Ekonomi Bülteni 3 Şubat 2014, Sayı: 05 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Makro Ekonomi ve Strateji Merkez Bankası Üzerine Düşeni Yaptı, Peki Bundan Sonrası? Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ercan Ergüzel Ezgi Gülbaş Ali Can Duran 1 03 Şubat 2014 DenizBank Ekonomi Bülteni Yurt Dışı Gelişmeler FED çıkış planını değiştirmedi. FED, Açık Piyasa Komitesi (FOMC) Ben Bernanke’nin liderliğinde toplandığı son toplantısında tahvil alım programını beklendiği gibi 10 milyar $ daha azaltarak aylık 65 milyar $’a indirdi. Faiz oranında bir değişiklik yapmazken (%0-0.25), faizlerin işsizlik oranının %6.5’in üzerinde kaldığı Faiz Arttırma Koşulları ① İşsizlik oranı < %6.5 ve orta vadeli enflasyon görünümü >%2.5 ve enflasyon görünümünün %2.5’in üzerine ② İşsizlik oranı > %6.5 ama orta vadeli enflasyon görünümü >%2.5 yükselmediği sürece yükseltilmeyeceği yönlendirmesini tekrarladı (yandaki tablo). Faiz Arttırmama Koşulları FED’in tahvil alım programında yaptığı azal① İşsizlik oranı > %6.5 ve orta vadeli enflasyon görünümü <%2.5 tımın 5 milyar $’ı mortgage’a dayalı tahviller ② İşsizlik oranı < %6.5 ama orta vadeli enflasyon görünümü <%2.0 tarafında, 5 milyar $’ı da devlet tahvillerinde gerçekleşti. FED’in son gelişmeler nedeniyle bu ayki toplantıyı pas geçebileceği beklentisi bir miktar yükselmiş olsa da FED’in beklentilerden daha fazla bir azaltıma gitmemesi piyasaların sert tepki vermemesini sağladı. FED’in çıkış programına devam ediyor olması ise riskli varlık fiyatları üzerinde negatif bir etki yaratırken ABD tahvil getirilerinin (güvenli liman) gerileyerek %2.7’nin altına indiği görüldü. ABD ekonomisi 2013 yılında %1.9 büyüdü. ABD 4.çeyrek yıllıklandırılmış büyüme oranı %3.2 olan beklentilere paralel 5% ABD Çeyreklik Yıllıklandırılmış GSYH Büyümesi (%) 4.1% olarak açıklandı. Bir önceki çeyrekteki %4.1’lik (yıllıklandırılmış) 3.2% 3% büyüme oranının altında kalmasına karşın, yılın ikinci yarısında GSYH’de görülen %3.7’lik artış ilk yarıdaki %1.8’lik artışın öte- 1% sine geçti. İkinci yarıda görülen bu %3.7’lik artış 2003’deki % -1% 5.8’lik büyümeden bu yana en iyi ikinci yarı büyümesi oldu. Ayrıca Ekim ayında ABD’de hükümetin 16 gün boyunca kısmen -3% kapalı kaldığı dönemde ekonominin sağlamlığını koruduğu ve -5% büyümeyi sadece %0.3 oranında aşağı çektiği görüldü. ABD -7% ekonomisinin 3’te 2’sini oluşturan kişisel tüketim harcamalarının ise %3.3’lük büyüme hızı ile son 3 yılın en yüksek oranına ulaş- -9% 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 tığı ve tüketim harcamalarının katkısının devam edebileceğine işaret etti. Son dönemde yükselen tüketici güven endeksleri de bu yükselişi destekliyor. Ayrıca global olarak ekonomik aktivitede toparlanma emareleri görülmesi ile birlikte dış ticaretin büyümeye 1.33 puanlık bir katkı yaptığı görüldü. Büyüme rakamlarından önce yapılan FED FOMC toplantı kararında da ekonomik aktivitenin son çeyrekte hız kazandığı belirtilmişti. Merkez Bankaları finansal istikrar için enflasyonla savaşmaya başladı. Geçtiğimiz hafta içerisinde TCMB’de dahil olmak üzere gelişmekte olan ülke (GOÜ) merkez bankaları son dönemde GOÜ para birimlerinde yaşanan sert satışların önüne geçebilmek için ellerinden geleni yapacaklarının sinyallerini verdiler. Hindistan merkez bankası sürpriz bir şekilde politika faizini 25 baz puan artırarak %8 seviyesine çıYıl sonuna göre Max değer kaybı kardı. Hindistan’da enflasyon göstergesi olarak kabul edilen 31 Ocak itibarıyle yıl sonuna göre değer kaybı* toptan fiyat endeksindeki yıllık artış Temmuz’dan bu yana en düşük oranı olan %6.16’ya gerilese de, merkez bankasının son dönemde GOÜ para birimlerinde görülen değer kaybının geçişkenliğinden oluşacak enflasyon artışının önüne geçmek için bu 8.5% adımı attığı söylenebilir. Ek olarak Hindistan maliye bakanı fi7.9% 6.7% 6.4% 6.6% nansal istikrarı sağlamak için gerekli adımları atacaklarını belirt5.1% ti. TCMB’nin faiz artırmasının ertesinde Güney Afrika Merkez Bankası da faizi %5’de sabit tutacağı beklentisine karşılık yak2.1% 1.1% laşık 6 yıldır ilk kez artışa giderek %5.5 oranına yükselttiğini TL G.Afrika Randı Ruble Hindistan Rupisi açıkladı. Faiz artışına gerekçe olarak ise enflasyona karşı alı*Raporun yazıldığı saat itibarıyle nan bir önlem olduğu, para birimi ile ilgili olmadığı belirtildi. Para birimi son dönemde sert değer kaybeden ülkelerden biri olan Rusya Merkez Bankası ise Ruble’nin USD ve EUR’dan oluşan sepet kur koridorunun dışına çıktığı taktirde sınırsız FX müdahalesinde bulunacağını açıkladı. Faiz artışıyla ya da sözlü olarak son dönemde para birimlerindeki değer kaybına müdahale eden merkez bankalarının para birimlerinin kaybettikleri değerin bir kısmını geri aldığı, TL’nin ise TCMB’nin beklentilerin üzerinde arttırdığı faiz oranı ile kayıplarını daha fazla toparladığı görülüyor. 2 03 Şubat 2014 DenizBank Ekonomi Bülteni Yurt Dışı Gelişmeler Almanya’da iş dünyası 2014’e iyi başladı. Almanya’da iş dünyasının mevcut durum ve önümüzdeki döneme ait beklentilerinden oluşturulan İş Dünyası Güven endeksi Ocak ayında 110 olan beklentileri aşarak 110.6 ile Temmuz 2011’den Endeks IFO Güven Endeksi ve Almanya GSYH Büyümesi (%) 8 bu yana en yüksek değerine yükseldi. IFO endeksinde mevcut 125 6 durum ile birlikte önümüzdeki döneme ait beklentilerinde daha 110.6 4 hızlı bir oranda artış göstermesi 2014 yılına ekonomik aktivite 115 2 adına pozitif bir hızla başlandığına işaret ediyor. Güven endek105 %1.1 0 sinin çeyreklik ortalamalarına bakıldığında Almanya’nın yıllık -2 büyüme oranı ile arasındaki korelasyon trendin devam etmesi 95 -4 IFO İş Dünyası Güven Endeksi halinde (ve GOÜ’lerdeki son gelişmelerin global büyüme üze(Çeyreklik Ortalama) -6 rinde çok negatif bir etki yapmaması öngörüsüyle) 2014 yılında 85 Almanya GSYH (YoY) -8 %2’ye yakın büyüme hızlarının yeniden yakalanabileceği ihti-10 mallerini artırıyor. Almanya’nın en büyük ihracat pazarı olan 75 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 Euro Bölgesi’nin diğer ülkelerinde de bir süredir görülen toparlanma emareleri bölgenin en büyük ekonomisinin büyümesine katkı sağlaması beklenebilir. ECB deflasyon riski görmese de tedirginlik devam ediyor. Almanya’da Ocak ayı yıllık enflasyon (ECB standartlarına göre) tahmini hafif bir ivmelenme ile %1.3’e yükselme beklentisine karşılık %1.2’de bir önceki aya göre yatay seyretti. Euro Bölgesi Enflasyon Oranı (%) Kendi hesap yönetimine göre de %1.5 olan beklentilerin ve % 5 ECB'nin hedefi %2'nin hemen altı 1.4 olan Aralık ayı değerinin altına %1.3’e geriledi. İstatistik 4 ofisi gerileyen enflasyon oranında görece düşük seyreden enerji fiyatlarının etkili olduğunu belirtti. Euro Bölgesi geneli için 3 açıklanan yıllık enflasyon oranı tahmini de Ocak ayında %0.9 olan beklentilerin 0.2 puan altında %0.7 olarak açıklandı. Ekim 2 ayında %0.7’ye gerileyen yıllık enflasyon oranı sonrasında 1 ECB’nin politika faizini %0.5’den %0.25’e indirmişti. ECB’nin %0.7 gerilemeye devam eden enflasyon oranına karşılık yeni bir 0 "Deflasyon" hamle yapması için beklentiler artarken, IMF başkanı Christine -1 Lagarde’de düşük enflasyon oranlarının gelişmiş ülkelerdeki Ocak 07 Ocak 08 Ocak 09 Ocak 10 Ocak 11 Ocak 12 Ocak 13 Ocak 14 kırılgan toparlanmanın önündeki en büyük risklerden biri olduğunu vurgulamıştı. 3 03 Şubat 2014 DenizBank Ekonomi Bülteni Yurt İçi Gelişmeler Merkez Bankası Ek Para Politikası Kurulu Toplantısı Faiz Kararı, Ocak 2014 Merkez Bankası (MB) ek Para Politikası Kurulu toplantısında beklentimize paralel olarak bütün faiz oranlarında kalıcı olarak artışa gitti. Merkez Bankası’nın faiz oranlarındaki artış miktarı ise piyasanın ve bizim beklentimizin oldukça üzerinde gerçekleşti. Merkez Bankası, fonlamanın temel olarak marjinal fonlama faizi (gecelik borç verme) yerine bir hafta vadeli repo faiz oranından sağlanacağını duyururken, %4.5 olan bir hafta vadeli repo faizini de %10’a yükseltti. MB, munzam karşılık oranlarında ve rezerv opsiyon katsayılarında ise değişikliğe gitmedi. MB toplantısı neticesinde faiz oranlarında yapılan değişiklikler: Gecelik borç verme faizi (marjinal fonlama faizi) %7.75’ten %12’ye, Piyasa yapıcısı bankaların borçlanma faizi %6.75’ten %11.5’e, Gecelik borçlanma faizi %3.5’ten %8’e, Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı %4.5’ten % 10’a, Geç likidite penceresi borç verme faizi %10.25’ten %15‘e yükseltildi. MB kararı neticesinde piyasaya temel olarak fonlamanın %10 ile haftalık olarak sağlanacağını, gerektiğinde ise marjinal fonlama faizi ile %12’ye çıkarılabileceğini anlıyoruz. %15'e yükseltilmiş geç likidite faizi yurtiçi ya da yurtdışı beklenmedik gelişmelerde kullanılabilecek bir faiz oranı olacaktır. Merkez Bankası’nın bir hafta vadeli repo faizini temel fonlama faizi olarak belirleyerek operasyonel çerçevede sadeleştirme getirmesini olumlu bir gelişme olarak görüyoruz. Merkez Bankası’nın kararının ardından, fonlamanın ağırlıklı olarak %10 ile sağlanmasıyla ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti %9.6’ya (yaklaşık 240 baz puan artış) çıktı. Önümüzdeki dönemde de ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti %10 ve üzerinde gerçekleşecektir. Dış Ticaret Dengesi, Aralık 2013 Aralık ayında dış ticaret açığı 7.9 milyar $ olan piyasa beklentisinin üzerinde 9.9 milyar $ olurken, 12 aylık birikimli dış ticaret açığı ise 2012 yılına göre %19 artışla 99.8 milyar $’a yükseldi. Aralık ayında Altın ithalatındaki ($1.5 milyar) yükseliş dış ticaret açığının beklentilerin üzerinde gelmesinde etkili oldu. 2012 yılındaki yüksek altın ihracatının 2013 yılında normalleşmesiyle yıl genelinde yatay seyreden ihracat Aralık ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre %5 artarak 13.2 milyar $ oldu. Altın hariç ihracat ise Aralık ayında önceki yılla göre güçlü seyrini koruyarak %9.2 artış gösterdi. Geniş ekonomik gruplara göre incelediğimizde, Mart ayından beri ara malı ihracatında görülen gerilemenin Aralık ayında durduğunu görüyoruz. Yatırım mali ihracatında 2. çeyrekten başlayan artış eğilimi sürerken (bir önceki yıla göre %14.9), tüketim malları ihracatı da Aralık ayında bir önceki yıla göre %9.1’lik artış gösterdi. İthalat, Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %17 artarak 23.1 milyar $ oldu. Altın ithalatının 2012 yılı Aralık ayının dört katı kadar olması ithalattaki yükselişin temel nedeni oldu. Altın ithalatındaki Ağustos ayında başlayan düşüş eğilimi Ekim-Kasım aylarında durmuştu. Enerji ithalatında, Ekim ve Kasım aylarında geçtiğimiz yıla göre daha olumlu olan hava koşullarının etkisiyle görülen düşüş, Aralık ayında durdu. Enerji ithalatı Aralık ayında bir önceki yıla göre %1.2’lik hafif artış gösterdi. Geniş ekonomik gruplar bazında baktığımızda, tüketim malı ithalatı binek otomobil ithalatındaki artışın da etkisiyle bir önceki yıla göre %18 artarken, yatırım malı ve ara malı ithalatında sırasıyla %13 ve %17.7 artış görüldü. Aralık ayı itibarıyla, altın ticareti hariç baktığımızda ihracattaki toparlama eğilimini sürerken, 2013 yılında altın hariç ihracat %6.4 artış gösterdi. Altın hariç ithalat ise 2013 yılında %3.2 artış gösterdi. Buna paralel, 12 aylık altın hariç dış ticaret açığı ise %1.5 oranında gerileme gösterdi. Aralık ayında dış ticaret açığında görülen artışın temelde altın ithalatından kaynaklandığı için geçici olabileceğini düşünüyoruz. Önümüzdeki yıl, iç talep koşullarındaki sıkılaşmayla ithalatın yavaşlama eğiliminde olmasını, Türkiye’nin ana ihracat bölgesi olan Avrupa ülkelerindeki büyüme görünümündeki iyileşmeyle birlikte ihracattaki artış eğiliminin ise sürmesini bekliyoruz. 4 03 Şubat 2014 DenizBank Ekonomi Bülteni Haftalık ve Aylık Getiri Finansal Göstergeler Para Piyasaları Geçtiğimiz hafta risk iştahındaki gerileme devam etti H. Senedi Piyasaları Euro Libor’daki volatil seyir devam ediyor. Zayıf risk iştahı ile hemen hemen bütün hisse senedi endeksleri haftayı kayıpla tamamladı Not: Tüm veriler raporun çıktığı Cuma günü saat 12:00 itibarı ile güncellenmiştir. 5 03 Şubat 2014 DenizBank Ekonomi Bülteni Tahvil Piyasaları Finansal Göstergeler Döviz Piyasaları Gösterge tahvil getirisi gelişmekte olan ülkelerdeki çıkışa paralel %11 seviyesinin üzerine yükseldi Emtia Piyasaları USD’nin güçlü seyri devam etti. TCMB’nin faiz artışı ile TL’deki negatif ayrışma azaldı Emtia endeksleri de risk iştahının düşüşünden etkilenmeye devam etti Not: Tüm veriler raporun çıktığı Cuma günü saat 12:00 itibarı ile güncellenmiştir. 6 03 Şubat 2014 DenizBank Ekonomi Bülteni Makro Ekonomi & Strateji Merkez Bankası Üzerine Düşeni Yaptı, Peki Bundan Sonrası? Gelişmekte olan ekonomilerde piyasalardaki negatif seyir devam ediyor. 29 Ocak haftasında GOÜ’lerden net fon çıkışı 9 milyar $’a ulaştı. Bu haftalık bazda Ağustos 2011’den bugüne en büyük çıkış. Özellikle para birimleri tarafındaki sert hareketler finansal stabilite açısından birçok GOÜ’de risk unsuru haline gelince merkez bankaları ilk aşamada döviz rezervleri satarak volatiliteyi azaltmaya çalıştı. İkinci aşamada faiz hamleleri geldi. G. Afrika, Brezilya, Hindistan ve Türkiye gibi cari açığı yüksek GOÜ’ler özellikle son birkaç haftalık dönemde sürpriz olarak sayılabilecek şekilde ve düzeylerde politika faizlerini arttırmaya başladılar. Türkiye bu ortamda hem sürpriz katsayısı olarak hem de nominal seviye olarak diğer GOÜ’lerin ötesine geçince, TL 27 Ocak sonrasındaki performansta diğer ülkelerin para birimlerinden daha iyi bir performans gösterdi (yandaki grafik). 27-31 Ocak Para Birimi Performansı (% Değişim, USD'ye Karşı) 1.5 0.6 Hindistan Türkiye 0.6 0.2 Brezilya Endonezya Bundan sonrası için herkesin merak ettiği soru GOÜ’lerde yaşanan sert kur hareketlerinin 1997 veya 2001’deki gibi bulaşıcılığı olan bir GOÜ krizi yaratma riskinin olup olmadığı. Yandaki grafiklerde GOÜ’ler 2000 ve 2013 yıllarında dış açık, merkez bankası rezerv ve kamu borçluluğu seviyeleri karşılaştırılıyor. Buna göre GOÜ’ler genelinde bu 3 temel gösterge açısından da belirgin bir iyileşme var. Kaldı ki 2008 krizi ve sonrasında yaşananlar sistemik kriz riskleri ortaya çıktığında bundan gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerin zarar göreceği bilindiği için kolektif hareket ederek riskler yayılmadan kontrol altına alınma eğilimi olduğunu biliyoruz. -0.4 -0.7 Rusya G. Afrika GOÜ'ler Cari Denge /GSYH 1.5% 0.8% Ama olayın içine beklentilerde bozulma, panik ve likidite azalması (FED’in çıkış planı veya farklı bir neden kaynaklı) kavramları girdiğinde ekonomik dinamikler bunu göstermese 2000 2013 de para birimlerinde değer kaybının devam edebileceği olasılığını her zaman kenarda tutmak lazım. Bu durumda TL’de değer kaybı devam ederse bundan sonrası için aşağı- GOÜ'ler Kamu Borcu/GSYH (%) daki adımların atılması mümkün olabilir: 1- Faiz tarafında: Bugün itibarı ile Merkez Bankası’nın (MB) ağırlıklı ortalama fonlama faizi %10 seviyesinde. Merkez bankası fonlama kompozisyonunu %10’luk haftalık repodan %12’lik gecelik repoya kaydırırsa ortalama fonlama faizi 200 baz puan daha artmış olacak ki, bu neredeyse son yapılan 300 baz puanlık faiz artışına yakın bir oran. Yine opsiyonlar arasında piyasayı gecelik ve haftalık yerine akşam 16-17 arasındaki %15’lik geç likidite faiz oranından fonlaması da gündeme gelebilir fakat halihazırda yükselmiş olan faizlerin reel ve finans kesimi üzerindeki negatif etkileri düşünüldüğünde kalıcı olarak % 12’nin de üzerinde bir faiz artışına gidilmesi çok olası gözükmüyor. Örneğin, daha da yüksek faizler reel sektör açısından borçların sürdürülebilirliğini zorlaştırması; bunun bankacılık sektörüne yüksek sorunlu kredi olarak yansımasına yol açabilir. 49% 35% 2000 2013 GOÜ Döviz Rezervleri (Milyar $) 6000 2- Döviz tarafında: MB’nın brüt ve net rezervleri sırasıyla 100 ve 30 milyar $’a yaklaşırken MB’nın spot piyasada eski hızında (20-24 Ocak haftasında doğrudan müdahale de dahil yaklaşık 4 milyar $ satıldı) döviz satışlarına devam etmesi bundan sonra çok mümkün değil. 3 Şubat’taki döviz satım ihale miktarının 50 milyon $’a düşürüldüğünün açıklanması bunun bir kanıtı. Fakat, spot döviz satışı yerine vadeli işlemler kullanılırsa MB rezervleri etkilenmeden piyasadaki döviz talebinin bir kısmının karşılanması mümkün olabilir. Örneğin, MB belirli bir takvimle yapacağı swap ihaleleri ile karşı tarafla ileri bir vade için (örneğin 6 ay sonrası) kur fikslemesi yapılabilir. İlgili vadede oluşacak $/TL kuru ile fikslenen seviye arasındaki farkı taraflar birbirine TL üzerinden ödeyerek işlem kapatılır. 5000 4000 3000 2000 Türkiye Çin Hindistan Rusya Brezilya 1000 0 2002 7 2013 03 Şubat 2014 DenizBank Ekonomi Bülteni Makro Ekonomi & Strateji 3- Yapısal reformlar tarafında: Bununla ilgili son dönemde en çok konuşulan konuların başında sermaye kontrolleri geliyor. Sermaye kontrollerinde dikkat edilmesi gereken iki husus var. Birincisi, (kısa vadeli spekülatif) sermayenin çıkışta değil girişte yönetilmesi. İkincisi ise kısa vadeli spekülatif sermaye içeri girmişken değil dışarıdayken gündeme getirilmeli. Son 6 ayda Brezilya, Arjantin ve Hindistan’da uygulamaya konulan sermaye kontrolü hamlelerinin başarısız olması ve geri çekilmesi mevcut global konjonktürün böyle bir hamleye başlamak için çok uygun bir zaman olmadığını teyit ediyor… Otoritelerin son günlerdeki açıklamaları da Türkiye’de bugün itibarı ile bu tarzda önlemlerin düşünülmediğini gösteriyor. Diğer taraftan global likidite koşulları ilerleyen dönemlerde normale döndükten sonra kısa vadeli spekülatif sermaye girişlerini azaltacak ve özel sektörün açık pozisyon taşıma cazibesini ortadan kaldırabilecek önlemlerin hayata geçirilmesi uzun vadede pozitif sonuçlar doğurabilir. Global likiditenin geri çekildiği dönemlerde GOÜ’lerin uzun vadeli dış kaynağı çekmelerinin önemli mekanizmalarından biri de özelleştirme programına hız vermek. Zaten 2014 programında olan köprü, otoyollar ve Milli Piyango özelleştirmelerini hızlandırmak ve buna yılın ilerleyen dönemlerinde özellikle dış talep çekme potansiyeli olan diğer özelleştirmeleri de dahil etmek hem vergi gelirlerinin büyümedeki yavaşlama nedeni ile azalacağı 2014’te bütçe gelirlerini güçlü tutmaya hem de uzun vadeli döviz girişlerine faydalı olabilir. 8