(Özet) GÜNÜMÜZÜN SORUNU: ENERJİ VE CO2 BİR ÜRETİM MÜHENDİSİNİN DEĞERLENDİRMESİ Sayın Prof. Dr. A. Erman Tekkaya: ‘Greenhouse Effect’, ‘Glasshouse Effect’ Türkçe’de maalesef bu iki kelime için tek kelime var, ‘Sera Etkisi’ ama bu iki kelimenin anlamı İngilizce’de farklı bizim sera dediğimiz aslında ‘Glasshouse Anthropogenic’, ‘Greenhouse Effect’ ise biraz daha farklı Anthropogenic Sera Etkisi ise insanlar tarafından oluşturulan Sera Problemi, Küresel Isınma ve İklim Değişiklikleri sıklıkla birlikte kullanılan veya birbirlerinin yerine kullanılan terimlerdir. Bunları biraz açmak istiyorum. Önce Küresel Isınma; Küresel Isınma deyince ne anlıyoruz? Küresel Isınmayla Dünyaya yakın tabakaların ve denizlerin son yıllarda ortalama sıcaklıkların artması ve bu artışın da devam edeceğinin tahmin edilmesi anlaşılıyor. Sera Etkisi ise bu sıcaklık artışının Sera Gazları dediğimiz GHG gazları etkisiyle oluşması ve hava su buharı etkisiyle oluşması anlaşılıyor. Anthropogenic Sera Etkisi ise insanlar tarafından oluşturulan bu sera etkisi anlamına geliyor. Şimdi gördüğünüz gibi en önemli gaz karbondioksit. Bu ısı dengesini bozabilecek olan veya tekrar sağlayabilecek olan gaz Karbondioksit ve 400 bin yıl geride bıraktığımız zaman bugünden itibaren Karbondioksit miktarı inişli çıkışlı dönemlerden geçiriyor. Bu inişli çıkışlı dönemlerin temel nedeni dünya yörüngesinin mükemmel olmaması, dünya yörüngesi de belirli bir salınım içinde ve bu salınımı da sürekli 100 bin yıllarla ölçülüyor. Denge değiştiği zaman dünyanın da iç dengesi Termodinamik dengesi değişiyor ve sıcaklıklar değişiyor. Sıcaklıklar değişince karbondioksit miktarı değişiyor ve Karbondioksit miktarı sıcaklığı etkiliyor. Çok karmaşık bir denge oluyor. Karbondioksitin 300 milyonda 300 parçayla 200 parça arasında değiştiğini görüyorsunuz. Son bin yıla baktığımız zaman 250 civarında seyreden Karbondioksit miktarı 1. Sanayi Devrimiyle birlikte giderek artmaya başlamış ve 90’lı 80’li yıllarla birlikte de inanılmaz bir artışa geçmiş ve bu artış çok yüksek bir değere tekabül ediyor. Tamamıyla insan eliyle oluşmuş bir sonuç olduğunu kanıtlıyor. Fosil yakıtların yakılmasından dolayı toprağın kullanılması daha doğrusu yanlış kullanılması nedeniyle Karbondioksit üretimi var. Tarımsal nedenlerden dolayı bir Karbondioksit yüksek üretimi var. Bir de atıklardan dolayı bir karbondioksit üretimi var. Bütün bu dilimleri alt dilimlere bölebilirsiniz ve nerelerde kullanıldığını görebilirsiniz. Ama gördüğünüz gibi son derece karmaşık bir kullanım alanı var. Değişik kaynaklardan Karbondioksit üretimi oluşuyor. Yalnız Karbondioksitte değil, Karbondioksitin yaptığı en büyüğü olduğu için hep onu söylüyorum. Ama Metan da var. Flor bazlı gazlar da var. Diğer gazlar var. Oksitler var. Ama en büyük dilimi karbondioksit meselesi alıyor hep ondan bahsediyorum. Enerjiyi nasıl üretiyoruz? Değişik üretim kaynaklarımız var. Doğalgaz, yağlar petrol nükleer enerji vs bunlara karşılık gelen gaz üretimine baktığımız zaman petrolün %35’lik enerji kullanımı varken gazlara katkısı %37, aslında %37’den biraz daha fazla çünkü gazların petrolün üretilmesi için kullanılan enerjiden dolayı ortaya çıkan gaz miktarları var. Ama sonuç olarak oldukça yüksek bir miktar kömürden keza %24 enerji kullanımımız varken %37 gaz üretiyorsunuz. Hidro santrallerden gelen ve su santralarından gelen enerji üretiminden gelen gaz üretimi aslında oda yanıltıcı, çünkü bunların direkt olarak ortaya çıkarttığı gaz yok. Direkt olarak ölçemiyorsunuz. Ama indirekt olarak hem nükleer enerjinin hem de barajlardan elde edilen enerjinin ortaya çıkarttığı çok önemli miktarlarda Karbondioksit var.