(TR) arrow_downward

advertisement
ORSAM Rapor No: 104
ORSAM SU ARAŞTIRMALARI PROGRAMI
Rapor No: 12, Şubat 2012
SINIRAŞAN AKİFERLER HUKUKU
TASLAK MADDELERİ ÜZERİNE
BİR DEĞERLENDİRME
AN EVALUATION ON THE DRAFT ARTICLES ON
THE LAW OF TRANSBOUNDARY AQUIFERS
‫تقييم حول مواد مشروع قانون‬
‫(طبقات المياه الجوفية العابرة للحدود (اكيفر‬
Ortadoğu
Stratejik
AraştırmalarMERKEZİ
Merkezi
ORTADOĞU
STRATEJİK
ARAŞTIRMALAR
for Mıddle
Eastern
StrategıcSTUDIES
Studıes
CENTERCenter
FOR MIDDLE
EASTERN
STRATEGIC
‫مركز الشرق األوسط للدراسات االستراتيجية‬
ORSAM
ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
SINIRAŞAN AKİFERLER HUKUKU
TASLAK MADDELERİ ÜZERİNE
BİR DEĞERLENDİRME
AN EVALUATION ON THE DRAFT
ARTICLES ON THE LAW OF
TRANSBOUNDARY AQUIFERS
‫تقييم حول مواد مشروع قانون‬
‫(طبقات المياه الجوفية العابرة للحدود (اكيفر‬
ORSAM Rapor No: 104
ORSAM Su Araştırmaları Programı Rapor No: 12
Şubat 2012
ISBN: 978-605-5330-99-6
Ankara - TÜRKİYE
ORSAM © 2012
Bu raporun içeriğinin telif hakları ORSAM’a ait olup, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca kaynak gösterilerek kısmen yapılacak
makul alıntılar ve yararlanma dışında, hiçbir şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz, yeniden yayımlanamaz. Bu raporda yer alan
değerlendirmeler yazarına aittir; ORSAM’ın kurumsal görüşünü yansıtmamaktadır.
ORSAM
STRATEJİK BİLGİ YÖNETİMİ, ÖZGÜR DÜŞÜNCE ÜRETİMİ
ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
Tarihçe
Türkiye’de eksikliği hissedilmeye başlayan Ortadoğu araştırmaları konusunda kamuoyunun ve
dış politika çevrelerinin ihtiyaçlarına yanıt verebilmek amacıyla, 1 Ocak 2009 tarihinde Ortadoğu
Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) kurulmuştur. Kısa sürede yapılanan kurum, çalışmalarını
Ortadoğu özelinde yoğunlaştırmıştır.
Ortadoğu’ya Bakış
Ortadoğu’nun iç içe geçmiş birçok sorunu barındırdığı bir gerçektir. Ancak, ne Ortadoğu ne de halkları, olumsuzluklarla özdeşleştirilmiş bir imaja mahkum edilmemelidir. Ortadoğu ülkeleri, halklarından aldıkları güçle ve iç dinamiklerini seferber ederek barışçıl bir kalkınma seferberliği başlatacak potansiyele sahiptir. Bölge halklarının bir arada yaşama iradesine, devletlerin egemenlik
halklarına, bireylerin temel hak ve hürriyetlerine saygı, gerek ülkeler arasında gerek ulusal ölçekte
kalıcı barışın ve huzurun temin edilmesinin ön şartıdır. Ortadoğu’daki sorunların kavranmasında
adil ve gerçekçi çözümler üzerinde durulması, uzlaşmacı inisiyatifleri cesaretlendirecektir Sözkonusu çerçevede, Türkiye, yakın çevresinde bölgesel istikrar ve refahın kök salması için yapıcı katkılarını sürdürmelidir. Cepheleşen eksenlere dahil olmadan, taraflar arasında diyalogun tesisini
kolaylaştırmaya devam etmesi, tutarlı ve uzlaştırıcı politikalarıyla sağladığı uluslararası desteği en
etkili biçimde değerlendirebilmesi bölge devletlerinin ve halklarının ortak menfaatidir.
Bir Düşünce Kuruluşu Olarak ORSAM’ın Çalışmaları
ORSAM, Ortadoğu algılamasına uygun olarak, uluslararası politika konularının daha sağlıklı kavranması ve uygun pozisyonların alınabilmesi amacıyla, kamuoyunu ve karar alma mekanizmalarına aydınlatıcı bilgiler sunar. Farklı hareket seçenekleri içeren fikirler üretir. Etkin çözüm önerileri
oluşturabilmek için farklı disiplinlerden gelen, alanında yetkin araştırmacıların ve entelektüellerin
nitelikli çalışmalarını teşvik eder. ORSAM; bölgesel gelişmeleri ve trendleri titizlikle irdeleyerek ilgililere ulaştırabilen güçlü bir yayım kapasitesine sahiptir. ORSAM, web sitesiyle, aylık Ortadoğu
Analiz ve altı aylık Ortadoğu Etütleri dergileriyle, analizleriyle, raporlarıyla ve kitaplarıyla, ulusal
ve uluslararası ölçekte Ortadoğu literatürünün gelişimini desteklemektedir. Bölge ülkelerinden devlet adamlarının, bürokratların, akademisyenlerin, stratejistlerin, gazetecilerin, işadamlarının ve
STK temsilcilerinin Türkiye’de konuk edilmesini kolaylaştırarak bilgi ve düşüncelerin gerek Türkiye
gerek dünya kamuoyuyla paylaşılmasını sağlamaktadır.
* ORSAM, The Middle East Studies Association (MESA) üyesidir.
www.orsam.org.tr
ORSAM Su Araştırmaları Programı
ORSAM
ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
Program Hakkında
Su, sadece insanlar için değil ekosistemi oluşturan tüm bitki ve hayvanlar için yeri doldurulamaz,
değerli, yaşamın devamlılığını sağlayan en önemli elementlerden biridir. Yeraltı ve yüzey sularından; tarım, taşıma, madencilik, endüstriden içme suyuna kadar, ekonomik amaçlar da dâhil olmak
üzere pek çok alanda istifade edilmektedir. Ancak su kaynakları üzerinde, gerek insan faaliyetleri
gerek doğanın yarattığı değişimler nedeniyle çift yönlü bir baskı vardır. Özellikle su sıkıntısı olan
bölgelerde aşırı nüfus artışı, kırsal kesimden şehirlere doğru artan göç ve bunun sonucunda oluşan nüfus değişimleri, gıda güvenliği, sosyo-ekonomik refahın artması, tarımsal, evsel ve sanayi
kaynaklı kirlilik, küresel iklim değişikliği sonucu yağış rejimlerinin değişmesi, hidrolojik döngünün
tüm elemanlarını etkilemektedir. Bunun sonucunda su kaynakları gün geçtikçe hem miktar hem de
kalite açışından değişime uğramaktadır. Suyun arzı ile tüketim talebi arasındaki uçurum her geçen
gün büyümektedir. Su kaynaklarının yönetimine ilişkin sorunlar yaşanırken, çevre sorunlarının da
su kaynakları üzerindeki etkisi her geçen gün artmaktadır. Türkiye ve yakın çevresi, ama bilhassa
Ortadoğu, söz konusu sorunların en fazla hissedildiği bölgelerdendir.
Diğer taraftan, su kaynağı potansiyelinin yüzde 40’tan fazlası sınıraşan su havzalarında yer alan
Türkiye’nin, özellikle Fırat-Dicle Havzaları kıyıdaşı olan komşularıyla ilişkileri büyük önem arz etmektedir. Gerek Türkiye’nin gerek bölge ülkelerinin, bölgesel istikrar ve refahın artışı ile komşuluk
ilişkilerinin derinleştirilmesi yönünde harcadığı çabaların hedefine ulaşmasında, su kaynaklarının
kullanımı konusunda bilgiye dayalı, iyi niyetli ve aktif bir işbirliği içinde olunması tüm taraflar için
elzemdir. Ek olarak, Türkiye’nin, Avrupa Birliği adaylığı sürecinde AB Su Çerçeve Direktifi’ni kendi
ulusal mevzuatı ile uyumlaştırma gündemi, önümüzdeki dönemde su politikalarının yeni bir içerik
kazanmasını beraberinde getirecektir.
Bu etkenler doğrultusunda, dünyadaki ve Türkiye’nin yakın çevresindeki su gündemine ilişkin güncel gelişmelerin ve su politikalarıyla ilgili trendlerin izlenmesi, elde edilen verilerin analiz edilmesiyle ortaya çıkan aydınlatıcı bulguların kamuoyuna ve karar alıcılara sunulması amacıyla ORSAM
bünyesinde 1 Ocak 2011’de “ORSAM Su Araştırmaları Programı” kurulmuştur.
Ortadoğu’da, gerek iklimsel şartlar gerek kaynakların verimsiz kullanımı nedeniyle hidrolojik su
bütçesindeki sıkıntıların ve buna bağlı olarak da politik, ekonomik ve toplumsal sorunların büyük
artış göstermesi nedeniyle, ORSAM Su Araştırmaları Programı çalışmalarında Ortadoğu bağlantılı
konulara öncelik verilmiştir.
ORSAM Su Araştırmaları Programı, su politikaları konusunda farklı hareket seçenekleri içeren fikirler üretmeyi, etkin çözüm önerileri oluşturabilmek için farklı disiplinlerden gelen, alanında yetkin
araştırmacıların ve entelektüellerin nitelikli çalışmalarını teşvik edip çeşitlendirmeyi, Türkiye’deki
su çalışmaları literatürünün gelişiminin desteklenmesini amaç edinmiştir.
ORSAM Su Araştırmaları Programı bu kapsamda, bölge ülkelerinde su çalışmalarıyla ilgili olan
akademisyenler, sivil toplum örgütü temsilcileri, bürokratlar, devlet adamları, stratejistler, gazeteciler ve işadamlarının Türkiye’de konuk edilmesini kolaylaştırarak, bilgi ve düşüncelerinin gerek
Türkiye gerek dünya kamuoyuyla paylaşılmasını sağlamayı da hedeflemektedir.
www.orsam.org.tr/tr/SuKaynaklari/
TAKDİM
Yeraltı suları dünya nüfusunun büyük çoğunluğu için temel su kaynağı ve su yönetiminin
de önemli bir bileşeni haline gelmiştir. Ancak buna rağmen yer altı suları gerek ulusal
gerek uluslararası düzeyde genellikle ihmal edilen bir kaynaktır. Teknolojik gelişmeyle
birlikte yeraltı suları dünya genelinde ana su kaynağı durumuna gelmiştir. Uluslararası hukukta sınıraşan nehir ve göllerin yönetimine ilişkin birçok andlaşma bulunmasına rağmen,
sınıraşan yeraltı suları bu anlamda ihmal edilmiştir.
Birleşmiş Milletler Uluslararası Hukuk Komisyonu sınıraşan yeraltı sularına ilişkin çalışmasına faydalanma yönetim ve koruma amacıyla, 1994 yılında başlamıştır. Uluslararası
Nehirlerden Ulaşım Dışı Amaçlarla Faydalanmaya İlişkin 1997 tarihli Birleşmiş Milletler
Sözleşmesi yer altı sularına da değinse de tüm yer altı suyu tiplerini kapsamamaktadır.
1997 Sözleşmesi sadece yüzey suları ile ilişkili olan yer altı sularını düzenlemektedir. Bu
eksikliği gidermek amacıyla Uluslararası Hukuk Komisyonu bu konudaki çalışmasını tamamlamış ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na göndermiştir.
Kararın Genel kurul’da kabul edilmesi birtakım tartışmalara yol açmıştır. Tartışmaların önemli iki odak noktasını “devletlerin egemenliği” ve “Sınıraşan Akiferler Hukuku Taslağının
nihai hali” oluşturmaktadır. Taslağın 3. maddesinde yer alan akifer devletlerinin egemenliği
hükmü, mevcut uluslararası su hukukunda bu yönde bir hüküm olmadığı gerekçesi ile
ihtilaf yaratmaktadır. Taslağın nihai halinin, Uluslararası Nehirlerden Ulaşım Dışı Amaçlarla
Faydalanmaya İlişkin 1997 tarihli Birleşmiş Milletler Sözleşmesi de yer altı sularını düzenleyen hükümler içerdiği için, çakışma oluşacağı iddia edilmektedir.
Bu raporda ORSAM Su Araştırmaları Programı uzmanı Dr Seyfi Kılıç, , Uluslararası Hukuk
Komisyonu’nun, Sınıraşan Akiferler Hukuku Taslağı çalışmasını tarihsel süreç içinde değerlendirmektedir.
Hasan Kanbolat
ORSAM Başkanı
İçindekiler
Takdim........................................................................................................................................................ 4
Özet............................................................................................................................................................. 6
1. Giriş.......................................................................................................................................................7
2. Yeraltı Sularının Önemi ....................................................................................................................7
3. Sınıraşan Akiferler Hukuku Taslak Maddelerine Giden Yol......................................................8
4. Taslak Maddelere Genel Bakış.........................................................................................................10
5. Değerlendirme ....................................................................................................................................13
6. Veri Sorunu .........................................................................................................................................14
7. Sınıraşan Akiferler Hukuku ve Devletlerin Egemenliği..............................................................14
8. Sonuç.....................................................................................................................................................16
ORSAM Rapor No: 104
ORSAM Su Araştırmaları Programı, Rapor No: 12, Şubat 2012
ORSAM
ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
Hazırlayan: Dr. Seyfi KILIÇ
ORSAM Su Araştırmaları Programı Uzmanı
seyfikilic@yahoo.com
SINIRAŞAN AKİFERLER HUKUKU
TASLAK MADDELERİ ÜZERİNE BİR
DEĞERLENDİRME
Özet
Birleşmiş Milletler Uluslararası Hukuk Komisyonu, 19 maddeden oluşan Sınıraşan Akiferler
Hukuku’na ilişkin çalışmasını 2008 yılı toplantısında tamamlamış ve bu taslak maddelerini Genel
Kurul’a göndermiştir. Genel Kurul, 11 Aralık 2008 tarihinde 63. toplantısında Sınıraşan Akiferler
Hukuku’nu bir kararla kabul etmiştir.
Yeraltı suları günümüzde küresel su arzının yaklaşık %50’sini ve tarımsal sulamanın da %20’sini
sağlamaktadır. Bununla birlikte yeraltı suyunu yüzey suyundan ayırmak genellikle zor ve pahalıdır.
Yer altı suları gerek ulusal gerek uluslararası düzeyde nehirler ve göller gibi yüzey sularının aksine
genellikle ihmal edilen bir kaynaktır. Bu durum uluslararası hukuk alanında da gözlemlenebilmektedir. Sınıraşan nehir ve göllerle ilgili 400’den fazla anlaşma veya andlaşma bulunmasına rağmen,
sınıraşan akiferlerle ilgili sadece dört düzenleme bulunmaktadır. Sınıraşan akiferlerin göz ardı edilmesinin nedeni sadece bu kaynağın görünmez olmasından değil aynı zamanda sınıraşan akiferlere
ilişkin kapsamlı ve kantitatif araştırmaların maliyetinin yüksek olmasından kaynaklanmaktadır.
Sınıraşan Akiferler konundaki bu maddeler 1997 tarihli Uluslararası Suyollarının Ulaşım Dışı Amaçlarla Kullanımına İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin devamı olarak kabul edilebilirse de
taslağın 3. maddesindeki “devletlerin egemenliği” hükmü sözleşmeden ayrılmaktadır. Uluslararası
Hukuk Komisyonu’nun taslağa ilişkin yorumunda devletlerin doğal kaynakları üzerindeki egemenliğine atıf yapan uluslararası andlaşma ve düzenlemeleri belirtmesine rağmen, taslak maddede
egemenliğe yapılan bu vurgu birtakım tartışmalara neden olmuştur.
Bu raporun amacı birçok hükmü ile tartışmalara neden olan sınıraşan akiferler hukuku taslağı ile
ilgili bilgi vermektir.
6
ORSAM SU ARAŞTIRMALARI PROGRAMI
Rapor No: 12, Şubat 2012
ORSAM
1. Giriş
Birleşmiş Milletler Uluslararası Hukuk Komisyonu (UHK), 19 maddeden oluşan Sınıraşan Akiferler Hukuku’na ilişkin çalışmasını
2008 yılı toplantısında tamamlamış ve bu taslak maddelerini Genel Kurul’a göndermiştir.1
Genel Kurul, 11 Aralık 2008 tarihinde 63. toplantısında Sınıraşan Akiferler Hukuku’nu bir
kararla kabul etmiştir.2
Sınıraşan Akiferler konundaki bu maddeler
1997 tarihli Uluslararası Suyollarının Ulaşım
Dışı Amaçlarla Kullanımına İlişkin Birleşmiş
Milletler Sözleşmesi’nin devamı olarak kabul
edilebilir. Bunun nedeni UHK’nın söz konusu
sözleşmeye ilişkin nihai taslağı kabul etmesinden sonra sınırlandırılmış sınıraşan yeraltı
sularına ilişkin bir karar yayınlamasıdır.3
1994 Raporu’nda UHK bir suyolu ile ilişkisi
olmayan sınırlandırılmış yeraltı sularının da
doğal bir kaynak olduğunu ve bu sulara ilişkin
kuralların oluşturulmasının da büyük bir ihtiyaç olduğunu belirtmiştir. Böylece UHK’nın
1994 Raporu’nda Uluslararası Su Yollarının
Ulaşım Dışı Amaçlarla Kullanımına İlişkin
taslağın, yüzey suları ile ilişkili olan yeraltı sularını kapsadığını ancak yüzey suları ile ilişkisi
olmayan yeraltı sularını kapsamadığını kabul
ettiği açıktır.4
Raporda UHK, Uluslararası suyolları ile ilgili
kuralların devletlere aynı zamanda sınıraşan
yeraltı sularına ilişkin olarak da yol gösterici
olmasını önermiştir. Bununla birlikte kararın
giriş kısmında UHK sınırlandırılmış sınıraşan
sulara ilişkin kuralların oluşturulmasına yönelik çabalara da ihtiyaç olduğunu belirtmiştir.
UHK, 1994 yılında sınırlandırılmış sınıraşan
yeraltı sularına ilişkin raporundan sonra, çalışma programına paylaşılan doğal kaynaklar
(shared natural resources) ismini taşıyan bir
başlık eklemiştir.5 Paylaşılan doğal kaynaklar
başlığının sadece yeraltı suları, petrol ve doğal
gaz kaynaklarını değil aynı zamanda göçmen
kuşları ve hayvanları da kapsaması planlan-
mıştır. UHK tarafından çalışma için özel raportör olarak atanan büyükelçi Chusei Yamada, UHK’nın son çalışması olan 1997 tarihli
suyolları çalışmasını tamamlamak için sınıraşan yeraltı sularına öncelik vermenin daha
uygun olduğunu düşünmüştür. Esasen 1997
tarihli Uluslararası Suyollarının Ulaşım Dışı
Amaçlarla Kullanımına İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi yeraltı sularını düzenlemektedir ancak bu düzenlemeler sadece göller
gibi yüzey suları ile ilişkili olan yeraltı sularına ilişkin kurallar getirmektedir. Ancak, özel
raportör Yamada nihai olarak yüzey suları ile
ilişkili olan ve olmayan yeraltı suları arasında
herhangi bir ayrıma gitmemiştir.
Bu raporun amacı farklı hükümlerine ilişkin
birçok tartışma bulunan Sınıraşan Akiferler
Hukuku Taslağı hakkında bilgi sağlamaktır.
Raporun kalan kısmı şu şekilde düzenlenmiştir. İkinci bölüm yeraltı suları kaynakları ile
ilgili genel çerçeveyi sunmakta iken üçüncü
bölüm ise taslağın ilk aşamaları ile ilgilidir.
Dördüncü bölümde taslak maddeler hakkında genel bir bilgi verilmektedir. Beşinci bölüm
taslak maddelere ilişkin değerlendirmelere
ayrılmıştır. Altıncı ve yedinci bölümler ise veri toplanması ve akifer devletlerin egemenliği
gibi çok tartışılan konulara ayrılmıştır. Nihai
olarak sekizinci bölüm raporun sonuç bölümünü oluşturmaktadır.
2. Yeraltı Sularının Önemi
Yeraltı suları tüm tatlı su kaynaklarının
%97’sini oluşturmasına rağmen sınıraşan sular politikasında genellikle ihmal edilmektedir. Yeraltı suları günümüzde küresel su arzının yaklaşık %50’sini ve tarımsal sulamanın da
%20’sini sağlamaktadır.6 Bununla birlikte yeraltı suyunu yüzey suyundan ayırmak genellikle zor ve pahalıdır. Ayrıca bir yüzey kirlenmesi kolaylıkla gözlemlenebilir ve önlemleri
alınabilir ancak yerlatındaki kirlenme daha
etkili önlemler, bilimsel araştırma, teknoloji
ve mali kaynaklar gerektirmektedir. Hidrolik
döngü içinde su yüzey suyundan yeraltı suyuna veya tersi yönünde kaynaklanır, akar ve
ORSAM SU ARAŞTIRMALARI PROGRAMI
Rapor No: 12, Şubat 2012
7
ORSAM Su Araştırmaları Programı
ORSAM
sızar. Yeraltı ve yüzey sularının kullanımına
ilişkin hukuki ayrıma giden Amerika Birleşik
Devletleri’nin bazı eyaletlerinde yüksek miktarda mali kaynak ve zaman uygun hukuki rejimin kararlaştırılması için harcanmaktadır.7
Yetersiz su arzı problemini yaşayan Ortadoğu bölgesi, büyük yeraltı suları kaynaklarına
sahiptir. Bu kaynaklar aynı zamanda beslenimi olmayan sınıraşan akiferlerdir. Bu akiferler “fosil akiferler” olarak adlandırılmakta ve
binlerce yıl yaşında su kaynaklarını barındırmaktadır. Dünyada en iyi bilinen fosil akifer
sistemi Çad, Libya, Sudan ve Mısır toprakları
altında yer alan ve 375 000 kilometre küp su
içeren Nubyan Kumtaşı Akifer Sistemi’dir.8
Burada mevcut bulunun bütün suyu çekmek
günümüzde ekonomik olarak mümkün değildir fakat su miktarı oldukça fazladır. Nubyan
Kumtaşı Akifer Sistemi’nin içerdiği su miktarını anlamak için Nil Nehri’nin yıllık ortalama
akımının 84 kilometre küp olduğunu belirtmek gerekmektedir.9 Kuzey Afrika’daki diğer akifer sistemi ise Cezayir, Tunus ve Libya
toprakları altında bulunun Kuzeybatı Sahra
Akifer Sistemi’dir. Disi Akifer Sistemi Ürdün
ve Suudi Arabistan toprakları altında bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu
tarafından 2008 yılında kabul edilen Sınıraşan
Akiferler Hukuku Taslağı’nın tek konusunu
yukarıda adı geçen akiferler ve akifer sistemleri oluşturmamakta aynı zamanda yenilenebilir ve yenilenemeyen tüm yeraltı suları da
söz konusu taslağın kapsamına girmektedir.
Yukarıda belirtildiği gibi, nehirler ve göller
gibi yüzey sularının aksine yerlatı suları ulusal ve uluslararası düzeyde genellikle gereken
ilgiyi görmemektedir. Bu durum uluslararası
hukuk alanında da gözlemlenebilmektedir. Sınıraşan nehirler ve göllerle ilgili 400’den fazla
uluslararası düzenleme ve andlaşma olmasına
rağmen, sınıraşan akiferlerle ilgili sadece dört
düzenleme bulunmaktadır.10 Sınıraşan akiferlerin göz ardı edilmesinin nedeni sadece bu
kaynağın görünmez olmasından değil aynı zamanda sınıraşan akiferlere ilişkin kapsamlı ve
kantitatif araştırmaların maliyetinin yüksek
olmasından kaynaklanmaktadır.
8
ORSAM SU ARAŞTIRMALARI PROGRAMI
Rapor No: 12, Şubat 2012
Bu kaynağı ele almak için gerekli teknik bilgiye sadece birkaç ülke sahiptir ve bunun sonucu olarak da yeraltı suları aşırı kullanım ve
kalite bozulması sorunları ile karşı karşıya
kalmaktadır. Yeraltı sularının belirsizliği ABD
ve Meksika sınırında gözlemlenebilmektedir.
1973 ‘de ABD ve Meksika sınır bölgesindeki
yeraltı sularını geliştirmek amacıyla bir andlaşma imzalamışlardır. Ancak iki taraf andlaşmanın üzerinden yaklaşık olarak 30 yıl
geçmesine rağmen sınıraşan akiferlerin sayısı
konusunda hala bir uzlaşmaya varamamışlardır. Bu bölgedeki sınıraşan akiferlerin sayısı
hakkında sekiz, onsekiz ve yirmi rakamları
iddia edilmektedir.11
UHK tarafından sınıraşan tabiri taslakta bilinçli olarak kullanılmıştır. Çalışmanın başlangıcında özel raportör Yamada, yeraltı sularını “paylaşılan doğal kaynaklar” çerçevesi
içinde ele almakla görevlendirilmiştir. Ancak
Yamada’nın ilk raporunu sunmasından sonra
Birleşmiş Milletler 6. Komitesi ve UHK’nın
bazı üyeleri tarafından “paylaşılan” tabiri kuşkuyla karşılanmıştır. Çünkü “paylaşılan” tabiri kaynağın, insanlığın ortak mirası ve ortak
mülkiyete konu olabilecek bir yaklaşıma neden olabilir. Bu tür yorumlardan kaçınmak
amacıyla taslak başlangıç kısmında Birleşmiş
Milletler Genel Kurulu’nun “Doğal Kaynaklar
Üzerindeki Daimi Egemenlik” başlıklı 1803
no’lu kararına atıfta bulunmuştur. Başlığın
“paylaşılan doğal kaynaklar” yerine “sınıraşan
yeraltı suları kaynakları”na dönüşmesi ile birlikte tartışma, 1997 BM Sözleşmesi ve Taslak
maddelerin kapsamı üzerinde başlamıştır.12
3. Sınıraşan Akiferler Hukuku Taslak
Maddelerine Giden Yol
1992’de Robert Rosenstock Suyolları
Sözleşmesi’nin özel raportörü iken, çalışmanın kapsamını yenilenebilir ve yenilenemeyen
tüm yeraltı sularını dahil ederek genişletme
isteği reddedilmiştir.13 UHK, bu aşamada çalışmanın başında yer almayan bu konuyu dahil ederek çalışmanın kapsamını genişletmek
istememiştir. Daha sonra UHK, suyolları söz-
SINIRAŞAN AKİFERLER HUKUKU TASLAK MADDELERİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
ORSAM
BM Uluslararası Hukuk Komisyonu’nun ilk toplantısı.
leşmesinde düzenlenmeyen yenilenemeyen
akiferleri kapsayan bir kararı kabul etmiştir.
Ancak UHK sınırlandırılmış akiferler tabirini yanlışlıkla tercih etmiştir. UNESCO’nun
(Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür
Örgütü) bilimsel yardımından sonra UHK bu
tavrını değiştirmiştir ve tanımı “akifer” olarak
yeniden yazmıştır.14 UHK devletlere “Uluslararası Su Yollarının Ulaşım Dışı Amaçlarla
Kullanımına İlişkin taslağın içinde bulunan
ilkelerin sınıraşan yeraltı sularının düzenlenmesinde uygun olanlarının rehberlik etmesini” öneren bir karar almıştır.15
UHK’nun 1994 kararının giriş kısmında “sınırlandırılmış sınıraşan yeraltı sularına ilişkin
kuralların değerlendirilmesine dair devam
eden çabalara ihtiyaç olduğu” vurgulanmıştır.
UHK’nın suyolları sözleşmesi çalışmasının
dışında bırakılan tek akifer tipi yenilenemeyen akiferler değildir. Aynı zamanda yağmur
suları ile beslenen ve sularını doğrudan denize boşaltan akiferler de bulunmaktadır.
Filistin’de Batı Şeria’nın altında yer alan dağ akiferi yalnızca yağmur suları ile beslenmektedir. Bu akifer bu tipteki en iyi bilinen akiferdir.
Chusei Yamada UHK’nun çalışmasına, yani
“paylaşılan doğal kaynaklar” konusunda özel
raportör olarak atandığı zaman çalışma alanı
petrol, gaz ve sınırlandırılmış sınıraşan yeraltı suları ile ilgilidir. Sınırlandırılmış sınıraşan
yeraltı suları tabiri yenilenemeyen, diğer bir
deyişle yüzeysuyu kaynakları ile herhangi
bir bağlantısı olmayan, fosil suları anlamında
kullanılmıştır. Ancak Yamada, ilk aşamada sınıraşan yeraltı sularına ve bu kaynaklara ilişkin yasal bir rejimin oluşturulmasında odaklanmış ve petrol ve gaz kaynaklarına ilişkin
düzenlemeleri daha sonraki aşamaya ertelemiştir.16 Ek olarak 2004’de UHK, çalışmanın
kapsamının yenilenebilir ve yenilenemeyen
tüm sınıraşan akifer tiplerine genişletilmesine
karar vermiştir. 17
Yamada çalışmasının başlangıcından 2008’e
kadar toplam beş rapor sunmuştur. Bu dönemde 47 farklı ülke bu konuda UHK’ya yorum yapmıştır. Yorum yapan ülkeler arasında
UHK’nın önceliğinin yeraltı suyu kaynaklarına verilmesi konusunda fikir birliği olmasına
rağmen bağlayıcı bir sözleşme ya da bağlayıcı
olmayan ilkeler konusunda bu ülkeler bir uzlaşmaya varamamışlardır.
UHK Genel Kurul’a Sınıraşan Akiferler Hukuku taslağını bir kararla not etmesini ve
devletlere sınıraşan akiferleri yönetirken taslakta yer alan ilkeleri temek almalarını tavsiye
ORSAM SU ARAŞTIRMALARI PROGRAMI
Rapor No: 12, Şubat 2012
9
ORSAM Su Araştırmaları Programı
ORSAM
etmesini önermiştir. Daha sonraki aşamada,
taslak maddeler temelinde bir sözleşme oluşturulmasının değerlendirilmesi komisyon tarafından tavsiye edilmiştir. Birleşmiş Milletler
Genel Kurulu bu tavsiyeleri dikkate almış ve
Birleşmiş Milletler kararı olarak kabul etmiştir.18
4. Taslak Maddelere Genel Bakış
Birleşmiş Milletler Uluslararası Hukuk
Komisyonu’nun sınıraşan akiferlere ilişkin
taslak maddeleri toplam 19 maddeden oluşmaktadır. Bu maddeler dört bölüme ayrılmaktadır. Bu bölümler şu şekildedir: Giriş,
Genel İlkeler, Önlem, Koruma ve Yönetim, ve
Muhtelif Hükümler.19
Taslak maddelerin ilk bölümü iki maddeden
oluşmaktadır. Birinci madde taslağın kapsamını: a) Sınıraşan akiferler ve akifer sistemlerinden faydalanma, b) Bu tür akifer ya da
akifer sistemleri üzerinde etki yaratacak ve
yaratma olasılığı olan diğer faaliyetler, c) Bu
tür akifer ve akifer sistemlerinin korunması ve
yönetilmesine dair önlemler ile tanımlamaktadır. Üç boyutu olan bu tanım açıkça diğer
faaliyetlerin akiferleri etkileme potansiyeline
işaret etmektedir.
2. maddede taslakta kullanılan terimler açıklanmaktadır. Bu terimler: a) akifer, b) akifer
sistemi, c) sınıraşan akifer ve sınıraşan akifer
sistemleri, d) akifer devleti, e) sınıraşan akifer
ve sınıraşan akifer sistemlerinden faydalanma, f ) yenilenen akifer, g) beslenim bölgesi, h)
boşaltım bölgesi olarak sıralanmaktadır.
Taslak maddelerin ikinci kısmının başlığı
“Genel İlkeler” dir. Devletlerin egemenliği
başlıklı 3. madde her akifer devletine akifer
veya akifer sisteminin toprakları içinde kalan
kısmı üzerinde egemenlik vermektedir. Taslak maddeler 1997 BM Sözleşmesi’nin devamı olarak görülmesine rağmen, egemenliğe
yapılan bu vurgu 1997 BM Sözleşmesi’nde yer
almamaktadır.
10
ORSAM SU ARAŞTIRMALARI PROGRAMI
Rapor No: 12, Şubat 2012
4. madde, hakça ve makul kullanıma ayrılmıştır. Bu maddeye göre akifer devletleri sınıraşan akiferlerden a) ilgili akifer devletlerinin
akiferlerden fayda elde etmesi, b) uzun dönemli faydaları maksimize etme, c) tek taraflı
ya da ortak kapsamlı planlar oluşturma, d) yenilenen akifer ya da akifer sisteminin etkin çalışmasını engelleyecek seviyede kullanmama
yoluyla, makul ve hakça faydalanacaklardır.
Beşinci madde hakça ve makul faydalanmaya
ilişkin unsurları düzenlemektedir. Bu madde genel olarak 1997 BM Sözleşmesi’nin 6.
Maddesi’ni temel almaktadır. Ancak iki ekleme vardır. Bu eklemelerin ilki, akiferin beslenimine ve oluşumuna, devletin katkısına yapılan atıftır. İkinci ek ise, akifer veya akifer sisteminin ilgili ekosistemdeki rolüdür. Ayrıca, 5.
Maddenin 2. Paragrafı bu unsurlara verilecek
ağırlıkla ilgilidir. Genel olarak 5. Madde kabaca, 1997 BM Sözleşmesi’nin 6. Maddesi’ndeki
özellikleri gerekli değişiklikleri yaparak işaret
etmektedir.
1997 BM Sözleşmesi ile Sınıraşan Akiferler
Hukuku taslağı arasındaki farkı belirtmek de
önemlidir. 5. Maddede hayati insan ihtiyaçlarına şu şekilde özel bir vurgu yapılmıştır: “Sınıraşan akifer veya akifer sisteminden farklı
şekillerde faydalanmaya verilecek ağırlıkta
hayati insan ihtiyaçlarına özel önem verilecektir.”
Önemli zarar vermeme yükümlülüğü başlıklı 6. Madde, 1997 BM Sözleşmesi’nin 7.
Maddesi’nin tekrarıdır. Bununla birlikte, Sınıraşan Akiferler Hukuku Taslağı’nda “Sınıraşan akifer üzerinde etkisi olacak ya da olması muhtemel faydalanma haricindeki diğer
faaliyetler” şeklinde bir paragraf eklenmiştir.
Bu paragraf 1997 BM Sözleşmesi ile karşılaştırıldığında “önemli zarar vermeme yükümlülüğü” nü genişletmektedir. Bu kapsam
genişlemesi önemli zararın sadece diğer akifer devletlerini gözeterek değil aynı zamanda
toprakları içerisinde boşaltım alanı olan devletleri de göz önünde bulunduran hidrolojik
gerçeklik ile açıklanabilir. Bu yükümlülük,
SINIRAŞAN AKİFERLER HUKUKU TASLAK MADDELERİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
kendi mülkiyetini başkasına zarar vermeden
kullanmak anlamına gelen “sic utere tuo ut alienum non laedas” şeklindeki hukuk ilkesine
dayanmaktadır. Aynı zamanda önemli zarar
eşiğinin ne olduğuna ve kimin karar vereceğine dair bir belirsizlik de mevcuttur.
Toprakları içinde kirliliğin ortaya çıktığı ülke
mi, yoksa zarar gören diğer ülke mi kirliliğin
önemli zarar verdiğine karar verecektir?
Taslağın 7. Maddesi akifer devletleri arasındaki işbirliğini düzenlemektedir. Bu madde aynı
zamanda 1997 BM Sözleşmesi’nin 8. Maddesini yansıtmaktadır. Taslakta akiferlerden makul ve hakça faydalanmanın sağlanması için
egemen eşitliği, toprak bütünlüğü, karşılıklı
fayda ve iyi niyet gibi unsurlar da sürdürülebilir kalkınma ilkesi ile birlikte belirtilmiştir.
Düzenli veri ve bilgi değişimi ile ilgili 8. Madde büyük ölçüde 1997 BM Sözleşmesi’nin 9.
Maddesine dayanmaktadır. 8. Maddeye göre
akifer devletleri sınıraşan akiferlerinin durumuna ilişkin uygun veri ve bilgiyi birbirlerine
sağlayacaklardır. Bununla birlikte maddenin
2. Paragrafına göre sınıraşan akifere ilişkin
bilginin yeterince açık olmaması durumunda akifer devletlerinin konuya ilişkin veri ve
bilgiyi sağlamak için en iyi çabayı göstermeleri gerekmektedir. Ayrıca uygun olan durumda akifer devletleri diğer akifer devletleri
ve uluslararası örgütlerle söz konusu verinin
sağlanma sürecinde beraber çalışacaklardır. 3.
Paragrafta akifer devletleri arasında veri talebi şu şekilde düzenlenmiştir: “Eğer bir akifer
devletinden diğer bir akifer devleti, bir akifer
sistemine ilişkin henüz hazır olmayan veri ve
bilgiyi talep ederse, talep edilen devlet, talebe
ilişkin elinden gelen en iyi çabayı gösterecektir.” Ancak 1997 BM Sözleşmesi’nde olduğu
gibi bu paragrafta da talep edilen devletin veri
ve bilgiyi sağlamak için ödeme talep edebileceğine ilişkin ilginçbir ifade yer almaktadır.
Taslağın 9. Maddesi bölgesel anlaşma ve düzenlemelere ilişkin hükümleri içermektedir.
İlgili madde, bir akifer veya akifer sisteminin
yönetilmesi için devletlerin iki taraflı ya da
ORSAM
bölgesel anlaşmalar oluşturmasını teşvik etmektedir.
Taslağın “Önlem, koruma ve yönetim” başlıklı üçüncü bölümü altı madde içermektedir.
10. Maddeye göre “akifer devletleri sınıraşan
akiferler veya akifer sistemleri içinde olan ya
da onlara bağlı olan ekosistemlerin korunması ve muhafaza edilmesine ilişkin uygun tüm
önlemleri alacaklardır.” Ayrıca devletler sadece bir akiferin içinde yer alan sulardan değil, aynı zamanda akiferin boşaltım bölgeleri
yoluyla bıraktığı sulardan da sorumludur. Bu
madde 1997 BM Sözleşmesi’nin 20. Maddesini temel almaktadır. Ancak Sınıraşan Akiferler Taslağı’nda devletlerin yükümlülüğünün
1997 BM Sözleşmesi’nden daha zayıf olduğuna ilişkin yorumlar da mevcuttur.20
Akiferlerin beslenim ve boşaltım alanları ile
ilgili olan 11. Madde, 1997 BM Sözleşmesi
göz önüne alındığında yeni bir maddedir. Bu
maddeye göre sınıraşan akifer veya akifer sistemlerinin beslenim ve boşaltım bölgeleri, bu
akifer ya da akifer sisteminin topraklarında
yer aldığı devletler tarafından belirlenmelidir.
Devletler aynı zamanda beslenim ve boşaltım
süreçlerinin kontaminasyonunun en aza indirgenmesi ve bu süreçlerin korunmasından
da sorumludur. Bu maddenin ikinci paragrafı,
akifer devletleri olmayan devletlerle bir akifer
ya da akifer sisteminin korunmasına ilişkin ilkeleri düzenlemektedir. Bu durum akifer devleti olmayan ancak boşaltım veya beslenim
alanı toprakları içerisinde olan bir devletin de
sorumluluğunu gündeme getirmektedir.
“Kirliliğin önlenmesi, azaltılması ve kontrolü”
başlıklı 12. madde, 1997 BM Sözleşmesi’nin
21. maddesi 2. paragrafı ile paralel hükümler
içermektedir. Teknik nedenlerden dolayı bir
akiferi iyileştirmek bir yüzey suyunu iyi hale
getirmekten daha pahalı ve zordur. Taslağın
12. maddesi 1997 BM Sözleşmesi’ne tezat
oluşturacak biçimde kirliliğin kapsamlı ve detaylı bir tanımını ve insan sağlığı ve güvenliğine vurguyu içermemektedir. Bu madde zararı sadece devletler için sınırlamaktadır. Bu
ORSAM SU ARAŞTIRMALARI PROGRAMI
Rapor No: 12, Şubat 2012
11
ORSAM Su Araştırmaları Programı
ORSAM
madde aynı zamanda taslağın devlet temelli
yapısını da göstermektedir.
nıraşan akiferler üzerindeki anlaşmazlıkların
uluslararasılaşması yolunu açmaktadır.
Sınıraşan akiferlerin gözlemlenmesi 13. maddede düzenlenmiştir. Bu maddenin birinci
paragrafına göre, devletler mümkün olan
durumlarda sınıraşan akiferleri diğer akifer
devletleri ve uluslararası örgütlerle ortaklaşa
gözlemlemelidirler. Ortak gözlemin mümkün
olmadığı durumlarda akifer devletleri verileri
karşılıklı olarak değişeceklerdir. Diğer taraftan bu maddenin ikinci paragrafı, devletler
tarafından uygulanacak olan gözlemleme faaliyetlerinin standart hale getirilmesi ile ilgilidir.
Sınıraşan Akiferler Hukuku Taslağı, 1997 BM
Sözleşmesi’nin genel yapısını, mutatis mutandis, takip etmektedir. Ancak 15. maddede
1997 BM Sözleşmesi’nin aksine kısa ve detaylı
olmayan bir danışma süreci öngörülmektedir.
1997 BM Sözleşmesi’nde birçok ülkenin itirazına yol açan uzun ve detaylı bir süreç öngörülmüştür.
Yönetim başlıklı 14. maddede, sınıraşan akiferlerin yönetim planları akifer devletleri tarafından oluşturulacağı ve akifer devletlerinin
akiferlerin yönetimi için birbirlerine danışacakları belirtilmiştir. Ek olarak, eğer mümkün
olursa bir ortak yönetim mekanizması kurulacaktır.
15. madde planlı faaliyetlerle ve doğal olarak
akifer devletleri arasındaki müzakereler ve
danışmalarla ilgilidir. Bu madde üç paragraftan oluşmaktadır. İlk paragrafa göre, bir akifer devleti planlı faaliyetlerinin diğer akifer
devletlere olan etkisini değerlendirmekle yükümlüdür. İkinci paragrafta bir akifer devletinin planlı faaliyetleri sonucunda diğer akifer
devletlere olumsuz etkiler oluşturacağını değerlendirmesi durumunda bildirimde bulunacağı belirtilmiştir. Bu bildirimin “zamanında” olması gerektiği de ayrıca vurgulanmıştır.
Ancak 1997 BM Sözleşmesi’nin aksine bu
zamanlamaya ilişkin açık bir kısıtlama bulunmamaktadır. Bu bildirim aynı zamanda veri,
bilgi ve çevresel etki değerlendirmesini de
içermelidir. 15. Maddenin 3. Paragrafı planlı
faaliyetler konusundaki anlaşmazlıkları düzenlemektedir. Bu paragrafa göre ilgili devletler birbirlerine danışmalı ve hakça bir çözüme
ulaşmak için müzakereleri yürütmelidirler.
Paragrafın ikinci cümlesi ilgili tarafların “bağımsız bir danışma kuruluşuna” (independent
fact-finding body) başvurabilirler. Bu ifade sı-
12
ORSAM SU ARAŞTIRMALARI PROGRAMI
Rapor No: 12, Şubat 2012
Taslağın son kısmı olan ve “muhtelif hükümler” başlığını taşıyan dördüncü bölüm, dört
maddeden oluşmaktadır. 16. madde, gelişmekte olan devletlerle teknik işbirliğini düzenlemektedir. Bu maddede devletlerin gelişmekte olan ülkelerle akifer yönetimi ile ilgili
bilimsel, teknik ve hukuki alanlarda işbirliği
yapması ve onlara yardım etmesi ve zararlı
etkilerin azaltılması ve gözlemlenmesi konularında sorumluluğu olduğu belirtilmiştir.
Acil durumlar taslağın 17. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddenin ilk paragrafı acil
durumu tanımlamakta ve bu tanımı yaparken
sınıraşan bir akiferi etkileyecek gerek doğal
gerek insan faaliyetlerini kapsamaktadır. İkinci paragraf, acil durum ortaya çıktığında devletlerin davranışlarını düzenlemektedir. “Hayati insan ihtiyaçları” ifadesi, 5. maddede olduğu gibi bu maddede de yeniden görülmekte
ve devletlerin bu ihtiyaçları karşılaması konusundaki sorumluluklarına işaret etmektedir.
18. madde, 1997 BM Sözleşmesi’nin tekrarıdır. Buradaki tek fark, “uluslararası suyolu”
ifadesi yerine “sınıraşan akiferler” ifadesinin
kullanılmasıdır. Her iki hüküm de uluslararası
ve uluslararası olmayan silahlı çatışmalar durumunda ilgili su kaynaklarının uluslararası
hukuk tarafından korunduğunu belirtmektedir.
Taslağın son maddesi olan 19. madde, 1997
BM Sözleşmesi’nin 31. maddesini temel almıştır. Devletler, mümkün olan en çok veri ve
bilgiyi vermekle yükümlüdür. Ancak bu veri
SINIRAŞAN AKİFERLER HUKUKU TASLAK MADDELERİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
ve bilgilerin ulusal savunma ve güvenlik için
hayati olması durumunda hiçbir madde devletleri söz konusu veriyi sağlama konusunda
zorlayamaz. 1997 BM Sözleşmesi’nde olduğu
gibi taslak neyin ulusal savunma ve güvenlik
için hayati olduğunu tanımlamayarak devletlere bu konuda geniş bir alan bırakmıştır.
5. Değerlendirme
Sınıraşan akiferler taslağı sadece yüzey suları ile ilişkisi olmayan akiferlerle ilgili değildir.
Şu noktada bunu belirtmek önemlidir çünkü 1994’te Uluslararası Suyollarının Ulaşım
Dışı Amaçlarla Kullanımına İlişkin Hukuk
Taslağı’nın bitirilmesinden sonra UHK, yüzey
suları ile bağlantısı olmayan akiferler konusunda çalışmaya karar vermiştir. 1994 Uluslararası Su Yollarının Ulaşım Dışı Amaçlarla
Kullanımına İlişkin Hukuk Taslağı, 21 Mayıs
1997’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilmiş ve bir sözleşme halini
almıştır. Sözleşmenin 2. maddesinin (a) paragrafına göre, “suyolu, birbiriyle fiziki ilişki
içerisinde olan bir bütün ve normal olarak ortak bir varış noktasına akan yüzey ve yeraltı
suları sistemidir.”21
1994 yılında, UHK’nın, bir akiferin sınıraşan
bir nehirle hidrolojik bir ilişkisi varsa, söz konusu akiferin 1997 BM Sözleşmesi’nin kapsamına girmesi konusunda fikri nettir. Böylece
komisyon, diğer akifer türlerinin, yani yüzey
suları ile bağlantısı olmayan akiferlerin, başka
bir anlaşma ya da sözleşme altında düzenlenmesi gerektiğini zımni olarak kabul etmektedir. Ancak günümüzde, sınıraşan akiferler
taslağının kapsamı yüzey suları ile bağlantısı
olmayan akiferlerle sınırlı değildir.22 Taslak,
yüzey sularından beslenen ve sularını oraya
boşaltan tüm sınıraşan akifer türlerini kapsamayı amaçlamaktadır. Bu kapsam sorunlu
görünmektedir çünkü 1997 BM Sözleşmesi
“uluslararası suyolları” ile hidrolojik ilişkiye
sahip olan akifer ve yeraltı sularını kapsamaktadır. Bu nedenle, “çifte düzenleme” aynı akifer veya akifer sistemi üzerinde karışıklığa sebep olacaktır. McCaffrey söz konusu çakışma
ile ilgili olarak üç probleme işaret etmektedir:
ORSAM
“ilk olarak, her iki belgenin de kapsadığı bir
durumda hangisinin uygulanacağına dair bir
kafa karışıklığına neden olacaktır; ikinci olarak, her iki belgenin kapsadığı durumlara uygulanabilecek kurallar tam olarak uyumlu değildirler ve üçüncü ve en önemlisi, sınıraşan
akiferler taslağının sınıraşan akiferler üzerinde “egemenliği” temel ilkelerden biri olarak
kullanması 1997 BM Sözleşmesi ile tamamen
uyumsuzdur.”23 Bu problemin üstesinden gelinebilmesi için McCaffrey, eğer Uluslararası
Hukuk Komisyonu, sınıraşan akiferler taslağının nihai halinin, devletlerin sınıraşan akiferlerinin yönetiminde temel alınmasına karar
vermiş olsaydı, herhangi bir sorun yaşanmayacağını iddia etmektedir. Aynı zamanda Genel Kurul’un da bu yönde karar alabileceğini
belirtmektedir. Ancak bu şekilde bir çözüme
ulaşmak zor görünmektedir, çünkü 1997 BM
Sözleşmesine taraf olan ancak taslağın nihai
haline taraf olmayan bir devlet, sınıraşan akiferlerine ilişkin konularda taslağın nihai halini uygulamak yönünde zorlanamaz. Su konusundaki uluslararası hukukun yetersiz kodifikasyonu yeni bir düzenleme veya sözleşme
ile karışık hale gelecektir. Sınıraşan Akiferler
Hukuku ve 1997 BM Sözleşmesi arasında çatışan düzenlemelerin üstesinden gelebilmek
için özel raportör Yamada, “diğer sözleşmeler
ve uluslararası anlaşmalarla ilişkiler” başlıklı bir madde önermiştir.24 Ancak bu madde,
UHK’nın taslak komitesi tarafından taslağın
içerisine dahil edilmemiştir. Önerilen maddenin ikinci paragrafına göre, “bu maddelerin hiçbiri, taraf devletlerin mevcut taslak
maddeler kapsamında, diğer taraf devletlerin
haklarının tasarrufunu veya yükümlülüklerinin icrasını etkilemeyen, başka sözleşmeler ve
uluslararası anlaşmalardan doğan ve mevcut
taslak maddeler ile uyumlu haklarını ve yükümlülüklerini değiştiremeyecektir.” 25
Birinci paragrafta, taslak ve Uluslararası Su
Yollarının Ulaşım Dışı Amaçlarla Kullanımına İlişkin Sözleşme arasındaki ilişki düzenlenmektedir. Önerilen ilk paragrafa göre, eğer
bir devlet taslağın nihai haline ve 1997 BM
Sözleşmesi’nin her ikisine birden taraf ise,
ORSAM SU ARAŞTIRMALARI PROGRAMI
Rapor No: 12, Şubat 2012
13
ORSAM Su Araştırmaları Programı
ORSAM
sözleşmenin sınıraşan akiferlere ilişkin hükümleri sadece taslağın hükümleri ile uyumlu
olursa uygulanabilir. Şurası açıktır ki, Uluslararası Hukuk Komisyonu, Sınıraşan Akiferler
Hukuku Taslağına üstünlük tanımaktadır. Bu
iki paragrafın taslağa eklenmesi durumunda,
iki uluslararası düzenleme arasında az önce
bahsedilen karışıklık bir nebze önlenebilir ve
sınıraşan akiferler taslağının nihai hali 1997
BM Sözleşmesi’ne göre üstünlüğe sahip olabilirdi.
6. Veri Sorunu
Yukarıda belirtildiği gibi, 8. maddede devletler arasında veri paylaşımı tüm akifer devletlerini kapsamaktadır. Bu durum, bir sınıraşan
akiferden faydalanıp faydalanmamaya karar
versin vermesin bir devletin sınıraşan akifer
veya akifer sistemlerinin beslenim ve boşaltım alanlarını tanımlamakla yükümlü olduğu
anlamına gelmektedir. Bir akifer hakkında veri ve bilgi toplamanın ve beslenim ve boşaltım
alanlarını tanımlamanın pahalı ve zaman alıcı
bir iş olduğu unutulmamalıdır. Bu yükümlülük, kıyıdaş devletler arasında gerginliğe yol
açma potansiyeline sahiptir. Kıyıdaş devletler arasında bu tür gerginliklerden kaçınmak
için 8. maddenin 4. paragrafı “uygun olduğu
yerde” ifadesini kullanmıştır. Ancak taslak
madde neyin uygun neyin uygun olmadığını tarif etmemektedir. 4. paragrafın konması
akifer devletlerinin üzerindeki yükü azaltmayı amaçlamaktadır çünkü özellikle gelişmekte olan ve gelişmemiş ülkeler bu tür yükümlülükleri yerine getirmek için yeterli mali ve
teknolojik kaynaklara sahip değildirler. Diğer
yandan sınıraşan akiferlerin uygun bir şekilde
yönetilmesi için işbirliğine dönük sözlerden
daha fazlası gerekmektedir.
7. Sınıraşan Akiferler Hukuku ve
Devletlerin Egemenliği
Sınıraşan Akiferler Hukuku taslağının en tartışmalı maddelerinden biri, akifer devletlerin
egemenliği başlıklı 3. maddesidir. Uluslararası
alanda devletler doğal kaynaklarının yönetimi
14
ORSAM SU ARAŞTIRMALARI PROGRAMI
Rapor No: 12, Şubat 2012
ve korunması konusunda sıklıkla egemenliklerini ileri sürmektedirler. Anlaşmalar ve
bildiriler gibi uluslararası belgeler de aynı şekilde devletlerin doğal kaynakları üzerindeki
egemenliklerini tanımaktadır. Sınıraşan Akiferler Hukuku taslağı da aynı yolu izlemiş ve
B.M. Genel Kurulu’nun 14 Aralık 1962 tarihli
ve 1803 sayılı Doğal Kaynaklar Üzerindeki
Daimi Egemenlik kararına atıfta bulunarak
“Her akifer devleti sınıraşan akifer ya da akifer
sisteminin sınırları içinde yer alan kısmında
egemenliğe sahiptir. Devletler egemenliklerini uluslararası hukuk ve mevcut maddeler ile
uyumlu bir şekilde uygulayacaklardır” şeklinde formüle etmiştir.
UHK’nın “Paylaşılan Doğal Kaynaklar”a ilişkin yorumunun üçüncü maddeye ilişkin ikinci paragrafında, birçok andlaşmada ve diğer
uluslararası belgelerde de doğal kaynaklar
üzerindeki devlet egemenliğine atıfta bulunulduğu vurgulanmıştır. UHK’nın yorumunda, aynı zamanda üçüncü madde taslağında
uluslararası hukuka atıfta bulunularak dengeli
bir metnin ortaya çıkarıldığını belirtilmiştir.26
UHK’nın yorumu, devletlerin doğal kaynakları
üzerindeki egemenliğine gerek başlangıç bölümlerinde gerek ayrı bir madde olarak, Ozon
Tabakasının Korunmasına İlişkin Viyana Sözleşmesi (1985), Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (1992), Birleşmiş
Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (1982),
1992 Sınıraşan Suyolları ve Uluslararası Göllerin Korunması ve Kullanımı Sözleşmesi’ne
ek Su ve Sağlık Protokolü (1999) gibi uluslararası andlaşma ve hukuki metinlere atıfta bulunsa da, egemenliğe yapılan bu vurgu birçok
eleştiriye neden olmuştur.27
Uluslararası Suyollarının Ulaşım-dışı Amaçlarla Kullanımına İlişkin 1997 Birleşmiş Milletler Sözleşmesi sürecinde, Uluslararası
Hukuk Komisyonu’nun özel Raportörü olan
Stephen McCaffey, sınıraşan akiferler üzerinde egemenliğe yapılan bu vurgunun artık
terk edilmiş olan Harmon Doktrinini yeniden
gündeme getirdiğini ileri sürmektedir. Ay-
SINIRAŞAN AKİFERLER HUKUKU TASLAK MADDELERİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
nı zamanda 1997 BM Sözleşmesi’nin, Uluslararası Hukuk Derneği’nin ve Uluslararası
Adalet Divanı’nın da devletlerin sınıraşan
su kaynakları üzerindeki mutlak egemenlik
kavramını reddettiklerini belirtmektedir.28
McCaffrey yorumda verilen örneklere, sadece ikisinin su kaynakları ile ilgisinin olduğu ve
Rio Deklarasyonun genel ilkesini yeniden dile
getirdiklerini ileri sürerek karşı çıkmaktadır.
McCaffrey diğer yandan, Rio Deklarasyonunun ikinci ilkesinde, devletlere kendi kaynaklarını kullanma konusundaki egemen yetkilerinin, kendi yetki ya da kontrol alanları içindeki faaliyetlerinin başka ülkelerin çevresine
zarar vermeden kullanmaları konusundaki
sorumlulukları olduğunu hatırlatmıştır.
Devletlerin sınıraşan bir akiferin kendi toprakları altında alan kısmındaki egemenlikleri
konusunda ısrarının sebebi, sınıraşan akiferlerin büyük toprak parçaları altında bulunmaları ve yeraltı sularının, yer aldığı devletlere
ait olduğu konusundaki tarihsel düşünceden
kaynaklanmaktadır. 29
Taslak maddeler konusundaki ilk tartışmaların olduğu süreçte, Uluslararası Hukuk
Komisyonu’nun birçok üyesi doğal kaynaklar üzerindeki daimi egemenliğin konu bağlamında temel olduğu ve taslak maddelerde
kesinlikle yer alması gerektiğini ileri sürmüşlerdir. 30 UHK’nın ve B.M. Altıncı Komite’nin
bazı üyeleri Genel Kurul kararının giriş kısmında, daimi egemenliğe özel bir atıf yapılması konusunda ısrarcı olmuşlardır. Bununla
beraber bazı üyeler aynı amaç için özel bir
madenin oluşturulması gerektiğini belirtmişlerdir.31 Egemenlik konusundaki vurguda
ısrarın nedeni, bu kaynakların insanoğlunun
ortak mirası olarak değerlendirilebileceği konusundaki kaygı olmuştur. Böyle bir durumda
hiçbir devlet sınıraşan bir akiferin kendi toprakları altında kalan kısmına dair egemenliğini ileri süremeyecek ve bu kaynakları koruma,
yönetme ve bu kaynaklardan faydalanmaya
ilişkin kendi politikalarını uygulayamayacaktır.
Taslağın üçüncü maddesinin ilk cümlesi geleneksel egemenlik kavramına uygun düşmektedir. İkinci cümle ise sınıraşan akiferler üzerindeki egemenliğin uluslararası hukuk ve taslak
ORSAM
maddelerle uyumlu bir şekilde kullanılacağını
belirterek denge yaratmayı amaçlamaktadır.
Bu şekilde sınıraşan akiferler hukuku taslağı
egemenliğin mutlak olmadığını açık hale getirmektedir. Bu açık kısıtlamaya ek olarak bir
takım zımni kısıtlar da bulunmaktadır. Hakça
ve makul faydalanma, önemli zarar vermeme,
izleme ve veri değişimi gibi hükümler de mutlak egemenliği kısıtlamaktadırlar.
Üçüncü madde taslağına yorum yapan sadece
altı ülke bulunmaktadır. Bu ülkeler Avusturya,
Brezilya, İsrail, Portekiz, Küba ve Türkiye’dir.
Portekiz’in yorumu diğer beş ülkeden farklılık
göstermektedir. Portekiz işbirliğinin belirtilerek mutlak egemenliğinin kısıtlanması gerektiğini vurgulamıştır.32 Diğer yandan Brezilya
ve İsrail egemenliği, sınıraşan akifer devletleri tarafından uluslararası hukuka uygun bir
şekilde kullanılması gerektiğini belirtmişlerdir. McCaffrey, Komisyonun pozisyonunu ve
beş devletin yorumlarını değerlendirmiş ve
devletlerin üçüncü maddeye ilişkin Harmon
Doktrinini hatırlatan yorumlarında kendi çıkarlarını savunduklarını düşünseler de aslında uygulamalarının terk edilmiş ve gözden
düşmüş Harmon doktrinini yansıtmamakta
olduğu sonucuna varmıştır.33
Üçüncü maddenin ilk cümlesinin egemenlik
hayaletini şişeden çıkardığını ve ikinci cümlenin de bunu geri sokamadığı şeklinde yorumlar olsa da taslağın geneli bu şekilde bir
anlam ifade etmemektedir.34 Uluslararası Hukuk Komisyonu’nun Genel Yorumu’nda Özel
Raportörün “bu kaynaklar arasındaki farkları
bilmesine rağmen mevcut çalışmanın daha
sonra yapılması planlanan petrol ve doğal gaza ilişkin çalışmaları etkileme potansiyelinin
farkında olduğunu” belirtmiştir. 35
Esasen bu açıklama taslak metinde niçin egemenlik ifadesinin yer aldığını net bir şekilde
ortaya koymaktadır. UHK bir akifer içinde yer
alan suyu petrol ve doğal gazdan farklı olarak
düşünmemektedir. UHK suyu devletler tarafından kullanılabilecek bir ekonomik kaynak
olarak değerlendirmektedir. Ancak suyun
petrol ve doğal gaz gibi ele alınması ihtilaflı
bir konudur. Birçok uzman, akademisyen ve
siyasetçi suyun sadece insanlar için değil tüm
ekosistem için hayati olduğun nu belirterek
ORSAM SU ARAŞTIRMALARI PROGRAMI
Rapor No: 12, Şubat 2012
15
ORSAM Su Araştırmaları Programı
ORSAM
bu şekildeki bir anlayışa karşı çıkmaktadırlar.
Sonuç olarak sınıraşan akiferlerde yer alan
sular üzerinde egemenlik vurgusu uluslararası su hukuku teamüllerinde ciddi bir değişime
işaret etmektedir. Bununla birlikte taslağın altıncı komitenin önerisine uygun olarak daha
sonraki bir aşamada sözleşmeye dönüşmesi durumunda bu konu birçok tartışmayı da
gündeme getirecektir.
8. Sonuç
Yeraltı suyu dünya nüfusunun büyük bir çoğunluğu için su yönetimi ve arzının önemli bir bileşeni haline gelmiştir. Ancak yeraltı
suyu ulusal ve uluslararası düzeyde ihmal
edilmektedir. UHK’nın akiferlerin yönetimini düzenlemeye ilişkin son girişimi iyi niyetli
bir çalışma olarak değerlendirilebilir. Bununla
birlikte, devletlerin hakları ve yükümlülüklerine ilişkin herhangi bir bağlayıcı uluslararası
hukuk belgesi bulunmamasına rağmen, Sınıraşan Akiferler Hukuku taslağının uluslararası su hukukunda yeni tartışmaları beraberinde getirdiği açıktır.
Akifer devletlerinin egemenliği hükmü en
tartışmalı konudur. Bu hüküm, uluslararası
su hukukunda temelden bir değişime işaret
etmektedir, çünkü bu tarz bir hüküm ne resmi bir uluslararası belgede ne de Uluslararası
Hukuk Derneği gibi diğer kurumların çalışmalarında yer almamıştır. Ancak egemenlik
hükmü, bu tarz düzenlemelere dahil olmak
konusunda çekingen davranan devletlerin
sınıraşan akiferler hukukunu kabul etmesini
sağlayabilir çünkü Uluslararası Su Yollarının
Ulaşım Dışı Kullanımına İlişkin Birleşmiş
Milletler Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilmesinden bu
yana 15 yıl geçmesine rağmen hala yürürlüğe
girmemiştir.
Taslakta bazı eksiklikler bulunmaktadır. İlk
olarak, nehirler ve göller gibi yüzey sularının
aksine, sınıraşan akiferlerde devletlerin çıkarları açık bir şekilde tanımlanamamaktadır.
Sınıraşan bir nehirde aşağı ve yukarı kıyıdaşların çıkarları ve kaygıları rahatlıkla algılanabilir ve buna göre politikalar oluşturulabilir.
16
ORSAM SU ARAŞTIRMALARI PROGRAMI
Rapor No: 12, Şubat 2012
Ancak akiferlerin görünmez ve karmaşık doğalarından ötürü akifer devletlerinin çıkarlarını ve davranışlarını belirlemek zordur.
Taslağın bir diğer eksikliği ise, taslak maddeler
akiferlerin korunmasını amaçlamamaktadır.
4. maddeye ilişkin yorumun 5. paragrafında
UHK açıkça faydalanma eyleminin beslenim
seviyesi ile sınırlandırılmasının gerekli olmadığını belirtmiştir. 4. madde faydalanmayı sadece akiferin etkin faaliyetinin devamını engelleyecek olan seviyede sınırlandırmaktadır.
Taslağın ana amacı sürdürülebilir kullanım
değil, verim maksimizasyonudur.
UHK’nın çalışması aynı zamanda hukuki
konularda bilimsel yardımın önemine işaret
etmektedir. Sınıraşan akiferler hukuku konusunda UNESCO’nun yardımı, UHK’yı akiferler konusunda yanlış bir tanım yapmaktan
kurtarmıştır. Çalışmanın erken aşamalarında, UHK diğer su kütleleri ile hidrolik ilişkisi
olmayan akiferler üzerinde çalışmaya karar
vermiş ve bu tip akiferleri tanımlamak için
“sınırlandırılmış” tabirini kullanmıştır. Ancak
UNESCO’nun yardımından sonra UHK tavrını değiştirmiş ve bu terimi kullanmamıştır
çünkü hidrolojik olarak sınırlandırılmış akifer
basınç altındaki akifer anlamına gelmektedir.
Bununla beraber, bir süre sonra UHK taslağın
kapsamını genişletmeye karar vermiş ve yenilenebilir ve yenilenemez tüm akifer tiplerini
çalışmaya dahil etmiştir.
Taslağın nihai şekli hala belli değildir ve bu
konu üzerindeki tartışmalar gündemdeki yerini korumaktadır. Eğer taslak bir sözleşme
şeklini alırsa, aynı konuyu düzenleyen sözleşmelerden sadece birine taraf olan devletler
arasında karışıklığa neden olacaktır. Unutulmamalıdır ki 1997 BM Sözleşmesi aynı zamanda yeraltı sularını da düzenlemektedir.
İkinci seçenek, taslağı 1997 BM Sözleşmesi’ne
bir protokol olarak eklemektir. Bu seçenek de
uyuşmazlık yaratma potansiyeline sahiptir
çünkü konvansiyonu kabul etmiş olan devletlerin taslağa ilişkin pozisyonları net değildir.
Bu nedenle, bu muhtemel çakışma su konusundaki uluslararası hukukta karışıklığa neden olacaktır.
SINIRAŞAN AKİFERLER HUKUKU TASLAK MADDELERİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
ORSAM
SONNOTLAR
1
United Nations Report of the International Law Commission, (2008), General Assembly Official Records Sixty-third
session Supplement No. 10 UN Doc. A/63/10.
2 UN General Assembly (2009), Resolution adopted by the General Assembly, UN Doc. A/RES/63/124.
3 Report of the International Law Commission on the Work of Its Forty-sixth Session, (1994), UN Doc. A/49/10.
4 A.g.e., s.90.
5 Report of the International Law Commission Fifty-fourth session, (2002), UN.Doc A/57/10, s. 243
6 Foster, Stephen, (1999), Essential Concepts for Groundwater Regulators, in Salman A. A Salman (ed), Groundwater
Legal and Policy Perspectives, World Bank Technical Paper No: 456, s.15.
7 Vick, Margaret J., (2008), International Water Law and Sovereignity: A Discussion of the ILC Draft Articles on the
law of Transboundary Aquifers, avaliable at http://ssrn.com/abstract=1125065, s. 10.
8www-naweb.iaea.org/napc/ih/Nubian/IHS_nubian_ancient_waters_sands.html.
9 M. Schiffler,“ Conflicts over the Nile or Conflicts on the Nile.” W. Scheumann and M Schiffler (Ed), Water in the
Middle East, Springer, Berlin, 1998, s. 140.
10 Mechlem, Kerstin (2009) Moving ahead in protecting freshwater resources: The International Law Commission’s
Draft Articles on Transboundary Aquifers, Leiden Journal of International Law, 22, s. 803.
11 Eckstein, Gabriel E., (2007), Commentary on the U.N.International Law Commission’s Draft Articles on the Law
ofTransboundary Aquifers, s. 567.
12 Chusei Yamada, (2003), Shared natural resources: first report on outlines, (UN Doc. A/CN.4/533).
13 Report of the Commission to the General Assembly on the Work of Its Forty-Sixth Session, UNGAOR 49th Sess.,
Supp.No. 10,(UN Doc. A/49/10 at 90).
14 Mechlem, Kerstin (2009), s. 805.
15 ILC, Resolution on Confined Transboundary Groundwater, (1994), II (2), Art. 1, in Report of the Commission to the
General Assembly on the Work of its Forty-Sixth Session, Yearbook of the International Law Commission, s. 135.
16 Chusei Yamada, (2008), Fifth Report on Shared Natural Resources: Transboundary Aquifers, UN Doc. A/CN.4/591,
2, para. 4.
17 Report of the International Law Commission to the General Assembly on Its Fifty-Sixth Session, (2004)UN GAOR,
56th Sess., Supp. No. 10, UN Doc. A/59/10, 126–7, para. 89–92.
18 UN Doc. A/RES/63/124.
19 UN General Assembly (2009), Resolution adopted by the General Assembly, UN Doc. A/RES/63/124.
20 McCaffrey, Stephen, (2009), The International Law Commission Adopts Draft Articles on Transboundary Aquifers,
The American Journal of International Law, Vol 103, s.277.
21http://untreaty.un.org/ilc/texts/instruments/english/conventions/8_3_1997.pdf
22 UHK “sınırlandırılmış” terimini diğer su kütleleri ile ilişkisi olmayan akiferleri tanımlamak için kullanmıştır. Ancak
sınırlandırılmış akifer basınç altındaki akifer anlamına gelmektedir. UHK, UNESCO’nun bilimsel desteği sayesinde
terimi değiştirmiştir.
23 McCaffrey, (2009), s. 284.
24 International Law Commission, (2005), Third report on shared natural resources:transboundary groundwaters,
U.N. Doc. (A/CN.4/551), s.7, para. 15-17.
25A.g.e.
26 United Nations Report of the International Law Commission, (2008), General Assembly Official Records Sixty-third
session Supplement No. 10 (A/63/10), s. 40.
27 A.g.e, s. 39.
28 McCaffrey, Stephen, (2006), Comments on the International Law Commission’s Draft Articles on the Law of Transboundary Aquifers, http://ssrn.com/abstract=1114988, s. 5.
29 Mechlem, Kerstin, (2009), s. 811.
30 United Nations Report of the International Law Commission Fifty-sixth session, (2004), General Assembly. Official
Records Fifty-ninth session Supplement No. 10 (A/59/10), s. 10.
31 Chusei Yamada, (2005), Third report on shared natural resources: transboundary groundwaters, s. 3. (UN, A/
CN.4/551).
32 Shared natural resources: comments and observations by Governments on the draft articles on the law of transboundary aquifers, (2008), s. 22, (UN A/CN.4/595).
33 McCaffrey, Stephen, (2009), s. 291.
34 A.g.e., s. 291.
35 United Nations Report of the International Law Commission, (2006), General Assembly Official Records Sixty-first
session, Supplement No. 10 (A/61/10), s. 193.
ORSAM SU ARAŞTIRMALARI PROGRAMI
Rapor No: 12, Şubat 2012
17
ORSAM Su Araştırmaları Programı
ORSAM
AKADEMİK KADRO
Hasan Kanbolat
Prof. Dr. Hayati Aktaş
Doç. Dr. Veysel Ayhan
Doç. Dr. Hasan Ali Karasar
Doç. Dr. Tarık Oğuzlu
Doç. Dr. Mehmet Şahin Doç. Dr. Harun Öztürkler Doç. Dr. Özlem Tür Habib Hürmüzlü Yrd. Doç. Dr. Serhat Erkmen Yrd. Doç. Dr. Canat Mominkulov
Yrd. Doç. Dr. Bayram Sinkaya
Dr. Abdullah Alshamri
Dr. Neslihan Kevser Çevik
Dr. Didem Danış Dr. Jale Nur Ece Dr. İlyas Kamalov Dr. Yaşar Sarı
Dr. Bayram Sinkaya Dr. Süreyya Yiğit Av. Aslıhan Erbaş Açıkel Fazıl Ahmet Burget
Volkan Çakır Esra Demir
Bilgay Duman Ogün Duru Noyan Gürel
Selen Tonkuş Kareem Oytun Orhan Sercan Doğan Nebahat Tanriverdi Uğur Çil Nazlı Ayhan Leyla Melike Koçgündüz Ufuk Döngel
Göknil Erbaş Aslı Değirmenci Jubjana Vila
Mavjuda Akramova
ORSAM Başkanı
ORSAM Trabzon Temsilcisi, KTÜ Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - Abant İzzet Baysal Üniversitesi
ORSAM Danışmanı, ORSAM Avrasya Stratejileri Koordinatörü - Bilkent Üniversitesi
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - Uluslararası Antalya Üniversitesi
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - Gazi Üniversitesi
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu Ekonomileri - Afyon Kocatepe Üniversitesi
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - ODTÜ
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - Ahi Evran Üniversitesi
ORSAM Uzmanı, Ortadoğu – El Farabi Kazak Milli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu – Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - ORSAM Riyad Temsilcisi
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - Galatasaray Üniversitesi
ORSAM Danışmanı, Deniz Emniyeti ve Güvenliği
ORSAM Danışmanı, Avrasya
ORSAM Danışmanı, Avrasya – ORSAM Bişkek Temsilcisi, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniv.
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - Atatürk Üniversitesi
ORSAM Danışmanı, Avrasya
ORSAM Danışmanı, Enerji-Deniz Hukuku
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - Afganistan
ORSAM Danışmanı, Afrika - ORSAM Antananarivo (Madagaskar) Temsilcisi
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu
ORSAM Uzmanı, Ortadoğu
ORSAM Yönetici Editörü
ORSAM İzmir Temsilcisi
ORSAM Erbil (Irak) Temsilcisi
ORSAM Uzmanı, Ortadoğu
ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu
ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu
ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu
ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu & Projeler
ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu & Projeler
ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu
ORSAM Uzman Yardımcısı, Karadeniz
ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu
ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu
ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu
ORSAM Su Araştırmaları Programı
Dr. Tuğba Evrim Maden Dr. Seyfi Kılıç Kamil Erdem Güler Çağlayan Arslan ORSAM Su Araştırmaları Programı Hidropolitik Uzmanı
ORSAM Su Araştırmaları Programı Hidropolitik Uzmanı
ORSAM Uzman Yardımcısı, ORSAM Su Araştırmaları Programı
ORSAM Uzman Yardımcısı, ORSAM Su Araştırmaları Programı
ORSAM DANIŞMA KURULU
Dr. İsmet Abdülmecid
Prof. Dr. Hayati Aktaş
Hasan Alsancak
Prof. Dr. Meliha Benli Altunışık
Prof. Dr. Ahat Andican
Prof. Dr. Dorayd A. Noori
Prof. Dr. Tayyar Arı Prof. Dr. Ali Arslan Başar Ay Prof. Dr. Mustafa Aydın Doç. Dr. Ersel Aydınlı Doç. Dr. Veysel Ayhan Prof. Dr. Hüseyin Bağcı Itır Bağdadi Prof. Dr. İdris Bal Yrd. Doç. Dr. Ersan Başar Kemal Beyatlı Barbaros Binicioğlu Prof. Dr. Ali Birinci Doç. Dr. Mustafa Budak
Dr. Hasan Canpolat
E. Hava Orgeneral Ergin Celasin
Volkan Çakır Doç. Dr. Mitat Çelikpala
Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya Dr. Didem Danış Esra Demir
Prof. Dr. Volkan Ediger Prof. Dr. Cezmi Eraslan Prof. Dr. Çağrı Erhan Yrd. Doç. Dr. Serhat Erkmen Dr. Amer Hasan Fayyadh Av. Aslıhan Erbaş Açıkel 18
Irak Danıştayı Eski Başkanı
ORSAM Trabzon Temsilcisi, Karadeniz Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
BP & BTC Türkiye, Enerji Güvenliği Direktörü
ODTÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü
Devlet Eski Bakanı, İstanbul Üniversitesi
Irak’ın Ankara Büyükelçiliği Kültür Müsteşarı Yardımcısı
Uludağ Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
İstanbul Üniversitesi, Tarih Bölümü
Türkiye Tekstil Sanayi İşveren Sendikası Genel Sekreteri
Kadir Has Üniversitesi Rektörü
Bilkent Üniversitesi Rektör Yardımcısı & Fulbright Genel Sekreteri
ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
ODTÜ, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Görevlisi, Uluslararası İlişkiler ve Avrupa Birliği Bölümü
TBMM 24. Dönem Milletvekili
Karadeniz Teknik Üniversitesi, Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Bölüm Başkanı
Irak Türkmen Basın Konseyi Başkanı
Ortadoğu Danışmanı
Polis Akademisi Öğretim Üyesi
Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdür Yardımcısı
İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı
23. Hava Kuvvetleri Komutanı
ORSAM Danışmanı, Afrika
Kadir Has Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
YÖK Başkanı
ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Galatasaray Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu
İzmir Ekonomi Üniversitesi, Ekonomi Bölümü
Başbakanlık Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı
Ankara Üniversitesi ATAUM Müdürü, SBF Uluslararası İlişkiler Bölümü
ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Ahi Evran Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
Bağdat Üniversitesi, Siyaset Bilimi Fakültesi Dekanı
ORSAM Danışmanı, Enerji-Deniz Hukuku
ORSAM SU ARAŞTIRMALARI PROGRAMI
Rapor No: 12, Şubat 2012
SINIRAŞAN AKİFERLER HUKUKU TASLAK MADDELERİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
Cevat Gök
Mete Göknel
Osman Göksel
Timur Göksel Prof. Dr. Muhamad Al Hamdani
Habib Hürmüzlü Numan Hazar Doç. Dr. Pınar İpek Dr. Tuğrul İsmail Dr. İlyas Kamalov Doç. Dr. Hasan Ali Karasar
Doç. Dr. Şenol Kantarcı Selçuk Karaçay Doç. Dr. Nilüfer Karacasulu İsmet Karalar
Dr. Hasan Canpolat
Prof. Dr. M. Lütfullah Karaman Yrd. Doç. Dr. Şaban Kardaş Av. Tuncay Kılıç
Doç Dr. Elif Hatun Kılıçbeyli
Prof. Dr. Aleksandr Knyazev
Prof. Dr. Alexander Koleşnikov
Prof. Dr. Erol Kurubaş Prof. Dr. Talip Küçükcan Arslan Kaya Dr. Hicran Kazancı
İzzettin Kerküklü Prof. Dr. Mustafa Kibaroğlu Dr. Max Georg Meier
Prof. Dr. Mosa Aziz Al Mosawa
Prof. Dr. Mahir Nakip Doç. Dr. Tarık Oğuzlu
Prof. Dr. Çınar Özen Murat Özçelik Doç. Dr. Harun Öztürkler Dr. Bahadır Pehlivantürk Prof. Dr. Victor Panin Doç. Dr. Fırat Purtaş
Prof. Dr. Suphi Saatçi Dr. Yaşar Sarı
Ersan Sarıkaya Yrd. Doç. Dr. Bayram Sinkaya
Doç. Dr. İbrahim Sirkeci Dr. Aleksandr Sotnichenko Zaher Sultan
Dr. Irina Svistunova Doç. Dr. Mehmet Şahin Prof. Dr. Türel Yılmaz Şahin Mehmet Şüküroğlu Doç. Dr. Oktay Tanrısever Prof. Dr. Erol Taymaz Prof. Dr. Sabri Tekir Dr. Gönül Tol Doç. Dr. Özlem Tür M. Ragıp Vural Dr. Ermanno Visintainer Dr. Umut Uzer Prof. Dr. Vatanyar Yagya Dr. Süreyya Yiğit ORSAM
Irak El Fırat TV Türkiye Müdürü
BOTAŞ Eski Genel Müdürü
BTC ve NABUCCO Koordinatörü
Beyrut Amerikan Üniversitesi Öğretim Üyesi
Irak’ın Ankara Büyükelçiliği Kültür Müsteşarı
ORSAM Ortadoğu Danışmanı
Emekli Büyükelçi
Bilkent Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
ORSAM Avrasya Danışmanı
ORSAM Danışmanı, ORSAM Avrasya Stratejileri Koordinatörü - Bilkent Üniversitesi
Kırıkkale Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
Vodafone Genel Müdür Yardımcısı (Türkiye)
Dokuz Eylül Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
Edremit Belediye Başkanı Danışmanı
İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı
Fatih Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
Edremit Belediye Başkanı
Çukurova Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
Rus-Slav Üniversitesi (Bişkek, Kırgızistan)
Diplomat
Kırıkkale Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
Marmara Üniversitesi, Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü Müdürü
KPMG, Yeminli Mali Müşavir
Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilcisi
Kerkük Vakfı Başkanı
Okan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
Hanns Seidel Vakfı Proje Müdürü (Bişkek)
Bağdat Üniversitesi Rektörü
Erciyes Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - Uluslararası Antalya Üniversitesi
Ankara Üniversitesi, SBF Uluslararası İlişkiler Bölümü
Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı
ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Afyon Kocatepe Üniversitesi İktisat Bölümü
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
Pyatigorsk Üniversitesi (Pyatigorsk, Rusya)
Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü, TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı
Kerkük Vakfı Genel Sekreteri
ORSAM Danışmanı, Avrasya – ORSAM Bişkek Temsilcisi, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniv.
Türkmeneli TV – (Kerkük, Irak)
ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
Regent’s College (Londra, Birleşik Krallık)
St. Petersburg Üniversitesi (Rusya Federasyonu)
Lübnan Türk Cemiyeti Başkanı
Rusya Strateji Araştırmaları Merkezi, Türkiye-Ortadoğu Araştırmaları Masası Uzmanı
ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü
Gazi Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
Enerji Uzmanı
ODTÜ, Uluslararası İlişkiler Bölümü
ODTÜ, Kuzey Kıbrıs Kampusü Rektör Yardımcısı (KKTC)
İzmir Üniversitesi, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekanı
Middle East Institute Türkiye Çalışmaları Direktörü (ABD)
ORSAM Ortadoğu Danışmanı, ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü
2023 Dergisi Yayın Koordinatörü
Vox Populi Direktörü (Roma-İtalya)
İstanbul Teknik Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri
St. Petersburg Şehir Parlamentosu Milletvekili, St. Petersburg Üniversitesi (Rusya Federasyonu)
ORSAM Avrasya Danışmanı
ORTADOĞU ETÜTLERİ YAYIN KURULU
Meliha Benli Altunışık Bülent Aras Tayyar Arı İlker Aytürk Recep Boztemur Katerina Dalacoura F. Gregory Gause Fawaz Gerges Ahmet K. Han
Raymond Hinnebusch Rosemary Hollis Bahgat Korany Peter Mandaville Emma Murphy Orta Doğu Teknik Üniversitesi
Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı
Uludağ Üniversitesi
Bilkent Üniversitesi
Orta Doğu Teknik Üniversitesi
Londra Ekonomi Üniversitesi (Birleşik Krallık)
Vermont Üniversitesi (ABD)
Londra Ekonomi Üniversitesi (Birleşik Krallık )
Kadir Has Üniversitesi
St. Andrews Üniversitesi (Birleşik Krallık)
City Üniversitesi (Birleşik Krallık)
Durham Üniversitesi (Birleşik Krallık)
George Mason Üniversitesi (ABD)
Durham Üniversitesi (Birleşik Krallık)
ORTADOĞU ANALİZ YAYIN KURULU
Prof. Dr. Meliha Benli Altunışık Hasan Kanbolat Doç. Dr. Hasan Ali Karasar Yrd. Doç. Dr. Serhat Erkmen
ODTÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü
ORSAM Başkanı
ORSAM Danışmanı, ORSAM Avrasya Stratejileri Koordinatörü - Bilkent Üniversitesi
ORSAM Danışmanı, Ahi Evran Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
ORSAM SU ARAŞTIRMALARI PROGRAMI
Rapor No: 12, Şubat 2012
19
ORSAM Report No: 104
ORSAM WATER RESEARCH PROGRAMME
Report No: 12, February 2012
AN EVALUATION ON THE DRAFT
ARTICLES ON THE LAW OF
TRANSBOUNDARY AQUIFERS
AN EVALUATION ON THE DRAFT ARTICLES ON
THE LAW OF TRANSBOUNDARY AQUIFERS
‫تقييم حول مواد مشروع قانون‬
‫(طبقات المياه الجوفية العابرة للحدود (اكيفر‬
Ortadoğu
Stratejik
AraştırmalarMERKEZİ
Merkezi
ORTADOĞU
STRATEJİK
ARAŞTIRMALAR
Center
for
Mıddle
Eastern
Strategıc
Studıes
CENTER FOR MIDDLE EASTERN STRATEGIC STUDIES
‫مركز الشرق األوسط للدراسات االستراتيجية‬
ORSAM
ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
AN EVALUATION ON THE DRAFT
ARTICLES ON THE LAW OF
TRANSBOUNDARY AQUIFERS
SINIRAŞAN AKİFERLER HUKUKU
TASLAK MADDELERİ ÜZERİNE
BİR DEĞERLENDİRME
‫تقييم حول مواد مشروع قانون‬
‫(طبقات المياه الجوفية العابرة للحدود (اكيفر‬
ORSAM Report No: 104
ORSAM Water Research Programme Report No: 12
February 2012
ISBN: 978-605-5330-99-6
Ankara - TURKEY
ORSAM © 2012
Content of this report is copyrighted to ORSAM. Except reasonable and partial quotation and exploitation under the Act No. 5846, Law on Intellectual and Artistic Works, via proper citation, may not be used or re-published without prior permission by ORSAM. Assessments expressed in
this report reflect only the opinions of its authors and do not represent the institutional opinion of ORSAM.
ORSAM
Strategıc Informatıon Management and
Indepentdent Thought Productıon
center for mıddle eastern strategıc studıes
CENTER FOR MIDDLE EASTERN STRATEGIC STUDIES
History
In Turkey, the shortage of research on the Middle East grew more conspicuous than ever during the
early 90’s. Center for Middle Eastern Strategic Studies (ORSAM) was established in January 1, 2009
in order to provide relevant information to the general public and to the foreign policy community.
The institute underwent an intensive structuring process, beginning to concentrate exclusively on
Middle affairs.
Outlook on the Middle Eastern World
It is certain that the Middle East harbors a variety of interconnected problems. However, neither the
Middle East nor its people ought to be stigmatized by images with negative connotations. Given the
strength of their populations, Middle Eastern states possess the potential to activate their inner dynamics in order to begen peaceful mobilizations for development. Respect for people’s willingness to live
together, respect for the sovereign right of states and respect for basic human rights and individual
freedoms are the prerequisities for assuring peace and tranquility, both domesticalhly and internationally. In this context, Turkey must continue to make constructive contributions to the establishment
of regional stability and prosperity in its vicinity.
ORSAM’s Think-Tank Research
ORSAM, provides the general public and decision-making organizations with enlightening information about international politics in order to promote a healtier understanding of international
policy issues and to help them to adopt appropriate positions. In order to present effective solutions,
ORSAM supports high quality research by intellectuals and researchers that are competent in a variety of disciplines. ORSAM’s strong publishing capacity türansmits meticulous analyses of regional
developments and trends to the interested parties. With its web site, its books, reports, and periodicals, ORSAM supports the development of Middle Eastern literature on a national and international
scale. ORSAM supports the development of Middle Eastern literature on a national and international
scala. ORSAM facilitates the sharing of knowledge and ideas with the Turkish and international
communities by inviting statesmen, bureaucrats, academics, strategicts, businessmen, journalists,
and NGO representatives to Turkey.
www.orsam.org.tr
ORSAM Water Research Programme
ORSAM
center for mıddle eastern strategıc studıes
About the Programme
Water is irreplaceable, valuable and one of the most important substances for the sustainability of the life
not only for human beings, plants and animals but also for the whole ecosystem. The surface and ground
waters are utilized for domestic, agricultural and industrial aims. However, there is a dual pressure over
water sources due to the human activities and natural changes. Especially, in the places where water
shortage is experienced, over-population, immigration from rural areas to urban, food security policies,
growing socio-economic wealth, agricultural, domestic and industrial based contamination, the changes
in precipitation due to the global climate changes, affects the hydrological cycle. Thus, the water sources
are exposed to some changes in respect of their quantity and quality. While demand for water has been
gradually growing up, in water stressed areas, the water supply stays stable. While the problems on the
management of water resources are experienced, on the other hand the effects of environmental problems
on water resources are gradually increasing. Turkey and its close environment, especially, the Middle
East are the most influenced regions by such problems.
On the other hand, Turkey’s relations with Euphrates-Tigris Basin riparian neighbours are very important when taken into consideration that Turkey has more than 40 percent of the water resources potential on the transboundary basins. In order to reach the political target which both Turkey and other
riparian states pursue, of establishing regional stability, augmention of welfare and deepening the relationship among the neigbouring states, it is essential for all the parties, to have good faith and knowledge
based active cooperation in the water resources utilization. In addition, during the process of Turkey’s
EU candidacy, the agenda of harmonization of EU Water Framework Directive with her own national
legislation will along with bring the future water policies to have a new content.
In accordance with the foregoing factors, “ORSAM Water Research Programme” was established on 1st
January, 2011 within ORSAM, for the aim of presentation of the enlightening findings and the observations of the current developments on water issues of Turkey’s close environment and in the worldwide , to
the public opinion and to the decision-makers, which have been acquired by means of analysis.
In the studies of ORSAM Water Research Programme, the Middle East engaged issues are given priority as
there is a big increase in the political, economic and social problems, due to the both climate changes and
inefficient utilization of water sources in the Middle East and as existing problems in the water budget.
ORSAM Water Research Programme aims to produce new ideas that offer different political alternatives
on water issues, to encourage and diversify the qualified studies of competent reseachers and intellectuals from different disciplines in order to form vigorous solution offers and to support the development of
water literature in Turkey.
In this scope, ORSAM Water Research Programme aims both, to facilitate the hosting of academics, the
representitives of the non-governmental organizations, bureaucrats, statesmen, diplomats, strategists,
journalists and businessmen, who studies on the water issues in region countries and to provide the
sharing of informations and considerations of those, with the public opinion both in Turkey and in the
worldwide.
www.orsam.org.tr/tr/SuKaynaklari/
PRESENTATION
Groundwater has become an important component of water management and
supply for the majority of word population. However groundwaters are often an
undervalued natural resource both in national and international level. Along with
the technical development, groundwaters became the main source of water worldwide. In international law while there are many agreements and treaties that
arrange the management of transboundary rivers and lakes, groundwaters are disregarded.
United Nations International Law Commission started to work on transboundary
groundwaters in 1994, in order to arrange the utilization, management and preserve
of those resources. Although, 1997 United Nations Convention on the Law of NonNavigational Uses of International Watercourses refers to groundwaters, it does not
cover all types of groundwaters. 1997 UN Convention just covers groundwaters that
have relationship with surface water bodies. In order to overcome this deficiency,
International Law Commission finished its work on transboundary aquifers and
transmitted to the United Nations General Assembly.
Adoption of the resolution by General Assembly has created some debates. The
two hot spots are sovereignty of aquifer states and the ultimate form of the draft
on the law of the transboundary aquifers. The article about the sovereignty of the
aquifer states is controversial since there are claims that, there is not any clause,
such article 3 of the draft articles in international water law. Ultimate form of the
draft also can cause confusion with the 1997 United Nations Convention on the Law
of Non-Navigational Uses of International Watercourses since this convention also
arranges the groundwaters.
In this report, ORSAM Water Research Programme, Hydropolitics Researcher Dr.
Seyfi Kılıç evaluates the Draft Articles on the Law of the Transboundary Aquifers
within the historical context of the International Law Commission’s work.
Hasan Kanbolat
ORSAM Director
Content
Presentation ............................................................................................................................................. 24
Executive Summary................................................................................................................................. 26
1. Introduction ......................................................................................................................................... 27
2. The Importance of Groundwater Resources................................................................................. 27
3. Road to Draft Articles on the Law of Transboundary Aquifers................................................. 29
4. An overview of the Draft Articles ................................................................................................... 30
5. Discussion............................................................................................................................................. 33
6. Data Issue.............................................................................................................................................. 34
7. Law of Transboundary Aquifers and Sovereignty of States........................................................ 34
8. Conclusion ........................................................................................................................................... 36
ORSAM Report No: 104
ORSAM Water Research Programme Report No: 12, February 2012
ORSAM
ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
By: Dr. Seyfi KILIÇ
ORSAM Su Araştırmaları Programı Uzmanı
seyfikilic@yahoo.com
AN EVALUATION ON THE DRAFT
ARTICLES ON THE LAW OF
TRANSBOUNDARY AQUIFERS
Abstract
The United Nations International Law Commission completed its work at its 2008 session on
the law of transboundary aquifers, which composes of nineteen articles, and transmitted this
draft articles to the General Assembly. Then, the General Assembly adopted the law of transboundary aquifers at the sixty-third session by a resolution on 11 December 2008.
Groundwater provides approximately 50% of the current water supplies globally and 20% of
the irrigated agriculture. However, it is often difficult and costly to distinguish groundwater
from surface water. Groundwater resources are generally undervalued both at the national and
international level in contrast to the surface water resources such as rivers and lakes. This situation can also be observed in the international law area. In contrast to the more than 400
international agreements and treaties about transboundary rivers and lakes, there are just four
arrangements about the transboundary aquifers. The ignorance of the transboundary aquifers
is not only because of the unseen nature of this resource, but also the high cost of the comprehensive and quantitative hydrological surveys of the transboundary aquifers.
Although these articles on transboundary aquifers can be deemed as continuation of the 1997
United Nations Convention on the Law of Non-navigational Uses of International Watercourses, the Draft have a different clause in article 3. “sovereignty of the aquifer states.” The emphasis
on sovereignty in the draft articles caused critics, even though the ILC’s comment listed international treaties and legal documents which refer sovereignty of states on natural resources.
The aim of this report is to provide information on the draft articles on the law transboundary
aquifers that have many debates in different provisions.
26
ORSAM WATER RESEARCH PROGRAMME
Report No: 12, February 2012
AN EVALUATION ON THE DRAFT ARTICLES ON THE LAW OF TRANSBOUNDARY AQUIFERS
1. Introduction
The United Nations International Law Commission (ILC) completed its work at its 2008
session on the law of transboundary aquifers,
which composes of nineteen articles, and
transmitted this draft articles to the General Assembly.1 Then, the General Assembly
adopted the law of transboundary aquifers at
the sixty-third session by a resolution on 11
December 2008.2
These articles on transboundary aquifers
can be deemed as continuation of the 1997
United Nations Convention on the Law of
Non-navigational Uses of International Watercourses. The reason is that when the ILC
adopted the final version of draft articles, it
also issued a resolution on confined transboundary groundwater.3
In the 1994 report, the ILC stated that it has
recognized that confined groundwater, which
does not have an interrelationship with a watercourse, is also a natural resource and that
there is a great need to elaborate rules pertaining to confined transboundary groundwaters. Thus, it is clear that the ILC, in its 1994
report, recognized that the draft articles on
Non-Navigational Uses of International Watercourses covers groundwaters that have a
relationship with surface waters and does not
cover groundwaters that have no relationship
with surface waters.4
In the report, the ILC recommended that the
principles, which are related to international
watercourses, would also constitute a guide
to the states on transboundary groundwaters.
However, in the preamble of the resolution,
the ILC highlighted that there is also a need
for efforts to elaborate rules pertaining to
confined transboundary groundwaters.
After the report of the ILC on confined transboundary groundwaters in 1994, it included
the topic that is named as “Shared Natural
Resources” in its work program.5 The topic of
ORSAM
shared natural resources is planned to cover
not only groundwater, oil and natural gas, but
also migratory birds and animals. Ambassador Chusei Yamada, who was appointed
by the ILC as a special rapporteur for the
study, considered that it would be appropriate to study on transboundary groundwater
as a priority in order to complete the ILC’s
recent work on watercourses dated 1997. In
fact, the 1997 United Nations Convention of
Non-Navigational Uses of International Watercourses regulates the groundwater uses
but it creates norms just for the groundwaters
that have a relationship with the surface water
bodies such as lakes watercourses. However,
the special rapporteur Yamada made no distinction between the groundwaters that have
a relationship with surface waters and that
have not.
The aim of this report is to provide information on the draft articles on the law transboundary aquifers that have many debates in
different provisions. The rest of the report is
structured as follows; Section 2 provides an
overview to the groundwater resources, third
section is about the first steps on the draft.
Fourth section of the report provides general
information on draft articles. Fifth section,
allocated to the evaluation of the draft articles. Sixth and seventh sections of the report
are about the highly debated issues namely
data gathering and sovereignty of the aquifer
states. Finally, section eight concludes the report.
2. The Importance of Groundwater Resources
Although groundwater is often an undervalued source in transboundary water politics,
it constitutes 97% of all freshwater resource.
Groundwater provides approximately 50% of
the current water supplies globally and 20% of
the irrigated agriculture.6 However, it is often
difficult and costly to distinguish groundwater from surface water. Furthermore, a surface spill can be easily observed and measures
ORSAM WATER RESEARCH PROGRAMME
Report No: 12, February 2012
27
ORSAM Water Research Programme
ORSAM
can be taken. However, underground spill
requires a more effective measures and also
scientific knowledge, technology and financial resources. In the hydraulic cycle water
flows, leaks and springs from surface water to
groundwater and turns back. In some states
of United States of America, which make a legal distinction among groundwater and surface water, extensive financial resources and
time are spent in order to assess the proper
legal regime.7
Middle East Region, which suffers from inadequate water supply, has huge groundwater supplies. These resources are also transboundary aquifers that have no contemporary recharge. These aquifers are also called
as fossil aquifers and they contain thousand
years old water supplies. The best known
fossil aquifer system in the world is Nubian
Sandstone Aquifer System, which contains
375.000 km3 of water under the Chad, Libya,
Sudan and Egypt.8 It is not economically possible to withdraw all the water but the amount
of water in the aquifer is very huge. In order
to understand the amount of water contained
in the Nubian Sandstone Aquifer System, it
is worth to mention that the annual average
flow of the Nile River is 84 km3. 9 Other aquifer system in the North Africa is North Western Sahara Aquifer System under the Algeria,
Tunisia and Libya. Disi Aquifer System lies
under the Jordan and Saudi Arabia. The afore
mentioned aquifers and aquifer systems are
not only subject of the Law of Transboundary Aquifers Draft, which is adopted by the
U.N. General Assembly in 2008. The Draft encompasses not only renewable but also nonrenewable groundwaters.
As mentioned before, groundwater resources are generally undervalued both at the national and international level in contrast to
the surface water resources such as rivers
and lakes. This situation can also be observed
in the international law area. In contrast to
the more than 400 international agreements
28
ORSAM WATER RESEARCH PROGRAMME
Report No: 12, February 2012
and treaties about transboundary Rivers and
lakes, there are just four arrangements about
the transboundary aquifers.10 The ignorance
of the transboundary aquifers is not only because of the unseen nature of this resource,
but also the high cost of the comprehensive
and quantitative hydrological surveys of the
transboundary aquifers.
Only a few nations have the relevant technical
information in order to handle the issue and
as a result of this, groundwaters are faced with
overexploitation and degradation. The ambiguity of the groundwaters can be observed in
the US and Mexico border. In 1973, the US
and Mexico signed an agreement to develop
groundwaters in the border area. However,
both sides still have not even come to a compromise on the number of the transboundary
aquifers despite approximately 30 years after
the agreement. There are numbers that claim
the transboundary aquifers at the border region are eight, eighteen and twenty.11
Using the term Transboundary by ILC in the
Draft articles is deliberated. At the beginning
of the work, Special Rapporteur Yamada was
tasked to handle the groundwater resources
in the scope of the “shared natural resources”.
However, after the submission of the Yamada’s first report, the term “shared” posed
a common doubt on the work by the members of the ILC and the Sixth Committee of
the United Nations. Since the term “shared”
causes an approach on a resource that may be
interpreted as common ownership and common heritage of mankind. In order to refrain
such interpretations draft articles refers to
the UN General Assembly Resolution 1803
on Permanent Sovereignty over Natural Resources on the preamble. After the change of
the title from shared natural resources to the
transboundary groundwater resources, the
new debate was started to be over the scope
of the 1997 UN Convention and Draft Articles.12
AN EVALUATION ON THE DRAFT ARTICLES ON THE LAW OF TRANSBOUNDARY AQUIFERS
ORSAM
First session of the United Nations International Law Commission.
3. Road to Draft Articles on the Law of
Transboundary Aquifers
In 1992, when Robert Rosenstock was Special
Rapporteur on the Watercourse Convention,
expanding the scope of the work by including all groundwaters, renewable and non-renewable, was refused. 13 The ILC did not want
to broaden the work at that stage since it did
not take into account the issue from the beginning of its work. Then, the ILC adopted a
resolution in order to include the groundwaters, which are not arranged in watercourse
convention, namely non-renewable aquifers.
However, the ILC preferred the confined aquifers expression misleadingly. After the scientific assistance of UNESCO (United Nations Educational and Cultural Organization),
the ILC changed this attitude and rewrite
the expression as aquifer.14 The ILC adopted
a resolution that recommends states to “be
guided by the principles contained in the
draft articles on the non-navigational uses of
international watercourses where appropriate
in regulating transboundary groundwater”.15
1994 resolution of the ILC also emphasized
at the preamble of the resolution “a need for
continuing efforts to elaborate rules pertaining to confined transboundary groundwa-
ter”. Non renewable aquifers are not the only
type of the aquifer that is excluded by the ILC
work on Watercourse Convention. There are
also aquifers that are recharged by rain and
discharge its waters directly to the sea. Mountain Aquifer under the West Bank in Palestine
is recharging only by precipitation. This aquifer can be expressed as well known example
in this type.
When Chusei Yamada was appointed as Special Rapporteur on the ILC’s work, namely
“Shared Natural Resources”, his work was
all about oil, gas and “confined transboundary groundwaters”. Confined transboundary
groundwaters definition was referred to nonrenewable, or in other words, fossil groundwaters, which have no connection to surface
water resources. However, Chusei Yamada
focused at the first step on transboundary
groundwaters and on developing a legal regime for these resources and postponed oil
and gas resources to a later stage.16 In addition, in 2004, the ILC decided to expand the
scope of the work to all kinds of renewable
and non-renewable transboundary aquifers.17
From the beginning of the work of Yamada to
2008, Yamada presented five reports. And at
this era, the ILC received comments from 47
ORSAM WATER RESEARCH PROGRAMME
Report No: 12, February 2012
29
ORSAM Water Research Programme
ORSAM
different governments. Although, there was a
consensus among commenting states that the
ILC’s priority should be given to the groundwater resources, those states could not reach
a consensus on the idea of a binding convention or a non-binding guideline.
The ILC recommended to the General Assembly to take note of the draft articles on the
law of the transboundary aquifers in a resolution and recommend states to manage the
transboundary aquifers on the basis of the
principles in the draft. Then at a later stage,
elaboration of a convention on the basis of
the draft articles also recommended by the
commission. The United Nations General Assembly followed these recommendations and
adopted the resolution of the UN.18
4. An Overview of the Draft Articles
The draft articles of the United Nations ILC
on the transboundary aquifers are composed
of nineteen articles. These articles are divided
into four parts. These parts are as follows:
Preamble, General Principles, Protection,
Preservation and Management and Miscellaneous Provisions.19
The first part of draft articles consists of two
articles. Article 1 defines the scope of the draft
by: a) Utilization of transboundary aquifers or
aquifer systems, b) Other activities that have
or are likely to have impact upon such aquifers or aquifer systems, c) Measures for the
protection, preservation and management of
such aquifers or aquifer systems. This definition, which has three aspects, apparently indicates that other activities have a potential
to affect aquifers.
In the 2. article, the terms used in the draft articles are defined. These terms are as follows:
a) aquifer, b) aquifer system, c) transboundary
aquifer or transboundary aquifer systems, d)
aquifer states, e) utilization of transboundary
aquifers or aquifer systems, f ) recharging aquifer, g) recharge zone and h) discharge zone.
30
ORSAM WATER RESEARCH PROGRAMME
Report No: 12, February 2012
The second part of the draft articles is named
as General Principles. Article 3 titled “Sovereignty of States” gives sovereignty to each aquifer state on the part of the aquifer or aquifer
system located in its territory. This emphasis
on the fact that sovereignty does not exist in
1997 UN Convention, the draft articles can be
deemed as continuation of the 1997 UN Convention.
Article 4 is devoted to the Equitable and Reasonable Utilization. According to this article,
aquifer states shall utilize transboundary aquifers in equitable and reasonable manner by,
a) accrual of benefits therefrom to the aquifer
states concerned, b) maximizing the longterm benefits, c) establishing unilaterally or
jointly a comprehensive plan and d) not to
utilize a recharging aquifer or aquifer system
at a level that would prevent continuance of
its effective functioning.
Article 5 arranges the factors relevant to equitable and reasonable utilization. This article
generally follows the Article 6 of the 1997 UN
Convention. However, there are two additions. One of these additions is related to the
phrase that refers to the state’s contribution
to the formation and recharge of the aquifer.
The second addition is the role of the aquifer or aquifer system in the related ecosystem. Furthermore, Paragraph 2 of Article 5
is about the weight to be given to those factors. In general, Article 5 is roughly indicates
the same features of Article 6 of the 1997 UN
Convention with mutatis mutandis.
The difference between the 1997 UN Convention and the Draft Articles of the Law of Transboundary Aquifers is also worth to mention.
In the Article 5, a special emphasis is made
on vital human needs as follows: “in weighing
different kind of utilization of a transboundary aquifer or aquifer system, special regard
shall be given to vital human needs”.
Article 6 with the title “obligation not to cause
significant harm” reproduces the Article 7 of
AN EVALUATION ON THE DRAFT ARTICLES ON THE LAW OF TRANSBOUNDARY AQUIFERS
the 1997 UN Convention. However, in the
draft articles of the Law of Transboundary
Aquifers adds a paragraph deals with “the
activities other than utilization of a transboundary aquifer that have or likely have an
impact upon that transboundary aquifer”.
This paragraph expands the “obligation not
to cause significant harm” as compared to the
1997 UN Convention. This extension is justified by hydrologic reality which can be stated
as significant harm can be prevented by not
only with respect to other aquifer states but
also to in whose territory a discharge zone is
located. This obligation is based on the Latin
maxim “sic utere tuo at alienum non laedas”,
that means states not to use or allow the use
of their territory in a way that will harm the
other state.
There is also uncertainty in who will decide
the significant harm threshold. Will aquifer
state in whose territory the pollution occur
decide that pollution may cause significant
harm to other aquifer state or the harmed aquifer state?
ORSAM
states have to devote their best efforts in order
to obtain these data and information. Moreover, where appropriate, aquifer states shall
work with other aquifer states and international organizations in the process of obtaining those data. In the paragraph 3, requesting data is regulated between aquifer states
as follows: “if an aquifer state is requested by
another aquifer state to provide data and information relating to an aquifer system that is
not readily available, it shall employ its best
efforts with the request”. However, there is an
interesting clause in this paragraph as in 1997
UN Convention that the requested state can
claim payment in order to obtain the data and
information.
Article 9 of the Draft contains the provisions
of regional agreements and arrangements.
The Draft Article encourages the states to
construct bilateral or regional agreements in
order to manage the aquifer of aquifer system.
Article 7 of the draft articles arranges the
cooperation among the aquifer states. This
article also reflects the Article 8 of the 1997
UN Convention. However, it should also be
stated that there is an important difference
between the draft articles and the 1997 UN
Convention. In the draft article, “sustainable
development” is mentioned as a basis among
the others namely sovereign equality, territorial integrity, mutual benefit and good faith to
reach equitable and reasonable utilization of
the aquifers.
The third part of the Draft Articles, which is
titled as Protection, Preservation and Management” contains six articles. According to
Article 10 “Aquifer states shall take all appropriate measures to protect and preserve
ecosystems within or dependent upon, their
transboundary aquifers or aquifer systems...”
Furthermore, states are responsible not only
for the water in an aquifer but also for the water that released through its discharge zones.
This article is based on the Article 20 of the
1997 UN Convention. However, there are interpretations that obligations of the states in
the Draft Articles are weaker than 1997 UN
Convention.20
Article 8, which is related to regular exchange
of data and information, is largely based on
the Article 9 of the 1997 UN Convention. According to draft article 8, aquifer states shall
exchange available data and information on
the condition of their transboundary aquifers.
However, according to the paragraph 2 of the
article, where the knowledge about a transboundary aquifer is not clear enough, aquifer
Article 11, which is about recharge and discharge zones of the aquifers, is a new clause
concerning the 1997 UN Convention. According to this article, recharge and discharge
zones of transboundary aquifer or aquifer
systems must be identified by the state whose
territory encompasses the aquifer or the system. States are also responsible for preventing and minimizing the contamination of re-
ORSAM WATER RESEARCH PROGRAMME
Report No: 12, February 2012
31
ORSAM Water Research Programme
ORSAM
charge and discharge processes. Second paragraph of this article arranges the protection
of aquifer or aquifer system with the states,
which are not the aquifer states. This means
that a state that is not an aquifer state can
have responsibility by the territory in which
discharge or recharge zone is located.
Article 12, which is titled as prevention, reduction and control of pollution, has parallel provisions with Article 21 of the 1997 UN
Convention paragraph 2. Because of the technical reasons it is more difficult and expensive to restore an aquifer than a surface water
body. Article 12 of the draft, in contrast to the
1997 UN Convention, has no comprehensive
and detailed definition of pollution and emphasizing human health or safety. However,
this article limits the harm just for states. This
article also indicates the state-based structure
of the draft.
Monitoring the transboundary aquifers is arranged in Article 13. According to the paragraph 1 of this article, states where possible,
monitor the transboundary aquifers jointly
with other aquifer states and international
organizations. If it is impossible to monitor
jointly, aquifer states shall exchange the data.
On the other hand, the second paragraph of
this article is related to the standardization of
the monitoring activities, which will be implemented by the aquifer states.
32
the second paragraph, it is stated that an aquifer state, which assesses that an activity might
have adverse effects to other aquifer state,
shall provide a notification. It is also emphasized that this notification must be “timely”.
However, there is no clear limitation on that
time in the article in contrast to the 1997 UN
Convention. This notification must also have
included data, information and environmental impact assessment. The third paragraph
of the article 15 arranges the disagreement
of the planned activities. According to this
paragraph, relevant states must consult with
each other and conduct negotiations in order
to reach an equitable resolution. The second
sentence of the paragraph states that relevant
parties can also apply to an “independent
fact-finding body”. This expression paves the
way for the internationalization of the disagreements over the transboundary aquifers.
The Transboundary Aquifers Law Draft, mutatis mutandis, follows the general concept of
the 1997 UN Convention. However, in the article 15, a short and undetailed consultation
process is envisaged in contrast to the 1997
UN Convention. In 1997 UN Convention a
long and detailed process is proposed which
draws objections from many states.
In the Article 14, which is titled as management, it is stated that transboundary aquifers’
management plans shall be established by the
aquifer states and aquifer states shall consult
each other in order to manage the aquifers.
Moreover, if it is possible, a joint management
mechanism shall be established.
The last part of the Draft, Part Four, is titled as
“Miscellaneous Provisions” and it consists of
four articles. Article 16 is related to “technical
cooperation with developing states”. In this
article, it is stated that states have responsibility to cooperate and help developing countries in scientific, technical and legal areas
and several issues related to aquifer management, monitoring and minimizing detrimental effects.
Article 15 is related to the planned activities
and, then of course, the consultations and
negotiations among the aquifers states. This
article consists of three paragraphs. According to the first paragraph, an aquifer state has
a responsibility for assessing the effects of its
planned activities on other aquifer states. In
Emergency situations are arranged in Article 17 of the draft. The first paragraph of this
article defines the emergency situation and
involves both natural and human activities
that may affect a transboundary aquifer. The
second paragraph arranges the behaviour of
states where the emergency situation is oc-
ORSAM WATER RESEARCH PROGRAMME
Report No: 12, February 2012
AN EVALUATION ON THE DRAFT ARTICLES ON THE LAW OF TRANSBOUNDARY AQUIFERS
curred. The expression of “vital human needs”
is again seen in this article like the draft article 5 that indicates the obligation of states to
take measures to meet such needs.
Article 18 is a reflection of Article 29 of the
1997 UN Convention. The only difference is
that “international watercourses” is replaced
by transboundary aquifers. Both provisions
state that relevant water resources are protected by the international law in the case of
international and non-international armed
conflicts.
The last article of the draft is Article 19, which
is based on article 31 of the 1997 UN Convention. States are obligated to give as much
as data and information but if the data and
information are vital for the national defence
and security, none of the articles can force
the states to give the data. As in the 1997 UN
Convention, the draft gives a large room to
the states by not defining what is vital for national defence and security.
5. Discussion
The Draft Articles on Transboundary Aquifers is not just about the aquifers that have no
relationship with the surface water bodies.
It is imperative to state this since the United
Nations ILC decided to work on confined aquifers, after finishing the Draft of the Law of
the Non-navigational Uses of International
Watercourses in 1994. The 1994 Draft of the
Law of the Non-navigational Uses of International Watercourses was adopted by the General Assembly of the United Nations on 21
May 1997 and became a Convention. According to the paragraph (a) of the Article 2 of the
1997 UN Convention, “watercourse means a
system of surface waters and groundwaters
constituting by virtue of their physical relationship a unitary whole and normally flowing into a common terminus”.21
In 1994, the ILC’s mind is clear that if an aquifer which have hydrological relationship
ORSAM
with a transboundary river, it becomes under
the jurisdiction of the 1997 UN Convention.
Thus, other types of aquifers, which have no
relationship with surface water bodies, should
be arranged under another agreement or
convention. However today, the scope of the
transboundary aquifers draft is not limited to
aquifers, which have no relationship with surface water bodies.22 The Draft intends to cover
all types of transboundary aquifer waters that
are recharged from and discharge into surface waters. This coverage seems problematic,
since the 1997 UN Convention covers aquifers and groundwaters, which have hydrological connection with “international watercourses”. Therefore, the “dual arrangement”
will cause confusion on the same aquifer or
aquifer system. McCaffrey indicates three
problems for this overlap: “first, it is likely
to lead to confusion as to which instrument
should apply to a situation that they both cover; second, the rules applicable to situations
the two instruments cover are not perfectly
congruent and third and most fundamentally,
the transboundary aquifers draft’s use of “sovereignty” over transboundary aquifers as a
guiding principle is entirely inconsistent with
the United Nations Convention”23 In order to
overcome this problematic issue, McCaffrey
asserts that, if the ILC had decided that the
ultimate result of the transboundary aquifers draft would be a guide to states in transboundary aquifers management, there will be
no problem. He also states that the General
Assembly can decide in this way. However, it
is difficult to reach a solution in this way since
a state, which is a party of the 1997 UN Convention and not to the ultimate from of the
draft, cannot be forced to implement the ultimate form of the draft in its transboundary
aquifers relevant issues with its neighbouring
countries. The inadequate codification status
of the international law on water will be complicated by a new arrangement or convention.
In order to overcome the conflicting arrangements of the Transboundary Aquifer Law and
the 1997 UN Convention special rapporteur
Yamada proposed on article titled “Rela-
ORSAM WATER RESEARCH PROGRAMME
Report No: 12, February 2012
33
ORSAM Water Research Programme
ORSAM
tions to Other Conventions and International
Agreements”.24 However, this article was not
included in the draft by the ILC’s Drafting
Committee. According to paragraph 2 of the
proposed article, “none of the articles shall alter the rights and obligations of the states parties which arise from other conventions and
international agreements compatible with
the present draft articles which do not affect
the enjoyment by other states parties of their
rights or the performance of their obligations
under the present draft articles”.25 In the first
paragraph, the relationship between the draft
and Convention on the Law of the Non-navigational Uses of International Watercourses
is formulated. According to the proposed
first paragraph, if a state parties both to the
ultimate form of the draft and the 1997 UN
Convention, the provisions related to transboundary aquifers of the Convention can be
applicable only if proper with the draft’s provisions. It is clear that, the ILC gave priority
to the Law of Transboundary Aquifers Draft.
Including these two paragraphs to the Draft
can prevent the above mentioned confusion
among the two international arrangements at
least a little and the ultimate form of transboundary aquifers draft would have superiority over the 1997 UN Convention.
6. Data Issue
As mentioned above, in the article 8, data
sharing among the states encompass all aquifer states. This means that any state, whether
or not decided to utilize a transboundary aquifer, is obligated to identify the recharge and
discharge zones of the transboundary aquifer
or aquifer systems. Bear in mind that identifying the recharge and discharge zones and
gathering data and information of an aquifer
is an expensive and time consuming work.
This obligation has a potential to cause tension among the riparian states. In order to
keep away from such tensions among the riparian states, paragraph 4 of the draft article
8 puts the phrase “where appropriate”. However, draft articles do not describe what is ap-
34
ORSAM WATER RESEARCH PROGRAMME
Report No: 12, February 2012
propriate and what is not. It seems that setting the 4. paragraph, draft articles indents to
reduce the burden of the aquifer states, since
especially the developing and underdeveloped countries have not enough financial and
technological resources to identify such obligations. However in order to manage a transboundary river properly it is required more
than promises to cooperate.
7. Law of Transboundary Aquifers and
Sovereignty of States
One of the most controversial articles of the
Draft of the Law of the Transboundary Aquifers is the article 3 titled Sovereignty of Aquifer States. In international arena sovereignty
is one of the most popular argument. States
often suggest sovereignty on management
and conversation of their natural resources.
Also international law and international instruments like agreements and declarations
recognizes the sovereignty of the states over
their natural resources. Draft Articles on the
law of the transboundary aquifers follows
the track and refers to the U.N. Generals Assembly Resolution on Permanent Sovereignty
over Natural Resources no. 1803 dated 14
December 1962, and states that “Each aquifer state has sovereignty over the portion of
a transboundary aquifer or aquifer system located within its territory. It shall exercise its
sovereignty in accordance with international
law and present articles.”
In the ILC’s comment on Shared Natural Resources in paragraph 2 of the draft article 3, it
is stressed that many treaties and other international legal instruments refer to the sovereignty of states over natural resources. ILC’s
comment also states that by reference to the
international law draft article 3 became a balanced text in paragraph 3 of the comment of
the draft article 3.26
The emphasis on sovereignty in the draft articles caused critics, even though the ILC’s
comment listed international treaties and
AN EVALUATION ON THE DRAFT ARTICLES ON THE LAW OF TRANSBOUNDARY AQUIFERS
legal documents which refers sovereignty of
states on natural resources, both in preambles
and provisions such as Vienna Convention for
the Protection of Ozone Layer (1985), United
Nations Framework Convention of Climate
Change (1992), United Nations Convention
on the Law of the Sea (1982), Protocol on Water and Health to the 1992 Convention on the
Protection and Use of Transboundary Watercourses and International Lakes (1999).27
Stephen McCaffey, former Special Rapporteur of the ILC on the Law of the Non-Navigational Uses of the International Watercourses
suggest that, the emphasis on sovereignty on
transboundary aquifers will raise the abandoned doctrine of Harmon. He also states
that 1997 UN Convention, International Law
Association and International Court of Justice, have all rejected the concept of absolute
sovereignty of the states on transboundary
freshwater resources within their territory.28
McCaffrey also objects the examples in the
commentary by stating that, just two of those
instruments concern freshwater and they reproduce the general formula of the Rio Declaration on Environment and Development. He
adds that Principle 2 of Rio Declaration refers
to states’ “sovereign right to exploit their own
resources” by emphasizing their “responsibility to ensure that activities within their jurisdiction or control do not cause damage to the
environment of other states.”
States insists sovereignty on their portion of
transboundary aquifers since large territories
underlain by transboundary aquifers and historically groundwater are regarded as belonging to the state where it is located. 29
At the early stages of the debate of the draft
articles, much of the members of the ILC
emphasised that permanent sovereignty over
natural resources was central to the subject matter and must be placed in the Draft
Articles.30 Some of the members of the ILC
and Sixth Committee of the UN insisted for
a specific reference in the preamble of the
ORSAM
General Assembly Resolution on permanent
sovereignty. However some members insisted
to devote a specific article for the same purpose.31 Insisting to devote an article to permanent sovereignty was about the concern that
those resources can be deemed as a common
heritage of mankind. Hence none of aquifer
states can claim sovereignty on their portion
of a transboundary aquifer and conduct their
policies in order to utilize, manage and preserve such resources.
The first sentence of the draft article 3 fits with
the traditional notion of sovereignty. Second
sentence aims to balance by stating that the
sovereignty over the transboundary aquifers
shall be conducted with the international law
and draft articles. By stating this, the law of
transboundary aquifers draft recognizes that
the sovereignty is not absolute. As an addition
to this explicit limitation, there are also some
implicit limitations on the sovereignty of the
states over the transboundary aquifers. The
provisions on equitable and reasonable utilization, no significant harm, monitoring and
exchange of data of the draft articles also limit
the absolute sovereignty.
There were only six commentary states on the
draft article 3. Those states are Austria, Brazil, Israel, Portugal, Cuba and Turkey. Portugal’s comment on the draft article 3 has some
differences of other five countries. Portugal
emphasised that absolute sovereignty must
be restricted by stating cooperation.32 On the
other hand Brazil and Israel commented on
sovereignty by an amendment that sovereignty should be exercised by transboundary aquifer states in accordance with international
law. McCaffrey interprets the comments of
five states and ILC’s position and concludes
that while the comments of the states on the
draft article 3 seem to reflect the Harmon
doctrine in order to support their interest
that they considered, states’ practice in fact
have not coherence with the infamous and
discredited Harmon doctrine.33
ORSAM WATER RESEARCH PROGRAMME
Report No: 12, February 2012
35
ORSAM Water Research Programme
ORSAM
Although there are some claims that the first
sentence of the draft article 3 “lets the genie
of sovereignty out if bottle and the second
sentence cannot put it back in,”34 the essence
of the draft does not connote an approach in
general. In the general comment over the Law
of Transboundary aquifers ILC states that the
Special Rapporteur “also aware of dissimilarities among these resources he recognizes that
the work on transboundary groundwaters
could affect any future codification work by
the commission on oil and natural gas.”35
In fact this explanation represents why sovereignty clause take place in the draft articles.
ILC does not consider water in an aquifer different from oil and natural gas resources. ILC
assumes water as an economic source that
can be exploited by states. Arguing water as
an economic resource like oil and natural gas
is controversial. Many specialist, academics
and politicians object to handle water just as
an economic good, since water is vital for not
only for human beings but also for the whole
ecosystem.
Consequently emphasis on sovereignty on
transboundary aquifers waters brings an important shift in customary international law
of freshwater. However, if the draft takes a
form like a convention at a later stage, according to the recommendation of the sixth committee, it will also bring several debates on the
issue among the states.
8. Conclusion
Groundwater has become an important component of water management and supply for
the majority of word population. However,
it is mostly disregarded nationally and internationally. Recent effort to arrange the management of aquifers by ILC can be evaluated
as a well intentioned work. Nevertheless, it
is clear that the draft articles on the law of
transboundary aquifers creates new debates
on international law on water while there is
no binding international law instrument that
36
ORSAM WATER RESEARCH PROGRAMME
Report No: 12, February 2012
concerns the rights and obligations of the
states.
The most controversial issue is the sovereignty provision of the aquifer states. This provision is regarding as a fundamental shift on
international law on water. Because this kind
of provision has never been adopted in any
international instrument neither officially nor
in other institutions’ works such as International Law Association. However “sovereignty” can pave the way of adoption of the law
of transboundary aquifers by states, which
hesitate to involve such arrangements. Since
the United Nations Convention on the Law of
Non-navigational Uses of International Watercourses still not in force though 15 years of
adoption in the U.N. General Assembly.
There are some deficiencies in the draft articles. Firstly, unlike surface waters such as
rivers and lakes, interests of states in transboundary aquifers cannot be identified
clearly. In the case of a transboundary river
upstream and downstream riparians’ interests and concerns can easily be perceived and
policy can be established. However because
of the unseen and complex nature of the aquifers, it is difficult to identify the aquifer states’
interests and behaviours.
Another deficiency of the draft is that the
draft articles do not aim to preserve the aquifers. In paragraph 5 of the commentary to
the article 4, ILC explicitly states that it is not
necessary to limit the utilization to the level
of recharge. Draft article 4 just limits utilization at a level that would prevent continuance
of its effective functioning. The main objective of the draft articles is yield maximation,
not sustainable utilization.
ILC’s work also indicates that scientific assistance is crucial for legal issues. UNESCO’s
support on the law of transboundary aquifers
saved ILC from an inaccurate definition on
aquifers. At the early stages of the work ILC
decided to work on aquifers that have no hy-
AN EVALUATION ON THE DRAFT ARTICLES ON THE LAW OF TRANSBOUNDARY AQUIFERS
draulic relationship with other water bodies
and used the term “confined” in order to define those types of aquifers. However after the
UNESCO’s support ILC chanced its attitude
and did not use this term. Since hydraulically, confined aquifer means aquifers under
pressure. Nevertheless, after a while, ILC decided to expand the scope of the draft and to
include all types of aquifers, renewable and
non-renewable.
The final form of the draft is still ambiguous
and debates on the issue are on the agenda.
ORSAM
If the draft takes a form like a convention, it
will cause confusion among the states which
take part just one of the conventions that regulates the same issue. It is worth to remember
that 1997 UN convention also arranges the
groundwater. Second option is to annex the
draft as a protocol to the 1997 UN Convention. This option will also create potential disagreements, since the position of the adopted
countries of the convention to this draft is
unclear. Thus it is possible that this overlap
will cause confusion on international law on
freshwater.
ORSAM WATER RESEARCH PROGRAMME
Report No: 12, February 2012
37
ORSAM Water Research Programme
ORSAM
ENDNOTES
1
United Nations Report of the International Law Commission, (2008), General Assembly Official Records Sixty-third
session Supplement No. 10 UN Doc. A/63/10.
2 UN General Assembly, (2009), Resolution adopted by the General Assembly, UN Doc. A/RES/63/124.
3 Report of the International Law Commission on the Work of Its Forty-sixth Session, (1994), UN Doc. A/49/10.
4 Ibid. p.90
5 Report of the International Law Commission Fifty-fourth session, (2002), UN.Doc A/57/10, p. 243.
6 Foster, Stephen, (1999), Essential Concepts for Groundwater Regulators, in Salman A. A Salman (ed),
Groundwater Legal and Policy Perspectives, World Bank Technical Paper No: 456, p.15.
7 Vick, Margaret J., (2008), International Water Law and Sovereignity: A Discussion of the ILC Draft Articles on the
law of Transboundary Aquifers, avaliable at http://ssrn.com/abstract=1125065, p. 10.
8www-naweb.iaea.org/napc/ih/Nubian/IHS_nubian_ancient_waters_sands.html.
9 M. Schiffler, “Conflicts over the Nile or Conflicts on the Nile.” W. Scheumann and M Schiffler (Ed), Water in the
Middle East, Springer, Berlin, 1998, p. 140.
10 Mechlem, Kerstin, (2009), Moving ahead in protecting freshwater resources: The International Law Commission’s
Draft Articles on Transboundary Aquifers, Leiden Journal of International Law, 22, p. 803.
11 Eckstein, Gabriel E., (2007), Commentary on the U.N.International Law Commission’s Draft Articles on the Law
ofTransboundary Aquifers, p. 567.
12 Chusei Yamada, (2003), Shared natural resources: first report on outlines, (UN Doc. A/CN.4/533).
13 Report of the Commission to the General Assembly on the Work of Its Forty-Sixth Session, UNGAOR 49th Sess.,
Supp.No. 10,(UN Doc. A/49/10 at 90).
14 Mechlem, Kerstin (2009), p. 805.
15 ILC, Resolution on Confined Transboundary Groundwater, (1994), II (2), Art. 1, in Report of the Commission to the
General Assembly on the Work of its Forty-Sixth Session, Yearbook of the International Law Commission, p. 135.
16 Chusei Yamada, (2008), Fifth Report on Shared Natural Resources: Transboundary Aquifers, UN Doc. A/CN.4/591,
2, para. 4.
17 Report of the International Law Commission to the General Assembly on Its Fifty-Sixth Session, (2004)UN GAOR,
56th Sess., Supp. No. 10, UN Doc. A/59/10, 126–7, para. 89–92.
18 UN Doc. A/RES/63/124.
19 UN General Assembly (2009), Resolution adopted by the General Assembly, UN Doc. A/RES/63/124.
20 McCaffrey, Stephen, (2009), The International Law Commission Adopts Draft Articles on Transboundary Aquifers,
The American Journal of International Law, Vol 103, p.277.
21http://untreaty.un.org/ilc/texts/instruments/english/conventions/8_3_1997.pdf
22 ILC used the term “confined” in order to define aquifers that have no relationship with other water bodies. However
confined aquifer means an aquifer under pressure. ILC changed the term with UNESCO’s scientific assistance.
23 McCaffrey, (2009), p. 284.
24 International Law Commission, (2005), Third report on shared natural resources:transboundary groundwaters,
U.N. Doc. (A/CN.4/551), p.7, para. 15-17.
25Ibid.
26 United Nations Report of the International Law Commission, (2008), General Assembly Official Records Sixty-third
session Supplement No. 10 (A/63/10), p. 40.
27 Ibid, p. 39.
28 McCaffrey, Stephen, (2006), Comments on the International Law Commission’s Draft Articles on the Law of Transboundary Aquifers, http://ssrn.com/abstract=1114988, p. 5.
29 Mechlem, (2009), p. 811.
30 United Nations Report of the International Law Commission Fifty-sixth session, (2004), General Assembly.
Official Records Fifty-ninth session Supplement No. 10 (A/59/10), p. 10.
31 Chusei Yamada, (2005), Third report on shared natural resources: transboundary groundwaters, p. 3. (UN, A/
CN.4/551).
32 Shared natural resources: comments and observations by Governments on the draft articles on the law of transboundary aquifers, (2008), p. 22, (UN A/CN.4/595).
33 McCaffrey, Stephen, (2009), p.291.
34Ibid.
35 United Nations Report of the International Law Commission, (2006), General Assembly Official Records Sixty-first
session, Supplement No. 10 (A/61/10), p. 193.
38
ORSAM WATER RESEARCH PROGRAMME
Report No: 12, February 2012
AN EVALUATION ON THE DRAFT ARTICLES ON THE LAW OF TRANSBOUNDARY AQUIFERS
ORSAM WATER RESEARCH PROGRAMME
Report No: 12, February 2012
ORSAM
39
ORSAM Water Research Programme
ORSAM
Aslıhan Erbaş Açıkel Cevat Gök
Mete Göknel Osman Göksel Timur Göksel Prof. Muhamad Al Hamdani Numan Hazar Habib Hürmüzlü Assoc. Prof. Dr. Pınar İpek Dr. Tuğrul İsmail Dr. İlyas Kamalov Assoc. Prof. Dr. Hasan Ali Karasar
Assoc.Prof.Dr. Şenol Kantarcı Selçuk Karaçay Assoc. Prof. Dr. Nilüfer Karacasulu İsmet Karalar
Prof.Dr. M. Lütfullah Karaman Asst.Prof. Dr. Şaban Kardaş Att. Tuncay Kılıç
Assoc. Prof. Dr. Elif Hatun Kılıçbeyli Prof. Dr. Aleksandr Knyazev Prof. Dr. Alexander Koleşnikov
Prof. Dr. Erol Kurubaş Prof. Dr. Talip Küçükcan Arslan Kaya Dr. Hicran Kazancı İzzettin Kerküklü Prof. Dr. Mustafa Kibaroğlu Dr. Max Georg Meier
Prof.Dr. Mosa Aziz Al-Mosawa Prof. Dr. Mahir Nakip Assoc.Prof.Dr. Tarık Oğuzlu
Prof.Dr. Çınar Özen Murat Özçelik Assoc. Prof. Harun Öztürkler Dr. Bahadır Pehlivantürk Prof. Dr. Victor Panin Assoc.Prof.Dr. Fırat Purtaş
Prof. Suphi Saatçi Ersan Sarıkaya Asst. Prof. Dr. Bayram Sinkaya
Assoc.Prof.Dr. İbrahim Sirkeci Dr. Aleksandr Sotnichenko Zaher Sultan
Dr. Irina Svistunova Asst. Prof. Dr. Mehmet Şahin Prof. Dr. Türel Yılmaz Şahin Mehmet Şüküroğlu
Assoc. Prof. Dr. Oktay Tanrısever Prof. Erol Taymaz Prof. Sabri Tekir Dr. Gönül Tol Asst. Prof. Dr. Özlem Tür Mehmet Üneş
M. Ragıp Vural Dr. Ermanno Visintainer Dr. Umut Uzer Prof. Dr. Vatanyar Yagya Dr. Süreyya Yiğit ORSAM Advisor, Energy-Maritime Law
Turkey Represantative of Iraqi Al Fırat TV
Former Director of Petroleum Pipeline Corporation (BOTAŞ)
BTC & NABUCCO Coordinator
Beirut American University (Lebanon)
Cultural Undersecretary in Iraq’s Embassy in Ankara
Retired Ambassador
ORSAM Middle East Advisor
Bilkent University, Department of International Relations
TOBB University of Economics & Technology, Department of International Relations
ORSAM Eurasia Advisor
ORSAM Advisor, ORSAM Eurasian Strategies Coordinator - Bilkent University
Kırıkkale University, Department of International Relations
Deputy Director, Vodafone (Turkey)
Dokuz Eylül University, Department of International Relations
Advisor to Mayor of Edremit/Balıkesir
Fatih University, Head of the Department of International Relations
TOBB Economy and Technology University, Department of International Relations
Mayor of Edremit/Balıkesir
Çukurova University, Head of the Department of International Relations
Kyrgyz Slavic University (Bishkek)
Diplomat
Kırıkkale University, Head of the Department of International Relations
Director of Marmara University, Institute of Middle East Studies
KPMG, Sworn-in Certified Financial Accountant
Iraqi Turkman Front Turkey Representative
President of Kirkuk Foundation
Okan University, Head of Department of International Relations
Hanns Seidel Foundation, Projects Director (Bishkek)
President of Baghdad University (Iraq)
Erciyes University, Faculty of Economic and Administrative Sciences
ORSAM Advisor, Middle East –Antalya International University Department of Political Science and IR
Ankara University, Faculty of Political Science, Department of International Relations
Undersecretary of Public Order and Security
ORSAM Middle East Economies Advisor, Afyon Kocatepe University, Department of Economics
TOBB Economy and Technology University, Department of International Relations
Pyatigorsk University (Pyatigorsk, Russian Federation)
Gazi University Department of International Relations, Deputy SecretaryGeneral of TÜRKSOY
Secretary-General of Kirkuk Foundation
Türkmeneli TV (Kirkuk, Iraq)
ORSAM Middle East Advisor – Yıldırım Beyazıt University
Reader in Demography and Marketing Regent’s College, (London, UK)
St. Petersburg University (Russian Federation)
President of Lebanese Turkish Association
Russia Strategic Research Center, Turkey-Middle East Studies Expert (Russian Federation)
ORSAM Advisor, Middle East, Gazi University, Department of International Relations
Gazi University, Department of International Relations
Energy Expert
METU, Department of International Relations
Vice President of the METU North Cyprus Campus (TRNC)
Dean of İzmir University, Faculty of Economics and Administrative Sciences
Director of Middle East Institute Turkish Studies (USA)
ORSAM Advisor, Middle East, METU, Department of International Relations
Kastamonu University
General Coordinator of 2023 (Magazine)
Director of Vox Populi (Rome,Italy)
Istanbul Technical University, Humanities and Social Sciences
St. Petersburg City Council Member, St. Petersburg University (Russian Federation)
ORSAM Eurasia Advisor
Editorial Board of Middle East Studies
Meliha Altunışık Bülent Aras Tayyar Arı İlker Aytürk Recep Boztemur Katerina Dalacoura
F. Gregory Gause Fawaz Gerges Ahmet K. Han Raymond Hinnebusch Rosemary Holiis Bahgat Korany Peter Mandaville Emma Murphy Middle East Technical University (Turkey)
Ministry of Turkish Foreign Affairs, Head of Center for Strategic Strategic Research
Uludağ University (Turkey)
Bilkent University (Turkey)
Middle East Technical University (Turkey)
London School of Economics (UK)
Vermont University (USA)
London School of Economics (UK)
Kadir Has University (Turkey)
St. Andrews University (UK)
City University (UK)
Durham University (UK)
George Mason University (USA)
Durham University (UK)
Middle East Analysis Editorial Board
Prof. Dr. Meliha Altunışık Hasan Kanbolat Assoc. Prof. Dr. Hasan Ali Karasar Asst. Prof. Dr. Serhat Erkmen 40
Middle East Technical University , Director of Institute of Social Sciences
ORSAM Director
ORSAM Advisor, ORSAM Eurasian Strategies Coordinator - Bilkent University
ORSAM Middle East Advisor, Ahi Evran University, Head of Department of International Relations
ORSAM WATER RESEARCH PROGRAMME
Report No: 12, February 2012
Mithatpaşa Caddesi 46/6 Kızılay-ANKARA
Tel: 0 (312) 430 26 09 Fax: 0 (312) 430 39 48
www.orsam.org.tr, orsam@orsam.org.tr
Download