20 üç tane silahlı kadın birliği oluşmuş durumdadır. Sanıyorum takım düzeyinde başka alanlarda da kadın faaliyetleri örgütleniyor. Bu açıdan sizlerin de militanca gelişmeye silahlı ve örgütsel açıdan doğru bir şekilde katılmanız, ciddi, eşit ve özgür koşullarda yol almanız mümkündür. Her yerde katılımlar oldukça yüksektir. Kadın açısından bağımsız, kişiliğine güvenen bir sayfa açılıyor. Bu, son derece doğru olup, bunları yapmamız da bir gerekliliktir. Bunun ulusal kurtuluşla bütünleşmesi daha fazla özgürleşmeyi, eşitlik temelinde evrimleşmeyi beraberinde getirmektedir. Bu da her bakımdan demokratikleşmeye içerik ve hız katmaktadır” çözümlemesiyle kadın açısından özgür yaşam şansının yakalandığını, yaşanan deneyimlerin sonuçlarından yararlanılarak varolan amatörlüğün aşılmaya başlandığını ve bunun da özgürlük hareketi açısından umut vaat ettiğini değerlendirmiştir. Beritan arkadaş şahsında komutanlaşan Kürt kadınının savaştaki direnişi ve ihanet çizgisi karşısında net duruşu kadın için ordulaşma ihtiyacını doğurmuş, aynı zamanda zeminini de yaratmıştır. Beritan arkadaşın yaşam coşkusu, özgürlük arayışı, Önderliği anlama çabası ve gerilla yaşamına olan sevgisi özgür kadının yaratılmasında sembol duruşu ortaya koymuş, kadın açısından sevginin, güzelliğin ancak savaşarak gelişeceğini, yaşama ve savaşa katılımıyla göstermiş, kadın özgürlük hareketinin gelişiminde direnişin çizgisini oluşturmuştur. Kadının yaşama katılımının yanında savaşa güçlü katılımı, şehadetler ve gerillaya katılımların artması kadın ordulaşma ihtiyacını açığa çıkarmıştır. Bu, kadının kendi rengiyle örgütleneceği bir ordulaşmadır. Kopuş teorisiyle zihinsel tutsaklığın aşılması hedeflenmiştir Genel orduların karakterinde eşitsizlik vardır. Tüm diğer ordular ezen ezilen mantığı üzerinden kendini örgütlerken, kadın ordusu eşitliği esas alarak, özgürlük ilkeleri temelinde kendini örgütlemiştir. Kadın ordulaşması cins olarak kadının kendini yeniden doğal toplumdaki özüyle buluşturma, kişiliğini ve yaşamını kadın bakış açısıyla ideolojik forma kavuşturmadır. Bu açıdan kadın ordulaşması kadının kimlik kazanma eylemidir. Önderliğimiz ordulaşma için “erkek egemenliğinden, onun eşitsizliğe çeken olası tüm dayatmalarından uzak, hatta onunla anlamlı bir mücadeleye imkan veren, onun yanında kadının kendini, kendi kimliğini bulması, kendi gücünü ortaya çıkarması için ‘ben neyim, nereden geliyorum, kimim, nasıl olmalıyım, benim nasıl bir yaşama ihtiyacım var? Önce kendimi tanıyayım, kendimi özgür irade, özgür bilinç sahibi kılayım, özgür bir güç haline getireyim, örgütleyeyim’ demesi gerekiyor. Bunun da mümkün olabilmesi için, kadın ordulaşması vazgeçilmez bir araçtır” demektedir. Özgürlük mücadelesine kadının kendi ordusuyla katılması da daha iradeli ve güçlü bir katılımı açığa çıkarırken, bu ordulaşma erkeğin özgürleştirilmesinde öncü görevini üstlenmiş, erkek karakterli sisteme karşı kadın eksenli yaşamın da temellerini atmıştır. Dünya tarihinde bir ilki yaratması açısından kadın ordulaşması önemli olurken, toplumsal cinsiyetçi bakış açısının aşılması komünal değerlerin yaratılması açısından da bir adım olmuştur. Tüm bu değerlerin yaratılmasında da yoğun emek ve mücadele verilmiş, Önderliğimizin kadını özgürleştirmek için attığı her adım kadın kurtuluş ideolojisinin de temellerini oluşturmuştur. Özgürlük mücadelesi içinde kadın ordulaşması genel örgüt için de bir teminat olurken ordunun büyütülmesi yönünde ihtiyaçlar da açığa çıkmıştır. Kanûn 2013 Serxwebûn Ordulaşmanın yanında kadın çalışmalarının bir merkezden yürütülme ihtiyacından kaynaklı yeni bir yapılanmaya gidilerek 8 Mart 1995’te Yekîtiya Azadiya Jinên Kurdistan (YAJK) ilan edilir. Kadın çalışmalarının tek merkezden ve tüm alanları da kapsamına alarak örgütlenmesi açısından YAJK’ın ilan edilmesi büyük bir gelişmedir. Toplumsal ilişkilerin özgürlük ve eşitlik temelinde gerçekleştirilmesi açısından da bir adımdır. Örgütleme ve görevlerin daha somutlaşması YAJK’ın ilkelerinin belirlenmesi açısından önemli olmuş, Kadının özgün ve özgür birlikler kurma zamanının geldiğini ve bu gücü olduğunu belirleyen Önderliğimiz I.Ulusal Kadın Kongresi ile örgütlendirilen YAJK’ın ilkelerini şöyle belirlemiştir: “Birincisi, YAJK demek yurtseverlik ilkesine sonuna kadar bağlı olmak demektir. Bu ilkenin gereği şudur: Herkes vatandan vazgeçer, herkes yurtseverlik ilkesinden vazgeçer ama YAJK vazgeçemez. Yani kadının alışageldiği evlilik türmeyen erkeğin aşılacağı gerçeğinden hareketle erkek çözümlemeleri de yoğunca yapılmıştır. Kopuş teorisiyle de zihinlerde yaşanan tutsaklığın aşılması hedeflenmiştir. Kopuş, sistemin geriliklerinden, kölelikten ve özgür yaşamın önüne engel olan her türlü eşitsizlikten kopuştur. Kadın ve erkeğin doğru temellerde buluşması özgür eş yaşamın örgütlenmesi açısından kopuşun doğru gerçekleştirilmesi de önemlidir. Özgür eş yaşamın geliştirilmesinde bir açılım olması açısından sonsuz boşanma, erkeği öldürme ve kopuş teorisi temel ilkelerdir. Erkek, iktidar eksenli duruşunu ve yaşama bakış açısını değiştirmediği, kadın da geri geleneksel ve içerilmiş kölelikten kopmadığı sürece özgür birliktelikler ve özgür yaşam zemini gelişmez. Kürdistan özgürlük mücadelesi içinde Önderliğin arayışları ve çözümlemeleri sonucu geliştirilen kadın özgürlük mücadelesinde yaşanan gelişmeler, kadınların mücadeleye bağlılıkları, direnişleri ve şa- rumlamakla bu işin altında çıkılamaz. Çok yoğun bir biçimde kadın kurtuluş ideolojisinin gelişimi sağlanmadan herşey kendini kandırmaktan öteye gidemez. Ve inanıyorum ki, çok ciddi bir kadın kurtuluş ideolojisine ihtiyaç var. Bu salt cins kurtuluşu anlamında bir ideoloji değildir. Sosyalist öğretinin ve hatta toplumun bilimsel analizinin bizi getireceği bir nokta, kadın eksenli bir kurtuluş ideolojisinin büyük önem taşıyacağını önümüze koyacaktır. Benim şahsen daha çok üzerinde yoğunlaştığım hususlardan birisi budur. Bu şüphesiz feminist bir yaklaşım değildir. Zaten ben kendim bir kadın değilim. Ama kadın boyutlu, kadın eksenli bir düşünme giderek bir ideolojiyi ve buna dayalı bir örgütlenmeyi geliştirmeyi oldukça önemli bulmaktayım’ sözleriyle tanımlayan Önderlik bu ideolojinin ilkelerini de belirlemiştir. Bu ilkeler çerçevesinde kendisini örgütleyen herkese ait olan kadın kurtuluş ideolojisinin birinci ilkesi yurtseverliktir. Bunun için Önderlik ‘Kürdistan söz konusu örneği de gösterilirse, öncelikle yurtseverlik evliliği ifade eder. Toprağını, ülkesini her şeyin üstünde tutar. İkincisi, YAJK savaş gerçekliğinin vazgeçilmez bir öğesidir. Burada bir ulusal kurtuluş savaşı vardır. Dikkat edilirse kadının PKK olayında tek elden söylediği ‘Ben savaşta olmak isterim’dir. Yani duygu düzeyinde de olsa YAJK esas itibarıyla bir savaş gerçekliğidir. Çünkü bu savaş dışında kendisinin pek anlam ifade etmediğini biliyor. Duyguda olsun, düşüncede olsun askerlik yani savaş YAJK’ın en temel ilkelerinden birisidir. Bu sadece askeri anlamda değil, özellikle parti içi savaş, örgüt savaşımına ve özgür yaşamın tüm gereklerine sahip çıkmaktır. Bunların hepsi savaş ailesi içindedir. Yani YAJK böylesine bir savaş ve mücadele planıdır. Üçüncüsü, YAJK parti gücüdür. Yani en örgütlü güç olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Parti ilkesine herkesten daha fazla bağlı olması gereken bir güçtür. Çünkü kadın ancak örgütle vardır. PKK örgütü olmadan tek bir özgür kadının olmayacağı açıktır. Dolayısıyla YAJK’ın partinin örgüt ilkelerine en çok sahip çıkmasının gereği bir bağlılık nedenidir. Yani bir YAJK kişiliği gece gündüz ‘ben herkesten ve her şeyden önce partiyi esas almalıyım. Çünkü benim varlığım bu partiyle mümkündür’ demelidir.” Özgürlük ilkelerinin belirlenmesi kadının katılımının netleşmesi açısından bir aşamayı ifade ederken, kadının özgürlük yolunda attığı adımların daha da kapsamlılaşmasını beraberinde getirir. Kadın boyutunda bu gelişmeler yaşanırken, Önderliğimizin sosyalizmde açılım olarak değerlendirdiği erkeği öldürmek ve kopuş teorisi de kadın özgürlüğünün geliştirilerek erkeğin egemenliğinin aşılması açısından tarihi önemdedir. Önderliğin kendinden başlayarak egemenlikli sistemin köleleştiren tüm yanlarından kopması özgür insanı yaratmada etkili olmuştur. Kadın özgürlüğü şahsında toplumların özgürleştirilmesi için erkeğin de egemenlikli ve iktidarcı yanlarını öldürmesi gerekmektedir. Kadının yaşadığı özgürleşme düzeyi karşısında kendini dönüş- hadetler kadın mücadelesinin daha da geliştirilmesine zemin yaratmış, 8 Mart 1998’de kadın eksenli yaşamı geliştirmek için, Önderliğin kadın kurtuluş ideolojisini ilan etmesi kadın için yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. Böyle bir ideolojiye neden ihtiyaç duyuldu? Kadın kurtuluş ideolojisi, kadının kendi yaşamını kendisinin örgütlemesi açısından önemli bir aşamayı ifade etmektedir. Doğal toplumda insan toplumsallaşmasını yaratması ve bunu yaşam kültürüne dönüştürmesi açısından kadının yaşama katılımı belirleyici olarak ortaya çıkmaktadır. Kadın, yaşamın doğallığı içerisinde güçlü bir duruşu temsil ederken erkekle paylaşımı da özgürlük ve eşitlik temelindedir. Kadın, oluşturduğu sistemle yaşamın güçlü örgütleyicisi ve yaşama çeken güçtür. Uygarlık sisteminin gelişmesiyle kadın tüm bu özelliklerinden uzaklaştırılarak, etkisizleştirilmiştir. Kadın bedeniyle yaşamda belirgin hale getirilirken, düşüncesi adeta yok sayılmış, yaşamın öznesi olan kadın nesneleştirilerek yaşamın dışına atılmıştır. Tüm bu yaşam dışılıklardan kurtulmak, yaşamı özgür ve insanca yaşamak için, yaşamın yeniden doğru temellerde kurulması için, kadın eksenli yaşama dönüş ihtiyacı vardır. Sistemine hizmet ettiği sürece kadının özgürlüğünü destekleyen erkek egemenlikli zihniyetle, sosyalist hareketlerde de kadın bakış açısıyla bir yaşamın olabileceği hiç düşünülmemiştir. Kadının kendisi de bu yönlü arayışlara girmemiş, kaba eşitlikçi anlayış dışında bir özgürlük arayışı olmamıştır. olacaksa eğer veya ana topraklar diyelim, o ananın da bahsettiği gibi yani o topraklarda yaşamak en güzeli diyorsak, her şeyden önce kadın ideolojisi topraksız olmaz. Hatta toprağın ekine açılması, üretime açılması, biraz da kadın sanatıyla bağlantılıdır. Demek ki kadın ideolojisinin birinci ilkesi, doğduğu topraklarda yaşamaktır. Yani günlük deyimle yurtseverlik. İkinci husus, kadın eğer yaşamda yer bulacaksa, bugün dolayısıyla diyorsunuz ki konuşmamız gereken gün. Sadece konuşma değil, özgür düşüncesi, özgür iradesiyle yaşama katılması gerekiyor. Eğer bu ideoloji gerçekleşecekse, en somut bir ifadesi kadın istediği gibi yaşar, kararlaştırır. Onun düşüncesine güveneceğiz, onun iradesine saygılı olacağız. Bu ideolojinin vazgeçilmez bir ilkesi de budur, tabii bunun olabilmesi için, özgürlüğe dayalı bir yaşam paylaşımı için örgütlülük gerekir. Örgütsüz insan bir hiçtir. İlk örgütlenme kadınla başlamıştır. En çok örgütlenmeyi esas alması gereken güç kadındır. Erkek belki örgütsüz olabilir veya erkeğin örgütü çoktur zaten. Kadının kendi özgün örgütünü –bugün YAJK diyoruz– YAJK'ın genelleştirilmesi gerekir. Örgütlülükle birlikte bütün yaşamınızı mücadeleden ibaret görmeniz gerekir. Çünkü kadın kimliği mücadelesizlikten ötürü dört duvar arasına alınmıştır. Hamur işleri verilmiştir kendisine, basit işlerle oyalanmıştır. Yani boş işler kişiliği gibi bir dayatma içinde bulunmuştur. Dolayısıyla ideolojik-politik esaslar başta olmak üzere, örgütselliğe ilişkin, kültüre ilişkin velhasıl kendisini güçlendirebilecek her alana ilişkin tam bir mücadeleci olması gerekiyor. Güzel yaşamın büyük ve kutsal ilkeleri kadar, onun gergef işlemesi gibi ilmik ilmik dokunması gereği vardır. Gözle, davranışlarla her şeyin estetik yani güzellik sınırlarında yürütülmesi gerekir. Büyük yaşamın özü örgüt ise örgütlülük düzeyi ise bunun elbisesi de güzel nakışlardır. Veya böyle bir dokunmayı gerektirir. Nedir bunlar? Dildir, davranış güzelliğidir. Böyle olunmadan, büyük sayılır, büyük sevilir bir yaşamın sahibi olunamaz.” Özgür eş yaşamın inşa edilmesinde Kadın Kurtuluş İlkelerinin yaşamsallaştı- Jineoloji kadın kurtuluş ideolojisinin toplumbilimle bütünleşmesidir Önderliğimizin özgürlük arayışıyla da bağlantılı olarak gelişen kadın özgürlük mücadelesinde kadın eksenli ideolojinin geliştirilmesi ihtiyacını şu cümlelerle somutlaştırmıştır: “Her şeyden önce bir kadın kurtuluş ideolojisinden bahsetmek gerekiyor. Biz bu ideolojiyi yaratma peşindeyiz. Böyle sıradan bir-iki olay, bir-iki eylemle, yo- rılması kaçınılmazdır. Özgür eş yaşamı yaratma iddiasında olan tüm kesimlere hitap eden kadın kurtuluş ideolojisi salt kadına ait değildir. Her iki cinsin de sahiplenerek geliştirmesi gereken bir ideolojidir. Erkek egemenlikli sistemin ideolojisi sadece erkeğin çıkarları doğrultusunda kendi örgütleyip yaşamsallaştırırken, kadın eksenli ideoloji toplumların özgürlüğünü her iki cinsin özgünlüklerini de esas alarak gerçekleştirmeyi hedefler. Kadın kurtuluş ideolojisi ilkeleri temelinde kendini yeni bir sisteme kavuşturma ihtiyacı duyan Yekîtiya Azadiya Jinên Kurdistan (YAJK), Önderliğinde önerisi doğrultusunda partileşme örgütlemesine gitmiştir. Kürt kadının özgürlük mücadelesi sonucu partileşme düzeyine ulaşması kadının dünya tarihine bir ilki yazdırması açısından da önemlidir. Partileşmeyle kadının askerileşmesi yanında örgütsel ve siyasal olarak gelişmesini, bu gelişmeleri topluma taşıması açısından önemlidir. Mart 1999’da PJKK adıyla partileşmenin ilan edilmesinden sonra, kadının ideolojik merkezi şeklinde PAJK şeklinde kendini örgütlemiştir. Toplumun tüm kesimlerine hitap etme ve dünya kadınlarını da kapsamına alarak kadın kurtuluş ideolojisinin evrenselleşmesinde önemli rol üslenen KJB (Koma Jinên Bilind) kadın özgürlük çalışmasında üst bir aşamayı ifade etmektedir. Dünyada kadın konfederalizminin geliştirilmesi açısından da KJB bir ilki temsil etmektedir. Kürdistan özgülünde başlayıp, Ortadoğu kadınlarını da içine alarak tüm kadınlar için özgür, eşit ve toplumsal cinsiyetçi bakış açısının uzak bir sistem yaratmayı hedefleyen kadın özgürlük hareketi eksik ve yetmezliklerine rağmen kadının özgürleşmesinde önemli bir görev üstlenmiştir. Bu güne kadar kadın adına hareket birçok örgütün yaşam tecrübesinden yararlanmaya çalışsa da mücadelenin gelişim seyri açısından kendine özgü yanları olan bir harekettir. Erkek egemenlikli zihniyet yapısını güçlü eleştiriden geçirerek alternatif yaşamı oluşturması açısından da önemli bir tarihsel dönüm noktası olan kadın özgürlük hareketi Önderliğin emek ve çabası yanında, anlamlı yaşamı yaratmak için fedai eylemiyle efsaneleşen Zilan arkadaşın, kendi küllerinden kendini yeniden yaratan Sema yoldaşın, kadının ordulaşmasında direnişin sembolü olan Beritan yoldaş şahsında kahramanca direnen ve son mermisine kadar savaşarak şehit düşen nice kadın yoldaşın emekleri sonucu gelişmiştir. Özgür yaşamın inşa edilmesinde kadının sistemini oluşturması, bunu kitleselleştirmesi her geçen gün daha da pratikleşmesi yaşanan önemli gelişmelerdendir. Özgürlük arayışında olan kadınlar toplumların özgürlüğünün kadının özgürlüğünden geçtiği bilinciyle örgütlemelerini her an daha da büyütmektedir. Kadının yaşadığı bilinçlenme düzeyiyle birlikte yaşanan her gelişme ve açılım kadın dünyasını daha da büyütmüştür. Kadın eksenli yaşamın örgütlendirilmesinde kadını özgür doğasıyla buluşturmak isteyen Önderliğimiz kadının kendisini daha iyi tanıması ve yaşamın her alanını örgütlemesi amacıyla 2009 yılında kadın bilimi olarak adlandırdığı Jineoloji’nin örgütlendirilmesini gündemimize koymuştur. Kadın bilimi anlamına gelen Jineoloji bir ilktir. Yaşamın tüm alanlarında olduğu gibi bilim alanında da kadına yer verilmediğinden, geliştirilen tüm bilimler eril zihniyet çerçevesinde, egemen güçlerin istemleri doğrultusunda olduğundan bu yeni bilim adımı yaşamsaldır. Doğada olan her şey bir bilim adıyla örgütlendirilirken, yaşamın merkezinde olan kadına ait bir bilim oluşturulmamıştır. Kadın biliminin geliştirilmesiyle kadının doğayla, toplumla, tarih ve felsefeyle bağının nasıl olduğunu-olacağını somutlaştıracaktır.