64 Doğu Batı Ekseni, Mart 2017, Cilt 1, Sayı 2 K AR AÇELEBİZÂDE ABDÜLAZİZ EFENDİ VE R AVZATÜ’L EBR AR Muş Alparslan Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, IV. Sınıf (I.Ö.), Öğrencisi. Serdal YALÇİN A. Hayatı 1 7. yüzyıl tarihçilerinden olan Kara Çelebizâde Abdülaziz Efendi ile ilgili bilgilerimiz sınırlı olup, bunlar şuara tezkireleri ile ilgili bilgilerimiz sınırlı olup, bunlar şuara tezkireleri ile Kara Çelebizade’nin kendi eserlerinden çıkardıklarımızdan ibarettir.11000 (1592) yılı sonlarına doğru Bursa’da doğdu. Köklü Osmanlı Ulema ailelerinden mensuptur.2 Hakkında bilgi veren bütün tezkireciler şairin Bursa’da doğduğunda birleşirler. Asıl adı Mehmed’dir.3 Kaynaklarda Abdülaziz Efendi’nin fiziki özellikleri itibariyle orta boylu, biraz şişmanca, ince sesli, hızlı ama düzgün ve tumturaklı konuşan, ifadeleri yerinde kullanan sert tabiatlı, cesur, vakür, hayır sahibi geleneklere bağlı 1 Ömer Kucak, Zafernâme (Tarihçe-i Feth-i Revan ve Bağdad), Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı (Yüksek Lisans Tezi), Afyon 2007, s. 9. 2 Nevzat Kaya, “Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Cilt II, İstanbul 2001, s. 381. 3 Yunus Kaplan, “Bursalı Divan Şairi Hicri ve Şiirleri”, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, Sayı XXXXIII, Erzurum 2010, s. 232. biri olarak tavsif edilmektedir.4 Kara Çelebizade Abdülaziz Efendi zamanının en önemli fıkıh âlimlerinden biridir. Aynı zamanda şair, edip ve tarihçidir. Ravzatü’l-Ebrar adlı eseriyle şöhret bulmuştur. IV. Murat (1623-1640), Sultan İbrahim (1640-1648) devirlerini yaşamış ve IV. Mehmet zamanında da önemli bir mevki olan meşihat makamına gelmiştir. Abdülaziz Efendi, Osmanlı Devletine hizmet eden eski ve muteber bir aileden gelmektedir. Ceddi Hüsameddin Efendi; Fatih devrinin vüzerasından sadrazam Karamani Mehmet Paşa’nın biraderi ve Kemal Paşa-zade’nin medrese arkadaşıdır. Sultan Mehmet devri ulemasından Niğdeli Kara Yakub’un damadıdır. Hüsameddin Efendi 926 (1519) tarihinde vefat etmiştir. Hüsameddin Efendi’nin Mehmet Hicri Adında bir oğlu vardır. Hicri Efendibabası Kara Yakub ailesine bağlı olduğu için Kara Çelebi unvanını almıştır. Bu tarihten itibaren aile Kara Çelebi nisbesiyle anılmıştır.5Rumeli kazaskeri Hüsamed4 Ali İhsan Karataş, “Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi”, Bursa’da Zaman Dergisi, Sayı XVI, Bursa 2015, s.76-77. 5 Nermin Yıldırım, Kara Çelebi-zade Abdülaziz Efendi’nin Zafername Adlı Eseri (Tarihçe-i Feth-i Revan ve Bağdad), Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yüksek Li- Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi din Hüseyin Efendi’nin oğludur. Ağabeyi kadı Mehmed Efendi tarafından yetiştirildi.6 Babasının Vefatı üzerine altı yaşında yetim kalan Abdülaziz Efendi ilk eğitimini kardeşi Mehmet Efendi’den almış, medrese tahsilini tamamlayarak Şeyhülislam Sunullah Efendi’den mülazım olmuştur. Muhtelif medrese müderrisliklerinden sonra 1021 Cumadelahıresinde (1612) Sıdki Mehmet Efendi yerine Hayrettin Paşa medresesine, 1024 Rebiülevvelinde (1614) Tevfiki-zâde Ahmet Efendi yerine Ali Paşa-yı cedid medresesine getirlmişti. 1025 Rebiülevvelinde (1616) Fenari-zade Şeyhi yerine Piri Paşa medresesine 1026 Rebiülahirinde (1617) Benli Abdülgâni yerine Kalenderhane medresesine 1029 Muharreminde (1619) Arap İmam-zade Mustafa Efendi Yerine Sahn-ı seman medresesi müderrisliğine tayin olunmuştur.7 Eğitimini tamamladıktan sonra Şeyhülislam Sunullah Efendi’den mülazemet alarak meslek hayatına başlar. İstanbul, Bursa ve Edirne’deki çeşitli medreselerde müderrislik yapa Abdülaziz efendi daha sonra sırasıyla Yenişehir, Mekke, Edirne ve İstanbul kadılıklarında bulunur.8 I. Mustafa zamanında ciddi bir ulemâ tepkisi olan Fatih Camii olayına katılması dolayısıyla Bursa’da Molla Hüsrev Medresesi müderrisliğine tayin edilmek suretiyle İstanbul’dan uzaklaştırılan Abdülaziz Efendi, birkaç ay sonra IV. Murad’ın tahta geçsans Tezi), İstanbul 2005, s. 9. 6 Burhanettin Çakım, “Abdülaziz Efendi Karaçelebizâde” , Dünden Bugüne Osmanlılar Ansiklopedisi, Yapı Kredi Yayınları, Cilt I, İstanbul 1999, s. 40. 7 Yıldırım, Kara Çelebi-zade Abdülaziz efendi’nin Zafername Adlı Eseri (Tarihçe-i Feth-i Revan ve Bağdad), s. 10. 8 Necdet Öztürk ve Murat Yıldız, Osmanlı Tarihçileri, Bilge Kültür Sanat Yayınları, İstanbul 2013, s. 121. JOURNAL mesi üzerine Affedilerek İstanbul’a geldi ve Süleymaniye Medreselerinin birine tayin edildi. Kısa süre kaldığı bu görevden iki yıl sonra Mekke kadısı oldu.9 Sultan Murat tarafından devrin mühim simalarından Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi payitahta yağ kıtlığından mesul tutularak azl ve boğdurulup denize atılması emri verilmişti. Bizzat padişahın yazıp Bostancıbaşı Duce Efendi’ye gönderdiği fermanda, artık gözden düşen Abdülaziz Efendi’nin şansı yaver gitmiş, gemi fermanın tatbik mevkiine konulacağı Büyükada’ya yaklaşırken, hamisi Sadrazam Bayram Paşa’nın kopardığı ikinci bir irade ile idam cezası sürgün şekline çevrilmiş ve Abdülaziz Efendi Kıbrıs’a sürgün edilmiştir.10 Bağışlanıp İstanbul’a döndükten sonra, Rumeli kazaskerliğine getirildi. Sultan İbrahim’in tahtan indirilmesinde ve öldürülmesinde önemli rol oynayıp, Osmanlı Devleti’nin ilk şeyhülislamlığına atandı.11 1648’e kadar kendisine görev verilmedi. IV. Murat’ın son yılları ile İbrahim (Deli) dönemi boyunca Samatya’daki evinde inzivaya çekildi. Aileden kalma mülkleri ve kendisine bağlanan Dimetoka arpalığının geliri ile geçimini sağladı.12 Müderris, molla olup Recep 1043’de İstanbul kadısı oldu. Muharrem 1044’de azledildi ve Sakız’a gönderildi. Ramazan’da döndü. Rumeli kazaskeri olup Recep 1059’da 9 Kaya, “Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi”, s. 381. 10 İsmail Katgı, “Osmanlı Devleti’nde Siyaseten Katl (Hukuki Maiyeti, Sebepleri, Usulü, İnfazı ve Sonuçları)”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Sayı XXIV, İstanbul 2013, s. 206-207. 11 Mehmet Zihni Kalsın, “Abdülaziz Karaçelebizâde”, Grolıer Internatıonal Amerıcana Ansiklopedisi, Sabah Yayınları, Cilt I, İstanbul 1997, s. 60. 12 Ayşe Hür, “Abdülaziz Efendi ve Karaçelebizâde”, İstanbul Ansiklopedisi, Kültür Bakanlığı ile Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul 1993, s. 27. Doğu Batı Ekseni, Mart 2017, Cilt 1, Sayı 2 65 66 Doğu Batı Ekseni, Mart 2017, Cilt 1, Sayı 2 (Temmuz 1649) şeyhülislam payesi verildi. Şevval 1059’da kazaskerlikten azlolunup 1061’de (1651) şeyhülislam oldu. Azlolunup sakıza gönderildi. Ardından oraya kadı oldu.13 Abdi mahlasını kullanan Abdülaziz hemen her alanda verimli yazılar yazmış olan bir şairdir. Şiirler yazmış, farsça ve Arapçadan eserler tercüme etmiş, ancak daha çok tarihçi olarak tanınmıştır. Bu alandaki başlıca eseri İbrahim’e ithaf edilmiş olan ve yaradılıştan 1056’dan 1946’ya kadar gelen Ravzatü’l-ebrar adlı dört bölümlük tarihi eseridir. Yalnız dördüncü bölüm Osmanlı tarihinden bahseder.14 Kıbrıs’ta bir buçuk yıl kalan Abdülaziz Efendi hakkında bazı devlet ricâlinin “simasında semere-i salah zahir olmuştur” diyerek IV. Murat nezdindeki girişimleri sonucu İstanbul’a dönmesine izin verildi. Ancak IV. Murat’ın ölümüne kadar bir vazifeye tayin edilmemişdir. Bu sırada arpalığı olan Dimetoka da eserlerini telife çalışmıştır. Kazruni’nin siyerini Türkçeye çevirmiştir. Bu sırada, Şeyhülislam Saadettin Efendi’nin Tacu’t-tevârihine zeyl olmak üzere Ravzatü’l-ebrar adlı eserini yazmaya başlamıştır. 1058 (1648) tarihinde siyasete karışmış Sultan İbrahim’e ve Sadrazam Ahmet Paşa’ya karşı yeniçeri ocağı ağalarının ayaklanmasına katılan ve sarayı basan ulema arasında yer almıştır. İsyan esnasında Valide Kösem Sultan’a da ağır sözler söylemekten çekinmemiştir. Bir müddet sonra da Ravzatü’l Ebrar adlı eserini tamamlayıp Sultan IV. Mehmet’e takdim ederek padişahın iltifatına mazhar olmuştur. Veziriazam Kemankeş Kara Mustafa Paşa’nın isteğiyle IV. Murat’ın Revan ve Bağdad seferlerine ithafen kaleme alınan bu tarih yazarın Osmanlı tarihiyle alakalı diğer eseri Ravzatü’l 13 Mehmed Süreyya, “Abdülaziz Efendi Karaçelebizâde”, Sicill-i Osmanî, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, Cilt I, İstanbul 1996, s. 99-100. 14 Franz Babinger, Osmanlı Tarih Yazarları ve Eserleri, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1982, s. 225226. Ebrar’a göre daha sade anlaşılır bir dille yazılmıştır.15 Şeyhülislam Hoca Abdürrahim Efendi’nin azlinden sonra, arasının hiç de iyi olmadığı Valide Sultan’ın tesiriyle çok arzu ettiği şeyhülislamlık makamına geçememiş, Bahaî efendi şeyhülislam olmuştur.16 Bu duruma çok üzülen Abdülaziz Efendi fıkha dair el-kâfi adlı eserini bizzat padişaha sunmuştur. Padişah tarafından kendisine Rumeli kazaskerliğinin yanında şeyhülislamlık pâyesi verilmiştir. Bu durum Osmanlı tarihinde örneği olmayan bir uygulamaydı. Aslında Kara Çelebizade’nin bütün emeli kaynaklarda da geçtiği üzere şeyhülislam olabilmekti. Bahaî Efendi’nin tütün içmenin günah olmadığına dair vermiş olduğu fetvayla Bektaş Ağa’nın ve onun taraftarlarını kızdırmıştı. Bu gelişmeler üzerine Bahaî Efendi azl edilip yerine Bektaş Ağa’nın himmetiyle Abdülaziz Efendi geçmiş böylece emeline muvaffak olmuştur.17 Yeni Şeyhülislam Ebu Said Efendi, Abdülaziz Efendi gibi güçlü bir şahsiyetin İstanbul’da kalmasını kendi çıkarları açısından doğru bulmamıştır. Rodos, İstanköy, Sakız ve Midilli’nin dışındaki diğer adaların düşman İstilasına maruz kalması ve geriye kalan adalarında istila ihtimalinin bulunması üzerine imkânı olan herkes adalardan kaçmaya başladı. Bu sıralarda sıkıntı ve üzüntü içerisinde günlerini geçirmekte olan Abdülaziz Efendi’ye Sakız Adasına bir naib bırakarak Bursa’ya gelmele15 Özer Küpeli, Osmanlı ve Safevi Münasebetleri, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı (Doktora Tezi), İzmir 2009, s. 22. 16 Yıldırım, Kara Çelebizade Abdülaziz Efendi’nin Zafername Adlı Eseri (Tarihçe-i Feth-i Revan ve Bağdad), s. 10-11. 17 Yıldırım, Kara Çelebizade Abdülaziz Efendi’nin Zafername Adlı Eseri (Tarihçe-i Feth-i Revan ve Bağdad), s. 11. Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi rini emredilmiştir. Abdülaziz Efendi bu gelen habere çok sevinmiş ve kendisi için gönderilen Bey Gemisi’ne binerek rahat bir yolculuktan sonra kısa zamanda Mudanya İskelesi’ne, oradan da Bursa’daki ceddinden kalma evlerine gelerek yerleşmiştir.18 Kara Çelebizade Abdülaziz Efendi ile Hoca-zade Mesud efendi’nin arası iyi olmadığı için maşihat makamında bulunan Mesud Efendi Abdülaziz Efendi’nin Sakız arpalığını alarak, Mudanya’yı arpalık olarak Abdülaziz Efendi’ye vermişti. Mesud efendi’nin planı Abdülaziz Efendi’nin bu değişimi kabul etmemesi, Abdülaziz Efendi’yi itaatsizlikle suçlamak için eline bir koz geçmişti. Durumu sezen Abdülaziz Efendi, “ Mudanya arpalığı Sakız’dan birkaç mertebe daha tercih olunur, lütfunuzdan memnun olduk” diyerek bu şahsına yönelik hareketi kendi içine çekerek, bu hareketiyle Hoca-zade’nin olası bir şerrinden kendisini kurtarmıştır. Ömrü boyunca birçok defa sürgüne maruz kalan Abdülaziz Efendi, ömrünün son demlerini de böylelikle sürgünde geçirmiş oldu.19 Aziz Efendi ömrünün son altı yılını Bursa’da geçirmiş, 6 rebiülahir 1068 (6 Ocak 1658) tarihinde Cuma gecesi saat beşte vefat etmiş, vasiyeti gereğince Deveciler mezarlığına defn olunmuştur. Şimdi çocuk bahçesi olan bu mezarlığın kaldırılması esnasında mezar taşı kaybolmuştur.20 B. Eserleri 1. Edebiyata Dair Eserleri: Gülşen-i Niyaz, Münaca’at, Divan, Risale-i Kalemiyye 18 Kucak, Zafername (Tarihçe-i Feth-i Revan ve Bağdad), s. 23-24. 19 Kucak, Zafername (Tarihçe-i Feth-i Revan ve Bağdad), s.24. 20 Yıldırım, Kara Çelebizade Abdülaziz Efendi’nin Zafername Adlı Eseri (Tarihçe- i Feth-i Revan ve Bağdad), s. 12. JOURNAL 2. Tarihe Dair eserleri: Ravzatü’l Ebrari’l Mübin bi –Vekai’iSelefi’l-maziyyeve’l Ahbar, Zeyl-i Ravzatü’lEbrar, Süleyman-name, Zafer-name.21 Ayrıca Abdülaziz Efendi’nin Fıkha Dair Nefhatü’l-üns fi şerhi ravzati-kuds, Hallü’l-iştibah’an ukadi’l Eşbah, Fetava adlı eserleri de vardır.22 II. RAVZATÜ’L EBRAR Abdi mahlası ile şiirler yazmış olan Abdülaziz Efendi’nin en önemli eseri yaradılıştan, 1646’ya kadar gelen Ravzatü’l Ebrar adlı dört bölümlük tarih kitabıdır. Dördüncü bölümü Osmanlı tarihinden söz eden bu kitaba, 1646’dan 1657’ye kadar olan dönemi anlatan bir ek yazmıştır. Zeyl-i Ravzatü’l Ebrar adlı bu ek İstanbul’un o yıllardaki siyasal yaşamına ışık tutan önemli bir kaynaktır. 23 İslam’dan önce Peygamberlerin kıssa ve menkıbeleri, Hz. Peygamber, savaşları ve dört halife devri, İslam hükümdarları ile IV. Mehmet’in cülusuna kadar Osmanlı Tarihinden bahseder. Abdülaziz Efendi Rumeli Kazaskeri olduğu sıralarda 1059 (1649) tarihinde Ravzatü’l-Ebrarı bitirmiş ve o yıl IV. Mehmet’e takdim edilmiştir. Ravzatü’l-ebrar Mısırda Bulak matbaasında 1248 yılında basılmıştır. Eserin yurt içinde ve dışında nüshaları vardır.24Süleymaniye Kütüphanesi Pertev Paşa bölümü 845 numarada bulunan yazma nüshasıyla aralarında farklılıklar bu- 21 Kucak, Zafername (Tarihçe-i Feth-i Revan ve Bağdad), s. 25-27. 22 Yıldırım, Kara Çelebizade Abdülaziz Efendi’nin Zafername Adlı Eseri (Tarihçe-i Feth-i Revan ve Bağdad), s. 16. 23 Hür, “Abdülaziz Efendi ve Karaçelebizâde”, s. 27. 24 Yıldırım, Kara Çelebizade Abdülaziz Efendi’nin Zafername Adlı Eseri (Tarihçe-i Feth-i Revan ve Bağdad), s. 14. Doğu Batı Ekseni, Mart 2017, Cilt 1, Sayı 2 67 68 Doğu Batı Ekseni, Mart 2017, Cilt 1, Sayı 2 lunmaktadır.25 Bu eser Hz. Âdem’den 1056 (1648) yılına kadar geçen olayları muhtasar bir şekilde kendisinde toplayan Ravzatü’l Ebrar adlı Esere zeyl olarak Bursa’da sürgünde iken yazılmıştır. IV. Mehmed’in cülusundan kendi ölüm tarihi olan 1068 (1658) yılına kadar geçen on yıllık vekayii içine alan bu eser aynı devir içindeki bazı önemli olaylara yakından tanık olan bir devlet adamının ağır hitaplarda bulunduğu akıcı ve gayet sanatkâr bir şekilde yazdığı bir çeşit hatırattır.26 Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi’nin Ravzatü’l-Ebrar Zeyli, 1648-1658 yılları arasındaki bölümün aydınlatılmasında büyük öneme sahip olan eserdir. Bu on yıllık dönemde sarayda ve onun çevresinde dönen hadiseleri, Girit Muharebesi dolayısıyla Girit, Ege Adaları ve Çanakkale Boğazı önlerinde Yapılan deniz ve kara muharebelerini mufassal şekilde anlatır. Ondan sonra gelen müverrihlerin ilk elden başvurdukları orijinal bir eserdir.27 III. KARAÇELEBİZÂDE ABDÜLAZİZ EFENDİ’NİN TARİHÇİLİĞİ 17. yüzyıl Şeyhülislamlarından Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi, Bursa’ya çeşme yaptırmaya kendisine adeta eğlence edinmiş bir zattır.28 Bursa’da çok sayıda hayırsever, su hizmetlerinin sağlanması için vakıflar kurmuşlardır. Bunlar içerisinde en dikkat çekeni ise Şeyhülislam Karaçele25 Kucak, Zafername (Tarihçe-i Feth-i Revan ve Bağdad), s. 26. 26 Kucak, Zafername (Tarihçe-i Feth-i Revan ve Bağdad), s. 26. 27 Ayşe Pul, Girit Savaşı ile ilgili Bir Türk Kaynağının Tahlili, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Doktora Tezi), Ankara 2004, s. 16. 28 Ömer Zülfe, Eski Türk Edebiyatı Toplantıları 15 ve 16 Yüzyıl Divanların (Edirne Bursa ve İstanbul), Bilim ve Sanat Vakfı Yayınları, İstanbul 2006, s. 22. bizâde Abdülaziz Efendi’nin XVII. Yüzyılda tesis ettiği su vakfıdır. Abdülaziz Efendi, Uludağ’da Ayıalanı denilen mevkiden Bursa’ya getirttiği suyu şehrin mahallelerine taksim etmiş, ayrıca bu mahallelere elli adet de çeşme yaptırmıştır. Çeşme sayısı Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde iki yüz, Mehmed Süreyya’nın Sicil-i Osmanî adlı eserinde yüzden fazla, diğer kaynaklarda ise genellikle 40 adet olarak zikredilmektedir. Bununla birlikte Karaçelebi’nin bir vakfiyesinde çeşme sayısı elli olarak belirtilmiştir. Abdülaziz Efendi’nin getirttiği “müftü suyu” olarak bilinmektedir. Müftü Suyu’nun hangi mahallere ne ölçüde taksim edileceği vakfiyede ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır. Vakfiyenin sonunda, samimi niyet ve helal mal ile kurulan bu vakfın bir sadaka-i cariye olduğunu ifade eden Abdülaziz Efendi, Cenâb-ı Hak’tan tek isteğinin bu husustaki amel ve gayretinin rıza-yı ilâhiye uygun olarak kabul edilmesi olduğunu belirtmiştir. Yaptırdığı çeşmeleri genellikle Bursa çinileriyle süsleten Abdülaziz Efendi, bu çeşmelerin üzerine “Eser-i Abdülaziz el-müfti” kitabesini koymuştur.29Ahmet Hamdi Tanpınar, Beş Şehir adlı eserinin bursa ile ilgili kısmında Abdülaziz Efendi’nin su hizmetlerinden büyük bir övgüyle bahsetmiştir. Abdülaziz Efendi’nin vakfettiği su ve çeşmeler asırlarca Bursa halkına hizmet etmiştir. Zaman zaman bozulan suyolları ve çeşmeler vakıf tarafından tamir ettirilmiştir. Vakıf muhasebe defterlerinde Abdülaziz Efendi’nin kurduğu vakfın giderleri arasında her yıl suyolları, suyolcu ve çeşmeler için harcamaların olduğu gö29 Ali İhsan Karataş, “Bursa Suları ve Su Vakıfları”, Uludağ Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, Cilt XVII, Sayı 2, Bursa 2008, s. 403-405. Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi rülmektedir. 1842 tarihli bir kayıtta Abdülaziz Efendi’nin Bursa’ya üç buçuk saatlik mesafeden getirttiği suyun suyolları, künkleri vb. kısımlarının bozulduğu vakfın bu masrafları karşılaması istenmiştir.30 Bursa’da su hizmetleri için vakıf kuran tek şahıs Abdülaziz Efendi değildir. Abdülaziz Efendi’nin vakfı kadar hacimli olmasa da pek çok şahsın aynı konuda vakfı olduğu anlaşılmaktadır.31 SONUÇ Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi, 17. yüzyıl Osmanlı Devleti’nin önemli şeyhülislamı ve tarihçisi olarak bilinmektedir. Aynı zamanda Abdülaziz Efendi zamanın önemli şair, edip ve fıkıh âlimlerinden birisidir. Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi hakkında yazılan eserler kısıtlı olduğundan dolayı hayatı ve eserleri hakkında bilgilerimiz sınırlı olmasına neden olmuştur. Abdülaziz Efendi, hakkındaki bilgilerimiz şuara tezkireleri ve kendi tarafında yazmış olduğu eserlerinden çıkardıklarımızdan ibaret olduğunu ifade etmek gerekir. Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi dedesi tarafından ve zamanın ünlü ulemalardan dersler alarak kendisini kelam ve fıkıh alanda kendisini geliştirmiştir. Aynı zamanda Abdülaziz Efendi, Hicri mahlasını kullanarak Türkçe şiirlerin yanında Arapça ve Farsça eserler verdiğini de bilmekteyiz. de Abdülaziz Efendi kaynakların verdiği bilgilere göre asıl isminin Muhammet olduğunu izah edilmiştir. Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi altı yaşında yetim kaldıktan sonra kendisini ilme adamış ve müderrislik ve kadılık gibi vazifelerin yanında Anadolu ve Rumeli Kazaskerliği vazifelerinde getirilmiştir. Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi pek çok kurumlarda bulunmasına rağmen rüşvet ve benzeri davranışlardan uzak durmuştur. Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi hayırsever bir kişi olarak bilinmektedir. Hayatı boyunca kazanmış olduğu bütün servetini vakıflar inşa ederek ve Bursa halkına önemli hizmetlerde bulunan bir şeyhülislamdı. Bursa’ya birçok çeşme yaptırmış ve bursa halkına getirdiği suyu “müftü suyu” olarak isimlendirmiştir. Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi ömrü boyunca sıkıntı içinde geçirmiş, hayatı sürgünlerde geçmiş ve son nefesini verene kadar hiçbir otoritenin tesirinde kalmadan her zaman milletine ve devletine sadık olan bu zat 1658 tarihinde Bursa’da vefat etmiştir. Abdülaziz Efendi hayatı boyunca dönemin siyasi olaylarından nasibini alan bir zattır. Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi yazmış olduğu eserler dönemin tarihini en açık bir şekilde anlamamıza yardımcı olmuştur. Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi sadece tarih alanda değil, dini, fıkıh, edebiyata dair eserler veren dönemin önemli şeyhülislamlardan birisidir. Karaçelebizâ30 Karataş, “Bursa Suları ve Su Vakıfları”, s. 407. 31 Karataş, “Bursa Suları ve Su Vakıfları”, s. 408. JOURNAL KAYNAKÇA Doğu Batı Ekseni, Mart 2017, Cilt 1, Sayı 2 69 70 Doğu Batı Ekseni, Mart 2017, Cilt 1, Sayı 2 BABİNGER, Franz, Osmanlı Tarih Yazarları ve Eserleri, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1982. sar Kocatepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı (Yüksek Lisans Tezi), Afyon 2007. ÇAKIM, Burhanettin, “Abdülaziz Efendi Karaçelebizâde”, Dünden Bugüne Osmanlılar Ansiklopedisi, Yapı Kredi Yayınları, Cilt I, İstanbul 1999, ss. 40. KÜPELİ, Özer, Osmanlı ve Safevi Münasebetleri, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı (Doktora Tezi), İzmir 2009. HÜR, Ayşe, “Abdülaziz Efendi ve Karaçelebizâde”, İstanbul Ansiklopedisi, Kültür Bakanlığı İle Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul 1993, ss. 27. ÖZTÜRK, Necdet ve YILDIZ, Murat, Osmanlı Tarihçileri, Bilge Kültür Sanat Yayınları, İstanbul 2013. KALSIN, Mehmet Zihni, “Abdülaziz Karaçelebizâde”, Grolıer Internatıonal Americana Ansiklopedisi, Sabah Yayınları, Cilt I, İstanbul 1997, ss. 60. KAPLAN, Yunus, “Bursalı Divan Şairi Hicri ve Şiirleri”, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, Sayı XXXXIII, Erzurum 2010, ss. 232. KARATAŞ, Ali İhsan, “Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi”, Bursa’da Zaman Dergisi, Sayı 16, Bursa 2015, ss. 76-77. KARATAŞ, Ali İhsan, “Bursa Suları ve Su Vakıfları”, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt XVII, Sayı 2, Bursa 2008, ss. 403-407. KATGI, İsmail, “Osmanlı Devleti’nde Siyaseten Katl (Hukuki Maiyeti, Sebepleri, Usulü, İnfazı ve Sonuçları)”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Sayı 24, İstanbul 2013, ss. 206-207. PUL, Ayşe, Girit Savaşı ile ilgili Bir Türk Kaynağının Tahlili, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Doktora Tezi), Ankara 2004. SÜREYYA, Mehmed, “Abdülaziz Efendi Karaçelebizâde”, Sicill-i Osmanî, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, Cilt I, İstanbul 1996, ss. 99-100. YILDIRIM, Nermin, Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi’nin Zafername Adlı Eseri (Tarihçe-i Feth-i Revan ve Bağdad), Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yüksek Lisans Tezi), İstanbul 2005. ZÜLFE, Ömer, Eski Türk Edebiyatı Toplantıları 15. ve 16. Yüzyıl Divanların (Edirne Bursa ve İstanbul), Bilim ve Sanat Araştırma Vakfı Yayınları, İstanbul 2006, ss. 22. KAYA, Nevzat, “Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Cilt II, İstanbul 2001, ss. 381383. KUCAK, Ömer, Zafername (Tarihçe-i Feth-i Revan ve Bağdad), AfyonkarahiMuş Alparslan Üniversitesi Tarih Araştırmaları Topluluğu Dergisi