“Gadir olayı seküler bakışın reddinde güçlü bir mantıktır”

advertisement
Ayetullah Hamanei: “Gadir olayı seküler bakışın reddinde güçlü bir
mantıktır”
13 /Oct/ 2014
Mübarek Gadiri Hum bayramı dolayısıyla bugün sabah halk kitlelerinden kalabalık bir
grubu kabul eden İslam inkılabı rehberi, “Emir’ul Muminin’in imamlığa tayin edilmesi” ve
“İslam’ın siyaset ve devlete ilgi ve dikkati”nin Gadir-i Hum olayının iki önemli temeli
olduğunu hatırlatarak, Müslümanlar arasında birlik ve dayanışmanın zaruretine temasla,
“karşı tarafın duygusunun kışkırtılması ve Şii ve Sünni müslümanlar arasında ihtilafa neden
olan her girişim ve her fert, cahil, katı ve tekfirilere bağımlı akımı oluşturan Amerika,
habis İngiltere ve siyonizme yardımda bulunmaktadır” dedi.
Gadir-i hum bayramı dolayısıyla tebrik ve kutlamalarını dile getiren İslam İnkılâbı Rehberi,
önemli Gadir olayının İslam tarihinin en tartışılmasız vakıalarından biri olarak niteleyerek,
İslami fırka ve mezheplerinden hiç birinin Gadir-i Hum olayı ve yüce İslam peygamberi
Hz. Muhammed (sav)in ‫ﻣﻦ ﮐﻨﺖ ﻣﻮﻻﻩ ﻓﻬﺬﺍ ﻋﻠﯽ ﻣﻮﻻﻩ‬yani “ben kimin mevlası isem işte bu Ali
de onun mevlasıdır” sözü hakkında en ufak bir tereddüt ve kuşkusu olmadığını bildirdi.
“Bugün bu tarihi cümleyle ilgili yeni yetmelerin kafasında oluşan kuşkular bin yıldan beri
gündemde olan laflardır ve tüm bunlar büyük alimler tarafından cevaplandırılmıştır” diyen
İslam inkılabı Rehberi Ayetullah Hamanei konuşmasının devamında, Gadir-i Hum’da
Emirul Muminin Ali (as)ın imamlık ve Allah Resulü’nün vasiliğine atanmasında yüce İslam
peygamberi (sav)in buyurduğu bu mübarek söze temasla, “bu cümlenin diğer bir takım
anlamı daha bulunmaktadır ki onlardan gaflet edilmemesi gerekir ve o ise İslam’ın,
ümmetin devlet ve siyaset işleriyle ilgilenmesi meselesidir” ifadesini kullandı.
Ayetullah Hamanei, İslam’ın siyasetten koparılması ve aziz dinimizin ferdi ve özel
meselelere tahsis edilmesi amacıyla İslam düşmanlarınca sürdürülen amaçlı propaganda ve
yaygaralara temas ederek, Gadir-i Hum olayının İslam dininin bu seküler bakışı reddi
konusundaki açık ve güçlü mantığını ortaya koyduğunu, zira Gadir-i Hum’un İslam’ın
devlet idaresi ve siyasete olan ilgi ve teveccühünün mazhar ve tecellisi olduğunu bildirdi.
Sayfa 1 / 3
Emir’ul Muminin ali (as)ın Yüce İslam Peygamberi (sav) tarafından atanmasını sadece
manevi açıyla sınırlandıran görüşü reddeden İslam İnkılabı Rehberi, manevi hususların
atanamayacağını, bu mübarek olayın gerçek anlamının devlet işlerdi ve toplum meselelerine
olan ilgi olduğunun ve Gadir olayının tüm Müslümanlar için çok büyük bir ders özelliği
taşıdığını bildirdi.
Gadir meselesinin Şia düşüncesinin temel ve inanç esasını oluşturduğunu belirten Ayetullah
Hamanei, Gadir-i Hum meselesinde Şia’nın güçlü mantığı ve kesin hüccetinin ele alınarak
incelenmesi ve irdelenmesinin asıl yerinin ilmi ve uzmanlık çevreleri olduğunu ve bu
meselenin Müslümanların genel yaşamını, onların kardeşlik ve eşitlik meselesinin olumsuz
etkilememesi gerektiğini söyledi.
Konuşmasının devamında başta Şii ve Sünni Müslümanlar olmak üzere İslam mezhepleri
arasında tefrika ve çatışma çıkarılması yönünde İslam düşmanların ve müstekbirliğin
izledikleri temel siyaset ve komploları hatırlatan İslam İnkılâbı Rehberi, “Müslümanlar
arasında ihtilafın baş göstermesi, onların himmet, güç ve hedeflerinin iç çatışma ve
anlaşmazlıklara harcanmasına, büyük ve asıl düşmanların göz ardı edilmesine sebep
olmaktadır ve bu ise müstekbirlik ve sömürünün onlarla ilgili planladığı komplonun ta
kendisidir” dedi.
Ayetullah Hamanei, “Yön verici ve cazip İslam Cumhuriyeti Düşüncesi”ne karşı koymanın,
dünya müstekbirliğinin Müslümanlar arasında daha fazla yatırımda bulunmasının ana
sebebi olduğunu belirterek, “Amerika, siyonizm ve tefrika çıkarma konusunda eski uzman
habis İngiltere, İslam İnkılâbının zaferinden sonra, Şii ve Sünni Müslümanların dikkatini
asıl düşmandan saptırmak ve ihtilaf çıkarmak amacıyla kendi komplo ve çabalarını daha da
artırdılar” dedi.
Irak, Suriye ve diğer bazı ülkelerde baş gösteren tekfiri akımın, Müslümanlar arasında
ihtilaf çıkarılması amacıyla müstekbirlerin komplosunun ürünü olduğunu belirten Ayetullah
Hamanei, “Onlar el-Kaide ve IŞİD’i tefrikacılık ve “İslam Cumhuriyetine karşı mukabele”
amacıyla oluşturdular ama artık bizzat onların kendi başına bela olmuştur. Bu olayların
dakik ve ayrıntılı yorumlanması, Amerika ve müttefiklerinin IŞİD’e karşı yalandan
mücadele olarak isimlendirdikleri girişimlerinde bu akımın temel çekirdeğini yok etmek
yerine bizzat Müslümanlar arasında düşmanlık ve tefrika çıkarılmasına odaklanmışlardır”
dedi.
İslam’a bağlı olan ve Şiisiyle Sünnisiyle Kur’an’ın hakimiyetini isteyen her kesin, Amerikan-
Sayfa 2 / 3
Siyonizm siyasetlerin İslam ve Müslümanların gerçek ve asıl düşmanı olduğunun farkında
olması gerektiğini hatırlatan İslam İnkılabı Rehberi, konuşmasının bir başka bölümünde ise
öteki fırka ve mezheplerin mensuplarının duygusunun kışkırtılmasından kaçınılmasının tüm
Müslümanların önemli vazifesinden olduğunu belirterek, “Şii ve Sünni şunu bilmelidir ki
birbirinin mukaddesatına ihanet gibi her türlü girişim ve söz, fitneciliğe ve kışkırtıcılığa
sebep olmakta ve bu ise kesin olarak tüm Müslümanların ortak düşmanının yararına tamam
olmaktadır” dedi.
İslam İnkılâbı Rehberi konuşmasının son bölümünde ise son 35 yıl içinde dünya
zorbalarının tüm komplolarının yenilgiye uğradığını hatırlatarak, bu halkın düşmanlarının
bu kez de Allah’ın izniyle yenilgiyle karşılaşacaklarını ve İslami İran’da yaşayan tüm
Müslümanların basiretli ve bilinçli bir şekilde kendi sorumluluklarını aynen yerine
getirmeye devam edeceklerini söyledi.
Sayfa 3 / 3
Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)
Download