SÖZCÜKLER Yıl: 2014-2015 Sayı: 2 ÖZGÜRCE YAŞIYORSAK EĞER Hepsinin gözlerinde yaş, yüzlerinde kocaman gülümseme…Vatan uğruna son nefeslerini vermeye hazırlardı. Onlar bize bugünü vadetmişlerdi. Ölüm döşeğine gelene kadar savaşmışlardı. Vatan uğruna canlarını feda etmişlerdi. Onlar koskoca Çanakkale Savaşı’nın şehitleriydi. Kimi daha on sekizinde yaşamının baharındaydı ama kocaman yürekleri vardı hepsinin de. Çanakkale Destanı, milli şuurun büsbütün örneğidir. İnsanın vatanı için kendini feda etmesini gösterir. Düşünmeden, korkmadan vatan uğruna nasıl savaşıldığını gösterir. Düşman bile olsan nasıl insan olunacağını gösterir. Türk askerleri düşmanlarına konserve, meyve ikramında bulunmuştur o savaş gecelerinde bile. Gururuyla onuruyla dur durak bilmeden savaşmışlardır. Çanakkale şehitleri kahramanlardır. O kahramanlardan on binlerce var ama ben sadece ikisini anlatacağım. Seyit Onbaşı’dır o; iki yüz, üç yüz kiloluk topu vatanı uğruna sırtlanan. Kınalı Hasan’dır vatan uğruna annesi tarafından kurban seçilen. Anam yakmış kınayı adak diye Ben de vatan için kurban olmuşum. Anamdan Allah’a son bir hediye Ben İsmail doğmuşum. Hepsi kurbandı vatan için. Vatanı ayakta tutan, şimdilerimizin sağlamasını yapanlardı onlar. Hepsi savaşmıştı vatan için, bayrağın altında can vermişlerdi. Hepsine minnettarlığımız sonsuz. Toprağınız bol olsun, huzur içinde yatın… Zeynep SAĞLAM Elif Duygu TAŞKIRAN EĞLENCELİ BİR HAYAT KUŞAKLAR ÇATIŞMASI Bana göre kuşaklar arası çatışmanın yani aile bireyleri arası çatışmanın asıl nedeni yaş farkıdır. Anne, baba, çocuk ve kardeşlerin görüşleri farklı olabilir. Bir çocuk ile yetişkin bir bireyin görüşü farklı olabilir. Kuşaklar arası çatışmaya bir sürü örnek verebiliriz: Siz, küçük bir oğlan çocuğusunuz bilgisayar oyunları sizin için çok önemli fakat aileniz böyle düşünmüyor. Aileniz bu konuların önemsiz ve gereksiz olduğunu düşünüyor. Size göre dünyanın en önemli işi bu ama onlar sizi anlamıyor. Bu Küçüktüm ben, küçücüktüm. Mahallenin çocuklarıyla toplanır , Futbol oynardım erkek gibi. Halbuki kızdım ama umurumda bile değildi. Sadece eğlenceliydim… Üstüm başım çamur içinde geldiğimde eve, Annem deliye döner, yine “ah vah”lardı. Yine sırıtır yine sırıtırdı bu çocuk. O zamanlar dünya umurunda değildi. nedenle siz de onların sıkıcı ve zevksiz olduğunu düşünüyorsunuz ve aileniz ile tartışmaya başlıyorsunuz. Başka bir örnek ise küçük bir kızın oyun oynamayı ve oyuncakları ne ne kadar çok sevdiğini düşünün. Halbuki bu konu ebeveynlere göre çok gereksiz. Bu nedenle küçük kız onlara sinirlenip onlarla tartışmaya girebilir. Bu örneklerin tam tersi anne, baba ve çocuk arasında yine yaşanabilir. Aile bireylerinin yaş farkları olabileceği gibi aile bireyleri arasında kişilik farklılıkları da çatışmanın nedeni olabilir. İşte bu nedenle bir aile bireyi ile tartışırken sadece kendi tarafınızı savunmayıp diğer kişiyle de empati kurmalısınız. Nur Bahar ÖZDEMİR Okula başladığımda yine haylazlıklara devam. Öğretmenlerim söylenirdi arkamdan, Annemin sabah yaptığı örgüm anında dağılıverir, Yine de umursamazdım ben çünkü eğleniyordum. İşte böyle geçmişti çocukluğum, haylazlıklarla Şimdi büyüdüm, doktor oldum hem de çocuk doktoru Yine çocuklardan vazgeçemiyorum hâlâ Peki neden? Cevabı basit: Çünkü çok eğlenceliler… Işıl ATİLLA 1 Arda ÜNLÜ NEYDİ O? Kişi öğrenmek istediği bir şeyin adını bilmek ister. Aradan Yaşamda "ilk"ler unutulmaz. Bu, gerçek müzikle benim "ilk" uzun yıllar da geçse onun peşini bırakmaz. Hele bilen birinden, tanışmamdı. Ama adı neydi? ansiklopedilerden, kitaplardan aradığını öğrenme olanağı yoksa Gece saat 22.00 gibiydi. Yatmış, kitap okuyordum; dinleniyordum. aranan daha da ilginç olur. Yaşadığım bir olayı işte bu nedenle hiç Belki unutmam. televizyonumun düğmesine bastım. Sunucu: "Sayın dinleyiciler!" bilmeden belki içimden gelen sese uyarak küçük Ağır ağır bisikletle gidiyordum. İçimde okulla, derslerle, diye başladı. "Şimdi klasik müzik programını sunuyoruz. Sizlere yalnızlıkla dolu yaşamımla çevredeki böcek, kuş sesleri ve bugün de çaldığımız ve çok beğenilen bir müziği çalacağım." dedi. yeşillikler çok Çok merak etmiştim, acaba hangisiydi? Yoksa büyüsünde kaldığım o yaklaşıyordum. Bisikletin hızını azalttım. Yokuşa gelince hava müziği mi çalacaktı?" Evet, lütfen dikkatli dinleyin ve duygularınızı daha bir sıcaklaştı. Bisikletten indim, telefonumu açtım, gözlerimi yansıtın, sevgili dinleyiciler." dedi. Bir anda ne olduğunu anlamadan kapattım. Kendimi bütünüyle müziğe verdim. Ne kadar dinledim o müziği çaldı. Tam anlayamasam da kulağımdaki ezgisini bilmiyorum, müziğin ruha verdiği zevk dinlendiriciydi. Onu bir unutamamıştım. Çok sevinmiştim, adını bilmediğim şarkı şu anda başka tatlı, güzel şeylerle kıyaslayamam. Şarkı bittikten bir süre televizyonda çalıyordu. İçimde kalan o eşsiz şarkı: Beethoven´ın sonra bütünleşiyordum. sorular geldi Gittikçe aklıma, belki parka yeniden daha dinlemek "Beşinci Senfonisi"ni. Duru GÖKMEN isteyişimdendir. ÇOCUK OLMAK Ne güzeldir çocuk olmak. Çocuksu hayaller kurmak, Çocukça eğlenip, bağırıp çağırmak, İnsan ister ki hep çocuk kalmak. Ne güzeldir çocuk olmak. Dilediğini yapmak, Ne dert ne sıkıntı, Hayat ne güzel çocuklara. Ne güzeldir çocuk olmak Çocuksu sorular sorup Keşfedip bulmak Bulamayınca hırslanmak. Çocukları hor görme, Çocukları benimse, Unutma ki O da senin gibi olacak gelecekte. Rana ARSLAN Pelin ÖZCAN 2 DENİZLER ALTINDA Denizler altında, Yüzmek istiyorum. Görmediğim şeyleri, Görmek istiyorum. Neden diye sorarlarsa Merak ediyorum, derim. Keşif yapıp Öğrenmek istiyorum, derim. Denizler altında, Dans etmek istiyorum. O eğlenceye, Katılmak istiyorum. Kimle diye sorarlarsa Balıklarla, timsahlarla, derim. Onlarla arkadaşlık edip Eğlenmek istiyorum, derim. Sen beni merak etme! Çünkü güvendeyim. O, beni korur; Erinç Ada CEYLAN Denizler altında. Besime İrem UBAY BEYPAZARI GEZİMİZ Eminim ki herkesin hayatında en sevdikleri kişilerle gittiği eğlenceli DOĞA geziler olmuştur. Ben de bugün sınıf arkadaşlarımla gittiğimiz, çok çok Gökyüzü denizler gibi, eğlendiğimiz, Beypazarı gezimizi anlatacağım. Masum, duygulu bir o kadar da hırçındır. O zamanlar beşinci sınıftaydık, sınıfımıza gelen duyuruyla beraber gezi Ağaçlar insanlar gibi, gününe kadar planlar yapıp gezi gününü heyecanla beklemiştik. Nihayet Umut dolu sevgi taşıyan varlıktır. gezi günü geldiğinde herkes buluşma yerinde toplanmıştı. Vakti geldiğinde Çiçekler doğanın kalbidir, hepimiz servislerimize bindik. Beypazarı’na doğru giderken servis çok Tıpkı insanların kalbi gibi, eğlenceliydi. Yol boyunca birbirimizle sohbetler ederek, fotoğraflar İçinde bin bir çeşit umut ve sevgi barındıran çekinerek, oyunlar oynayarak çok güzel zaman geçirdik. Nihayet Peki dağlara ne demeli? Beypazarı’na gelmiştik. İlk durağımız maden suyu fabrikasıydı. Orada Dimdiktir onlar her zorluğa karşı maden suyu hakkında birkaç şey öğrendik ve bize ikram edilen maden Tıpkı bir insan gibi sularından içtik. İkinci durağımız ise çok güzel manzarası olan bir tepeydi, Yorulmadan sabırla bakarlar dünyaya. orada da fotoğraflar çekindikten sonra Beypazarı’nın merkezinde gezdik. Dünyayı aydınlatan güneşe ne demeli? Oradan sonra yemek yemek için bir yere gittiğimizde oranın karşısındaki Güneş ,bir ışık gibi aydınlatır önümüzü dağa çıkılan bir yol olduğunu gördük ve oradan hep beraber dağa çıktık. Onun sayesinde daha iyi görür, Yolculuğumuz boyunca etraftaki tezgahlardan küçük hediyeler alıp fotoğraflar çekilip ve birkaç müzeye gittik. Bunları yaparken aynı zamanda kültürel değerlerimizi öğrendik ve eğlenceli zaman geçirdik. Daha iyi tanırız dünyayı. İşte bunlardan ibarettir doğamız! Egesu KILINÇ Elif Duygu TAŞKIRAN 3 MAVİ ZAMANLAR Seneler önce yazılmış kitaplar şimdi hayat buluyor. İnsanların gözden kaçırdığı kitaplar şimdi değer kazanıyor. Taa 2003 yılında yazılmış ama bu yıllarda değeri bilinmeye başlamış ve ödüllü kitaplardan biri: Mavi Zamanlar. Mavi Zamanlar kitabında her şey Birce isimli bir kızın kütüphanede bulduğu bir kitabı alıp okumasıyla başlıyor.Okuldaki bir yarışmada derece alan Birce; Aktan,Işıl ve Sevilay’la birlikte ödül olarak Allianoi’ye gidiyorlar.Allianoi’ye giderken yanına o sırlarla dolu kitabı alan Birce’yi türlü türlü maceralar bekliyor. Kitabın konusu ve karakterleri çok güzel.Karakterlerin hikayeyle uyumlu olması da güzel. Fakat Birce’nin kitabının içindeki sözler ve sırlı şifreler çok karışık.Bazen başa dönüp tekrar okumak gerekiyor.Bu kitapta ele alınan konu on iki yaşından büyükler için daha anlaşılır olabilir. Kitabın sonunda, Mavisel Yener’in çoğu kitabında olduğu gibi, gizem henüz tam çözülmemiş kalıyor.Fakat heyecanlı ve sürükleyici gidişatı sayesinde kalplerimizi kazanıyor. Beğendiğim ve önerdiğim bir roman. Saatlarce sıkılmadan okunabilir. Tabi şifreleri kolay çözebiliyorsanız… Öykü DEMİR Baki Yasin İMAM DEV ŞEFTALİ Romanın içeriğinde, hayal gücünün yanında acı ve hüznün Roald Dahl tarafından yazılmış bir kitap olan “Dev olması da etkiledi beni. İlk sayfada yazdığına göre James ilk Şeftali” bence çok maceralı ve eğlenceli bir kitaptır. Okurlar başlarda ailesiyle (James, annesi ve babası) yaşayan mutlu bir kitabın her sayfasını merakla okuyor ve tüm kitabı bir hafta çocuktur. Derken günlerden bir gün, James’in annesiyle babası içinde bitiriyorlar. Londra’ya alışverişe giderler ve orada korkunç bir şey olur. Her Dev Şeftali’nin hoşuma giden yanlarından biri; kitap ikisi de birdenbire Londra Hayvanat Bahçesi’nden kaçmış olan yazarının başka dillere çevrilebilecek bir kitap yazdığını bilerek koskocaman, kızgın bir gergedan tarafından yutuluverir. Hem de kahramanları, cins isimleri özelleştirerek seçmiş olmasıdır. güpegündüz ve kalabalık bir caddede.” Bu olaydan sonra James’in, Sadece James Henry Trotter (kitabın ana kahramanı) yabancı teyzelerinin (Sünger ve Diken Teyze) yanına yerleşmesinin isimli. Yani bu kitabı okurken kafanız isim hatırlamakla, sonucunda ve nihayetinde tüm macera burada başlar ve sona erer. düşünmekle karışmayacak. Sonuç olarak “Bir sayfa daha okuyayım.” diyerek elinizden “Dev Şeftali”nin beğendiğim yönlerinden biri ise, yazarın düşürmek istemediğiniz kitaplardan birisidir. “Dev Şeftali”. gerçeklik kanunlarını hiçe sayan, bizlerin hayal gücünü Canset ŞENOCAK genişleten bir eser olmasıdır. Dergimizin yayınlanması için katkıda bulunan Yükselen Eğitim Kurumları’na Teşekkür Ederiz. İMTİYAZ SAHİBİ Cemile CEYHAN GENEL YAYIN YÖNETMENİ Ayşin HAMURCU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Tuğba ŞENTUNA GÖRSEL DANIŞMAN Mehmet Gürcan AYRAN YAYIN KURULU OKUL ADRES TELEFON İlknur GÖK ÖZEL YÜKSELEN ORTAOKULU Seval Aygün DİLMEN Havalimanı Çubuk Yolu 11.km Çubuk/ANKARA 03128378850 4