belirtildi. Avrupa Birliği'nin 14 Aralık'ta yapacağı zirve toplantısında Türkiye ile birlik arasındaki para politikaları ve ekonomiyle ilgili 17. başlığın açılması bekleniyor. EBRD’ye gore, Rusya'nın yaptırımları 2016'da Türkiye'nin GSYH'sini aşağı çekebilir… Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Rusya'nın Türkiye'ye uyguladığı yaptırımların devam etmesi halinde gelecek yıl gayrı safi yurtiçi hasılayı (GSYH) 0.3 ile 0.7 puan arasında aşağı çekebileceğini, Rusya'ya etkisinin ise büyük ihtimalle sınırlı olacağını belirtti. EBRD yaptırımlarının Türkiye'de en fazla turizm sektörüne etkisi olacağını belirtti. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ise en kötü senaryoda Rusya ile sıfır ilişki olsa bile bunun etkisinin 9 milyar dolar olacağını, bu gerilimin etkisinin GSYH'nin yüzde 0.3-0.4'ü civarında olabileceğini söyledi. Rusya-Türkiye gerilimi… Dışişleri Bakanlığı kaynakları, bir Rus savaş gemisinin geçişi sırasında bir personelin güvertede füze taşımasının Montrö sözleşmesi ve uluslararası hukukun ruhuna uygun olmadığının Rusya'nın Ankara büyükelçisine iletildiğini bildirdi. Bu arada, Rus Rosatom şirketinin kuruluşu olan Akkuyu NGS Mersin, Akkuyu Nükleer Santrali Projesi'nde sahadaki inşaat çalışmalarını durdurdu. Konu hakkında bilgi sahibi üst düzey kaynaklar, iki ülke arasındaki uluslararası anlaşmada yer alan ağır tazminat hükümleri nedeniyle Rusya'nın anlaşmayı fesihten kaçındığını belirtiyorlar. Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov, "Yaşanan olaydan sonra mevcut tüm projeler yakından incelenecektir" demiş ancak Akkuyu Projesi'ne özel bir değerlendirme yapamayacağını açıklamıştı. 6 Irak-Türkiye gerilimi… Başbakanlık, Türk ve Iraklı yetkililerin Musul yakınlarındaki Başika'da bulunan Türk askeri personelinin yeniden tanzim edilmesini kararlaştırdığını açıkladı. Türkiye'nin geçen hafta Başika kampına birkaç yüz asker daha göndermesi Irak ile arasında krize neden olmuş, Irak başbakanı askerlerin çekilmesini isterken bazı Şii milisler bu askerlere ya da ülkedeki Türk hedeflerine yönelik saldılar düzenlenebileceği tehdidinde bulunmuşlardı. Hükümet yetkilileri ise askerlerin, Başika'da İD'ye karşı mücadele eden peşmergeleri eğiten askeri personelin güvenliğini artırma amaçlı olarak Başika'ya gönderildiğini açıklamışlardı. Başbakan Ahmet Davutoğlu Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı özel temsilci sıfatıyla Irak'a göndermişti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da yaptığı açıklamada 21 Aralık'ta Türkiye, ABD ve Kuzey Irak yetkilileri arasında yapılacak bir toplantıda konunun ele alınacağını belirtmişti. Türkiye’den yapılan bu açıklamalara karşın Irak Başbakanı Haydar Abadi, dışişleri bakanlığından Türkiye'nin Irak'a asker göndermesi nedeniyle Birleşmiş Milletler Güvenlik konseyi'ne şikayette bulunmasını istedi. Yapılan açıklamada, Güvenlik Konseyi'nden Türkiye'nin derhal askerlerini Irak'tan çekmesini talep etmesi istendi. DÜNYA EKONOMİSİ OPEC’in petrol Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC) ham petrol üretimi, kasımda bir üretimi arttı... önceki aya göre günlük 230 bin varil artarak, 31,7 milyon varile çıktı. OPEC'in kasım ayına ilişkin "Petrol Piyasası Raporu"na göre, OPEC ülkeleri içinde ham petrol üretimi kasım ayında en çok Irak, Angola ve Kuveyt'te arttı, bu dönemde Libya, Nijerya ve Suudi Arabistan'da petrol üretimi azaldı. OPEC'in ham petrol üretimi kasım ayında günlük ortalama 31 milyon 695 bin varile yükseld,. Kasımda küresel petrol arzı, bir önceki aya göre, günlük ortalama 370 bin artarak 95,6 milyon varile yükseldi. Rapora göre, bu durum OPEC ve OPEC dışındaki ülkelerin petrol arzında yaşanan artıştan kaynaklandı. Küresel petrol üretiminde OPEC'in payı ise yüzde 33,2 oldu. Rapora göre, bu yıl için küresel petrol talebi, geçen yıla göre, günlük ortalama 1,53 milyon varil artışla 92,88 milyon varile ulaşacak. Bu miktar gelecek yıl için günlük ortalama 1,25 milyon varil artışla 94,13 milyon varile çıkacak. OPEC ham petrol talebi bu yıl, geçen yıla göre, günlük ortalama 400 bin artışla 29,4 milyon varile yükselecek. Gelecek yıl bu miktar günlük ortalama 1,5 milyon varil artarak 30,8 milyon varile çıkacak. ABD ekonomisinde gelişmeler... Atlanta Fed Başkanı Dennis Lockhart, faiz artırımı için koşulların çok tatminkar olduğunu söyledi. Lockhart, ABD ekonomisinin, yüzde 3'ten ziyade 2'ye daha yakın, sağlam ve ılımlı bir büyüme yolunda olduğunu söyledi. Lockhart, ilk faiz artırımının ardından, faiz artırımlarının "kademeli" olmasını beklediğini belirtti. Lockhart, "Ekonominin nasıl 7 evrileceğini tam olarak bilmiyoruz. Kendi kendimizi, öncede, belli bir çerçeveye ya da belli bir programa bağlayamayız" şeklinde konuştu. Lockhart, bu yıl Federal Açık Piyasa Komitesi'nde (FOMC) oy hakkına sahip. FOMC, 15-16 Aralık'ta toplanacak. ABD'de toptan eşya stokları Ekim'de artış beklentilerine karşılık düştü. Toptan eşya stokları Ekim'de %0.1 düştü. Daha önce %0.5 artış olarak açıklanan Eylül ayına ilişkin veri de %0.2'ye revize edildi. Bir ay önce %0.5 artan toptan satışlar ise Ekim'de değişiklik göstermedi. Toptan eşya stokları Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) hesabının önemli bir kalemini oluşturuyor. ABD'nin ham petrol üretiminin gelecek yıl günlük ortalama 570 bin varil azalması öngörülüyor. ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA), "Kısa Dönem Enerji Görünümü" raporunda, ülkenin ham petrol üretim beklentisinin günlük ortalama 570 bin varil aşağı çekilerek, gelecek yıl için 8,76 milyon varil olarak öngörüldüğü belirtildi. Raporda, ABD'nin ham petrol üretiminin, Kasım'da, bir önceki aya göre, günlük ortalama 60 bin varil azaldığı kaydedilirken, 2015 için de ülkedeki ham petrol üretim seviyesinin günlük ortalama 9,33 milyon varil olacağının tahmin edildiği bildirildi. Petrol fiyatı beklentilerinde revize yapan EIA, Brent türü ham petrolün 2015 ve 2016'da sırasıyla varil başına 53 ve 56 dolar, Batı Teksas türü ham petrolün ise aynı yıllar için sırasıyla varil başına 49 ve 51 dolar olacağını öngördüğünü bildirdi. ABD'de işsizlik maaş başvurusunda bulunanların sayısı 5 Aralık'ta sona eren haftada 282,000 ile beklentilerin üzerinde açıklandı. İşsizlik maaş başvurularının 269,000 olması bekleniyordu. Önceki hafta için 269,000 olarak açıklanan işsizlik maaş başvuruları ise revize edilmedi. Rakamlardaki dalgalanmayı daha az yansıttığı için daha iyi bir gösterge olarak kabul edilen dört haftalık ortalama işsizlik başvuruları ise 1,500 artarak 270,750'ye çıktı. ABD'de perakende satışlar Kasım'da bir önceki aya göre yüzde 0.2 ile beklentilerin altında artarken, otomotiv dışındaki çekirdek satışlar ise yüzde 0.4 ile beklentilerin üzerinde yükseldi. Perakende satışlar ve çekirdek perakende satışların yüzde 0.3 artması bekleniyordu. ABD Ticaret Bakanlığı Ekim ayı perakende satışlarında daha önce yüzde 0.1 olarak açıklanan artışı revize etmedi. Çekirdek perakende satışlar için Ekim'de yüzde 0.2 olarak açıklanan artış yüzde 0.1'e revize edildi. ABD'de üretici fiyatları Kasım'da bir önceki aya kıyasla değişim kaydetmeyeceği beklentisine karşılık yüzde 0.3 arttı. Çekirdek fiyatlar da yüzde 0.3 ile beklentilerin üzerinde arttı. Çekirdek enflasyonun yüzde 0.1 artması bekleniyordu. Üretici fiyatları Ekim'de yüzde 0.4, çekirdek endeks yüzde 0.3 gerilemişti. Üretici fiyatları yıllık bazda ise yüzde 1.1 ile beklentilerin altında düşüş kaydederken, yıllık yüzde 1.4 düşüş bekleniyordu. Çekirdek ÜFE de yüzde 0.5 yükselerek yüzde 0.2'lik beklentilerin üzerine çıktı. 8 AB ekonomilerinde AB: gelişmeler... Euro bölgesinde gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) üçüncü çeyrekte kaydettiği artış yüzde 0.3 olarak teyit edilerek beklentiler doğrultusunda gerçekleşti. Euro bölgesi ekonomisi yıllık bazda geçtiğimiz yılın aynı çeyreğine göre yüzde 1.6 büyüyerek yine beklentiler doğrultusunda gerçekleşti. Euro bölgesinde GSYH ikinci çeyrekte yüzde 0.3 büyümüştü. Avrupa Merkez Bankası (ECB) politika yapıcısı Ewald Nowotny, finans çevresinin Euro Bölgesi ekonomisini yanlış değerlendirdiğini ve gerçekçi olmayan teşvik beklentileri içine girdiğini belirtti. Almanya: Almanya'da sanayi üretimi Ekim'de yüzde 0.2 ile beklentilerin altında bir büyüme gerçekleştirdi. Sanayi üretiminin Ekim'de yüzde 0.7 artması bekleniyordu. Almanya'da enflasyon Kasım ayında geçen yılın aynı ayına göre nihai yüzde 0.3 artarak öncü veri ve beklentilere paralel açıklandı. Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0.2 artan tüketici fiyatlarının Kasım ayında yüzde 0.3'e yükselmesi bekleniyordu. Enflasyon oranı aylık bazda ise yüzde 0.1'lik artış gösterdi. İngiltere: İngiltere'de sanayi üretimi Ekim'de bir önceki aya göre yüzde 0.1 artarak beklentilere paralel bir seyir izledi. Daha önce yüzde 0.2 düşüş olarak açıklanan Eylül ayı sanayi üretimi ise yüzde 0'a revize edildi. İngiltere'de sanayi üretimi yıllık bazda ise bir önceki yıla göre yüzde 1.7 artış sergilerken, beklentiler yüzde 1.2 oranındaydı. İngiltere Merkez Bankası (BoE) politika faizini %0.5'te sabit tuttu. BoE varlık alım programını 375 milyar sterlinde tuttu. İngiltere Merkez Bankası faiz kararını 8'e karşı 1 oyla verdi. Yapılan açıklamada "Politikamızla Fed ve Avrupa Merkez Bankası kararları arasında mekanik bir bağlantı yok" denildi. Diğer ekonomilerde İsviçre: gelişmeler... İsviçre Merkez Bankası, gösterge faizi değiştirmeyerek rekor düşük seviyede tuttu ve "aşırı değerli" frank üzerindeki baskının azaltılmasına ihtiyaç duyulursa, döviz piyasalarına müdahale edileceği yolundaki taahhüdünü sürdürdü. Thomas Jordan başkanlığındaki merkez bankası, gösterge vadesiz mevduat faizini rekor düşük seviye olan eksi yüzde 0.75 seviyesinde tutmaya devam etti. İsviçre Merkez bankası ayrıca, üç ay vadeli Libor için hedef aralığını eksi yüzde 1.25 ile eksi yüzde 0.25'te tuttu. İsviçre Merkez Bankası, frankta Ocak ayında euro başına 1.20 seviyesine koyduğu tavanı kaldırmasının ardından, negatif faiz ve döviz piyasasına müdahaleden oluşan ikiz stratejiyi uygulamaya soktu. Frank halen bu yıl yüzde 11 yükselmiş durumda. Ekonomi şimdiye dek resesyondan kaçınmayı başardı, ancak büyüme üçüncü çeyrekte sendeledi ve imalat ve perakende sektöründen talebin düştüğüne ilişkin raporlar geldi. 9 Japonya: Japonya ekonomisinin üçüncü çeyrek büyüme rakamlarında yapılan revizyon ekonominin yüzde 0.8 daralmadığını, aksine yüzde 1 büyüdüğünü gösterdi. Revizyonda en önemli rollerden birisini sermaye harcamaları aldı. Japon ekonomisinde yüzde 1'e revize edilen rakamlar yüzde 0.1'lik büyüme beklentilerinin de çok üzerine çıktı. Çin: Japonya Merkez Bankası Başkanı Haruhiko Kuroda, parasal genişlemenin niyet edilen etkileri göstermekte olduğunu kaydetti. Kuroda, "Japonya'nın parasal genişlemesi, yüzde 2 enflasyon hedefine ulaşmaya yönelik niyet edilen ekileri göstermekte" dedi. Kuroda, finanansal sistemin, parasal genişlemenin etkilerini göstermesi ile birlikte, önemli bir geçişim kanalı olarak çalıştığının apaçık ortada olduğunu sözlerine ekledi. Kuroda, "Son iki buçuk yılda şu olumlu finansal etkiler gözlendi: 1- Uzun vadeli faizler düşük seviyelerde istikrar kazandı ve kredi riskleri düştü, 2- finansal kurumlar ve kurumsal yatırımcıların portföy yeniden dengelemelerinde iyileşmeler oldu ve 3- varlık fiyatlarına olumlu yayılmalar gerçekleşti" şeklinde konuştu. Başkan Kuroda, ayrıca, Japonya'da şu anda hiçbir önemli finansal dengesizliğin gözlemlenmediğini kaydetti. Kuroda ayrıca, negatif faiz uygulanmasına gerek olmadığını da sözlerine ekledi. Çin Merkez Bankası (PBOC), yuanın referans kurunu 2011'den bu yana en düşük seviyesine indirdi. Bu durum, PBOC'un Fed'in beklenen faiz artırımı öncesi, para birimi üzerinde biriken değer kaybı baskısını açığa çıkarmak istediği yolundaki spekülasyonu güçlendirdi. PBOC, Çin içindeki işlemlerde yuanın dolar karşısındaki hareketini her iki tarafta artı/eksi yüzde 2 ile sınırlayan referans kuru yüzde 0.1 düşürerek 6.4140 seviyesine indirdi. Spot kur ise yüzde 0.11 düşerek 6.4244'e geriledi. Böylelikle yuan, IMF'nin Çin para birimini Özel Çekme Hakkı (SDR) sepetine ekleme kararından bu yana yüzde 0.4 düştü. Yuan bu hafta Salı günü dört yılın en düşük seviyesinden kapandı. Çin'de resmi tahminlere göre ham çelik üretiminin ekonomideki yavaşlamadan kaynaklanan talep gerilemesi nedeniyle 2016'da yıllık bazda ikinci defa daralması beklenirken, çelik ve demir cevheri piyasalarındaki zayıf görünüm devam ediyor. Çin'de hükümete bağlı Metalürji Sanayi Planlama ve Araştırma Kurumu'nun yıllık raporuna göre ham çelik üretiminin gelecek yıl yüzde 3.1 düşüşle 781 milyon tona inmesi bekleniyor. Üretimde öngörülen bu düşüşe paralel olarak, dünyanın en büyük demir cevheri tüketicisi Çin'de cevher tüketiminin yüzde 4.2 gerileyerek 1.07 milyar tona düşeceği tahmin ediliyor. Çelik tüketimi ise 2016'da önceki yıla kıyasla yüzde 3 düşüşle 648 milyon ton bekleniyor. Ülke ekonomisindeki yavaşlama ve talepteki gerilemenin yanı sıra sektördeki kapasite fazlası, çelik üreticilerinin üretimi daraltmasına hatta bazı durumlarda kapanmalarına neden olmuştu. Çin Demir ve Çelik Birliği verilerine göre ülkenin ham çelik tüketimi 1981 yılından bu yana ilk defa 2014 yılında düşüş kaydederek yüzde 3.4 gerilemiş ve 738.3 milyon tona inmişti. Ülkede çelik üretimi 2014 yılında 822.7 milyon ton ile rekor 10 kırmıştı. Çin'de ticaret performansı Kasım ayında zayıf kalmaya devam ederken, ihracattaki düşüş beklentilerin üzerinde oldu ve ihracat bir önceki yıla göre yüzde 6.8 gerileyerek üst üste beşinci ay düşmüş oldu. İthalattaki düşüş ise beklendiği kadar kötü gerçekleşmedi. Üst üste 13 aydır düşmekte olan ve Ekim'de yüzde 18.8 gerileyen ithalat Kasım ayında yüzde 8.7 düşerken, bu düşüşün yüzde 12.6 olarak gerçekleşmesi bekleniyordu. Çin'in Kasım ayı ticaret fazlası 54.10 milyar dolar olarak gerçekleşirken, Ekim ayının rekor seviyesi olan 61.64 milyar dolardan da inmiş oldu. Çin'de tüketici enflasyonu Kasım ayında hafif bir toparlanma gösterse de hükümetin 2015 yılı hedefi olan yüzde 3'ün oldukça altında kalmaya devam etti. Çin'de enflasyon Ekim ayında yüzde 1.3 yükselen yıllık enflasyon Kasım ayında yüzde 1.5 yükselerek beklentilerin üzerine çıktı. Enflasyonun yüzde 1.4 yükselmesi bekleniyordu. Rusya: Rus rublesi, hafta başında 69,30 ile dolar karşısında son üç ayın en düşük seviyesine geriledi. Geçen Cuma günü gerçekleştirilen OPEC toplantısında üretimi kısmaya yönelik bir karar çıkmaması nedeniyle petrol fiyatlarındaki düşüşün sürmesi ve Türkiye'ye uygulanan gıda ithalatı yaptırımlarının enflasyonu hızlandıracağı endişeleri ile birlikte ruble değer kaybetmeye devam etti. Özellikle, Türkiye'nin hava sahasını ihlal eden Rus uçağının 24 Kasım'da düşürülmesinden sonra dolar karşısında zayıflayan ruble, bu haftaya kadar düşüş eğilimini sürdürerek o tarihten bu yana yüzde 4,7 değer yitirdi. Rusya Merkez Bankası, artan enflasyon riskleri ve ekonomide soğumanın devam ettiğini gerekçe göstererek faizleri değiştirmeme kararı aldı. Banka, böylece politika faizini %11'de sabit bıraktı. Bankadan yapılan açıklamada 2016'da ekonominin %0.5 - %1 aralığında büyüyeceği öngörüldü. Rusya Merkez Bankası politika faiz oranını Temmuz ayında % 11.5'ten % 11'e indirmişti. Brezilya: Financial Times haberine göre, Brezilya'nın ekonomik problemleri, bu hafta Moody's'in kötü günler yaşayan petrol şirketi Petrobras'ın tüm borçlanma notlarını düşürmesiyle derinleşiyor. Ülke notu da yatırım yapılabilir seviyeden düşürülme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Moody's Petrobras'ın bütün notlarını Ba3'ten Ba2'ye indirirken not görünümünü de izlemeye aldı. Moody's açıklamasında "Kredi notundaki güncellemeler, Petrobras'ın refinansman artan refinansman risklerini yansıtıyor. Sektör koşullarındaki kötüleşme nedeniyle varlık satışlarından nakit elde etme imkanları zorlaşıyor" dedi. Öte yandan, kongrenin geçtiğimiz hafta Başkan Dilma Rousseff hakkında görevi kötüye kullanma konusunda süreci başlatmasıyla, Moody's Brezilya'nın Baa3 olan notunu negatif izlemeye aldığını açıklamıştı. Moody's, kararında ekonomik koşulların hızlı bir şekilde kötüleşiyor olması ve "yönetilebilirliğin zorlaşması" etkili olduğunu açıklamıştı. Moody's "Mali ve ekonomik aktivite göstergeleri sert biçimde kötüleşmeye devam ederken en kötünün ne zaman görüleceği konusunda net bir işaret yok. Aralık ayının başında Rousseff hakkında görevi kötüye kullanma 11 sürecinin başlaması orta vadeli mali trenddeki kötüleşmeyle başa çıkılması yönünde çok düşük bir ihtimal olduğuna işaret ediyor" açıklamasını yapmıştı. Moody's'in ikazından önce, Standard & Poor’s da Eylül ayında, bütçe açığındaki kötüleşme ve politik çalkantılar nedeniyle Brezilya'nın notunu yatırım yapılabilir seviyenin altına indirmişti. Brezilya'nın notu ikinci bir derecelendirme kuruluşu tarafından da yatırım yapılabilir seviyenin altına indirilirse, çok sayıda yatırımcının Brezilya tahvillerini satmak zorunda kalacağı yönündeki korkular yoğunlaşıyor. Güney Afrika: Güney Afrika Devlet Başkanı Jacob Zuma, Maliye Bakanı Nhlanhla Nene'yi görevinden alarak, ülkenin para birimini rekor düşük seviyeye indirdi. Nene'nin görevden alınması Cuma günü Fitch tarafından ülkenin kredi notunun düşürülmesinin ertesine denk geldi. Emtia fiyatlarındaki düşüş ve yaklaşan ABD faiz artışından dolayı Güney Afrika ekonomisi büyümekte zorlanıyor. Göreve atandığı 2014 yılından bu yana hükümet harcamalarının sınırlandırılması, devlet şirketlerinin kurtarılmasının azaltılması ve hükümet çalışanlarının maaş artışlarının sınırlandırılmasını savunan Nene'nin neden görevden alındığına dair detaylı bir açıklama yapılmadı. Nene'nin görevden ayrılmasının ardından Güney Afrika para birimi yüzde 5 değer kaybederek rekor düşük seviyeye geriledi. Nene'nin görevden alınmasında hükümetin elektrik kesintilerini azaltmak için inşa etmeyi planladığı nükleer santrale onay vermek için tereddütlü yaklaşmasının da etkisi olduğu belirtiliyor. Bu arada Güney Afrika'nın para birimi rand, Maliye Bakanı Nhlanhla Nene'nin görevden alınmasının ardından dolar karşısında yeni tarihi dip seviyeyi gördü. Dolar/rand kuru Cuma günü ise 16’ya kadar yükselerek tarihi zirveyi gördü. BU HAFTA PİYASALAR Fed baskısı ve ABD Merkez Bankası’nın (Fed) haftaya faiz artışına gitme beklentisi ve bunun jeopolitik risklerle gelişmekte olan para birimlerine yarattığı baskı Türk Lirası üzerinde de hafta kur ve faiz arttı... başından itibaren aşağı yönlü etkide bulundu. Ayrıca emtia fiyatlarında devam eden düşüş de bu ürün ihracatçısı ülkeleri olumsuz etkilemekte. Petrol ve benzeri yeraltı kaynaklarına yönelik gelirlere daha bağımlı olan Güney Afrika ve Rusya para birimlerinde hafta başında kayıplar arttı. Dolar/TL haftaya 2.90 düzeyinde başlarken, sepet bazında TL 3.02 civarındaydı. Euro/TL ise haftaya 3.14 düzeyinde başladı. Tahvil bono piyasasında ise 12 Mart 2025 itfalı 10 yıllık gösterge tahvilin ortalama bileşik faiz %10.31; 14 Haziran 2017 itfalı iki yıllık gösterge tahvilin ortalama bileşik faizi ise %10.59 düzeyinde haftaya başladı. Haftanın ilerleyen günlerinde ise petrol fiyatlarındaki düşüş TL’yi destekleyen bir unsur olurken, Fed baskısı ve Rusya ile olan gerilim piyasayı olumsuz etkilemeye devam etti. Dolar/TL 2.90-2.92 aralığında hareket etti. Faizlerde de yukarı yönlü eğilim devam etti ve iki yıllık gösterge tahvil faizi %10.80’i aştı. Merkez Bankası 2016 para 12 politikasını açıkladı, ancak politikada yeni bir unsur olmadığından piyasaları fazla etkilemedi. Perşembe günü Güney Afrika maliye bakanının görevden alınmasıyla randdaki harekete paralel TL güne değer kaybıyla başlasa da beklentilerden iyi gelen cari açık ve büyüme verileri ardından kayıplarının bir kısmını geri aldı; ancak bu iyimserlik kalıcı olamadı. Dolar/TL Perşembe günü yine 2.91’in üzerinde kapattı. Sepet bazında TL 3.05 civarında seyrederken, euro/TL 3.19 seviyesindeydi. Faizlerde de yükselme devam etti. Haftanın son gününde ise; bir süredir gelişmekte olan ülke para birimlerinden daha iyi bir performans gösteren dolar/TL teknik seviyenin düşük hacimle kırılmasıyla 14 Ekim'den beri ilk kez 2.95'i aştı. Piyasalarda yılsonu olmasından dolayı oluşan düşük hacim ve Fed öncesi gelişmekte olan ülke para birimleri genelinde satış baskılarının devam etmesi nedeniyle kurlarda hızlı bir yükseliş yaşandı. İki yıllık tahvil faizleri de %10.95 düzeyine kadar yükseldi. On yıllık tahvil faizleri ise %10.65’e kadar çıktı. Perşembe günü açıklanan hükümetin 2016 yılı Eylem Planı’nın ekonomik reform açısından beklentileri karşılayamaması ve bütçeye yeni yükler getireceği endişeleri ile Türk-Irak gerginliğinden sonra yükselen jeopolitik risklerin de kur ve faizlerdeki son yükselmede rol oynadığını düşünmekteyiz. Tahvil/bono piyasası gösterge faiz oranları (14.06.17 tahvili, % bileşik) % 25 22 19 16 13 10 4 04.01.2007 01.03.2007 27.04.2007 25.06.2007 20.08.2007 17.10.2007 13.12.2007 12.02.2008 08.04.2008 05.06.2008 31.07.2008 25.09.2008 26.11.2008 28.01.2009 25.03.2009 25.05.2009 20.07.2009 14.09.2009 12.11.2009 11.01.2010 08.03.2010 30.04.2010 28.06.2010 20.08.2010 20.10.2010 22.12.2010 16.02.2011 12.04.2011 07.06.2011 02.08.2011 30.09.2011 30.11.2011 25.01.2012 21.03.2012 18.05.2012 13.07.2012 12.09.2012 12.11.2012 08.01.2013 05.03.2013 02.05.2013 28.06.2013 28.08.2013 31.10.2013 26.12.2013 21.02.2014 17.04.2014 17.06.2014 15.08.2014 14.10.2014 10.12.2014 05.02.2015 02.04.2015 02.06.2015 29.07.2015 23.09.2015 23.11.2015 7 Sonuçta 4 Aralık’da Merkez Bankası kurlarıyla 2.8973 olan dolar/TL paritesi, 11 Aralık’ta 2.9509 TL’ye çıktı; 3.1520 TL düzeyinde olan euro/TL paritesi ise 3.2344’e yükseldi. 4 Aralık’da %10.81 olan gösterge tahvilin ortalama bileşik faizi ise bu haftanın son günü %10.95 oldu. Döviz, petrol ve altın Döviz: fiyatları... Dolar geçtiğimiz hafta istihdam verilerinin ardından bir toparlanma gerçekleştirdikten sonra bu haftaya sakin bir seyirle başladı.Doların diğer büyük altı para birimi karşısındaki hareketini izleyen dolar endeksi istihdam verilerinin açıklandığı hafta başında 98.444 seviyelerinden işlem gördü. Euro/dolar paritesi 1.0850 düzeyinde seyrederken; dolar/yen paritesi 123.30 düzeyindeydi. Hafta içinde dolar petroldeki değer kaybıyla emtia para birimleri karşısında yüksek seviyelerden seyrederken, euro ve yen karşısında değer kaybetti. Euro/dolar paritesi hafta içinde 1.09’u geçti. Dolar/yen paritesi de 123’ün altına indi. ABD dolarındaki euro ve yene karşı değer kaybı hafta boyunca sürdü. Euro/dolar bir ara 1.10’u geçti. Dolar/yen paritesi 121 seviyesine geriledi. Haftanın son gününde ise dolar euroda son dönemlerde gerçekleşen yükselişin yavaşlamasıyla beraber yatay bir seyir izlerken, Wall Street'te gerçekleşen yükseliş de risk iştahını artırarak ABD tahvil getirilerine olan talebi artırdı ve dolara destek oldu. Bu arada gelişmekte olan para birimlerinin de dolara karşı değer kaybı devam etti. Dolar yen karşısında ise yatay bir seyir izledi. Cuma günü itibariyle Euro/dolar paritesi 1.0950; Dolar/yen paritesi 121.50 düzeyindedir. 13 Petrol: Ham petrol fiyatları Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) üyelerinin Haziran 2014'ten bu yana fiyatların yüzde 60'tan daha fazla düşmesine neden olan petrol arzının azaltılması için üretimi düşürme konusunda anlaşamaması nedeniyle değer kaybına bu hafta da devam etti. Hafta başında ABD ham petrolünün varil fiyatı 39.5 dolara gerilerken, Brent ham petrolünün varil fiyatı 42.65 dolara indi. Hafta içinde fiyatlar Çin'den gelen ekonomik verilerde güçlü emtia ithalatının olduğunun görülmesi üzerine yedi yılın en düşük seviyelerinden hafif yükselişe geçerken, küresel arzın yüksek seyretmeye devam ettiği tahminleriyle piyasa baskı altında kalmaya devam etti. Brent petrolünün varili 40 dolara yükselirken, ABD petrolü ise 37 dolar civarında seyretti. Daha sonra ise fiyatlar ABD'de ham petrol stoklarının azaldığının görülmesi ve Japonya'da makine siparişlerinin artmasının piyasaya verdiği destekle biraz yükseldi. Ancak haftanın son gününde fiyatlar, küresel piyasalardaki yüksek arzın devam etmesine rağmen Ortadoğu'da üretimin artması ve bu yılın geri kalanı ve 2016 yılı için fiyatların düşük kalacağı beklentileri nedeniyle 2009 yılından bu yana görülmeyen düşük seviyelere yakın kalmaya devam etti. Cuma günü itibariyle Brent ham petrolünün varili 39.30 dolar düzeyinde; ABD hafif ham petrolünün varili 36.45 dolar civarında seyretmektedir. Altın: Altın fiyatları bu hafta oldukça dalgalı bir seyir izledi. Altın fiyatları geçtiğimiz hafta açıklanan olumlu ABD istihdam verilerinin önümüzdeki hafta gerçekleşecek toplantıda faizlerin artırılacağı ihtimalini güçlendirmesine rağmen doların euroya karşı değer kaybının da etkisiyle hafta başında üç haftanın zirvesine yakın seviyede seyretti. Spot altının ons fiyatı hafta başında 1085 dolar düzeyindeydi. Fiyatlar, Fed'in önümüzdeki hafta faizleri artıracağı beklentileri ve güçlenen dolarla beraber hafta içinde 1070 dolara doğru biraz geriledi. Ancak daha sonra dolarda oluşan zayıflamayla birlikte tekrar 1077 dolara yükseldi. Haftanın son günlerinde fiyatlar yatırımcıların Fed faiz artışına odaklanmasıyla beraber tekrar gerileme eğilimine girdi. Cuma günü itibariyle altının spot fiyatı ons başına 1065 dolar civarındadır. DÖVİZ KURLARINDAKİ GELİŞMELER (1) (2) (3) (2)/(1) 31.12.14 30.11.15 11.12.15 % değişim 2,3311 2,9161 2,9509 25,1 2,8323 3,0850 3,2344 8,9 2,5817 3,0006 3,0927 16,2 (2)/(1) reel % değişim 15,2 0,3 7,0 (3)/(2) % değişim 1,2 4,8 3,1 ABD doları/TL* Euro/TL* Döviz Sepeti ** Euro-dolar Paritesi 1,2150 1,0579 1,0961 -12,9 3,6 * TCMB döviz satış kuru. ** 0,5 dolar + 0.5 euro. *** Reel % değişim için tüketici fiyat endeksi kullanılmıştır. 14 Daha fazla bilgi için: Dr. M.Veyis Fertekligil, Baş Ekonomist e-posta: veyis.fertekligil@tbank.com.tr Tel: 0212 – 368 35 20 UYARI NOTU: Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. 15