Mirac 1979

advertisement
MİRAC
‫س ْب َحانَ الَّ ۪ٓـذي اَس ْٰرى بِعَ ْبدِه۪ٓ لَ ْيالً مِ نَ ْال َمس ِْج ِد ْال َح َر ِام اِلَى ْال َمس ِْج ِد‬
ُ
ْ
ْ
َ
‫صا‬
‫ق‬
‫اْل‬
َ
"KULUNU (MUHAMMED SALLALLAHU
ALEYHİ VE SELLEMİ) BİR GECE MESCİDİ
HARAMDAN (ALIP) MESCİDİ AKSAYA
GÖTÜREN (ZATİ ECELLE VE A'LA HER
DÜRLÜ NAKIYSALARDAN) MÜNEZZEHDİR.
(O MESCİDİ AKSAA Kİ) BİZ ONUN ETRAFINA
(FEYZ VE) BEREKET VERDİK (VE BU GECE
YOLCULUĞUNU ONA (O PEYGAMBERE)
AYETLERİMİZDEN BAZISINI GÖSTERELİM
DİYE (YAPDIRDIK.) ŞÜPHESİZ Kİ O, (ASIL) O
(HERŞEY'İ) HAKKIYLE İŞİDEN, (HER ŞEYİ)
KEMÂLİYLE GÖRENDİR."
(EL-İSRA' SURESİ AYET- 1)
Değerli Müslümanlar,
Zulmün ve adaletsizliğin hükmettiği inanan
yüreklerin acıyla burkulduğu yıllardı. Müşrikler göz ve
gönül aydınlığı olarak gönderilen son elçiyi
yalanlıyorlar, ona inanmış bir avuç mü'mini hor ve hakir
görüyorlardı. Cenab-ı Hak'kın şan ve şerefini yüceltip
iki cihanın güneşi yaptığı Hz. Muhammed'in mübarek
gönlü üzüntülüydü. İnsanlar bir azgın canavar gibi ışığa,
iyiliğe, fazilet ve yüceliğe düşman, İslam’a ve onun
emirlerine karşı, Allah'a ve gücüne İsyanla doluydu.
Gözleri kör kulakları sağır beşeriyet kutsal tebliği
reddediyor, son peygamberi ve ilahi vahyi yalanlıyordu.
Hicretten bir buçuk sene önceydi. Bir gece Kâbe’de
düşünmekte olan Hz. Muhammed (S.A.S.) Efendimize
Cebrail (AS.) geldi. "Ey Allah'ın sevgilisi Peygamber,
kalk. Esirgeyici ve bağışlayıcı olan Rabbin seni
huzuruna davet ediyor." dedi. Resulullahın heyecanı
büyüdü. Allah O'nu kendi katıra çağırıyordu. Cebrail
(A.S.) bir lahzada göğsünü yarıp kalbini çıkartarak, içi
iman dolu bir altın tasta yıkayıverdi. Tekrar yerine
koydu. Sonra Allah'ın peygamberi BURAK isimli bir
hayvana bindirildi. En uzun mesafeler beşer aklının
alamayacağı ölçüde kısalıyor ve Burak göz açıp kapama
anı kadar kısa bir sürede Mekke'ye bir aylık mesafede
olan Mescid-i Aksaya geliverdi. "Evet, kulu Hz.
Muhammed'i bir gece Mescid-i Haran’dan alıp Mescidi Aksa'ya kadar götüren, her türlü noksan sıfatlardan
uzak, Cenab-ı Zülcelâl olan Allah'ın şanı pek yücedir."
Allah'ın son Peygamberi, Mescid-i Aksa'dan
kutsal yolculuğuna devam ediyor. Semanın bütün
kapıları önünde açılıyor, her şey ve bütün melekler O'na
selam veriyorlardı. Hz. Adem, Yusuf, İbrahim, Yahya,
İsa, İdris, Harun ve Hz. Musa (Aleyhimüsselâm) gibi
büyük Peygamberlerle teker teker görüşüyor ve yoluna
devam ediyordu. Hepsi O'na: "Hoş geldin ey Salih
kardeş, hoş geldin ey salih Nebi" diyorlardı...
Resulul'ah yedinci semaya, oradan daha
yukarılara
çıkıyor,
gözlerin
görmediği
harikuladeliklerle karşılaşıyordu. Nihayet Sidret-ül
Müntehaya geldiklerinde Cebrail (A.S.) durakladı ve:
"Ya Muhammed yemin ederim ki, ben buradan bir karış
ileriye geçersem yanarım. Benim buradan ileriye
geçmeye takatim yoktur." dedi. Ve Resulullah bundan
sonra Allah'ın dilediği yere kadar geldi Ve Cenabı Allah'ın yaklaş Ey Muhammed hitabını duydu. Sonra da
Cenabı Hak'la görüşüp konuşmak gibi bir kadri yüce
nimet ve şerefin sahibi oldu.
Muhterem Müslümanlar,
Hem ruhen hem bedenen vuku bulan bu görüşme
sadece bizim peygamberimize nasip olmuş bir fazilet ve
şereftir. Allah'ın son peygamberi Miraç sayesinde diğer
peygamberler ve meleklerle görüşerek mübarek
cemalleriyle onları müşerref etmiş, o büyük alemi bizzat
görerek bu fani dünyanın değersizlik ve küçüklüğünü
bir kere daha anlamış ve inanan gönüllere böyle kutsal
bir yolculukla serinlik ve rahatlıklar sunmuştur. Beşerin
akıl sınırlarını zorlayan bu muazzam hadisenin çok
büyük akisleri olmuştur. Mü'minler sevince boğulmuş,
müşrikler imkânlarıyla kahrolmuşlardır.
Değerli Müslümanlar,
Miraç müminler için bir bayram ve kurtuluş
günüdür. Miraç müminlerin gönül huzuru ve
peygamberimiz Hz. Muhammed'e verilen eşsiz bir
lütfudur. Miraçta Allah Peygamberimize elli vakit
sevabına denk beş vakit namazı. Bakara suresinin o pek
yüce son ayetlerini, ümmetinden hiç bir şeyi Allah'a eş
koşmayacak olanlara cenneti vermiştir.
Miraç bir kandil, bir aydınlık, bir rahmettir.
Hadisenin vuku bulduğu gün müminler bayram
yapar, Allah'a dayanıp güvenmenin, yalnız ona ibadet
edip sığınmanın ve ona tövbe etmenin hazzını duyarlar.
1400 seneden beri her yıl bir bulunmaz nimet olarak
sunulan Miracı kutlamak ve o gün her zamankinden
daha çok Allaha yakın olmayı dilemek bir kutlu adet
haline gelmiştir.
Bu yıl Miraç Kandili 21 Haziranı 22 Hazirana
bağlayan Cuma Gecesi kutlanacaktır.
Şimdiden o kandile hazırlanmanın ve yeni bir iç
temizliğine girmenin zamanıdır. Biliniz ki üç aylarda ve
bilhassa kandillerde yapılan dua ve ibadetler Çok geniş
Rahmet sahibi olan Allah'ın rıza ve hoşnutluğuna sebep
olacaktır.
Yüce Rabbimizden, Miraç Kandili hürmetine
milletimizin ve bütün İslam Aleminin feraha çıkmasını
niyaz ediyoruz... Hidayet ve Rahmet Cenabı Zülcelal
olan Hz. Allah’tandır.
Haziran 1979
Related documents
Download