ِالرحِيم َّ ِالرحْمَن َّ ِالله َّ ِبسْ ِم ِْالل ِه َومَا ُأْن ِز َل ِإَلْيكُمْ َومَا ُأْن ِز َل ِإَلْيهِم َّ ب لَ َمنْ ُي ْؤ ِمنُ ب ِ ِن ِم ْن أَ ْهلِ اْل ِكتَا َّ َوإ َك َلهُ ْم أَ ْجرُهُمْ ِعنْد َ اللهِ ثَ َمنًا قَلِيلًا أُوَلِئ َّ ت ِ شَترُونَ بِ َآيَا ْ َني لَِّل ِه لَا ي َ خَا ِش ِع ِحسَاب ِ اللهَ َسرِيعُ اْل َّ ِن َّ رَِّبهِ ْم إ Muhterem Müminler. Alemlerin Rabbi olan Hz. ALLAH ( c.c.) Ali İmran Suresinde (199) : “Ehl-i kitaptan öyleleri var ki, Allah'a, hem size indirilene, hem de kendilerine indirilene tam bir samimiyetle ve Allah'a boyun eğerek iman ederler. Allah'ın âyetlerini az bir paraya satmazlar. İşte onlar için Rableri katında ecirleri vardır. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk olandır. “ Buyuruyor. Hz. Pir Efendimiz diyor ki !.. Semavi din, tevhit dini bir tanedir. Başka din olmadığı halde kendi tekelimizdede göstermeye çalışarak İslam’ı yalnız “bizim dinimiz İslam, gerisi İslam dışı, gayr-i müslim. Onlar inansın, inanmasın, hepsi de kafirdir ve gavurdur” dedik. Halâ diyoruz… Emr-i ilahiye de muhalefet ederek, “İslam’ın beş şartı var” diye aynı vatanda yaşayan temiz müslümanlara da “kafir” gözü ile baktık. “Küfür” yaftasını babamız da olsa boynuna taktık. Hırıstiyan misyonerleri bizim dinimize bizim kadar tahribat yapamadılar, yapamazlar da. ALLAH’ın manevi kurduğu teşkilatı kabul edemedik. Din-i İslam’ı haşa, “Allah’a biz öğretmeye” çaba sarfediyoruz. Amma Hazret-i ALLAH manevi teşkilatın her zaman mevcud olduğunu gene bariz ilan etti. Bu ilan her zaman tetkike hazır. Değil yirminci asır, kıyamete kadar bu açık ilanı, manevi basılan bildiriyi çözemeyecekler. Onun için devletlerarası din diyaloğunu zahiri ilmin gücünün dışında. Bu, dinler arası diyaloğu ehl-i tasavvuf, mana ehli sağlayacak. Çünkü onların imanının özü olarak: “Yetmiş iki milleti bir göz ile görmeyen, Halka müderris olsa hakiykatte asidir” Denildi. Çok doğru… Maalesef bu doğruyu görme gözlüğü zahiri ulemada yok. Çünkü madde mana için vardır. Kasd-i ilahi ebedi hayatı tanzim içindir. Beni Adem için yaratılan, küllü rahmettir. Gazab-ı ilahi gibi düşünmek hakiykat dışıdır, imana da ters düşer. Hele, dünya ceza yeri değildir. Cenab-ı Zü’l-celal ve Tekaddes Hazretlerinin fiili sıfatlarının tecelli yeridir. Bi-zatıhi değil, izafidir, mecazidir. 10.06.2016 M1