Coğrafyada çığır açan kitap Cihânnüma Tıpkıbasım-Türkçe ve İngilizce İlk kez yayında! Cihânnüma’nın 52 Haritası 7-12 Mart tarihleri arasında Maksem Sanat Galerisi’nde görücüye çıkıyor İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ, Osmanlı bilgini Kâtip Çelebi'nin ''coğrafyada çığır açan kitap'' olarak kabul edilen ve 279 yıldır kütüphanelerin tozlu raflarında ilgi bekleyen ''Cihannüma'' adlı eserini ilk kez Türkçeİngilizceye çevirdi ve tıpkıbasımını yayımladı. Kâtip Çelebi'nin 1654 yılında kaleme almaya başladığı ''Cihannüma'' adlı eser, Kültür A.Ş. Genel Müdürü Nevzat Bayhan’ın Genel Yayın Yönetmenliği’nde Medeniyetler İttifakı Türkiye Eşgüdüm Komitesi Başkanı ve Bahçeşehir Üniversitesi Medeniyet Araştırmaları Merkezi (MEDAM) Başkanı Prof. Dr. Bekir Karlığa ile Prof. Dr. Sait Öztürk'ün başında olduğu heyet tarafından Türkçeye çevrildi. ESERLERİ İLK YILLARDA BATI DİLLERİNE ÇEVRİLDİ İçeride ve dışarıda büyük bir alaka uyandıran Kâtip Çelebi'nin eserlerinin birçoğu erken sayılacak tarihlerde Batı dillerine tercüme edildi. İslam dünyasında sayıları gittikçe azalmaya başlayan araştırmacı bilim adamı tipinin son parlak örneklerinden biri olan Kâtip Çelebi'nin, özellikle imparatorluk coğrafyasına dağılan ilmi eserleri bizzat görüp gözden geçirerek meydana getirdiği ''Keşfü'z-Zunun'' isimli şaheseri eşi bulunmaz bir hazine niteliği taşıyor. Kâtip Çelebi'nin fazlasıyla ilgilendiği alanlardan biri de coğrafya oldu. Coğrafya kitaplarını okudukça batılıların bu ilimi dalında nasıl ilerlediklerini, Müslümanlarınsa etkiyi tekrarlamaktan öte yeni çalışmalar yapamadıklarını gördü. Bu eksikliği gidermek için gecesini gündüzüne katarak çalışan çabalayan Kâtip Çelebi, ''Cihannüma'' adlı eserini kaleme aldı. İki kere kaleme alınan ''Cihannüma'' coğrafya konusunda Osmanlı Devleti'nde çığır açan bir eser kabul edildi. Birinci kitap, İslam müelliflerinin meydana getirdiği ''Mesalikü'l-Memalik'' ve coğrafya kitaplarından faydalanarak yazıldı. İkinci kitap, bundan 6 yıl sonra 1654'te kaleme alınmaya başlandı. İkinci Cihannüma'nın muhtevası ve üslubu, birincisinden oldukça farklı oldu. Kâtip Çelebi, ikinci kitapta, yeryüzünü kıtalara ayırarak inceledi. Aksay-ı Garb'tan yani Endülüs'ten değil, Aksay'ı Şark'tan yani Japonya ve Asya coğrafyasının tasviri ile başlayan ikinci kitapta Kâtip Çelebi, daha sonra Afrika, Avrupa ve Amerika kıtalarını tasvir etti. Kâtip Çelebi, bir memleketin tasvirinde idare merkezinin mevki, coğrafi konumu, idari taksimatı, saltanat ve riyasetinin ahvali, başlıca beldeleri, havası, suyu, nehirleri, gölleri, dağları, ovaları, bitki örtüsü, toprak mahsulleri, mesafeleri, dini ve ilmi hayatı, sanatı, ticareti, örfü, adeti, ahlakı gibi pek çok konulara değindi. Erken yaşta vefat ettiği için bu önemli eseri tamamlayamayan Kâtip Çelebi, kitap için son yazılarını Van'da kaleme aldı. ESERİ İLK KEZ İBRAHİM MÜTEFERRİKA NEŞRETTİ İbrahim Müteferrika, eseri neşrederken 422. sayfadan itibaren Ebu Bekir İbn Behram ed-Dımeşki'nin ''Coğrafya'' kitabından eklemeler yaptı. Bu bölümde, Erzurum'dan başlayarak, Anadolu, El-Cezire, Irak, Arap Yarımadası, Şam (Suriye-Filistin), Halep, Adana, Maraş, İçel, Sivas, Karaman başta olmak üzere Üsküdar'a kadar bütün Anadolu eyaletleri tasvir edildi. İbrahim Müteferrika, ''Tazyilü't-tabi'' başlığı altında kendi ilavelerini de ekleyerek eseri 1732 yılında 500 nüsha olarak tab etti. Eserde ayrıca 22 sayfa ''fihris-i icmali'' ve 40 ayrı harita yer aldı. Eser, haritalar hariç 698 sayfa olarak basıldı. İki kez Latince'ye çevrilen eser, ilkin Matthaus Norbreg tarafından ''Liber Mundum Ostendensis'' adıyla ve kısaltılmış olarak tek cilt halinde tercüme edildi. Daha sonra eserin tamamı, O. Henfels-Gestrwind val Hussard ve D. Stürmer tarafından 5 cilt halinde Latince'ye çevrildi. Eser, kısmen Fransızcaya, kısmen de tarihçi Hammer tarafından Almancaya tercüme edildi. Dünyada böylesine ilgi gören bu büyük Türk bilgininin eserleri ne yazık ki Türk araştırmacılar tarafından yeterli ilgiyi göremedi. Ancak küçük bir kısmı modern Türk okuyucusunun hizmetine sunulabilen eserlerinin çoğu, hala el yazması nüshalar halinde kütüphanelerin raflarında araştırılıp, incelenmeyi ve yayımlanmayı bekliyor. ''279 YILLIK BORÇ YERİNE GETİRİLDİ'' Prof. Dr. Karlığa ve Prof. Dr. Öztürk, ilk kez İbrahim Müteferrika tarafından 1732 yılında basılan Cihannüma'nın, aradan 279 yıl geçmiş olmasına rağmen şimdiye kadar tıpkıbasımının dahi yapılamaması, genç Türk nesillerinin anlayacağı tarzda günümüz Türkçesine aktarılamaması ve Osmanlıca bilmeyen araştırmacıların hizmetine sunulamamasının büyük bir eksiklik olduğunu vurguladı. Bu sebeple bu büyük bilgin ve düşünürün vefatının 350. yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin, bu büyük hemşehrinin anılıp anlatılması için her türlü desteği sağlamakla kalmadığını, aynı zamanda 279 yıllık bir borcu eda ederek, bu abidevi eserin tıpkıbasımı ve bugünkü dile aktarılması için gerekli çalışmaları da başlattığını belirten Karlığa ve Öztürk, bu neşirde 1732 yılında İbrahim Müteferrika'nın ilavelerle neşrettiği nüshanın esas alındığını bildirdi. Müteferrika neşri için Süleymaniye Kütüphanesinde bulunan Pertevniyal 754 numaralı nüsha seçildi. Bu nüshanın rengi kaçmış, kıvrılmış, bozulmuş olan sayfaları Süleymaniye Kütüphanesi Hamidiye 931 ve Halet Efendi 638 numaralı nüshalardan tamamlamak, suretiyle eser neşre hazırlandı. Cihannüma'da 40 harita bulunuyor, muhtelif bölgeleri tasvir eden ve astronomiye ilişkin çizelgeler yer alıyor. ''KÂTİP ÇELEBİ, OSMANLI MODERNLEŞMESİNİ ORTAYA ÇIKARDI'' Eserin yayın danışmanı Prof. Dr. Bekir Karlığa, eserin, Türkçe basımına yazdığı önsözde ise, Kâtip Çelebi'nin Türk, Osmanlı, İslam bilim ve düşüncesinin son asırlarda yetişen en seçkin isimlerinden birisi olduğunu vurguladı. Karlığa, 13. yüzyıldan sonra İslam dünyasının dışında ve özellikle Rönesans dönemi boyunca Avrupa'da ortaya çıkan ilmi ve fikri gelişmeler hakkında genişçe bilgi veren ilk ve tek Müslüman bilginin Kâtip Çelebi olduğunu kaydederek, nitekim onun ve öğrencilerinin büyük gayretleri sonucunda 18. yüzyıl açılımının gerçekleştiğini ve Osmanlı modernleşmesinin ortaya çıkmasına zemin hazırladığını anlattı. Kâtip Çelebi'nin bu yönüyle adeta İslam dünyasında yeni bir aydınlanma hareketinin yılmaz destekçisi ve dur durak bilmez emekçisi gibi olduğunu kaydeden Karlığa, Kâtip Çelebi'nin devleti yönetenlerin mutlaka coğrafya bilmesi gerektiğini düşündüğünü ifade etti. Karlığa, Kâtip Çelebi'nin dünyayı bir bütün olarak algılamaya çalışmanın ötesinde yeryüzünde cereyan eden olayları da bütün halinde algılamaya çalışan bir düşünce adamı olduğunu belirterek, önsüzde ''Bu amaçla öteki İslam düşünür ve yazarlarının aksine, dünya tarihinin gerek kronolojik olarak gerekse vakalar bazında tam ve doğru tanıyabilmek için elinden gelen bütün çabayı sarf etmiş ve bu amaçla tanışma imkanı bulduğu İhlasi Mehmet Efendi'nin Latince ve batı dilleri bilgisinden azami ölçüde yararlanmaya çalışmıştır'' ifadesini kullandı. Kâtip Çelebi'nin eserlerinin vefatından kısa bir süre sonra batı dillerine çevrildiğini belirten Karlığa, şunları kaydetti: ''Bildiğimiz kadarıyla İslam düşüncesinden batı dillerine yapılan çeviriler 16. yüzyılda son bulmuştur. 17. ve 18. asır, Osmanlı bilgin ve düşünürleri arasında yalnızca 3 kişinin eserleri batı dillerine çevrilmiştir. Bunlardan birisi Kâtip Çelebi, diğer ikisi ise Hazerfen Hüseyin Efendi ile tarihçi Naima'dır. Ancak son dönemlerde birden fazla eseri, Batılı bilim adamlarının ilgisini çeken gerek Latince gibi klasik, gerekse Fransızca, Almanca ve İngilizce gibi modern Batı dillerine tercüme edilen tek Osmanlı bilgin ve düşünürü Kâtip Çelebi olsa gerekir.'' ''ESER, BİR DÖŞÜMÜNÜ GERÇEKLEŞTİRDİ'' Yayın editörü Prof. Dr. Sait Öztürk de, kitabın Türkçe basımına yazdığı yazıda, Kâtip Çelebi'nin, batının bilimsel ürünlerini kullanan ilk Osmanlı aydınlarından olduğunu ifade ederek, Kâtip Çelebi'nin bu yönüyle ilk Osmanlı oksidantalistlerinden sayıldığını kaydetti. Kâtip Çelebi'nin içeride ve dışarıda büyük bir alaka uyandırdığını vurgulayan Öztürk, ''Cihannüma''nın, coğrafya konusunda Osmanlı devletinde çığır açan bir eser olduğunu, Batılı eserlere müracaat ederek oluşturulan bu eserin, bir dönüşümü de gerçekleştirdiğini ve Müslümanların coğrafya ve astronomi konusundaki görüşlerini batılı bilgileri bazen ikame bazen de ilave ettiğini anlattı. Kendisinden sonra birçok eserin yazılmasının yolunu açan ''Cihannüma''nın 17. asra bu yönüyle mührünü vurduğuna dikkati çeken Öztürk, eserin kısmen birçok defa batı dillerine çevrildiğini belirtti. KÜLTÜR AŞ GENEL MÜDÜRÜ BAYHAN'IN GÖRÜŞLERİ Kültür A.Ş Genel Müdürü ve eserin Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Bayhan, Kâtip Çelebi'nin kaleme aldığı eserlerin, günümüzde İslam, Türk ve Osmanlı ilim ve kültürünü araştırmak isteyen araştırmacıların başvuru eserleri arasında yer aldığını belirtti. Kâtip Çelebi'nin birçok eserinin çok erken tarihlerde Batı'nın ilgisini çektiğini ve Batı dillerine tercüme edildiğini anımsatan Bayhan, Kâtip Çelebi'nin bugün de Batı'nın ilgi odağı olmaya devam ettiğini kaydetti. ''Kâtip Çelebi'nin, konuları itibariyle birbirinden farklı kaleme aldığı eserleri düşününce kendi ilim ve kültür muhitimizde hak ettiği alakaya mazhar olamamış, bir bakıma keşfedilmeyi bekleyen bir bilim aşığı olarak durmaktadır'' diyen Bayhan, bu büyük insanı tanımanın Türk kültürünün zenginliğini tanımak anlamına geldiğini bildirdi. Kâtip Çelebi'yi tanımak ve tanıtmak adına vefatının 350. yıl dönümünde İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak Kâtip Çelebi'nin dünya coğrafyası niteliğinde kaleme aldığı ve ilk matbaacı İbrahim Müteferrika'nın bundan tam 275 yıl önce neşrettiği ''Cihannüma'' adlı eserin, hem tıpkıbasımını hem de günümüz diline çevirisini yayınladığını anlatan Bayhan, ''Büyük bir gayretin ve sabrın eseri olan Cihannüma, Osmanlı coğrafya literatürünün en seçkin eserleri arasında yer almaktadır. Japonya'dan Van'a kadar bütün coğrafyayı anlatan eseri, 1732 yılında İbrahim Müteferrika, Anadolu'yu da ilave ederek basmıştır. Esere 50'nin üzerinde harita konularak, zenginleştirilmiştir'' ifadesini kullandı.