yuva, kreş ve okullarda ishal,kış hastalıkları,infeksiyöz

advertisement
YUVA, KREŞ VE OKULLARDA İSHAL
İshalin tanımı çocuğun yaşına ve tuvalet alışkanlığına göre
değişir.
Genel olarak normalden daha sık ve daha sulu dışkılamaya ishal
denir. Birçok bakteri, virüs ve parazitler ishal yapabilir
ayrıca gıda alerjileri ve antibiyotik kullanımı da ishal
sebebi olabilir.
İshalin sebebine bağlı olarak ateş, bulantı kusma, karın
ağrısı, baş ağrısı, halsizlik gibi şikayetlerde ishale eşlik
edebilir. Sebebi ne olursa olsun tuvalet terbiyesi kazanmamış
ishali olan çocuklar okula, yuva ve kreşlere devam
etmemelidir. İshale neden olan mikroplar genellikle gıda ve
sulardan bulaşır. İnsandan insana bulaşma hijyenik kurallara
dikkat etmemek ve dışkıyla kirlenmiş eller- eşyalar yoluyla
olur.
Eğer okul-kreşten sorumlu kişiyseniz:
• İshalli çocuğu veya personeli şikayetleri düzelene kadar
okuldan uzaklaştırınız.
• Çalışan personelin iyi bir el yıkama alışkanlığına sahip
olmasını sağlayınız ve sık sık el yıkama uyarılarınızı ve
eğitimlerinizi tekrarlayınız – hatırlatınız.
• Tuvaletten önce, tuvaletten sonra, bir çocuğa tuvalette
yardım ettikten sonra, çocuğun altını değiştirdikten sonra,
yemekten önce, servisten önce öğrenci ve personelin el
yıkamasını sağlayınız.
• El yıkama koşullarının oluşmadığı ortamlarda ıslak mendil,
el dezenfektanı yada kolonya yada %70 alkol aynı işi görür.
• Tuvaletler, banyo, mutfak, mutfak gereçleri, dolaplar,
yemekhane, servis bankosu, oyun odası, Oyuncaklar, park gibi
alanların her gün uygun şekilde temizlenmesini sağlayınız.
Bu amaçla bir kova suya katılan 1 su bardağı normal çamaşır
suyu güvenilir bir temizlik ve hijyen sağlar.
• İshalli çocukla teması olmuş personel ve diğer çocukları
izleyiniz. Şikayeti olanları ailelerine ve doktora
bildiriniz.
• 48 saat içinde bir sınıfta iki veya daha fazla ishal
vakası görülürse tıbbi yardım isteyiniz.
• İshal ve ateşi olan çocukların uygun tıbbi bakım
aldıklarından emin olunuz.
Eğer veli iseniz :
• İshal olan çocuğunuzu okula göndermeyiniz.
• İshalle beraber:
o Ateş varsa,
o Bulantı, kusma varsa,
o Çocuk tuvaletten çıkamıyor yada sık aralıklarla azar
azar dışkılıyor ise,
o Aşırı miktarda ishal ve su kaybı varsa,
o Çocuk uykuya meyilli ise,
o Koltuk altları ve dili kuru ise,
o Şuur bulanıklığı varsa,
o İshal kanlı yada sümüklü ise mutlaka doktora
başvurunuz.
• İshal süresince çocuğun temizliğine ve hijyenine özen
gösteriniz.
• Doktor tavsiyesi olmadan ishal kesici ilaçlar, antibiyotik
ve bilmediğiniz ilaçlar kullanmayınız.
KIŞ HASTALIKLARI
Çocuklarda sık görülen kış hastalıkları
Kış hastalıkları denilince bu mevsimle ilgili olarak ortaya
çıkan iklimsel, fiziksel, sosyal ve yaşamsal değişikliklerin
tetiklediği hastalıklar aklımıza gelir. Kışın ortaya çıkan
yada sıklığı artan hastalıkların başında enfeksiyon
hastalıkları ve bulaşıcı hastalıklar gelir. Kış aylarında
havaların soğuması, hava kirliliğinin artması, toplu ve
kalabalık ortamlarda geçirilen sürelerin uzaması, havanın
kuruması bulaşıcı hastalıkların bu dönemde sık görülmesine
neden olur.
Kışın
çocuklarda
vücut
direncinin
kırılmasına ve sık enfeksiyona yol açan
faktörler nelerdir?
•
Özellikle
havanın
soğuk
yani
kuru
olması
burun
ve
mukozaların kurumasına ve enfeksiyonlara daha uygun hale
gelmesine yol açar, ayrıca radyatörler nedeniyle evlerin kuru
olması bu durumu dahada arttırır,
• Okulların açılması ve kalabalık ortamlar mikropların daha
kolay ve hızla yayılmaları için uygun zemin sağlar,
• Ayrıca hareketsizliğin artması, daha az güneş görme kış
aylarında enfeksiyona zemin hazırlayan faktörlerdir.
Çocuğunuzu kış hastalıklarından korumanın
6 yolu
Bebekler 6 aydan itibaren anneden gelen koruyucu etkiyi
kaybeder ve mikrobik hastalıklara açık hale gelirler. Birçok
aile çocuklarının sürekli hasta olduğundan şikayet eder ancak
süt çocuğu döneminden itibaren okul çağına dek okul öncesi
çocukların yılda 6 – 8 soğuk algınlığı – nezle atağı geçirmesi
normaldir. Evde okula giden bir çocuk var ise bu sayı daha da
artar. Okulla birlikte soğuk algınlığı nezle salgınları olur,
okula çocuklarında yılda 8 – 10 atak normaldir, yaş
ilerledikçe bu sayı giderek azalır ve erişkin yaşta yılda 2-4
soğuk algınlığı atağı normal kabul edilir.
Peki çocuklarımızı nasıl koruyacağız?
1- Korunmanın en temel noktası önemli hastalıklara karşı
aşılı olmaktır.
2- Ayrıca devlet aşıları dışında çocukların
a. Zatürre ( pnemokok )
b. Grip ( influenza )
c. Menenjit ( meningokok )
d. Sinüzit ve otit’e ( Hemophilus ) karşıda aşılanması
önerilir.
3- Çocuklara küçük yaşta kişisel hijyen, el yıkama ve
bakımın öğretilmesi bulaşıcı hastalıklardan korunmada çok
etkilidir. Hapşırma, öksürme ve mendil kullanımının küçük
yaşta öğrenilmesi
adımlardır.
hastalıklardan
korunmada
en
temel
4- Bol sıvı tüketilmesi ve dengeli beslenme de immün
sistemimizi güçlü tutar, spor yapmak immün sistemi
güçlendiren en önemli faktörlerden biridir,
5- Hasta çocukların okula gönderilmemesi hem
öğrencileri korumak hem
hızlanası için gereklidir.
de
istirahat
ve
diğer
iyileşmenin
6- Sınıfların her teneffüste havalandırılması gereklidir,
özellikle yakın temas ile oyunlar oynayan küçük çocuklarda
hastalıkların bulaşı daha sık ve kolay olur, ağıza sürülen
cisimlerin paylaşılması engellenmeli ortak alanlar sıkça
temizlenmelidir.
Kış aylarında en çok görülen hastalıklar
nelerdir?
En sık görülen soğuk algınlığı ve solunum yollarının viral
hastalıklarıdır. Soğuk algınlığı süt çocukluğu çağından
başlamak üzere okul çağına kadar artarak devam eder. Soğuk
algınlığı dışında diğer üst solunum yolu hastalıkarı yani
tonsillit ( bademcik enfeksiyonu), nezle, krup, larenjit, orta
kulak iltihabı, bronşit ve pnemoni en sık görülen kış
hastalıklarıdır.
Bunlar içerisinde sadece soğuk algınlığımnın 300 den fazla
viral etkeni vardır ve tek başına en çok doktor ziyaretine
sebep olan hastalıktır.
Soğuk algınlığı:
Solunum yollarının viral bulaşıcı hastalığıdır. Hastalık ateş,
öksürük, burun akıntısı, halsizlik ile seyreder. Salgınlar
halinde seyreder. Orta kulak iltihabına, sinüzite, bronşite ve
zatürreye yol açabilir.
Nezle:
Burun mukozasının bulaşıcı viral hastalığıdır. Birçok virüs
tarafından meydana gelebilir. Hastada burun akıntısı ( ilk
başta şeffaf daha sonra iltihaplı), hapşırık, hafif öksürük,
ateş, burun tıkanıklığı olur. Genellikle 3 günde iyileşir.
Grip:
İnfluenza virüsü ile meydana gelen , solunum yolu ile bulaşan
ancak tüm vüccudu etkileyen sistemik bir hastalıktır. Şiddetli
kas eklem ağrıları, yüksek ateş, başağrısı olur. Ateş mutlaka
yüksektir. Ağır bir hastalıktır ve çiddi komplikasyonlara yol
açabilir. Hamileler, diyabet hastaları, kemoterapi alanlar
gibi immün sistemi bozuk hastaların mutlaka aşı ile korunması
gerekir.
Beta enfeksiyonu:
Bademcik, tonsillit, boğaz enfeksiyonu da denir. Beta
mikrobunun bademciklere yerleşmesi sonucu ortaya çıkan
enfeksiyondur. Süt çocukluğu döneminden itibaren sık görülür.
Kışın okulların açılması ile birlikte sıklığı artar. Zamanında
tedavi edilmez ise ciddi yan etkilere yol açabilir. Romatizmal
ateş, kalp kapak hastalıkları, ağır böbrek hastalıkları ile
sonuçlanabilir bu nedenle ateşi ve boğaz ağrısı olan her çocuk
beta açısından her seferinde ve mutlaka test edilmelidir. Beta
değil ise boşuna antibiyotik kullanmamak gerekir.
Zatürre (pnömoni):
Akciğerin iltihaplanmasıdır. Riskli hastalar için tehlikeli
bir hastalıktır. Grip gibi sistemik enfeksiyonun bir parçası
olarak yada mikropların direk akciğere yerleşmesi sonucu
ortaya çıkabilir. Akciğerin iltihaplanması nefes almayı
zorlaştırır. Genellikle gripal şikayetleri basit solunum
yolları hastalıklarını takiben başlayan yüksek ateş, öksürük,
kanlı – paslı balgam ile karakterizedir. Diyabet hastaları,
KOAH hastaları, kronik kalp ve böbrek hastaları, yaşlılar ve
bebekler için zatürre ölüm riski yüksek bir hastalıktır. Bu
nedenle riskli hastaların zatürre ye karşı korunmaları, grip
aşısı, zatürre aşısı olmaları önerilir.
Bronşit:
Akciğerin bronş adı verilen dallarının bulaşıcı mikrobik
hastalığıdır. Çocukluk çağında bronşitlerin çoğu viral
sebeplere bağlıdır. Kronik iltihabına kronik bronşit denir,
alerji yada sigara gibi maddelere bağlı olabilir. Viral üst
solunum yolu enfeksiyonları sırasında hastalığın akciğere
ilerlemesi ile bronşit tablosu gelişir. Hastada öksürük,
hırıltılı solunum ve balgam çıkarma başlar.
Orta kulak iltihabı (otit):
Genellikle gripal hastalıkları takiben ortaya çıkan bir
komplikasyondur. Östaki borusunun tıkanması sonucu orta
kulakta ödem şişme ve iltihap oluşur. Genetik olarak meyil
olduğu kabul edilir. Soğuk algınlığı yada gribal şikayetlerin
2- 4. Günlerinde ortaya çıkan kulak ağrısı, huzursuzluk, ateş
ile karakterizedir. Hastanın tekrar değerlendirlmesi gerekirse
antibiyotik başlanması gerekir.
Konjonktivit:
Gözü kaplayan zarların iltihabıdır. Göz kızarık hal alır,
çapaklanır, batma ve yanma olur. Genellikle virüsler ile
meydana gelir.
Döküntülü hastalıklar:
Kış aylarında artış gösteren hastalıkların en önemlileri
olanları bulaşıcı sistemik hastalıklardır. Bu hastalıklarda
kalabalık ortamlarda daha kolay yayılarak salgınlara yol
açarlar bu nedenle kızamık kızamıkçık, kabakulak, suçiçeği
gibi hastalıklar kış aylarında artış gösterir.
Kızamık:
Solunum yolu ile bulaşan viral sistemik bir hastalıktır. Aşı
ile korunulur. Ateş, burun akıntısı, halsizlik, konjonktivit,
kuru öksürük ile başlar daha sonra boyundan başlayarak tüm
vücuda yayılan döküntü olur.
Kızamıkçık:
Solunum ile bulaşan viral sistemik bir hastalıktır. Hafif
ateş, kırgınlık vardır boyun lenf bezleri şişer, yüz ve
boyundan başlayan pembe lekeler tarzındadır daha sonra tüm
vücuda yayılır. Hamileler için çok tehlikelidir. Aşı ile
korunulur.
Suçiçeği:
Solunum yoluyla bulaşan sistemik viral bir hastalıktır. Ateş
halsizlik, kaşıntılı ve içi su dolu kabarcıklar ile
karakterizedir. Kabarcıklar saçlı deri ve avuç içinde de
görülür. Döküntüler kaşınıp iltihaplanabilir. Hamileler için
tehlikelidir. Aşı ile korunulur.
Beşinci hastalık:
Solunum yoluyla bulaşan sistemik viral hastalıktır. Yüz göğüs
ve kollarda kızarıklık ve yüksek ateş ile seyreder. Genellikle
kısa sürede iyileşir ancak hamilelerde, immün sistemi
zayıflamış kişilerde, kansız kişilerde ve kan hastalığı
olanlarda ağır seyreder komplikasyonlara yol açar.
Kış hastalıkları en çok kimlerde görülür:
Kış aylarında görülen hastalıklar en sık :
• Okul – yuva çocuklarında,
• Kalabalık ortamlarda yaşayanlarda,
• Okula giden çocuğu olan ailelerde ve okula giden çocukları
olan ailelerin okula gitmeyen çocuklarında,
• Kışla, yuva ve toplu taşım araçları gibi kalabalık
ortamlarda bulunanlarda,
• Kalabalık ailelerde,
• Alerji, akciğer hastalığı, kalp hastalığı, kronik
hastalıkları olan , diyabetik hastaların olduğu aileler
özellikle risk altındadır.
Kış hastalıklarından korunma:
Kış hastalıklarının en önemli ortak özelliklerinden birisi
solunum yolu ile bulaşmaları dır. Bu nedenle evleri, okullarda
sınıfların sıklıkla havalandırılması, el teması olan kapı
tokmakları, sıralar ve trabzanların sıklıkla temizlenmesi,
küçük yaşta hijyen eğitiminin verilmesi, el yıkama
alışkanlığının kazandırılması, çocukluk aşılarının tam ve
zamanında yapılması gerekir.
İNFEKSİYÖZ MONONÜKLEOZİS
Kissing
Disease;Öpücük
İnfeksiyöz
Mono;
Mononükleozis;
hastalığı;
İnfeksiyöz
CA Lermi
Ateş, boğaz ağrısı, şişmiş lenf bezleri ile karakterize viral
bulaşıcı hastalıktır. Ebstein Barr virüs ile meydana gelir.
Hava ve temas yoluyla bulaşabilir, özellikle tükrük ve mukozal
salgılarda yoğunlaşan virüsün öpme ile bulaşması kolaylaşır.
Bu nedenle öpücük hastalığı da denir.
Toplumda yaygın olarak görülen bir hastalıktır ve genellikle
çocukluk çağında sessiz olarak geçirilir ancak
10 yaşından sonra geçirilirse,
Hastalık, stress, yorgunluk gibi immün sistemin
zayıfladığı zamanlarda geçirilir ise EBV virüs
enfeksiyonu infeksiyöz mononükleozis sendromuna yol
açar. Yaş ilerledikçe hastalığın şiddeti de artar.
Okullar, yuva, bakım evleri, kreş gibi ortamlarda kolayca
yayılır. Hastalığı bir kez geçirmek ömür boyu bağışıklık
bırakır.
Mononükleozis şikayetleri nelerdir?
Hastalık genellikle virüsün bulaşmasından 4-7 hafta sonra
ortaya çıkar. İlk belirtiler genel bir kırgınlık hali ve
gribal şikayetlerdir. 10 yaş altı çocuklarda genellikle bu
şikayetler dışında hiçbir şikayet görülmeden hastalık
atlatılır. Halsizlik ve kırgınlık hali genellikle bir hafta
kadar sürer daha sonra:
Yüksek ateş,
Boğaz ağrısı ve boğazda şişme, bademciklerin şişmesi,
Lenf bezlerinin şişmesi,
Aşırı halsizlik,
Şiddetli kas ağrıları,
Dalak ve karaciğerde şişme,
Hafif sarılık başlar.
Genellikle bu şikayetler 1 – 2 hafta içinde azalarak kaybolur.
Hastalık çok nadiren karaciğerde ağır hasar yapacak kadar
ilerleyebilir.
Mononükleozis nasıl teşhis edilir?
Hastalık basit boğaz sürüntü testleri yada kan testleri ile
kolayca teşhis edilebilir.
İnfeksiyöz mononükleoz dan
şüpheleniliyor
ise
aşağıdaki
testler yapılmalıdır:
Tam kan sayımı,
Periferik yayma,
Mono test,
EBV VCA IgG, IgM,
Early Antijen,
EBV anti Nuclear antijen antikoru IgG,
EBV PCR,
Hastalık yaşa bağlı olarak çok
çocuklarda teşhis güç olabilir.
hafif
geçebilir,
küçük
Mononükleozis tedavisi
Mononükleozis in tedavisi yoktur ancak şikayetleri yatıştırmak
amacıyla ağrı kesiciler kullanılabilir. Hastalık genellikle
tedavisiz kendi kendine iyileşir, tedavi ile hastalık süresini
kısaltmak mümkün değildir. Hastalık genellikle 4-6 haftada
tamamen iyileşir ancak aylar süren yorgunluk sendromlarına yol
açabilir.
Tedavide antibiyotik kullanılması çok ciddi yan etki ve
komplikasyonlara neden olur.
Büyümüş dalak darbe ile yırtılabilir, bu nedenle 1 ay kadar
spordan uzak durulmalıdır.
Ağrı kesici ve ateş düşürücüler, boğaz pastilleri ve tuzlu su
ile gargara şikayetleri yatıştırır.
Nefes almayı zorlaştıracak boğaz tutulumu, kan tablosunu bozan
kemik iliği tutulumu ve karaciğerin tutulduğu ağır durumlarda
kortikosteroid kullanımı gerekebilir.
İstirahat,
Bol su tüketmek,
İlk bir ay spor yapmamak, ağır kaldırmamak, iyileşmeyi
kolaylaştırır.
İnfeksiyöz Mononükleozis hastalığı ile bazı Lenfoma ve
nazofarinks kanserleri arasında ilişki vardır. Hastalığı
geçirmek bu kanserlerin riskini arttırmaktadır.
Mononükleozis den korunma
EBV
virüsü
ile
genellikle
hayatın
erken
dönemlerinde
karşılaşılır ve hastalık hafif gripal şikayetler ile
atlatılır. Toplum taramalarında 35 – 40 yaş insanların %95
oranında hastalığı geçirmiş oldukları tespit edilmiş. Yaş
ilerledikçe hastalık şikayetleri de ağırlaşır ve mononükleoz
sendromlarına kadar ilerler. Hastalıktan korunmak için:
Hasta kişiler ile yakın temasta bulunmamak,
Kalabalık yerlerden uzak durmak,
Aşırı stres ve yorgunluktan uzak durmak sayılabilir.
Hastalık geçtikten sonra virüs vücudumuzda saklı olarak kalır,
aktive olup olmadığını bilmiyoruz ancak hayat boyu ikinci kez
mononükleozis geçirmiyoruz.
Hastalık geçtikten sonra 4-6 hafta kadar bulaşıcılığı
devam eder.
Referanslar :
1.
Centers
for
http://www.cdc.gov
Disease
Control
and
Prevention
2. National Institute of Allergy and Infectious Diseases
http://www.niaid.nih.gov
3. About Kids Health http://www.aboutkidshealth.ca
4. The College of Family Physicians of Canada
http://www.cfpc.ca
5. Balfour HH Jr, Hokanson KM, et al. A virologic pilot study
of valacyclovir in infectious mononucleosis. J Clin Virol .
2007;39:16-21.
6. Infectious mononucleosis. EBSCO DynaMed website. Available
at: http://www.ebscohost.com/dynamed . Updated February 28,
2013. Accessed June 7, 2013.
7. Luzuriaga K, Sullivan JL. Infectious mononucleosis. N Engl
J Med . 2010 May 27;362(21):1993-2000.
8. Mononucleosis. Academy of Family Physicians website.
Available
at:
http://familydoctor.org/familydoctor/en/diseases-conditions/mo
nonucleosis.html . Updated November 2010. Accessed June 7,
2013.
HEPATİT
A
GAMAGLOBÜLİN
AŞISI
VE
Hepatit A aşısı bir yıl arayla iki doz halinde yapılır. Son
derece koruyucu bir aşıdır ve 20 yıl bağışıklık sağlar. İmmün
globülin hazır antikorlar ise hepatit A ya karşı sadece geçici
bağışıklık ve direnç sağlar. İmmün globülin hepatit A ya karşı
ancak 1 – 3 ay korur. İmmün globülin hepatit A bulaştığı
düşünülen durumdan itibaren iki hafta içinde verilmelidir.
Hepatit A aşısı inaktif aşıdır. Aşı hastalık yapamaz. Aşı
yapıldıktan 4 hafta sonra korumaya başlar. İki doz hepatit A
aşısı 20 yıl boyunca korunma sağlar. Aşı salgın veya hepatit A
ile temas halinde iki hafta içinde yapılırsa koruyucudur. Aşı
ile birlikte gamaglobülin de yapılmalıdır.
Hepatit A aşısı kimlere yapılır?
12 aylıktan itibaren herkese yapılabilir,
Hepatit A nın sık görüldüğü ülkelere seyahat edenlere,
Kronik karaciğer hastası olanlara,
Kreş, yuva ana okulu ve bu gibi yerlerde çalışan
personele hepatit A aşısı yapılmalıdır.
HEPATİT A
GÖRÜLÜR?
EN
SIK
KİMLERDE
Hepatit A ensık Kimlerde Görülür?
Hepatit A insan dışkısı ile yayılır. Kanalizasyon sistemi,
hijyen ve sanitasyon şartlarının uygun olmadığı her ortamda
salgınlara neden olur.
Yuva ve kreşlerde çocukların yakın
teması bulaşma ve salgınlara yol açar. Ülkemizde batı
kesimlerde insanların % 40 ında doğuda ise % 90 ına hastalık
geçirilmiştir.
Hepatit a en sık:
Altyapı ve kanalizasyon sistemi bozuk yerlerde
yaşayanlarda,
Hasta kişi ile yakın teması olanlarda ( yuva arkadaşı,
oyun arkadaşı, eşi, çocuğu vb.),
Hasta kişi ile ortak ev eşyasını yıkamadan kulandan
kişilerde (kaşık, çatal yıkanmadan kullanılırsa),
Hasta kişi ile cinsel teması olanlarda,
Hepatit A nın sık görüldüğü sanitasyon ve kanalizasyon
sisteminin bozuk olduğu şehir ve ülkelere seyahat
edenlerde,
Tuvalet eğitimi almamış çocuk yuvaları ve kreşlerde
hastalık daha sık görülür.
Download