BOR MADENLERİMİZİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ İÇİN YENİ ve GİZLİ BİR FORMÜL DAHA BOR MADENLERİMİZİN ÖZELLEŞTİRİLME ÇALIŞMALARI GİZLİ ve DEĞİŞİK FORMÜLLERLE GERÇEKLEŞTİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR BOR MADENLERİMİZİN ÖZELLEŞTİRİLMESİNE, PEŞKEŞ ÇEKİLMESİNE HAYIR!... AKP İktidarının oluşumlarından biri olan ve her türlü denetimden uzak, elindeki varlıkları her türlü şirkete ya da özel yatırımcıya satmaya, devretmeye yetkili VARLIK FONU aracılığı ile ülkemize ve halkımıza ait olan yılların birikimi kurumlar elden çıkarıldı. 5 Meslek Odası ve 2 sendika olarak yaptığımız ortak açıklama ile VARLIK FONUNA da HAYIR diyoruz. ETİ MADEN İŞLETMELERİ TÜRKİYE VARLIK FONU’NA DEVREDİLDİ. BOR MADENLERİMİZİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ İÇİN YENİ ve GİZLİ BİR FORMÜL DAHA BOR MADENLERİMİZİN ÖZELLEŞTİRİLME ÇALIŞMALARI GİZLİ ve DEĞİŞİK FORMÜLLERLE GERÇEKLEŞTİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR BOR MADENLERİMİZİN ÖZELLEŞTİRİLMESİNE, PEŞKEŞ ÇEKİLMESİNE HAYIR!... 05.02.2017 tarihli Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanan 9756 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile; Ziraat Bankası, BOTAŞ, TPAO, PTT, Borsa İstanbul, Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme A.Ş, Türk Telekom’daki yüzde 6.68’lik Hazine hissesi, Çay İşletmeleri ile birlikte ülkemiz madenciliğinin temel taşı ve dünya bor rezervlerinin % 72’sinin imtiyaz sahibi olan Eti Maden İşletmeleri Türkiye Varlık Fonu’na aktarılmıştır. Yine Bakanlar Kurulunun kararı ile, özelleştirme kapsamında ki THY’nın %49,12’lik hissesi ile Halkbank’ın % 51,11’lik hissesi de özelleştirme kapsamından çıkarılarak ÖYK kararı ile Türkiye Varlık Fonu’na aktarılmıştır. 93 yıllık Cumhuriyetimizin birikimi olan bu kurumların Türkiye Varlık Fonu’na devri kurumların yönetimlerin devrinden ayrı anlamlar taşımaktadır. Türkiye Varlık Fonu Yasası dikkatlice incelendiğinde bu şirketlerde ki kamu paylarının rahatlıkla satılabileceği, bu kurumların gelir ve giderlerinin her türlü denetimden uzak ve istenilen her kesim ve zümreye aktarılabileceği, bu kurum ve kuruluşların istenildiği şekilde rehin ve ipotek verilebileceği anlaşılmıştır. Yukarıda sayılan kurumlarla birlikte dünyanın en büyük bor rezervlerine sahip Eti Maden İşletmeleri’nin de Türkiye Varlık Fonu’na devredilmesi 1985 yılından itibaren başlayan ve her fırsatta sürekli olarak gündeme getirilen “Bor Madenlerinin Özelleştirilmesinin” gizlice gündeme getirilmesinin son şeklidir. Büyük bir zenginlik olan Bor madenlerimiz 1985 yılından itibaren tüm iktidarların iştahını kabartmış ve özelleştirilmesi için pek çok yola başvurulmuştur. AKP iktidarı da benzeri denemelerde bulunmuş ve son denemeden önce 2012 ve 2014 yıllarında olmak üzere bundan öncede iki gizli özelleştirme denemesinde bulunmuştur. Siyasi iktidar sürekli olarak eski defterleri karıştırmakta, bor madenlerimizi özelleştirmeden öte peşkeş çekme hayalini asla terk etmeyerek yeni formüller ve denemelerle gündeme getirmektedir. Bilindiği üzere, yürürlükteki 2840 sayılı Kanun "Bor tuzları, uranyum ve toryum madenlerinin aranması ve işletilmesi Devlet eliyle yapılır. Bu madenler için 6309 sayılı Maden Kanunu gereğince gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerine verilmiş olan ruhsatlar iptal edilmiştir." şeklinde düzenlenmiştir. Eti Maden İşletmeleri’nin Türkiye Varlık Fonu’na devri bu maddenin by-pass edilerek diğer uygulamalarda olduğu gibi Bor Madenlerinin halkın gözünden kaçırılarak gizlice özelleştirilmesi istenilmektedir. Çünkü Türkiye Varlık Fonu Anonim Şirket statüsün de olup, ticari bir şirket niteliğindedir. Kendisine devredilen kurum ve kuruluşları istediği gibi satma ve devretme yetkisine sahip olup, hisselerinin tamamı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na aittir. Oysa ki Eti Maden İşletmeleri hiçbir zaman ÖİB bünyesinde yer almamış ve 2840 sayılı yasa gereği de özelleştirilmesi mümkün ve yasal değildir. Halkımızdan saklanan bu gerçeği kamuoyuna açıklamak bizlerin asli görevidir. Eti Maden İşletmelerinin, Türkiye Varlık Fonu’na devri ve akabinde özelleştirilmesiyle toryum ve uranyum gibi nükleer enerji hammaddelerinin üretimi de devlet tekelinden çıkarılacaktır. Bunun sonucunda; ülkemizin geleceği açısından oldukça önem arz eden Bor, Toryum ve Uranyum madenlerimiz uzun vadede çok uluslu şirketlerin eline geçecektir. Bu gerekçelerle; aranmasından, işletmesine ve uç ürüne dönüştürülmüş ürünün pazarlanmasına kadar, her aşamasının Eti Maden İşletmeleri tarafından kamu eliyle yürütüldüğü geliştirilmiş bir bor endüstrisinin ülkemizin ve halkımızın yararına olduğuna inanıyoruz. Uranyum ve Toryum gibi nükleer enerji sektörünün girdileri olan madenlerimizin korunmasını ülkemizin güvenliği açısından oldukça önemli buluyoruz. Sonuç olarak, "Bor tuzları, Uranyum ve Toryum madenlerinin aranması ve işletilmesi Devlet eliyle yapılır" yasa hükmünün korunması ve yeni icad edilmiş olan by-pass yöntemlerinden vazgeçilerek başta ETİ MADEN İŞLETMELERİ olmak üzere, TPAO, BOTAŞ, PTT gibi tüm diğer kurum ve kuruluşların ülkemizin kamusal değerleri olduğunu, Cumhuriyet tarihi boyunca yoksul halkımızın vergileriyle kurulan ve ülkenin zenginliği niteliğindeki bu kurum ve kuruluşların, Türkiye Varlık Fonu’na devrine HAYIR diyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz. 8 Şubat 2017, Ankara TÜRK ENERJİ SEN KESK-ESM TMMOB JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI TMMOB JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI TMMOB KİMYA MÜHENDİSLERİ ODASI TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI TMMOB METALURJİ VE MALZEME MÜHENDİSLERİ ODASI