Geriye Saran Tarih : Ukrayna

advertisement
Mine G. Kırıkkanat
Geriye Saran Tarih : Ukrayna
malzemesinin büyük bölümü, mozaikler, çiniler ve bunları
döşeyecek zanaatkar ve fresk ustaları da Konstantinopolis’ten
gitti, büyük Ayasofya’daki önemli sanat eserlerini Kiev’deki
katedrale kopyaladılar.
***
Ukrayna o kadar bağlıydı ki başkenti Konstantinopolis olan
Doğu Roma’ya, 1453’ten sonra bile Fener Rum Patrikhanesi’nin «
ekümenik » yönderliğinden ayrılmadı.
Ukrayna’da olanlara ilişkin haberlere baktığımda, Türkiye’de
sansürlü sansürsüz tüm medyanın, gazeteciliğin en temel
kurallarını yitirdiğini ya da hiç edinmediğini düşünüyorum.
Bilmiyorum bize mi yanlış öğretildi : Ukrayna’daki gibi geopolitik
sonuçları olabilecek toplumsal bir kalkışmaya ilişkin haber
verilirken ülkenin küçük bir haritası konulur, nüfusunun nasıl AB
ve Rusya yanlıları arasında bölündüğü kadar, kalkışmanın
nedenini açıklayacak kısa bir tarih özeti verilir.
Hapisten çıkan eski başbakan Yuliya bir zamanlar pek sarışın ve
güzeldi ya, bu ülke nataşa ithalatımızda önemli bir yer tutuyor,
bizim abazanlar da « turist » gidiyor ya, zaten Fethullah Gülen’in
Uluslararası Meridyen okulu da var ya, sürü sepet cemaat ve
inşaat şirketi de Kiev’de cirit atıyor ya ; bizim çok bilmiş milletin
Ukrayna’yı da derinden bildiğini sanıyor zahir, bizim medya!
Oysa bir olasılık daha var: Cumhuriyet’te konuya gayet hakim
yazılar yazan sevgili Özlem Ulusoy haricinde, sanırım Ukrayna
haberi yapan gazeteciler de neden söz ettiklerini bilmiyorlar!
***
Ukrayna halkını ikiye bölen ve SSCB çöktüğünden beri AB’ciler
ile Rusya’cılar arasında süregelen çekişme, kökü çok eskilere
uzanan bir din savaşıdır, sevgili okurlarım. Bu savaşta dil de din
ayrışmasının bir parçasıdır.
Yüzölçümü Avrupa kıt’asının ikinci büyük ülkesi olan Ukrayna,
tarihte Hıristiyanlığı oldukça geç, 988 yılında kabul eden ilk Slav
devleti. O çağda Hıristiyan alemi mezheplere bölünmüş değildi
ve yönderlik merkezi Roma başkenti Konstantinopolis’ti. Ülkenin
Hıristiyan olmasıyla birlikte kurulan Kiev Patrikliği de doğal
olarak Fener Rum Patrikhanesi’nin « ekümenik »liğini kabul etti,
hükmüne bağlandı. Hatta Kiev’de temeli 1037 yılında atılan
katedral, adını büyük Ayasofya’dan almakla kalmadı. İç mimari
http://www.mgkmedya.com
Ne var ki Rusya, 1686 yılında Ukrayna’nın Doğu’sunu yuttu ve
Kiev Patrikliğini, Moskova Patrikhanesi’ne ilhak etti. Ülkenin
Batısını da Polonya ve Litvanya işgal edince, zaman içinde Batı
Ukrayna halkı Katolik mezhebi ve türevlerine geçip Papa’nın
hükmüne bağlanırken; Doğu Ukrayna, Moskova Patrikliği’ne
sadık Ortodoks kaldı. Batı’dakiler özgün Ukrayna dilini
konuşurken, Doğu’dakiler Rusçayı benimsedi.
Sadece 60 yıl süren « dinsiz » sovyet dönemi, tarihin derin
izlerini elbette törpüleyemedi, hatta ayrışmayı besledi. SSCB’nin
yıkılması ve Ukrayna’nın –sözde- bağımsızlaşması sonucu
ülkenin iki yakası arasındaki dinsel ve dilsel aidiyet gerilimi,
yeniden hortladı.
***
İşte bu yüzdendir ki Ukrayna’nın yüzyıllar boyunca Polonya’nın
etkisinde ve Katolik olan Batısı, kültürel anlamda benimsediği
Batı Avrupa’ya dahil ve AB üyesi olmak istiyor. Aynı yüzyıllar
boyunca Rusya’nın etkisinde ve Ortodoks kalan Doğu’su ise,
Rusya’ya bağlı kalmak…
Raslantıya bakın ki, Ukrayna’ya dair anlattığım din ve dil
bölünmesi, Kırmızı Kedi Yayınları’ndan çıkan son kitabım Bir
Hıristiyan Masalı’nda da yer aldı. Kitap çıktıktan iki hafta sonra,
muhaliflerin üstüne ateş açtıran Ukrayna devlet başkanı Viktor
Yanukoviç kayıplara karıştı. Yolsuzluktan falan önce, toplu
cinayet suçundan aranıyor.
Peki şimdi ne olacak ? Rusya, tarihi tekrarlar ve silah gücüyle
Ukrayna’ya girer mi ? Yoksa ülke, Batı ve Doğu olarak bölünür
mü ?
Keza, 1,5 milyon nüfusunun çoğunluğu Müslüman ve
Ukrayna’ya bağlı özerk bir cumhuriyet olan Kırım da sorun…
Hangi yakaya özerk takılır ya da bağımsızlık mı ilan eder ?
Bilmiyorum. Sanırım Ukrayna’da tarih yazanlar da henüz
bilmiyor, yazılanı bozacak olanlar da…
Bilge düşünedursun, deli işi bitirir.
Çarşamba, Şubat 26, 2014 - Sayfa 1 / 2
Mine G. Kırıkkanat
Geriye Saran Tarih : Ukrayna
Rus Atasözü
«G»NOKTASI
Ukrayna PEN Başkanı Miroslav Marinoviç, Türkiye Başkanı Tarık
Günersel aracılığıyla PEN üyelerine bir mektup iletti.
“Size, Brejnev döneminin eski bir düşünce suçlusu olarak
yazıyorum. Ama Ukrayna’nın kanayan Maidan Meydan’ı varken,
başka ünvan anlamsız,” diye başlayan mektup, bir çığlığı
andırıyor.
Ne var ki Marinoviç’in, Akileus’un topuğundan Lord Byron’a Batı
kültürünü oluşturan referanslarla dolu mektubunu, anlattığım
Ukrayna tarihini bilmeden tam olarak anlamak mümkün değil.
Marinoviç’in mektupta, “Güvenli alanlarınızdan çıkın! Geçmişte,
bunu yapmayı reddeden Romalıları hatırlayın,” uyarısı, bu
özgürlük savaşçısı entellüktüelin Batı kültürüne ne kadar bağlı
olduğunun da kanıtı.
Ukrayna PEN başkanı, ülkesinin bölünmesine de karşı, Putin’in
kontrolüne girmesine de. Oysa ikisi birden gerçekleşmesine
imkan olmayan bu dilekler, çok zor durumdaki ülkede, kafaların
da ne kadar karışık olduğunu gösteriyor.
http://www.mgkmedya.com
Çarşamba, Şubat 26, 2014 - Sayfa 2 / 2
Download