Pınar Su Dünyası Çevre Bilgisi Pınarca Yaşam Dünya Yardım İstiyor Pınar Su Dünyası Su seçiminizi sağlıklı yapın, sağlıkla yaşayın... %70’i sularla kaplıdır. Ancak bunun %97’si deniz suyudur. %2’si ise Y eryüzünün kutuplarda buz halde bulunur. Sonuç olarak, tüm dünyada içilebilir su miktarı varolan kaynakların yalnızca % 1’idir. Aslında, bu %1’lik kısım insanlara yetebilirdi de. Şayet büyük oranda artan kentleşme, endüstri ve çevre kirliliği gibi nedenlerle kullanılamaz hale gelmeseydi... Su döngüsü ve onu destekleyen ekosistemler, suyu arıtarak ve geri dönüştürerek insanlar, hayvanlar ve bitkiler için hazır hale getirir. Ancak günümüzde en çok bozulmuş habitat türü tatlı su ekosistemleridir. Güvenli içme suyu alanlarının kirlilik gibi dış etkenlerden çabuk etkileniyor olması su kaynaklarının korunmasını hayati bir konu haline getirmektedir. Bugün 6 milyarlık dünya nüfusunun beşte biri su kaynaklarının yanlış kullanımı, kirlilik, sulak alanların kurutulması gibi nedenlerle temiz ve sağlıklı içme suyundan yoksundur. Temiz ve sağlıklı içme suyuna ulaşmak, insan sağlığı açısından son derece önemli. Pek çok bulaşıcı hastalık, kirli su vasıtasıyla insanlara geçebiliyor. Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO), gelişen ülkelerdeki hastalıkların % 80’inin su ile ilişkili olduğunu tahmin ediyor. İçme sularındaki kirleticiler konusunda duyarlı olmak, her yaştan insanın sağlıklı gelişimi ve yaşaması için vazgeçilmez bir değerdir. Bu nedenle, içme suyu tercihini donanımına, yetkinliğine güvenilir, hijyen ve üretim standartlarını belgelemiş “markalı” ürünler arasından yapmak büyük önem taşır. 2 Pınar Yaşam Pınarım Doğal Mineralli Su, Türkiye’nin ilk şişelenmiş doğal kaynak suyunu üreten Pınar Su San. ve Tic. A.Ş. tarafından, modern su tesislerinde, kaynağındaki doğal yapısı bozulmadan, mineral dengesi değiştirilmeden, hijyenik koşullarda el değmeden doldurulur. Kaynaktan doluma kadar gerçekleştirilen fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik analizlerle lezzeti, kalitesi ve doğallığı güvence altına alınan Pınar Yaşam Pınarım Doğal Mineralli Su, doğal mineralli suyu sağlıklı, yararlı ve lezzetli haliyle size ve sevdiklerinize sunar. 3 Su Kentleri Osmanlı suya değer verdi, değer kattı... K anuni Sultan Süleyman, Mimar Sinan’ı huzuruna çağırır, der ki: “Mimarbaşı, halkımız su ihtiyacı içinde. Bir at yükü suya çok miktar akçe ödüyorlar. Acaba halkımızın bu ihtiyacını karşılamak için bir şeyler düşünmez misiniz?” Mimarbaşı yanıtlar: “Sultanım siz müsaade buyurun, ben İstanbul’un çevresini bir dolaşayım, dışarıda mevcut suları İstanbul’a getirmenin mümkün olup olmadığını bir inceleyeyim, ondan sonra size bir cevap veririm.” Mimarbaşı Sinan atına biner, yanına yardımcılarını da alır, Çekmece’den başlayarak kıyıları dolaşır, Beşiktaş’a kadar İstanbul’un kıyılarındaki dereleri ve akan suları tespit eder. “Bu suların önü örüldüğü, baraj yapıldığı takdirde nereye kadar yükselir, nereden nereye kemer yapılarak İstanbul’a getirilebilir”, diye günlerce hesap yapar ve Kanuni’nin huzuruna çıkar. Sultan sorar: “Mimarbaşı, İstanbul’a su getirmek mümkün müdür?” Mimarbaşı cevap verir: “Belki sultanım, mümkündür. Ancak çok ağır bir şartı var.” “Nedir o mimarbaşı?” “Sultanım, altın dolu keseleri uç uca dizmek şartıyla ancak İstanbul’a su gelebilir.” Kanuni’nin cevabı şu olur: “Mimarbaşı sen İstanbul’a su getirmenin mümkün olup olmadığını söyle. Eğer mümkünse ben keseleri uç uca değil, yan yana dizmeye razıyım.” M.Ö. 658 yılında kurulan, dünyanın en eski şehirlerinden biri olan İstanbul, ilk su yollarına Roma İmparatorluğu döneminde sahip olur. Onların ardından gelen Bizanslılar mevcut sistemi kullanmakla yetinirler. Şehre su getiren yolların çeşitli akınlarla ve zamanın 4 etkisiyle zarar görmesinden sonra, şehrin su ihtiyacını surlardan bağımsız hale getirmek için, değişik hacimlerde çok sayıda açık ve kapalı sarnıç inşa ederler. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’un fethinden sonraki ilk işlerinden biri, şehre su getiren yolları tamir ettirmek olur. II. Bayezid ve Yavuz Sultan Selim de şehrin su ihtiyacını karşılamaya yönelik yatırımlar yaparlar. Kanuni Sultan Süleyman döneminde hızlı nüfus artışı sebebi ile, mevcut su kanalları ve sarnıçlar, ihtiyacı karşılayamaz hale gelir. Kanuni, İstanbul’un su sorununu çözmek için Mimar Sinan’ı görevlendirir. Mimar Sinan, Roma-Bizans döneminde ve İstanbul’un fethinden sonra yapılan su yollarını inceler, yeni kaynakları araştırır. 1555’te bentleri, tünelleri, su yolları, kemerleri, biriktirme ve dağıtma yapılarıyla uzunluğu 50 km’yi aşan Kırkçeşme Su Tesisleri’nin yapımına başlar. Kırkçeşme, Kağıthane Deresi’nin Belgrad Ormanları’ndaki iki ayrı kolunun sularını havuzlarda biriktiriyor ve bu tesisin en önemli eserlerinden biri olan Başhavuz’da birleştirip Eğrikapı mahzenine ulaştırıyordu. Oradan kemerler aracılığıyla şehrin çeşitli semtlerindeki umumi çeşmelere ulaşan su, tüm şehre dağıtılıyordu. Suyun dağıtımının yapıldığı çeşme sayısının 40’ı bulması nedeniyle, tesise “Kırkçeşme Suları” adı verilmiştir. Yapımı 1563’te tamamlanan Kırkçeşme, Mimar Sinan’ın asıl gücünü ve yeteneğini gösterdiği eserlerden biri olarak kabul edilmektedir. Tesise 43 milyon akçe harcanması ise suya ve susuzluğa verilen önemi gösterir. 5 Çevre Bilgisi Artık havaya hiç güven olmuyor. Neden? G üneş ışınları ısı enerjisi yayar. Bu ısı enerjisinin bir bölümünü emen dünya, bir bölümünü farklı bir dalga boyuyla geri yansıtır. Sonra, temelde su buharı ve karbondioksitten oluşan sera gazları, bu enerjiyi yakalayarak uzaya geri gitmesini engeller. Bu, doğal bir döngüdür. Ancak, özellikle fosil yakıtların yanması sonucu açığa çıkan aşırı karbondioksit, atmosferin doğal yalıtkanlığını bozuyor. Her geçen gün daha fazla güneş enerjisi yerküre üzerinde kalıyor. Yani uzaya geri gönderilemiyor. Bu durum, iklim değişikliklerine sebep oluyor çünkü dünya artık çok daha sıcak! İsveçli bilim adamı Svante Arrhenius, büyük miktarda fosil yakıtların yanması sonucu havaya ekstra karbondioksit pompalanmasının atmosferin doğal yalıtkanlığını artırdığını keşfettiğinde, takvimler 1896 yılını göstermekteydi. Şimdi 2009 yılındayız ve hala her yıl dünyaya 7 milyar ton karbondioksit salınmakta. Basit bir hesaplamayla bugün, atmosferdeki karbondioksit miktarını üçte bir oranında artırmış olduğumuz anlaşılıyor. Karbondioksitin yanı sıra metan seviyeleri %150, azotdioksit %15 artmış durumda. İnsan yapısı olan sülfür heksaflorid ve kloroflorokarbonun da dünyanın 6 ısınmasında önemli bir rol oynadığını uzun zamandır biliyoruz. Dünya bugün, sanayi devri öncesine göre 0.8 °C daha sıcak. Bu sıcaklık değişiminin çok az olduğunu düşünmek ise büyük bir yanılgı. Buz çağında gezegenimizin bugünden sadece 5 °C daha soğuk olduğunu anımsamak gerekiyor. Dünya sıcaklığının sadece 1 °C artmış olması, iklim sistemine çok fazla enerji pompalandığı anlamına gelmekte. Araştırmalar 10 °C artışa hazırlıklı olmamız gerektiğini gösteriyor. Artık hava çok daha rüzgarlı. Çünkü... Rüzgarın sebebi, atmosferdeki alçak ve yüksek basınçlar arasındaki farktır. Isınmanın eklediği fazla enerji nedeniyle yüksek basınç daha da yükselir, alçak basınç ise daha çok alçalır. Böylece rüzgarlar daha güçlü olur. Bugün iklim değişikliği sebebi ile kasırgaların gücü %70 oranında artmıştır. Daha çok yağmur yağıyor. Çünkü... Artık yağmur ne zaman yağsa daha şiddetli yağıyor. Çünkü sıcak hava kar, yağmur ya da dolu olarak yağmaya başlamadan önce çok daha fazla sıcak hava tutuyor artık. Bu duruma bitkilerin tepkisini de eklemek gerekir. . Biliyorsunuz, bitkiler CO2 solur. Havada daha çok CO2 olunca, onlar da nefes almaya daha az gereksinim duyarlar. Böylece yapraklarından daha az su buharlaşırken toprakta daha fazla su kalır. Doymuş toprak ve sağanak yağmur birleşince, seller oluşur! 1960’lı yıllarda iklime bağlı 16 doğal afet yaşanırken, 90’lı yıllarda bu sayı 70’e ulaşmıştır. Buz olması gereken yerlerde daha az buz var. Çünkü... Kar ve buz beyaz olduklarından güneş ısısını geri yansıtırlar. Aynı bölgedeki karsız alanlar, toprak ve su koyu renk olduğundan, güneş ısısını daha çok emer. Toprak ısınır ve daha çok buzu eritir. Buz olması gereken yerlerde meydana gelen bu azalma, orada yaşayan organizmaları ve canlıları etkiler, beslenme zinciri bozulur. Daha uzun vadede buzulların erimesi deniz suyu seviyesinin yükselmesine yol açacaktır. Dünya çapındaki deniz suyu seviyesinin sadece 1 metre yükselmesi, suların 5 milyon km2 karayı örtmesi anlamını taşımaktadır. Tüm bu gelişmelerin yaban hayat üzerindeki etkileri de oldukça sarsıcıdır. Dünya üzerindeki pek çok tür, belli özellikteki iklim koşullarında yaşayabilir durumdadır. Sıcaklıklar arttıkça, kendilerine uygun, serin yerlere göçmek zorunda kalacaklardır. Ama örneğin mercan resifleri hareket edemezler ve sıcaklık değişikliklerine karşı son derece hassastırlar. Denizin 2 °C ısınması, pek çok mercan türünün yok olması anlamına gelir. Ve tüm balık türlerinin dörtte biri mercan re siflerinde yaşar. Göç edebilen hayvanlar ise dengenin başka bir biçimde bozulmasına yol açarlar. Örneğin yılan balıkları, daha serin sulara göç etmekte sorun yaşamasa da, onlarla beslenen kutup martıları artık yavruları için yiyecek bulamamaktadır. Ormansızlaşmanın, yiyecek üretmek için kullanılan olumsuz yöntemlerin, kontrolsüz endüstrileşmenin sonucu küresel ısınma, kuraklık, daha çok ormansızlaşma, seller, kasırgalar, nesli tükenen canlılar, susuzluk ve daha bir çok olumsuzluk olarak bize geri dönüyor. Kaynakça: IPCC/AR4 “Synthesis Report 2007 Kate Evans/ “Acayip Havalar”Açık Radyo Kitapları 1 Kararlı bir biçimde çözüm üretmenin, önlemler almanın zamanı gelmedi mi sizce? 7 Çevre Bilgisi Dünyanın akciğeri: Yağmur ormanları Dörtte üçü sularla kaplı olan dünyamızda, yağmur ormanları yüzölçümünün %6’sını oluşturur. Ekosistemin son derece önemli bir parçasını oluşturan ormanların en önemli özelliği, benzersiz nitelikleri ile atmosferden ekstra CO2 emme becerisine sahip olmasıdır. Yağmur ormanları bugün otomobillerin dünya çapında yarattığı kirliliğin 3/4’ünü telafi etmektedir. Yağmur ormanları kendi iklimini yaratır. Ağaçların derin kökleri yeraltı sularını emer ve bu suyu yapraklarından buharlaştırıp bulut yapar. Bulutlar, yağmur olarak yeryüzüne geri döner. Yağmur ormanlarında m2’ye 205 cm’den çok yağmur yağmaktadır. 8 Küresel ısıma sebebi ile sıcaklık biraz daha artıp da biraz daha az yağmur yağmaya başlarsa, toprağın susuzluğu nedeniyle ormanlar bulut yapma özelliğini kaybedecek ve buradaki ağaçlar ölecektir. Ağaçların ölmesi sebebi ile havaya salınacak CO2’nin, küresel ısınmayı %50 hızlandıracağı öngörülmektedir. Küresel ısınmanın yanı sıra, yağmur ormanlarının arazi açma, hammadde temini gibi sebeplerle yağmalanması da çok ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Yağmalama, hem yağmur ormanlarının küçülmesine, hem de her yıl burada bulunan 20.000’den fazla canlı türünün yok olmasına neden olmaktadır. Dünya Yardım İstiyor! Küresel ısınmaya bakış açınızı test edin... Küresel ısınmaya karşı alınacak bireysel önlemler, yeterince duyarlı davrandığımızda sorunun çözümüne ciddi katkı sağlayabilir. Mini testimizi çözerek, bu konudaki tavrınızı gözden geçirmeye ne dersiniz? 3. Bir odadan çıkarken hemen geri dönmeyecekseniz... a) Klimayı/TV’yi/Bilgisayarı/ lambayı mutlaka kapatırım. b) Lambayı kapatırım. c) Hiçbirini kapatmam, unuturum. 4. Duşta harcadığım süre... a) 5 dakikayı geçmez. b) 10-15 dakika. c) 20 dakika ya da daha fazla. i Min test 5. Tam kapatmadığımız, stand by’da duran elektronik cihazların yıllık karbon salınımı yılda 4 milyon tondur. Siz... a) Bunu okumuştum. Cihazlarımı her zaman tam kapatıyorum. b) İlk defa duyuyorum, dikkat edeceğim. c) Ne olmuş? 1. Size göre küresel ısınma sorunu... a) Her birey duyarlı davranırsa çok yol alınır. b) Çözümlenmesi çok ciddi önlemler gerektiriyor. c) Küresel felakete daha çok zaman var! 2. Kişisel olarak, küresel ısınma ile ilgili hiç önlem aldınız mı? a) Elektrik, su, benzin kullanımımı yeniden düzenledim. b) Suyu boşa harcamamaya çalışıyorum. d) Maalesef hayır. 9 Dünya Yardım İstiyor! Küresel ısınmaya bakış açınızı test edin... a’lar çoğunluktaysa... Tebrikler. Gerçekten onur duyulacak bir dünya vatandaşısınız. Bu duyarlılığınızı çevrenizdeki herkese aşılamaya gayret edin. Örnek alınacak bir kişisiniz. b’ler çoğunluktaysa... Sorunun bilincindesiniz ve önlem almaya çaba gösteriyorsunuz. Lütfen biraz daha gayret! Göreceksiniz, hayatınızda yapacağınız bir kaç küçük değişiklik, hem size, hem de dünyamıza çok iyi gelecek. c’ler çoğunluktaysa... Küresel ısınma sorununa karşı biraz daha ilgili olmalısınız. Tüm dünyanın çözümlemek için harekete geçtiği iklim değişikliği sorunu ile ilgili bazı bilgilere, dergimizden de ulaşabilirsiniz. Keşke hepimiz... • Tek bir fincan çay için altı fincan su kaynatmasak... • Bazı şeyleri hiç kullanmadan atmasak... Ürünlerin ömrünü uzatarak, çöp miktarını azaltsak... • Ortalama duş süremizi 10 dakikadan 5 dakikaya indirerek yılda 20.000 litreye yakın su tasarrufu yapsak... • Su akıtan tuvaletleri ve muslukları onarsak... • Bulaşıklarımızı elde değil bulaşık makinesinde yıkasak... • Makine başına üç kg sera gazı üretmemek için çamaşırı soğuk suyla yıkasak... • Odaya bir dakika içinde dönmeyeceksek, ışıkları kapatsak... • Ofiste yazıcı ve fotokopi makinesinin otomatik ayarlarını, çift taraflı baskı yapacak şekilde ayarlasak... • Kullanmadığınız her 1 litre benzinle 150 gram sera gazı kirliliğinin oluşmasını önleyeceğimizi hep hatırlasak... 10 Pınarca Yaşam www.pinarsu.com.tr Sevgili Pınar Su tutkunlarının uzun zamandır merakla beklediği web sitemiz, artık yayında. Üretim süreci, kalite politikası, mineral değerleri, ürün ailesi, kampanyalar gibi merak ettiğiniz tüm konularda detaylı bilgi edinebileceğiniz sitemiz aracılığıyla, SuPınarım dergimizin tüm sayılarını internet üzerinden okuyabilir, size en yakın bayimizin iletişim bilgilerine tek bir tıklamayla ulaşabilirsiniz. Görüş ve isteklerinizi bildirmek için anket formumuzu doldurmayı, eklenecek sürpriz yarışmalar ve eğlenceli arayüzlerle iyi vakit geçirmek için pinarsu.com.tr’yi tarayıcınızın sık kullanılanlar listesine eklemeyi unutmayın! Etkinlik Dünya Su Forumu 2009, İstanbul’da 16 Mart’ta... Dünya Su Forumu, su sorunlarına çözüm bulmak için, küresel işbirliğine doğru atılmış en önemli adımlardan biridir. Forum, su topluluğunun, bakanların, yerel yöneticilerin, parlamenterlerin, bilim adamlarının ve sivil toplum örgütlerinin biraraya gelmesini, birbirleri arasında bağ kurulmasını, tartışma ortamı yaratılmasını ve su güvenliği sağlamaya yönelik çözümler bulunmasını amaçlamaktadır. Su Forumu’nun ana hedefi; su konusunu siyasi gündemin üst sıralarına taşımaktır. Dünya Su Konseyi tarafından her 3 yılda bir, ev sahibi ülkenin yetkilileri ile sıkı işbirliği yaparak düzenlenen Dünya Su Forumu’nun 5.’si, 16 - 22 Mart 2009 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilecek. 11