TAF Preventive Medicine Bulletin, 2014:13(4) Araştırma / Research Article TAF Prev Med Bull 2014;13(4):301- 306 Travma Sonrası Stres Bozukluğu Hastalarında Saldırgan Davranışlar ve Sonuçları [Posttraumatic Stress Disorder Patients and Results of Violent Behavior] ÖZET AMAÇ: Travma sonrası stres bozukluğun’da yüksek öfke ve saldırganlık düzeyleri, hastaların olduğu kadar aile üyelerini ve toplumun diğer katmanlarını olumsuz sosyal, adli, bedensel, ekonomik sonuçlar doğurmaktadır. Bu çalışmada silahlı çatışmaya bağlı TSSB tanısı alan olgularda hem alkol-sigara kullanım oranları hem de öfke düzeyleri ile saldırgan davranışların niteliği ve adli sonuçlar arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır. YÖNTEM: Çalışmaya TSSB tanısı alan 38 olgu alındı. Olguların travmatik yaşantıları öncesi ve sonrası alkol-sigara kullanım miktarları ve saldırgan davranışları değerlendirildi. TSSB semptom örüntüsünü ve şiddetini ölçmek için Olayın Etkisi Ölçeği (IES-R), öfke ve saldırganlık düzeyinin tespiti için Buss Perry Saldırganlık Ölçeği ve saldırganlığın adli boyutunu değerlendirmek için de Taylar Şiddet Değerlendirme Ölçeği çalışmada kullanıldı. BULGULAR: Olguların 23’ü (%60,6) evli ve çocuklu olup, 13’ü (%34,2) bekâr ve 2 ‘si (%5,2) boşanmıştı. Olguların 18 ‘i (%47,4) üniversite mezunuydu. Olguların Olayların Etkisi Ölçek(IES-R) toplam puanı 66,9 ± 12,7, Buss Perry Toplam Puanı 111,3 ± 20,5 Taylor Şiddet Düzeyi 2,5 ± 1,0 bulundu. Olguların travma öncesi ve sonrası saldırganlık seviyeleri karşılaştırıldığında; eşe yönelik fiziksel şiddetin on kattan fazla arttığı, toplumdaki bireylere yönelik fiziksel ve sözel şiddetin sırasıyla dört ve yedi kattan fazla arttığı, eşyaya zarar verme davranışının 17 kat arttığı, trafikte tehlikeli araç kullanımının 11 kat arttığı, self mutilasyon davranışının 5 kat artış gösterdiği bulundu. Alkol kullanım miktarının travma öncesi 0(0-126) g/gün travma sonrası 16,5(0-294) g/gün ve sigara tüketiminin travma öncesi 5(0-40) adet/gün travma sonrası 30(0-60) adet/gün olduğu saptandı. SONUÇ: TSSB’ unda hem öfke ve saldırganlık düzeyinin yüksekliği hem de alkol kullanım birlikteliği ailesel-marital sorunlara, evliliğin sonlanmasına, adli olarak sorunların artmasına ve tutuklanmaya, self mutilasyon ve ağır bedensel yaralanma oranlarının artmasına, eşe ve çocuklara fiziksel şiddete, TSSB semptomlarının artmasına, depresyon ve intihar gibi ağır ruhsal durumların gelişebilmesine neden olabilir. Bu nedenle TSSB’ de alkol-madde kullanımı ve öfke/saldırganlık gibi aşırı uyarılmışlık belirtilerinin dikkatle taranması, hedefe yönelik psikofarmakolojik ve psikoterapötik müdahalenin hızlıca yapılması önem arz etmektedir. 1 Taner Öznur , 2 Mehmet Toygar , 3 Bülent Karaahmetoğlu , 4 Havva Öznur , 5 Abdullah Bolu , 1 Barbaros Özdemir 1 GATA Askeri Psikoloji ve Harp Psikiyatrisi BD., Ankara. 2 GATA Adli Tıp AD. 3 GATA Ruh sağlığı ve Hastalıkları AD. , Ankara. 4 Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Aile Hekimliği Kliniği, Ankara. 5 Eskişehir Askeri Hastanesi Psikiyatri Kliniği, Eskişehir 1 GATA Askeri Psikoloji ve Harp Psikiyatrisi BD., Ankara. Anahtar Kelimeler: Travma Sonrası Stres Bozukluğu, Öfke, Saldırganlık, Alkol Kullanımı, Adli ve Sosyal Sorunlar. SUMMARY AIM: High levels of anger and aggression in post-traumatic stress disorder lead to unfavorable social, Key Words: legal, physical and economic results to family members and the other social layers as much as patients. In Post-Traumatic Stress this study, it is aimed to investigate the relation between both alcohol-cigarette consumption ratios and Disorder, Anger, Aggression, anger levels, characteristics of aggressive behaviors and the judicial outcome in cases diagnosed postAlcohol Consumption, traumatic stress disorder due to armed conflict. Judicial And Social METHODS: 38 cases diagnosed as post-traumatic stress disorder were included to the study. Pre- and Problems. post-traumatic alcohol/cigarette consumption amounts and aggressive behaviors are determined. Impact of Events Scale (Revised) (IES-R) was used for evaluating post-traumatic stress disorder symptom patterns Sorumlu yazar/ and severity, Buss Perry Aggression Questionnaire was used for measuring anger and aggression levels, Corresponding author: and Taylor’s Violence Rating Scale was used for evaluating the judicial outcome of aggression. Taner Öznur, RESULTS: 23 of cases (60.6%) were married with children, 13 of cases (34.25) were single and 2 of cases GATAAskeri Psikoloji ve (5.2%) were divorced.18 of cases (47.4%) were graduate. IES-R total score was 66,9 ± 12,7, Buss Perry Harp Psikiyatrisi BD. Ankara total score was 111,3 ± 20,5, and Taylor’s Violence Rate was 2,5 ± 1,0. When the pre- and post-traumatic drtaneroznur@gmail.com aggressive behaviors were compared; physical violence to the partner was increased more than ten times, Physical and verbal violence to social individuals were increased more than four and seven times, respectively. And also it is observed that inflicting damage to property was increased 17 times, reckless driving was increased 11 times, and self-mutilation was increased 5 times. Alcohol consumption was determined as 0 (0 - 126) g/day for pre-trauma cases and 16.5 (0 - 294) g/day for post-trauma cases. Cigarette smoking was determined as 5 (0 – 40) cigarette/day for pre-trauma cases and 30 (0 -60) cigarette/day for post-trauma cases. CONCLUSION: Post-traumatic stress disorder associated with high levels of anger and aggression and alcohol can cause familial-marital problems, breaking up a family, increase in judicial problems and arrest, increase in ratios of self-mutilation and severe bodily injuries, physical violence to patterns and children, progressing of post-traumatic stress disorder, severe mental situations such as depression and suicide. For these reasons, careful detecting of alcohol-drug abuse and overstimulation symptoms as anger/aggression in post-traumatic stress disorder, and rapid target-driven psychopharmacologic and psychotherapeutic interventions Become more of an issue. Gönderme Tarihi/Date of Submission: 04.02.2014 Kabul Tarihi/Date of Acceptance: 18.03.2014 DOI:10.5455/pmb1-1391197153 www.korhek.org 301 TAF Preventive Medicine Bulletin, 2014:13(4) GİRİŞ Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), yaralanma veya yaşamı tehdit edici bir veya birden fazla travmatik olayla karşılaşma sonrası yoğun korku, çaresizlik ve dehşet duygularının açığa çıktığı bir anksiyete bozukluğu olarak tanımlanmaktadır. TSSB’nin semptom örüntüsü, travmayla ilişkili hatırlatıcılardan sürekli kaçınma ve duygusal küntlük, travmayı yeniden yaşantılama (kâbuslar ve flashback şeklinde), otonom sinir sistemi bulgularının eşlik ettiği artmış uyarılmışlık bulguları (uyku bozuklukları, öfkelilik) ile karakterizedir (1). Saldırganlık ve öfke pek çok psikiyatrik hastalığın yanı sıra TSSB’ nin seyri sırasında sıklıkla izlenmektedir. Saldırganlık sözel, fiziksel veya dolaylı olarak kendisine ya da bir başkasına zarar vermeyi amaçlayan herhangi bir hareket olarak tanımlanabilir (2). Diğer yandan öfke, engellenme, saldırıya uğrama, tehdit edilme, yoksun bırakma, kısıtlama gibi zorlayıcı durumlarda hissedilen ve genellikle sebep olan objeye yönelen saldırgan davranışlarla sonuçlanabilen oldukça yoğun olumsuz bir duygu olarak tarif edilmektedir (3). TSSB ile öfke arasında yakın ilişki olduğu bildirilmiştir (4, 5). Öte yandan TSSB’de izlenen yeniden yaşantılama belirtilerinin saldırganlık ile doğrudan ilişkili olduğu, artmış uyarılmışlık ve duygusal küntlük semptomlarının ise öfkeye yol açarak dolaylı olarak saldırganlığa neden olduğu bulunmuştur (6). Aynı zamanda travmayla karşılaşmanın, TSSB belirtileri yaşama ve aile üyelerine yönelik saldırgan davranış gösterme ile ilişkili olduğu da gösterilmiştir (7). TSSB hastalarının %40’ından fazlasında bulunan alkol kullanım bozukluğunun (8) yeniden yaşantılama ve saldırgan davranışlar ile doğrudan ilişkili olduğu belirtilmektedir (6). Alkol kullanımının, öfke ve TSSB şiddetinde artışa yol açarak saldırgan davranışa yol açtığı bulunmuştur (9, 10). Bu çalışmanın amacı, çatışmaya bağlı Kronik TSSB tanısı alan hastaların öfke düzeyleri ile saldırgan davranışların niteliğinin ve adli sonuçlarının araştırılmasıdır. GEREÇ VE YÖNTEM Çalışmaya Kasım 2012-Nisan 2013 tarihleri arasında GATA Askeri Psikoloji ve Harp Psikiyatrisi Bilim Dalında ayaktan ve yatarak takip edilen “silahlı çatışma ile ilişkili kronik nitelik kazanmış TSSB” tanısı almış 38 olgu alınmıştır. Kesitsel tipteki bu araştırmanın protokolü Gülhane Askeri Tıp Fakültesi Etik Kurulunca onaylanmıştır. Hastalara çalışmaya başlamadan önce, araştırmanın amaçları ve yapılış biçimi anlatılmış olup yazılı 302 onamları alınmıştır. Olguların sosyodemografik (eğitim düzeyi, medeni durumu, ekonomik düzeyi) ve klinik özellikleri (aile yüklülüğü, alkol-sigara tüketimi, yaşanılan adli süreçler, travmatik yaşam olayının niteliği) Sosyodemografik Veri Sorgulama Formu ile elde edilmiştir. TSSB tanısı DSM-IV Eksen I Bozuklukları İçin Yapılandırılmış Klinik Görüşme Formu (SCID-I) ile konulmuştur. Bu form First ve arkadaşları tarafından (11), DSM-IV Eksen I tanılarının konulması için geliştirilen yapılandırılmış klinik görüşme formudur. Geçerlik ve güvenirlik çalışması Özkürkçügil ve arkadaşları tarafından yapılmıştır (12). Kişilik bozukluğu tanısı DSM-III-R Eksen II Bozuklukları için yapılandırılmış klinik görüşme formu (SCID-II) ile konulmuştur. Türkçe çevirisi Sorias ve arkadaşları tarafından yapılmış olup, geçerlilik-güvenirlik çalışması Coşkunol ve arkadaşları tarafından gerçekleştirilmiştir (13, 14). TSSB belirti şiddeti, Olayların Etkisi Ölçeği (IES-R) ile değerlendirilmiştir. Ölçek toplam puanı yeniden yaşantılama, artmış uyarılmışlık ve kaçınma alt ölçek puanlarının toplanmasıyla elde edilmektedir. Bu ölçeğin Türkçe geçerlilik ve güvenilirlik çalışması Çorapçıoğlu ve arkadaşları tarafından yapılmıştır (15). Ölçek için kesme değeri 24 ile 33 arası olarak belirlenmiştir. Saldırganlık düzeylerini belirlemek üzere BussPerry Saldırganlık Ölçeği kullanılmıştır. Can tarafından Türkçeye uyarlanmış olan formu kullanılmış olup, toplam saldırganlık puanı fiziksel saldırganlık, sözel saldırganlık, öfke, düşmanlık ve dolaylı saldırganlık alt ölçeklerinin toplamından elde edilmiştir (16). Taylor Şiddet Değerlendirme Ölçeği ile suç niteliğindeki saldırgan davranışların şiddeti ölçülmüştür. Ölçekte şiddet suçları şiddet dışı (0 puan), minimal şiddet (1 puan), orta derecede şiddet (2 puan), orta derecede ciddi şiddet (3 puan), ciddi şiddet (4 puan) şeklinde gruplandırılmıştır. Ölçekte kişiye yönelik sözlü saldırganlık en hafif düzeyi oluştururken, hafif bedensel zarara neden olan veya eşyaya amaçlı zarar verme orta derecede şiddet, yaşamı ciddi etkileyen yaralama ve öldürme suçları orta derecede ciddi şiddet, kurban ya da kurbanların ölümü ile sonuçlanan saldırganlık ciddi şiddet olarak değerlendirilmiştir (17). İstatistiksel Analiz Elde edilen veriler, SPSS for Windows 15.0 paket programı ile değerlendirilmiştir. Tanımlayıcı istatistikler frekans, yüzde, aritmetik ortalama “±” www.korhek.org TAF Preventive Medicine Bulletin, 2014:13(4) standart sapma, sunulmuştur. median (min-maks) şeklinde BULGULAR Olgular 23-46 yaş arasında yer almaktaydı. Yaş ortalaması 35.58 ± 6.38 olarak saptandı. Olguların sosyodemografik ve klinik özellikleri Tablo 1’de gösterilmiştir. Tablo 1. Travma Sonrası Stres Bozukluğu Olgularının Klinik ve Sosyodemografik Özellikleri. n % evli 23 60.6 bekar 13 34.2 bosanmıs 2 5.2 yok 15 39.4 var 23 60.6 6 15.8 Medeni Durum Çocuk Eğitim Düzeyi ilkokul ortaokul 3 7.9 lise 11 28.9 üniversite 18 47.4 kötü 8 21.1 orta 13 34.2 Ekonomik Durum iyi 17 Soygeçmişinde Psikiyatrik Hastalık veya Saldırganlık yok 34 44.7 var 4 10.5 Yok 29 76.3 B kümesi 5 13.2 Antisosyal KB 4 10.6 Borderline KB 1 2.6 C kümesi 4 10.5 Obsesif KB 3 7.8 Bağımlı KB 1 2.7 89.5 Kişilik bozukluğu Çalışmaya alınan 38 hastanın cinsiyeti erkekti. Olguların 23’ü (%60,6) evli ve çocuklu olup, 13’ü(%34,2) bekâr ve 2 ‘si (%5,2) boşanmıştı. Olguların 18 ‘i (%47,4) üniversite mezunuydu. www.korhek.org Sosyo-ekonomik düzey açısından 17’si (%44,7) iyi seviyedeydi. Olguların 34’ünde (%89,5) psikiyatrik hastalık veya saldırganlık öyküsü yoktu. Dört olgunun (%10,5) soy geçmişinde psikiyatrik hastalık veya saldırganlık öyküsü mevcuttu. Olguların 28’inde (%76,3) eksen-II tanısı mevcut değildi. Beş olguya (%13,2) B kümesi kişilik bozukluğu, dört olguya (%10,5) C kümesi kişilik bozukluğu tanısı konuldu. Olguların self-mutilasyon, suisid girişimleri ile eşlerine, çocuklarına, birinci derece akrabalarına, diğer bireylere, eşyaya ve trafikte diğer sürücülere yönelik saldırgan davranış sayı ve oranları Tablo 2’de gösterilmiştir. Olgulardan eşe yönelik fiziksel saldırganlık sergileyenlerin oranının travma öncesi %5,3, travma sonrası %52,6; eşe yönelik sözel saldırganlık sergileyenlerin oranının travma öncesi %0, travma sonrası 60,5; çocuğa yönelik fiziksel saldırganlık sergileyenlerin oranının travma öncesi%0, travma sonrası %36,8; çocuğa yönelik sözel saldırganlık sergileyenlerin oranının travma öncesi %0, travma sonrası %39,5; birinci derece aile üyelerine fiziksel saldırganlık sergileyenlerin oranının travma öncesi %0, travma sonrası %34,2; birinci derece aile üyelerine sözel saldırganlık sergileyenlerin oranının travma öncesi %0, travma sonrası %84,2;diğer bireylere yönelik fiziksel saldırganlık sergileyenlerinin oranının travma öncesi %18,4, travma sonrası %76,3; diğer bireylere yönelik sözel saldırganlık sergileyenlerinin oranının travma öncesi %10,5, travma sonrası %81,6; eşyaya zarar verme eyleminde bulunanların oranının travma öncesi %5,3,travma sonrası %84,2; trafikte tehlikeli araç kullanım oranının travma öncesi %5,3, travma sonrası %55,3; self mutilasyon (kendine zarar verme) davranışı gösterenlerin oranının travma öncesi %2,6, travma sonrası %15,8; intihar girişiminde bulunma oranının travma öncesinde %0, travma sonrası %15,8 olduğu bulundu. Hastaların saldırganlık suçu nedeniyle yaşadıkları adli süreçlerin sayı ve dağılımı Tablo 3’de gösterilmiştir. Saldırganlık nedeniyle karakolda ifade veren olgu sayısı travma öncesi 3 (%7,9) travma sonrası 12 (%31,6) olduğu değerlendirildi. Saldırganlık ve zarar verme nedeniyle savcılık tarafından soruşturulan olgu sayısı travma öncesi 2 (%5,3) travma sonrası 13 (%34,2) olduğu belirlendi. Saldırganlık nedeniyle para cezası alanların travma öncesinde 1 (%2,6) travma sonrası 8 (%21,1) olduğu belirlendi. Hapis cezasıyla cezalandırılanların travma öncesinde 1 (%2,6) travma sonrası 4 (%10,5) olduğu belirlendi. 303 TAF Preventive Medicine Bulletin, 2014:13(4) Tablo 2. Travma Sonrası Stres Bozukluğu olgularının travma öncesi ve sonrası gösterdikleri saldırgan davranışlar ile suisid girişimi ve self mutilasyon düzeyleri. Travma öncesi Saldırgan Davranış Türü Travma Sonrası n % n % Eşe yönelik fiziksel saldırganlık 2 5.3 20 52.6 Eşe yönelik sözel saldırganlık 0 0.0 23 60.5 Çocuğa yönelik fiziksel saldırganlık 0 0.0 14 36.8 Çocuğa yönelik sözel saldırganlık 0 0.0 15 39.5 Birinci derece aile üyelerine fiziksel saldırganlık 0 0.0 13 34.2 Birinci derece aile üyelerine sözel saldırganlık 0 0.0 32 84.2 Diğer bireylere yönelik fiziksel saldırganlık 7 18.4 29 76.3 Diğer bireylere yönelik sözel saldırganlık 4 10.5 31 81.6 Eşyaya zarar verme 2 5.3 32 84.2 Trafikte tehlikeli araç kullanımı 2 5.3 21 55.3 Self mutilasyon 1 2.6 6 15.8 İntihar girişimi 0 0.0 6 15.8 Tablo 3. Hastaların travma öncesi ve sonrasında saldırganlık nedeniyle yaşadıkları adli süreçlerin dağılımı. Travma öncesi Adli Olay Türü Saldırganlık nedeniyle karakolda ifade verme Saldırganlık nedeniyle savcılık tarafından soruşturulma Para cezası Hapis cezası Travma Sonrası n % n % 3 2 1 1 7.9 5.3 2.6 2.6 12 13 8 4 31.6 34.2 21.1 10.5 Tablo 4. Çatışmaya bağlı TSSB hastalarının öfke ve saldırganlık düzeyi, suç niteliğindeki saldırgan davranışların şiddeti ile travmatik etkilenmeye ilişkin psikometrik özellikler. Ortalama Median Standart Sapma Minimum Maksimum 111.3 117.0 20.5 60.0 143.0 Buss Perry Öfke 23.3 24.0 4.7 10.0 34.0 Buss Perry Düşmanlık 24.6 26.0 5.5 12.0 35.0 Buss Perry Dolaylı Şiddet 15.1 16.0 3.8 7.0 27.0 Buss Perry Sözel Şiddet Ölçek Buss Perry Toplam Puanı 18.0 18.5 4.6 7.0 25.0 Buss Perry Fiziksel Şiddet Olayların Etkisi Ölçeği (İES-R) Toplam Puanı İES-R Kaçınma 30.3 32.0 7.9 12.0 40.0 66.9 68.0 12.7 23.0 84.0 22.5 24.0 5.0 9.0 29.0 İES-R Artmış Uyarılmışlık 21.7 23.0 4.9 4.0 28.0 İES-R Yeniden Yaşantılama 22.7 23.0 4.8 6.0 30.0 2.5 2.0 1.0 0.0 4.0 Taylor Şiddet Düzeyi Hastalara ait Buss Perry alt ölçek ve toplam puanları, IES-R Ölçeği alt ölçek ve toplam puanları 304 ile Taylor Şiddet Değerlendirme Ölçeği puanları Tablo 4’de gösterilmiştir. www.korhek.org TAF Preventive Medicine Bulletin, 2014:13(4) TARTIŞMA Bu çalışmada, çatışmaya bağlı Travma Sonrası Stres Bozukluğu olgularının saldırganlığın adli boyutları değerlendirildiğinde, orta dereceli şiddet düzeyine ulaştığı, aile içinden başlayarak trafikte dâhil olmak üzere toplumsal tüm alanlarda zarar verici eylemlerin tekrarlandığı, ortaya çıkan yüksek öfke düzeyinin self mutilasyon ve suisid girişimleriyle sonuçlandığı bulunmuştur. Marshall ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada, askeri topluluklarda ve gazilerde eşe yönelik fiziksel şiddetin yaygınlığının %13,5-58 arasında değiştiği ve TSSB’nin saldırganlığın ortaya çıkışında katkıda bulunduğu bulunmuştur. Irak ve Afganistan’da görev yapmış olan ve TSSB tanısı alan gazilerle yürütülen başka bir çalışmada, saldırganlığın TSSB’de genel bir özellik olarak ortaya çıktığı bulunmuştur (7). Her iki çalışmanın sonuçları bizim çalışmamızın sonuçlarıyla uyumludur. Çalışmamızda olguların travma öncesi ve sonrası saldırgan davranışları karşılaştırıldığında; eşe yönelik fiziksel şiddetin on kattan fazla arttığı, toplumdaki bireylere yönelik fiziksel ve sözel şiddetin sırasıyla dört ve yedi kattan fazla arttığı, eşyaya zarar verme davranışının 17 kat arttığı, trafikte tehlikeli araç kullanımının 11 kat arttığı, self mutilasyon davranışının 5 kat artış gösterdiği bulunmuştur. Ayrıca olguların, travma öncesinde eşlerine, çocuklarına ve birinci derece aile üyelerine sözel şiddet, çocuklarına ve birinci derece aile üyelerine ise fiziksel şiddet uygulamazken, travma sonrasında sıkça bu tür şiddet eylemlerine yöneldikleri bulunmuştur. TSSB’de öfke ve saldırganlığın oluş mekanizmasını açıklamak üzere çok sayıda görüş ortaya konulmuşsa da henüz etiyoloji tam olarak ortaya konulamamıştır. Bilgi işleme teorileri travma sırasında ortaya çıkan korku ve kaygı duygularına yanıt olarak otomatikleşmiş bir cevap niteliğindeki saldırgan davranışın öğrenildiğini ve uyaranlarla tetiklendiğini savunur (19). Nörolojik teori, TSSB’li hastaların yürütücü işlevlerinde yetersizlikler olduğunu, bilgi işleme ve baskılama işlevlerinin yeterince çalışmaması sonucu saldırganlığın ortaya çıktığını öne sürer (20). Son olarak saldırganlığın patlayıcı tarzda geliştiğini, temelde duyguları tanımlama ve açıklama konusunda yetersizliklerin bulunduğunu savunan görüş, TSSB’li hastaların kaygı, korku gibi duyguların yönetiminde başarılı olamadığını bu nedenle saldırganlığın açığa çıktığını öne sürer (21). www.korhek.org Çalışmamızda olguların sergilediği saldırgan davranışların şiddeti ve sıklığı oldukça yüksek bulunmasına rağmen saldırganlığın adli sonuçları değerlendirildiğinde, soruşturulma ve ceza alma oranlarının göreceli olarak düşük olduğu değerlendirilmiştir. Bu durumun nedeni, olguların bildirdiği saldırgan davranışların sayısını olduğundan daha fazla bildirmeleri olabileceği gibi suç niteliğindeki saldırganlıkların büyük oranda aile ve yakın çevrede gerçekleşmesi ve çeşitli nedenlerle adli mercilere daha az bildirimi de olabilir. Saldırganlık ile cezalandırılma oranları arasındaki bu uyumsuzluğu açıklamak üzere daha ayrıntılı çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır. İlişkili olarak, güncel bir çalışmada TSSB’li gazilerin suç niteliğindeki saldırgan davranışlarında önemsiz düzeyde artış olduğu, bu bulgunun TSSB’de yüksek oranda saldırgan davranış gözlendiğine ait literatür bulgusuyla uyuşmadığı belirtilmiştir (22). Çalışmanın deseni incelendiğinde suç niteliğindeki saldırgan davranışların değerlendirilme sürecinde yalnızca adli suç kayıtlarının kullanıldığı anlaşılmaktadır. Çalışmada olguların aile ve yakın çevresine yönelik ayrıntılı sorgulama yapılmadığından, saldırgan davranışların olduğundan daha az sayıda saptandığı düşünülmektedir. Olguların soygeçmişleri incelendiğinde saldırganlık ve diğer psikiyatrik hastalıklara ilişkin yüklülüğün %10,5 olması, dürtüsellik ve saldırganlıkla ilişkilendirilebilecek kişilik bozukluğu eş tanı oranının %13,2 olması (B kümesi kişilik bozukluğu) saldırganlığa yol açan temel patolojinin çatışmaya bağlı TSSB olduğu düşüncesini güçlendirmektedir. TSSB hastalığına eşlik eden saldırgan davranışlar, ailenin dağılmasına, tutuklanmaya, ölümle sonuçlanabilen ağır bedensel yaralanmalara, çocukluk çağı travmalarına, TSSB gelişimine, intihar gibi ağır ruhsal problemlere yol açabilmektedir (23). Bu nedenle, koruyucu önleyici ruh sağlığı çalışmaları kapsamında TSSB’ye eşlik eden öfke ve saldırganlığa yönelik müdahale planlarının geliştirilmesi; ailelerin travmatize edilmesini önleyerek toplum ruh sağlığına katkıda bulunabilir. Çalışmanın başlıca kısıtlılığını, hastaların saldırgan davranışlara ilişkin verdikleri bilgilerin doğruluklarının diğer bilgi kaynaklarından (aile üyeleri, adli kayıtlar, trafik sicil kayıtları vb.) teyit edilmemesi oluşturmaktadır. Örneklemin küçüklüğü istatistiksel güvenilirliği azaltmaktadır. 305 TAF Preventive Medicine Bulletin, 2014:13(4) KAYNAKLAR 1. American Psychiatric Association: Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders. 4 edition. Washington, DC: APA; 1994. 2. Eron LD. Parent-child interaction, television violence, and aggression of children. Am Psychol. 1982; 37: 197-211. 3. Budak S. Psikoloji sözlüğü. Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları; 2000. 4. Riggs DS, Dancu CV, Gershuny BS, Greenberg D, Foa EB. Anger and post-traumatic stress disorder in female crime victims. J Trauma Stress. 1992; 5(4): 613–25. 5. Schützwohl M, Maercker A. Anger in former East German political prisoners: Relationship to posttraumatic stress reactions and social support. J Nerv Ment Dis. 2000; 188(8): 483–89. 6. Hellmuth JC, Stappenbeck CA, Hoerster KD, Jakupcak M. Modeling PTSD symptom clusters, alcohol misuse, anger, and depression as they relate to aggression and suicidality in returning U.S. veterans. J Trauma Stress. 2012; 25(5): 52734. 7. Schwartz JP, Hage SM, Bush I, Burns LK. Unhealthy parenting and potential mediators as contributing factors to future intimate violence: a review of the literature. Trauma Violence Abuse. 2006; 7(3): 206-21. 8. Pietrzak RH, Goldstein RB, Southwick SM, Grant BF. Prevalence and Axis I comorbidity of full and partial posttraumatic stress disorder in the United States: Results from Wave 2 of the National Epidemiologic Survey on Alcohol and Related Conditions. Journal of Anxiety Disorders. 2011; 25(3): 456–65. 9. Eckhardt CI. Effects of alcohol intoxication on anger experience and expression among partner assaultive men. Journal of Consulting and Clinical Psychology.2007;75: 61-71. 10. Savarese VW, Suvak MK, King LA, King DW. Relationships among alcohol use, hyperarousal, and marital conflict and violence in Vietnam veterans. Journal of Traumatic Stress. 2001; 14: 717-32. 11. First MB, Spitzer RL, Gibbon M, Williams JBW. Structured Clinical Interview for DSM-IV Axis I Disorders (SCID-I), Clinical Version. Washington DC: American Psychiatric Press Inc; 1997. 12. Özkürkçügil A, Aydemir Ö, Yıldız M, Esen Danacı A, Köroğlu E. DSM-IV eksen I bozuklukları için 306 yapılandırılmış klinik görüşmenin Türkçe’ye uyarlanması ve güvenilirlik çalışması. İlaç ve Tedavi Dergisi 1999; 12: 233-36. 13. Sorias S, Saygılı R, Elbi H, Vahip S, Mete L, Nifirne Z. Structured Clinical Interview for DSM-IIIR Personality Disorders, Türkçe Versiyonu. İzmir: Ege Üniversitesi Basımevi; 1990. 14. Çoşkunol H, Bağdiken İ, Sorias S. (). “SCID-II (Türkçe Versiyonu) Görüşmesinin Kişilik Bozukluklarındaki Güvenirliği”, Türk Psikoloji Dergisi. 1994; 9(32): 26-29. 15. Çorapçıoğlu A, Yargıç İ, Geyran P, Kocabaşoğlu N. Olayların Etkisi Ölçeği" (IES-R) Türkçe Versiyonunun Geçerlik ve Güvenilirliği. Yeni Symposium, 2006; 44(1):14-22. 16. Can S. Aggression questionnaire adlı ölçeğin Türk popülasyonunda geçerlilik ve güvenilirlik çalışması. Gülhane Askeri Tıp Akademisi Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Servis Şefliği, yayımlanmamış uzmanlık tezi, İstanbul, 2002. 17. Taylor PJ. Motives for Offending Among Violent and Psychotic Men. Br J Psychiatry, 1985; 147: 491-98. 18. Marshall AD, Panuzio J, Taft CT. Intimate partner violence among military veterans and active duty servicemen. Clin Psychol Rev. 2005; 25(7): 86276. 19. Chemtob CM, Novaco RW, Hamada RS, Gross DM, Smith G. Anger regulation deficits in combatrelated posttraumatic stress disorder. J Trauma Stress. 1997; 10(1): 17-36. 20. Beckham JC, Crawford AL, Feldman ME. Trail making test performance in Vietnam combat veterans with and without posttraumatic stress disorder. J Trauma Stress. 1998; 11(4): 811-9. 21. Teten AL, Miller LA, Bailey SD, Dunn NJ, Kent TA. Empathic deficits and alexithymia in traumarelated impulsive aggression. Behav Sci Law. 2008; 26(6): 823-32. 22. Sherman S, Fostick L, Zohar J. Comparıson of criminal activity between İsraeli veterans with and without PTSD. Depress Anxiety. 2013 Aug 2. doi: 10.1002/da.22161. [Epub ahead of print] 23. Coker AL, Smith PH, Thompson MP, McKeown RE, Bethea L, Davis KE. Social support protects against the negative effects of partner violence on mental health. J Womens Health Gend Based Med. 2002; 11(5): 465-76. www.korhek.org