TBMM B:30 4.12.2001 0 : 5 ancak, bu tespitleri yaparken, iktidarıyla

advertisement
T.B.M.M.
B:30
4.12.2001
0:5
ancak, bu tespitleri yaparken, iktidarıyla muhalefetiyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, meslek kuruluş­
larıyla hepimiz, sorumluluğumuzun ve görevlerimizin sınırını iyi çizmek durumundayız; çünkü, bu
çatı altındaki mevcudiyetimizin sebebi olan demokrasiye, parlamenter sisteme halkımızın güvenini
kaybettirirsek, başka arayışlara itersek, bunda hepimizin ve en fazla da bunları körükleyenlerin
sorumluluğu olur diye düşünüyorum.
Sayın milletvekilleri, bilindiği gibi, Başbakanlık teşkilatı, 3056 sayılı Kanunun kendisine ver­
diği yetkiyle bakanlıklar arasında işbirliği ve koordinasyonu sağlayan, hükümetin genel siyasetinin
yürütülmesini gözeten ve devletin tüm mekanizmalarının ahenk içerisinde işlemesini sağlayan,
merkez teşkilatı ile buna bağlı ilgili kuruluşlardan meydana gelen, Başbakana bağlı bir teşkilattır.
Bu teşkilatla ilgili şu an bir durum tespiti yapacak olursak, Başbakanlığa bağlı ilgili kuruluş
adedi 52'dir. Konuşmakta olduğumuz Başbakanlık bütçesi içerisinde Başbakanlık merkez teş­
kilatının bütçe payı ise yüzde 15,3'tür. Görevi koordinasyon olan Başbakanlığın, ilgili kuruluşlarla
birlikte ayrı bir hükümet haline geldiğini görmekteyiz.
özürlü vatandaşımızdan gençliğe, kadının statüsünden emlak sorununa kadar bir dizi problemi
Başbakanlıkta çözmeye çalışıyoruz. Sadece merkez teşkilatında 2 700 kadrosu olan hantal, hareket
yeteneği de, mevcut yapısından ve izdüşümü sayılabilecek yapıların diğer bakanlıkların da bün­
yesinde bulunmasından dolayı kısıtlanmış, yönetilemez bir yapıyla karşı karşıyayız.
Değerli milletvekilleri, uzun yıllardır kadro şişkinliği ve verim düşüklüğünün yanı sıra, kaynak
israfıyla da iç içe yaşamakta olan kamu sistemi yönetim anlayışı, yerini, daha verimli, dinamik ve
kesintisiz çalışan bir sisteme, sorunların çözümünde kararlı, iç ve dış problemlere çözüm getiren,
çağın teknoloji ve bilgisine uygun hareket edebilen etkin bir anlayışa devretmelidir.
Yönetim ve organizasyon literatürü incelendiğinde, son yirmi yılda önemli değişiklikler olduğu
ortaya çıkar; hatta, bir paradigmayla karşılaşırız. Bu paradigma değişiklikleri, örgütsel küçülme
stratejisinin ortaya çıkmasına yol açmıştır.
1990'lara kadar bir anlamda büyüme, bir organizasyon için sağlık göstergesi; küçülme ise, has­
ta olan bir organizasyonun iyileşmesi için alınan önlem olarak kabul edilmiştir; ancak, 1990'ların
başında yönetim ve organizasyon alanında pek çok yeni kavram ve uygulamalar gibi, örgütsel
küçülme diye tanımlanabilen "down sizing" kavramı çok sık kullanılır hale gelmiştir.
Küçülme kavramı daha önce hasta işletme ve organizasyonlar için söylenirken, yeni yaklaşım­
la artık, iyileşmenin, rekabetçiliği artırmanın bir yolu olarak ele alındığı "örgütsel küçülme" kav­
ramı kabul edilmeye başlanmıştır.
Klasik yönetim anlayışının uzmanlaşmaya ve birimleşmeye yönelikfikirseltemelleri üzerine
odaklanan yapılar, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişte değişen beklentilere cevap
verememiştir.
Bilgi toplumu sürecinde dünya çok daha küçüldü. Günümüz, hızlı karar alma ve bu kararları
süratle uygulamaya koymayı zorunlu kılmaktadır.
Ayrıca, verimlilik, hizmetin kalitesi, malzeme ve zaman tasarrufu ön plana çıkmıştır. Klasik
biçimde yapılanan organizasyonlar, bu süreçte birimlerarası kopuklukların oluşması sonucu, bek­
lentilere kendilerini adapte edememişlerdi. Bilgi toplumu sürecinde beklentilere, ancak bütün
departmanların bir araya gelerek toplam kalite yönetimi anlayışı içerisinde çalışmasıyla cevap
verilebilir.
-86-
Download