KARAÇELEBİZÂDE ABDÜLAZİZ EFENDİ VE R AVZATÜ`L EBR AR

advertisement
64
Doğu Batı Ekseni, Mart 2017, Cilt 1, Sayı 2
K AR AÇELEBİZÂDE
ABDÜLAZİZ EFENDİ VE
R AVZATÜ’L EBR AR
Muş Alparslan Üniversitesi, Fen
Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü,
IV. Sınıf (I.Ö.), Öğrencisi.
Serdal YALÇİN
A. Hayatı
1
7. yüzyıl tarihçilerinden olan
Kara Çelebizâde Abdülaziz Efendi ile ilgili bilgilerimiz sınırlı
olup, bunlar şuara tezkireleri ile
ilgili bilgilerimiz sınırlı olup, bunlar şuara
tezkireleri ile Kara Çelebizade’nin kendi
eserlerinden çıkardıklarımızdan ibarettir.11000 (1592) yılı sonlarına doğru Bursa’da doğdu. Köklü Osmanlı Ulema ailelerinden mensuptur.2 Hakkında bilgi veren
bütün tezkireciler şairin Bursa’da doğduğunda birleşirler.
Asıl adı Mehmed’dir.3 Kaynaklarda
Abdülaziz Efendi’nin fiziki özellikleri itibariyle orta boylu, biraz şişmanca, ince sesli,
hızlı ama düzgün ve tumturaklı konuşan,
ifadeleri yerinde kullanan sert tabiatlı, cesur, vakür, hayır sahibi geleneklere bağlı
1 Ömer Kucak, Zafernâme (Tarihçe-i Feth-i Revan ve
Bağdad), Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı (Yüksek Lisans Tezi), Afyon 2007, s. 9.
2 Nevzat Kaya, “Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi”,
Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Türkiye
Diyanet Vakfı Yayınları, Cilt II, İstanbul 2001, s.
381.
3 Yunus Kaplan, “Bursalı Divan Şairi Hicri ve Şiirleri”, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları
Enstitüsü Dergisi, Sayı XXXXIII, Erzurum 2010, s.
232.
biri olarak tavsif edilmektedir.4 Kara Çelebizade Abdülaziz Efendi zamanının en
önemli fıkıh âlimlerinden biridir. Aynı
zamanda şair, edip ve tarihçidir. Ravzatü’l-Ebrar adlı eseriyle şöhret bulmuştur.
IV. Murat (1623-1640), Sultan İbrahim (1640-1648) devirlerini yaşamış ve IV.
Mehmet zamanında da önemli bir mevki
olan meşihat makamına gelmiştir. Abdülaziz Efendi, Osmanlı Devletine hizmet eden
eski ve muteber bir aileden gelmektedir.
Ceddi Hüsameddin Efendi; Fatih devrinin vüzerasından sadrazam Karamani
Mehmet Paşa’nın biraderi ve Kemal Paşa-zade’nin medrese arkadaşıdır. Sultan
Mehmet devri ulemasından Niğdeli Kara
Yakub’un damadıdır. Hüsameddin Efendi
926 (1519) tarihinde vefat etmiştir.
Hüsameddin Efendi’nin Mehmet Hicri Adında bir oğlu vardır. Hicri Efendibabası Kara Yakub ailesine bağlı olduğu
için Kara Çelebi unvanını almıştır. Bu tarihten itibaren aile Kara Çelebi nisbesiyle
anılmıştır.5Rumeli kazaskeri Hüsamed4 Ali İhsan Karataş, “Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi”, Bursa’da Zaman Dergisi, Sayı XVI, Bursa
2015, s.76-77.
5 Nermin Yıldırım, Kara Çelebi-zade Abdülaziz
Efendi’nin Zafername Adlı Eseri (Tarihçe-i Feth-i
Revan ve Bağdad), Mimar Sinan Güzel Sanatlar
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yüksek Li-
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
din Hüseyin Efendi’nin oğludur. Ağabeyi
kadı Mehmed Efendi tarafından yetiştirildi.6 Babasının Vefatı üzerine altı yaşında
yetim kalan Abdülaziz Efendi ilk eğitimini
kardeşi Mehmet Efendi’den almış, medrese
tahsilini
tamamlayarak
Şeyhülislam
Sunullah Efendi’den mülazım olmuştur.
Muhtelif medrese müderrisliklerinden
sonra 1021 Cumadelahıresinde (1612) Sıdki Mehmet Efendi yerine Hayrettin Paşa
medresesine, 1024 Rebiülevvelinde (1614)
Tevfiki-zâde Ahmet Efendi yerine Ali Paşa-yı cedid medresesine getirlmişti. 1025
Rebiülevvelinde (1616) Fenari-zade Şeyhi
yerine Piri Paşa medresesine 1026 Rebiülahirinde (1617) Benli Abdülgâni yerine
Kalenderhane medresesine 1029 Muharreminde (1619) Arap İmam-zade Mustafa Efendi Yerine Sahn-ı seman medresesi
müderrisliğine tayin olunmuştur.7
Eğitimini tamamladıktan sonra Şeyhülislam Sunullah Efendi’den mülazemet
alarak meslek hayatına başlar. İstanbul,
Bursa ve Edirne’deki çeşitli medreselerde
müderrislik yapa Abdülaziz efendi daha
sonra sırasıyla Yenişehir, Mekke, Edirne ve İstanbul kadılıklarında bulunur.8 I.
Mustafa zamanında ciddi bir ulemâ tepkisi
olan Fatih Camii olayına katılması dolayısıyla Bursa’da Molla Hüsrev Medresesi
müderrisliğine tayin edilmek suretiyle İstanbul’dan uzaklaştırılan Abdülaziz Efendi, birkaç ay sonra IV. Murad’ın tahta geçsans Tezi), İstanbul 2005, s. 9.
6 Burhanettin Çakım, “Abdülaziz Efendi Karaçelebizâde” , Dünden Bugüne Osmanlılar Ansiklopedisi,
Yapı Kredi Yayınları, Cilt I, İstanbul 1999, s. 40.
7 Yıldırım, Kara Çelebi-zade Abdülaziz efendi’nin
Zafername Adlı Eseri (Tarihçe-i Feth-i Revan ve
Bağdad), s. 10.
8 Necdet Öztürk ve Murat Yıldız, Osmanlı Tarihçileri, Bilge Kültür Sanat Yayınları, İstanbul 2013, s.
121.
JOURNAL
mesi üzerine Affedilerek İstanbul’a geldi ve
Süleymaniye Medreselerinin birine tayin
edildi. Kısa süre kaldığı bu görevden iki yıl
sonra Mekke kadısı oldu.9
Sultan Murat tarafından devrin mühim simalarından Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi payitahta yağ kıtlığından
mesul tutularak azl ve boğdurulup denize
atılması emri verilmişti. Bizzat padişahın
yazıp Bostancıbaşı Duce Efendi’ye gönderdiği fermanda, artık gözden düşen Abdülaziz Efendi’nin şansı yaver gitmiş, gemi
fermanın tatbik mevkiine konulacağı Büyükada’ya yaklaşırken, hamisi Sadrazam
Bayram Paşa’nın kopardığı ikinci bir irade
ile idam cezası sürgün şekline çevrilmiş
ve Abdülaziz Efendi Kıbrıs’a sürgün edilmiştir.10 Bağışlanıp İstanbul’a döndükten
sonra, Rumeli kazaskerliğine getirildi.
Sultan İbrahim’in tahtan indirilmesinde
ve öldürülmesinde önemli rol oynayıp,
Osmanlı Devleti’nin ilk şeyhülislamlığına
atandı.11 1648’e kadar kendisine görev verilmedi.
IV. Murat’ın son yılları ile İbrahim
(Deli) dönemi boyunca Samatya’daki evinde inzivaya çekildi. Aileden kalma mülkleri
ve kendisine bağlanan Dimetoka arpalığının geliri ile geçimini sağladı.12 Müderris, molla olup Recep 1043’de İstanbul
kadısı oldu. Muharrem 1044’de azledildi
ve Sakız’a gönderildi. Ramazan’da döndü. Rumeli kazaskeri olup Recep 1059’da
9 Kaya, “Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi”, s. 381.
10 İsmail Katgı, “Osmanlı Devleti’nde Siyaseten Katl
(Hukuki Maiyeti, Sebepleri, Usulü, İnfazı ve Sonuçları)”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi,
Sayı XXIV, İstanbul 2013, s. 206-207.
11 Mehmet Zihni Kalsın, “Abdülaziz Karaçelebizâde”,
Grolıer Internatıonal Amerıcana Ansiklopedisi, Sabah Yayınları, Cilt I, İstanbul 1997, s. 60.
12 Ayşe Hür, “Abdülaziz Efendi ve Karaçelebizâde”,
İstanbul Ansiklopedisi, Kültür Bakanlığı ile Tarih
Vakfı Yayınları, İstanbul 1993, s. 27.
Doğu Batı Ekseni, Mart 2017, Cilt 1, Sayı 2
65
66
Doğu Batı Ekseni, Mart 2017, Cilt 1, Sayı 2
(Temmuz 1649) şeyhülislam payesi verildi.
Şevval 1059’da kazaskerlikten azlolunup
1061’de (1651) şeyhülislam oldu. Azlolunup sakıza gönderildi. Ardından oraya kadı
oldu.13 Abdi mahlasını kullanan Abdülaziz
hemen her alanda verimli yazılar yazmış
olan bir şairdir. Şiirler yazmış, farsça ve
Arapçadan eserler tercüme etmiş, ancak
daha çok tarihçi olarak tanınmıştır.
Bu alandaki başlıca eseri İbrahim’e ithaf edilmiş olan ve yaradılıştan 1056’dan
1946’ya kadar gelen Ravzatü’l-ebrar adlı
dört bölümlük tarihi eseridir. Yalnız dördüncü bölüm Osmanlı tarihinden bahseder.14 Kıbrıs’ta bir buçuk yıl kalan Abdülaziz Efendi hakkında bazı devlet ricâlinin
“simasında semere-i salah zahir olmuştur”
diyerek IV. Murat nezdindeki girişimleri
sonucu İstanbul’a dönmesine izin verildi. Ancak IV. Murat’ın ölümüne kadar bir
vazifeye tayin edilmemişdir. Bu sırada arpalığı olan Dimetoka da eserlerini telife çalışmıştır. Kazruni’nin siyerini Türkçeye çevirmiştir. Bu sırada, Şeyhülislam Saadettin
Efendi’nin Tacu’t-tevârihine zeyl olmak
üzere Ravzatü’l-ebrar adlı eserini yazmaya
başlamıştır. 1058 (1648) tarihinde siyasete
karışmış Sultan İbrahim’e ve Sadrazam Ahmet Paşa’ya karşı yeniçeri ocağı ağalarının
ayaklanmasına katılan ve sarayı basan ulema arasında yer almıştır. İsyan esnasında
Valide Kösem Sultan’a da ağır sözler söylemekten çekinmemiştir. Bir müddet sonra
da Ravzatü’l Ebrar adlı eserini tamamlayıp
Sultan IV. Mehmet’e takdim ederek padişahın iltifatına mazhar olmuştur. Veziriazam
Kemankeş Kara Mustafa Paşa’nın isteğiyle
IV. Murat’ın Revan ve Bağdad seferlerine
ithafen kaleme alınan bu tarih yazarın Osmanlı tarihiyle alakalı diğer eseri Ravzatü’l
13 Mehmed Süreyya, “Abdülaziz Efendi Karaçelebizâde”, Sicill-i Osmanî, Tarih Vakfı Yurt Yayınları,
Cilt I, İstanbul 1996, s. 99-100.
14 Franz Babinger, Osmanlı Tarih Yazarları ve Eserleri, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1982, s. 225226.
Ebrar’a göre daha sade anlaşılır bir dille
yazılmıştır.15
Şeyhülislam
Hoca
Abdürrahim
Efendi’nin azlinden sonra, arasının hiç
de iyi olmadığı Valide Sultan’ın tesiriyle
çok arzu ettiği şeyhülislamlık makamına
geçememiş, Bahaî efendi şeyhülislam olmuştur.16 Bu duruma çok üzülen Abdülaziz
Efendi fıkha dair el-kâfi adlı eserini bizzat
padişaha sunmuştur. Padişah tarafından
kendisine Rumeli kazaskerliğinin yanında
şeyhülislamlık pâyesi verilmiştir. Bu durum Osmanlı tarihinde örneği olmayan bir
uygulamaydı.
Aslında Kara Çelebizade’nin bütün
emeli kaynaklarda da geçtiği üzere şeyhülislam olabilmekti. Bahaî Efendi’nin tütün
içmenin günah olmadığına dair vermiş olduğu fetvayla Bektaş Ağa’nın ve onun taraftarlarını kızdırmıştı. Bu gelişmeler üzerine Bahaî Efendi azl edilip yerine Bektaş
Ağa’nın himmetiyle Abdülaziz Efendi geçmiş böylece emeline muvaffak olmuştur.17
Yeni Şeyhülislam Ebu Said Efendi,
Abdülaziz Efendi gibi güçlü bir şahsiyetin
İstanbul’da kalmasını kendi çıkarları açısından doğru bulmamıştır. Rodos, İstanköy, Sakız ve Midilli’nin dışındaki diğer
adaların düşman İstilasına maruz kalması
ve geriye kalan adalarında istila ihtimalinin bulunması üzerine imkânı olan herkes
adalardan kaçmaya başladı. Bu sıralarda
sıkıntı ve üzüntü içerisinde günlerini geçirmekte olan Abdülaziz Efendi’ye Sakız Adasına bir naib bırakarak Bursa’ya gelmele15 Özer Küpeli, Osmanlı ve Safevi Münasebetleri, Ege
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı (Doktora Tezi), İzmir 2009, s. 22.
16 Yıldırım, Kara Çelebizade Abdülaziz Efendi’nin
Zafername Adlı Eseri (Tarihçe-i Feth-i Revan ve
Bağdad), s. 10-11.
17 Yıldırım, Kara Çelebizade Abdülaziz Efendi’nin
Zafername Adlı Eseri (Tarihçe-i Feth-i Revan ve
Bağdad), s. 11.
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
rini emredilmiştir. Abdülaziz Efendi bu
gelen habere çok sevinmiş ve kendisi için
gönderilen Bey Gemisi’ne binerek rahat bir
yolculuktan sonra kısa zamanda Mudanya
İskelesi’ne, oradan da Bursa’daki ceddinden kalma evlerine gelerek yerleşmiştir.18
Kara Çelebizade Abdülaziz Efendi ile
Hoca-zade Mesud efendi’nin arası iyi olmadığı için maşihat makamında bulunan
Mesud Efendi Abdülaziz Efendi’nin Sakız
arpalığını alarak, Mudanya’yı arpalık olarak Abdülaziz Efendi’ye vermişti. Mesud
efendi’nin planı Abdülaziz Efendi’nin bu
değişimi kabul etmemesi, Abdülaziz Efendi’yi itaatsizlikle suçlamak için eline bir
koz geçmişti. Durumu sezen Abdülaziz
Efendi, “ Mudanya arpalığı Sakız’dan birkaç mertebe daha tercih olunur, lütfunuzdan memnun olduk” diyerek bu şahsına
yönelik hareketi kendi içine çekerek, bu
hareketiyle Hoca-zade’nin olası bir şerrinden kendisini kurtarmıştır.
Ömrü boyunca birçok defa sürgüne
maruz kalan Abdülaziz Efendi, ömrünün
son demlerini de böylelikle sürgünde geçirmiş oldu.19 Aziz Efendi ömrünün son altı
yılını Bursa’da geçirmiş, 6 rebiülahir 1068
(6 Ocak 1658) tarihinde Cuma gecesi saat
beşte vefat etmiş, vasiyeti gereğince Deveciler mezarlığına defn olunmuştur. Şimdi
çocuk bahçesi olan bu mezarlığın kaldırılması esnasında mezar taşı kaybolmuştur.20
B. Eserleri
1. Edebiyata Dair Eserleri: Gülşen-i Niyaz, Münaca’at, Divan, Risale-i Kalemiyye
18 Kucak, Zafername (Tarihçe-i Feth-i Revan ve Bağdad), s. 23-24.
19 Kucak, Zafername (Tarihçe-i Feth-i Revan ve Bağdad), s.24.
20 Yıldırım, Kara Çelebizade Abdülaziz Efendi’nin
Zafername Adlı Eseri (Tarihçe- i Feth-i Revan ve
Bağdad), s. 12.
JOURNAL
2. Tarihe Dair eserleri: Ravzatü’l
Ebrari’l Mübin bi –Vekai’iSelefi’l-maziyyeve’l Ahbar, Zeyl-i Ravzatü’lEbrar, Süleyman-name, Zafer-name.21
Ayrıca Abdülaziz Efendi’nin Fıkha Dair
Nefhatü’l-üns fi şerhi ravzati-kuds, Hallü’l-iştibah’an ukadi’l Eşbah, Fetava adlı
eserleri de vardır.22
II. RAVZATÜ’L EBRAR
Abdi mahlası ile şiirler yazmış olan Abdülaziz Efendi’nin en önemli eseri yaradılıştan, 1646’ya kadar gelen Ravzatü’l Ebrar
adlı dört bölümlük tarih kitabıdır. Dördüncü bölümü Osmanlı tarihinden söz eden bu
kitaba, 1646’dan 1657’ye kadar olan dönemi anlatan bir ek yazmıştır. Zeyl-i Ravzatü’l Ebrar adlı bu ek İstanbul’un o yıllardaki siyasal yaşamına ışık tutan önemli bir
kaynaktır. 23
İslam’dan önce Peygamberlerin kıssa
ve menkıbeleri, Hz. Peygamber, savaşları
ve dört halife devri, İslam hükümdarları
ile IV. Mehmet’in cülusuna kadar Osmanlı
Tarihinden bahseder.
Abdülaziz Efendi Rumeli Kazaskeri olduğu sıralarda 1059 (1649) tarihinde Ravzatü’l-Ebrarı bitirmiş ve o yıl IV. Mehmet’e
takdim edilmiştir. Ravzatü’l-ebrar Mısırda
Bulak matbaasında 1248 yılında basılmıştır. Eserin yurt içinde ve dışında nüshaları
vardır.24Süleymaniye Kütüphanesi Pertev
Paşa bölümü 845 numarada bulunan yazma nüshasıyla aralarında farklılıklar bu-
21 Kucak, Zafername (Tarihçe-i Feth-i Revan ve Bağdad), s. 25-27.
22 Yıldırım, Kara Çelebizade Abdülaziz Efendi’nin
Zafername Adlı Eseri (Tarihçe-i Feth-i Revan ve
Bağdad), s. 16.
23 Hür, “Abdülaziz Efendi ve Karaçelebizâde”, s. 27.
24 Yıldırım, Kara Çelebizade Abdülaziz Efendi’nin
Zafername Adlı Eseri (Tarihçe-i Feth-i Revan ve
Bağdad), s. 14.
Doğu Batı Ekseni, Mart 2017, Cilt 1, Sayı 2
67
68
Doğu Batı Ekseni, Mart 2017, Cilt 1, Sayı 2
lunmaktadır.25
Bu eser Hz. Âdem’den 1056 (1648) yılına kadar geçen olayları muhtasar bir şekilde kendisinde toplayan Ravzatü’l Ebrar
adlı Esere zeyl olarak Bursa’da sürgünde
iken yazılmıştır. IV. Mehmed’in cülusundan kendi ölüm tarihi olan 1068 (1658)
yılına kadar geçen on yıllık vekayii içine
alan bu eser aynı devir içindeki bazı önemli olaylara yakından tanık olan bir devlet
adamının ağır hitaplarda bulunduğu akıcı ve gayet sanatkâr bir şekilde yazdığı bir
çeşit hatırattır.26
Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi’nin
Ravzatü’l-Ebrar Zeyli, 1648-1658 yılları
arasındaki bölümün aydınlatılmasında büyük öneme sahip olan eserdir. Bu on yıllık
dönemde sarayda ve onun çevresinde dönen hadiseleri, Girit Muharebesi dolayısıyla Girit, Ege Adaları ve Çanakkale Boğazı
önlerinde Yapılan deniz ve kara muharebelerini mufassal şekilde anlatır. Ondan
sonra gelen müverrihlerin ilk elden başvurdukları orijinal bir eserdir.27
III. KARAÇELEBİZÂDE ABDÜLAZİZ EFENDİ’NİN TARİHÇİLİĞİ
17. yüzyıl Şeyhülislamlarından Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi, Bursa’ya çeşme
yaptırmaya kendisine adeta eğlence edinmiş bir zattır.28 Bursa’da çok sayıda hayırsever, su hizmetlerinin sağlanması için
vakıflar kurmuşlardır. Bunlar içerisinde
en dikkat çekeni ise Şeyhülislam Karaçele25 Kucak, Zafername (Tarihçe-i Feth-i Revan ve Bağdad), s. 26.
26 Kucak, Zafername (Tarihçe-i Feth-i Revan ve Bağdad), s. 26.
27 Ayşe Pul, Girit Savaşı ile ilgili Bir Türk Kaynağının
Tahlili, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Doktora Tezi), Ankara 2004, s. 16.
28 Ömer Zülfe, Eski Türk Edebiyatı Toplantıları 15 ve
16 Yüzyıl Divanların (Edirne Bursa ve İstanbul), Bilim ve Sanat Vakfı Yayınları, İstanbul 2006, s. 22.
bizâde Abdülaziz Efendi’nin XVII. Yüzyılda tesis ettiği su vakfıdır.
Abdülaziz Efendi, Uludağ’da Ayıalanı
denilen mevkiden Bursa’ya getirttiği suyu
şehrin mahallelerine taksim etmiş, ayrıca
bu mahallelere elli adet de çeşme yaptırmıştır. Çeşme sayısı Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde iki yüz, Mehmed Süreyya’nın Sicil-i Osmanî adlı eserinde yüzden
fazla, diğer kaynaklarda ise genellikle 40
adet olarak zikredilmektedir. Bununla birlikte Karaçelebi’nin bir vakfiyesinde çeşme
sayısı elli olarak belirtilmiştir. Abdülaziz
Efendi’nin getirttiği “müftü suyu” olarak
bilinmektedir.
Müftü Suyu’nun hangi mahallere ne
ölçüde taksim edileceği vakfiyede ayrıntılı
bir şekilde anlatılmıştır. Vakfiyenin
sonunda, samimi niyet ve helal mal ile
kurulan bu vakfın bir sadaka-i cariye olduğunu ifade eden Abdülaziz Efendi, Cenâb-ı
Hak’tan tek isteğinin bu husustaki amel ve
gayretinin rıza-yı ilâhiye uygun olarak kabul edilmesi olduğunu belirtmiştir.
Yaptırdığı çeşmeleri genellikle Bursa çinileriyle süsleten Abdülaziz Efendi,
bu çeşmelerin üzerine “Eser-i Abdülaziz
el-müfti” kitabesini koymuştur.29Ahmet
Hamdi Tanpınar, Beş Şehir adlı eserinin
bursa ile ilgili kısmında Abdülaziz Efendi’nin su hizmetlerinden büyük bir övgüyle
bahsetmiştir. Abdülaziz Efendi’nin vakfettiği su ve çeşmeler asırlarca Bursa halkına
hizmet etmiştir. Zaman zaman bozulan suyolları ve çeşmeler vakıf tarafından tamir
ettirilmiştir. Vakıf muhasebe defterlerinde
Abdülaziz Efendi’nin kurduğu vakfın giderleri arasında her yıl suyolları, suyolcu
ve çeşmeler için harcamaların olduğu gö29 Ali İhsan Karataş, “Bursa Suları ve Su Vakıfları”,
Uludağ Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, Cilt
XVII, Sayı 2, Bursa 2008, s. 403-405.
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
rülmektedir. 1842 tarihli bir kayıtta Abdülaziz Efendi’nin Bursa’ya üç buçuk saatlik mesafeden getirttiği suyun suyolları,
künkleri vb. kısımlarının bozulduğu vakfın
bu masrafları karşılaması istenmiştir.30
Bursa’da su hizmetleri için vakıf kuran tek
şahıs Abdülaziz Efendi değildir. Abdülaziz
Efendi’nin vakfı kadar hacimli olmasa da
pek çok şahsın aynı konuda vakfı olduğu
anlaşılmaktadır.31
SONUÇ
Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi, 17.
yüzyıl Osmanlı Devleti’nin önemli şeyhülislamı ve tarihçisi olarak bilinmektedir.
Aynı zamanda Abdülaziz Efendi zamanın
önemli şair, edip ve fıkıh âlimlerinden birisidir. Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi
hakkında yazılan eserler kısıtlı olduğundan dolayı hayatı ve eserleri hakkında bilgilerimiz sınırlı olmasına neden olmuştur.
Abdülaziz Efendi, hakkındaki bilgilerimiz
şuara tezkireleri ve kendi tarafında yazmış
olduğu eserlerinden çıkardıklarımızdan
ibaret olduğunu ifade etmek gerekir. Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi dedesi tarafından ve zamanın ünlü ulemalardan dersler alarak kendisini kelam ve fıkıh alanda
kendisini geliştirmiştir. Aynı zamanda Abdülaziz Efendi, Hicri mahlasını kullanarak
Türkçe şiirlerin yanında Arapça ve Farsça
eserler verdiğini de bilmekteyiz.
de Abdülaziz Efendi kaynakların verdiği bilgilere göre asıl isminin Muhammet
olduğunu izah edilmiştir. Karaçelebizâde
Abdülaziz Efendi altı yaşında yetim kaldıktan sonra kendisini ilme adamış ve müderrislik ve kadılık gibi vazifelerin yanında
Anadolu ve Rumeli Kazaskerliği vazifelerinde getirilmiştir.
Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi pek
çok kurumlarda bulunmasına rağmen rüşvet ve benzeri davranışlardan uzak durmuştur. Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi
hayırsever bir kişi olarak bilinmektedir.
Hayatı boyunca kazanmış olduğu bütün
servetini vakıflar inşa ederek ve Bursa halkına önemli hizmetlerde bulunan bir şeyhülislamdı. Bursa’ya birçok çeşme yaptırmış ve bursa halkına getirdiği suyu “müftü
suyu” olarak isimlendirmiştir. Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi ömrü boyunca
sıkıntı içinde geçirmiş, hayatı sürgünlerde
geçmiş ve son nefesini verene kadar hiçbir
otoritenin tesirinde kalmadan her zaman
milletine ve devletine sadık olan bu zat
1658 tarihinde Bursa’da vefat etmiştir.
Abdülaziz Efendi hayatı boyunca dönemin siyasi olaylarından nasibini alan
bir zattır. Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi
yazmış olduğu eserler dönemin tarihini en
açık bir şekilde anlamamıza yardımcı olmuştur. Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi
sadece tarih alanda değil, dini, fıkıh, edebiyata dair eserler veren dönemin önemli
şeyhülislamlardan birisidir. Karaçelebizâ30 Karataş, “Bursa Suları ve Su Vakıfları”, s. 407.
31 Karataş, “Bursa Suları ve Su Vakıfları”, s. 408.
JOURNAL
KAYNAKÇA
Doğu Batı Ekseni, Mart 2017, Cilt 1, Sayı 2
69
70
Doğu Batı Ekseni, Mart 2017, Cilt 1, Sayı 2
BABİNGER, Franz, Osmanlı Tarih Yazarları ve Eserleri, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1982.
sar Kocatepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı (Yüksek Lisans Tezi), Afyon 2007.
ÇAKIM,
Burhanettin,
“Abdülaziz
Efendi Karaçelebizâde”, Dünden Bugüne
Osmanlılar Ansiklopedisi, Yapı Kredi Yayınları, Cilt I, İstanbul 1999, ss. 40.
KÜPELİ, Özer, Osmanlı ve Safevi Münasebetleri, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı (Doktora
Tezi), İzmir 2009.
HÜR, Ayşe, “Abdülaziz Efendi ve Karaçelebizâde”, İstanbul Ansiklopedisi,
Kültür Bakanlığı İle Tarih Vakfı Yayınları,
İstanbul 1993, ss. 27.
ÖZTÜRK, Necdet ve YILDIZ, Murat,
Osmanlı Tarihçileri, Bilge Kültür Sanat
Yayınları, İstanbul 2013.
KALSIN, Mehmet Zihni, “Abdülaziz
Karaçelebizâde”, Grolıer Internatıonal
Americana Ansiklopedisi, Sabah Yayınları, Cilt I, İstanbul 1997, ss. 60.
KAPLAN, Yunus, “Bursalı Divan Şairi Hicri ve Şiirleri”, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, Sayı
XXXXIII, Erzurum 2010, ss. 232.
KARATAŞ, Ali İhsan, “Karaçelebizâde
Abdülaziz Efendi”, Bursa’da Zaman Dergisi, Sayı 16, Bursa 2015, ss. 76-77.
KARATAŞ, Ali İhsan, “Bursa Suları ve
Su Vakıfları”, Uludağ Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Dergisi, Cilt XVII, Sayı 2, Bursa
2008, ss. 403-407.
KATGI, İsmail, “Osmanlı Devleti’nde
Siyaseten Katl (Hukuki Maiyeti, Sebepleri,
Usulü, İnfazı ve Sonuçları)”, Uluslararası
Sosyal Araştırmalar Dergisi, Sayı 24, İstanbul 2013, ss. 206-207.
PUL, Ayşe, Girit Savaşı ile ilgili Bir
Türk Kaynağının Tahlili, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Doktora
Tezi), Ankara 2004.
SÜREYYA, Mehmed, “Abdülaziz Efendi Karaçelebizâde”, Sicill-i Osmanî, Tarih
Vakfı Yurt Yayınları, Cilt I, İstanbul 1996,
ss. 99-100.
YILDIRIM, Nermin, Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi’nin Zafername Adlı
Eseri (Tarihçe-i Feth-i Revan ve Bağdad),
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yüksek Lisans
Tezi), İstanbul 2005.
ZÜLFE, Ömer, Eski Türk Edebiyatı
Toplantıları 15. ve 16. Yüzyıl Divanların
(Edirne Bursa ve İstanbul), Bilim ve Sanat
Araştırma Vakfı Yayınları, İstanbul 2006,
ss. 22.
KAYA, Nevzat, “Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı
Yayınları, Cilt II, İstanbul 2001, ss. 381383.
KUCAK, Ömer, Zafername (Tarihçe-i
Feth-i Revan ve Bağdad), AfyonkarahiMuş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi
Download