Caferi Mezhebine Mensup Bir Kızla Evlenmenin hükmü Soru: Selamun Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakatuhu Ehli sünnet ve-l Cemaat mezhebine mensup, vela ve bera akîdesini hakkıyla gerçekleştiren, cihadı ve mücahidleri seven, onları veli edinen bir muvahhidin Caferi mezhebine mensup bir kızla evlenmesinin hükmü nedir? Bu kızın üzerinde sahabeye küfretmek, Rasulullah (s)’in eşlerine zina iftirasında bulunmak, kabirleri tavaf etmek gibi Rafızilerin küfür ve şirklerinden hiç birisi bulunmamaktadır. Bilakis sadece Şia’nın hakim olduğu bir belde de doğmuş, orada yaşamış ve babalarını da bu mezhep üzerinde bulmuştur. Böylesi bir kızla evlenmenin hükmü nedir? Bizler bir çok münasebetle sizlerin Şia ve Rafızi fırkası hakkında yazdıklarınızı okuduk. Ancak özellikle bu sorumuza cevap vermenizi istiyoruz. Allah sizleri hayırla mükafatlandırsın. Ebu Hattab el-Irakî Cevap: Bu bayanın şiaya nispeti sadece ismen ise, Rafizilerin şirk ve küfür akidelerini taşımıyor ve onlardan teberi etmiş ise kimliğinde o mezhebe bağlı olduğunun yazılması ya da dış görünüş itibarıyla böyle bilinmesinden dolayı tekfir edilmesi kesinlikle mümkün değildir. Zira küfür hükmü sadece mücerret isimlendirmelere göre verilmez bilakis asıl olan mana ve gerçeklerdir. Bu bayanın Rafızilerin küfründen teberi ettiği açığa çıktıktan sonra kendisine neden kafir hükmü verilsin ki… Diğer taraftan şunu da hatırlatmalıyız ki Rafızilerin bilinen malum takiyye akidesinden dolayı böylesi önemli ciddi bir işte iyiden iyiye araştırma yapmak gerekir. Ancak bundan sonra Müslüman olduklarına kesin kaaat getirirsek böyle bir kimse ile evlenmek caizdir. Ancak nasihat olması adına sana şunu da söylemek isterim. Sarih tevhid akidesine sahip, vela ve bera hukukunu hakkıyla gerçekleştiren bir genç için evlilik noktasında evla olan kendisi gibi sahih tevhid akidesine sahip, tevhidi hakkıyla anlayan bir kızla evlenmesidir. Zira o kız çocuklarının annesi, evinin sorumlusu olacaktır. Nitekim Rasulullah (s) “Sen dindar olanını seç ki Allah evini bereketlendirsin” diyerek bizi buna irşad etmiştir. Kişinin evlilik konusunda hiçbir araştırma yapmaksızın cesur davranmaması, dış görünüş itibarıyla problem çıkarması muhtemel bir kişi ile evlenmeye kalkarak büyük riske girmemesi de gerekir. Ancak benim bu sözüm sahih bir tevhid inancına sahip olduğu apaçık ortaya çıkmayan kişi ile evlenmeye dairdir. Şayet kendisi ile evlenilecek kişi bütünüyle hak dine tabi olmuş, İslam ahlakını tamamen tahakkuk ettirmiş bir kimse ise bilindiği üzere İslam kendisinden önce kötülük adına ne varsa hepsini siler, yok eder. Hiç şüphesiz başarı Allah’tandır. Tevhid ve Cihad Minberi Fetva Kurulu Üyesi Ebu Usame eş-Şami