İL TARİH : BİNGÖL : 31.10.2014 وي ال َّر ِح ِين ِ ْبِس ِْن هللاِ الرَّح ّ ب ّ ُىر ِعن َد ِهللا ِ هللاِ ْاثنَا َع َش َر َش ْهرًا فِي ِكتَا ِ إِ َّى ِع َّدةَ ال ُّشه ض ِه ْنهَا أَرْ بَ َعةٌ ُح ُر ٌم َ َيَىْ َم َخل َ ْق ال َّس َوا َوات َواألَر قال رسول هللا صلي هللا عليه وسلم ّ ضاىَ َش ْه ُر هللاِ ْال ُو َح َّر ُم ِّ ض ُل اَل َ صيَ ِام بَ ْع َد َر َه َ اَ ْف MUHARREM AYI VE FAZİLETİ Muhterem Kardeşlerim! Okuduğum ayet-i kerimede Cenab-ı Allah mealen şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır.”1 Okuduğum hadisi şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “Ramazan ayından sonra tutulan oruçların en hayırlısı, Allah’a izafetle (Allah’ın ayı denilerek) şereflendirilen Muharrem ayında tutulan oruçtur.”2 Muhterem Müslümanlar! Her dinin, milletin kutsal saydığı veya diğer zaman dilimlerinden farklı kabul ettiği kendine özgü belirli gün ya da ayları vardır. Yüce dinimiz İslam’da da bu tür gün ve aylar vardır. Bu aylardan biri de Muharrem ayıdır. ‘‘Muharrem’’kelimesi ‘‘haram kılınmış’’, ‘‘hürmete layık’’ anlamına gelip anlam itibarı ile bu aya özel ad olmuş, ‘‘haram aylar’’ uygulamasının genel adı olmuştur. Değerli müminler! Muharrem ayını önemli kılan birçok özellik vardır: Hz. Muhammed(s.a.v)’in hicretiyle başlayan Hicri tarih, İslami takvimin başlangıç yılı olarak, Muharrem ayı da bu takvimin ilk ayı olarak kabul edildi. Muharrem ayının onuncu günü olan ‘‘Aşure günü’’tüm Semavi dinlerde özel bir yere sahip olup Cahiliye Araplarınca da önemli kabul edilmişti. Hz. Muhammed (s.a.v) de bu günde oruç tutmuş, bu orucu Müslümanlara da tavsiye etmiştir.3 Ramazan orucu farz kılındıktan sonra Aşure günü’ne bir gün daha eklenerek sünnet olarak tutula gelmiştir.4 Peygamberimiz bir hadisinde Aşure orucu ile ilgili şöyle buyurmuştur: ‘‘Aşure gününün orucunun, bir önceki yılın günahlarına kefaret olmasını Allah’tan umarım.’’5 İslam tarihi kaynaklarında 10 Muharrem (Aşure) günü gerçekleştiği kabul edilen önemli tarihi olaylar şu şekilde sıralanır: Hz. Nuh’un gemisinin Tufan’dan kurtulup Cudi dağına oturması, Hz. Âdem’in tövbesinin kabul edilmesi, Hz. İbrahim’in Nemrut’un ateşinden kurtulması, Hz. Yakup’un, oğlu Yusuf’a kavuşması, Hz. Musa ve israiloğullarının Firavun’un zulmünden kurtulmaları gibi. Aziz Müslümanlar! İslam tarihinde Hicri 61 yılında 10 Muharrem Cuma günü Ehl-i Beytin çok değerli bir ferdi olan Hz. Hüseyin’in şahadeti ile sona eren ‘Kerbela hadisesi’ meydana gelmiştir. Muharrem ayı içerisinde Sevgili Peygamberimizin torunu olan Hz. Hüseyin gibi büyük bir şahsiyetin şehit edilmesi, tüm Müslümanlar için büyük bir acı olmuş ve Müslümanları derinden etkilemiştir. Tarihin belli bir kesitinde meydana gelen bu gibi üzücü olayları iyi düşünmek ve bunlardan gerekli dersler çıkarmak gerekir. Müslümanlara düşen görev, bu tür üzücü olayların tekrarlanmasını önleyecek bilinç ve anlayışa sahip olmaktır. Kardeşliğimize ve beraberliğimize zarar veren her türlü davranıştan uzak durmaktır. Hz. Hüseyin’e reva görülen bu haksız ve üzücü muameleyi kabul etmek mümkün değildir. Fakat bu üzücü olayı kullanmak suretiyle İslam kardeşliğini zedeleyen art niyetli odakların varlığını unutmamak, Müslümanları çeşitli bahanelerle birbirine düşürmek isteyen İslam düşmanlarına karşı dikkatli olmak gerekir. Bu üzücü olayı tarihin hakemliğine emanet etmek daha doğru bir davranış olur. Günümüzde Müslümanların her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe muhtaç oldukları unutulmamalıdır. Bütün Müslümanlara düşen görev, tarihte meydana gelen olaylardan ibret almak suretiyle yanlış, üzücü tutum ve davranışlardan uzak durmak ve meydana gelebilecek buna benzer olayların tekrarlanmaması için gereken tedbirleri almaktır. 1 Tevbe, 9/35 Müslim, Sıyam, 202, I, 821. 3 Buhari, Savm, 69 4 Müslim, Sıyam, 133 5 Tirmizi, Savm, 48 2 Hazırlayan: İl Hutbe Komisyonu Redaksiyon: İl İrşat Kurulu