Dosya TÜRKİYE'DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ: ADI VAR, KENDİ YOK! Dosya : Arzu YILDIZ Türkiye'de sancılarını çektiğimiz bir odaklandığı temel noktaları tespit mahkemelik olmasına neden olan “İş alan da üretim sürecinde yer alan etmeye çalıştık. Bu önemli konuyu; Güvenliği Mühendisliği” kavramını ve TMMOB'ye Genel Müdürlük olarak çalışanların can güvenliğinin sağlanması... İnsanın doğaya hükmetme - Ortadoğu Teknik Üniversitesi öğretim sürecinin bir parçası olan üretim üyelerinden Prof. Dr. Alp Esin ile araçlarının gelişimi, beraberinde Türkiye'nin iş sağlığı ve güvenliği - TMMOB Makina Mühendisleri insanın can güvenliğini tehlikeye fotoğrafını çekerek, toplum olarak bu Odası Yönetim Kurulu Sekreteri Ali önemli konuya nasıl yaklaştığımızı, Ekber Çakar ile Oda olarak yasaya çıkan yasanın bıraktığı boşlukları ve bu eleştirilerinin hangi noktalarda alandaki olumsuz görüntünün olduğunu, yasadaki boşlukları, değişmesi için konunun nasıl bir Türkiye'nin olumsuz fotoğrafının yaklaşımla ele alınması gerektiğini; değişmesi için yasanın nasıl bir atacak üretim sürecinde bulunmasını da getirdi. Yaşanan işgücü kayıplarının yol açtığı maliyetler, zamanla üretim süreçlerinin iyileştirilme çalışmalarına yol açsa da Türkiye gibi bu sürece sonradan dahil olmaya çalışan toplumlarda sancılar yaşanmaya devam ediyor. Modern toplumların kıstaslarından biri olan çalışanların iş anlayışla ele alınması gerektiğini ve İş - ÇİMSA İnsan Kaynakları Müdürü Şükrü Türkel ile özel sektörün büyük şirketlerinden birinde çalışan bir yönetici olarak; yasanın, yaşanan sağlığının ve güvenliğinin sağlanması, sorunları çözmede yeterli olup Türkiye'de kanayan bir yara olmayı olamayacağını, köklü değişimler sürdürüyor. yaşanması için neler yapılması gerektiğini ve kendi kurumlarında bu Üyesi olmaya çalıştığımız Avrupa Birliği ülkelerinin dayatmaları ile yaklaşımlarını; sorunu en aza indirmek için ne tür çözüm önerileri geliştirdiklerini; çıkardığımız 4857 sayılı İş Yasası'nın, Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü ile mahkemelik oldukları “İş Güvenliği Mühendisliği” kavramının Oda için neden önemli olduğunu; Konuşarak, genel bir tablo oluşturmaya çalıştık. Üretim sürecinin en önemli unsuru olan insanın iş sağlığını ve güvenliğini sağlamak, bireysel olduğu kadar toplumsal bir görev de... Toplumun genelinin duyarsız yaklaştığı yürürlüğe girdiği Haziran 2003 - Çalışma ve Sosyal Güvenlik tarihinden beri olumlu yansımaları Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği henüz görülmemekle birlikte; konunun Genel Müdürü Erhan Batur ile kurum tarafları arasında yarattığı olarak mimarı oldukları yasadan tartışmalarla anılan bir yasaya memnun olup olmadıklarını, yoğun sayımızı ilgiyle okuyacağınızı dönüştü. Mühendis ve Makina dergisi tartışmalara neden olan yasayı umuyoruz. Mayıs ayında olarak bizler de Nisan sayımızı bu kendisinin nasıl değerlendirdiğini, hazırlayacağımız Otomotiv Özel önemli konuya ayırarak; tartışmaların Genel Müdürlüğün TMMOB ile sayımızda görüşmek dileğiyle... 50 Mühendis ve Makina • Cilt : 48 Sayı: 567 bu konuya dikkatleri çekmek için toplumsal bir seferberlik kaçınılmaz görünüyor. İş Sağlığı ve Güvenliği özel Dosya İŞÇİLER ALLAHA EMANET! Türkiye İş Kazalarında Dünya Üçüncüsü İş Sağlığı Kalıyor ve Avrupa Güvenliğinde Şampiyonu Devlet De ve Sınıfta İş kazaları uzmanı Prof. Dr. Alp mücadele ile tanınan Prof. Dr. Alp Esin'e göre iş sağlığı ve güvenliği Esin ile ODTÜ'deki çalışma konusunda Türkiye'nin üç odasında konuştuk. gerçeği: - Eldeki istatistikler değerlendirildiğinde, Türkiye'nin iş 1- Korkusuzluk kazalarında Avrupa'da birinci sırada 2-Güvenlik duygusundan yoksunluk Prof. Dr. Alp ESİN Odamız üyesi, 7298 sicil numaralı Prof Dr., Alp ESİN; ODTÜ'den, 1960 yılında Makine Mühendisi ve 1962 yılında Yüksek Mühendis ünvanlarını, Londra Üniversitesi'nden 1967 yılında doktora derecesini aldı ve İngiltere Hava Bakanlığı adına sözleşmeli araştırmacı olarak çalıştı. Tasarım, üretim, malzeme, kalite ve güvenilirlik konularında, yurt dışında ve yurt içindeki yayınlanmış altmışın üzerinde makalesi, bildirisi ve kitapları vardır. DPT, TSE, KOSGEB, MPM, MMO, TÜBİTAK ve İstanbul Sanayi Odası gibi kuruluşların ve değişik bakanlıkların özel uzmanlık komisyonlarında ve etkinliklerinde, TSE'nin laboratuvarlarının kurulmasında görev almış, Filipinler Üniversitesi’nin geliştirilmesi konusunda UNESCO'ya ve M.E.B. Endüstriyel Okullar projesinde CORD'a (A.B.D.) danışmanlık yapmıştır. Gaziantep Üniversitesi'nin kurucuları arasında olup, ODTÜ Meslek Yüksekokulu'nun kurucu Müdürüdür. ve dünyada da üçüncü sırada yer aldığını görüyoruz. Siz bu konuyla 3-Eğitimsizlik ilgili neler söylersiniz? Türkiye'de iş sağlığı ve güvenliği Efendim, herhalde elimizdeki bilincinin yasalardan önce istatistiklerden de kötüyüz. Çünkü bu zihinlerde oluşması gerekiyor istatistikler sanıyorum Avrupa Birliği (AB)'nin koştuğu şartlardan biriydi, “AB direktiflerinin karşılığı olan yani AB ülkelerinin arasındaki durumu yönetmelikler şu veya bu şekilde görmek için bizde de kayıtdışı işçi hazırlandı; ama eski tüzüklerle sayısı çoğaldığına göre ve en büyük idare ediyoruz” kaza oranı da bilhassa inşaat, maden ve İş sağlığı ve güvenliği, Türkiye'de kavram olarak tanıdığımız; ama uygulamada hiç görmediğimiz bir a l a n a k a r ş ı l ı k g e l i y o r. İ ş kazalarında Avrupa birincisi, dünya üçüncüsü olmamız da bu konuda kavramsal düzeydeki varlığın ötesine geçemediğimizi doğrular nitelikte. Üyesi olmaya tarım alanlarında oldu, burada da sigortalanmamış işçi çok çalıştığına göre, sanıyorum kaza oranları açısından maalesef sizin istatistiklerinizin de çok daha üstündeyiz. “KORKAK YİĞİDİN ANASI AĞLAMAZ” çalıştığımız Avrupa Birliği'nin - Ya n i d a h a k ö t ü d u r u m d a y ı z dayatmaları ile çıkardığımız diyorsunuz. Peki, bu durumu nasıl kanun ve yönetmeliklerin, kötü değiştirebiliriz? olan imajımızı ne kadar düzeltebileceğini, insan canına ve Efendim, bazı şeyler var, yasaları kanına önem veren bilince sahip çıkarmakla olmuyor, yani toplumun bu olmak için neler yapmamız konudaki anlayış ve kültürünün gerektiğini, bu alanda yıllardır değişmesi lazım. Tabii, yurdumuzda bıkmadan usanmadan verdiği olan kazalara baktığımız zaman, bunu Mühendis ve Makina • Cilt : 48 Sayı: 567 51 Dosya kendinden esirgediği bir güvenlik kazaları örneğin; o da bir kaza, illa iş duygusunu aşılaması herhalde kazası olması şart değil. Çoğunda beklenemez. Biraz eşyanın tabiatına neden nedir? Zamanında gerektiği gibi aykırı olur. Bu iki nokta Türkiye'de çok uyarı da bulunmamaktır çoğu kazanın önemli. nedeni. Çukurun başına getiriyor şekilde milletçe korkusuzuz. Halbuki “ODTÜ'DE MASTER dikiyor. Fıkradaki gibi, “gel gel hop, atasözümüz vardır, affedersiniz PROGRAMI OLSUN adamı ezdun” denilir gibi...Türkiye'de “korkak yiğidin anası ağlamaz” denilir. DİYE ÇOK benim gözlediğim “uyarı” kavramı Korkusuz olmaz: yani bugün en ÇABALADIM” gelişmemiş. kullanmak pek çok kişi tarafından bir Üçüncü nokta da yeni olumlu YÖNETMELİKLERİ zaaf gibi görülüyor. İşveren bunu gelişmelerin olduğunu duymaktan çok ÇIKARTMIŞIZ; AMA sağlasa dahi, etkili bir kontrol olmadan memnun oldum; fakat biz, iş sağlığı ve YÖNETMELİKLER bunun kullanılmamasını kendince bir iş güvenliği konusunu, hiçbir zaman YÜRÜRLÜKTE DEĞİL yapmış gibi görüyor. gerçek bir eğitim konusu olarak ele “Ama bir yerde “hi-tech”in çekiciliği herhalde insan kanı ve canına ağır bastı, o bakımdan başaramadık” haksızlık etmeden iki yönlü incelememiz lazım. Bir kere garip bir plastik kokayı koyuyor veya levhayı azından kişisel koruyucu donanımları almadık. Yeni yeni 2- 3 yüksek - İ ş yer ler in d e g er ek li g ü ven lik Bu durum tabii, sadece Türkiye'de okulumuzda galiba “İş Sağlığı ve İş önlemlerinin alınmasını sağlamak, değil, dünyanın başka yerlerinde de var. Güvenliği Yüksekokulu” diye çünkü birçok işyerinin bundan Mesela, Amerika'da bir et fabrikasında, okulumuz açılmış. Benim yıllarca kaçındığını görüyoruz; işverene çok elinin kaç parmağının kıyma “Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde bir mu maliyet yüklüyor, bundan dolayı mı makinesine kaptırılmış olduğu bir nevi mastır programı olsun” şeklinde çok kaçıyor? kıdem meselesi oluyor. Yani ne kadar çabam oldu. Ama bir yerde “hi-tech”in çok parmağını kaybetmişse o kadar çekiciliği herhalde insan kanı ve canına kıdemli sayılıyor. ağır bastı, o bakımdan başaramadık. KÜÇÜK OKUR YAZAR fazlasıyla bizden çıkmış bir şey yok. İŞYERLERİNDE EN OLMAYAN İŞÇİNİN Doğrusu, AB müktesebatının içine BÜYÜK SORUN OLDUĞU YERDE girince İş Kanununu değiştirmek İŞVERENİN KENDİSİ UYARI LEVHASI OLSA NE OLUR Uygar toplumlar yavaş yavaş aşmışlar, gerekli bilinci vermişler. Bizde en Bir de Amerikan, İngiliz ya da Alman Bir kere gayri ciddiyiz, şöyle söyleyeyim: Vaktiyle ILO'nun zoruyla şu anda mevzuatı kabul etmişiz, zorunda kalmışız, bu İş Kanunu'nun meşhur 77-78'nci maddeleri uyarınca yönetmelikleri çıkartmışız; ama yönetmelikler yürürlükte değil. büyük sorun küçük işyerlerimiz. Küçük işçisinin tutumuyla, Türk işçisinin işyerlerimizde, kitabımın birinci tutumu aynı değil. Yıllardır iş kazaları cildinde vaktiyle değindiğim gibi; en dosyalarına bakarsak, ilk iş oraya büyük sorun işverenin kendisi. tutulan tutanaklarda ki, o da yeni İşverenin kendisi, kendi güvenliğine başladı. Güvenlik güçlerimiz tutmuşsa özen göstermiyor; yani bugün küçük veya başkası tutmuşsa, hemen uyarı işyerlerindeki işverenlere baktığınız levhaları vardır, yazılıyor. Bir sürü zaman, çoğunun maalesef parmağının fabrikada okur-yazar olmayan işçimiz olmadığını, gözünün kayıp, şurasında, var, okur-yazar olmayan işçinin olduğu Burada şu da var: İşverenimizin de burasında bir yara bere izi olduğunu yerde uyarı levhası olsa ne olur, olmasa eğitilmesi şart, yani mutlaka pahalı AB direktiflerinin karşılığı olan yönetmelikler şu veya bu şekilde hazırlandı; ama eski tüzüklerle idare ediyoruz. Neden? Çünkü bu yönetmelikler hâlâ devrede değil! Onlar devreye girdiği zaman, birçok açık daha kolay görülecek, anlaşılacak. görüyorsunuz. Böyle bir kişinin, ne olur. Türkiye'de bir uyarı anlayışı olduğu için değil. Psikolojik noktalar yanında yetiştirdiği çıraklara maalesef hiç iyi anlaşılmamıştır. Trafik çok önemli rol oynuyor. Burada 52 Mühendis ve Makina • Cilt : 48 Sayı: 567 Dosya “DEVLET KENDİ KURULUŞLARINDA SANILDIĞI KADAR DİKKATLİ DEĞİL” -Devlet bunu göremiyor mu, yani neden bu yasaları çıkarmak için istekli davranmıyor? Maalesef, devlet de kendi kuruluşlarında sanıldığı kadar dikkatli değil. Yani bu dediğim gibi; genel bir eğitimsizlik veya ilgisizliğin her kesimdeki sonucu. Devlet de ben mesela gençlik yıllarımdan hatırlıyorum; bir tuğla fabrikasında çalışan, ateş tuğlası yapıyorlar; pıtrak işverenimizin daha özen göstermesini amcaoğlu, kardeş çocuğu. Onlar önleyen nedenlerin başında -küçük çalışırken özen gösterilmiyor. Bu işyerlerini kastediyorum- işverenin bizdeki en önemli engellerden birisidir. gibi dosya gelirdi. Çalışanların göğsü tuğlanın tozundan dolmuş. Demek ki devlet de aldırmıyor, oysaki bu devlet f a b r i k a s ı , s a d e c e s e v k e d i y o r. kendine özen göstermemesi. - Siz birçok işyeri açısından konunun İyileştiremezse, malulen emekliliğe KENDİ TAŞERON, öneminin öncelikle kafalarda sevk ediyor. Yani kimse, “peki bu kadar ÇALIŞTIRDIĞI İŞÇİ yerleştirilmesi gerektiğini ifade insan hasta oluyor, kaynağına inelim” AKRABASI ettiniz. Madenlerin durumu için ne demiyor. Şu gerçek ve doğru; bazı durumlarda söylersiniz? “BİREYLERİNİN işveren bunun çok fazla maliyeti Madenlerde de tabii aynı konu. Bir kere VARDIĞI olabileceğinden kaçınıyor. Ama şuna yeni yönetmelikler çok güzel yeni VATANSEVERLİK VE bırakmayalım; koruyucu donanım, noktalar getirdi. Mesela bugün AHLAK ÇİZGİSİYLE elimizdeki tüzüğe göre, arkadaki DEVLETTEN HİÇBİR miktarlara göre zehirli maddelere ŞEY maruz kalan kişiler binlerle ifade BEKLEMİYORUM” önlemlerin içinde en sonuncu, yani çaresiz kaldığınız zaman koruyucu donanım veriyorsunuz. Önce tehlikeli çalışmamak, tehlikeli iş yapmamak esas; şimdi şöyle bir yaz günü inşaatlarımıza alıcı gözüyle bakın. ediliyor. Neden? Çünkü o liste eski. En basitinden o listeler dahi doğru dürüst yenilenmiyor. Adam koruyucu maske -Ne durumda çalışıyorlar değil mi? -Ama her şey bir arada gelip, devlette düğümlenmiyor mu? veriyor, o devire göre o koruyucu Devlete ben çok şeyi hangi şartla maske yeterliymiş, bugün çok daha bırakırım? Devleti oluşturan baktığınız zaman, bir kısmı kendi ufak miktarın zararlı olduğu saptanmış. elemanlarda gerçek anlamda tanrı taşeron ve orada çalıştırdığı işçi Aynı tür konuda yeni yönetmeliklerde akrabası, kanı, canı. Bu işi böyle hemen koruyucularla ilgili çok güzel maddeler öbür boyutlara çekmeyin. Ben kaç var, tabii bir de direktif var, tanesine tanık oldum, kendi akrabası, malumunuz. Çalışıyorlar ve üstelik çalışanlara “Bir sürü fabrikada okur-yazar olmayan işçimiz var, okur-yazar olmayan işçinin olduğu yerde uyarı levhası olsa ne olur, olmasa ne olur” Mühendis ve Makina • Cilt : 48 Sayı: 567 53 Dosya korkusu varsa, gerçek anlamda ama; böyle şakacıktan ve şeklen değil. İkisi olmadan devlete bıraktığın zaman iş daha kötü olur. Çünkü devletin terazisini düz tutan, vatanını sevmeli, tanrıdan korkmalı, başka insanın hakkı var. Benim yüzümden ölüyor, sakat “AB direktiflerinin karşılığı olan yönetmelikler şu veya bu şekilde hazırlandı; ama eski tüzüklerle idare ediyoruz” yüzde yüz ulaştığı anlamına gelmemeli. En azından benim gördüğüm büyük teknoloji ürünü olan alet, edevat, vesaire onlara iş kazası açısından otomatik güvence getiriyor, bu çok önemli. Artık yeni preslerde bir insanın kendini kaptırması hemen hemen mümkün değil. kuruluşlarımızda bu sorun azalmış. kalıyor. Bu ikisini kaldırınca devletin Küçük işyerinde, yani biraz da sadece Onlar iş kazalarında, iş hastalıklarının bir özelliği kalmıyor ki! Daha da kötü insafsızlık değil, tabii bir noktadan müdebbir tüccarı oldukları için, dolaylı oluyor. Üstelik verdiği yetkiyi başkası bakarsanız, insan kanıyla, canıyla maliyetini de biliyorlar. oynamak insafsızlık; ama adam iş kullanamadığından, o yetki boşluğu yetiştirecek, piyasa dar, o zaman ne d o ğ u y o r. O n u n i ç i n b e n a r t ı k “DOĞRUDAN Türkiye'nin açık söylüyorum bunu, DOĞRUYA bireylerinin vardığı vatanseverlik ve TASARIMLA preslerde oluyor. Hangi preslerde? ahlâk çizgisiyle devletten çok şey, İLGİLENMEK LAZIM” Apkan preslerde, ne yapıyor? Açık hiçbir şey beklemiyorum. Bunu 40 yıllık meslek hayatımdaki - Ya n i , b i r y e r d e m a l i y e t l e r i gözlemlerimle başka şekilde hesaplıyorlar... kanıtlayabilirim, maalesef bu iş böyle. Yetiştirdiğiniz iyi bir insan iş kazası Onun için bir kere bilinçli bir nesil sonucu iş göremez hale geliyor veya yapıyor? En son kazalarımızda benim rastladığım makina alanındakiler kalıpla, ayak betonunda çalışıyor, niçin çalışıyor? Daha hızlı üretim yapmak için. -Bu da kaza riskini artırıyor. yetiştirmeye çaba harcamamız lazım. günlerce rapor alıyor, iş başından Odalarımız mesela bu konuda daha uzaklaşıyor. Kaç tane yedeği olur bir geniş bir faaliyet yürütebilirler. insanın? Bir sürü insanın rapor alıp, Mutfakta bile acele yemek yaparken Makinayı daha çok iş kazası uzaklaşması demek işin durma eliniz bıçakla kesme riski. Bu konuda ilgilendiriyor. İş kazası açısından noktasına gelmesi demektir. Şu konu yürürlüğe girseydi yönetmelikler, “iş makina nispeten iyi durumda, çok önemli: Doğrudan doğruya temposunu ayarlayacaksın” diyor. makinacılar. Çünkü, en çok iş kazası tasarımla ilgilenmek lazım. Onun için de Maalesef, bu yönetmeliklerin devreye inşaat, tarım ve madende görülüyor. Türkiye'nin teknik üniversitelerinde girmiş olmamasından da gereksiz yere Şimdi, daha büyük musibet iş bazı kurumları okutması lazım. insanları zarara sokuyoruz. “YENİ PRESLERDE “HUKUKSAL ENGEL İNSANIN KENDİNİ NEYDİ - Büyük işveren, büyük kurumlara KAPTIRMASI HEMEN ANLAYAMADIM” baktığımız zaman iş sağlığı ve güvenliği HEMEN MÜMKÜN nasıl görünüyor? Hani “küçük yerler DEĞİL ” zaman? yerleşmiş mi bu bilinç olarak? -“Tasarım”ı açarsak biraz... Bilemiyorum, hukuksal engel neydi ve Kuruluşlar belirli büyüklüğe eriştiği Mesela iş güvenliği tasarımı var, yani hastalıkları. Yani makinacıların yaptığı işin özelliğinin iş hastalığı az. çok kötü” diyoruz, büyük kurumlarda zaman, birçok problemi de makinalarla ilgili tasarlanırken, iş kendiliklerinden çözüyorlar, çünkü güvenliği için bulunması gereken bunun gerektirdiği uzmanlığa ve kültüre kurallar var, nasıl yapılacağı var. Büyük ulaşıyorlar. Bu tabii ki her büyük kuruluşlarımız tabii ileri teknolojiyle kuruluşun bu uzmanlığa ve kültüre çalıştıkları için, satın aldıkları ileri 54 Mühendis ve Makina • Cilt : 48 Sayı: 567 Tabii, hepimiz öyle değil miyiz? -Bu yönetmelikler neden çıkmıyor o niye bu güne kadar giderilemedi, bunu “Burada işverenimizin daha özen göstermesini önleyen nedenlerin başında -küçük işyerlerini kastediyorum- işverenin kendine özen göstermemesi” Dosya anlayamadım. Maalesef, bu yönetmeliklerin devreye girmiş olmamasından da gereksiz yere “Demek ki devlet de aldırmıyor, oysa ki bu devlet fabrikası, sadece sevk ediyor” zorunda olduğu bir kişi olacak. Küçük işyerinde adam asgari ücret verdiği bir işçinin gözüne bakıyor, yani rekabet sanıldığı kadar kolay değil, bayağı ince insanları zarara sokuyoruz. Bazıları yürürlüğe giriyor, onun için yeni adamı üniversite hocası olmasa olamaz mevzuatın ışığında yazdık; ama artık mı veya her üniversite hocası mutlaka yalnızca iş güvenliğini anlarım” diyen karanlıkta kaldı yeni mevzuat. Bu bilim adamı mıdır? mühendislerle küçük işyerlerine nüfus yönetmeliklerin yayımlanmasında Burada da, bu konuda lütfen bu vesileyle Odamızın ve Türk Tabibleri Birliği'nin bir girişimde bulunalım; Makina hakikaten önemli bir gayreti olabilirdi. Mühendisleri Odası olarak, yani şu -“Çıkması için baskı oluşturması gerekiyor” diyorsunuz. “uzman” lafının gerçek yerine oturmasını sağlayalım. Tabii, devreye girip. Onlarsız yeni İş “HAYATINDA Kanunu'nda hiçbir şey fark etmiyor. TORNADA GÜVENLİĞİNDE NE MEVZUATI İYİ YAPACAK” geri duruyorsa, birisinin; “niçin duruyorsunuz?” diye sorması lazım. Şimdi odalar, kendi mensupları açısından devreye girdiği zaman, odalara da tabii büyük yük düşecek. Burada açık söylüyorum, herhangi bir mühendis ister büyük, ister küçük sanayide görev alsın, bu yönetmelikleri iyi bilmediği zaman hakikaten iş güvenliği için özel kişi tut” derseniz, göstermemiz lazım. “MODELİM oturacağız, uzmandan ne beklediğimizi belirleyeceğiz, günümüzün anlayışı bu; yani uzman bana ne sağlayacak? Demek ki, uzman gittiği yerdeki iş kazalarını inceleyecek ilk önce, sonra da giderek ortadan kalkmasına yarayacak. O İNGİLTERE'DEKİ KÜÇÜK İŞYERİNİN MÜHENDİSİYDİ” -Onun için de sanıyorum, İş Güvenliği Mühendisi istihdamı için yasada 50 ve üzerinde çalışan sayısının olması gerekir, değil mi işletmelerde? zaman, bir ideal insan sağlayıp, temin edeceğiz. Bakacağız, soracağız; Benim derdim şu: Küçük işyerlerinde hayatında hiç torna görmemiş, tornada daha çok iş kazası oluyor. çalışmamış, yanına yaklaşmamış bir kişi -Bunu nasıl engelleyeceğiz? Yani, iş güvenliği hususunda ne yapacak? iktisadi olarak... - Söylediklerinizden mühendis şey yapamaz. Yani, hem bunların çalıştırılmasının önemi ortaya çıkıyor. yürürlüğe girmesi, hem de okutulması Önemi bu kadar ortadayken, işveren lazım. neden iş güvenliğiyle ilgili mühendis alıyoruz. Neyi, ne zaman, nasıl öğrendi güvenliğine yarayacak. Hayır “illa iş başlamadan bitiririz. Buna çok özen kazalarını önleme konusunda fazla bir Biz “uzman” lafını Türkiye'de çok hafife şekilde günlük işlerine, hem de iş meyli meşrebi buna uygun değil, hem de Bu iş testlik kadar basit değil... Önce Efendim şöyle: Bir kere bir kimse niçin oranın işine yarayacak, şu veya bu iktisadi koşullar açısından biz bu işi BİLMELİ - Odaların olması neden önemli? edemezsiniz. Hem imalatçı olacak, yani büyük bir ihtimalle hem Türkiye'nin ÇALIŞMAMIŞ KİŞİ İŞ MÜHENDİS çizgi üzerinde gidiyor. Siz kalkıp, “ben istihdam etmekten kaçınıyor; işveren Oraya baktığınızda da bu meslek yüksekokulları iyi bir imkândı. Çünkü bu meslek yüksekokullarından oraya giden çok. Ben burayı kurduğumda, benim tarifim İngiltere'deki küçük bunun öneminin farkında değil mi? işyerinin mühendisiydi. Orada da gene ki uzman oldu? Bizde kendinden Bakın gene gerçekçi olmak çok önemli. p s i k o l o j i k s o r u n v a r. K ü ç ü k yakıştırma uzmanlık var. Bu o kadar Her şeyin bir maliyeti var. Küçük işyerlerimizin sahiplerinin çoğu alaylı; uzayıp gidiyor ki; üniversite işyerlerinde ayrıca iş güvenliği kanıyla, canıyla savaşarak o işyerini hocalarımızın otomatik bilim adamı mühendisi istihdam et denilirse, elde etmiş. Dolayısıyla, mektepli olması gibi, yani niye üniversite hocası neresinden baksanız, 500 milyonla 1 kullanmaya aşırı hazır değil. Meslek otomatik bilim adamı olsun? Bilim milyar arasında işverenin ücret ödemek yüksekokulu bu yerlere mektepli Mühendis ve Makina • Cilt : 48 Sayı: 567 55 Dosya denetimlerin ancak yüzde 5'inin gerçekleştirildiği belirtiliyor. Burada da bir boşluk yok mu? Aynı şey trafikte de var, aynı şey poliste de var. Ne diyor? “İstanbul'da asayişte şu kadar polis eksiktir” diyor. Yani, devletin denetim mekanizmasının olduğu yerde, denetim elemanı sayımız hiçbir zaman yeterli değil. Şimdi şunu soracağız: Peki, biz bu denetimi daha değişik, daha etkili hale sokamaz mıyız? -Sizce? Tabii, onu arayacağız! Türkiye ya basmakalıp iş yapıyor veya “bu iş bu girmesi için bir imkândı, ama onları da belki; ama işveren bunları “biz elimizi işe sürmeyiz” şeklinde ö ğ r e n m e m i ş s e i ş y e r i kadar oldu, bu kadar olsun” diyerek yetiştirirsek, o da olmuyor. Çünkü o kişi, açtırtmayacaksınız. Devlet devreye çekip gidiyor. Topluma, Türkiye'ye; oranın problemini bilecek girdiği zaman tam girmeli. İşçiyi, Odamızın en çok getirmesi gereken koruyucusu olmayan tezgahta şeylerden birisi, sistematik düşüncedir. “AVRUPA BİZE çalıştırıyorsa; “arkadaş peki sana kim Sistematik düşünce nedir? Birincisi; BIRAKSA ÇOK buraya açma izini verdi, bu makinaların yapmamız gereken şey nedir? Şimdi, SULANDIRIRIZ” koruyucusu neredeydi açma izni sana denetçi sayısının eksik olması bir verilirken?” diye sorabilmeli. Vardı, problem; ama çözüm yollarından biri. -Küçük ve orta boy işletmelerdeki uygulamalarda yasal zorunluluklar nasıl tanımlanmalı? Bakın, Avrupa'dan kuralları aldığımız zaman, tabii orası da “aynen al” diyor, çünkü bıraksa bize çok sulandırırız. Burada hatırlayacaksınız, öyle bir madde var ki, “kimi tutmuş olursa olsun işveren sorumludur” diyor. Yani kime emanet ederse etsin iş sağlığı ve güvenliği işini, sonuçta işveren sorumlu. çıkarılmışsa bakın, siz o zaman hakikaten insan kanına, canına “ESAS ÇÖZÜM kastediyorsunuz ve devlete de yalan İŞYERİNİN DERLİ söylüyorsunuz. TOPLU, GÜVENLİ, SAĞLIKLI OLMASI” Biz Türkiye'de hukuku da dört dörtlük lehimize kullanmıyoruz. Aynen bu meşhur kalite belgesi gibi. Hiç gelmeden, görmeden paranızı gönderiyorsunuz, belge size geliyor. Bugün ISO-9000 Belgesinin hiçbir hükmü kalmadı. -Esas düğüm nerede? Esas çözüm işyerinin derli toplu, güvenli, sağlıklı olması. Oradan başlayacağız, çünkü kalitede de bunu söylediler; ama insanların bir Tabii, bu hukuk açısından şöyle: kulağından girdi, bir kulağından çıktı. Ahmet'in, Hasan'ın, Hüseyin'in “DENETİM ELEMANI Yani, bol bol ölçme, bu muayene peşinden koşmuyor, arkada seni biliyor. SAYIMIZ HİÇBİR elemanı olması pahalı bir iş. Bin denetçi Fakat, siz işveren olarak kendinizi ZAMAN YETERLİ yerine, on bin denetçi, yüz bin denetçi düşünün. İşveren Türkiye'de bir yerde DEĞİL” çok yönlü çaresiz, bir kere işi yürütecek, kullandığınız zaman, bu bir masraf, devletten bir gider. Şimdi, önemli olan iş aslanın ağzında. Bir iş kazasında - Denetimleri yapan iş müfettişlerinin şu: Biz demek ki olayın başına hepimiz dosyaya bakıyoruz, yazıyoruz, kadrolarının da yetersiz kaldığı ifade yönelirsek, başka mekanizmalar yasalar, mevzuat, işverenin sorunudur ediliyor. İstatistiklerde, bir yılda getirirsiniz, çekin devleti aradan, bakın 56 Mühendis ve Makina • Cilt : 48 Sayı: 567 Dosya bir sürü işyerinde, ben herkese onu “SÖZÜYLE, çıkartmamıza gerek yok. Biz insanlara söylüyorum; Amerika'yı bugün iş PALAVRASIYLA VAR; sadece biraz profesyonel olmayı kazalarında rayına oturtan, avukatlardır. AMA ÖZÜYLE öğretelim, vatansever veya tanrı Basit bir tanımları var: “Bir yerde bir şey İNDİRGEYEMEDİK” korkusu değil, profesyonel; yani aldığı yanlış gitmişse, bedelini ödetecek birisi parayı hak edecek ve bu paranın mutlaka bulunur” diyor. Bitti, bakın Onun için Türkiye'de ben buna şöyle sorumluluğuna katlanacak. Bu çok denetçiyi çekiyorsunuz. üzülüyorum; Odalarımızın gerektiğinde önemli; bugün bizim vazgeçmemiz daha üst düzeyde, Türkiye'nin kafa gereken şeyler var. Koskoca kampusun !“YARI ONUNLA, YARI çapına yönelik çalışmalar içinde projesine, kalorifer projesine imza ONUNLA DEDİN Mİ olmaları lazım; yani nasıl yap derseniz, atıyor, nasıl olur? Makina mühendisi TÜRK İŞİ OLUYOR” tabii kolay değil; yani şöyle kolay değil: olduğu için imza atıyor veya inşaat Bir sürü rakipleri olacak, bir sürü karşı mühendisi olduğu için evin statik koyanlar olacak, bundan alınanlar hesaplarına imza atıyor. Bu nasıl olur? Kazaya uğrayan hastalar, hemen en yakın avukata gidiyor veya avukat onu buluyor. Bu işte dengeleri karşılıklı getireceksiniz. Eğer hakikaten işveren kendi maddi çıkarı nedeniyle işçisine gereken özeni göstermiyorsa, bu özel eksikliğinin hesabını maddi çıkar olarak soracak bir grubu karşısına koyuyor dünya. Ama Türkiye o kadar garip ki, ben bunu yeni duydum: Eğer özel sigortanız varsa, hastaneye gittiğinizde alim Allah sizi çıkartmıyorlarmış; o muayene, bu muayene, o test, bu test. Güzel de Avrupa'da sigorta şirketi doktora hemen damlıyor: “Kardeşim, bu faturanın karşılığında benim hastamın nesi var?” diyor veya “Alp Esin bu kadar hastaysa, Alp Esin'e bir haber olacak. Bunu kabul etmek lazım; ama Diyeceksiniz ki, “bir şey olursa, hesabı baktığımız zaman, Batıda geçerli olan ondan sorulur”; ama maksat o değil. kuralların birçoğunu daha Türkiye'ye Vatandaş Alp Esin olarak param olur; indirgeyemedik özüyle. Sözüyle, ama kimin statik hesap yaptığını bilmek palavrasıyla var; ama özüyle zorunda değilim, bilemem. Ben ona indirgeyemedik. Bunda bazen diyorum güvenmek zorundayım, işte bu ki; aceleci mi davranıyoruz? Adam güvenceyi bana kim verir? Odalar verir. 1800'lerde başlamış, bu işleri yapmaya. Şu olmuş, bu olmuş; ama mesela şu anda “güvenlik mühendisliği” kuralım diyoruz, bunları nasıl sağlamış adam? “Maalesef, bu yönetmeliklerin devreye girmiş olmamasından da gereksiz yere insanları zarara sokuyoruz” Fabrikada bir olay olmuş, mahkemeye gidilmiş; “hani bu işlerden anlayan “VATANDAŞI uzman?” demiş. Olmayınca, hâkim “sen ÇARESİZ bu işin önlemini almamışsın” demiş, ona BIRAKIYORUZ” göre tazminata hükmetmiş. Bu olunca, gönderiyor; “sen benim için risk oldun, “güvenlik mühendisi” tabii önem Mesleğim ilk yılarında ben odalarımıza primini artırdım” diyor. Diyorum ya, kazanıyor! Ama şu olmuş: Bakın, şunu çok teklif ettim: O zaman inşaat vatan sevgisi, Allah korkusu bir kefe, “güvenlik mühendisi” olunca, fabrikada daha revaçtaydı, gene inşaat revaçta; maddiyat diğer kefe, bu iki kefe, ya bir şey olsa da o; terazinin bu kefesine vatandaş satın aldığı evi bilmiyor, bununla çalışacaksın ya da bununla. Yarı konulmuş. “Arkadaş, sen işveren adına gidiyorsunuz lüks inşaat, süper lüks, bir onunla, yarı onunla dedin mi; Türk işi bütün bu önlemleri almak zorundaydın, sürü şeyler çıktı ve standart. İnşaat oluyor, işine geldiği kadar “Vatan, niye alamadın?”demek durumunda Mühendisleri Odası beş sınıf inşaat tarif Millet, Sakarya, Allah mallah”ı; ama olmuş. etsin diyelim A, B, C, D... Alp Esin'e esasında bu. “Burada açık söylüyorum, herhangi bir mühendis ister büyük, ister küçük sanayide görev alsın, bu yönetmelikleri iyi bilmediği zaman hakikaten iş kazalarını önleme konusunda fazla bir şey yapamaz” inşaatı satarken müteahhit; “Alp Esin'e “BİZ İNSANLARA ben B sınıf inşaat sattım”desin. Ben ev SADECE BİRAZ almak zorunda olan bir vatandaşım. PROFESYONEL OLMAYI ÖĞRETELİM” Parkenin sınıfını, sıvanın iyisini, kötüsünü ne bileceğim? Odalarımız bu Türkiye Cumhuriyeti'nin yasaları da rolü yıllarca oynasın diye yalvardım, tabii buna uygun. Bakmayın, özel yasa oynamadılar. Çok güzel bir rol olurdu ve Mühendis ve Makina • Cilt : 48 Sayı: 567 57 Dosya “Önce oturacağız, uzmandan ne beklediğimizi belirleyeceğiz, günümüzün anlayışı bu; yani uzman bana ne sağlayacak?” Türkiye'yi de rayına oturturdu, yani Türkiye'de bunun sonucunda ne oldu? Gidin bir bakın, bütün meslek yüksekokullarının kadroları üniversitenin asli elemanları tarafından kullanıldı, alındı. “Bize bir profesör vatandaş adresini bilsin. “Arkadaş, bu lazım, meslek yüksekokulunun aldığın ev B sınıfı” denilsin. Yasal bir p r o f e s ö r k a d r o s u v a r, o r a d a n müeyyidesi de olsun, farkı istemek yapalım”... Burası kapanmadan önce vesaire gibi, Odanın B sınıfıyla bu aynı. Yükseköğretim Kurumuna şunu teklif “Teknik liselerden itibaren iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili uygulamaları oraya getirmesi lazım, yani bu şart” Mesela, burada iş sağlığı, iş güvenliği özel bir ders. Onun için, robot programlaması dâhil, computer, integrated, manefactory öğrenirdi; ama olamadı. ettim: Üniversitelerimizin içine Türkiye'de o kadar çok makina Biz ne yapıyoruz? Vatandaşı çaresiz endüstri merkezleri kuralım, yani bizde mühendisi yetiştiren eğitim bırakıyoruz! Kurulda projeyi CNC o kadar pahalı bir şey ki, her kuruluşlarımız var ki; bir yerde ara imzalayan, o odanın üyesi “bu inşaat B dakika yenileyemezsiniz. Onun için elemanı meselesi kendiliğinden şöyle sınıfıdır” dediği zaman, oradaki diyelim ki; ODTÜ'nün bahçesini çözülüyor: Birçok yerde okulun makinacı kimse, B sınıfında ne seçtik, kurduk. ODTÜ mezunu, toplumsal durumuna göre bir üstü amir demekse, ne anlaşılıyorsa, o da o Hacettepe mezunu gelir, derki: “Ben oluyor, aynı unvana sahip olan ara sorumluluğun altına imza atmış CNC sertifikası istiyorum”. Bölümde elemanı oluyor, hatta hatta tezgâh olacaktır. Avrupa'yı Avrupa yapan, okutamazsınız o kadar yoğun bir başında bile çalışıyor. Makina Batıyı Batı yapan bu, yoksa bireysel şekilde CNC programını. Öyle hocası mühendisi diplomasıyla tezgâh başında olarak hiç şaşırmayalım, kimse vardır ki; bir motor hocası düşünün, çalışan çok öğrencimizi, kimseden aman aman daha ahlâklı motoru öğrencisiyle beraber meslektaşımızı gördüm. değil. Karşılıklı tutmuşlar eteklerini, toplayacak, marşa bastığında çalışacak, sistem geçmiş iç içe. Bu oldu mu, profesör kadar da akademisyen olacak. oluyor, yüzdesi çok düşük. Böyle insanlar az değil, ama kaç tane MESLEK bulursunuz? YÜKSEKOKULLARI “TÜRKİYE OLARAK KADROLARI ASLİ PROBLEMLERİ ELEMANLARCA BAŞTAN KULLANILDI SÖYLEMİYORUZ” -Sizin bölümünüzün (ODTÜ Meslek Onun için bakın, biz hiçbir şekilde biz Yüksek Okulu) gündüz bölümü neden Türkiye olarak problemleri baştan kapatıldı? söylemiyoruz. Ben o sırada bunu teklif Çünkü meslek yüksekokullarının ettim; “bizim planımız var” dediler, açılışı organik değildi, şöyle değil: Siz meğer plan buymuş. Gece eğitimiyle, üniversite bahçesinde pratiğe yönelik tabii onun da kendine göre tartışılır adam yetiştirmek istiyorsunuz; ama yönleri var. OSTİM'e gidin sorun, hocası pratiğe yönelik olursa, benim buradan çıkardığım mevzunları akademik olarak ne ilerleyebilir veya OSTİM arıyor. “Niye kapattınız?” diye ilerlerse de akademisyenlerin gözüne soruyor. İstiyor, çünkü ben onu “küçük batacak tuhaf bir durum olur. yerin mühendisi” diye yetiştiriyordum. 58 Mühendis ve Makina • Cilt : 48 Sayı: 567 “Biz insanlara sadece biraz profesyonel olmayı öğretelim, vatansever veya tanrı korkusu değil, profesyonel; yani aldığı parayı hak edecek ve bu paranın sorumluluğuna katlanacak”