BATI ETKİSİNDEKİ TÜRK EDEBİYATINA GİRİŞ Osmanlı Devleti 17

advertisement
www.edebiyatbilgihanesi.com
BATI ETKİSİNDEKİ TÜRK EDEBİYATINA GİRİŞ
Osmanlı Devleti 17. Yüzyıldan sonra hemen her alanda gerilemeye başlamıştır. Avrupa’daki
reform, Rönesans, sanayi devrimi, Avrupa’nın birçok alanda gelişmesini sağlamıştır. Osmanlı bu
gelişmelere ayak uyduramamış; eski gücüne kavuşmak için 17 ve 18. Yüzyılda yapılan yenilik hareketleri
de başarıya ulaşamamıştır. 19. Yüzyıldaki toplumsal ve siyasi gelişmeler Osmanlının daha çok toprak
kaybına neden olmuştur. Fransız ihtilalinin oluşturduğu ulusçuluk hareketleri ve Osmanlının içinde
bulunduğu ekonomik çöküntü, köklü bir yenileşme hareketini gerekli kılmıştır.
Tanzimat'ı ortaya çıkaran nedenleri, 18. yy’de Osmanlı toplumunun tüm kurum ve kuruluşlarını
ayakta tutan, inanç, düşünce, bilim ve felsefe, askerî, maliye, hukuk, idare, ekonomik ve siyaset alanındaki
değişim ve dönüşümlerden ayrı düşünemeyiz. Nitekim bu değişim ve dönüşümlerin yaşanmasında, Batılı
devletlerin Osmanlı toplumu üzerindeki etkisi de önemlidir. Bu bağlamda Tanzimat'ı ortaya çıkaran
nedenleri iç ve dış faktörler olarak iki kısımda ele alabiliriz. İç faktörler, Tanzimat’ın bir sonuç olarak
ortaya çıktığı Osmanlı Batılılaşma hareketlerini anlatırken genel olarak üzerinde durulan hususlardır. Dış
faktörler ise cereyan eden hadiselerdir.
Bununla birlikte, Osmanlı Devleti'nin müdahale edemediği alanlardaki gelişmeler Tanzimat'ın
alanında daha güçlü belirleyiciler olarak ortaya çıkmıştır. Bu gelişmelere bakacak olursak;
Tanzimat'ı hazırlayan siyasi gelişmelerden biri, Osmanlı kendi içinde bir kuvvet olan Mısır valisi
Mehmet Ali Paşanın, Osmanlı 'ya karşı elde etmiş olduğu başarılardır. 2. Mahmut zamanında, Mısır valisi
Mehmet Ali Paşa, Fransızların yardımı ile birçok reform yapmış ve oldukça güçlenmiştir. Mora isyanını
bastırılmasında gösterdiği yararlılıklardan dolayı kendisine Girit valiliği vaat edilmiştir. Ancak, Paşa bunun
yanında Suriye valiliğini de istemiş ve bu isteği sultan tarafından reddedilmiştir. Bu gelişmeler üzerine,
Mısır ile Osmanlı Devleti arasında savaş hâli başlamıştır. Mısır, 19. yy Türk aydın ve yenilik tarihinde
önemli bir yere sahip bulunuyor. Tanzimat'ın ilanında Mısır'ın zorlayıcı etkisinin model olma etkisinden
daha etkili olduğunu söyleyebiliriz. Nitekim Mısır meselesi, Osmanlı Devleti'ni yabancı devletlerle birçok
antlaşma yapmak zorunda bırakmıştır.
Özellikle İngiltere ile yapılan ticaret antlaşması, 2. Mahmut'un Mehmet Ali Paşa'ya karşı İngiliz
desteğini sağlamasının bedeli olarak imzalamıştır. Tanzimat Fermanı'nın ilanından önce, 16 Ağustos
1838'de İngiltere ile imzalanan Balta Limanı ile birlikte, İngilizlere ticari alanda geniş imtiyazlar
sağlanmıştır. 1838 Osmanlı-İngiliz ticaret antlaşmasını 25 Kasım 1838'de Fransa ile imzalanan ticaret
antlaşması izlemiştir. Daha sonra benzer hükümler ihtiva eden antlaşmalar Sardunya, Gelemenk, Belçika,
Prusya, Sicilya ve Brezilya gibi devletlerle de imzalanmıştır. Osmanlı Devleti'nin kötü durumda olan
ekonomisi, yabancı devletlerle yapılan antlaşmalarla daha kötüye gitmiştir. Ayrıca Batılı devletlere
antlaşmalarla verilen imtiyazlar, Osmanlı Devleti'nde nüfuz sahibi olmalarına yol açmıştır.
Balkanlardaki milliyetçilik hareketleri ve Avrupa devletlerinin baskıları da Tanzimat'ı hazırlayan
sosyal, siyasal gelişmeler çerçevesinde önemlidir.1189'da Fransız İhtilalinin bir sonucu olarak ortaya çıkan
milliyetçilik hareketi Avrupa’yı etkisine almış, bu durumdan Osmanlı Devleti'nin Avrupa 'da yer alan
eyaletleri de etkilenmiştir.
Özellikle Avrupa devletlerinin dini unsurları kullanarak azınlıkları kışkırtmaları ve Hıristiyan
tebaanın haklarını korumak bahanesi ile Osmanlı Devleti'ne yaptığı baskılar siyasi ve hukuki ıslahatlar
yapma zorunluluğunu doğurmuştur. Rusya bir taraftan Balkanlarda Bulgarları destekliyor ve Bulgar
milliyetçiliğini körükleyerek onları Osmanlı 'ya karşı isyana teşvik ediyordu. Diğer taraftan Osmanlı Devleti'ndeki Rum ve Ermeni Ortodoksların dini haklarını gerekçe göstererek bu cemaatlerle ilişkiye geçiyor ve
açıkça Osmanlı Devleti'nin iç işlerine karışıyordu. Ermenilerin Katolik oldukları tezinden hareketle
Fransa'da Katolik cemaati ile ilgili oldukları devlete telkinlerde bulunuyordu. Hıristiyan mezhepler vasıtası
ile kendi çıkarlarını koruyan Fransa ve Rusya'nın faaliyetlerini izleyen İngiltere'de aynı yöneteme
başvurarak bölgede Protestanlık propagandası yaptı ve bir Protestan cemaati oluşturdu.
Bununla birlikte, Tanzimat'a Batının etkisinin devlet zihniyetindeki değişmelerde görmekteyiz.
Nitekim Batı memleketlerine elçilikle giden devlet adamlarımız, orada uyanan yeni devlet anlayışı,
hürriyet ve eşitlik fikirlerinden etkilenmişlerdir.
www.edebiyatbilgihanesi.com
Osmanlı toplumunda 3. Selim 'in başlattığı yeniliklerin 2. Mahmut tarafından daha katı ve kararlı şekilde
yürütülmesi ile ülkenin kapıları Batı 'ya açılmış oldu. Devletin öncelikle askeri, idari ve mali alanlarda
yaptığı değişikliklerle, merkezi idarenin güçlenmesi ve otoritesinin ülkenin her yerinde hâkim kılınması
isteniyordu. Ancak açılan kapıdan sadece askeri, idari ve mali alanlardaki kurum ve fikirler gelmiyordu.
Avrupa 'da köklü bir değişimin ateşini körükleyen Fransız İhtilalinin devrimci fikirlerine de ilgi fazlaydı. Bu
fikirlerin yurda girişini sağlayan tüm bu gelişmeler, Osmanlı'nın içinde bulunduğu durumdan
kurtuluşunun, yalnızca askeri ve teknik ıslahatlarla mümkün olamayacağı fikrini doğurmuştur. Bu noktada,
Tanzimat, siyasi-hukuki ıslahatları kapsayan bir program olarak gündeme gelmiştir. Faaliyetler, yeni
kurulan askeri okullardaki Fransız öğretmenlerin çalışmaları ile Fransız hükümetinin İstanbul'daki
propaganda girişimleriydi.
Damat İbrahim Paşa döneminde Avrupa'ya elçiler (Yirmisekiz Çelebi Mehmet gibi) gönderilmesi ,
Avrupa kültürüyle karşılaşmanın ilk sonuçları gemi yapımıyla ilgili yöntemlerin alınması, matbaanın
kurulması gibi teknik; saray dekorasyonu, bahçe düzenlemesi gibi sosyal alanlardaki (Lale Devri) yenilikler
olur. Pozitif bilimlerle ilgili okullar açılmaya başlanır. Yenileşme hareketi ilk olarak askeri sistemde kendini
göstermiştir. II. Mahmut, Yeniçerileri tamamen ortadan kaldırarak 1826'da Avrupai usullere göre
düzenlenmiş Asakir-i Mansure-i Muhammediye adıyla bir ordu kurar.
Ayrıca Batı ülkelerine gönderilen öğrenciler, diplomatik görevliler, Batı dillerini bilen ve bu dillerde
yazılanları okuyan genç bürokrat ve aydınların faaliyetleri de Batılı fikirlerin tanınmasını sağlıyordu. 3.
Selim döneminden itibaren Batı başkentlerinde açılan düzenli temsilciliklerde görevlendirilen genç
memurlar Avrupa'daki gelişmeleri ve fikirleri yerinde tanıma olanağı buldular. Bunun yanında 1821 'de
kurulan Tercüme Odası'nın Türk yenilik tarihinde önemi büyüktür. 1821 'de Bab-ı Ali'de kurulan tercüme
odasında Batı dillerini öğrenen genç kuşaklar, Avrupa'da çıkan yayınları ve Batı’yı daha yalandan tanıma
imkânı bulan gençler, devletin yeni bürokrat sınıfım oluşturdular. Tanzimat Döneminin ünlü sadrazamları,
Ali, Fuat, Reşit Paşalar da içinde olmak üzere pek çok yenilikçi aydın ve bürokrat ilk eğitimlerini Tercüme
Odası'nda gördüler.
Tanzimat aydınlarının Batı'ya açılmasında Tercüme Odası'nın hazırlayıcı rolü vardır. Türk
edebiyatının yeniden yapılanması bakımından 1859'da yapılan iki çeviri önemlidir: Münif Paşa'nın
çevirdiği Muheverat-ı Hikemiyye (Volter, Fenelon ve Fontenel'den seçilmiş felsefi diyaloglar) ve Yusuf
Kamil Paşa'nın Fenelon'dan çevirdiği Telemak. Bu çevirileri Sefiller ("Mağdurin" adıyla) Robinson Cruzoe,
Monte Cristo, Emil, Tartüffe gibi yapıtların çevirileri izler. II. Mahmut döneminde yenileşmenin önemli bir
aracı olacak ilk gazete de çıkar: Takvim-i Vekayi (1831) Osmanlı Devleti'nde Batı'ya yöneliş Abdülmecit
döneminde, Mustafa Reşit Paşa tarafından hazırlanan Tanzimat Fermanı (Gülhane Hatt-ı Hümayunu,
1839) ile resmiyet kazanmıştır. Tanzimat, "düzenlemeler" anlamına gelen bir sözcüktür. Bu fermanın
ilanıyla birlikte Tanzimat Dönemi de başlamış olur. Tanzimat Fermanı din, dil, ırk gözetmeksizin bütün
halkın can, mal ve namusunun korunacağını, askerlik ve vergi kanunlarının yeniden düzenleneceğini
ortaya koyan eşitlikçi bir söylem taşıyordu. Modernliğin Öncüleri: Şinasi - Akif Paşa - Namık Kemal - Ziya
Paşa - Sadullah Paşa - Beşir Fuat - Ahmet Mithat - Samipaşazade Sezai - Tevfik Fikret’tir. Osmanlı
İmparatorluğu’nda modernleşme hareketleri halkın değil, daha çok yönetici sınıftan kişilerin isteğiyle
ortaya çıkmıştır. Batı'da ortaya çıkan Osmanlı İmparatorluğu’nu etkileyen zihniyet devriminin temelinde
yatan kavramlar ve düşünce akımları şunlardır: Rönesans, Reform, Pozitivizm, Teknoloji, Bilim, Hukuk
Yenileşme hareketleri yüzü dünyaya dönük, akılcı, iradeli bireyler yetiştirmeyi; bilime ve teknolojiye
önemle eğilmeyi esas alıyordu. Bu amacın donanımlı edebi ve düşünsel anlamdaki ilk temsilcisi Şinasi'dir.
Şinasi, dünyaya, topluma bir Türk Rönesansçısı gibi bakar, "akl''ı, "hukuk"u "medeniyet"i öne çıkarır.
Mustafa Reşit Paşa için yazdığı kasidelerde yenilik düşüncelerini ortaya koyar. Bu düşünceleri Auguste
Comte'un pozitivist dünya görüşünün yansımaları gibidir. Osmanlı toplumunun dünyaya bakışıyla
modernizmin "akla uygunluk" ilkesi arasındaki karşıtlık ve bunun sonucunda çıkış yolu bulamayan
aydınlarda ortaya çıkan boşluk duygusu özellikle Akif Paşa'nın divan şiirinin söz oyunlarından yararlanarak
yazdığı Adem Kasidesi'nde kendini gösterir. Adem, yokluk demektir. Namık Kemal de iradi bir insan
tipolojisi yaratmaya dönük tutumu ve katılımcı bir yönetimden yana tavır almasıyla modernliğin öncüleri
arasında yer alır. Ziya Paşa da çok tutarlı olmamakla birlikte, özellikle Şiir ve İnşa adlı makalesiyle yeniliğe
önemli katkılar sunmuştur. Sadullah Paşa, 19. Asır adlı manzumesinde Orta Çağ’a özgü geleneksel dünya
www.edebiyatbilgihanesi.com
görüşünü eleştiri ve teknolojik gelişmesine hayranlık duyduğu Batı'nın pozitivist düşüncesini över. Eşitlik,
insan halkları, bilim gibi kavramları öne çıkarır, Doğu medeniyetlerinin geri kalmışlığını ortaya koyar.
İlerlemek için Batı'nın örnek alınması gerektiğini savunur. Fizik ve kimya bilimlerindeki mekanizmanın
aynısının hayatta da mevcut olduğunu savunan, metafizik görüşleri reddeden Beşir Fuat da modernliğin
öncü isimlerindendir. Beşir Fuat Batı'daki pozitivist düşünce kazanımlarını, çevirileri ve makaleleriyle
Osmanlı toplumuna aktarmaya çalışmıştır. Bir nevi ansiklopedi niteliğindeki eserleriyle Ahmet Mithat,
yenileşme çabalarını sosyal bir fon olarak eserlerinde kullanan Samipaşazade Sezai, toplumsal bilinçaltını
imgeleriyle uyarmaya çalışan Servet-i Fünun şairi Tevfik Fikret de modernliğin öncüleri arasında sayılabilir.
Tanzimat Fermanı'nın ilanıyla başlayan "Batılılaşma Dönemi Türk Edebiyatı'nın hazırlık dönemi"
Tercüman-ı Ahval gazetesinin yayımlanmasına (1860) kadar sürer.
Download