İLAHİYAT FAKÜLTESİ İslam Felsefesi Anabilim Dalı VIII. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU (TEBLİGLER) 18 NİSAN 24»05 ISPARTA S.D.Ü. İLAHİYAT FAKÜLTESi İslam Felsefesi Anabilim Dalı Başkanlığı Bilimsel Toplantılar Yayın No: 3 TERTİP HEYETi S.D.Ü. İLAHİY AT FAKÜLTESi İslam Felsefesi Anabilim Dalı Başkanlığı Prof. Dr. İsmail YAKIT (Başkan) Doç. Dr. Kemal SÖZEN Dr. Nejdet DURAK Bilgehan Bengü TORTUK EDİTÖR Prof. Dr. İsmail YAKIT ISBN 975-7929-94-8 Kapak ve İç Düzen Nejdet DURAK BASKI Tuğra Matbaası, (0246) 224 14 68 Yayınlanan tebliğierin dil, Yayınlanan tebliğler üslfip ve ilmi sorumluluğu yazarlaona aittir. kaynak gösterilmek şartıyla iktihas ve atıf şeklinde kullamlabilir; ©SDÜ İlahiyat Fa}..iiltesi İslam Felsefesi Ana Bilim Dalı-2006 iSTEME ADRESi S.D.Ü. ilahiyat Fakültesi ISPARTA Tel: (0246) 211 45 50 ALMAN SİYER YAZICILIGINDA HZ. MUHAMMED İMAJI (~nnemarie Schimmel Örneği) Prof. Dr. İbrahim SARIÇAM* Saygıdeğer hanıınefendiler, -Köniışi:naına başlarken beyefendiler; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Önce, geleneksel Batı oryantalizminin Hz. Muhammed'le alakah geliştirmiş olduğu farklı bakış açılarını kısaca taraftarlan onu, daha çok Hıristiyanlık özetlemek istiyorum. Bir ve Yahudilik görüş kaynaklanndan faydalanarak kendi toplumunun sorunlarına yerel çözümler üreten bir lider olarak tanımlamış Çoğunluğunu ve onun mesajının kilise kökenli mahalli olduğu vurgusunu araştırmacıların oluşturduğu "Hristiyanlığın baş düşmanı", "şiddet yanlısı", "şeytanın yapmıştır. bir grup, "sapık", dostu", ''kötülüklerin kaynağı" gibi tamamen olurİ:ısuz ve önyargıli tanımlamalarla, batı kamuoyunu, Hz. Muhammed'e ve onun çalışmışlardır. şahsında Bir başka grup ise, Müslümanlara yaptığı çalışmalarla karşı yönlendirmeye Hz. Muhammed'in tarihi kişiliğinin var olup olmadığını tartışmaya açmışlardır. Son olarak, İslam kaynaklanna dayanarak ve bilimsel objektiffiğe riayet ederek Hz. Muhammed'i anlamaya çalışan bir grup da sağlıklı tespitlerde bulunmuşlardır. Alman oryantalizmi içinde Hz. Muhammed hakkında yapılan çalışmalar önemli yer tutar. Bunlar içinde salt akademik saiklerle hareket edenler bulunduğu gibi, farklı görüşler ortaya atanlar da vardır. Sözgelişi Hubert Grimme (1864-1942), ilk ve orijinal şekliyle İslamiyet'in bir din olmaktan ziyade o günkü topluma hakim olan sosyal problemierin çözülmesini ve • Ankara Üniversitesi ilahiyat Fakültesi özellikle zenginler ile fakirler arasındaki farklılıklann giderilmesini hedef alan tebliğeisi sosyal bir hareket olarak görür. Hz. Muhammed'in yeni bir din ortaya çıkmadığını, görüş bizzat bunun doğru olmayacağını insanlan sosyalizme batılılar arasında çağırdığını bile itibar iddia eder. Ancak bu son görmemiştir. Sözgelişi söyleyen Hurgronje'nin olarak görüşüne de Rudi Paret, atıfta bulunarak buna karşı çıkar. Özellikle son zamanlarda, fenomenolojik olarak, önyargıdan ve bilgisizlikten kaynaklanan tutumlara karşı bir duruşla, toplurolann birbirini anlamasına, bunun için ortak zernin aramaya, kendi kamuoylannı, karşı taraf hakkında olumlu düşüncelerle beslerneye ve doğru bilgilendirmeye matuf çalışma yapanlar bulunmaktadır. Bunlardan birisi de Annemarie Schimmel'dir. Bu tebliğde Annemarie Schimınel'in Hz. Muhammed hakkındaki görüşlerini ortaya koyarken Muhammad adlı Almanca kitabı esas alınacaktır (Diederichs Kompakt, München 2002). Eserin 4. sayfasında, 1981 yılında Diederichs tarafından yayımlanan Annemarie Schimmel'in Hz. Muhammed üzerine yazdığı Und Muhammad ist Sein Prophet-Die Verehrung des Propheten in der İslamisehen Frömmigkeit- ( Ve Muhammed O'nun Peygamberidir-İslam Dindarlığında kitabın Peygamber Saygısı) adlı esere dayandığı kayıtlıdır. Yazann, Girişinin sonunda yer alan imzası, ''Bonn, Mayıs 2002" yer ve tarih kaydını taşİmaktadır.. Kendisi vefatından sağlıklı önce 2003 yılının Ocak ayında vefat ettiğine ve olduğuna göre, imza, vefatından kısa bir süre öncesine tekabül etinektedir. Bu durumda 1981 yılında yapılan baskının gözden ve üzerinde çalışılmış şeklidir. Yazar, başta Kur'an-ı Kerim ve hadis külliyatı olmak üzere temel İslam kaynaklannın yanısıra doğuda ve Batıda yapılan çalışmalara da yer vermiştir. Konulan sistematik olarak ele almıştır. Çok geçirilmiş fazla dipnota yer vermerniştir. Hz. Muhammed'in kültürde yaşayan yönüne ağırlık vermiştir. Annemarie Schimmel, kitabın Girişinde, eskiden beri Batı dünyasının Peygamber Muhammed'in durumuna karşı anlayışsızlığının kendisini yakından meşgul ettiğini açıklar; yalnız sıradan vatandaşiann değil, aynı zamanda pek çok oryantalistin, Hz. Muhammed'in olumsuz niteliklerini ortaya çıkarmaya meylettiğini; bundan başka oryantalistlerin, İslam'ın, Batı'yı ve Hristiyan kültürünü tehdit eden bozuk bir din olarak tasvir uydurrnalannı tadat ettiklerini belirtir. Devarnında, edildiği Türk tüm ortaçağ işçilerine ve fundamentalist denilenlere karşı tepkilerin ve/aynı şekilde, çoğulcu toplumda yabancı bir dini kendi gerçek değerine uygun bir şekilde tanıma konusundaki 122 yetersizliğin de bu olumsuz tabloya dahil sekülerleşmenin de, pek çok olduğunu insanın, başkalanna kaydeder. Schimmel, artan kutsal parça saygı rluyınasım bile açıkça imkansız hale getirdiği Müslümanlar için Hz. Muhammed'in, kişi olan "baba figürü" Müslümanlarca getirildiğini, onun olduğu ömekliği tanıdığı hususlara bir görüşündedir. takip edilmesi gereken kanaatini dile getiren Annemarie Schimmel, hayatının öğrenildiğini, kendisine Medine'de bulunan kabrini ziyaretin, milyonlarca saHitu selam insanı manevi olarak ~celttiğini, çeşitli ırkiara mensup müslüman şairlerin bu yere özlemlerini dilt! getirdiklerini belirtir. Bunun yanısıra, şekilde bağlı olduğu çözülmez bir politikacının onda, etkisinin eşitlik bir medeniyetin kurucusunu, kardeşliği ö@tleyen politik bir lideri girişini şu sözlerle bitirir: "Diğer modem gör~üğünü ve söyler. Schimmel eserinin insaniann dini duygulanna, ancak ortaçağda rastlanabilecek mütekebbirane bir el hareketiyle ve fundamental olarak hafife almaksızın/ küçümsemeksizin, anlayışı öğrenmeliyiz. Belki bu kitap, Muhammed figürürie ve aydınınıizin hemen hemen bir şey bilmediği İslami değerleri tanımaya yardımcı olabilir". Muhammed'in hayatı başlığı altında Schimmel, Hz. Muhammed'in biyografisinin bize çeşitli kaynaklar vasıtasıyla ulaştığını kaydettikten sonra, Kur'an-ı Kerim'in, onun ve genç İslam toplumunun hayatı ile ilgili olaylara çeşitli telmihler içerdiğini, bundan başka, hikayesini bir dereceye kadar ortaya toplumun ve Peygamber'in hayatı çıkarmaya yardım ettiğini, olduğunu yanısıra, ile ilgili en önemli olaylan dillendiren ve Müslümalann muhaliflerini yeren Medineli önemli kaynak hadislerin, Hz. Muhammed'in hayat şair Hassan b. Sabit'in şiirlerinin söylemekte, sonra da siyer kaynaklanna de işaret etmektedir. / dah~ ışığında, Hz. Muhammed'in kısa biyografisini canlandırmaktadır. Bu çerçevede Çocukluk ve Gençlik, Vahiylerin Başlaması, Habeşistan'a ve Medine'ye Hicreti, belli başlı gazveleri ve diğer kronolojik olayları klasik kaynaklardaki tavsife uygun bir tarzda nakletınektedir. Biz bunları bildiğimiz ve yaşadığımız için belki bizlere bu anlattıkları çok şey ifade etıneyebilir. Ama bu bilgilere yabancı olan Batı insanına anlatması önemlidir. Rahip Balıira olayını yorumsuz olarak Schimmel sonra, bahsedilen materyallerin nakletınektedir. Olayları anlatırken Schimmel, Müslümanların bakış açısına önemldeğer vermekte ve bunu özellikle vurgulamaktadır. Sözgelişi "Kur'an'da İncil 123 geleneğinden kaynaklanan Musa, Davud, Yusuf, Süleyman, İsa gibi figürlerin bahsi, Hristiyan-Musevi araştırmacılar geleneğinden aynlık nezdinde daima vahiylerin bu hikayeler Müslüman için, olmuşlardır. edilmiştir. gösteren bir kontekste, kaynağı Kur'an'ın şüphe uyandınrken, üzerine Allah sözü olduğuna üıninl Çünkü peygamber Muhammed, Kur'an'da Bu anlatımları hiçbir yerde okumuş olamaz. Batılı dair delil olarak tavsif Şayet vahyedilmemiş olsa, bunlan nasıl kullanmış olabilir?" Annemarie Schimmel, İslam'ın Medine'de kurumlaştığım, vahiylerin yüzünün siyasal ve sosyal meselelere olarak rolünün ortaya sunulduğunu, çıktığını çevrildiğini, Muhammed'in devlet başkanı ve mü'minlere vahiyle güzel bir örnek olarak Mü'minlerin onun izinden gitmeye, oriu örnek almaya teşvik edildiğini açıklamaktadır. Muhammed'in halefieri -Halifeler- başlığı altında Schimmel, Hz. belirlemediğini Muhammed'in kendisinden sonra yerine geçecek bir halef kaydettikten sonra, Ali b. Ebi Talib'e Şia'nın Ebi Talib'in Peygamber'in tek yasal halefi yılında Peygamber'in onu halife tayin Fatıma'nın sadakat gösterdiğini, olduğu düşüncesini ettiğini savunduklarını nesiinin ve özellikle Hasan ve Hüseyin'in, Şilierin ve Ali b. hayatımn son söyler. Hz. Ali ile Şu irikadında merkezi figürler olduğunu; Peygamber ailesine saygının onlar nezdinde sadece dilli değil, aynı zamanda İslam tarihinde son derece önemli politik faktör olduğunu, Şilierin Muhammed'Jn kan akrabaları olmayan halifeleri ve bu meyanda ilk üç halifeyi (Ebu Bekir, Ömer ve Osman) tanımadıklarım kaydeder. Ama buna karşılık, Ehli Sünnet ve'l-cemaatin/Sünnilerin, Peygamber ailesine, seyyid veya şeriflere, Ali ile Fatıma 'nın ahfadına derin saygı duyduklarım kaydeder. Sahabilerden Bilfil-i Habeşi, Selmfin-ı Farisi ve Üveys el-Karalli'den bahseden Annemarie Schimmel'e göre Bilfil-i Habeşi, popüler gelenekte, İslam' ı kabul eden ve bu sayede hür doğan müslürnanla aynı haklara sahip kılınan siyahların sembolü; Selmfin-ı Farisi İslam' ı kabul eden İranlıların sembolüdür ve o aym zamanda İslam'a giren zenginleşmesine biyoğrafısinde ve kendilerine ait bilgileri İslam'ın katan herkese bir örnektir. Son olarak, mistik Muhammed özel rol oynayan bir zahitten, Yemen'de yaşayan ve Peygamber'i hiç görmeden İslam' ı kabul eden, Üveysel-Karam'den söz eder. Muhammed: Güzel Örnek başlığı altında Annemarie Schimmel, onun yaşayış şeklinin rivayetlere yansıması hiçbir zaman insanüstü yeteneklere 124 üzerinde sahip durmaktadır. olduğunu Muhammed'in iddia etmediğini, "vahyolunana hizmetkar" olmaktah göstermeye davet edildiğinde, başka kavmine yegane büyük mucizesi olan Kur'an'a Kur'an'ın güzelliğinin, onun Allah'tan bir apaçık şey istemediğini, bir Arapça olarak işaret ettiğini... geldiğinin delili mucize bildirdiği, ona ve tabilerine, olduğunu kaydeder. Araplar ne kadar beliğ ve muhteşem şiirleri de ne kadar mükemmel olursa olsun, onlar için bile Kur'an'la kıyaslanabilecek bir vahiy getirmenin imkansız olduğunu söylemektedir. • •Annemarie Schimmel'e göre "İslam'da Kur'an'ın bu merkezi konumu, fenomenolojik olarak İsa'nın Hristiyanlıktaki konumuyla paralel durmaktadır. Hristiyanlıkta, vücut bulan/tecessüm eden Allah'ın sözü, İslam'da kitap haline gelen Allah sözüne tekabül eder. Bundan dolayı, behemehal, teolojik ve fenomenolojik olarak Hz. Muhammed ve Hz. İsa'nın karşılaştırılması caiz değildir. Muhammed, kendisinin sadece bir insan kendisine vahyin nasip olması olduğunu olduğunu ve tek üstünlüğünün biliyordu ve bu konuda sürekli vahiy yoluyla ikaz ediliyordu: "De ki, ben de ancak sizin gibi bir insanım. ilahınızın 6. ayetinde". bir tek ilah olduğu vahyolunuyor" buyrulur 41. Sılrenin Bununla beraber Kur'an'da, onun istisnru durumuna bulunur: O, "Aleınlere rahmet" olarak gönderilmiştir( işaret Bana eden yerler 21/107). "Allah ve melekleri ona çok salavat getirirler" (33/56). " Gerçekten yüce bir ahlak üzeredir" (67/4). Annemarie Schimmel'e göre Kur'an'daki bu ve benzeri ibarelerden, kısa gelişmiştir. Küçük Kur'ani süre zarfında, Peygamber' e normal ölçülerin ötesinde bir tazim işaretler, zamanla, tarihi Muhammed portresini gitgide renkli bir örtüyle saran garip hikayeler ve efsaneler şeklinde genişletilmiştir. görüşü Schimmel'in Hz. Muhammed'in örnektiği ve bunun kaynağı ile ilgili şöyledir: "Müsl~nlar için Muhammed'in yaşam tarzı, yani sünneti düstur olmuştur. Çünkü, Kur'an'ın dediği gibi Muhammed, Üsve-i Hasene (güzel örnek)dir. insani davramş için Peygamber'in örnekliğinin en önemli kaynağı olduğu için, Hadislerin tetkiki, nakli çok ciddiye alınmıştır". Muhammed'in dış güzelliği başlığı altında Annemarie Schimmel, erken dönem Arap literatüründe Peygamberlik alametlerini ele alan Delfıilü'n­ Nübüvve ve onun iyi vasıflarını, bedeni ve ruhi niteliklerini ele alan edebi eserler olan Şernail türlerinin geliştiğini belirtir ve bunlardan örnekler sunar. Buna göre, Muhammed'iıi bedeni güzelliğinin betimlemeleri erken dönem rivayetlerinde dağılmış vaziyette bulunurlar. Çünkü, Peygamber nasıl karakter baktımndan en 125 güzelse, aynı şekilde dış görünüş bakımından Schiınmel, da öyledir". en eski haberlerde onun dış görünüşünü tasvir eden ifadeleri nakleder. Annernarie Schiınmel Hz. Muhammed'in sakal-ı şerijinin değerli mukaddes emanet haline gelmesi ve peygamberlik mührünün kültüre bir yansıması üzerinde durur. Ona göre, "Pek bedihi olarak, beşeri varlığı ·ve özellikle de geniş kutsal birini resmetmeyi resmi/portresi yapılmıştır. yapılmamıştır. 1400 çapta reddeden bir dinde, Peygamber'in Fakat (ıniladi) bazı eski civarında ıninyatürlerde ıninyatürlerde onun yüzü bu görülebilmektedir. Fakat daha sonra genellikle yüzü örtülmüştür. onun, hilye denilen bedeni ve ruhi özelliklerinin tasviri, derlenmiştir. baskısı, Müslürnanlafın En ünlü bilyelerin bereket getirmek için hala günümüzde onun resmi/portresi Türk Buna erkeiı hala karşılık bir dönemde evlerini süslemek ve camilerinin avlulannda satılmaktadır". Schiınmel, aynı Peygamber'in sadece dış görünüşünün zamanda giyiminin de Hadis literatüründe olduğunu ayrıntılı ve kişiliğinin değil, olarak tavsif dile getirir. Buna göre o, beyaz ya da yeşil elbiseyi tercih ederdi; fakat her elbiseden sadece tek bir adede sahipti. Muhammed, ayak arasına giren iki nalınlar, edilmiş kayışı bulunan belli bir özellikle kem göze/nazara çeşit nalın karşı uğurlu giyme parmaklannın itiyadında bir hamali idi. Bu olmuştur. Bu sandaletierin kalıplannın, daha ortaçağda, en azından Batı İslam bölgesinde sık olarak ortaya çıktığı görülür. Büyük kısmı "Asil nalınlarla" ilgilenen kuzey Afrikalı şafrlerin bütün olarak bir şiir literatürü vardır. Annernarie Schiınmel 'e göre Muhammed'in tıbba karşı örnek olarak görüldü. O, eski örfe uygun olarak tükrüğünü birisini için kullandı. kullanıldı. Onun abdest suyu, içkin manevi gücünden Fakat onun tıbbi müshillere özel bir önem hastalığın kararlan daima verdiği kesindir. dolayı doğru değildi. Açıkça nedeni olarak görmeye meyilliydi. tutumu da iyileştirmek deva olarak Hacarnata ve ve özellikle mideyi pekçok Aynı zamanda onun tıp konusundaki dağınık sözlerinden, kısmen hala günümüzde İslam dünyasında uygulanan Tıbbı Nebevf denilen Peygamber tıbbı daha çok teknik, bedeni Muhammed, özellikle Gazzau'nin hastalıklan dediği hastalıklarla sınırlanmış şiirlerde Fakat aynı zamanda, bu peygamber tabib, yani doktor olarak gibi Peygamberler kalp öğütleriyle gelişti. iyileştirebilen hastalıklarını gönül/ruh tıbbı bir yana, adlandırılır. Çünkü, idrak eden ve bu doktorudurlar. Böylece Muhammed sıkça tabfb ve habfb, yani doktor ve dost olarak görünür. inananlan 126 onu bu çift bahş açısı altında görO.r ve hürmet gösterirler. Muhammed'in Ahlaki Durumu: Peygamber'in dış güzelliği yalnızca onun iç değerlerini yansıtır. Çünkü Allah onu halkan ve hulkan, yani yaratılış ve ahiili nitelikler bakımdan mükemmel yaratmıştır. Bir defasında sevgili eşi Aişe'ye onun ·karakteri sorulduğunda şöyle cevap vermiştir: "Onun ahlakı Kur'an idi. Kur'an'a hoş gelen ona da hoş gelir, Kur'an'ın gazaplandığına o da gazaplanırdı" • "Tüm rivayetlerde onun alçak gönüllülüğü ve yumuşaklığı vurgulanır. Bundan başka onun dostane ciddiyeti sevimli vakan bu haberlerde vurgulanır ve çok gülmediği olgusu haber verilir. Onun şöyle söylediğini bildiren çok sık zikredilen bir rivayet vardır: Şayet benim bildiğimi bilseydiniz ağlardınız ve az gülerdiniz". İnsanlan daima cezbeden sempatik bir gülümseyişi vardı. Muhammed'in zayıfı gözetmesi ve inceliği övülmüştür: Rivayet "O hizmetçiye, köleye ve hanımlanna vurmadı" diye haber verir." Muhammed'in kadınlara Tutumu: "Muhammed'in etik duruşunun bir görünüşü, çok evliliği, müslüman olmayan için şüphesiz zor anlaşılır. Birisi, gözleri önünde İsa'nın bekarlığının ideali dururken, Muhammed'in çok evliliğini Peygamberliği ile birleştirilebilir olarak kabul etmekte güçlük çekecektir. Halbuki Müslüman için özellikle Peygamber'in cismani ve ruhani kabiliyetini birbiriyle birleştirmesi, onun yüksek mevkiinin bir delilidir. .. Kur' an' da eşierin dört meşru hanımla sınırlı olarak dekiare edilmesinin, İslam öncesi evlilik adetine kıyasla büyük bir gelişmeyi gösterdiği de göz önünde bulundurulmalıdır. Muhammed'in, evliliklerinden birkaçını, savaşta şehit düşmüş müslümaniann dul eşierine yeni bir aile yuvası balışetmek için yaptığı, İslami apolojilsavunca tarafından daima vurgulanır. O, hayatının büyük bölümünde, tek hanımla,_ sadık eşi Hatice ile evliydi. Ancak hayatının son 13 yılında çok evlilik yapmıştır. Muhammed'in çok evliliğinin mütalaasında, erkeklik gücünün fevkalade kabiliyetti insanı simgelerliğine dair eski görüş, ihmal edilemez. Bu bağlamda Muhammed'in annelere verdiği yüksek değer de unutularnaz. Gelenek ona şu güzel sözü boşuna isnad etmez: "Cennet analann ayağı altındadır". Kuran ayetleri kadının mutlak alçaltılmasına ve kötülenmesine karşı dururlar. Bu ayetlerde sürekli dindar inanan erkek ve kadınlardan, onlann 127 r aynı toplumun erkekleri gibi dini görevleri balısedilmekte, onları dini görevler için mükafatlandınlacaklardır. Peygamber'in hanımlarına ve kadını, kadınlar hakkında Fakat özellikle, mü'ıninlerin durmaktadır: "Allah bana sizin dünyanızdan güzel kokuyu ve namazı sevdirdi". Din ve politika bağlantısı: Annemarie Schimmel'e göre müdekkike/seyirciyiye/mülahıza alışılmamış zor sevgisi, olmaktadır. olumsuz bir karara tamamen engel önünde Peygamber'in ünlü vecizesi kızı Fatıma'ya yagıya varılabilecek olan bir başka gelen ve onun görünüş, "Batılı bir tarafından· oldukça din ve devletin dfn ü devle'nin irtibatıdır. Müslüman, İsa'nın mesajının saf ahiretle al~alı oluşunu ve dünyadan vazgeçmeyi eksik ve kusurlu görürken, başarılı bir peygamberin Allalı 'tan aldığı mesajı vasıtalarla yeryüzüne dünyevi adamı arasında Peygamber ve devlet yayması görünen inandırıcı ona çelişki, görünür. onun telakkisine göre, tamamen Peygamber'in kapsamlı başarısına bir işaret ve mesajının büyüklüğüne ve gerçekliğine delildir. İslam'ın Arap yarımadasına daha Peygamber zamanında hızlı yayılışı, dahası, İslam devletinin onun vefatından sonraki ilk yüz yılda tasavvur edilemez bir gerçek din ve onu tebliğ şekilde süratli yaygınlığı, Allalı'ın edenin de, son bu galip gelen dinin, valıyi getiren gerçek Peygamberi. olduğu şüpheye yer bırakmaz". Annemarie Schimmel cihad hakkında da şunları söyler: "Çoğu zaman Haçlılar tarafından kullanılan, esasında isıarnı bir deyim olmayan 'Kutsal savaş' şeklinde tercüme edilen Cihad, yani Allalı yolunda çaba harcama da bu portreye aittir. Bu, çabalama, yahut inanmayanlara karşı pax İslaınica yapı için savaş olarak yorumlarur. Peygamber' den sülli eğilimlere ve içgüdülere, en duyulduğu geniş ve onun anlamda söylediği şekliyle şehvete karşı Cihad, büyük cihad olarak denlnıleştirilıniştir". Annemarie Schimmel'e göre "Onun tarafından konulan etik kurallar, tüm büyük dinlerin öğrettikleri ile aynıdİr. 'Erdem nedir'? diye sorulduğunda, 'Kalbinin fetvasını talep et. Erdem, kalbin huzursuzluk veren ve göğsü daraltan sukı1net bulduğu, günalı şeydir' diye cevap ise gönüle verıniştir. En iyi İslam'ın ne olduğu sorulduğunda, şöyle cevap verıniştir: 'En iyi İslam şudur ki, açları doyurursun, tanıdıkların ve tanımadıkların arasında barışı yayarsın'". "Fas'tan Endonezya'ya kadar İslam dünyasına böyle bir yeknesak çehre verıniş olan bu Peygamber'i örnek alma (İınitatio Muhammedi) dır: Her nerede olunursa olunsun, sözgelişi eve girildiğinde nasıl hareket edilir; hangi selam 128 formülleri uygundur, toplumda ne nasıJ yapılır, seyahat edilir, bunlar bilinir. neden Yüzyıllar • sakınılması gerekir, nasıl yenir, boyunca çocuklar bu gelenekte eğitilmiştir. Ancak son onlu yıllarda İslam dünyası, modem teknik medeniyetle çarpıştığı/mi.isademe ettiği için inhitata/çöküntüye uğradı. İsHim1 geleneğin kaldığı maruz bu tehlikenin şüphesiz farkedilmesi, Müslüman neo- Fundamentalizmin oluşmasına hizmet(!) etti. Şayet olmasaydı alışılrnışın Muhammed dışında bir karizrna ile mevhibeli böyle bir geleneğin oluşması düşünülemezdi. İsveçli Lüteryen piskopos Tor Andrae, eserinde Peygamber'i tebcil için haklıdır: "Muhammed' in gerçekten kalpleri kazanma yazdığında sanatına eşine gerçekten az rastlanır ölçüde vakıf bulunduğıınu kabul etmemiz için tüm nedenlere sahibiz". Annemarie Schimmel Menkıbeler ve Mucizeler, Göğsfin Açılması ve Ayın Yanlması/Şakkı Kamer'i yorumsuz olarak ve geleneğe yansıdığı şekliyle nakleder. Ümmf olarak Peygamber başlığı altında teologlar ve daha çok İsHl.m mutasavvıfları için okur yazar olmayan gerçek vahyi ve mesajının gerçekliği anlamında ümmfkavrarnı, tasvir edildiği gibi, okuyamayan ve yazarnayan Peygamber, ilgili o kadar olay hakkında niteliği açıkça Kur'an'ın bilgiye Peygamber'in için mükemmel bir delildL Kur' an' da nasıl geçmiş ve gelecekle sahip olabilirdi ki? Onun ümm1 olarak Allah sözü, onun halis vahyi olduğıınun garantisi değil miydi? Annemarie Schi.mmel'e göre rivayetler, Muhammed'in ve yardımsevediğini yumuşaklığını özellikle ön planda tutarlar. Burada rivayetler, inananlara sürekli teselli olarak hizmet eden Kuran ayetine dayanırlar. Çünkü Muhammed rahmeten li'l-alemin, yani alemiere rahmet olarak gönderilmiştir. Anadolu'da ve doğıı İslam ülkelerinde günümüzde hala kırsal alanlarda, yağmur, rahmet diye isimlendirilir. Çünkü ekinierin ve Muhammed'in, tarlaları tıpkı doğıı hayvanların gelişmesi ona bağlıdır. Böylelikle ülkeleri üzerinde gelip giden, özlemle beklenen kalpler gibi yeniden canlandıran sağanakla yağmur bulutu olarak Muhammed hakkındaki rahmet dolu sembolize edildiği kendiliğinden ortaya çıkmıştır. Burada Annemarie Annemarie Schi.mmel dinlediğiniz Schimmel'in görüşlerinden Hz. bazılarını sunmaya çalıştık. Sabırla için teşekkür ederim. 129