T.B.M.M. B : 31 9 .11.1994 O:3 Baştan söyleyeyim, konuya ilişkin görüşlerimin arzı, hukuk tekniğiyle sınırlı olacak. İzin ve­ rirseniz, maddeyi bir kez okumak istiyorum ve bazı noktaların altını çizdikten sonra, neden hukuk tekniğine aykırı bir formülasyon olduğunu dikkatlerinize sunmaya çalışacağım. Özelleştirme uygulamaları çerçevesinde, yabancılara gayrimenkul satışı ve devrinin, müteka­ biliyet esasları göz önünde bulundurularak, yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde gerçek­ leştirilebileceği öngörülmüş ve bu konuda, yürülükte bulunan, Köy Kanunu, Tapu Kanunu ve ilgi­ li diğer mevzuatın geçerliliği korunmuş ve böylece, yabancılara yapılacak gayrimenkul satışıyla il­ gili hükümlere açıklık getirilmiş. Madde bu. Muhterem milletvekilleri, maddede, "özelleştirme uygulamaları çerçevesinde" dendiğine gö­ re, özelleştirme uygulamaları çerçevesinin dışında da, yabancılara gayrimenkul satışının ve devri­ nin olabileceği, kategorik olarak öngörülmüş, varsayılmış demektir. Şimdi, gayrimenkullerdeki mülkiyet değişikliğine ilişkin sayma yöntemi benimsenmiş, satış ve devirden söz açılmış; yani, satış olabilir. Peki "devri" dediğimiz vakit, o "devir" kelimesinin içe­ risinde mülkiyetin nakli de söz konusu olabilir. O zaman, "satış ve devri" dediğimiz vakit, belki başka amaçlan da gütmemize rağmen, o iki kelime kapsamı itibariyle bir eksiklik var gibi. "Çerçevesinde" sözünün altını çizmiştim. Eğer, o çerçevenin dışında da olabileceği doğruysa -ki doğrudur- sadece özelleştirme uygulamaları çeçrevesinde yabancılara gayrimenkul satışı söz konusu değildir. Cümlenin devamında "...satışı ve devri mütekabiliyet esasları göz önünde tutula­ rak..." deniyor. Şimdi, özelleştirme çerçevesinde olsa da olmasa da, yabancılara gayri menkul satı­ şı, her halükârda devletler hukukunun temel bir kuralı olarak mütekabiliyet esasına dayandırılacak­ tır. O zaman -demin Sayın Yaramancı'ya arz ettim- malumun ilanı gibi, her halükârda, o müteka­ biliyet esasının varolması gerektiği doğruysa "göz önünde tutularak yürürlükteki mevzuat hüküm­ leri çerçevesinde gerçekleştirilebileceği" ifadesi, bence, gene eksik bir cümle. Burada, Anayasa Mahkemesinin iptal kararında, ısrarla ve altı çizilerek mütekabiliyet esasına temas edilmesidir; ama, Anayasa Mahkemesi, iptal kararında, mütekabiliyet esasına dayalı olarak yapılabileceğini söylemeseydi bile, bu, zaten devletler hukukunun temel kuralı. "Öngörülmüş" kelimesini yanlış bir kelime olarak addediyorum; çünkü, öngörecek olan, bu yasadaki şu formülasyonla sadece özelleştirme uygulamalarına inhisar edebilecek, ona atfedebile­ cek bir kurula ait yetki değil; "öngörme" kelimesi, bence, orada anlamı ifade etmiyor. Diyor ki "ve bu konuda yürürlükte bulunan Köy Kanunu, Tapu Kanunu ve ilgili diğer mevzuatın geçerliliği ko­ rumuş..." Bizim, tasarıyla, burada, böyle bir maddeyi düzenlerken, böyle bir cümle getirerek geçer­ liliğini korumak ya da korumamak şeklinde bir seçimlik hakkımız zaten olamaz. O geçerliliği, ya­ ni Köy Kanununun, Tapu Kanununun konuyu düzenleyici hükümlerine zaten riayet mecburiyeti­ miz vardır. Bunların geçerliliğini kaldıralım ya da geçerliliğini kabul edelim deme hakkına sahip değiliz. Devam ediyor "ve böylece yabancılara yapılacak gayrimenkul satışıyla ilgili hükümlere açıklık getirilmiştir." Şimdi, tersten düşüneyim -mefhumu muhalif gibi sayabiliriz bir an- açıklık getirmeseydik ne olurdu diye sorduğumuz vakit, biz, açıklık getirdik diye yürürlükte olacak değil ya da hükümlerini icra edecek değil. Biz, yasa düzenlemesinde, kötü bir hukujc tekniği seçerek açıklık getirmeseydik dahi, gene, var olan temel düzenleyici hükümler, hükmünü icra edecekti. Bu­ rada, zannediyorum bir kelime hatası da var. Son cümlede "geçerliliği korumuş" diyor. Yukarıdan aşağıya bakarsak, "geçerliliğini korumuş" dememiz, sanıyorum daha doğru olacak. - 5 7 -